08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 OCAK 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr AC Nielsen’in araştırmasına göre 2008’de durgunluk bekleyen Türk tüketicisi, harcamalarını kısacak 13 ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK En karamsar olanlar ‘Türkler’ ? Ekonomi, iş güvenliği ve sağlık tüm dünyanın birincil kaygıları olmaya devam ederken, Türk tüketicisinin en büyük korkusu terör, işsizlik ve enflasyon. Ekonomi Servisi Son yıllardaki siyasi gerilimler ile savaşların arttırdığı karamsar hava, 100 doları bulan petrol fiyatları ile doların önlenemeyen hızlı değer kaybı tüm dünya ile birlikte Türk tüketicilerinin de endişelerini arttırdı. 2008’den global durgunluk bekleyen en kötümser 10 ülke arasında yer alan Türk tüketicisi, durgunluğun neden olacağı işsizlik ve enflasyon konularında da oldukça endişeli. Siyasi istikrarsızlık ve terör konularında ise çekinceleri tüm dünyadan daha fazla olan Türk tüketicisi, ayrıca harcama yapmak için de iyi bir dönem olmadığını düşünen ilk 10’un içinde yer alıyor. Dünyanın önde gelen pazar araştırma kuruluşlarından AC Nielsen’ın 48 ülkeden 26 binin üzerinde katılımcıyla gerçekleştirdiği “Global Online Tüketici Güven Araştırması’’na göre global tüketicilerin dörtte biri 2008’de global durgunluk bekliyor. Global durgunluk beklentisinden bağımsız olarak, gelecek 6 ay için en büyük endişe konusu sorgulandığında tüketiciler önce ekonomi, iş güvenliği ve sağlık konusunda endişelerini dile getiriyorlar. Türkiye’de ise terörün önemli bir endişe kaynağı olarak varsayılması küresel sonuçlardan farklılaşıyor. Sarsıntı ve Korunma Küresel ekonominin yeni yıla durgunlukla girmekte olduğu çok açıktır; bu olgu artık saklanamıyor. Tartışılan bu durgunluğun derinliği ve tam bir bunalıma dönüşüp dönüşmeyeceğidir. Şiddeti bir yana, durgunluk, ülke gruplarına ya da “coğrafyalara” göre farklılaşıyor. Kapitalizmin en gelişmiş üçlüsü, yani ABD, Avrupa ve Japonya bağlamında bakılırsa, küresel durgunluk önemli bölgesel farklılaşmalar gösteriyor. Durgunluk esas olarak ABD’den kaynaklanıyor. ABD’nin küresel finans devleri, tutsat (mortgage ya da konut kredileri) sisteminin önde gelenleri birbiri ardından ağır sarsıntı geçiriyor. Sarsıntı, dalga dalga diğer coğrafyalara da yayılıyor. Önemli bir nokta var; sarsıntının şiddeti Avrupa’da daha az duyuluyor. Ekonomik büyüme, enflasyon, işsizlik gibi temel değişkenler Avrupa’da, ABD ve Uzakdoğu ülkelerine göre çok daha olumludur. Enflasyon ve işsizlik oranı düşüktür ve büyüme oranı yüksektir; dolar batarken, Avro çıkıyor. Neden? Ekonomistlerin herhangi bir konuda anlaştıkları az rastlanır bir durumdur. Bugünlerde Avrupa ekonomisi üzerindeki yazı ve yorumlar, bir noktada birleşiyor: Avrupa’nın küresel sarsıntıdan daha az etkilenmesinin en önemli nedeni, sahip olduğu güçlü sosyal güvenlik düzeni ya da sosyal koruma ağıdır. Avrupa’nın küresel dönüşümü doğru yönetmeyi başardığı söylenebilir. Küresel dönüşümün ilk hedefi ekonomide kamu etkinliğinin azaltılmasıydı. “Devlet ekonomiden elini çekmeli” görüşü, küresel fırtınanın beyinlere kazıdığı ana yaklaşımdır. Bu anlayış, uluslararası finans kuruluşları, özellikle de IMF ve Dünya Bankası tarafından azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere dayatıldı ve uygulatıldı/uygulatılıyor. Buna karşılık Avrupa, ustaca bir uygulamayla, en azından bütçe büyüklüğü olarak, ekonomide devleti küçültmekten kaçınmayı başarmış bulunuyor. Başta Kuzey Avrupa ülkeleri olmak üzere, AB üyelerinde, devlet, toplam ulusal gelirin her yıl ortalama yüzde 4045’ine, bütçe geliri olarak el koymakta ve bunu eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi “insana yatırımlar” başta olmak üzere harcamaktadır. Üstelik, 1970’lerde devlet, toplam ulusal gelirin ortalama yüzde 3550 dolayında bir kısmına vergi olarak el koyuyordu. Bu oran, bizde sermayenin çıkarlarını savunanların ısrarla vurgulamalarının tersine, son on yıllarda azalmamış, tersine artmıştır. Küreselleşme süreci, Avrupa ülkelerinin bu temel politikasına dokunamamıştır. Avrupa’nın yaşanmakta olan küresel sarsıntıdan daha az etkilenmesinin ana nedeni budur. “Nedenin de nedeni” var. Nasıl oluyor da Avrupa, devleti küçültmüyor ya da istese de küçültemiyor? Çünkü Avrupa’da sendikalar hâlâ güçlüdür ve bu nedenle de demokrasi güçlüdür. Hükümetler, devleti küçülteceğiz diye, yoksulu daha yoksul yapan, işsizliği arttıran, özelleştirme adı altında ülkelerinin sermaye varlıklarını yabancılara aktaran; eğitimi, sağlığı ve sosyal güvenliği zayıflatan uygulamalara gidemiyor. Küreselleşmenin olumsuz etkilerinden “korunmanın” yolunun nereden geçtiğini “Yaşlı Kıta” kanıtlıyor: Sendikalar başta olmak üzere emekçi halkın örgütlerinin güçlü olması; bunun altyapısı olarak da “eşitlik” ve “özgürlük” eksenli hukuk devleti; katılıma ve kurumsallaşmaya dayalı “demokrasinin varlığı”. Avrupa örneğinin yaşandığı bir sırada AKP hükümeti, bir taraftan Türkiye’nin AB üyeliği vurgusunu yapıyor, bir taraftan da, tam anlamıyla çelişkili bir tutumla Avrupa’nın ne yöne gittiğini görmezlikten geliyor; IMF ve Dünya Bankası önerilerine uyarak, Türkiye’de, ekonomide esasen küçük olan devleti daha küçültmek amacıyla çırpınıyor. AKP hükümeti, bütçe harcamalarını, kendi deyimiyle “istikrarlı bir şekilde azaltarak” toplam ulusal gelirin yüzde 30’u dolayına indirmiştir; bunun da dörtte biri faiz ödemeleridir (Maliye Bakanlığı 2008 Yılı Bütçe Gerekçesi, s.23). Son aylarda AKP topluma bir “anayasa” önerisi dayatıyor. Önerdikleri, gerçek bir hukuk devleti, sendikaların güçlendirilmesi, kadınerkek eşitliği, özgürlük, güçlü kurumlaşma ve bunlara dayalı gerçek bir demokratikleşme mi? Halk deyimiyle “Hak getire”! Hem ana muhalefet lideri, salı günü Meclis grubunda yaptığı konuşmayı, “Allah Türkiye’yi korusun” sözleriyle tamamlamadı mı?.. [email protected] NAKİT PARA BORCA GİDİYOR Tüketicilerin kemer sıkma tedbirlerinin bir başka göstergesi de, yüzde 13’ünün temel yaşamsal ihtiyaçları karşıladıktan sonra ellerinde nakit kalmadığını belirtmeleri ve üçte ikisinin almayı planladıkları şeyler için yılın uygun zamanı olmadığını düşünmeleri. Harcama için iyi bir dönem olmadığını belirten ülkelerin listesinde Türkiye yine ilk 10 içinde yer alıyor. Türkiye ayrıca zaruri ihtiyaçlar dışında kalan para ile borç ödeyen ülkeler listesinde de ilk sıralarda. [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com yasalarını etkiliyor. Ev piyasaları krizi de, İngiltere’yi hatta İspanya’yı (Başyazı, FT 13/01; Bloomberg 18/01) etkilemeye başladı. Bu sırada, uluslararası mali sistemin (“sistemik kriz riski”), uluslararası para sisteminin, doların geleceğinin, oradan da karşılığı olmayan (sabit bir değere bağlı olmayan) para sistemlerinin zaaflarının tartışılmasına doğru evrilmeye başladı. Bulaşıcılık, artık ekonomik model tartışmalarını da etkiliyor. Kendi kendine dengeye geleceği varsayılan mali piyasa “arızaya geçince”, Citigroup, MerrillLynch, Morgan Stanley, Bear Sterns, UBS gibi “küreselleşmenin efendileri” de açıklarını kapatmak için Asya ve Ortadoğu devletlerinin mülkiyetindeki Egemen Varlık Fonlarının kapılarını aşındırmaya başlayınca kafalar karıştı (yoksa açılmaya mı başladı? “Bildiğimiz kapitalizmin bir sorunu var”, Leonard, Salon 15/01). Şimdi devlet müdahalesi, kamulaştırma açıkça tartışılıyor. Roubini’nin bloğuna konan “Londra’lı bir bankacı” imzalı notta “Faizleri indirmek, piyasaya para basmak çözüm değil; batık bankaları devletleştirerek istikrar yeniden kurulmalı, mali disipline devam…” diyordu. Keynesgil modelin, mali politikayla, sağlık, eğitim gibi sosyal harcamalarla canlandırma, talep yönetimi (Business Week, 17/01), gibi araçlarının, yeniden gündeme gelmesi de anlamlı. Bu, son 20 yılın ekonomi yönetme modelinin artık tükendiğinin itirafı. Krizin ciddiyetini göstermesi açısından bundan daha tipik semptom olamaz diye düşünüyorum. Tabii tüm bunlara tipik bir kriz semptomunu daha eklemek gerekiyor: Henüz kesin konuşmak için erken ama, seküler eğilimler, dünya ekonomisinin ağırlık merkezinin, birçok gözlemcinin de dikkat çektiği gibi ABDAvrupa hinterlandından, ÇinHindistanJaponya hinterlandına doğru kaymaya başladığını düşündürüyor… HER DÖRT KİŞİDEN BİRİ ENDİŞELİ Türkiye, gelecek 12 ayda global durgunluğu bekleyen, aralarında Tayland, Tayvan, İtalya Letonya, İspanya ve İsveç’in de bulunduğu en kötümser 10 ülke arasında yer alıyor. Global olarak, katılımcıların yarıdan fazlası olası bir ekonomik durgunluğun işsizlik ve enflasyonu etkileyeceğini düşünüyor. Türkiye siyasi istikrarsızlık ve halk çatışmaları için daha yüksek bir kaygı duyarken, emlak fiyatlarının düşmesinden daha az endişe ediyor. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA Eğer bu kriz “o kriz” ise, acaba sürecin neresindeyiz? “Kriz” başlayalı 6 ayı geçti, ancak hâlâ tünelin ucunda ışık yok. Yılbaşından bu yana gelişmeler krizin derinleşmeye, yayılmaya devam ettiğini gösteriyor. ‘Krizin’ Neresindeyiz? doğrultusundaydı. “ABD’de de ekonomik zemin sağlamdı. Bir ekonomik yavaşlama yaşanabilirdi ama resesyon olasılığı yoktu. Kriz dünyanın geri kalanına bulaşmayacaktı, bir ‘ayrışma’ başlamıştı. Diğer bölgelerdeki büyüme dünya ekonomisini koruyacaktı”. FED likidite musluğunu açtı, faizleri indirmeye başladı. AB Merkez Bankası piyasaya yarım trilyon Avro bastı ancak kriz yavaşlamadı. Kısa sürede, krizin bir likidite sorunu olmadığı, salt ABD’yi değil, tüm dünya ekonomisini etkileyen devasa bir kredi köpüğünün patlamaya başladığı “ortaya çıktı”. Çıkınca da durgunluk korkusu yerini resesyon korkusuna bıraktı. Ağustos başında, Google Business News’de, resesyon sorusuna 4500 sayfa gelirken, ağustos sonunda bu sayı 9772’ye, ekim başında 16.000, aralık sonunda 52.000’e yükseldi. Cumartesi 75.000’e ulaştı. Medyada “resesyonu” tartışan yazıların bu hızla artması, piyasaların resesyon olasılığını benimsediğini gösteriyordu. Daha önce de aktarmıştık, kimi “Resesyon olmayacak” diyen analistler, hızla “büyük olasılıkla…” diyenlerin kampına geçtiler. Morgan Stanley’den Richard Berner, 11 Ocak yorumunda da artık, “en azından ılımlı bir resesyon” diyor ve ekliyordu, “Bu gün sorular, resesyonun ne kadar derin ve uzun süreli olacağıyla ilgili”. Prof. Roubini’ye göreyse “ekonomi çapında bir resesyona” girilmişti (USA Today 15/01). Dahası, USA TODAY’de John Waggoner’e göre Wall Street, artık “stagflasyonu” konuşuyor (15/01). Gerçekten de, kredi krizi yayılmaya devam eder, ABD’de tüketici talebi çöker, bir aşamada, halen sığınak liman işlevi gören gelişmekte olan piyasaları da etkilemeye başlarsa, resesyonun çok derin, geniş ve uzun süreli yaşanması, hatta enerji, gıda gibi malların fiyatlarındaki yapışkanlıktan dolayı “stagflasyona” dönüşmesi olasılığı da vardı. Altının 900 dolara vurması iyi bir işaret değil. Şimdi, The Economist’in işaret ettiği gibi, kritik bir soru şekilleniyor: Enflasyonist eğilimlere boş verip, bir malipanelim, tarih, tüm büyük resesyonlardan az önce işçi hareketinde belirgin bir canlanma yaşandığını gösteriyor. Morgan Stanley Başekonomisti Stephen Roach da 1990’ların sonuna doğru, bir küreselleşme karşıtı tepkinin geleceğini savunuyordu. Dalga 1999’da aniden su yüzüne çıktı, 2001 resesyonundan az önce… Yıl kötü başladı Borsalar yıla kötü başladı. Bloomberg’e göre 1991’den bu yana en kötü başlangıç bu (15/01). Ocak’ın 3’üyle 18’i arasında, FT100 yüzde 8.4, Dow Jones Sanayi İndeksi yüzde 7.8, daha geniş kapsamlı S&P 500 yüzde 8.4, Financial Times Eurofin 300 yüzde 8.5, Nikkei yüzde 5.6, HengSeng, yüzde 8.5 düştü. Geçen hafta, Dow Jones 13.000’in tabanını delerek yoluna devam etti,12.000’lerin alt sınırına çok yaklaştı, FT100 de 6000’in altına indi. “Bu ‘düzeltmelerin’ sonuna geldik mi? Şimdi borsalar yeniden yükselmeye başlar mı?” Sorusuna karşılık, Barclays Capital’den stratejist Kochugovindan’a göre “risk göstergeleri ‘yeni bir kriz’, riskten aşırı bir kaçış var diyor, bu da satışların devam edeceğini düşündürüyor”(Financial Times 16/01). Wall Street Journal’ın başyazısı da, cumartesi günü, krizin geldiği aşamayı, Charles Kindleberger’in krizlerin tarihi üzerine yazılmış (!?), Manias, Panics and Crashes çalışmasına göndermeyle “Panik” aşamasındayız diyordu (19/01). Clinton’un Çalışma Bakanı, Prof. Robert Reich’e göre “ABD’de durum potansiyel olarak gerçekten vahim” (Le Monde 18/01). Mali piyasalarda panik havasının yayılmaya başlaması doğal. “Kriz” başladığında, burası ABD “ev piyasasının en riskli bölümüydü, merak etmeyin yayılmayacak” deniyordu. Daha sonra, diğer kredi piyasalarını etkilemeye başlayınca da, “Bu likidite krizi, sıkışıklık uzun sürmez, FED faizleri indirir, muslukları açarsa aşılır…” Bu aşamada genel kanı, krizin ABD piyasasıyla sınırlı olduğu Şimdi anahtar kavram ‘bulaşıcılık’ Kriz başladığından bu yana analistlerin büyük çoğunluğu, mali piyasaların bir deyimini ödünç alırsak hep “behind the curve” kaldılar. Şimdilerdeyse tartışmalara sızmaya başlayan sözcük “mali bulaşıcılık” (örneğin: Globe and Mail Canada, 10/01; Munchau, Financial Times, 14/01; Elliott, Guardian,18/01; Outlook, WSJ, 19/01). Mali kriz, düşük kaliteli ipotek piyasasında, borç piyasalarına, banka sistemine, ABD’den Avrupa’ya, Asya’ya bulaştı. Şimdi ev piyasasından, çok daha büyük çaplı borçların söz konusu olduğu ticari gayrimenkul piyasasına (Wall Street Journal, 09/01), banka piyasasından, özel sektörün yüksekriskyüksek getirili bono (Junk Bonds) piyasasına, bunları sigorta eden şirketlere (Credit Default Swaps) bulaşmaya başladı (Jubak, MSN Money, 18/01, Bajaj, New York Times, 19/01). Bu sırada, mali kriz ABD’yle sınırlı kalmadı; Avrupa, Avustralya, Asya pi rasal genişlemeyle resesyonu engellemeye mi öncelik verelim? Yoksa enflasyona önem vererek, mali disiplini korumaya devam edelim, piyasanın kendi kendini temizlemesini mi bekleyelim? Bu salt ekonomik değil, aslında siyasi bir sorun. ABD’de gündem başkanlık seçimleri, ABD ve Avrupa’da işçi hareketinde uzun yıllardır görülmeyen bir canlanma var. Geçerken deği T.C. BAKIRKÖY 8. İCRA DAİRESİ TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2007/1847 Tal. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 İstanbul, Bahçelievler ilçesi, Kocasinan köyü, Bağlar mevkiinde kâin, 18/1 pafta, 13475 parsel sayılı, 213,50 m2 miktarlı, bahçeli kârgir ev vasıflı taşınmaz 300.000,00 YTL muhammen bedelle açık arttırma suretiyle satılarak paraya çevrilecektir. TAPU KAYDI: Bakırköy 1. Bölge Tapu Sic. Müd.’nün 03.09.2007 tarih ve 2226 yevmiye sayılı yazısında, Bahçelievler ilçesi, Kocasinan köyü, Bağlar mevkiinde bulunan 18/1 pafta, 13475 parsel sayılı, 213,50 m2 miktarlı, bahçeli kârgir ev vasıflı taşınmazın tamamının borçlu adına kayıtlı olduğu ve kaydında ipotek ve haciz şerhlerinin bulunduğu bildirilmiştir. İMAR DURUMU: Bahçelievler Belediye Başk. İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün, 25.09.2007 tarih ve 2007/11747 sayılı imar durumu yazısına göre, söz konusu taşınmaz 1/1000 ölçekli, 29.07.2003 tasdik tarihli, Bahçelievler Revizyon Uygulama İmar Planı’nda M.İ.P. lejantlı olup, 16.09.1963 tasdik tarihli, 1/1000 ölçekli, Kocasinan İmar Planı’nda H=6.50 mt. irtifada (2 kat), blok nizam yapılanma şartlarında, konut alanında kalmaktadır. Söz konusu parselin dosyasında yapılan tetkikte, parsel üzerinde bulunan yapıya tasdikli projesine aykırılıklardan dolayı, belediye encümenince para ve yıkım cezası kararları alındığı tespit edilmiştir. Ancak 1/1000 ölçekli B.Evler Revizyon İmar Planı’nın bir üst ölçekli planı olan, 1/5000 ölçekli B.Evler Revizyon Nâzım İmar Planı 27.04.2006 tarih, E.2006/815 sayılı, İstanbul 1. İdare Mahkemesi kararı ile iptal edilmiştir, denilmiştir. HALİHAZIR DURUMU: Satışa konu taşınmaz; İstanbul, B.Evler ilçesi, Kocasinan Merkez Mahallesi, Miskamber Sokak’ta ve bu sokaktan 7 dış kapı numarası alan, 213.50 m2 miktarlı, bahçeli kârgir ev vasıflı taşınmazın tamamı niteliğindedir. Ordu Caddesi ile Kemal Sunal Caddesi arasında yer alan ve 80 evler sitesi dahilinde yer alan 213.50 m2 miktarlı arsa dahilinde yer alan bina, bodrum kat+zemin kat+1 normal kattan müteşekkil, B.A.K. tarzda ve ikiz nizamda, ahşap oturtma çatı ve kiremit örtülü, 2. sınıf malzeme ve işçilik kalitesi ile inşa edilmiş olup, tamamı tek bir bağımsız bölüm şeklinde, bodrum katında depo, sığınak, ana girişin bulunduğu zemin katında hol, salon, mutfak, WC, balkon, holden dahili merdiven ile çıkılan 1. normal katında geçiş piyesi üzerinde üç yatak odası, banyoWC ve balkon mahallerinden ibaret, zeminde 60 m2 oturum alanına sahip, kapalı alanları itibariyle toplam inşaat alanı 180 m2 civarında, ıslak hacim zeminleri seramik, pencere doğramaları PVC, dış cephesi mozaik sıvalı olup, doğalgaz tesisatı mevcut ve her türlü belediye ve altyapı hizmetlerinden istifade edecek konumda, civarın iskâna elverişli konut sahasında yer almakta olup, ulaşım imkânları elverişlidir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Birinci Satış 03/03/2008 tarihinde, saat: 14.00’ten 14.15’e kadar, Bakırköy Zuhuratbaba Adliyesi, birinci katında Bakırköy 8. İcra Müdürlüğünde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 13/03/2008 günü, aynı saatlerde ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da muhammen değerinin %40’ını ve rüçhanlı alacaklıların alacağını, satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli, hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse, İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/1847 Tal. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. (İİK.m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 2508 T.C. BOLU l. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA NO: 2007/6662 Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adeti, önemli özellikleri: Bolu İli, Merkez İlçe Tabaklar mahallesi, Cumhuriyet caddesi mevkii, 239 ada, 38 parselde kayıtlı bulunan, 516 metre kare yüzölçümlü, ana taşınmaz niteliği arsa olan taşınmaz üzerine inşa edilmiş betonarme kargir binanın, B blok zemin kat bağımsız bölüm 23 nolu (5/516) arsa paylı Bağımsız bölüm niteliği: Dükkan (Borçlu hissesi tam) olan taşınmazın, etraf parselleri yerleşim alanlı, ticari bina inşalıdır. Taşınmazın açık adresi Tabaklar mahallesi, Cumhuriyet caddesi, Karaer Pasajı 39/11’dir. Taşınmazın bulunduğu bina Cumhuriyet caddesine cepheli, (Bodrum kat + Zemin kat (İş yerleri) +4 normal katlı) binanın zemin katında olup, pasaj içindedir. Bina ısıtması kalorifer (katı yakıt) sistemlidir. Bağımsız bölüm no: 23’dür. Taşınmaz 15 metre kare oturum alanlıdır. İş yeri olarak kullanılmaktadır. Zeminler mozaik taş, duvarlar badana ile boyalıdır. Dükkan camekanları ahşap üzeri yazılı boya ile boyalı camlar 4 mm kalınlığındadır. Deprem hasarsızdır. 24 nolu bağımsız bölümün özellikleri, 23 nolu bağımsız bölümdeki taşımazın özellikleri ile aynı olup, 24 nolu bağımsız bölümün arsa payı (4/516)’dır. Taşınmazın açık adresi Tabaklar mahallesi, Cumhuriyet caddesi, Karaer Pasajı 39/10’dur. 23 nolu bağımsız bölümde borçlunun hissesi tamdır. Borçlu hissesine düşen 23 nolu taşınmazın değeri (arsa payı dahil) 25.000,00 YTL’dir. 24 nolu bağımsız bölümde borçlunun hissesi tamdır. Borçlu hissesine düşen 24 nolu taşınmazın değeri (arsa payı dahil) 25.000,00 YTL’dir. 23 nolu bağımsız bölümün 1. Satışı: 07.03.2008, saat: 10:20 10:30’da Bolu 1. İcra Müdürlüğünde, 24 nolu bağımsız bölümün 1. Satışı: 07.03.2008, saat: 10:30 10:40’da Bolu 1. İcra Müdürlüğünde. 2. Satışlar: 17.03.2008 günü, aynı saat ve aynı yerde, Açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’nı ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamı ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse, gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere ilanda gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedeli malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bunlardan başka paraya çevrime ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2. Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar Banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin parayladır. Alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga resmi, tapu harç ve masrafları ile KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3. İpotek sahibi alacaklılar ile diğer ilgililer (x) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır: Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaklardır. 4. Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse, İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5. Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6. Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla başvurmaları ile (x) ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahil olup, işbu satış ilanı İİK.nun 127 mad. göre ilgililere ve tebliğ yapılamayanlara tebliğ yerine kaim olacağı ilan olunur. 04.01.2008 İİK’un 126. m. (Basın: 2470) 2008’de doğalgaz tüketimi artacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’de 2008’de doğalgaz kullanımı, geçen yıla kıyasla yüzde 4 oranında artarak 37.5 milyar metreküpe ulaşacak. Doğalgazın yüzde 70’i, elektrik üretimi ve sanayide kullanılacak. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ‘’2008 Yılı Doğalgaz Tüketim Tahmini’’ çalışmasını tamamladı. Buna göre, 2008’de konutlarda doğalgaz tüketimi yüzde 17.1 artarak, 6.2 milyar metreküpten 7.3 milyar metreküpe yükselecek. Geçen yıl 20.1 milyar metreküp olan elektrik enerjisi üretiminde tüketilen doğalgaz miktarı ise bu yıl 18.7 milyar metreküpe düşecek. Doğalgaz tüketiminde en yüksek artış yüzde 94.3 ile organize sanayi bölgelerinde (OSB) görülecek. OSB’lerdeki tüketim bu yıl 3.9 milyar metreküpe ulaşacak. T.C. ERZURUM SULH 2. HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKUL AÇIK ARTIRMA İLANI SAYI 2008/1 SATIŞ Erzurum Sulh 2. Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 21.11.2007 tarih ve 2007/164 Esas, 2007/1155 Karar sayılı kararına göre: Erzurum merkez, Çırçır Mahallesi, 5611 ada, 4 parsel sayılı taşınmaz Fevzi Genç,Gençler İnşaat Turizm Ticaret AŞ, Rabia Karagöl, Kamil (Ali oğlu), Zahire (Hatice Kızı), Maksut (Pembe oğlu), Hacere ( Haydar Kızı), İbrahim (Yusuf oğlu) ve Nazım Balçık adlarına kayıtlı, 309.00 m2 mesahalı, kazı yapılmış boş arsa vaziyetinde, imarlı ve imar durumunda h: 8 kat imar müsaadeli, kısmen ticari alan imarlı, Şehir merkezinde, tüm belediye hizmetlerinden yararlanan işbu taşınmaz 309.000.00 YTL bedelle satışa çıkarılmıştır. Satış Şartları: 1. Satış 25.02.2008 günü, saat 15.00’den 15.10’e kadar Erzurum Sulh 2. Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar var ise alacakları mecmunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile 06.03.2008 günü, aynı yer ve saatte ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilmemişse, gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere, artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz; satış talebi düşecektir. 2. Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeler lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3.İpotek sahibi alacaklılarla, diğer ilgililerin bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile 15 gün içinde Dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4.İhaleye katılıp da daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden mütesselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5.Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için Dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gösterilebilir. 6.Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2008/1 Satış sayılı dosya numarası ile Satış Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 08.01.2008 (Basın: 2011) TEMA TEMA VAKFI ÇELENK BAĞIŞ HATTI Vefat, nikâh, açılış gibi özel günlerde sevdikleriniz adına fidan diktirebilirsiniz. İstanbul Tel: 0 212 284 80 00 İzmir Tel: 0 232 464 58 68 Ankara Tel: 0 312 419 73 02 CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle