19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 TEMMUZ 2007 SALI 6 HABERLER Hükümetin gizli yazısıyla Çalık Grubu’na İsrail’den iş istendiği ileri sürüldü SALI ORHAN BURSALI AKP’nin 22 yolsuzluğu Sezer’den GATA’da ziyaret ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Irak’ın Tuzhurmatu Kenti Emirli Bölgesi’nde düzenlenen bombalı saldırıda yaralanarak tedavi edilmek üzere ambulans uçaklarla önceki gün Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne getirilen Türkmenleri ziyaret etti. Sezer, ayrıca terör örgütü tarafından düzenlenen saldırılar ve iç güvenlik harekâtı sırasında yaralanan askerleri de ziyaret ederek geçmiş olsun dileğinde bulundu. İstanbul Haber Servisi Dışişleri Bakanlığı’nın 30 Kasım 2005 tarihli “gizli” damgalı yazısıyla, İsrail hükümetinden Ceyhan İsrail arası boru hattı projesi çalışmalarının, ihalesiz olarak Çalık Grubu’na verilmesini istediği ileri sürüldü. CHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul 2. bölge milletvekili adayı Mustafa Özyürek, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün yanıtının ardından bu belgeyi açıklayacaklarını belirterek “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Çalık Grubu’nun genel müdürü. Türk işadamları değil de neden tek bir firma himaye ediliyor? Bu iktidar geçmişte hiçbir iktidar döneminde görmediğimiz kadar yolsuzluk batağına batmıştır” dedi. Özyürek, Kuzey Irak’a operasyona da iktidara yakın olan ve orada iş yapan firmaların engel olduğunu savundu. CHP İstanbul 2. bölge milletvekili adayları Özyürek, Kemal Kılıçdaroğlu ve İl Eğitim Sekreteri Gökhan Zeybek, Şişhane’deki CHP il örgütünde düzenlendikleri basın toplantısında AKP’nin yolsuzluklarını açıkladılar. Ulusal Sermaye Var mı? Öncelikle OYAKBANK’ın satışıyla bazı arkadaşlarımız konuyu yeniden gündeme getirdiler, OYAKBANK’ın satışını kendi tezlerini doğrulayan (bayram yaparcasına) kanıt olarak sundular ve şu görüşleri yinelediler: “Bak, gördünüz mü, işte ulusal sermaye dediğiniz OYAKBANK bile uluslararası sermaye oldu; ulusal sermaye yoktur, özellikle büyük sermayenin hepsi işbirlikçi karakterdedir, sanki ulusalmış gibi görünür, ama her an uluslararası, yabancı sermaye oluverir... TÜPRAŞ konusunda da bu böyleydi. ‘Satılacaksa ulusal sermaye alsın bari’ görüşünün yanlış olduğunu söyledik.. İşte şimdi de OYAKBANK’ın satışı bunu kanıtlıyor... Yarın da TÜPRAŞ satılır!” Bu görüşü savunanlar genellikle iktisatçı, siyasi tutumları da sosyalist. Aslında Başbakan Erdoğan da bu teze destek veriyor. Erdoğan, PETKİM’in satışı ile ilgili, sermayenin rengi, milleti olmaz, sermaye sermayedir diyerek, bir başka açıdan “sosyalist iktisatçılar”la birleşiyor... Bu konu aslında hiç de öyle karmaşık değil. “Ulusal sermaye” vardır, bazı iktisatçıların ileri sürdüğü gibi, sadece KOBİ’ler düzeyinde değil, en büyük sermaye düzeyinde de vardır! Kapitalizm çağında, kapitalist devletler ve ulusdevletler dönemi sürdüğü sürece de ulusal sermaye olacaktır! Yani sermayenin yüzergezerliği dışında, bir kısmı “kimliksizleşmesine” (mesela İsviçre bankalarındakiler) rağmen, mutlaka bir “toplanmadağılmaoperasyon yeri” (ulusallık!) olmak zorundadır!.. ??? Sanırım sermaye tanımlamada çok basit bir “farklı anlama, tanımlama” söz konusu... Şüphesiz, “sermaye”nin onlarca çeşidi var... entelektüeli, yeşili, karası, kayıtlısı, sabiti, yüzergezeri, likiti, kazık çakmış olanı, kayıtsızı, örtülüsü, sosyali, yeraltılısı... Fakat basitçe ve en genel anlamıyla, “bir ekonomikticari faaliyetin gerçekleştirilmesinde kullanılabilecek, mübadele edilebilir her türlü değeri; parayı, malı mülkü, taşınabilir veya taşınmaz her şeyi sermaye” olarak tanımlamak mümkün. İşin ayrıntısı ve teorisi, iktisatçıların tekelindedir! Bu açıdan baktığımızda, nasıl OYAKBANK bir “sermaye” ise dönüştürüldüğü 2.7 milyar dolar da bir sermayedir! Birine belki “sabit” derseniz, diğeri de likit haldedir! O halde, OYAKBANK aslında bir mübadeleye konu oldu. OYAKBANK “uluslararası sermaye” olurken, karşılığı 2.7 milyar dolar ise “yerli” olarak yerinde duruyor! Yani, “teorik” olarak baktığımızda, yerli sermaye uluslararası sermayeye dönüşmedi! Ülkemizdeki toplam “yerli (veya ulusal) sermaye”den bir azalma olmadı! O yerinde duruyor. ??? Bu saptamadan sonra, konunun diğer yönleri, toplumsal yanı, bankacılık yönü vb. tartışılabilir. Örneğin: Acaba hangisi değerli, OYAKBANK mı, yoksa 2.7 milyar dolarlık likit para mı? Şüphesiz, bir banka kurup onu OYAKBANK gibi bir büyüklüğe ulaştırmak kolay değil. OYAKBANK’ın içinde yoğun emek var. Olmasa zaten değeri düşük olurdu. OYAK’ı alan şirket, bu kurumu büyütebilir, daha değerli hale getirebilir veya Türkiye’de rekabet edemez, bankaya değer yitirtir, zarar eder. Buna karşılık OYAK Holding elindeki nakit 2.7 milyar doları, OYAKBANK’tan daha değerli başka yatırımlara dönüştürebilir! (Veya dönüştüremez, hatta batırır!) OYAK’çılar, bankalarını büyütmek, daha değerli hale getirmek konusunda bir perspektifleri ve güçleri olmadığını gördülerse, üstelik büyük rekabet karşısında bankalarının değer yitireceğini düşündülerse satmakla iyi ettiler bile denebilir! Zaten bütün sorun da burada: Biz meydan okuyucu değiliz! Aman şu malımız biraz değerlenmişken satalım, düşüncesindeyiz! İlaçta da bu durumu yaşadık. ??? Burada temel bir sorunumuz var; bizim para alışverişiyle uğraşan patronlar kesimi, öteden beri zayıf ve korkak... Geçmişte gördüğümüz gibi, bazı açıkgözler bankaları düzenbazlık aracı olarak kullandı ve kişisel zenginlik kaynağı olarak gördü. Oysa finans sektörü, en büyük güçtür! En iyi para kazanma, zenginleşme aracıdır, tabii ki doğru kullanmasını bilirsen! Yunan finans sektörü sadece Türkiye’de değil, Balkan ülkelerinde de hızla yayılıyor. İtalyan, Amerikan, Alman, Hollanda, Belçika, İsviçre... finans sektörüyle dünyaya durmadan yayılıyor. En büyük para, güç, iktidar bu sektörde! Bizler ise bu sektörden kaçıyoruz! Sorun burada! Bu sektörü büyük ölçüde yabancıların eline verdiniz mi, sorun başlıyor! Akbank yöneticileri, bu açıdan ülkenin, iktidarın dikkatini çekiyor durmadan! Peki, PETKİM ve diğer ulusal varlıklar?.. CHP’DEN YOLSUZLUK BROŞÜRÜ CHP’nin “Ülke soyulurken vatandaş yoksullaşıyor... AKP ve yandaşları kazanıyor” sloganıyla hazırladığı broşürün kapağında, Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’ın karikatürü yer aldı. “Oğlu 4 yıl önce burslu okuyordu, şimdi 3 milyon dolara gemi aldı... ‘Yola Devam’mış...” yazısının da yer aldığı broşürde, ülkeyi soyanlara, yolsuzluk yapanlara, halktan çalanlara oy verilmemesi istenirken AKP’nin 22 ayrı yolsuzluğu şu başlıklar altında sıralandı: ? Ayda 9 milyar lira maaşla geçinemeyen bir Başbakan. ? Naylon fatura düzenlemekten sanık bir Maliye Bakanı. ? Bir arsa satışından bir trilyon lira kâr eden ama vergi vermeyen Maliye Bakanı. ? 13 günde 219 yol ihalesi. ? Yeşil kartlı AKP’li müteahhit. ? Hortumcular VIP salonunu kullanmaya devam ediyor. ? Hortumcu helikopteriyle hortumcu köşküne giden bir Başbakan. ? İhalesiz 2 milyon dolarlık iş alan bir yapının olduğunu, bu yapıları da “üçkâğıtçı işadamı, hırsız bürokrat ve ahlaksız siyasetçi” olarak nitelendiren Özyürek, CHP’nin 550 milletvekili adayından, dokunulmazlıkların kaldırılması yönündeki yasal düzenlemelere oy verecekleri yönünde taahhütname aldıklarını belirtti. AKP’nin yolsuzlukları tabana yaydığını vurgulayan Özyürek, şöyle devam etti: AKP’li. ? Hortumcudan pahalıya al, yandaşına ucuza sat. ? Devletin 51 milyon dolarlık fabrikası, AKP yandaşına 1.1 milyon dolara satıldı. ? Ver ihaleyi kap milletvekilini. ? İçişleri Bakanı’nın işbitirici oğlu. ? İhaleye fesat karıştıran Milli Eğitim Bakanı. ? Özelleştirme yağmasına örnek. ? Yağmaya devam, 4.5 ayda 4 misli kâr. ? Ulaştırma Bakanı’nın oğlu nasıl gemi sahibi oldu? ? AKP’nin ulusal yolsuzluk markası: OFER ? AKP’nin yerel yolsuzluk markası: ALİ DİBO. ? Bir Başbakan dokunulmazlıkların kaldırılmasını neden istemez? ? AKP neden yolsuzlukların üzerine gidemiyor? ? AB Türkiye’deki yolsuzluklar konusunda ne diyor? ? AKP’nin yolsuzluklarını, AKP’li milletvekilleri nasıl itiraf ediyor? olmalarıdır. Başbakan’ın çocukları çok tutumludur.” Özyürek, AKP yetkililerinden net yanıtlar vermelerini istedikleri sorular olduğunu da belirtti. Özyürek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’e “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak, Türk işadamlarına değil, doğrudan Çalık Grubu’na iş verin diye, İsrail hükümeti nezdinde kulis yaptınız mı yapmadınız mı?”, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e “Bakan Hilmi Güler, Çalık Grubu’nun finansmanını da taahhüt ederek, Ceyhanİsrail arası boru hattı projelerine ilişkin yapılabilecek fizibilite çalışmasını yürütmesini İsrail’den istediği yönünde, Dışişleri Bakanlığı’nın ‘gizli’ damgalı bir yazısı var mı, yok mu?”, Erdoğan’a ise “Bakanlarınızın iş bulması için İsrail nezdinde kulis yaptığı Çalık Grubu’na, damadınızın genç yaşta genel müdür olarak atanması ne ölçüde ahlakidir? Damadınız, Güler’in kulisinden önce mi sonra mı Çalık Holding’de genel müdür olmuştur? Bu konuda, fakir fukara, garip gureba vatandaşların adına, bir açıklama yapma lütfunda bulunur musunuz” sorularını yöneltti. Belgeleri göstereceğiz Bu sorulara verilecek yanıtın ardından bakanlığa ait gizli damgalı yazıyı ortaya koyacaklarını belirten Özyürek, şöyle devam etti: “Şu anda kulis faaliyetleri tüm yoğunluğu ile devam ediyor. Çalık Grubu Kuzey Irak’tan ihale aldı mı almadı mı? Kuzey Irak’a yönelik sınır güvenliğimiz açısından bir operasyon yapamayışımızın arkasında bu tip firmalar var mı yok mu? Bu konular da açıklansın. Operasyon çekincesi ABD kaynaklı değil, orada iş yapan firmaların iktidara yakınlığıdır.” CHP’nin tüm söylediklerinin arkasında olduğunu dile getiren Özyürek, “CHP iktidarı yolsuzlukların hesabını mutlaka soracak” dedi. Prof. Dr. Mehmet Oran davası ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı’na bağlı Genel Dahiliye Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Oran’ın bypass ameliyatı sonrası ölümüne ilişkin “tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme neden olmak” suçundan beraat eden 8 doktor hakkındaki karar Yargıtay’dan döndü. Prof. Dr. Bingür Sönmez’in de bulunduğu 8 doktor hakkında Şişli 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen beraat kararı, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nce “eksik soruşturma” gerekçesiyle bozuldu. Kararda, Adli Tıp Kurumu raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi istendi. 550 adaydan taahhütname AKP’nin yolsuzluklarından 22 tanesini ele alan ve tüm Türkiye’ye dağıtılmak üzere 10 milyon broşür bastırdıklarını söyleyen Özyürek, “Hükümet dokunulmazlıkları kaldırmıyorsa, bilelim ki yolsuzluklara devam etmek istiyor. Yolsuzluk yapan milletvekilinden, bakandan hesap sorulmasını önlüyor” dedi. Bu dönemdeki yolsuzluklarda üçlü “Bu iktidar yolsuzlukları aile boyu yapıyor. Bazı bakanların çocukları ‘altın çocuk’ olarak anılıyor. Kemal Unakıtan’ın, Binali Yıldırım’ın ve Abdülkadir Aksu’nun çocuklarının yaptıkları yolsuzluklar ortaya çıktı. Başbakan’ın ‘bursla okutuyorum’ dediği çocuğu 3 milyon dolarlık gemi sahibi oldu. Gemi sahibi olamayan öğrencilerin kusuru ise burslarını biriktirememiş Financial Times, finans çevrelerinin laiklik kaygısıyla AKP’ye oy vermeyeceğini yazdı: İş dünyası CHP’yi destekliyor ? Bir grup analist ve iktisatçının görüşlerine yer veren gazete “İş dünyası liderleri AKP’nin ekonomik siciline saygı duyuyor ancak bazı şeylerin hiçbir zaman gerçekleşmemesini sağlamak için CHP’ye oy verecek” diye yazdı. Dış Haberler Servisi Financial Times, “AKP, ihtiyatlı iş dünyası çevresini henüz kazanamadı” başlıklı analizinde Türkiye’de başta finans sektörü olmak üzere, iş dünyasının AKP’ye yönelik tavrını yorumladı. Garanti Yatırım Menkul Kıymetler’de rutin bir toplantı için bir araya gelen bir grup analist ve iktisatçının dörtte üçünün seçimlerde “laiklik konusunda güçlü ancak ekonomi konusunda zayıf” CHP için oy kullanacaklarını belirttiklerini aktardı. İngiliz gazetesi, Türkiye’de yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, AKP’nin tek başına hükümeti kurabileceğini ve “Bunun, Anadolu’daki yeni iş çevrelerinin desteği ile olacağını” belirtti. popülist köklerinden rahatsızlar” diye belirtti. AKP’nin en dikkat çekici yönlerinden birinin, Türkiye’nin muhafazakâr geleneklerini korurken zenginleşmesi fikrini benimsemesi olduğunu belirten gazete, buna karşın AKP’nin İstanbul’dan vazgeçmediğini, finans çevresinin desteğini kazanmaya çalıştığını ifade etti. Yazının sonundaysa Kaya’nın “Benim gibi insanlar, CHP’ye oy verecekler ancak onu iktidarda istediklerinden değil, bazı şeylerin hiçbir zaman gerçekleşmemesini sağlayabilmek için” şeklindeki sözlerine yer verildi. İBB Meclisi’nde seçim tartışması ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi CHP Grup Başkanvekili Kemal Akar, İBB Melisi’nin dün yapılan oturumunda belediye araçlarının ve belediye personelinin 22 Temmuz’da yapılacak genel seçim öncesi, AKP’nin bayrak ve pankart asma işlerinde kullanılmasını eleştirdi. Akar, “Büyükşehir Belediyesi tartışmaya meydan vermeyecek biçimde, adaletli ve tarafsız olması gerekir” görüşünü savunurken AKP Grup Başkanvekili Hüseyin Evliyaoğlu, devlet memurları dışındaki personelin mesai saatleri dışındaki faaliyetlerinin kısıtlanamayacağını söyledi. Seçim bürosuna saldırı CHP Gaziantep İl Başkanı Nöfer Küllük, gece kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce CHP’nin Sarıgüllük Mahallesi’nde bulunan seçim bürosunun camlarının taşla kırıldığını ve CHP bayraklarının tahrip edildiğini söyledi. Olay sonrası polis ekipleri soruşturma başlatırken İstanbul Beyoğlu’nda da AKP ile SP’nin seçim irtibat bürolarına ses bombası atıldı. (Fotoğraf: AA) obursali?cumhuriyet.com.tr. ÖLÜMÜNÜN 12. YILI AKP ilçe teşkilatları, sokak sokak dolaşıp gıda ve temizlik malzemesi dağıtımı yapıyor 1 kişiye 137 bin YTL ? ANKARA (AA) On Numara oyununun bu haftaki çekilişinde kazanan numaralar “2, 3, 7, 11, 12, 13, 14, 16, 17, 23, 31, 35, 40, 41, 43, 46, 49, 56, 61, 65, 76 ve 77” olarak belirlenirken, 10 bilen 1 kişi, 137 bin 47 YTL 65 YKr ikramiye kazandı. Çekilişte 9 bilenler 1305 YTL 50’şer YKr, 8 bilenler 72 YTL 70’er YKr, 7 bilenler 10 YTL 35’er YKr, 6 bilenler 1 YTL 75’er YKr, hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler 1 YTL 40’ar YKr ikramiye kazandı. ‘Köklerinden rahatsızlar’ Garanti Bankası Araştırma Bölüm Başkanı Mahmut Kaya’nın “Hepimiz, CHP için oy kullanacağımızı söyledik ancak hiçbirimiz hükümete girmesini istemiyoruz” sözünü yorumlayan Financial Times, “İstanbul’daki ticaret ve finans çevreleri Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) yeniden iktidara gelmesini istiyorlar ancak hiçbir zaman bu partiye oy vermezler. İş dünyası liderleri AKP’nin ekonomik siciline ve reformcu karnesine saygı duyuyor ancak bu partinin muhafazakâr Anadolu’daki sosyal ve 1 oyluk seçim paketi 300 YTL ? AKP seçim öncesi yoksul kesime yönelik yardım kampanyalarını artırdı. Yardım paketlerinde reçelden yağa, pirinçten makarnaya, sabundan peçeteye kadar yaklaşık 300 YTL ’lik malzeme var. ANKARA (ANKA) Seçim için geri sayım sürerken, işçiden çiftçiye, sözleşmeli personelden memura kadar her kesimin gönlünü almaya çalışan AKP hükümeti, yoksul kesime yardım dağıtımına da hız verdi. AKP’nin ilçe teşkilatları aracılığıyla dağıtılan, yaklaşık 300 YTL tutarındaki yardım paketlerinde, “15 paket makarna, 2 çeşit reçel, 3 büyük paket çay, Sosyalist önder Aybar’ı anıyoruz İstanbul Haber Servisi Türkiye sosyalist hareketinin önderlerinden, Türkiye İşçi Partisi (TİP), Sosyalist Devrim Partisi (SDP) Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar, ölümünün 12. yılında bugün saat 11.00’de Aşiyan Mezarlığı’nda ailesi, öğrencileri, dostları ve mücadele arkadaşları tarafından anılacak. 5 Ekim 1908’de İstanbul’da doğan Aybar, Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Öğrenimini sürdürmek üzere gittiği Fransa’dan İkinci Dünya Savaşı nedeniyle Türkiye’ye dönen Aybar, hukuk doktoru ve devletler hukuku doçenti oldu. Vatan ve Gün gazetelerinde yazdığı siyasi yazıları nedeniyle 1946’da görevine son verildi. 1962’de Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) genel başkanlığını yaptı. Aybar, 1965 yılında yapılan genel seçimler sonucu TİP’in TBMM’ye giren 15 milletvekilinden biriydi. Aybar, 30 Mayıs 1975’te Sosyalist Parti’yi kurdu. Aybar, 1979’da tüzük gereğince genel başkanlıktan çekildi. 12 Eylül darbesiyle, diğer partililerle birlikte Sosyalist Devrim Partisi de kapatıldı. Aybar 1992’de Sosyalist Devrim Partisi Başkanlığı’na tekrar getirildi. “Sosyalizmin uzun koşucusu” Aybar’ı 10 Temmuz 1995’te yitirmiştik. KDV DE SEÇİMLE İLİŞKİLİ Hükümet, son 4.5 yıldır gerek turizm gerekse gıda sektörünün ısrarla gündeme taşıdığı KDV indirimini seçimlerin öne alınmasıyla birlikte yaşama geçirdi. Böylece gıda ve turizmde KDV oranları 10 puan indirildi. Kamu kuruluşlarında geçici işçi statüsünde çalışan 218 bin kişinin kadroya alınması da seçim yatırımlarının önemli bir ayağı olarak değerlendirildi. 1 teneke peynir, 5 kiloluk sıvı yağ, 2 kutu salça, 6 kilogram şeker, 5’er kilo pirinç, nohut, fasulye, mercimek, zeytin, çamaşır ve bulaşık deterjanı, banyo ve el sabunları” bulunuyor. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirler başta olmak üzere Türkiye genelinde sokak sokak gıda ve temizlik malzemesi dağıtılıyor. Ramazan aylarında dağıtılan gıda paketleri ikiüç katına çıkarılarak, içeriği zenginleştirildi. Bu kez sadece yoksul kesime değil, kirada oturan ve bir maaşla geçinen ailelere de yardım paketi dağıtılıyor. Seçim öncesi Türkiye genelinde kömür yardımları da artırıldı. Başbakanlık’a bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, sadece yoksul kesime değil, ekonomik durumları iyi olanların da evlerinin önüne yardım için kömür poşetleri bırakıyor. Kömür yardımı için hazırlanan listelerdeki kişi sayısının da arttığı belirtiliyor. Hükümet, işçiye zam, belediye borçlarının ertelenmesi, çiftçilerin kefaletten doğan borçlarına af, konut edindirme yardımı ödemeleri, fındık üreticisine destek gibi uygulamalarla da vatandaşın gönlünü almaya çalışıyor. AKP, seçim öncesi ilk olarak çiftçilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri’ne kefaletten doğan borçlarına af getirdi. Bu alacaklar Hazine tarafından karşılanacak. Bir diğer gönül alma icraatı da çiftçiye sıfır faizli sulama kredisi vermek oldu. Haziran ayı başından itibaren de bitkisel ürün primleri ödenmeye başladı. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle