19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 AĞUSTOS 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Sulama projeleri bitirilmiyor, sanayileşme yerinde sayıyor, ırgatlar yollarda ölüyor GENİŞ AÇI HİKMET BİLA GAP’ta ocaklar yıkılıyor! MEHMET FARAÇ Tabancanın Sapı Türk Silahlı Kuvvetleri Kuzey Irak’a girer mi? Teröre karşı operasyon yapar mı? Bilmem. Silahlı Kuvvetler’i bilmem ama, 59’uncu Hükümet’ten kuşkuluyum. Bakanlar Kurulu’nun hazırlığı, hükümetin Kuzey Irak’a gireceği izlenimini veriyor bana. ‘Ne hazırlığı, nereden çıktı bu?’ demeyin sakın. Bakanlar silahlanmadılar mı? Milli Savunma Bakanı, bütün bakanlara son model tabancalar vermedi mi? Bakarsınız, bakanlarımız yeni silahlarını çeker, ‘allah allah’ nidalarıyla Irak’a giriverirler. An meselesidir. ??? Bazı olayları anlamak olanaksız. Yorumlamak da olanaksız. Kültürle açıklamaya çalışırsınız, olmaz. Gelenek, görenekle açıklamaya çalışırsınız, olmaz. Psikolojiyle, sosyal psikolojiyle açıklamaya çalışırsınız, bilimsel örnekler verirsiniz, olmaz. Siyasetle açıklamaya çalışırsınız, olmaz. Freud’la açıklamaya çalışırsınız, yetmez. Yiğitlikle açıklamaya çalışırsınız, kesmez. Erkeklikle açıklamaya çalışırsınız, yine kurtarmaz. Bu olaylar öyle olaylardır ki, kanınız donar, kalakalırsınız. Örneğin şöyle bir olay: Ülkenin hemen her yerinde bireysel silahlanma artarken.. insanlar birbirlerini, bazen bir hiç uğruna öldürürken.. düğünlerde, maçlarda, yollarda, balkonlarda serseri kurşunlar can üstüne can alırken.. bütün bu olayları önlemek durumunda olan Bakanlar Kurulu üyelerine tabanca hediye edilmesini anlamak da mümkün değildir, yorumlamak da... Donakalırsınız. Zaten anlayamadığınızı söyleseniz ne olacak ki? Bu çağda, bu ortamda ülkeyi yönetmekle, insanları yaşatmakla görevli insanların tabancayla ne işi var diye sorsanız ne olacak ki? Bakanlar silahlanırsa sokaktaki adamın silahlanmasına nasıl engel olabilirsiniz, diye sorsanız ne olacak ki? Cevap hazır: ‘’Ne var bunda yaa?..’’ ??? Serseri kurşunla insanların ölmediği gün yok. Serseri kurşunlarla sakat kalan birçok insan yaşam mücadelesi veriyor. Son olarak Hatay Samandağ’da bir düğünde adam aldı eline pompalıyı, sağa sola kurşun yağdırdı. İkisi çocuk 12 kişiyi yaraladı. Bazılarının durumu ağır. Şimdi bu olayla ilgili 59’uncu Hükümet üyelerinin görüşlerini merak ediyorum doğrusu. Acaba ellerini bellerine atıp son model hediye tabancalarının kabzalarını kaşırken şöyle mi derler: ‘’Ne var bunda yaa?.. Bizim geleneklerimize göre düğünde ateş açmak normaldir...’’ Diyecek sözleri var mıdır? Sıvas’ta 23 mevsimlik işçinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazası, arkasındaki ekonomik ve siyasal gerekçeler düşünülmeden bir minibüsçünün sürücü hatasına bağlanıyor. Oysa son 5 yılda binden fazla ırgatın ölümüyle sonuçlanan bu kazaların ardında 3 milyon insana iş sağlayacak, 32 milyar dolarlık GAP’ın kaderine terk edilmesi de yatıyor! Güneydoğulu yurttaşların 1520 YTL yevmiye için kamyon kasaları ve minibüslerde parçalanmasında, sulama ve sanayi projelerini ihmal eden son 20 yıldaki tüm siyasilerin vebali bulunuyor. Güneydoğulu tarım işçileri 1970’li yıllardan bu yana önce pamuk hasadı için Çukurova’ya sonra da fındık toplamak için Karadeniz Bölgesi’ne gidiyor. Resmi rakamlara göre her yıl Güneydoğu illerinden tarım bölgelerine giden mevsimlik işçi sayı 300 bini aşıyor. Göç ve giderek büyüyen işsizlikle birlikte umudunu ırgatlığa bağlayanların sayısı her geçen gün artıyor. Irgatların 1990’ların başına kadar genellikle kamyon kasalarında yolculuk ettiği biliniyor. Ancak 2000 yılından bu yana kam Çukurova’ya sonra da fındık toplamak için Karadeniz Bölgesi’ne gidiyor. Resmi rakamlara göre her yıl Güneydoğu illerinden tarım bölgelerine giden mevsimlik işçi sayısı 300 bini aşıyor. Göç ve giderek büyüyen işsizlikle birlikte umudunu ırgatlığa bağlayanların sayısı her geçen gün artıyor. yonlarla yolculuk yasak sayılıyor. Denetimsizlik yüzünden kamyonla yolculuk kaçak olarak sürdürülse de, işçiler balık istifi misali artık minibüslerle da batıya taşınıyor. Doğu kentlerinin çıkışlarında denetim yapılmayarak ruhsatsız, belgesiz yüzlerce kamyon ve minibüsün insan taşımasına göz yumuluyor. Kefen bezinden yaptıkları derme çatma çadırlarda dere kenarlarında, sağlıksız koşullarda aylar boyunca susuzluk, kirlilik ve yokluk içinde yaşam sürmeye çalışan işçiler, özellikle Ordu’da olduğu gibi bazen emniyet müdürlerince terörist olarak algılanıyor, onları sağlıksız çöp depolarının başında yaşamaya mahkum eden belediye başkanlarınca da köle gibi horlanıyorlar. cakları topraklara ulaşamadan yollarda korkunç biçimde can veriyor. Ülkenin birçok coğrafyasında milyonlarca insan tatil için yollara düşerken onlar, 50 dereceye yaklaşan sıcaklarda, Şırnak’tan Adapazarı’na, Urfa’dan Ordu ve Trabzon’a, Adıyaman’dan Karadeniz Bölgesi’ne kamyon kasaları ve minibüslerde, kışın harcayacakları paranın peşine düşüyorlar. Birçoğu ne yazık ki son dört günde olduğu gibi tabutlarda geri dönüyor! Peki GAP gibi devasa bir projenin, tarım ve sanayide devrim yapmasının planlandığı bir bölgenin çocuklarını işsizlik uğruna ölüm yolculuğuna çıkaran tezadı hangi gerekçeler oluşturuyor? 20 yıl önce Japonlara yaptırılan GAP Master Planı’nda Urfa, Mardin, Adıyaman ovalarının Fırat Nehri’nin sularıyla sulanmasının ardından, Güneydoğu Anadolu’da tarım ve sanayinin 3 milyon insanı işe kavuşturacağı öngörüleri yer alıyor. Güneydoğulu tarım işçileri 1970’li yıllardan bu yana önce pamuk hasadı için 20 yıl gecikmesi bugün yaşanan dramların gerekçesini oluşturuyor. Tarım reformu yapılamadığı için topraksız bırakılan milyonlarca insan Fırat Nehri, Harran ve Urfa ovalarına akmasına karşın kendi coğrafyalarında emek verecekleri tarım alanı bulamıyor, diğer yandan AKP iktidarının hükümet programlarında GAP 2 satırla geçiştiriliyor. Ölümün türküsü!.. GAP’ın merkezi Urfa’da, en az 15 yıl önce tamamen sulanması gereken 1.2 milyon hektar araziden sadece 200 bin hektarının suya kavuşabilmesi, doğu insanını iş ve ekmek uğruna batıya sürükleyen etkenlerin başında geliyor. Tarıma dayalı binlerce sanayi tesisinin üretime geçmesi gereken GAP’ın merkezini beşon çırçır fabrikasına mahkum eden siyasal ihmal de bugün doğudan batıya süren ölüm yolculuğunun sebebini oluşturuyor. 23 hemşerilerini ırgatlık yolunda kaybeden Adıyaman ise Atatürk Barajı’nın yanıbaşında olmasına karşın GAP’ın nimetlerinden yararlanamıyor. İşsizliğin yüzde 60’lara ulaştığı kentte her sezonda 50 bini aşkın insan ekmek uğruna batıya göç ediyor ve sağlıksız koşullarda aylarca sefalet içinde yaşıyor. Fırat Nehri, Harran Ovası’na 1994 yılında akıtılmasına karşın GAP’taki sulama ve sanayi yapılaşması yüzde 30’u bile bulmuyor. İş ve ekmeğin umudu Fırat artık plansızlık ve ihmal yüzünden ovaları çoraklaştırıyor. Harran’dan kalkan kamyonlar Fırat kıyısından geçiyor, küçük çocuklar, “Kör olası zalım fırat, ocaklar yıkar!..” türküsüyle ölüme gidiyor! Fırat ve kan.. Son dört günde, Adıyaman, Niğde, Adapazarı ve Sıvas’ta meydana gelen ve 24 kişinin ölümü, 86 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazalarının kurbanlarının tamamı Güneydoğulu mevsimlik işçilerden oluşuyor. Aralarında 14 yaşındaki çok sayıda kız çocuğunun da bulunduğu işçiler, ekmek paralarını kazana Milyonlarca insan topraksız Her şeyin kâğıt üzerinde kalmasının bir gelenek haline geldiği bir ülkede, en geç 1985 yılında bitirilmesi gereken GAP’ın, siyasilerin oy ve gelecek uğruna girdikleri kavga yüzünden en az [email protected] Ambulans kaza yaptı: 4 yaralı ? İstanbul Haber Servisi Mecidiyeköy’deki bir hastayı almak için Zincirlikuyu yönünden gelen Abdulbaki Güven’in kullandığı ambulans, Büyükdere Caddesi’ndeki likör fabrikası önünde bulunan ışıklardan geçmek isterken Muharrem Bektaş idaresindeki otomobille çarpıştı. Kazada, ambulans sürücüsü Güven, doktor Yaşar Özkan, hemşire Elif Kafalı ile otomobil sürücüsü Bektaş yaralandı. Hastaneye kaldırılan yaralılar ayakta tedavilerinin ardından taburcu edildi. Tarikat ve cemaat kurslarına ses çıkarılmazken Aziz Nesin’in vasiyeti olan eğitim köyünün engellenmesine tepkiler sürüyor ‘Matematiğe mühür konulamaz’ HÜLYA KESKİN Yahudi Kültürü Avrupa Günü ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’da bu yıl beşincisi düzenlenen “Yahudi Kültürü Avrupa Günü’’, 2 Eylül’de gerçekleştirilecek. Türk Musevi Cemaati Avrupa Kültürü Yahudi Günü Organizasyon Komitesi’nden yapılan açıklamada, yöresel Yahudi tarihini, dini mekânlarını ve Yahudi geleneklerini tanıtmak amacıyla organize edilen etkinliğin, aynı gün 30 Avrupa ülkesi ve çok sayıda şehirde gerçekleştirileceği bildirildi.Etkinlikler kapsamında Galata’da, sergi, konser, konferans, söyleşi, şiir ve müzik dinletileri, film ve dans gösterileri düzenlenecek. Aziz Nesin’in vasiyeti üzerine İzmir Şirince’de düzenlenen Matematik Köyü’nün “Milli Eğitim Bakanlığı’ndan izin alınmadığı” gerekçesi ile mühürlenmesinin kabul edilemez olduğunu belirten Aziz Nesin Vakfı Kurucusu Ali Nesin, “Ders vermek için Milli Eğitim Bakanlığı’ndan izin almam gerekiyormuş. Ne izni? Ben üniversite hocası değil miyim? Ben Milli Eğitim Bakanlığı’na, YÖK’e bağlı değil miyim? Bu davranış, geleceğini göremeyen, basit insanların tutumudur” dedi. Türk Matematik Derneği’nin 1998’den beri düzenlediği matematik yaz okulu, bu yıldan itibaren Ali Nesin önderliğinde Şirince’de 15 Temmuz’da başladı. ‘Öğrenciler kararlı’ Gençlerin 45 gün boyunca hem matematik öğrendiği hem de henüz tamamlanmamış enstitü binasının inşaatında çalıştığı köy, jandarma yetkilileri tarafından 26 Temmuz’da “Milli Eğitim Bakanlığı’ndan izin alınmadığı” gerekçesi ile mühürlendi. İnşaat alanının mühürlenmesinden sonra, kamp yapan gençler bu kez de “orman alanında kamp yapmanın yasak olduğu” uyarısı ile karşılaştı. Matematik Köyü’nün mühürlendiği günü anlatan Nesin, “Jandarma yetkilileri geldi, inşaat ruhsatını istedi. ‘Yok’ dedik ‘Biz burayı mühürlüyoruz’ dediler ve mühürlediler. Bu konuyu ben inşaata başlamadan önce araştırmıştım ve yetkililerin böyle bir şey yapmaya hakları yok. Hepimiz çok şaşırdık” dedi. Köyün, 40 öğrencinin matematik öğrendiği ve bilime katkı sağla yacak farklı bir oluşum olduğunu belirten Nesin, “Buradaki insanlar matematik öğrenmek için bir araya geldi. Öğrenciler buraya para ödemiyor, kayıt yaptırmıyor. Burada okuldaki eğitim sistemi uygulanmıyor. Bu oluşum dünyada bir ilk. Burası Türkiye’nin zenginliğidir. Öğrenciler bunca olaya karşın kararlı. Hiçbir güç bizi matematikten alıkoyamaz” dedi. ‘İkiyüzlü ve çirkef bir tutum’ EğitimSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer de, AKP hükümetinin eğitim alanında da çağdaşlaşmanın önüne set çektiğini söyleyerek, “AKP hükümeti tarikat ve cemaatlerin oluşumuna ses çıkarmaz hatta bu tür oluşumları teşvik ederken, bilimin esas alındığı böylesine anlamlı bir oluşuma bu tavrı takınması ikiyüzlü ve çirkef bir tutumdur” dedi. Dinçer, “Türkiye matematik ve fen bilimleri alanında alt sıralarda yer alıyor. Bilime katkı sağlayacak bu kadar önemli bir girişimin engellenmesini kınıyorum” diye konuştu. Yaşar Öz ve yedi adamı tutuklandı ‘Rulet Operasyonu’ kapsamında gözaltına alınan 20 kişinin Emniyet’te sorgusu sürüyor İstanbul Haber Servisi “Çek senet tahsilatı yapmak, çete kurmak, çete lideri olmak ve kumarhane işletmek” suçlamasıyla “Rulet Operasyonu” kapsamında Antalya’da gözaltına alınan Susurluk Davası sanıklarından Yaşar Öz’ün de aralarında olduğu 8 kişi tutuklandı. Operasyon kapsamında gözaltına alınan 29 kişiden aralarında Öz’ün de bulunduğu 9 kişi, dün emniyetteki sorgularının ardından Beşiktaş’ta bulunan İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Operasyon kapsamında gözaltına alınan manken Tuğba Özay ise psikolojik nedenlerle rahatsızlık geçirdiği için dün sabah saatlerinde polis tarafından Haseki Eğitim Hastanesi’ne kaldırıldı. Gözaltı prosedürü uygulanan Özay’ın, sinirlerinin bozulması sonucu ağlama krizine tutulduğu öne sürüldü. Özay için savcılıktan 1 günlük ek gözaltı süresi alınırken, diğer 20 kişinin sorgusunun da sürdüğü öğrenildi. 7. Munzur Festivali başladı ? TUNCELİ (AA) Tunceli’de düzenlenen 7. Munzur Kültür ve Doğa Festivali dün başladı. Tunceli Belediyesi Gençlik Merkezi’nde başlayan festival yürüyüşü sonrası Munzur Çayı kıyısına gelen Vali Vekili Mustafa Yaman ve Belediye Başkanı Songül Erol Abdil, festival ateşini yaktı. Yürüyüşe, Emniyet Müdürü Osman Öztürk, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda yurttaş ile Munzur Vadisi’nde yapılması planlanan barajlara dikkati çekmek için Ankara’dan bisikletleriyle gelen sporcular katıldı. Eski polis müdürü de cezaevinde Emniyetteki işlemleri tamamlanan sanık Öz ile 9 kişi, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargıç karşısına çıkarıldı. İfadeleri alınan sanıklardan Yaşar Öz, avukat Sevilay Demirsu, eski Bursa Emniyet Müdür Yardımcısı Yusuf İlhan, Yalçın Keleş, İshak Oktay, Abdülcabbar Kibaroğlu, Orhan Dursun ve Erhan Deli, nöbetçi mahkemece tutuklandı. Sanıklardan biri ise serbest bırakıldı. Gözaltında iken rahatsızlık geçiren manken Özay, daha önce de Bodrum’da, yeraltı dünyasının tanınmış ismi Kürşat Yılmaz ve beraberindeki adamlarıyla birlikte özel bir yattan inerken gözaltına alınmıştı. Özay, Yılmaz ve adamlarıyla birlikte otomobillerinde uyuşturucu ve silah bulundurmakla suçlanmıştı. Özay ve beraberindekiler ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılmıştı. Tuğba Özay için 1 günlük ek gözaltı süresi alındı. CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle