16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 HAZİRAN 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER MLSPAcilciler’den BP’ye, DTP’den DYP’ye ve son durak AKP’ye savrulmanın öyküsü 10 ÇAPAN: MECBUREN CHP Ve dönüyordu Çamuroğlu Çakıcı hastanede ? İSTANBUL (AA) Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nden önce Kartal H Tipi Cezaevi’ne getirilen ve buradan geniş güvenlik önlemleri altında Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilen çete lideri Alaattin Çakıcı’nın, yatış işlemleri tamamlandı. Çakıcı’nın, yapılacak tetkiklerin ardından yarın anjiyo olabileceği bildirildi. ‘Belediye başkanlığına adayım’ İstanbul Haber Servisi Eski Esenyurt Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, eleştirileri olmasına karşın genel seçimlerde CHP’yi desteklemek zorunda olduklarını belirterek, gelecek yerel seçimlerde yeniden Esenyurt Belediye Başkanlığı’na aday olabileceğini söyledi. Esenyurt İş Merkezi’nde belde halkıyla düzenlenen kitlesel toplantıya katılan Çapan, CHP ve DSP ittifakının kendilerini kenara ittiğini belirtti. Genç Parti ve DYP’den milletvekilliği teklifi aldığını ancak kabul etmediğini ifade eden Çapan, “Bir sürü kötü gelişme var ama herkes seçilme derdinde. Kimsenin Türkiye ile ilgili derdi yok” dedi. Çapan, AKP’nin “ele geçirme” anlayışı ile halkı rahatsız ettiğini dile getirerek, CHP’nin ise solu toparlamak için sağdan adam devşirdiğini ifade etti. “CHP’nin başında Baykal değil herhangi bir Mehmet efendi olsa yüzde 50 oy alır. Geçen sefer 175 milletvekili çıkardılar, 8’i ANAP’a grup kurdu, 8’i AKP’nin eksiğini tamamladı. Hepsini Baykal yazmamış mıydı bunların?” diyen Çapan, Alevi yurttaşların verdiği oylarla Baykal’ın CHP’nin başında kaldığını söyledi. Alevi Federasyonu Başkanı’nın kendisine CHP’ye katılması yönünde baskı yaptığını kaydeden Çapan, şöyle devam etti: “CHP’ye başvurdum, almadılar beni. Şimdi diyorum ki, düşünerek bir şey yapalım. Oy veriyoruz ama bizi yok sayıyorlar. 1990’ların başında CHP’ye, SHP’ye oy veren Kürtler ve Alevilerdir. Toplanalım gene, bir seçenek bulamazsak mutlaka Cumhuriyet’in bekçiliğini yapacağız, lanet olsun deyip CHP’ye oy vereceğiz, ne yapalım?” ? AKP’ye katılımını “geç kalmış bir buluşma” olarak değerlendiren Reha Çamuroğlu, bir zamanlar MLSPAcilciler saflarında sol mücadele verdikten sonra yazdığı “Yeniçerilerin Bektaşiliği” kitabıyla Alevi çevrelerine iltihak etti. Sırasıyla Barış Partisi, Demokrat Türkiye Partisi ve Doğru Yol Partisi’nde yöneticilik yaptıktan sonra geçen günlerde AKP’ye katıldı. Çamuroğlu, Nefes dergisinin 9 Temmuz 1994 tarihli sayısındaki yazısında İslamcılara yalakalık yapan solcu aydınları yerden yere vuruyordu. MİYASE İLKNUR REHA CAMUROĞLU’NUN 9 TEMMUZ 1994 TARİHİNDEKİ YAZISI ‘İslamcılara yalakalık yapan solcu aydınlar’ eha Çamuroğlu 9 Temmuz 1994 tarihli Nefes dergisinde “Tüm Türkiye Bir Sivas mı?” başlıklı yazısında İslamcı tehlikeye şöyle dikkat çekiyordu: “Aradan geçen bir yılda neler oldu. İslamcı zihniyet büyük bir ilerleme kaydetti. Artık Ercümend Özkan’ın ağzından televizyon ekranında ‘Biz gelince hükmedeceğiz’ diyor. Geçen yıl Aziz Nesin’in konuşmasından ‘tahrik oluyorlardı’, bu yıl televizyonda Sadık Albayrak’ın ağzından açıklıyorlar ki, ‘kadınların kulak memesinden bile tahrik’ oluyorlar. Zannediyorlar ki, bu tartışmalarla Türkiye’nin kadınlarının geleceğini belirleyecekler. Belediyeleri alıyorlar, ‘Solculara para mı vereceğiz”, ‘Böyle sanatın içine tükürürüm’ gibi yumurtalar yumurtluyor, gazetecilere ‘Yanlış ata oynuyorsunuz’ diyerek tehdidi ihmal etmiyorlar. Bir yılda yıldırmanın sonuçları neler oldu? Toplumda yılgınlığın birçok sonucunu hemen görmek mümkündür. Bu yılgınlığın en güzel örneklerinden birini birtakım yeni solcular ya da sivil toplumcular oluş R Kamu hastaneleri yine kaynaksız! ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Maliye Bakanlığı, hastanelerin sosyal güvenlik kurumlarından 2006 yılı alacaklarını sıfırladı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik ile Sağlık bakanlıkları tarafından hazırlanan ve 9 Mayıs’ta yayımlanan genelge kapsamında devlet hastanelerinin SSK, Emekli Sandığı, BağKur’dan alacakları silindi. Genelgede, üç bakanlığın hastanelerin alacaklarında kesintiye gitme ve erteleme yetkisine sahip oldukları belirtildi. DSP’den CHP’ye çağrı ? ANKARA (ANKA) DSP Genel Başkan Yardımcısı Masum Türker, CHP listelerinden aday gösterilen DSP kökenli adaylarla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, “Listelerdeki çelişkiler ancak hazırlanacak seçim bildirgesi ile aşılabilir. Seçim bildirgesi, sosyal demokrasinin gereklerine uygun hazırlanmalı” dedi. Türker, Cumhuriyet mitinglerinin bir sinerji yaratabilmesi için hazırlanacak seçim bildirgesinin “sosyal demokrasinin gereklerine uygun” olarak hazırlanması gereğinin altını çizdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın özel davetiyle AKP’ye katılan ve katılım töreninde “Türkiye’nin partisine hoş bulduk” diyerek sevincini dile getiren Reha Çamuroğlu, bir zamanlar kendisi gibi davranan solcu aydınları ağır bir dille eleştiriyordu. 1994 yerel seçimleri öncesi RP yöneticileri ile görüşen Cem Vakfı yöneticileri için “Birkaç yolunu saptırmış insan, Alevileri yolundan saptıramaz. Geçmişin MDP kurucularını bugün RP’nin yanında görmek eğlendirici oluyor” diyen Çamuroğlu, RP’nin yerel seçimlerde iktidara gelmesinin ardından bazı solcu aydınları İslamcılara yalakalık yapmakla suçlamıştı. Daha önceleri MLSPAcilciler saflarında boy gösteren Çamuroğlu 1980 sonrasında Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nü bitirdikten sonra kendisini tarihsel araştırmalara vermişti. “Yeniçerilerin Bektaşiliği” kitabı sayesinde Alevi çevrelerle tanıştı. Yirmi yıllık bir aranın ardından Abidin Özgünay’ın yönetiminde yeniden çıkan Cem dergisinde çalışmaya başladı. Alevi camiası, tarihi konularda yetkin, konuşmalarıyla ruhlarını okşayan bu yazara kısa sürede ısındı. Ancak kimseler turuyor. Büyük çoğunluğu geçmişte de her türlü sol mücadelenin uzağında durup akıl hocalığı rolüne soyunmalarıyla tanınan bu insanlar bugünlerde, garip akıllarını topluma mal etmeye çalışıyorlar. ‘Aman uzlaşalım’ bunların amentüleri. Uzlaşıcı olduğunu düşündükleri birtakım ‘İslamcı aydınların’ ellerine, ayaklarına kapanıyorlar. Bununla yetinmiyor, o ‘İslamcı aydınlar’ İslamcılıklarını hatırlayıp hiç de uzlaşıcı olmayan ‘tabii ki şeriat hükmeder’ gibi bir mesaj verdiklerinde devreye giriyor, ‘Sayın bilmem kim aslında öyle demek istemedi, şöyle demek istedi’ şeklinde yorumlarla ‘yalakalığın’ doruğuna çıkıyorlar. İslamcıların tek bir zihniyete sahip olmadıklarını, aralarında çok demokrat insanlar falan olduğunu yaymaya, kendilerine garanti vericiler bulmaya çalışıyorlar. ‘Birlikte yaşayabiliriz değil mi?’ diyerek sırnaştıkları her İslamcı kapıdan kovulsalar bile ne gam, sırnaşıklık ikinci kişilikleri haline gelmiş. ğı bir bildiri ile ayrıldı. Çamuroğlu, o bildirisinde Alevi Temsilciler Meclisi’ni “Siyaset yapmak”la suçluyordu. Ancak daha önce ağır eleştiriler yönelttiği Cem Vakfı saflarına döndü. Ne varki buradaki ikameti yine kısa sürdü. Barış Partisi kurulunca yine Cem Vakfı’nı terk edip Barış Partisi’ne katıldı. Siyaset yapmakla suçladığı Alevi Temsilciler Meclisi Üyeleri ile Barış Partisi’nde buluşarak birlikte siyaset yaptı. Barış Partisi’nde ve genel başkan yardımcılığı görevine getirildi. Ali Haydar Veziroğlu’nun Barış Partisi’ni kapatmasından sonra kendini yeniden araştırma kitaplarına veren Çamuroğlu, “Osmanlı’nın 500. Yılı” kutlamalarında “Osmanlı’yı aklayan” konuşmalarıyla NeoOsmanlıcı, Neoliberal çevrelerle yakınlaştı. Bu çevrelerin aracılığıyla Süleyman Demirel’le tanıştı. Bu tanışma ona Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü’nü kazandırdı. onun hangi Alevi ocağına mensup olduğunu, ailesinin geçmişini, tam olarak nereli olduğunu öğrenemedi. Bunu sorgulamayı da ayıp saydı. Madem ki kendi tezlerini savunuyordu, artık o bir Aleviydi. BAŞ DÖNDÜREN GEÇİŞLER Cem dergisinde uzun süre yazılarını sürdürdü. Ancak 1994’te mini yerel seçimler arifesinde Cem dergisi yöneticilerinin RP’nin önde gelenleriyle buluşup anlaştığı haberleri ortalıkta dolaşmaya başladı. Cem der gisinde Abidin Özgünay’ın “RP’nin inanlılarıyla Alevilerin inanlıları neden işbirliği yapmasın” konulu yazısı çıkınca öfkelenen Çamuroğlu, Cem’den ayrılıp Cemal Şener’le birlikte Nefes dergisini kurdu ve bu derginin yazıişleri müdürlüğünü üstlendi. O yıl Cem Vakfı hariç diğer Alevi örgütlerinin bir araya gelerek oluşturduğu Alevi Temsilciler Meclisi’nin çalışmalarına üye olarak katıldı. Ağırlıklı olarak Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu üyelerinin yer aldığı bu meclisten daha sonra yayımladı Alevi örgütlerinin ödüle aday gösterilenler içinde adı bulunmamasına karşın, Çankaya’dan Hacıbektaş’a yapılan telkinler sonucu Dostluk ve Barış Ödülü’nün sahibi oldu. Ardından da Mehmet Ali Bayar’ın, basının rüzgârıyla iktidara geleceği öne sürülen Demokrat Türkiye Partisi’ne kurucu üye oldu. Genel başkan yardımcılığını da sürdürdüğü parti, DYP ile birleşince bu kez DYP’nin genel başkan yardımcısı oldu. AKP Grup Başkan Vekili Salih Kapusuz’un daveti ile Başbakan Erdoğan’la görüşerek AKP’ye girmeyi kabul etti. Geçen hafta kendisiyle yapılan bir söyleşide, “Ben gittiğim yerin rengini almam, rengimi veririm” diyen yazarın DTP ve DYP’ye verdiği rengi henüz kimse anlayamadı. AKP’ye vereceği rengi görmek için bir süre beklemek gerekecek. KURUCU DTP’NİN ÜYESİ OĞUL TÜRKEŞ KAYSERİ’DEN ADAY MHP’nin vitrini hazır ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Seçim kararı alınmasından sonra diğer partilere ittifak kapısını kapatan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partinin kurucu genel başkanı Alpaslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş’i listesine aldı. Oğul Türkeş, Kayseri 1. sıradan aday gösterilirken eski Büyükelçi Deniz Bölükbaşı Ankara’da, eski İçişleri Bakanı Meral Akşener İstanbul’da liste başı oldu. Bülent Ecevit’in Başbakanlığı döneminde Başbakanlık Müsteşarlığı görevinde bulunan Füsun Koroğlu ise Eskişehir’de 1. sıradan aday gösterildi. Bahçeli’nin Osmaniye’den aday olduğu MHP milletvekili aday listesine göre, Ankara’dan genel başkan yardımcıları Cihat Paçacı, Murat Şefkatli, eski Gazi Üniversitesi Rektörü Rıza Ayhan, eski YÖK Başkanı İhsan Doğramacı’nın yeğeni Şirin Başaran Kut, eski Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selçuk Coşkun, eski Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Sefer Aycan aday gösterildi. Bahçeli, büyükelçi Bölükbaşı’na da Ankara’dan listenin ilk sırasında yer verdi. Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, eski Sanayi Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu, genel sekreter yardımcısı Emin Haluk Ayhan ve sporcu Saffet Sancaklı İzmir’den listeye girdi. İstanbul’a özel önem veren Bahçeli, kadın adaylardan eski İçişleri Bakanı Meral Akşener’i İstanbul’dan ilk sıraya koydu. Büyükelçi ve köşe yazarı GünDevlet Bahçeli. düz Aktan’ı da İstanbul’dan aday gösteren Bahçeli, genel başkan yardımcısı Atilla Kaya, genel muhasip Ümit Şafak, aktör Serdar Gökhan, sanatçı Gökhan Güney, eski İstanbul Defterdarı Kadir Boy, halterde dünya ve olimpiyat şampiyonu Naim Süleymanoğlu’nu da bu ilden aday yaptı. Eski Başbakan Müsteşarı Füsun Koroğlu Eskişehir’den, eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş Kırıkkale’den listeye girdi. Bahçeli, Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş’i de AKP’nin en güçlü olduğu Kayseri’den Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün karşısına koydu. Genel başkan yardımcısı Faruk Bal Konya, Mehmet Şandır Mersin, Mehmet Ekici Yozgat, Metin Çobanoğlu Kırşehir’den listenin ilk sırasına yerleşirken genel sekreter yardımcıları Bülent Didinmez Nevşehir, Mehmet Nacar ise Kilis’ten aday gösterildi. Toplantıya, Fidel Castro Diaz Balart’ın oğlu torun Fidel Antonio ile Şener’in küçük oğlu Şamil de katıldı. TÜRKÇE’YE DESTEK ‘Kirlenmeye’ Genelkurmay el koydu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Türk dilini konuşma, yazma ve okumada doğru kullanımı özendirmek üzere bir kitap hazırladı. Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı (ATASE) yayınlarından çıkan “Türkçe’nin Doğru Kullanımı (İletişim, Etkili Konuşma, Yazma ve Okuma Kılavuzu)” adlı 146 sayfalık kitap, Dr. Kıdemli Albay Ömer Erenoğlu tarafından yayına hazırlandı, Selma Otçu tarafından düzenlendi. ATASE Başkanı ve Yayın Kurulu Başkanı Korgeneral Eyüp Kaptan, kitabın önsözünde, dilin, insanlık tarihiyle beraber ortaya çıkan ve süregelen bir olgu olduğunu belirterek bu süreçte insan ve iletişimin birbirine koşut olarak gelişim gösterdiğini vurguladı. Korgeneral Kaptan, ancak Türk dilindeki kirlenmenin son yıllarda daha da arttığını belirterek “Bu kirliliğin önlenebilmesi için Türkçemiz doğru kullanılmalı, yabancı sözcüklerden arındırılmalı, yazım kurallarına uyulmalı, yazılı anlatımlarda, Türk Dil Kurumu’nun (TDK) en son hazırladığı ‘Türkçe Sözlük’ ve ‘Yazım Kılavuzu’ esas alınmalı, bilişim ve iletişim teknolojisi takip edilmelidir” dedi. Kitap, “Türkçenin Doğru Kullanımı”, “İletişim”, “İletişimin Temel Beceri Unsurları”, “İletişimin Destek Unsurları”, “Etkili İletişimin Basamakları” ve “Yazışmalarda Dikkat Edilmesi Gereken Konular” başlıklarından oluşuyor. Turkuaz Hareketi aday değil ? İSTANBUL (AA) Turkuaz Hareketi lideri Ali Müfit Gürtuna ve kadrolarının, 22 Temmuz’da yapılacak genel seçimde herhangi bir partiden aday olmayacakları bildirildi. Turkuaz Hareket Çalışma Grubu’ndan yapılan yazılı açıklamada, hareketin, “siyasette bilgi ve değerler boşluğunu doldurmak için” yola çıktığı belirtildi. Şener’den Marksizm övgüsü Küba lideri Fidel Castro’nun oğlu Diaz Balart’la görüşen Başbakan Yardımcısı, “Marksizmin Küba’ya bir kimlik kazandırdığını” söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Küba lideri Fidel Castro’nun büyük oğlu Fidel Castro Diaz Balart ile görüşmesinde, “Marksizmin Küba’ya bir kimlik kazandırdığına inandığını” söyledi. Şener, Küba Atom Araştırmaları Merkezi Başkanı olan Fidel Castro Diaz Balart’ı GAP Binası’ndaki makamında kabul etti. Şener ve Balart, daha sonra ortak basın toplantısı düzenledi. Başbakan Yardımcısı Şener, 16 yıllık siyasi hayatında gerçekleştirdiği yurtdışı seyahatleri arasında Küba seyahatinin özel bir yeri olduğunu belirterek, Küba’nın pek çok konuyu aşmış bir ülke olduğunu söyledi. Şener, “Marksizmin Küba’ya bir kimlik kazandırdığına inanıyorum. Tüm Kübalılar, ülkelerine, liderlerine bağlı bir görüntü vermişlerdir. Böyle bir izlenim edindim ve kimlik, kişilik sahibi bireyler olarak Küba’nın vatandaşları olduklarını gösterdiler. Bu izlenim, benim Küba ile ilgili temel tespitim olmuştur” diye konuştu. Küba ziyareti sonrasında Türk basını ‘Che’ hediyesi Küba ziyaretinin ardından Burdur’da hapishanede yatan bir mahkumdan kendisine mektup ve boncuktan yapılmış bir Che Guevara resminin geldiğini anımsatan Şener, tabloyu Fidel Castro Diaz Balart’a hediye etti. Şener, Balart’a ayrıca, Mevlana Celaleddin Rumi’nin İngilizce 7 ciltlik Mesnevi’sini ve Kütahya Porselen’in bir vazosunu sundu. Castro Diaz Balart da Şener’e, “Castro” isimli bir kitap verdi. (AA) nın kendisine, “Daha önce Mülkiyeli olduğunuzu söylediniz ve her Mülkiyeli biraz komünisttir demiştiniz, Küba ziyaretinden sonra bu biraz komünistlikte değişiklik oldu mu” diye sorduğunu anımsatan Şener, “İtiraf edeyim ki Küba ziyaretinden sonra bu biraz komünistlik de herhangi bir değişiklik olmadı” dedi. Castro Diaz Balart da, Türkiye’yi ziyaret etmekten, halkını, bu kadar köklü bir tarihe ve bu kadar zengin bir gelenekgöreneğe sahip bir ülkeyi ve her alanda izlerini bırakmış zengin kültürünü tanımaktan dolayı çok mutlu olduklarını kaydetti. Basın toplantısında, iki ülke arasındaki tarihi bir paralellikten de söz eden Castro Diaz Balart, Atatürk’ün ülkesini kurtarabilmek için Samsun’a ayak bastığını anımsatarak, Küba’da da Gramma gemisiyle ülke topraklarına ayak basıldığına dikkati çekti. Yeniden Kuvayı Milliye Hareketi ? İstanbul Haber Servisi Yeniden Kuvayı Milliye Hareketi Derneği Fatih Şubesi önceki gün düzenlenen törenle Fatih ilçesinde de açıldı. Türk bayrakları, Onuncu Yıl Marşı ve Atatürk’ün kendi sesinden 10. Yıl Nutku eşliğinde açılan derneğin genel başkanı Hakkı Sevim, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünün rejimin temel dayanağı olduğunu belirtti. Sevim, “Türk milleti tehlikenin farkındadır. Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmamız gerekiyor. Laf yerine harekete geçilmesi lazım” dedi. CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle