30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 1 KASIM 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Gecenin Yıldızları... İçimde bir Cumhuriyet coşkusu var bugün... Bu coşku, kaç yaşında olursam olayım hiç bit- meyecek.. liboşlara, dincilere, tarikat şeyhleri- ne, döneklere, mandacılara inat. Kadıköy görülmeye değerdi, Dolmabahçe’den boğazı seyretmek güzeldi. Gecenin yıldızları, gökyüzünü aydınlatan fi- şeklerle oynaşıyordu. Çocuklar, gençler, orta yaşlılar, yaşlılar... Çocukların ellerinde ayyıldızlı bayrağımız. Bağdat Caddesi bir hafta önceden giymişti Cumhuriyet giysilerini. Evrenin tüm renkleri oradaydı... Taksim Alanı, Caddebostan, Beşiktaş ve Ba- kırköy... Bir insan ırmağına dönüşmüştü her yer. Işıltılı rüzgârında filiz vermiş bir kayın dalı yağ- murla inleyen kokusunu yayıyordu çevreme... Vız geliyordu kan koklayan tilkiler, vız geliyor- du mandacılar, liboşlar, soytarılar pazarında tez- gâh açan din bezirgânları. Bir kadeh kırmızı şarap koydum kadehime o bu- ram buram Cumhuriyet coşkusu içinde. Hava serindi Dolmabahçe’de. Sıkı sıkı giyin- miştim. Mercan sabahların parmaklarından kaçıp lacivert ışıltılı gecenin koynuna girmeye hazırla- nıyordum. Güz tepeleriyle avunan tarih, Dumlupınar’dan şahlanıyordu Nâzım Hikmet’in dizelerinde. Bir tür- kü yankılanıyordu sonra gözleri çakmak çakmak olan adamda. Atatürk düşmanlarının toprakta mantar gibi bit- tiği, medyayı kuşattığı bir dönemde çok an- lamlıydı benim için bu kutlamalar. Tükenmez mırıltılar, demokrasi ve özgürlük... Laiklik olmadan demokrasi olur muydu hiç! Devrim yürüyüşünün on beş yıl sürdüğü bir yol- dan işte bugünlere gelmiştik... Mustafa Kemal gibi bir önder ve ona yürekten bağlı yurtsever-devrimci bir ekip. Saltanat ve halifelik kaldırıldı.. Cumhuriyete ge- çildi. Laiklik, kadın hakları, harf ve dil devrimi... Ulus tümlüğümüzü perçinleyen atılım ve giri- şimler... Köy Enstitüleri, üniversiteler, Halkevleri... On beş yıla sığdı bunlar ey takkeli ve takke- siz liboşlar! O on beş yıl çağdaş uygarlık düzeyine çıkmak için yapıldı... Çok kısaydı o dönem... 10 Kasım 1938’de Atatürk öldü... Motor tekle- meye başladı.. İkinci Dünya Savaşı çıktı.. motor durdu... Nadir Nadi 29 Ekim 1984’te yazdığı başyazı- sında şöyle der: “....Ne olduysa oldu ve biz bugün devrim ilke- lerinden bir hayli geri kaymış durumdayız. Tek par- ti döneminde kimse kimsenin dinine diyanetine ka- rışmazdı. İsteyen namaz kılar, isteyen oruç tutar, isteyen namaz kılmaz, oruç tutmazdı. İsteyen ka- dın çarşaf giyer, isteyen başı açık gezerdi. Ulusal eğitim politikamız gençlerimizi, çağdaş uygarlığın gereği, özgür kişiliğe kavuşturmayı amaçlıyordu. Çok partili yaşama geçtikten sonra sözümona bir demokrasi türküsü tutturduk. Gericiler ilkin laikli- ği boy hedefi olarak ele aldılar. Efendim, laiklik din- sizlik demekmiş. Kim demiş laikliğin dinsizlik ol- duğunu? Bizimkiler toplumu şeriat düzenine gö- türmek istiyorlar ya, elbette laikliğe saldıracaklar. Laiklik dinsizlik sayılmalı ki günün birinde herke- si aynı cahil hocaların elinde oyuncak etmeye ka- pı hazırlansın...” Nadir Nadi yirmi dört yıl önce yaptı bu sap- tamayı sevgili okur! Ve yazısının sonunda dedi ki: “...Liseli genç kızları şalvarla 19 Mayıs’ı kutlamaya zorlasınlar ki, bir gün tüm kızlarımız ve kadınları- mızı kafes altına kapatmaya sıra gelsin...” Bugün kızlarımız okula değil Kuran kurslarına gönderiliyor... Bugün kadınlarımız yaşamın her ala- nından uzaklaştırılıyor... Nadir Nadi, yirmi dört yıl önce tarihe not düş- müş: “....Bugünün acı gerçeği, gerçek Atatürkçüle- rin şimdilik yenilmiş olmalarıdır...” Yenilgi sürüyor sahte Atatürkçüler sayesinde! O nedenle içimdeki Cumhuriyet coşkusu ina- dına kabardı dün sabah... Dolmabahçe’den Be- şiktaş’a; Bakırköy’den Bağdat Caddesi’ne dek taş- tı o yüreğimdeki coşku... 2 Kasım Pazar günü İstanbul TÜYAP Kitap Fua- rı’nda (Cumhuriyet Kitapları Standı: 301 Salon: 3) Saat 14.45-15.45 arası Mehmet Başaran, Ser- dar Kızık ve Mehmet Faraç’la birlikte okurlarla buluşuyoruz... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com İstanbul Barosu görev dağılımı İstanbul Haber Servisi - İstanbul Barosu yeni yönetimi, Başkan Muammer Aydõn başkanlõğõnda gerçekleştirdiği ilk toplantõda görev dağõlõmõ yaptõ. Barodan yapõlan yazõlõ açõklamaya göre, Prof. Dr. Av. Selçuk Demirbulak başkan yardõmcõlõğõna, Özden Gönenli genel sekreterliğe, Tayfun Aktaş da saymanlõğa getirildi. Yönetim kurulunda Handan Doğan, Berrin Adõyaman, Cesur Kõlõnç, Turgay Demirci, Hüseyin Özbek, Ufuk Özkap ve Doç. Dr. Av. Ümit Kocasakal da üye olarak görev yapacak. Atatürk ve İstiklal Yolu KASTAMONU (Cumhuriyet) - “Atatürk ve İstiklal Yolu Projesi” kapsamõnda halkõn yardõmlarõ, Kastamonu Valiliği’nin organizasyonuyla başlatõlan projenin ilk ayağõ tamamlandõ. Kurtuluş Savaşõ’nda gösterdiği kahramanlõklarla “Çavuş” rütbesini alan Kastamonulu Halime Çavuş anõsõna Kadõdağõ’nda yaptõrõlan anõtõn açõlõşõnda konuşan Devlet Bakan Murat Başesgioğlu, istiklal mücadelesinde Kastamonulularõn gerçekten büyük bir mücadele verdiğini belirtti. Başesgioğlu, “Cumhuriyetimizin kuruluşu ve istiklal mücadelesi kolay olmamõştõr. Türk milleti, kadõnõyla erkeğiyle özgürlük mücadelesinde büyük bedeller ödemiştir” dedi. Askerden alternatif kutlama MANİSA (Cumhuriyet) - Cumhuriyetin 85. yõldönümü nedeniyle Manisa Valisi Celalettin Güvenç’in Polis Lokali’nde düzenlediği resepsiyona, Belediye Başkanõ Bülent Kar’õn türbanlõ eşi Selma Kar’la katõlmasõ üzerine askerler salonu terk ettiler. Edinilen bilgiye göre 29 Ekim akşamõ Vali Parkõ Polis Lokali’nde gerçekleştirilen resepsiyona, Manisa 1. Er Eğitim Tugay Komutanõ Tuğgeneral Naim Babüroğlu, İl Jandarma Alay Komutanõ Kõdemli Albay Mürsel Şahin eşleriyle birlikte geldiler. Kar’õn resepsiyona türbanlõ eşi Selma Kar’la katõldõğõnõ gören Babüroğlu ve Şahin, Vali Güvenç’le görüşerek eşleriyle birlikte salonu terk etti. Manisa Belediye Başkanõ Kar, gazetecilerin, “Askerler resepsiyonu eşinizin başörtülü olmasõndan dolayõ mõ terk etti?” sorusuna, “Ben bu saatten sonra eşimi değiştiremem, bu benim sorunum değil” yanõtõnõ verdi. Bayrak yakma davası ANKARA (AA) - Cumhuriyet’in kuruluşunun 85’inci yõldönümünün kutlandõğõ 29 Ekim’de, Ankara’daki bir öğrenci yurduna asõlan Türk bayrağõnõ yaktõğõ iddia edilen bir kişi hakkõnda, 3 yõla kadar hapis istemiyle dava açõldõ. Savcõ Levent Savaş tarafõndan açõlan davanõn iddianamesinde, Özgür Güven Y’nin, Yalçõnkaya Yükseköğrenim Kõz Öğrenci Yurdu’na asõlan Türk bayrağõnõ, 29 Ekim günü saat 03.30 sõralarõnda, asõlõ bulunduğu yerde çakmak ile tutuşturmak suretiyle yakarak olay yerinden kaçtõğõ belirtildi. CHP lideri Baykal, AKP’nin ekonomik krize önlem almakta geciktiğini söyledi ‘Kabadayõlõkla olmaz’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başka- nõ Deniz Baykal, hükümetin ekonomik krize yönelik gerek- li önlemleri almakta geç kaldõ- ğõnõ vurgularken “Başbakan’ın bütün cakasına rağmen IMF ile tıpış tıpış bir anlaşma ara- yışı içine girmekte olduğu görülüyor. Kabadayılıkla krizle mücadele olmaz” dedi. CHP lideri Baykal, dün par- ti meclisi toplantõsõ öncesinde yaptõğõ açõklamada ekonomik krizle ilgili değerlendirmeler yaparken; dünyadaki tablonun Türkiye’yi de etkisi altõna ala- cağõnõ, hükümetin olayõn cid- diyetini kavramayamadõğõnõ, popülist, demagojik bir söylem içinde olduğunu vurguladõ. Baykal, “IMF konusunda tam bir çelişki içindeler. Ümük sıkma terminolojisiyle konu- yu ele almaya çalışıyor. Ama bir yandan da IMF ile ciddi bir anlaşma zorunluluğunun etkisinde oldukları görülü- yor. Başbakan’ın, bütün ca- kasına rağmen IMF ile tıpış tıpış bir anlaşma arayışı içi- ne girmekte olduğu görülü- yor” görüşünü dile getirdi. Hükümetin krize yönelik or- taya koyduğu tek önlemin yurt- dõşõndaki Türk vatandaşlarõnõn tasarruflarõnõn Türkiye’ye ak- tarõlmasõ olduğunu anlatan Bay- kal, buna prensip olarak olum- lu yaklaştõklarõnõ, ancak bu- nun kara para aklama, mali saygõnlõğõn ortadan kalkmasõ gi- bi sõkõntõlara yol açmamasõnõn sağlanmasõ gerektiğini vurgu- ladõ. Baykal, “Krizden nema- lanmak isteyen birilerinin bulunduğu anlaşılıyor. Dü- zenleme bir vergi affına dön- üştü. Kara para konusunda ciddi bir gevşemeye yol aça- cak. Hayali ihracatçıların ve naylon fatura düzenleyenlerin bu suçları da düzenlemeyle affedilmiş olacaktır. Deniz Feneri Derneği konusundaki sorumluluğun da ortadan kaldırılmasının kapısı açıla- caktır” görüşünü dile getirdi. Terör brifingi sonrasõnda hükümetin yakõn gazetelerde yer alan haberlere dikkat çeken Baykal, “ Başbakanlık bun- ları yalanladı. Bunların söy- lenmiş olması başka, söy- lenmemesi bizi başka nok- talara götürür. Türkiye alış- tıra alıştıra terör konusunda bir noktaya mı yönlendiril- mek isteniyor?” dedi. Baykal, Grup Başkanveki- li Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul adaylõğõyla ilgili bir soru üzerine “Belediye baş- kan adayları ile ilgili olarak, Ankara dışında somut karar noktasına gelmiş değiliz” dedi. Cumhuriyet Bayramõ’nda 3 ayrõ resepsiyona dikkat çekile- rek yöneltilen bir soru üzerine Baykal, “ Cumhuriyet karşı- sındaki niteliği, tavrı tutu- mu belli olan insanları her şe- yi unutarak, yok sayarak san- ki cumhuriyet konusunda bir ihtilaf yokmuş gibi bir yapay davranış içinde sevgiyle, se- vinçle kucaklamanın şartları kaldı mı? Cumhuriyetin sa- hipsizliği böyle bir tabloya yol açtı” dedi. Baykal, Can Dündar’õn “Mustafa” belgeseliyle ilgili bir soruya da “Herkes kendi- ne göre bir yaklaşım sergile- yebilir. Atatürk’ün özel yaşa- mının gündeme getirilmesin- den rahatsızlık duyma anla- yışında değiliz. Ancak Ata- türk deneyimini doğru anla- mak gerekir. Atatürk, 1930 modeli bir diktatör olarak nitelendirilemez. En yakın arkadaşlarını harcadı, de- mek insafsızlık olur. Ata- türk’ün sofrasının da, terk edilmiş, yalnız bir adamın eğlencesi gibi anlaşılması hak- sızlık olur. Unutulmamalıdır ki o sofra cumhuriyetin ilan edildiği ortamdır. Atatürk, mutsuz, yalnız öldü, diye de düşünmüyorum. Eserinin ge- leceğinden güven duygusu içindeydi. Sayın Dündar, daha önce de Sarı Zeybek’i yapmış kişidir. Şimdi, ‘2008 Can Dündar’ çalışması ile karşı karşıyayız” karşõlõğõnõ verdi. Hükümetin ekenomik krizin ciddiyetini hâlâ anlayamadõğõnõ belirten Baykal, ‘‘Başbakan’õn, bütün cakasõna rağmen IMF ile tõpõş tõpõş bir anlaşma arayõşõ içine girmekte olduğu görülüyor’’ dedi. Hükümetin krize yönelik tek önleminin yurtdõşõndaki tasarruflarõn Türkiye’ye aktarõlmasõ olduğunu belirten Baykal, buna prensip olarak olumlu yaklaştõklarõnõ, ancak bunun kara para aklama gibi sõkõntõlara yol açmamasõnõn sağlanmasõ gerektiğini vurguladõ. BAŞBAKAN ERDOĞAN ‘IMF bize isterse borç vermesin’ IMF’ye yönelik mesajlarõnõ sürdüren Erdoğan, hükümet olarak yatõrõmlarõ sürdüreceklerini belirterek, ‘IMF isterse borç vermesin, biz kendi yağõmõzla kavruluruz’ dedi. ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan, IMF’ye yönelik üslubunu sert- leştirerek “IMF bize, bu sıkıntılı dönemde ‘ben sizlere borç ver- miyorum’ derse ver- meyebilir. Vermek zorunda da değil. Çok da ihtiyacımız yok” dedi. Erdoğan dün Kõrgõ- zistan Başbakanõ İgor Caurdınov’u ağõrla- dõ. Her iki başbakan, görüşmelerin ardõndan ortak basõn toplantõsõ düzenledi. Başbakan Erdoğan basõn toplan- tõsõnda, IMF’ye yine göndermelerde bulun- du. Basõn mensuplarõ- nõn sorularõnõ yanõtla- yan Erdoğan, IMF’nin “karşılıklı çıkara da- yalı bir yaklaşım” göstermesi durumunda kendilerinin de buna hazõr olduklarõnõ be- lirtti. “Ama bizim ümüğümüzü sıkıp da ‘yatõrõmlarõ durdur, bü- yümeyi düşür, ondan sonra bütçende şu ka- dar daha aşağõ indir’ derse bu ‘çalõşma’ de- mektir” diyen Erdo- ğan, “Böyle bir an- laşmaya evet diye- meyiz” diye konuştu. ‘Kendi yağımızla kavruluruz’ Hükümet olarak ya- tõrõmlara devam ede- ceklerini dile getiren Erdoğan, şunlarõ söy- ledi: “Sen kalkıp da ‘karayollarõ inşaatla- rõnõ durdur’ diyecek olursan ‘kusura bak- ma’ deriz. Böyle bir şeye de mecbur deği- liz. Biz kendi yağı- mızla kavrulmasını biliriz. Eğer IMF bize, bu sıkıntılı dönemde ‘ben sizlere borç ver- miyorum’ derse ver- meyebilir. Vermek zorunda da değil. Çok da ihtiyacımız yok.” Mevduata güvence yetkisinin BDDK’den alõnõp Bakanlar Kuru- lu’na devredilmesiyle ilgili değişikliği de ya- nõtlayan Erdoğan, “Böyle bir yetkiyi alı- yorsak krizi ortadan kaldırmak veya krizi yönetmek için alırız. Nitekim de talep edi- şimizin altında yatan gerçek de budur. Bu kriz dönemini çok daha farklı çok daha olumlu istikamette yönetebilmek için- dir” dedi. AKP’de siyasi açılım sesleri DTP’lilerle bir araya gelecek olan Doğu ve Güneydoğu milletvekilleri teröre karşõ askeri çözüm dõşõndaki seçeneklere de dikkat çekiyor ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - DTP’li milletvekilleriyle bir ara- ya gelmeye hazõrlanan AKP’nin bölge milletvekilleri, terör soru- nunun siyasi ve kültürel açõlõmlarla çözümlenebileceğini düşünüyor. Mil- letvekilleri, Dicle Üniversitesi’nde Kürt Enstitüsü kurulmasõ, Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulmasõ gibi öneriler üzerinde duruyor. AKP’nin Doğu ve Güneydoğulu millet- vekilleri, gelecek hafta DTP’li milletvekil- leriyle yemekte buluşmaya hazõrlanõyor. AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Dengir Fırat’õn DTP’li Ahmet Türk ve Sırrı Sa- kık ile yemek yemesinin ardõndan geniş ka- tõlõmlõ böyle bir yemeğin özellikle Başba- kan Tayyip Erdoğan’õn bölge illerine yap- tõğõ ziyaretler sõrasõnda yaşanan protestola- rõ azaltabileceğine dikkat çekiliyor. AKP’nin bölge milletvekilleri, Kürt so- rununun çözümü için siyasi ve kültürel açõ- lõmlarõn çok önemli olduğuna dikkat çeki- yor. AKP’nin son 6 yõlda bölgeye yönelik icraatõ ile kültürel haklara yönelik açõlõm- larõnõn PKK’yi rahatsõz ettiğine dikkat çe- ken bölge milletvekilleri, kültürel ve siya- si açõlõmlarõn artmasõ durumunda gençlerin dağa çõkmasõnõn engellenebileceğini belir- tiyorlar. Barzani’nin gözü de seçimlerde BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Iraklõ Kürt lider Mesud Barzani’nin 22 Tem- muz seçimlerinde olduğu gibi 9 Mart’ta yapõlacak yerel se- çimleri de yakõn takibe aldõğõ ortaya çõktõ. Edinilen bilgilere göre, gerek bölgesel Kürt yönetimi gerek- se Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) ile Türkiye’de- ki Kürt kökenli siyasetçiler arasõnda temas trafiği son 1 yõl içinde giderek hõzlandõ. Özel- likle Erbil’deki çeşitli etkin- liklere başta Diyarbakõr olmak üzere Şanlõurfa, Mardin, Van, Hakkâri ve Şõrnak’tan birçok yerel yönetici ile siyasetçi da- vet edilirken bu ziyaretçiler ile Irak Kürt siyasetçiler arasõnda ikili görüşmeler de yapõldõ. 2008 yõlõ içinde, Türkiye’den Erbil’e yapõlan ziyaretlerin sa- yõsõ 20’nin üzerine çõktõ. Bu gö- rüşmelerde gerek IKDP’li yet- kililerin, gerekse doğrudan Bar- zani’ye yakõn siyasetçilerin AKP’ye yönelik olumlu me- sajlar verdiği öğrenildi. Özel- likle, geçen mart ayõnda AKP’nin bölgesel Kürt yöne- timi ile doğrudan temas kurul- masõ yönündeki kararõnõn ar- dõndan, Iraklõ Kürt yetkililerin “Türkiye’deki yerel seçim- lerde Kürt siyasetçilerin AKP’yi desteklemesi uygun olur” mesajõ verdiği belirtildi. Böylece Barzani’nin Türki- ye’deki Kürt siyasetçileri AKP’ye yönlendirmeye çalõş- tõğõ ortaya çõkmõş oldu. Bu ziyaretlerden en dikkat çekeni ise geçen mart ayõnda Diyarbakõr Belediye Başkanõ Osman Baydemir’in, bölge- den üç belediye başkanõ ile birlikte Barzani’yi ziyarete git- meleri oldu. Erbil’den Anka- ra’ya ulaşan bilgilere göre gö- rüşmede, terör örgütü PKK’nin siyasallaşmasõ ve Türkiye’de- ki yerel seçim konusu ele alõn- dõ. Osman Baydemir’in bu zi- yareti Türkiye’nin bölgesel Kürt yönetimi ile doğrudan te- mas kurma kararõ sonrasõnda yapmasõ dikkat çekti. IKDP LİDERİNDEN, ‘BÜYÜK KENTLERDE AKP’Yİ DESTEKLEMEK UYGUN OLUR’ MESAJI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle