19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 TEMMUZ 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 Azınlık Faruk Sayılır: “Yaşasın, sonunda Avrupa Birliği bana da sahip çıktı; laik azınlık oldum!” Ya ğ m u r E k i m Türk halkı uyuyormuş... “Seçimden belli değil mi!” PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Vekiller zırhlarını yenilere vermiş. Hırslarını da! Koruyucu Servet Torun: “Unutmayın; Saddam Hüseyin de bir zamanlar ABD’nin en sevdiği, kollayıp koruduğu biriydi!” TARİHE not düşmek adına, 22 Temmuz 2007’deki genel seçimde CHP’nin oyunu bir önceki seçime göre yaklaşık 1.5 puan yükselterek büyük bir başarıya daha imza atan siyasi kadroyu “tam kadro” olarak tanıyalım, onları hiç unutmayalım, hep hayırla analım. Genel Başkan Deniz Baykal, Genel Başkan Özel Kalemi Nesrin Baytok, Genel Başkan Yardımcıları Eşref Erdem, Onur Öymen, Cevdet Selvi, Mustafa Özyürek, Genel Sekreter Önder Sav, Genel Sayman Mahmut Yıldız, Genel Sekreter Yardımcıları Algan Hacaloğlu, Oğuz Oyan, Mehmet Sevigen, Bihlun Tamaylıgil, Merkez Yönetim Kurulu üyeleri Fuat Çay, Mesut Değer, Şerif Ertuğrul, Güldal Okuducu, Mehmet Ali Özpolat, Sinan Yerlikaya, Engin Altay, Zekeriya Akıncı, Kemal Demirel, Parti Meclisi üyeleri Yavuz Altınorak, Canan Arıtman, Şevket Arz, İsmet Atalay, Deniz Pınar Atılgan, Ayşe Gülsün Bilgehan, Tekin Bingöl, Esat Canan, Durmuş Özcan, Rasim Çakır, Şahnaz Çakıralp, İsmet Çanakçı, Adalet Çebi, Özlem Çerçioğlu, İzzet Çetin, Orhan Ziya Diren, Mahmut Duyan, Mustafa Şükrü Elekdağ, Yıldırım Emsiz, Gaye Erbatur, Abdürrezzak Erten, Neriman Genç, Levent Gök, Ali Rıza Gülçiçek, Abdullah Emre İleri, Osman Kaptan, Hüseyin Karakoç, Birgen Keleş, Ali Kılıç, Kemal Kılıçdaroğlu, Emin Koç, Esfender Korkmaz, Sevgi Kökbudak, Ali Kemal Kumkumoğlu, Lütfiye Memioğlu, Şahin Mengü, Bayram Meral, Ali Oksal, Örsan Kunter Öymen, Sırrı Özbek, Malik Ecder Özdemir, Ramazan Kerim Özkan, Adil Özkol, Erbaşar Özsoy, Tülay Kim bunlar? Özüerman, Mustafa Özyurt, Sevgi Peşken, Banu Sancak, Atila Sav, Tacidar Seyhan, Feramüz Şahin, Metin Şahin, Cahide Tunç, Enis Tütüncü, Şenel Uçar, Ayhan Yalçınkaya, Abdulaziz Yazar, Emine Yurdatap, Sinan Sunay. Kadın Kolları Genel Başkanı Güldal Okuducu, Merkez Yönetim Kurulu üyeleri Adabet Çebi, Ayşe Banu Sancak, Ayşe Ünal, Azize Çatalbaş, Oya Tür, Derya Hayva, Derya Güler Canpolat, Fatma Keskin, Fevziye Serpil Özbakış, Güler Gökyener İnce, Leyla Ergül, Neriman Köse, Şilan Ekmen, Tülay Erbaş. Gençlik Kolları Genel Başkanı Fatih Pala, Genel Sekreter Murat Tezcan, Genel Sayman Serdar Gür, Genel Başkan Yardımcıları Devrim Kök, Tunç Özdemir, Özgür Cömert, Zeki Çakrak, Merkez Yönetim Kurulu üyesi Gökhan Ercan. CHP Üzerine Şimdilik Son Kez Yazılı ve görsel basında son günlerde en çok tartışılan konu Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve liderinin seçimlerdeki başarısızlığının nedenleri. Parti içinden ve dışından çeşitli kesimler bu tartışmayı neredeyse bir ‘siyasal linç’e dönüştürmek için gözle görülür çaba gösteriyorlar. Etik sınırları zorlayan, kişisel hesaplaşma düzeyine indirilen bu tür yıkıcı eleştirilerin siyasal hayatımıza hiçbir olumlu katkı sağlamayacağını düşünüyorum. CHP ve Sayın Deniz Baykal’a ilişkin olarak yanlış yöntemlerle ve üslupla yürütüldüğüne inandığım bu tartışmalarda dolaylı da olsa ‘taraf’ olmamak kaygısıyla bir süre bu konularda yazmayacağım. CHP kadrolarına ve yandaşlarına seçim sonuçlarını, oy dağılımlarını önlerine alarak, ‘Nerede yanlış yaptık’ sorusuna dingin kafayla gerçekçi yanıtlar bulmalarını öneriyorum. ??? CHP’li dostlara, şimdilik son kez, tartışma/düşünme sürecinde dikkate almalarında yarar gördüğüm bazı izlenimlerimi aktarmak istiyorum. Çağdaş sosyal demokrat parti modeli ile CHP yönetiminin yapılandırmaya çalıştığını söylediği model birbiriyle örtüşmüyor. Örneğin, çağdaş sosyal demokrat anlayış parti içi çoğulculuğa büyük önem verirken CHP yönetimi teksesliliği; çağdaş yaklaşım bir ‘program partisi’ olmayı öngörürken, CHP yönetimi ise ‘lider partisi’ olarak kalmakta direniyor. CHP hızla ‘merkez’e kayıyor. Merkeze kaydıkça da kent ve kır emekçilerinden, öncelikle sahip çıkması gereken hedef kitlesinden uzaklaşarak, yalnızca toplumun giderek daralmakta olan kentli orta kesimlerinin sözcüsü durumuna düşüyor. Son seçimlerdeki oy dağılımında bu, belirgin olarak ortaya çıkıyor. CHP yönetimi, laik, demokratik, sosyal ve bağımsız bir Cumhuriyet’ten yana olduğunu söylüyor, fakat bu Cumhuriyet idealini nasıl gerçek kılacağını anlatmıyor. Laiklik hiç kuşkusuz demokrasinin olmazsa olmazı.. fakat aynı zamanda seçmen eğilimlerinin şans eşitliği temelinde parlamentoda özgürce temsili de demokrasinin olmazsa olmazı değil mi?.. Ne var ki CHP, yeryüzünde eşi benzeri olmayan yüzde 10’luk baraj duvarının düşürülmesi, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu’nun değiştirilmesi yolunda parmağını bile oynatmıyor. ‘Sosyal devlet’ diyor, fakat sermaye ile emek arasındaki uçurumun giderek derinleştiği, kapitalizmin tekelci nitelik kazandığı, emekçilerin özgürce örgütlenmelerinin önüne duvarlar çekildiği koşullarda, emeksermaye çelişkisinin çözümüne hiçbir öneri getirmeden sosyal zemini nasıl gerçekleştireceğini açıklamıyor. Sermayeye, serbest pazar ekonomisine bakışı sağ partilerden farklı olmayan, emek ağırlıklı politikalar üretmeyen bir parti ‘sosyal demokrat’ olabilir mi? ‘Bağımsızlık’ diyor, fakat emperyalizme ve onun taşıyıcısı olan kapitalizme karşı çıkmadan bağımsızlığı nasıl gerçekleştirecek? Bunu anlatmıyor. Ekonomisi küresel kapitalizme, emperyalizme bağımlı olan bir ülkenin siyasal bağımsızlığından söz edilebilir mi? Özeleştiri diye bir kavramın varlığından ise tümden habersiz görünüyor. Her başarısızlığının suçunu kendisinde değil, kendi dışındaki etmenlerde arıyor. ??? CHP’nin sosyal demokrat ilkeler temelinde yeniden yapılanması çok zor, hatta olanaksız görünüyor. Oysa bu ülkede sosyal demokrasiye, sosyalizme, sola gönül vermiş çok sayıda insan ve bu insanların kurdukları, ayakta tutmaya çalıştıkları çok sayıda parti, vakıf, dernek, girişim var. Bu insanlar ve örgütler ‘Tarihin sonu geldi’, ‘İdeolojiler öldü’, ‘Sol bitti’ türünden burjuva safsatalarına inanmıyorlar. CHP’nin giderek sağa kayarak bir merkez partisine dönüşmesi, siyasal yelpazenin solunda bir boşluk yaratıyor. Bu boşluğu akılcı, çağdaş ve insanlarımız için umut oluşturacak yeni bir oluşumla doldurmak bana daha akılcı geliyor. Eskiyi onarmanın, dönüştürmenin artık olası görünmediği koşullarda yeni yollar aramak gerekiyor. (eposta: [email protected]) Bahçe Reşit Çağın: “Atatürk’ün bahçesine ABD’den ithal gübre ile tarikat aşılı gül dikmeye kalkanlar! Boşuna inatlaşmayın, tutmaz!” SESSİZ SEDASIZ (!) İki kişiden birinin nedenlerinin nedeni AKP’NİN iki kişiden birinin oyunu almasını bir de Şerafettin Çiftçioğlu’ndan dinleyelim: “Nedenlerin en önemlisi işbirlikçi patron medyasının tutumu ve desteğidir. RTE’nin ve AKP’nin tüm yanlışlarını ve olumsuzluklarını görmezden gelip, aksine bunları olumluymuş gibi halka sundular. Özellikle kırsal bölgede yaşayan halka ulaşabilen ulusal ve sosyal demokrat yayın yapan yazılı ve görsel medya olmaması, üzerinde durulması gereken bir konudur. Anadolu’da halka, işbirlikçi medya Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Kantar Işık İşgüden: “Deniz Baykal çekilmeyecekmiş. İsabet buyurmuşlar, çünkü dünyada bu sıkleti çekecek kantar bulunmaz.” patronlarının dışında dinci televizyon kanalları ulaşmakta, dinci gazeteler bedava dağıtılmaktadır.” Sıtkı Ergüney ise konuya başka bir açıdan bakıyor: “Gerekçe bulmaya çalışarak zaman kaybetmeyelim, ‘hafifletici sebep’ aramayalım. İşin aslı şudur; AKP’nin arkasında iki kişiden biri vardır! ABD ve yanındakiler sadece buldukları ‘uygun’ malzemeden iyi yemek yapan şef ile yardımcılarıdır. Bulaşıkları yıkayanlarla mutfağı temizleyenleri (hâlâ varsa) bilmeyenler, bilenlerden öğrenebilirler! Hepsi bu kadar...” Sıcaklar mevsim normallerinin üzerinde... Mevsim anormalleri olduk! ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr ‘Yeni’ TBMM, Hasankeyf ve Allianoi... Seçim sonuçlarını nefesini tutarak bekleyenler sadece “biz”ler değildik... İktidarın “boğulma”larına karar verdiği Hasankeyf ile Allianoi de kimbilir nasıl merak ettiler... Aynı “yaşamsal” bekleyişin sonunda, medyanın deyimiyle, her iki kişiden birimizin AKP iktidarına “durmak yok” dediği anlaşıldı! Acaba bu “milli irade”miz, aynı zamanda “milli miras”ımız olan Hasankeyf ile Allianoi’nin sulara gömülmesi “karar”ı için de geçerli miydi? Milyonlarca “vatandaş”ımız, aynı “vatan”ın tarihini gözden çıkartan bir kalkınmaya da “evet” mi demişlerdi? MM’deki ilk anlamlı örneği de Hasankeyf için gerçekleşemez mi?.. Kim bilir bu “partiler üstü uygarlık kararı”nı da kazı başkanı Prof. Dr. Abdüsselam Uluçam’ın geçenlerde bulduğu; “kayalara oyulmuş 3 bin yıllık tandır ve ekmek teknesi”nin etrafında toplanarak alırlar... Oy için ‘su’ eylemi!’ Allianoi’de de geçen yıl MS 2. ve 3. yy’larda kullanılmış bir “balık havuzu” bulunmuştu. Ne var ki “1800 yıl önce”nin bu “yaşam zenginliği”ni araştırmaya bile artık olanak sağlanmıyor. Ödenek ayrılması bir yana, sponsorlukla sürdürülebilecek çalışmalar için bile 2007’nin kazı ruhsatı hâlâ verilmemiş... Oysa geçen şubatta bir grup aydın ve uzman ilgililere mektup yazarak, kazıların en az 5 yıl daha sürmesi gerektiğini anımsatmışlar; antik kenti boğacak barajın devreye sokulmak istenmesine de “tarih ve bilim adına” itiraz etmişlerdi... Allianoi, seçim öncesini de işte bu gerilim içinde yaşadı. AKP Bergama İlçe Başkanlığı, su bekleyen köylünün oylarını almak için “Yortanlı Barajı’nda kapakların kapatılması” eylemi bile düzenledi. Bugünlerde Güre Belediyesi’nin konuğu olarak Allianoi’nin kazı ruhsatını bekleyen 30 kişilik ekibin başkanı Doç. Dr. Ahmet Yaraş diyor ki: “Oysa sulama kanaletlerinin henüz ihalesi bile yapılmadı. Yani barajı devreye sokma ısrarı, antik kenti bir an önce suya gömme niyetinden başka bir şey değil...” Siyaset işte bu haldeyken, tarihi kentin baraj sularından nasıl korunabileceğini araştıran ve tümü “gizli” tutulan raporlara bir yenisi daha eklenmiş... Prof. Dr. Hayati Erkanal, Prof. Dr. Coşkun Özgüner ve İzmir Müze Müdürlüğü’nden oluşturulan son heyetin önceki hafta Allanoi’de yaptıkları inceleme ise sadece “8 dakika” sürmüş. Arkeologların bilgi verme taleplerini bile geri çeviren bu heyetin vereceği görüş, sadece Allianoi’ye değil, AKP’nin “tarihi umursamayan kalkınma” anlayışına bakışlarını da sergileyecek... Sözün özü, Anadolu’nun “mücevher”leri, seçim sonucu olarak ilan edilen “AKP politikalarına devam” anlayışının “kurban”ı olmamak için umutlarını TBMM’deki “yeni oluşum”a bağlamışlar. Bakalım, AKP’nin “yeni siyasetçiler”i arasındaki “eski aydınlar” da bu umuda destek olabilecekler mi? ekinci?cumhuriyet.com.tr ‘Elbette ki hayır’... Soruyu önce, Allianoi’yle birlikte binyılların mirası Bergama’nın Belediye Başkanı Raşit Ürper’e sorduk. AKP’li başkan “Elbette ki hayır” dedi ve ekledi: “Ancak tarihle su arasından birini seçmek zorunda bırakılmak bizi çok üzüyor...” Partisinin yeni iktidarına sevinen Ürper ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN bile geçmişin “barajla yitirilmesi”ni istemiyor ve diyordu ki: “Milletvekilleriyle de konuşacağız. Allianoi’yi ve tarımı birlikte koruyacak çözüm bulunmalı...” Söz “yeni milletvekilleri”nden açılınca, aynı durumdaki Hasankeyf’i de düşündük... Anadolu’nun bu uygarlıklar başkenti de tüm umudunu yeni TBMM’ye bağladığını, sanki kulağımıza fısıldar gibiydi... Başbakan geçen yıl Ilısu Barajı’nın temelini atarken “Tarihi taşıyacağız” dediğinde, iktidara karşı “dikkatli” konuşan uzmanlar bile “antik kent”in ancak “yerinde korunabileceği”ni söylemişlerdi. Şimdi, Hasankeyf’in bulunduğu Batman ilinde 4 milletvekilinden 2’sini AKP, ikisini de “bağımsız aday”lar kazandı. Yani, iktidar milletvekilleri yöresel değerlerini değil, “parti disiplini”ni korusalar bile bağımsızlar, “kültürel mirasın da vekili” olduklarını anımsayabilirler... Hatta öbür partilerden seçilenler de yanlarına kimi “duyarlı” AKP’lileri de alarak “iktidar”a karşı “tarih”lerini savunabilirler. Böylece, herkesin beklediği şu siyasal “uzlaşma”nın, yeni TB HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 29 Temmuz www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Divan edebiyatında gü 1 zeller ve ya 2 kışıklı genç 3 ler hakkında yazılan kitap 4 lara verilen 5 ad. 2/ Büyük 6 ve süslü ça7 dır... Hattatların kâğıt ci 8 lalamakta 9 kullandıkları 1 2 3 4 5 6 7 8 9 bileşim. 3/ Kaba ve A kırıcı kimse... Kü 1 B A Ğ D A D İ A N A B A S çük erkek kardeş. 4/ 2 A S E L L İ V A İşaret olarak yere di 3 Ğ K A kilen çubuk... Bir 4 D A L A K T A renk.. 5/ Manda yav 5 A N K Ö K K O Z A K rusu... Kısa bacaklı 6 D A L Z İ R A bir köpek cinsi. 6/ 7 İ B İ K Umman’ın plaka i 8 A V A T A R B mi... Ölen kimsenin 9 A S A A K A B E vücudu. 7/ Bir meyve... Genellikle ölçü aygıtlarında gösterge çizelgesi. 8/ Atılgan, gözü pek... Faktör. 9/ 1082’de Keykâvus bin İskender’in yazdığı ünlü ahlak ve siyaset kitabı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ekin biçerken sıralanan işçi takımı... İzmir kentini oluşturan ilçelerden biri. 2/ Geleneksel Japon şarkılarına verilen ad... Kesilen ağacın yerde kalan kütük dibi. 3/ Şekeri çok bir yerelması... Tanrı. 4/ Rize ilinde bir şelale... Eski dilde yüz, çehre. 5/ Neodim elementinin simgesi... İskambilde bir kâğıt. 6/ Olumsuzluk belirten bir önek... Rusya’daki Hakas Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti. 7/ Fütüvvet şeyhi... Varılmak istenen bir amaca doğru geçilmesi gerekli dönemlerden her biri. 8/ Tarım bitkilerine ve orman ağaçlarına büyük zarar veren bir böcek... “Misket limonu” da denilen, acı sulu küçük limon cinsi. 9/ Eski dilde taht... İngiltere’ye özgü bir cins bira. CUMHURİYET 17 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle