29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 TEMMUZ 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 6 doktor sorguda, 2. bir doktor hücresinden şüphe ediliyor... Bir doktor da Avustralya’da çıktı İngiltere’de doktor paniği MUSTAFA K. ERDEMOL LONDRA İngiltere’de devlet için çalışan 6 Ortadoğu kökenli doktorun bombalı saldırı girişimleriyle ilgili sorguları sürerken, polisin, ikinci bir doktorlar hücresinin varlığından şüphe ettiği bildirildi. Sorguları süren 6 doktordan ikisinin daha önce iç istihbarat servisi MI5’in dikkatini çektiği, bazı terör soruşturmaları çerçevesinde bu hekimlerin araştırıldığı, ancak “düşük öncelikli şüpheliler” arasında sayıldıkları için takiplerine son verildiği öne sürüldü. İngiltere’deki saldırı girişimleriyle ilgili Avustralya’da da bir Hintli doktor yakalandı. Avustralya Başbakanı John Howard, ülkeden ayrılmak üzereyken Brisbane Havalimanı’nda yakalanan kişinin Hintli olduğunu ve Queensland eyaleti sağlık bakanlığının sponsorluğunda Avustralya’ya geldiğini açıkladı. Howard, bu kişinin sorguda verdiği bilgiler doğrultusunda ikinci bir doktorun daha sorguya alındığını söyledi. Her iki doktorun da Queensland’deki Gold Coast Hastanesi’nde çalıştıkları belirtildi. İngiltere’de girişilen son terör eylemlerinin düzenleyici ve militanlarının doktor çıkması, uzun zamandan beri eleştiri konusu olan Ulusal Sağlık Servisi’ni yeniden gündeme getirdi. İngiliz basını, Ulusal Sağlık Servisi’nin (NHS) “terorizme açık kapı” olduğunu ima eden yorumlar yaptı. Bombalı araçla saldırı girişiminin ngiliz hastanelerinde 6 bin Ortadoğu kökenli doktor olması İngilizleri paniğe sevk etti. İngiliz Sağlık Servisi yabancı doktorları yeterince güvenlik soruşturması yapmadan çalıştırmakla suçlanıyor. Doktor Aşa’nın Kraliçe Nur’la fotoğrafını gösteren annesi, oğlunun suçsuzluğunu savunuyor. (Fotoğraf: AP) planlayıcı ve gerçekleştiricileri olarak suçlanan süphelilerin doktor olmaları İngiltere Tıp Birliği ile Uluslararası Doktorlar Birliği’nin de tepkisine yol açtı. İngiltere Tıp Birliği’nden yapılan açıklamada, “Hipokrat yemininde ilk madde insan sağlığına zarar vermemektir” hatırlatması yapıldı. doktor alımında dikkatli davranmadığı belirtilerek, söz konusu alımlarda “aceleye” gelindiği ileri sürüldü. Terör örgütlerinin doktorlara duyulan toplumsal güveni kullanmaya başladıklarının belirtildiği değerlendirmelerde, İngiliz hastanelerinde 80 bini yabancı 240 bin doktorun görev yaptığı, bunlardan 6 bininin Ortadoğu kökenli olduğu kaydedildi. Glasgow’daki havalimanına saldırı olayının faili Bilal Abdullah’ın da Ortadoğu’da staj yapan doktorlardan olduğu vurgulandı. Ortadoğu kökenli doktorlardan 184’ünün, yine Glasgow saldırılarının planlayıcısı olduğu iddia edilen Muhammed Aşa gibi Ürdün’den, 49’unun da Lübnan’dan geldikleri belirtildi. Ülke dışından gelen doktorların, tıbbi yeterlilik de aralarında olmak üzere bir dizi sınavdan geçirildiği ifade edilerek, kimlik kontrollerinin sadece pasaporttaki fotoğraflara bakılarak yapıldığı kaydedildi. İçişleri Bakanlığı’nın, ülkede çalışmak isteyen yabancı doktorlardan güvenlik soruşturmasından önce çalışma izni koşulu araması da eleştiri konusu oldu. Ancak Göçmen Gözlem Bürosu, her yıl 90 bine varan çalışma izni isteği arasın İ da, dikkatli bir kontrol yapmanın mümkün olmadığını belirterek, sorunun çok boyutlu olduğunu vurguladı. Terör girişimi planlayıcısı ve eylemcisi oldukları iddia edilen şüphelilerin doktor olmaları, İngiltere Tıp Birliği’nin de tepkisine yol açtı. Birlik’in Uluslararası Komite Başkanı Edwin Borman, iddiaların doğru olması halinde, şüpheli doktorların sadece yaşadıkları topluma değil, mesleklerine de ihanet ettiklerini belirterek, “onlar Hipokrat yeminini de hiçe saydılar” derken, Uluslararası Doktorlar Birliği Başkanı Prasad Rao da yaptığı açıklamada, “insanları öldürmek isteyenlerin tıpla bağlarının olmasından ötürü şoke olmuş durumdayım. Doktorlar, yaralı bir teröristi bile iyileştirmekle yükümlüdürler” dedi. ‘İran medyası farklı’ İran’dan uydudan 24 saat İngilizce yayın yapacak olan haber kanalı “Press TV” önceki akşam İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad’ın katıldığı bir törenle yayın hayatına başladı. Törende konuşan Ahmedinejad, Batı medyasının “büyük güçlerin emellerine alet olduğunu ve dünyayı kandırdığını” savundu. Ahmedinejad, “İran medyasının farklı olduğunu, adalete ve insan haklarına dayandığını, aynı zamanda mazlumların savunucusu olduğunu” öne sürdü. (Fotoğraf: AP) F İLM YAPACAKTI Ahmedinejad Stone’a hayır dedi Dış Haberler Servisi İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, ünlü yönetmen ve yapımcı ABD’li Oliver Stone’dan gelen, kendisi hakkında film çekme önerisini Stone’un “Büyük Şeytan”ın bir parçası olduğunu gerekçe göstererek reddetti. Yarı resmi Fars haber ajansının bildirdiğine göre, Ahmedinejad’ın basın danışmanı Mehdi Kalhor, “Stone’un belgesellerini gördük. Stone ABD içerisinde bir muhalif olarak kabul edilse de, bu muhalefet de Büyük Şeytan’ın bir parçasıdır” dedi. Stone’un New York’taki menajeri, İran’dan önerinin reddedildiği konusunda resmi bir açıklama gelmediğini söyledi. “Bugüne kadar bana pek çok ad takılmıştı, ama ilk kez Büyük Şeytan deniyor” diyen Stone, yaptığı açıklamada İran halkına iyi dileklerini iletti. Stone, İranlıların bağnazlıkla suçladığı Ahmedinejad’la Amerikalıların kendi başkanlarıyla yaşadıklarından daha iyi bir deneyim yaşamalarını umduğunu söyledi. Kalhor ise Stone’un önerisinin kendilerine bir yıldan fazla bir süre önce iletildiğini, konu üzerinde tartışıldıktan sonra önerinin reddedildiğini bildirdi. İran Devrim Muhafızları’na yakınlığı bilinen Kalhor, Fars Ajansı’na Amerikan sinema endüstrisinin kültür ve sanattan yoksun olduğunu söyledi. Cezaevinde planlandı The Times gazetesinin ortaya attığı bir iddiaya göre, El Kaide’nin halen İngiltere’de 30 yıla mahkum, Hindu iken Müslüman olan Dhiren Barot adlı militanı, saldırı planlarını cezaevinden yönlendirdi. Barot’un cezaevinde cuma namazı için farklı koğuşlardan gelerek toplanan Müslüman mahkumlarla mesaj alışverişinde bulunduğu da gazetenin iddiaları arasında. Bu arada saldırı girişimiyle ilgili olarak önceden belirlenen ya da inceleme altında olan evlere baskınlar yapılmaya devam ediliyor. NHS sorgulanıyor Ülkede yıllardan beri eleştiri konusu olan Ulusal Sağlık Servisi’ne yönelik değerlendirmeler, terör şüphelisi doktorlar nedeniyle gittikçe olumsuz olmaya başladı. Servis’in BENZİNCİYE ROKETLİ SALDIRI Dış Haberler Servisi İran hükümetinin benzine kota koyma kararı nedeniyle başkent Tahran’ın güneyindeki bir benzin istasyonunun önceki gece kimliği belirsiz kişiler tarafından roket saldırısına uğradığı bildirildi. Yarı resmi Fars ajansının haberine göre saldırıda roketin patlamadığı belirtilirken polis benzin istasyonunda roket bulunduğunu ve etkisiz hale getirldiğini teyit etti, ancak roketin fırlatıldığı iddiasını reddetti. İran’da geçen çarşamba günü benzine kota konulmasına tepki gösteren halk, Tahran’daki 19 benzin istasyonunu ateşe vermişti. Dünyanın dördüncü büyük petrol üreticisi olan İran, rafineri eksikliği nedeniyle benzinin yüzde 40’ını ithal ediyor. H Petrol yasası mecliste ÜKÜMET ONAYLADI Dış Haberler Servisi Irak Meclisi, son yapılan değişikliklerin ardından Başbakan Nuri el Maliki hükümeti tarafından kabul edilen petrol yasasını bugün görüşmeye başlayacak. Kürt yetkililerin, yeterince pay alamadıkları gerekçesiyle itiraz etmeleri üzerine değiştirilen tasarının ayrıntıları hakkında açıklama yapılmadı. Tasarıya göre petrol gelirleri Irak merkezi hükümeti tarafından toplanacak ve her bölge, nüfusu oranında merkezi bütçeden belli bir yüzde alacak. Sünnilerin, Kürt ve Şii bölgelerinde bulunan petrol kaynaklarının gelirinden yeterince yararlanamayacakları endişesiyle tasarıya karşı çıkabileceği belirtiliyor. Kürt yetkililerin de tasarıda bazı konuların müzakeresinin süreceğini söylediği belirtiliyor. ABD de mezhep çatışmalarını önleyeceği gerekçesiyle Irak’ın petrol gelirlerinin paylaşılmasıyla ilgili yasanın bir an önce çıkarılması için Irak hükümetine baskı yapıyor. Olayların, aralarında burkalıların da bulunduğu medrese öğrencilerinin “cihat” sloganları atarak ellerinde sopalarla polise saldırması sonucu başladığı belirtiliyor. Ölenler arasında en az 4 öğrencinin bulunduğu belirtiliyor. (Fotoğraf: REUTERS) Lal Mescidi’nde kanlı çatışma Dış Haberler Servisi Pakistan’ın başkenti İslamabad’da Taliban yanlılarının gittiği bir camide öğrencilerle polis arasında çıkan çatışmada en az 12 kişi öldü, 150 kişi de yaralandı. Devlet Başkanı Pervez Müşerref karşıtlarının kalesi olarak kabul edilen şeriat yanlısı Lal Mescidi’nde toplanan silahlı öğrencilerin, bölgede konuşlanan polisle dört saatten uzun süre çatıştığı belirtildi. Ölenler arasında mescide bağlı iki medreseye giden dört öğrenci ile bir polis ve bir kameraman bulunduğu belirtildi. Bir cami yetkilisi de olaylarda 12 öğrencinin öldüğünü söyledi. Güvenlik yetkilileri, çatışmaların aralarında burka giyen kızların da olduğu bir grup öğrencinin “cihat’’ sloganları atarak sopalarla polise saldırması sonucu başladığını bildirdi. Caminin yöneticilerinden Abdülreşid Gazi ise çatışmanın polisin ateş açması sonucu başladığını belirterek yetkilileri caminin kuşatılmamasını öngören anlaşmayı ihlal etmekle suçladı. Camiden yapılan anonslarda, “Şehitlerin kanları yerde kalmayacak. İntihar saldırılarına hazırız’’ şeklinde ifadelerin yer aldığı bildirildi. Öğrenciler, yakında bulunan iki hükümet binasını da ateşe verdi. Ahlaksız davranışlarda bulundukları gerekçesiyle geçen ay 7 Çinli kadın, Lal Mescidi öğrencileri tarafından rehin alınmış, daha sonra Pakistanlı yöneticilerin ricasıyla serbest bırakılmışlardı. Müşerref, geçen hafta El Kaide ile bağlantılı iki intihar bombacısının mescitte saklandığını öne sürmüştü. D İVANİYE J APONYA’DA HÜKÜMET ZORDA Sivil ölümleri incelenecek Dış Haberler Servisi ABD ordusu, Irak’ın güneyindeki Divaniye kentinde düzenlenen hava saldırısında 10 sivilin hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak inceleme başlattığını açıkladı. ABD güçlerinin Divaniye’de Şii direnişçilere yönelik düzenlediği hava saldırısında, aralarında 6 çocuğun bulunduğu 10 kişi ölmüştü. Açıklamada, militanların bir askeri üsse 75 havan topu ve roket atmaları üzerine 2 F16 jetinin Divaniye’de bir caddedeki hedefleri vurduğu belirtildi. El Cezire televizyonu ise, Iraklı askerlerin bir sivili ateş ederek öldürdüklerini gösteren bir video görüntüsü yayımladı. Görüntülerde, Irak ordusuna ait bir aracın etrafındaki askerler 20’li yaşlardaki bir Iraklıya bağırıyor, ardından bir askerin elindeki Kalaşnikofla gence nişan aldığı, başka bir askerin de yerde yatan gence ateş açtığı belirtiliyor. ABD ordusundan dün yapılan açıklamada, Bağdat’ın güneyinde önceki gün OH58D Kiowa tipi bir helikopterin direnişçilerin açtığı ateş sonucu düştüğü, hafif yaralı pilotların ise kurtarıldığı belirtildi. Kerkük’te dün bir emniyet amirinin konvoyuna düzenlenen saldırıda 2 kişi öldü, üçü çocuk 17 kişi yaralandı. Atom bombacı bakan istifa etti Dış Haberler Servisi İkinci Dünya Savaşı’nda iki yüz binden fazla kişinin ölümüne sebep olan atom bombaları saldırısını mazur gösteren Japonya Savunma Bakanı Fumio Kyuma, gelen tepkiler üzerine dün istifa etti. Savunma bakanının ABD’nin atom bombası atmasının “kaçınılmaz” olduğu yönündeki açıklaması, atom bombası kurbanlarının büyük tepkisine yol açmış, muhalefet de bakanı istifaya çağırmıştı. Japon bakanın özürü de tepkileri dindirmeye yetmedi. Basına yaptığı açıklamada, “Olaylar umduğundan farklı yönde gelişti ve insanlar bana anlayış göstermiyor” diyen Kyuma “Başbakan’a istifa edeceğimi söyledim, Başbakan da bu teklifimi kabul etti” diye konuştu. Muhalefet ve meclis üyeleri kararı memnuniyetle karşıladı. Siyasi uzmanlar baka Kürt ‘asayişi’ işkence yapıyor Kuzey Irak’ta fiziksel işkencenin rutin olduğunu bildiren HRW’nin bir yetkilisi, ‘Saddam dönemindeki işkence kurbanlarının aynı ihlalleri yaptığını görmek bizi şaşırttı’ dedi Dış Haberler Servisi İnsan Hakları İzleme Örgütü hazırladığı bir raporda, Kuzey Irak’taki Kürt güvenlik güçlerinin (asayiş güçleri) tutuklulara, aralarında elektrik şoku verme ve hortumla dayağın da bulunduğu pek çok yöntemle düzenli olarak işkence yaptığını ve yüzlerce insanı yargılamadan hapiste tuttuğunu bildirdi. Merkezi New York’ta bulunan örgüt, raporun, 2006 yılında nisan ve ekim ayları arasında, aşırı kalabalık ve temizlik şartlarından yoksun tutuklama merkezlerinde, 158 tutukluyla yapılan görüşmeler sonucu hazırlandığını duyurdu. Örgütün dün yayımlandığı raporda, tutukluların görüşmeler sırasında metal çubuklar ve kablolar ile dövülmek ve kulakmemeleri gibi vücudun duyarlı kısımlarına elektrik şoku vermek gibi yöntemlerle kendilerine işkence yapıldığını söylediklerine, bazı tutukluların gözleri bağlı ve elleri kelepçeli halde günlerce tutulduklarını aktardıklarına dikkat çekildi. ları ve geleceklerinin nasıl olacağı hakkında bilgileri yok” ifadesi kullanıldı. Raporda, tutukluların Irak’ın çeşitli bölgelerinden Kuzey Irak’a getirildiği, ancak çoğunluğun kuzeydeki şiddet olaylarının arkasında olduğu düşünülen El Kaide, Ensar el İslam ve Ensar el Sünni gibi silahlı gruplara üye olmakla suçlanan Kürtler olduğu belirtildi. Kürtlerin denetimindeki bölgede yapılan tutuklama uygulamaları hakkında geniş kapsamlı bir iyileştirme yapılmasının talep edildiği raporda, ayrıca Kuzey Irak’taki Kürtlerin işkence yaptığı yolundaki iddiaların soruşturulması için uluslararası bir kuruluşun görevlendirilmesi istendi. Raporda, ihlallerin, Kürt güvenlik personelince tutuklananlar ile aralarında direnişçi olduğundan şüphelenilen kişilerin de bulunduğu, ABD ve Irak güçlerinin birlikte yaptıkları baskınlarda ele geçirilen kişilere karşı yapıldığı belirtildi. Kyuma’nın özürü tepkileri dindirmedi. (AP) nın açıklamalarının bu ay yapılacak parlamento seçimlerinde iktidar partisini zor durumda bırakacağını, hatta Başbakan Şinzo Abe’yi istifaya götürebileceğini söylüyor. Anketler Abe kabinesine desteğin, son zamanlardaki en düşük düzeye gerilediğini gösteriyor. Kyuma İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Japonya’nın ilk savunma bakanı olmuştu.Kyuma’nın istifasıyla boşalan savunma bakanlığına, Milli Güvenlik danışmanı Yuriko Koike getirildi. Örgüt şaşırdı Örgütün Ortadoğu Direktörü Sarah Leah Whitson, “Saddam döneminde işkence kurbanı olan Kürtlerin aynı ihlalleri yaptığını görmek bizi şaşırttı” diye konuştu. HRW araştırmacısı Eyüb Nuri, rapor hakkında yaptığı açıklamada, “Sorguya çekmenin bir bölümünü işkence oluşturuyor ve tutuklulardan bilgi almak amacıyla kullanılıyor’’ dedi. Cezaları bitenler bile içeride Raporda, fiziksel işkenceye başvurulmasının yanı sıra ceza süreleri dolan hükümlülerin hapishanede tutulmaya devam edildiği de kaydedildi. Örgütün görüştüğü tutukluların büyük çoğunluğunun resmi olarak hiçbir suçtan hüküm giymemiş olduğu da vurgulandı. Raporda, “Bu insanların çoğunun yasal statülerinin ne olduğu, ne kadar süreyle tutuklu kalacak CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle