Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 EYLÜL 2007 CUMA 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr KEDİ GÖZÜ VECDİ SAYAR Milos n Forman’ı son filmi Goya’nın i, r Hayaletle değil haftanın, ın y belki de a en iyisi Açık ve Yakın Tehlike! Siz bu satırları okurken, ben Barcelona’da olacağım. ‘2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’ Yürütme Kurulu’ndan iki arkadaşımla, İstanbul Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı ve komitenin başkan yardımcısı Nilgün Mirze ile birlikte “Akdeniz Kentleri ve Kültür” başlıklı foruma katılacağız. Forum, birkaç toplantı içeriyor: “Akdeniz’de Mit ve Gerçek”, “Akdeniz’de Yaratıcılık: Paradigmalar ve Buluşmalar”, “Akdeniz’de Müzik Festivalleri”... Oturumlarda, Akdeniz ülkelerinin kültür sorunları tartışılacak. İki değerli yazarımız, Feride Çiçekoğlu ve Nedim Gürsel’in de katılacağı oturumlarda, ulusalcılıktan çokkültürlülüğe, günümüzün tartışmalı konuları ele alınacak. Hiç kuşkusuz Türkiye, içinden geçtiği değişim süreci ile tüm katılımcıların ilgi odağını oluşturacak. Yarın akşam ise, Barcelona’nın en büyük festivallerinden biri olan BAM 2007’de (Barcelona Müzik Festivali) bir konserimiz var. Geçen yıl, Anna Lindth Vakfı’nın Kültürlerarası Diyalog Ödülü’nü kazanan “TechnoRoman Project”, yeni CD’sinin ilk konserini Barcelona’da verecek. 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’un ilk projelerinden biri olan ve ilk etabı 2008’in Mayıs ayında Barcelona’da başlayacak olan “Altın Yollar”ın tanıtım etkinliği olarak gerçekleşecek bu konser. Ekim ayında da, Özdem Petek’in koordinasyonlarıyla diğer Akdeniz ülkelerindeki ‘lansman’ etkinlikleri gerçekleşecek. İtalya’da Catania Festivali, Tunus’ta Kartaca Festivali, Atina’da “Avrupa Film Festivali” ve “Atina Bienali”, Marsilya’da “Fiesta des Suds Dünya Müzikleri Festivali” çerçevesinde… Bu proje –ve İstanbul 2010 etkinliklerinin tümü– dünyaya Türkiye’nin çağdaş yüzünü tanıtmayı amaçlıyor. Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sivil toplum kuruluşlarıyla el ele vererek gerçekleştirecekleri çalışmalar ne denli etkili olursa olsun, önümüzde ciddi bir handikap duruyor. Türkiye, temel bazı sorunlarını çözemediği sürece, tanıtım etkinliklerinden yeterli sonuç alması kolay değil. Bu sorunların başında demokrasi ve insan hakları sorunu geliyor. İşte bu yüzden, yola çıkmadan, son günlerin ‘flaş’ olayına değinmek istedim. Kendim bir şeyler söylemek yerine, Öğretim Üyeleri Derneği’nin yaptığı açıklamayı bu sütunlara almak istiyorum. Bu sözlere eklenecek söz bulamadığım için. ??? “İbrahim Kaboğlu ve Baskın Oran’ın ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ ettikleri suçlamasıyla yargılandıkları davada Yargıtay 8. Dairesi’nin verdiği karar Türkiye’nin demokratikleşmesi çabalarına yönelik engellerin katmerlenerek arttığını gösteren bir yeni örnektir. Söz konusu karar demokratik toplumsal düzenin temelini oluşturan düşünce özgürlüğüne çok ağır bir darbe indirmektedir. Karardaki çoğunluk görüşünde ‘açık ve yakın tehlike’ ölçütünün içeriği çarpıtılmıştır. ‘Açık ve yakın tehlike’ ölçütü, demokrasinin temel ilkelerini özümsemiş yargı organları tarafından düşünce özgürlüğünün sınırlarını genişletici bir yorum kuralı olarak geliştirilmiştir. Bilindiği üzere, demokratik düzenlerin temel ilkelerinden birisi, şiddet çağrısı içermeyen düşünce açıklamalarının hiçbir şekilde sınırlandırılamamasıdır. Açık ve yakın tehlike ölçütü ise, bu temel ilkeye ek olarak, şiddet çağrısı içerir şekilde yorumlanabilecek düşünce açıklamaları dahi açık ve yakın bir tehlike yaratmadıkça sınırlandırılamayacağını öngörür. Tehlikenin açık ve yakın olmasından kasıt, o düşünce açıklamasıyla bir somut şiddet eylemi arasında doğrudan bir ilişki kurulabilmesidir. Yargıtay kararında, Kaboğlu ve Oran’ın düşünce açıklamalarıyla suç işledikleri iddia edilirken uygulanan kıstas, açık ve yakın tehlike ölçütü değil, faşizan McCarthy cadı avlarına destek vermek üzere ABD Yüksek Mahkemesi tarafından 1950’li yıllarda uygulanan ‘tehlikeli eğilim’ ölçütüdür. Düşünce özgürlüğünün sınırlarını genişletmek üzere geliştirilen bir ilkenin Yargıtay tarafından içeriği çarpıtılarak düşünce suçu yaratmak üzere kullanılması çok vahim bir olgudur. Demokratik düzenlerde birey hak ve özgürlüklerinin yasama ve yürütmenin sınırlayıcı işlemlerine karşı koruyacak tek güvencenin bireyi devlet karşısında kollama düsturunu benimsemiş bir yargı erki olduğu dikkate alınırsa, durumun vahameti bir kat daha artmaktadır. Bu Yargıtay kararı bir kez daha göstermiştir ki, ülkemizdeki yargı alt kültüründe demokratik ilkeler gitgide unutulmakta, otoriter eğilimler baskın hale gelmektedir. Demokratikleşme, salt anayasanın ve/veya bazı yasa metinlerinin değiştirilmesi olgusuna indirgenemeyecek bir süreçtir. Demokratikleşme sürecinin devamı açısından, yargı erkinin esas işlevinin ne olduğu konusunda net bir bakışa sahip olması çok önemlidir. Devleti bireye karşı değil, bireyi devlete karşı korumak ülkemiz yargı alt kültürünün ana düsturu haline gelmedikçe demokratikleşme yolunda hiçbir ilerleme kaydedemeyeceğimiz açıktır. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği olarak, özgürlüklerine sahip çıkan bireylerin göğüslerini gere gere ‘Ankara’da yargıçlar var’ diyebildikleri bir geleceğin umudunu taşıdığımızı bu vesileyle kamuoyuna duyururuz.” vecdisayar@yahoo.com Ressamın gözünden engizisyon SUNGU ÇAPAN spanyol resim sanatının demirbaşlarından Francisco Goya (17461828), resmi saray ressamı oluşu, iktidara yakınlığı ve güçlü, hatırlı dostları sayesinde engizisyon belasından sıyrılıp varlıklı ve rahatça bir üretken yaratıcı ömrü sürmüş, 1789 Fransız Devrimi’nin ardından Napolyon’un ordularıyla işgal edip kardeşini İspanya kralı yaparak engizisyon dönemine son verdiği İspanya’nın savaşlar, ayaklanmalarla yaşanan kanlı, buhranlı, kaotik tarihsel dönemlerini, çağının tanığı bir vakanüvis gibi gravürlerine yansıtarak 19. yüzyıl resim sanatını özellikle Delacroix, Daumier, Manet gibilerini derinden etkilemişti. Uzunca yaşamı boyunca şaşmaz bir nesnellik ve gerçekçilikle ‘gördüğünü resmetmiş’, iktidar sahiplerinin, aristokratların başarılı portrelerini yapmış Goya’nın yaşamı, Henry Koster’in tipik yüzeysel Hollywood yaklaşımıyla kotarılmış, Anthony FranciosaAva Gardner’li ‘The Naked Maja’ (1959) ya da Carlos Saura’nın yazıp yönettiği, kimi eleştirmenlerce fazlasıyla kişisel ve entelektüel bulunmuş, birkaç yıl öncesinin ‘Bordeaux’daki Goya’ gibi, farklı uçlardan filmlerle sinemanın ilgisinden nasibini almıştı günümüze kadar. Şimdi devreye, sevdiğimiz, eski toprak, en ‘baba’ yönetmenlerden, 68 Prag Baharı’ndan beri Amerika’yı mesken tutmuş ve sinema tarihine Ken Kesey’nin romanından aktardığı Guguk Kuşu (1975), E.L. Doctorow uyarlaması Ragtime (1981) ve Peter Shaffer’in oyunundan uyarladığı Amadeus (1984) gibi unutulmaz başyapıtlar armağan etmiş, 75 yaşındaki Çek usta Milos Forman giriyor, ilgiyle seyrettiğimiz son filmi Goya’nın Hayaletleri’yle. Alışılmış türden bir biopic (biyografik film) olmaktan çok Forman’ın ünlü ressamın yaşamından verdiği kesitlerle ilişkilendirdiği, 18. yüzyıl sonundaki dehşetengiz İspanyol engizisyonunu eksen alan, epikimsi bir dram Goya’nın Haya İ DİN BASKISININ EN KOYU ZAMANI O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M? ?O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M? O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M? ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M? ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M? ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M? ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M? ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M? ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@L? ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@)K ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@6 ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ ?@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M ?I O2@@f ?O2@@@@@@@@@f O2@@@@@@@@@@@@@@@@f O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@L?e ?O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@1?e ?O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@?e O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@?e ?O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@?e ?O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@?e O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@?e O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@?e ?O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@Le O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@1e O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@e ?O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@e ?O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@e O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@e ?O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0Mf ?O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0Mhe O2@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@0M? Goya’nın Hayaletler i Goya’s Ghosts / Yönetmen: Milos Forman / Senaryo: M. Forman, JeanClaude Carriere / Kamere: Javier Aguirresarobe / Müzik: Varhan Bauer, Jose Nieto / Oyuncular: Stellan Skarsgard, Javier Bardem, Natalie Portman, Michael Lonsdale, Randy Quaid, Blanca Portillo, Jose Luis Gomez, Mabel Rivera / ABD 2006 (Chantier Films) letleri. Kiliseyle engizisyonun, hayata ve İspanya’ya tümüyle egemen olduğu buhranlı, çalkantılı bir dönemde, parayı veren zenginin portresini yapıp aslında bir eli yağda öteki eli balda yaşarken sokaklarla da bağını kesmeyen, kraliçeyi (Blanca Portillo) olanca çirkinliğiyle at üstünde resmetmekten de kaçınmayan, 1792’de sağır olan, eyyamcı kral 4. Carlos’un (Randy Quaid) himayesindeki saray ressamı Goya’ya bir portre de, aslında onun çizdiklerinin kilise için zararlı, sakıncalı olduğunu ileri süren baş engizisyoncu kardinal (Michael Lonsdale) yönetimindeki sansürcü, bağnaz din ulularına karşı Goya’yı savunan, engizisyonun memur rahiplerinden, liberal görüşlü, hırslı Lorenzo (Javier Bardem) ısmarlıyor. NCE ENGİZİSYONCU, SONRA ÖZGÜRLÜKÇÜ Bu Lorenzo, sancılı geçiş dönemlerinde, esen rüzgâra göre saf değiştiren, engizisyon rahipliğinden Fransız Devrimi’nin ilkelerini savunan bir aydınlanmacıya dönüşen, tipik her devrin adamı, dönekliğin timsali, unutulmaz bir karakter. Filmde bir de Goya’nın eserlerinde melek olarak resmettiği zengin tüccar kızı, güzel, zarif esin perisi Ines (Natalie Portman) var, engizisyon müfettişlerince tavernada domuz eti yemediği için Yahudilikle itham edilip sorgulanıp işkenceden geçirilerek zindana tıkılan. Dostu Goya’dan kızının kurtarılması için destek isteyen tüccar babayı (Jose Luis Gomez) kıramayan Goya, portresini yaparak dost olduğu ve yüksek engizisyon mahkemesine doğrudan müdahale edebilecek çenebazlıktaki rahip Lorenzo’dan rica ediyor, hapse tıkılmış, güzel ama Yahudi dönmesi Ines’in bağışlanmasını. Ne var ki Goya’nın resminde görüp sevdalandığı Ines’i zindanda ziyaret etti Ö ğinde, tıpkı bir Bunuel karakteri gibi, şehvete gelip tecavüz ettiği biçare kızı hamile bırakıyor Lorenzo adisi ve 15 yıllığına içeride unutuluyor Ines. İspanya’yı işgal eden Napolyon ordularının engizisyonu sona erdirip bütün hapishaneleri boşalttırmasıyla özgürlüğüne kavuşan, yaşlanmış, çökmüş, çarpılmış Ines, dışarıda, zindanda doğurduğu ama elinden alınmış kızı Alicia’yı (onu da Natalie Portman oynuyor) ararken öldürülmüş bulduğu ailesinin yerine ilham verdiği Goya’ya sığınıyor yine. Bu arada itibarını yitirince kaçtığı Fransa’da Danton’la, Robespierre’le ve özgürlük, eşitlik, kardeşlik, düşünceleriyle tanışıp kafayı bu kez devrime takarak döndüğü İspanya’da işgalci Fransızların maşası olarak yükselmiş, çoluk çocuk sahibi olmuş, aile babası, döneklerin şahı, günahkâr Lorenzo’nun sonunda layığını bulduğu Goya’nın Hayaletleri, kilisenin bağnazlığıyla dönemin Avrupa’sını sarsıp silkeleyen devrim düşünce ve hissiyatı ya da iktidarla sanat(çı) bağlamında, kökenlerin açığa çıkarılması, etnik ayrımcılığın vurgulanması, baskıcı engizisyon zulmünün sergilenmesi gibi yan temalarla sarıp sarmalanarak seyreden, ilginç bir tarihsel dönem filmi etkisi bırakıyor seyircide. Goya’nın ön ve arka jenerikte fon olarak kullanılan çizimlerini, ‘Savaşın Felaketleri’ serisi siyah beyaz gravürlerini görünce, yıllar öncesine giderek 1968 Hisar Kısa Film Yarışması’nda birinci seçilip belleğimizde yer etmiş, sevgili Artun Yeres’in o şahane Çirkin Ares’ini andım. (Bugün dahi seyretse Forman’ın da kuşkusuz beğeneceğine eminim Artun’un 40 yıl öncesinin imkânsızlıklarında gerçekleştirdiği Çirkin Ares’i.) ORMAN USTANIN ŞANINA LAYIK Kimi dramatik zaaflarını başarılı dekor, kostüm, müzik ve görüntüleriyle örtbas eden sağlam bir teknik altyapıya sahip, etkileyici tarihsel bir dönem filminin tüm albenisini kuşanmış, Yahudi babasıyla Protestan annesini 2. Dünya Savaşı yıllarında, Nazi toplama kamplarında kaybetmiş, Çek usta Milos Forman imzalı bu film, kuşkusuz bir besteci hakkında çekilmiş belki de en iyi film diyebileceğimiz bir Amadeus’un görkemine sahip değil ama Sinematek’in ilk yıllarında Maça Ası, Bir Sarışının Aşkları gibi ilk filmleriyle tanıştığımız, sonradan postu serdiği Amerika’da Hair, Valmont, Skandalın Adı: Larry Flynt, Aydaki Adam gibi sıra dışı işler çıkarmış Forman ustanın şanına layık, seyre değer, son derece ilginç bir film sonuçta. Unutulmaz rahip Lorenzo karakteriyle günümüze de göndermelerde bulunan Goya’nın Hayaletleri’nde Lorenzo’yu oynayan Javier Bardem de unutulmaz bir oyun çıkarmış. F CAROLE ALSTON BUGÜN AKBANK SANAT’TA KONSER VERECEK ‘Klasik’ten ‘caz’a, ‘gospel’den ‘blues’a Kültür Servisi Tiyatro ve müzikallerdeki başarılarının yanı sıra ‘klasik’ten “caz”a, “gospel”den “blues”a geniş bir müzik yelpazesinde çalışmalarını sürdüren Carole Alston bugün Beyoğlu Akbank Sanat’ta dinleyicilerle buluşacak. Carole Alston, Horward Üniversitesi, Güzel Sanatlar Koleji’ndeki ses, oyunculuk ve dans eğitiminin sonrasında Avrupa’da Paris, Linz, Graz, Köln ve Viyana gibi müzik merkezlerinde sahneye çıktı. T.C. BAYBURT 1. İCRA DAİRESİ TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2007/539 Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmıştır. Birinci artırmanın 11.10.2007 günü, saat 10:00 10:10’da, Bölge Trafik Şube MüdürlüğüBAYBURT adresinde yapılacak ve o günü kıymetlerin %60’ına istekli bulunmadığı takdirde 16.10.2007 günü, aynı yer saatte 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu, mahcuz satış bedeli üzerinden %... KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Dairemize başvurmaları ilan olunur. 07 09.2007. Menkulün takdir edilen kıymeti ;LİRA: 18.000, 00 YTL ADEDİ: CİNSİ: 69 AL 076 plakalı, Hyundai mrk. 2006 model, Getz 1.4 Dohc HY Kim. Gri renk benzinli hususi otomobil. Sol ön çamurluk, kapılar ve arka çamurlukta darbeden dolayı macun çekilmiş. Sol ön kapı kilidi kırık. Ön kaputta darbe mevcut. (Basın: 49547) Kocaeli Üniversitesi Bilgisayar Mühendislik öğrenci kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. VOLKAN ÖZTÜRK Nüfus Cüzdanımı Kaybettim. Hükümsüzdür. Nurcan USTAÖMEROĞLU CUMHURİYET 14 K