16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 2007 ÇARŞAMBA 18 SPOR TÜRKİYE VE G.SARAY’A ÇAĞ ATLATAN DERWALL’İ KAYBETTİK Futbolun acı günü Spor Servisi Türk futbolunun ve Galatasaray’ın gelişimine büyük katkısı olan Alman teknik adam Jupp Derwall dün akşam saatlerinde geçirdiği kısa süreli ağır hastalık sonrası 80 yaşında yaşamını yitirdi. Alman teknik adam Jupp Derwall, 10 Mart 1927’de Würselen’de dünyaya geldi. 1938’de Rhenania Würselen’de futbol yaşamına başladı. Daha sonra Alemannia Aachen ve Fortuna Düsseldorf formalarını giyen Derwall 2 defa da Alman Ulusal takımına seçildi. Teknik adam olarak İsviçre’de başladığı kariyerine, futbolcu olarak da formasını giydiği Fortuna Düsseldorf’da devam etti. 1970’te ise Udo Lattek’in yerine Alman Ulusal Takımı yardımcı antrenörlüğüne getirildi. 1972 Münich Olimpiyatları’nda finale çıkan Olimpik Ulusal Takım’ın teknik direktörlüğünü yaptı. NE DEDİLER? Mustafa Denizli (Teknik direktör): Tarifi mümkün olmayan bir üzüntü. Çok büyük bir insandı. G.Saray’a kazandırdıklarının yanında benim ondan kazandıklarım tam bir servetti. Onda her şeyi buldum. Yavuz Kocaömer (Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı Başkanı): G.Saray camiası Özhan Canaydın önderliğinde Derwall’e büyük vefasızlık örneği gösterdi. Yaptırdıkları plaket ve formayı bile gönderme zahmetinde bulunmadılar. Bana göre Derwall bu ülkeye ve G.Saray’a kırgın öldü. Bundan 3 4 ay önce Saarbrucken’e gittim. Yolda yürüyorduk, 100 adım atıyor duruyordu. Kalbinin hücreleri devamlı eriyordu. “Seni görünce İstanbul gözümün önüne geliyor. Ah keşke uçağa binebilsem de gidebilsem Türkiye’ye” demişti. Bundan iki ay önce Cumhuriyet gazetesi ona bir ödül verdi. Telefonla aradım ve kendisine ödül vereceklerini ilettim. O da bana “Tamam çocuk gelirim” dedi. Ama hemen sonra “Bir kez daha tekrarlasana” dedi. Tamam sen beni perşembe ara dedi. Sonra damadıyla konuştum. O da “Nasıl gelsin” dedi. Ben de bu süre içinde Almanya’ya gidemedim. Ama şimdi Almanya’ya gidip bu ödülü eşine vereceğim. Ama o konuşmalarımızda “Kırgınım” demezdi. Yarın hepimize aynı şey olacak. Hepimiz öleceğiz. Ama kurumlar bunları asla unutmamalı. Tabii G.Saray artık bir kurum olmadığı için, başkanın elinde bir oyuncak olduğu için söyleyebileceğim bir şey kalmadı. Almanya’yı şampiyon yaptı Asistan olarak 1972 Avrupa Futbol Şampiyonası ve 1974 Dünya Kupası şampiyonluğu yaşayan Derwall, başarısızlıkla sonuçlanan 78 Dünya Kupası’nın ardından ulusal takımın teknik direktörü oldu. İlk büyük turnuvası olan 1980 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda da Almanya’ya kupayı kazandırdı. 1982 Dünya Kupası’nda oynadığı futbol ve ilk turda Avusturya’yı eleyerek gruptan çıktığı maç çok eleştirilse de, Almanya finale yükselmeyi başardı. Ancak İtalya karşısında 31’lik mağlubiyetle kupayı kaybetti. 1984 Avrupa Şampiyonası’nda grup maçlarında son dakikada İspanya’ya yenilerek elenen Almanya’da elştiri oklarına hedef olan Derwall, görevinden ayrılarak G.Saray’ın başına geçti. Göreve geldiği ilk sezon büyük zorluklar yaşayan Alman teknik adam 198485 sezonunun ilk maçnda Eskişehirspor karşısında alınan mağlubiyetle başlayan süreçte zor günler yaşadı. Tesislerin basılması, takım otobüsünün önünü kesilmesi gibi G.Saray’a yakışmayan olayların yaşandığı bu süreç, kupada önce F.Bahça ardından Beşiktaş ve finalde de Trabzonspor karşısında elde edilen zaferlerle gelen şampiyonlukla sona erdi. 198586 sezonunda, tamamen değişen bir G.Saray vardı. Hücum pres, savunmadan bilinçli top çıkarma ve hücumda riske girme gibi o zamana kadar Türk futbolunun yabancı olduğu kavramları uygulayan Sarı Kırmı Unutulmaz çalıştırıcı Jupp Derwall yıllar önce verdiği bir röportajda “Ben ebedi Galatasaraylıyım” demişti zılılar, ligi nağmağlup bitirdi ama averajla Beşiktaş’ın arkasında kalıyordu. Yıllar sonra gelen kupa Sonraki sezon futbol gelişimini sürdüren Derwall’li G.Saray, sezon sonunda her şeyin bittiği sanıldığı bir anda şampiyonluğa ulaşarak 14 yıl sonra taraftarlarını sevindirdi. Sezon içinde bir ara ulusal takımı da çalıştıran Derwall, G.Saray’da uyguladığı sistemi Türkiye’ye de adapte etmek istedi ama başarılı olamayınca istifa etti. Teknik direktörlük kariyerine bu sezondan sonra nokta koyan Derwall, Sarı Kırmızılı kulüpte bir sezon danışmanlık yaptı. Ardından görevi Mustafa Denizli’ye bıraktı. Kariyerini noktaladıktan sonra, FIFA ve Türkiye Futbol Federasyonu’nda çeşitli görevler alan Derwall 1991’ de geçirdiği kalp rahatsızlığından sonra daha sakin bir hayat sürdü. Jupp Derwall unutulmayanlar kategorisinde gazetemizin spor ödülünü kazanmıştı. Alman hocanın ödülünü Yavuz Kocaömer almıştı ödülünü almıştı C ’in ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ?? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ?? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? SPOR GÖZLEM ALİ ABALI Brezilyalı futbolcu SarıKırmızılı takıma imza attı, ‘En iyisini yapmak için geldim’ dedi Yazık Oluyor!.. Bir zamanların Avrupa şampiyonu, ulusal atletimiz Süreyya Ayhan’dan gelen haber atletizm camiasını şoke etti: “Süreyya sakatlandı, Dünya Şampiyonası’na katılamıyor.” İşin gerçeği, bu haber sürpriz değil. “Saldım çayıra... Mevlam kayıra” usulü gibi çalışma yapılırsa olacağı buydu. Oysa sporda başarı kazanmayı yeğleyen ülkelerde, Süreyya Ayhan gibi değerlere nadir raslanır. Böyle bir yıldız sporcu ortaya çıkarsa, o ülkenin yöneticileri bu gibi sporculara bir çiçek gibi özen gösterirler. İşte Süreyya Ayhan da pistlere böyle adım attı. O zamanki Federasyon Başkanı Mehmet Yurdadön kardeşimiz, Süreyya Ayhan’ın değil, önce hocası ve sonra kocası olan Yücel Kop’un her istediğini emir saydı, adeta mola verdikleri yerlerde hanhamam kurmaya çalıştı. Yurdadön kardeşimizin “Haksızlık ediyorsun” diyen sözlerini duyar gibiyim. Süreyya Ayhan ve Yücel Kop’u bu aşırı serbestlik duygusu bu günlere getirdi. Çünkü federasyona yeni bir yönetim geldi, çağın gereği bilimsel ve kontrollü çalışma öngörülüyordu. Ama Yücel Kop da serde Avrupa Şampiyonluğu şımarıklığı bu ortak çalışmaya olanak tanımadı. Daha sonra, üzücü doping olayı patlak verdi ve Süreyya Ayhan ceza aldı. Süreyya Ayhan uzunca bir süre pistlerden uzaklaştı. Böylelikle Süreyya Ayhan’lı atletizm yarışları bir başka bahara kaldı. Deniliyor ki Süreyya 2008 Olimpiyat oyunlarına hazırlanıyor. Bu ortam içinde, eski usul kendi başına buyruk çalışma sürdürülürse, korkarım ki o zaman hüsrana uğrarız. İnadın faydası yok, Süreyya Ayhan’ın doktoru, masörü, fizyoterapisti ile birlikte bir bilimsel ekiple çalışmalıdır. Sporumuzun başında bulunan Mehmet Atalay Bey’in bu konudaki yaklaşımlarının da yakın tanığıyız. Bu konuda her türlü başarı getirecek çalışmaya açıktır. Bizden hatırlatması; taraflar bir araya gelmek zorundadır. Yoksa “Bir zamanlar bir Süreyya Ayhan vardı” türküsünü üzülerek söylemek zorunda kalacağız. Gerçekten yazık oluyor. Lincoln G.Saray’ı salladı CUMHUR ÖNDER ARSLAN G.Saray’ın yeni ‘10’ numarası Brezilyalı yıldız Cassio de Souza Soares Lincoln, Sarı Kırmızılı takımla 4 yıllık sözleşme imzaladı. Florya Metin Oktay Tesisleri’nde saha içine kurulan özel bir stantta imza atan Lincoln “Ben buraya G.Saray için en iyisini yapmaya geldim. Gerekirse kanımı vermeye geldim” diyerek ne kadar hırslı olduğunu da gözler önüne serdi. Büyük bir kulübün formasını giyeceği için çok mutlu olduğunu belirten yeni ‘10’ numara, “Buraya gelmeyi çok istiyordum. Taraftardan inanılmaz etkilendim. Havaalanında gördüklerim ömrümde ilk kez karşılaştığım bir ortamdı. Taraftara inanılmaz şekilde bağlandım” dedi. denle bir kırgınlık olabilir.” Öte yandan Sarı Kırmızılılar Antalyasporlu Volkan Yaman’ın transferini bitirdi. G.Saray bu transfere karşılık Akdeniz ekibine kaleci Fevzi ve bir miktar para verecek. İkinci Başkan Adnan Polat yine aynı takımdan Ali Bilgin’le de ilgilendiklerini doğruladı. Bu arada G.Saray 20072008 futbol sezonu hazırlıkları için ilk çalışmasını bugün saat 11.00’de Florya’da yapacak. Antrenman taraftarlara açık olacak. Hagi tartışılmaz Lincoln, G.Saray’da giyeceği 10 numaralı formayla ilgili olarak, “Madem ki, 10 numaralı formadan bahsediyoruz Necati ve takım arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. 10 numara olsun, 20 numara olsun, 30 numara olsun; ben bu takımın parçasıyım. Herkes beni Hagi ile karşılaştırıyor. Hagi’den bahsediyorsak, kendisi inanılmaz ve futbol tarihine damgasını vurmuş bir oyuncuydu. F.Bahçe’den Alex’le kıyaslanmak istemiyorum. Dünya futbolundaki en büyük derbilerden biridir, G.SarayF.Bahçe maçı. Ama oyuncuları karşılaştırma taraftarı değilim” diye konuştu. Brezilyalı şunları söyledi: “G.Saray’a gelmemdeki büyük katkı Taffarel’in.Feldkamp’la çalışacağım için çok mutluyum, ortak bir dilde Almanca anlaşacağız. Artık G.Saray ailesine katıldım. Schalkelilerin söylediği beni ilgilendirmez. Schalke’nin benim için iyi şeyler söylemesi beklenemez. G.Saray’a transferim için ben çok bastırdım. Bu ne AMİGOLARA AF ÇIKTI SAMİ GÜREL G.Saray’ın yeni transferi Lincoln’ün imza töreninde 19 Mayıs’taki olaylı F.Bahçe derbisinde gözaltına alınan tribün liderlerinin de tesis içerisinde bulunması gözlerden kaçmadı. Sarı Kırmızılı taraftarların idman sahasındaki imzaya alınmadığı törende bu isimlerin adeta ‘elini kolunu sallayarak’ hareket etmesi dikkat çekti. Zaman zaman tesislerden sorumlu isimlerle konuşan tribün liderleri, uzun süre Florya’da kaldı. Törene alınmayan yaklaşık 500 taraftar daha sonra kapıların açılmasıyla koşarak içeri girdi. İmza sonrası tesis binasının balkonuna çıkan Lincoln burada Sarı Kırmızılı taraftarlara tişört ve atkı dağıttı. Brezilyalı, ürünleri taraftara atarken saha içindeki kalabalık arasında izdiham yaşandı. Daha sonra taraftarlar “Lincoln bize sarı desene” şeklinde tempo tuttu. Bu isteği Genel Menajer Mustafa Turgun Lincoln’e tercüme etti. ‘10’ numara da taraftarları kırmayarak “Sarı” diye bağırdı. Lincoln daha sonra yöneticilerle yemek yedi. Futbol komedisi Futbol Federasyonu’nun mali genel kurulu bugün sona eriyor. Bazı kuluplerimiz Başkan Haluk Ulusoy’u değiştirmek istiyorlar, bu hususu türlü vesilelerle beyan ediyorlar. Oysa bu istek kulüplerden değil, hükümetten geliyor. Bu nedenle de tepki oylarıyla Ulusoy koltuğunda kalıyor ve hatta yeri sağlamlaşıyor. Ulusoy değişse ne olur? Değişmese ne olur? Ortada somut bir konu da yok. Geçmiş yılların hesabı yargıda. Görünen önemli konu, yabancı oyuncuların oynamalarının serbest bırakılmasıdır. Abdülkadir Yücelman kardeşimle telefonda konuşuyorduk. Dedi ki, “Bu yabancı oyuncu konusunda en fazla direnen F.Bahçe oluyor. Elde var 6 yabancı oyuncu, Marco Aurelio ve yeni alınan Wederson da Türkleşti. Etti 8, geriye kaldı 3 oyuncu. Onu da versinler, bitsin bu kavga. ” Sahi ne dersiniz? CUMHURİYET 18 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle