24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 OCAK 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Faili meçhul her cinayet karşısında yok edilenlerin yakınları acıyı tekrar tekrar yaşıyor 7 Her yıldönümü bir travma T aylan Özgür’ün ablası Hale Kıyıcı, kardeşinin öldürülmesinin ardından ‘karanlıkla’ mücadelesini sürdürdü, ancak hiçbir siyasetçiden destek alamadı. “Umudumu yitirmeyeceğim, bu düğüm çözülmeli” diyen Kıyıcı, Özgür’ün katledilmesiyle ilgili emekli Yarbay Talat Turhan’ın açıklamalarını 17 yıl yok sayanların suç işleyip işlemediklerini soruyor. Kıyıcı, Talat Turhan’ın 28 Kasım 1990’da Gazeteciler Cemiyeti Lokali’nde, Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu olan bir üst düzey generali cinayetle suçlayan açıklamalarını anımsatarak, “Bu bilgiyi yok sayanların suç işleyip işlemediklerini öğrenmek bir vatandaş olarak hakkım. Bu hakkı talep ediyorum. İsterdim ki kendini vatandaş olarak gören herkes bu soruyu sorsun” diyor. Bu bilgiyi dava bitiminden 14 yıl sonra kamuoyuyla paylaşan Turhan’ın da en az cinayeti işleyen ve örtbas edenler kadar suçlu olduğunu söyleyen Kıyıcı, Turhan’ın cinayet dosyasını İçişleri Bakanı’na verirken, yanlarında Deniz Baykal, Ertuğrul Günay ve Uğur Mumcu’nun da bulunduğunu söylediğini anımsatıyor. Bu şok açıklamalardan sonra birçok kez bugün bakanlık koltuğunda oturan Ertuğrul Günay’ı aradıklarını, Günay’ın bir kere bile geri dönmediğini söyleyen Kıyıcı, bu açıklamaların doğruluğunu teyit ettirmek için Uğur Mumcu ile görüştüğünü anlatıyor. “Mumcu’dan dosyanın fotokopisini talep ettiğimde, ‘Biraz sabır Haleciğim, her şey açıklanacak, bana ne olur güven’ dediğinde bir anlık gafletle basiretim bağlandı ve beklemeyi tercih ettim. Zaten bu görüşme GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ İstatistik ve Siyaset... İstenildiği gibi kullanılmaya en açık bilim dalının istatistik olduğunu söylemek sanırım haksızlık olmaz. Ama, istatistiği “resmi yalanlar” olarak tanımlayan bilim adamlarını da çok insafsız bulurum. İstatistik son günlerde iki önemli çalışmayla gündeme geldi. Önce Türkiye’nin nüfusu açıklandı. Açıklandı diyerek geçivermek olanaksız. Çünkü bir yanıyla, Türkiye’nin var olduğu söylenen demokrasisini de yönlendiriyor. Zira, 550 milletvekilliğinin illere ve seçim çevrelerine dağılımını doğrudan etkiliyor. Kimi illerin milletvekili sayıları düşerken kimilerininki de artıyor. Yerel yönetimlerin alacakları payların toplam ödeneğe oranı da nüfus sayılarına göre belirleniyor. Bu sonuç bir anlamda haksızlık da yaratıyor. Turistik özellikler taşıyan yerleşim yerleri, adrese dayalı nüfuslarının çok çok üstünde insanı konuk ederek hizmet vermeye çalışıyorlar ve bütçelerini denkleştiremiyorlar. Galiba en gariban ilçe de Eminönü. Günde 2 milyona yakın insana hizmet vermek zorunda ama.. İstanbul’un nüfusu en az ilçelerinden biri. ??? Nüfusumuz, 2007 sonu itibarıyla 70 milyon 586 bin 265 kişi olarak açıklandı. Önceleri “73 milyon” diye yuvarlak hesapla açıklanan sayıya göre 3 milyona yakın insanımız buharlaşmış durumda. Ancak yetkililerin bütün iddialı açıklamalarına karşın yeni yöntemle sayımın gerçeği yansıtmadığı yolunda kuşkular var. Nüfus sayımı ile ilgili basın toplantısı haberinin yayımlandığı 22 Ocak’ta, aynı haberin altında İstanbul Haber Servisimizin hazırladığı bir haber daha vardı. Bu habere göre de Ümraniye’nin 10 mahallesinin sakinleri sayılmamıştı. Muhtarlar her mahalleden 23 bin kişinin sayılmadığını, durumu bildirmelerine karşın ilgilenen olmadığını söylemişlerdi. İstanbul Muhtarlar Derneği ise sayılamayanların sayısını 596 bin kişi olarak veriyordu. Küçükçekmece’de 57 bin, Kadıköy’de 47 bin ve Ümraniye’de de 28 bin kişi sayılmamıştı. İşin ilgi çekici yanı, bugüne kadar kimsenin durumu sorgulamamasıydı. Soru önergesi veren milletvekili bile çıkmadı. Belki de nüfusumuz 71 milyon küsurdu. ??? Türkiye İstatistik Kurumu, Tüketici Fiyatları Endeksi’nde kullanılan sepeti 2008 yılı için yeniledi. Bazı harcama kalemlerini sepetten çıkarıp yenilerini ekledi. Bununla da yetinmeyip sepetteki harcamaların kalemlere göre ağırlık oranlarını yeniden belirledi. Ağırlığı düşürülen harcamaların arasında konut da var. Yüzde 16.62 olan pay 16.60’a çekilmiş. Bu kalemde kira, elektrik, doğalgaz ve su harcamaları da var. “Yaklaşık yüzde 20 dolayındaki fiyat zamları, böylece enflasyon oranlarını daha az etkileyecek ve dolayısıyla enflasyon frenlenmiş olacak” iddiası da yabana atılacak gibi değil. Enflasyon sepetinin içindekiler ve ağırlıkları her yıl değiştiğine göre geçmişle oranlama olanağı da giderek kayboluyor. İşte istatistiğin siyasete katkılarından biri de bu!.. Doğan Öz’ü kim istemedi? nkara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz, 24 Mart 1978’de sabah işine giderken arkasından kurşunlanarak öldürüldü. İlerici savcı Öz, 1968 yılında Konya’da gerici örgüt “Mücadele Birliği”nin kapanmasını sağladı. Denizli’de Necmettin Erbakan’ın kardeşi Akgün Erbakan ile ilgili yolsuzluk dosyası hazırladı. Süleyman Demirel’in kardeşi Hacı Ali Demirel’e verilen usulsüz krediye el koydu. Devlet Güvenlik Mahkemeleri’ne ilk karşı çıkanlardan Öz, bu girişimleri nedeniyle faşist ve gerici hareketin hedefi haline geldi. Konya İslam Enstitüsü, Milli Mücadele Derneği ve Komünizmle Mücadele Derneği, evinin önünde, izinli olarak “Doğan Öz’ü istemeyiz” yürüyüşü bile düzenden bir müddet sonra da Mumcu öldürüldü. Yani faili bilinen bir dosya daha eklenmişti hukuk devleti olduğu iddia edilen adliyenin rafları toz bağlamış arşivlerine…” Kıyıcı, cinayetin izlerini 196263 Harp Okulu mezunlarında aramak gerektiğini düşünüyor. Kıyıcı, “Karşımıza kimler çıkar hep beraber görürüz. Taylan’ın öldürülmesi üzerinden 39 yıl geçti. Eylül ayı geldiğinde anısına yazı yazanlar, artık bu iddianın üzerine giderek yazı yazmayı düşünsünler. Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu’nun, Mehmet Ağar’a olayın üstüne gidilmesi isteğini iletmesinin nayeti nasıl izah edeceğiz?.. Bu ülke bizim diyoruz ama.. masum insanı öldürenler kahraman ilan ediliyor. Ölenlerin hakkı hukuku yok... Hrant Dink öldürüldü... Sayılar kaçları aştı. Acımız zannedilenin aksine giderek büyüyor” diyor. İçişleri Bakanlığı’nın Doğan Öz davasında “Devlet sırrı kapsamında olan bilgilerin açıklanması mümkün değil” dediğini anımsatarak şöyle devam ediyor: “Yani Doğan Öz cinayetinde devletin menfaatı mı vardı, açıklanmıyor gerçekler... Doğan’ı katlederek belki yetişecek savcıları hareketsiz kıldılar. Meslektaşlarımızı kırmak adına söylemiyorum bunu... Savcı nerede olursa olsun Cumhuriyet’in savcısıdır... Sonuçta çaresiz kaldık... Uzun süreç ve hangi birini anlatalım...” ledi. Doğan Öz, 19 Ocak 1978 günü Ankara’da öldürülen Levent Özyörük adlı üniversite öğrencisinin katillerini bulmak için Site Yurdu’nu aratmış, bizzat bulunduğu aramada bir grup ülkücü gözaltına alınmıştı. Mahkeme sürecinde verilen ifadelere göre Doğan Öz, bu nedenle infaz edilmişti. Ülkücüler toplanıp Doğan Öz’ün öldürülmesine karar verip üç kişiyi görevlendirmişlerdi. İbrahim Çiftçi, Hüseyin Kocabaş ve Hüseyin Demirel. Davanın sürdüğü 6 yıl dokuz aylık süre içinde İbrahim Çiftçi dört kez ölüm cezasına çarptırıldı. Tanıkların teşhisi sonunda cinayeti itiraf etti. Karar dört kez bozuldu. Ve 9 Ocak 1985’te İbrahim Çiftçi ve Hüseyin Kocabaş beraat ettiler. liklerinin, toplumda örnek olmaları ve demokrasiye inanarak ülkelerine sahip çıkmaları olduğunu vurguluyor. “Suskun Türkiye isteniyor. Bu kişiler bu nedenle özellikle seçiliyor. Katliamların faillerinin yakalanması konusunda, karşımızda hukuk devleti göremedik” diyen Öz, yakalanan katliam zanlılarının devletten yardım görmelerinden, suç ortaklarının siyasi arenada, parlamentoda görev almalarından daha çok yaralandıklarını söylüyor. Öz, “Kızım Bengi babasını kaybettiğinde beş yaşındaydı... Şimdi büyüdü ama, içine çöreklenen acı var... Bu acıyı nasıl çıkaracağız, ci A Suç duyurusuna 20 yıldır yanıt yok Türkler ailesinin avukatı Rasim Öz’ün 77 katliamını zamanaşımına uğratanlar hakkındaki suç duyurusuna 20 yıldır yanıt verilmedi. İstanbul’daki soruşturma dosyası 10 yıl önce “yetkili yer Fatih” denilerek Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Öz, evrensel hukuktaki insanlık suçlarının, siyasi nedenlerle toplu katliamların zamanaşımına giremeyeceği ilkesini anımsatarak, “77 katliamında zamanaşımı söz konusu olamaz. Bu karanlık planı uygulayanlar hakkında suç duyurusunda bulundum ve alanda görevli emniyetçilerin kim olduğunu, hangi noktalarda bulunduklarını sordum. İçişleri Bakanlığı tek bir yanıt bile vermedi” diyor. Öz şöyle devam ediyor: “Kemal Türkler davasında da zamanaşımı amaçlanıyor ama, o da insanlık suçu... Bu katliamların üstünün örtülmesinden cesaret alanlar, saldırıları sürdürüyorlar. Belli güçlerin güdümünde devlet yapısı ile bu davalar adalet beklentisi karşılanarak sonuçlanmaz. Demokrasi güçlerinin, adalet yanlılarının iktidara gelmesi gerekir.” SÜRECEK ardından Ağar’ın ‘Tuğlayı çekersem, duvar yıkılır’ yanıtı aslında her şeyi açıklıyor” diyor. Her gün o acıyı yaşıyoruz Öldürülen savcı Doğan Öz’ün eşi Sezin Öz, aydınlar öldürüldükçe, aynı acıyı tekrar tekrar yaşadıklarını, her ölüm yıldönümlerinde travma geçirdiklerini anlatıyor. “Uğur’u (Mumcu) çok iyi tanıyorum. Onun büyük kaybı belleğimde çok taze. Kâbusun arkasında, kâbusu araştıran bir gazeteciydi, toplumu ile gerçekleri paylaşıyordu. Bu nedenle onu kaybettik” diyor. Öldürülen insanların ortak özel oerinc?cumhuriyet.com.tr YAZAR ERDOST: Mumcu’yu anma etkinliklerinde aydınlanma şehitlerinin unutturulmayacağı vurgulandı ADALET VE DEMOKRASİ HAFTASI Failler biliniyor ama korunuyor Yurt Haberleri Servisi Uğur Mumcu, katledilişinin 15. yılında yurt genelinde çeşitli etkinliklerle anıldı. Antalya’da ADD tarafından “Uğur Mumcu ve Cumhuriyet Aydınlarını Anma Gecesi” düzenlendi. Gecede konuşan ADD Antalya Şube Başkanı Mustafa Durna, Uğur Mumcu’nun öldürülüşünün ardından 13 hükümet, 15 İçişleri, 13 Adalet bakanının değiştiğini ancak olayın hâlâ aydınlatılamadığını dile getirdi. Biz Kaç Kişiyiz Sivil Toplum Platformu’nun programında ise Akdeniz Üniversitesi Rektörlük Danışmanı Prof. Çetin Yetkin ve İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Ümit Atabek’in konuşmalarının ardından, slayt gösterisi gerçekleştirildi. Antalya Barosu ise “Uğur Mumcu Özel Ödülü”nü, eski Balıkesir Barosu başkanlarından Avukat Turgut İnan’a verdi. Çağdaş Gazeteciler Derneği Antalya Şubesi de “Ocak’ta Düşenler” adını verdiği ve ocak ayında kaybedilen gazeteciler, Uğur Mumcu, Hrant Dink ve Metin Göktepe adına bir fotoğraf sergisi açtı. Eskişehir’de ADD ve CUMOK tarafından Anadolu Üniversitesi’nde düzenlenen “Terör ve Güneydoğu” konulu konferansta gazetemiz yazarı Mehmet Faraç, Hizbullah’tan, PKK’ye kadar birçok konuya değindi. Faraç, “Herkese düşen görev terörün her çeşidine karşı çıkmaktır” dedi. Trabzon’da ÇYDD tarafından düzenlenen toplantıda konuşan yazar Muzaffer İlhan Erdost, Mumcu suikastının arkasında ABD ve NATO’nun olduğunu savundu. Mumcu’nun, Çekiç Güç’e karşı tutumundan dolayı öldürüldüğünü iddia eden Erdost, “Gladyo ve uzantıları bu cinayetleri düzenliyor, biliyor. Ülkeyi yönetenlere ise bu olayları savunmak kalıyor. Geçmişten bu yana bunları yapanları devlet biliyor. Hatta bunların bir kısmı kadrolu olarak devlette çalışıyor. Ama siz failleri arıyorsunuz” dedi. ‘Katilleri bizden korksun’ İstanbul Haber Servisi Kadıköy Belediyesi ve CHP Şişli İlçe Başkanlığı, düzenledikleri etkinliklerle 15 yıl önce yitirdiğimiz gazetemiz yazarı, aydınlanma şehidi Uğur Mumcu’yu andı. Etkinliklerde Mumcu’yu ve demokrasi şehitlerini katleden karanlık güçlerin bulunması talebi yinelendi. Şişli CHP İlçe Başkanlığı binası önünde biraraya gelen yaklaşık 200 kişilik grup ellerinde meşalelerle Harbiye’de bulunan Uğur Mumcu Anıtı’na kadar yürüdü. “Türkiye laiktir laik kalacak”, “Uğurlar burada katiller nerede”, “Uğurlar ölmez Kemalistler yenilmez” sloganları atarak yürüyen CHP’liler taşıdıkları meşalelerle Mumcu’yu katleden karanlık güçleri aydınlatacaklarını söylediler. Anıt önüne gelen partililer Uğur Mumcu ve aydınlanma şehitleri adına 1 dakikalık saygı duruşunda bulundular. Burada yurttaşlara seslenen CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen, Mumcu’nun ve karanlıkta kalan diğer aydın cinayetlerinin bir an önce aydınlatılması gerektiğine işaret ederek, “Uğur Mumcu ticarettarikat ilişkilerini ortaya çıkaran, laik Türkiye’yi korumak için canını bedel olarak veren bir aydınımızdı. Onu unutturmamaya söz veriyoruz” dedi. Atatürk ilke ve devrimlerinin ciddi bir tehlike altında olduğunu vurgulayan Sevigen, “Karanlık güçler günü geliyor devlet yönetimine kadar yükseliyorlar. Fakat Çanakkale’de bağımsızlık için canŞişli CHP İlçe Başkanlığı binası önünde bir araya gelen grup ellerinde meşalelerle Harbiye’de bulunan Uğur Mumcu Anıtı’na kadar yürüdü. “Türkiye laiktir laik kalacak”, “Uğurlar burada katiller nerede” sloganları atarak yürüyen CHP’liler anıt önünde Uğur Mumcu ve aydınlanma şehitleri adına 1 dakikalık saygı duruşunda bulundular. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) larını verenlerin torunları olan bizler, gerekirse canlarımızı ortaya koyar, bu ülkeyi savunuruz. Katiller bizden korksunlar” diye konuştu. “Laik, demokratik Türkiye’yi yıkmaya kimsenin gücünün yetmeyecek” diyen Sevigen’in sözleri sık sık “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganıyla kesildi. Konuşmanın ardından partililer, ellerindeki mumları yakarak Uğur Mumcu Anıtı’na bıraktı. bostan Kültür Merkezi’nde “Uğur Mumcu ve Demokrasi Şehitlerini Anma Gecesi’’ etkinliği düzenledi. Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk yaptığı konuşmada, “Demokratik, laik ve sosyal hukuk devletini bugün anlayabiliyorsak, onu yaşatma ve yaşattırma gayreti içindeysek, bunu Uğur Mumcu’ya ve onun açtığı yola borçluyuz’’ dedi. Etkinlikte, Uğur Mumcu ile ilgili barkovizyon gösterisi yapılırken, Sabahat Akkiraz ve Mustafa Özarslan tarafından demokrasi şehitleri anısına müzik dinletisi sunuldu. Gecede, Menemen’de şehit edilen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Abdi İpekçi, Onat Kutlar, Prof. Dr. Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu, Muammer Aksoy, Turan Dursun ve Çetin Emeç de anıldı.CHP Kadıköy İlçe Örgütü Mumcu anısına meşaleli yürüyüş düzenledi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği de Mumcu’yu “Türkiye’nin Gelişmesinin Önünü Tıkayan Olgu: Aşiret Düzeni Nasıl Aşılır?” adlı panelle andı. Başkentte gün boyu anma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazetemiz yazarı Uğur Mumcu, öldürülüşünün 15. yıldönümünde düzenlenen etkinliklerle anılıyor. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde (ÇSM), 15. Adalet ve Demokrasi Haftası kapsamında dün gün boyu süren çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nın (um:ag) düzenlediği ve saat 12.00’de başlayan “Uğur Mumcu’nun TV Sohbetleri” adlı video gösteriminin ardından Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı ile EğitDer’in ortaklaşa gerçekleştirdiği “Eğitimin Üç Çıkmazı Şiddet, Kadrolaşma, Özelleştirme” konulu açıkoturuma geçildi. Erdal Atıcı’nın yönettiği oturumda Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, Prof. Dr. Kasım Karakütük ve Dr. Nuray Ertürk Keskin konuşmacı olarak yer aldı. Saat 15.30’da ise ÇYDD Ankara Şubesi ile Dil Derneği’nin birlikte düzenlediği açıkoturum yapıldı.“Çağın Suçu” adlı oturumu Ülkü Günay yönetti. Sevgi Özel, Tuncay Özkan ve Şenal Sarıhan’ın konuşmalarının ardından saat 20.00’de “Karanlıkta İlk Işık ‘Kubilay’” adlı tiyatro oyunu sahnelendi. Yurttaşların dün gün boyu ÇSM’de süren etkinliklere yoğun ilgi gösterdikleri gözlendi. MUMCU BERLİN’DE ANILDI ‘Dertlerimize ortak oldu’ BERLİN (AA) Uğur Mumcu, öldürülüşünün 15. yılında Almanya’nın başkenti Berlin’de de anıldı. Anma töreni, BerlinBrandenburg Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Türk Sosyal Demokratlar Derneği (TSD) ve Berlin Halkçı Devrimci Birliği (HDF) tarafından Tiyatrom salonunda düzenlendi. Almanya’daki Sol Parti’nin milletvekili Hakkı Keskin’in de katıldığı törende konuşan Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu Başkanı Ahmet İyidirli, Uğru Mumcu’nun ilkelerini anmak ve yaşatmak için çeşitli etkinlikler düzenlediklerini belirterek, “Uğur Mumcu dertlerimize ortak oldu, dertlerimizi dile getirdi. Sevgi ve özlemle anıyoruz’’ dedi. Törende, Uğur Mumcu ile ilgili video gösterimi yapıldı. Kadıköy’de anma gecesi Kadıköy Belediyesi de Cadde MUMCU UNUTULMADI ‘Failler amaçlarına ulaşamayacak’ İstanbul Haber Servisi Siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin, Uğur Mumcu’nun 15. ölüm yıldönümü nedeniyle yayımladıkları mesajlarda, Mumcu’nun katledilişinin 15. yıldönümünde hâlâ unutulmadığı belirtilerek, Mumcu’nun faillerinin Türkiye’nin siyasi yönetimindeki planlarına ulaşamayacakları vurgulandı. Hacıbektaş Belediye Başkanlığı, Atatürkçü Düşünce Derneği Hacıbektaş Şubesi, Hacıbektaş Kültür Turizm Sosyal Yardım ve Dayanışma Derneği: Eli kanlı katiller ve onların yönlendiricileri, laik Cumhuriyeti mizin eli kalemli nöbetçisini, özgürlük, demokrasi ve adaletin aydınlatmacı ışığını söndürdüklerini sandılar. Uğur Mumcu yazdığı 25 kitapla, köşe yazıları ve konuşmalarıyla dün olduğu gibi, bugün de yarın da aramızdadır ve bizimle birlikte aydınlanma meşalesini taşımaktadır. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti: Öldürülüşünün ardından geçen 15 yılda unutulmak şöyle dursun savunduğu görüşlerle Türkiye’yi etkilemeyi sürdüren Mumcu’yu saygı, sevgi ve özlemle anıyor, kendisine yöneltilen saldırıyı bir kez daha kınıyoruz. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle