07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 OCAK 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hükümetin karşı karşıya bulunduğu tahkim miktarının 42.3 milyar dolar olduğu belirtildi 5 AKP’nin tahkim bütçesi EMİNE KAPLAN/MURAT KIŞLALI Herkes Biliyordu, Polis Hariç... Dink’i odasına çağırarak, yanında Gazeteci Hrant Dink’in katledilişinin bulunan ve MİT mensubu olduğu üzerinden tam 1 yıl geçti. Cinayetin belirtilen iki kişi ile birlikte tehdit ettiği “tetikçisi” yakalanmasına karşın arka ileri sürülen Vali Yardımcısı Ergün planındaki “karanlık güçler” hâlâ Güngör ise “Sadece hassasiyetleri ortaya çıkmış değil. paylaştık” savunmasını yaparken TBMM İnsan Haklarını İnceleme devreye giren Vali Güler’in, “Devlet Komisyonu içinde Hrant Dink böyle tehdit etmez, yapsa başka cinayetini araştırmak için kurulan alt türlüsünü yapardı. Valilikte komisyon, geçen günlerde İstanbul’a gerçekleşen görüşme çok önce giderek Dink’in ailesinin yanı sıra olmuştu, ama Dink’in ölümünden İstanbul Valisi Muammer Güler, kısa bir süre önce yazısında bu Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Dink’i valiliğe çağırarak yanındaki iki olaydan bahsettiği için gündeme geldi, şanssızlık burada” demesi kişi ile birlikte “tehdit ettiği” ileri dikkat çekti. sürülen Vali Yardımcısı Ergün İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Güngör’ün de aralarında buluduğu Cerrah ise ne MİT, ne de emniyetten emniyet görevlileri ile görüşmeler Dink’in korunması konusunda talep yaptı. Vali Güler ve emniyet görevlileri geldiğini, hayati tehlike komisyona çarpıcı içinde olduğuna dair bir açıklamalarda bulunurken, belge de olmadığını cinayeti ilk duyduğunda savundu. Cerrah, aklına “Necip cinayetten bir yıl önce Hablemitoğlu cinayeti”nin Trabzon İstihbaratı’ndan geldiğini söyleyen Vali gelen “ses getirecek Güler’e göre Dink cinayeti, eylem”den bahsedilen bir “profesyonel bir iş değil, yazı olduğunu belirtirken basit bir olay.” Dink’in “Sadece ses getirecek bir Vilayet’e çağrılarak bir vali eylemden bahsedilmektedir. yardımcısı tarafından tehdit Cinayet mi, darp mı, edildiği iddiasına ilişkin Hrant Dink nümayiş mi? Belli değil olarak ise Güler ilginç bir bunlar” savunmasını yaptı. savunma getirdi. Dink’in Bu yazı “düşük kodlu” olduğu için Vilayet’e 2004 yılında çağrıldığını kendisine ulaşmadığını ileri süren belirten Güler, şöyle devam ediyor: Cerrah, yazının kendisine gelmesi “2004 yılında azınlık işlerine vali için “Dink öldürülecek, koruma yardımcısı bakıyordu. Hrant Dink çağırılıp iyi niyetle ve nezaket kuralları gerekli” gibi bir ifadenin yer alması gerektiğini söyledi. Azmettirici Yasin çerçevesinde uyarılmak istendi. O Hayal’in İstanbul’a geleceği toplantıda Sabiha Gökçen hakkında konusunda Trabzon’dan bildirim yazdıklarının Ermenistan’da yapılmadığını dile getiren Cerrah’ın gerçekleştirilen bir röportajdan şu sözleri ise yoruma yer alındığını söyledi ve röportajın bir bırakmayacak bir itirafı içeriyor: örneğini bize verdi. Dink, “Yazının üstünden 1 yıl geçiyor ve 12.01.2007’de de bir yazı dizisi cinayet işleniyor. Zaten Yasin Hayal başlatıyor. AİHM’ye gidecek bir de yapmıyor, Zeynel Abidin Yavuz süreci anlatıyor bu yazı dizisinde. Bu da yapmıyor. Olaydan sonra yazılarda valiliğe çağrıldığından öğreniyoruz ki, o beldede herkes bahsediyor. (...) Dink vali yardımcısı cinayetin işleneceğini biliyor, ama biz tarafından tehdit edilmemiştir, ama doğal olarak bilemeyiz.” kendisi ‘Kulağım çekildi’ diyor.” ? Adalet Bakanı Şahin, CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün soru önergesine verdiği yazılı yanıtta hükümetin bugüne kadar kaybettiği tahkim davaları nedeniyle 198.3 milyon dolar ve 27.8 milyon YTL ödediğini söyledi. Şahin, 42.2 ANKARA Adalet Bakanı milyar dolarlık tazminat istemli davanın sürdüğünü kaydetti. Mehmet Ali Şahin, AKP hükümetinin karşı karşıya bulunduğu tahkim miktarının 42.2 milyar dolar olduğunu açıkladı. Bu miktarın tamamına yakını hükümetin ÇukurovaKepez ve Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu (TMSF) politikalarından kaynaklandı. Şahin, hükümetin 27 Kasım 2007 tarihine kadar kaybettiği tahkim davaları nedeniyle yaptığı ödemelerin ise 198.3 milyon dolar ve 27.8 milyon YTL olduğunu bildirdi. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün yazılı önergesine verdiği yanıtta, hükümetin bugüne kadar kaybettiği tahkim davaları nedeniyle 198.3 milyon dolar ve 27.8 YTL ödediğini, 42.2 milyar dolarlık tazminat istemli davanın ise sürdüğünü söyledi. Şahin, şu bilgileri verdi: ? ÇEAŞ Kepez Projesi kapsamında Europe Cement tarafından ICSID’a 3.8 milyar dolarlık açılan dava sürüyor. ? Emek ProjeTuner Konsoryumu, Emek Otelleri’nin yenilenmesi, yeniden inşa ve yeniden dekore etme faaliyetleri ve deprem güçlendirmesi çalışmalarıyla ilgili olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı aleyhine 3.9 milyon dolar maddi, 100 bin dolar da manevi tazminat davası açtı. ? Polska Energtyka Holding ve Cementownia NowaSa tarafından hissedar oldukları bazı Türk şirketlerine TMSF tarafından el konulması nedeniyle uğradıkları zararın tazmini için 4 milyar dolar ve 750 milyon dolarlık tazminat davası açtı, dava halen sürüyor. Devam eden davalar ? Saba Fakes tarafından devlet aleyhine Telsim’e el konulması, kötü yönetilmesi ve değerinin altında satılması nedeniyle hissedar olarak zarara uğradığı gerekçesiyle Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi’nde (ICSID) 19 milyar dolar tutarında tazminat talep edildi. ? ÇEAŞ Kepez Projesi kapsamında Libananco tarafından ICSID’a 10 milyar dolarlık tazminat davası açıldı. ? ÇEAŞ Kepez Projesi kapsamında Cementownia tarafından ICSID’a 4.6 milyar dolarlık dava açıldı. Sonuçlanan davalar ? SakaryaBolu Dağıtım Tesislerinin İşletme Hakları’nın Devri Projesi kapsamında Sakarya Bolu Elektrik Dağıtım AŞ tarafından 7 Şubat 2003 tarihinde Milletlerarası Ticaret Odası’na (ICC) tahkim başvurusunda bulunularak 93.3 milyon dolar tazminat istendi. 20 Mart 2004 tarihinde sonuçlanan davada hükmedilen 24.1 milyon dolar tazminat faiziyle ödendi. ? YozgatSıvasTokat Dağıtım Tesislerinin İşletme Haklarının Devri Projesi kapsamında Kızılırmak Elektrik Dağıtım AŞ tarafından 24 Kasım 2004 tarihin de ICC’ye 94.9 milyon dolar tazminat başvurusunda bulunuldu. 13 Temmuz 2006 tarihinde sonuçlanan davada bakanlık tarafından şirkete 34.5 milyon dolar tazminat ve 1.5 milyon dolar tahkim masrafı ödenmesine karar verildi. ? Soma AB Termik Santralı İşletme Hakkı Devri Projesi kapsamında SüselSüzer Soma Elektrik Üretim Şirketi tarafından 12 Temmuz 2002 tarihinde ICC’ye 83.1 milyon dolar tazminat talebinde bulunuldu. 17 Mart 2005 tarihinde sonuçlanan davada hükmedilen 28.1milyon dolar tazminat ödendi. ? Yatağan,YeniköyKemerköy Termik Santralları İşletme Hakkı Devir Projesi kapsamında Güney Ege Enerji İşletmeleri Şirketi tarafından 10 Temmuz 2003 tarihinde ICC’ye yapılan başvuruda 497.4 milyon dolarlık tazminat talebinde bulunuldu. 90.2 milyon ödendi. Çok sayıda uluslararası şirket Kerkük, Musul ve Süleymaniye’de petrol çıkarıyor Petrolcüler Kuzey Irak’ta MAHMUT GÜRER ? RTÜK savunma istedi ? ANKARA (AA) İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, RTÜK’ün, açıklamalarından dolayı Ulusal Kanal’dan savunma istediğini bildirdi. 18 Eylül 2007’de Ulusal Kanal’da yayımlanan, “Günün İçinden’’ adlı programda kendisi ile görüşüldüğünü belirten Perinçek, RTÜK’ün, bu programda yaptığı açıklamaları, “gerçek dışı ve hiçbir dayanağı olmayan isnatlar’’ olarak nitelendirdiğini ifade etti. Perinçek, “Bizim saptamalarımız gerçek dışı değil, gerçek. Abdullah Gül, Powell ile gizli antlaşma yaptığını kendi ağzıyla söylemiştir’’ dedi. ANKARA Irak Merkezi Hükümeti, Kürt Bölgesel Yönetimi tarafından imzalanan petrol anlaşmalarını tanımadığını açıklarken, başta Kerkük, Musul ve Süleymaniye havzası olmak üzere çok sayıda uluslararası şirket bölgeden petrol çıkarıyor. Mesud Barzani’nin şimdiye kadar ABD’den 5, Rusya ve Türkiye’den 2 olmak üzere, Kanada, Avusturya, Norveç, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa’dan toplam 13 şirketle anlaşma imzaladığı öğrenildi. Kürt Bölgesel Yönetimi’nin en çok petrol anlaşması yaptığı ülke ise ABD oldu. ABD’den dünyaca tanınan “Hunt Oil, Gulf Keystone, Heritage Oil, Wes Irak Petrol Bakanlığı, Bölgesel Kürt Yönetimi ile anlaşma imzalayan şirketlerin faaliyetlerini iptal ettiğini açıklarken, bölgede 13 uluslararası şirket faaliyet gösteriyor. çevresinde çalışma yaptığı belirtiliyor. Rus yetkililer, Bölgesel Yönetim’in yaptığı petrol anlaşmaları konusunda, Kürtlere destek veren açıklamalar yapmıştı. Türk şirketleri Genel Enerji ve Pet Oil ise Süleymaniye yakınlarındaki sahalarda arama yapıyor. Barzani ile petrol anlaşması yapan diğer şirket ve ülkeler şöyle: “KanadaAddax, FransaPerenco, NorveçDNO, MacaristanMOL, HindistanReliance Indian, AvusturyaOMV, Birleşik Arap Emirlikleri Şirketi (BAE).” Bu şirketler arasında yer alan, tern Zagros” ve “Cresent Oil” olmak üzere 5 şirketle anlaşma imzalandı. Bu şirketlerden sadece Heritage Oil’in merkezi yönetimden de izin aldığı belirtildi. Birleşik Arap Emirlikleri Şirketi, Hindistan’dan Deliance India ve ABD’li Heritage Oil’in anlaşmalarının Irak Petrol Bakanlığı tarafından iptal edilmediği belirtildi. Geçersiz saydı Merkezi Irak hükümeti, kuzeydeki bölgesel Kürt yönetimin imzaladığı petrol anlaşmalarını geçersiz kabul ettiğini bildirmişti. Irak Petrol Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada hükümetin söz konusu anlaşmaları geçersiz ve gayrimeşru kabul ettiği belirtilmiş, “Petrol Bakanlığı, kuzeydeki bölgesel yönetim tarafından imzalanan anlaşmaları geçersiz kabul ediyor. Bu anlaşmalar tanınmayacaktır” açıklamasını yapmıştı. İki Türk şirketi Rusya ve Türkiye’den ise Kürt yönetimi ile 2’şer şirket anlaşma imzaladı. Rusya’nın devlet şirketleri “Gazprom” ve “Lukoil” ile onların bünyesindeki şirketler Türkiye’den ise “Genel Enerji” ve “Pet Oil” adlı şirketler Kürt bölgesel yönetimi ile anlaştı. Gazprom ile Lukoil ve bağlı şirketlerinin Kerkük ve Musul Tekin’in ‘Muniar’ı, Mungan’ın ‘Çador’u Türban tartışmasında edebiyatçılar da söz almaya başladı. Yazar Latife Tekin, Hürriyet gazetesinde Ayşe Arman’a verdiği röportajda “tülbent” ile “türban” ayrımının altını çizerken “Türbanla yoğurt mayalayabilir misin söyle bakalım” diye soruyordu. “Başı kıymetli tabii insanın, beyni var, hassas bir organ, orayı korumak ihtiyacı hissedebilirsin, o nedenle de bir şeyler sarabilirsin kafana. Ama burada tuhaf olan, bütün bu insanların hep aynı biçimde sarıyor olması. Ben kafayı buna takıyorum. Tabii bir de şu var: Dünyayı kadınlar yönetiyor olsaydı, takarlar mıydı başlarına örtü? Hiç zannetmiyorum. Tabii ki erkeklerin dayatması” diyen Tekin’in bu röportajı geniş yankı buldu. Tekin, bir kadın manifestosu olan “Muniar” adlı kitabında da birçok bölümde türbandan hiç hazetmediğini açıkça ortaya koyuyordu. Yazarın “içinde uyanan ölümsüz ruh, on bin yaşında bir kocakarı” olan Muniar; kadın öyküleri anlatırken sözü sık sık “türban”a getiriyordu: “Kadınlar ülkesinin okçu kızları, yekinip kalkın, oka tutun şu meclisi! Hatırlıyor musun Elime, ne olmuştu, şu gözlüklüyü ilk haberlere çıkarmışlardı hani, tepesine yanlış ışık filan mı açtılar, ne yaptılarsa, görüş bildirirken saçı ağardı birden, bekliyorum derinleşmiyor tartışma, işin özüne inen yok, un eleyeceksen örtersin başını, türban dediğin nedir ki, karton var içinde, söyletecekler beni, kafaları güneş görmüyor, aklı olan düşünür, insanın saçı niye tel tel, hava girsin aralarına, akıp dolaşsın serbestçe, kartonu kim üretiyor, fazladan ağaç kesiliyor bu türbanlar için?” “Kanadına bez dolayan kuş var mı, sinirlendirme beni, insanın bok yemesi bunlar, başınıza Tavananna kesildi, sesiniz soluğunuz çıkmıyor.” “(...)O geceden sonra Türbanlı kadın heyetinin falcısı olup çıkmış büyük elti, takmış başına türbanı, ihale, ticaret Türkçesini sökmüş, ‘Gelişmelerden büyük pay alıyorsun...’ “ Murathan Mungan da 2004 yılında yayımlanan Çador adlı kitabında sürgünden İslami kurallara göre yönetilen ülkesine dönen Akhbar’ın öyküsünü anlatırken kadını silen, saklayan, görünmezleştiren, erkeğin “ahlakı” olarak gören anlayışı sorguluyordu. Çador, İran ve Afganistan’da burka öncesi kadınların örtüsüne verilen ad. Kitaptaki, “Burkaya giden yolu çador açar. Çador ninelerimizin masum başörtüsü değildir yalnızca. Kafalarımızdaki köprüdür. Örtünmek bir ahlak haline getirildiğinde arkası gelir; karara karara gelir. Örtünmenin sonu yoktur. Kadınlar kefene kadar örtünmek zorunda kalırlar” sözleri dikkat çekiciydi... OPERASYON PROTESTOSU DTP’nin şölenine sert müdahale İstanbul Haber Servisi Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) sınır ötesi harekâtı protesto etmek için örgütlediği “Operasyon bölgelerine demokratik yürüyüş” eylemini başlatmak için Bağcılar’da düzenlediği ve DTP Eşbaşkanı Emine Ayna, DTP milletvekilleri Selahattin Demirtaş, Fatma Kurtulan’ın da katıldığı basın açıklamasına polis müdahale etti. Polisin sert müdahalesinde çok sayıda kişi gözaltına alınırken, kullanılan gaz bombalarının girdiği düğün salonunda bulunan onlarca kişi gazdan etkilendi. DTP Bağcılar İlçe Örgütü’nün operasyonlara karşı Bağcılar Olimpik Kapalı Spor Salonu’nda düzenlemek istediği şölene İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından izin verilmedi. Şölenin yasaklanmasını protesto etmek ve “Operasyon bölgelerine demokratik yürüyüş” çalışmalarının startını vermek isteyen DTP’liler, dün Bağcılar İlçe Örgütü’nün önünde bir araya gelerek basın açıklaması yapmak istedi. Basın açıklamasına milletvekilleri ve parti yöneticilerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 2 bin kişi katıldı. Basın açıklaması sırasında güvenlik güçleri, DTP’lilerin etrafını sararak yolu trafiğe kapattı. Gruba coplarla ve gaz bombaları ile müdahale eden polis, çok sayıda göstericiyi gözaltına aldı. Polisin sert müdahalesinden ilçe binasının alt katındaki Şölen Düğün Salonu’nda yapılan düğüne gelenler de etkilendi. Düğün salonuna isabet eden gaz bombalarından etkilenenler ambulanslarla hastaneye taşındı. Polis, ilçe binasını uzun süre abluka altında tutunca partililerin tepkisi ile karşılaştı. Kalabalığa seslenen Emine Ayna “Buraya gelen binlerce kişi bir zafer kazanmıştır. Bu kazanılan zafer, yenilen dayak ve atılan gaz bombalarıyla engellenebilecek bir zafer değildir” dedi. Ayna’nın açıklamasının ardından partililer, polisin ablukası altındaki ilçe binasından gruplar halinde çıkarak dağıldı. Yunan ihlalleri durmuyor ? ANKARA (AA) Genelkurmay Başkanlığı, Yunanistan’a ait 2 sahil güvenlik botunun önceki gün Kardak kayalıkları bölgesinde Türk karasularını ihlal ettiğini bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan karasuyu ihlallerine ilişkin duyuruya göre Kardak kayalıkları bölgesinde, Yunanistan’a ait bir sahil güvenlik botu 07.2010.10 saatleri, diğer bir sahil güvenlik botu ise 08.5215.15 saatleri arasında Türk kara sularını ihlal etti. Öğretmenler tepkili Türk EğitimSen İstanbul Şubesi dün Aksaray’da düzenlediği gösteride Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in “öğretmen ve memur maaşlarının yüksek olduğuna” ilişkin açıklamalarını protesto etti. “Faizler yüzde 18, enflasyon yüzde 18, maşallah maşallah”, “IMF milletvekili maaşlarını da düşürecek mi” yazılı dövizler taşıyan Türk EğitimSen’liler öğle saatlerinden Aksaray’daki metro istasyonu önünde toplandılar. Burada yapılan konuşmaların ardından protestocu grup sessizce dağıldı. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Dağlıca’yı soramazsın... TBMM’nin yürütme organını denetlemesi, araştırma, soruşturma, yazılı ve sözlü soru önergeleriyle gerçekleştirilir. Özellikle muhalefet milletvekilleri soru önergeleriyle bakanlıkların çalışmalarıyla ilgili bilgi edinmeye çalışır. TBMM İçtüzüğü’ne göre bu soruların “kısa, gerekçesiz ve kişisel görüş ileri sürülmeksizin, kişilik ve özel yaşama ilişkin konuları içermemesi” gerekir. TBMM Başkanlığı, içtüzüğe uygun bulmadığı soru önergelerini milletvekiline iade eder. CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü, Dağlıca baskınının ardından Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in yaptığı “Askerlerin ailelerinin yanlarına dönmesiyle aileleri mutlu oldu, ama benim içimde bir ukte kaldı” açıklamasını anımsatarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bu görüşleri paylaşıp paylaşmadığını sordu. TBMM Başkanlığı, 5 sorunun yer aldığı önergedeki “Şahin’in görüşlerine katılıp katılınmadığına” ilişkin 2 sorunun içtüzük hükümlerine aykırı olduğunu savunarak önergeyi geri çevirdi. Çöllü, bunun üzerine bu 2 soruyu metinden çıkararak önergesini yineledi. Başkanlık, Dağlıca baskınının ardından askerlerin kaçırılması olayının nasıl gerçekleştiği, hükümetin askerlerin kurtarılması için ne gibi girişimlerde bulunduğuna ilişkin sorulara “olur” verdi ve Başbakanlık’a gönderdi. Erdoğan adına yanıt Adalet Bakanı Şahin’den geldi. TBMM Başkanlığı’nın vize verdiği soruları da içtüzüğe aykırı bulan Şahin, gerekçelerini şöyle sıralıyordu: “Anayasa ve TBMM İçtüzüğü’nün hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, görülmekte olan bir davayla ilgili olan ve bilgi istemeye yönelik olmadığı anlaşılan ve kişisel görüş ileri sürülmek suretiyle düşünce öğrenmeyi amaçlayan önergedeki soruların cevaplandırılması yasal olarak mümkün görülmemiştir.” İki yıl önce yitirilen Gürkan için İzmir’de etkinlikler düzenlenecek Aydın Güven Gürkan anılıyor MİYASE İLKNUR 100 yaşındakiler siliniyor mu? ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde “100 yaşını aşanların nüfus kaydı siliniyor mu” sorusuna yanıt istedi. Baytok, “Maaş işlemlerinden, yaşadığını kanıtlayan belgelerin yeniden çıkarılmasına ilişkin birçok bürokratik işlem sağlık sorunları olan yaşlı yurttaşlarımız ve yakınları için çekilmez sıkıntılar yaşanmasına neden olmaktadır” dedi. Aydın Güven Gürkan Türk sosyal demokrasi hareketinin unutulmaz liderlerinden SHP’nin kurucu genel başkanı, eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Aydın Güven Gürkan, ölümünün ikinci yılında İzmir’de düzenlenecek bir etkinlikle anılıyor. 2006’da yaşamını yitiren Prof. Dr. Aydın Güven Gürkan için ölüm yıldönümü olan 22 Ocak tarihinde İzmir’de Mülkiyeliler Birliği ve SODEV tarafından ortaklaşa düzenlenecek etkinlik, Fuar’daki İzmir Sanat Salonu’nda saat 19.00 başlayacak. Sunuculuğunu Pelin Batu’nun yapacağı etkinlik, SODEV İzmir Temsilcisi Hüseyin Çorlu’nun açış konuşmasından sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğretim üyelerinden Ece Tokatlı Sayarı ile İzmir Devlet Senfoni Okrestrası viyolonsel sanatçısı Emre Sayarı’nın konseriyle sürecek. Etkinliğin ikinci bölümünde eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay, eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş, sanatçı Halil Ergün, öğretim üyesi Prof. Dr. Hüsnü Erkan, Melih Ergen ve Tanju Tosun, Aydın Güven Gürkan’ın siyasetçi kişiliği ve Türk sosyal demokrasisine yaptığı katkıları anlatacak. Anma programı “Aydın Güven Gürkan Belgeseli”nin izlenmesiyle sona erecek. Aydın Güven Gürkan’ı anma etkinliğine, İzmir’deki çeşitli sivil toplum örgütleri ve sendikalar da destek verdiler. Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan [email protected] CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle