16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2007 CUMARTESİ 6 HABERLER Soruşturma genişliyor Ümraniye’de bir gecekonduda ele geçirilen patlayıcılarla ilgili soruşturmanın, Danıştay saldırısı ve gazetemize atılan bombalarla ilgili yürütülen dava dosyası ile irtibatlı olabileceği üzerinde duruluyor Magandalar düğünde ? KULU (AA) Konya’nın Kulu ilçesine bağlı Belçerşah beldesindeki bir düğünde silahla havaya ateş açılması sonucu İbrahim K. (10) ve Doğan K. (11) kardeşler yaralandı. İbrahim K. ve Doğan K, Kulu Devlet Hastanesi’nde yapılan ilk müdahalenin ardından, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Olayla ilgili soruşturma başlatan jandarma, havaya ateş açan kişinin kimliğini belirlemeye çalışıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay’a ve gazetemize yönelik saldırılar ile İstanbul Ümraniye’de ele geçirilen el bombaları arasında bir bağlantı olup olmadığının araştırılmasına karar verdi. Yüksek Yargıç Mustafa Yücel Özbilgin’in yaşamını yitirdiği Danıştay saldırısı ile gazetemize yönelik bombalı saldırıya ilişkin davanın dünkü oturumuna, tutuklu sanıklar Alparslan Arslan, Erhan Timuroğlu, Aykut Metin Şükre, Süleyman Esen, Osman Yıldırım, İsmail Sağır, Tekin Irşi ve avukatlarıyla, saldırıda hayatını kaybeden Özbilgin’in avukatları ve gazetemiz avukatı katıldı. Savcı sanıkların cezalandırılmasını istedi Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, Ümraniye’de bir gecekonduda bulunan 27 el bombası, TNT kalıpları ve fünyelere ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’nce yürütülen soruşturmanın, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine atılan bombalarla ilgili yürütülen dava dosyası ile irtibatlı olabileceği ihtimali üzerine mahkemece resen soruşturmanın genişletilmesi yoluna gidileceğini bildirdi. Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci, soruşturmanın genişletilmesi yönündeki takdirin mahkemeye ait olduğunu belirterek daha önce verdiği esas hakkındaki mütalaa doğrultusunda sanıkların cezalandırılmasını istedi. Gazetemiz avukatı Bülent Utku, daha önce gazeteye atılan bombaların nereden ve nasıl temin edildiğinin açıklanması yönünde soruşturmanın genişletilmesi isteminde bulunduğunu anımsatarak bu taleplerinin de dikkate alınmasını istedi. Özbilgin ailesinin avukatı ve Danıştay Başkanlığı’nın avukatı da soruşturmanın genişletilmesi yönündeki kararın mahkemenin takdirinde olduğunu söyledi. Evraklar istendi Sanık Süleyman Esen’in avukatı Mehmet Ener ise Cumhuriyet gazetesine atılan bombaların araştırılması yönünde daha önce verdikleri soruşturmanın genişletilmesi talebinin göz önünde bulundurulmasını isteyerek mahkemenin resen aldığı karara katıldıklarını belirtti ve müvekkilinin tahliyesini istedi. Sanıklar Osman Yıldırım, Aykut Metin Şükre ve Tekin Irşi’nin avukatları da müvekkillerinin uzun zamandır tutuklu bulunduğunu ifade ederek tahliye talebinde bulundu. Mahkeme Başkanı Karadeniz, Danıştay’a saldırı davasının hazırlık soruşturmasında adı geçen emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ile emekli astsubay Mahmut Öztürk hakkında, Ümraniye’deki olayla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği tarafından soruşturma yapılması nedeniyle, her iki olay arasında irtibat olup olmadığının tespiti için İstanbul’daki soruşturmanın onaylı evrak suretlerinin istenilmesine karar verildiğini açıkladı. Karadeniz, sanık avukatları ile davaya müdahil olarak katılan Cumhuriyet gazetesi, Danıştay Başkanlığı ve Özbilgin ailesinin avukatlarının, soruşturmanın genişletilmesi yönündeki taleplerinin reddine karar verildiğini kaydetti. Tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına da karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi. TNT kalıpları ve fünyelere ilişkin soruşturma sürüyor İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Cumhuriyet savcısının talimatı üzerine, Çakmak Mahallesi Güngör Sokak’taki bir gecekonduda ele geçirilen 27 adet el bombası, TNT kalıpları ve fünyelere ilişkin soruşturmayı sürdürüyor. Soruşturma kapsamında, Danıştay saldırısı davasının hazırlık soruşturmasında gözaltına alınan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, emekli astsubaylar Oktay Yıldırım ve M. Öztürk ile ev sahibi Mehmet Demirtaş ile Ali Yiğit tutuklanmıştı. İstanbul’daki soruşturma kapsamında tutuklanan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Danıştay 2. Daire başkan ve üyelerine yönelik silahlı saldırı olayının hazırlık soruşturması sırasında gözaltına alınmış ve tutuklanması istemiyle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hâkimliği’ne sevk edilmişti. Nöbetçi hâkimlikte ifadesi alınan Tekin, da CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU ‘Derin Türkiye’ İyi ki Var… Ülkenin bugünkü Başbakanı’nın ağzından çıkan sözler sıradan bir yurttaş tarafından söylenmiş olsa üzerlerinde durulmaya değmeyebilirdi. Fakat ne yazık ki bunları Başbakan titri taşıyan biri söylemekte. Bir an için İngiltere Başbakanı’nın Iraktaki İngiliz askerinin sayısını önce birkaç kat daha az söylediğini, bir gün sonra özür bile dilemeden, dilim sürçtü filan demeden doğru sayıyı dile getirdiğini düşünün. Böyle bir başbakan hakkında, ciddiyet, akıl sağlığı başta olmak üzere, toplumda kaygılar ve kuşkular uyanmaz mı? Diyeceksiniz ki bu kaçıncı gaf, kaçıncı dil sürçmesi, kaçıncı ciddiyetsizlik ve karşılığında kaçıncı ağır eleştiri, kaçıncı uyarı,alanlarda dile getirilmiş kaçıncı tepki.. Türkiye toplumu daha ne yapsın! Böyle düşünenler haklı olabilir. Fakat bu haklılık, Başbakanlık makamında bulunan kişi başta olmak üzere, siyasal yönetimin ülkemiz için oluşturduğu tehdidi, sıkıntıyı, tehlikeleri azaltmıyor, göz ardı edilmesini gerektirmiyor. Bundan başka, kırık dökük söz parçalarını birleştirdiğiniz zaman, ürkütücü bir “ideolojik” bütünlük oluşturduğunu da görebiliyorsunuz… Birçok kişi gibi benim de ilk kez duyduğum “derin Türkiye” sözü bunlardan biri… ??? Başka bir bağlamda söylenmiş olsa, böyle bir tanım ülkem adına beni sevindirebilirdi. Başka yazar arkadaşların da değindiği gibi “derinlik” kavramı “sığlık”, “yüzeysellik” kavramlarının karşıtıdır. Derinliği olan bir ülke, yapay olarak oluşturulmamış, gerçekten var olan, kimlik sahibi bir ülke demektir. Türkiye elbette derinliği olan bir ülkedir. Ben kendi ülkemin, ABD başta olmak üzere, birçok “Batı” ülkesinden de daha çok derinlik sahibi olduğuna inanıyorum. İnanmanın ötesinde, bunu hem kültür tarihi bilgilerimle, hem kişisel yaşantılarım ve gözlemlerimle biliyorum… Yüzeysel din bilgisi sınırının ötesinde başkaca derinlikli bir kültür sahibi olduğu kuşkulu birinden, Türkiye’nin derinliğinin bilgisine de duygusuna da sahip olması beklenemez… Öyleyse bu “derin Türkiye” sözü nereden çıktı? “Vatan” gazetesindeki bir haberden, bu deyimin 2004 yılında “Zaman” gazetesindeki bir yazıda “inançlı kesim” için kullanılmış olduğunu öğrendim. Demek ki patent Başbakan’a ait değil… Başbakan oradan aldığı bu sözü, “AKP’nin önünü kesmeye çalışan Türkiye”yi adlandırmak için kullanıyor… “Vatan”ın konuya ilişkin sorusunu yanıtlayanlardan Prof. Dr. Ahmet İnsel, “derin Türkiye” sözünün “Anadolu’da, kasabalarda gelenek ve göreneklerine bağlı, muhafazakâr kesim”i, ülkenin “taşra tabanı”nı tanımladığını düşünüyor ve Başbakan’ın “cehalet” ve “kafa karışıklığı” nedeniyle, deyimi hatalı kullandığını belirtiyor… Prof. Dr. Şerif Mardin’e göre de “bazen içinden nasıl geliyorsa öyle konuşan” Başbakan’ın “her cümlesine bu kadar dikkat etmemek lazım”… Doğrusu ben söz konusu deyimin, rasgele, içten gelme kullanılmış olduğunu düşünmüyorum. Aynı soruyu yanıtlayanlardan Deniz Baykal’ın sözleriyle, Başbakan’ı rahatsız eden, “aslında bütün Türkiye”dir… “toplumun temelinden, halktan” bu Başbakan’a ve partisine karşı yükselen “direnç”tir… “Başbakan’ın terör karşısındaki tavrını, milli birlik konusundaki tutumunu kabul etmeyen Türk milleti”dir… “Derin Türkiye” sözünü kullandığı söyleşide yine 36 etnik kimlikten söz eden, böylece de birleştirici “Türk” kimliğini yine bu kimliklerden biri, bir alt kimlik olarak göstermekte ısrar eden kişi, nasılsa Başbakanı olduğu ülkenin belki de ilk kez karşılaştığı derinliği karşısında belli ki korkuya kapılmış. Bu korkusunda haksız değil. Türkiye gerçekten de, bu gibi sığlıkların ve arkalarındaki sahte derinliklerin üstesinden gelebilecek derinlikte bir ülkedir… Not: Cumartesi yazılarımı genellikle perşembeleri yazar, gazeteye cuma öğleden önce göndermiş olurum. Ali Sirmen, “derin devlet” kavramını işlediği perşembe günü yayımlanan yazısının son cümlesinde, cuma günü de “derin Türkiye” kavramını irdeleyeceğini belirtiyordu. Şu anda cuma ve sabahın çok erken saati. Sevgili dostumun yazısını internette okudum ve esas olarak (kimi yerde neredeyse kelime kelime) aynı şeyi yazmış olduğumuzu gördüm… Yine de yazımı göndermek zorunda olduğum gibi, bu benzerlikte bir sakınca da görmüyorum. Böylece hem bir kavramı daha pekiştirmiş oluyoruz, hem de çok sevdiğim değerli bir yazardüşünür arkadaşımla düşünce kardeşliğimizin altı çizilmiş oluyor. A.B. Kuyumcu soygunu ? İstanbul Haber Servisi Beyazıt’ta bir handaki 3 kuyumcu atölyesine giren hırsızlar, yaklaşık 200 bin YTL değerindeki altınları çalarak kayıplara karıştılar. Kapalıçarşı yakınında Tığcılar Sokak’taki Mercan Han’a gece saatlerinde giren kimliği belirsiz kişiler, 3 ayrı kuyumcu atölyesinde tezgâhların üzerinde ve çelik kasalarda bulunan altınları alarak kaçtı. Olayı sabah işyerlerini açınca fark eden dükkân sahipleri, kuyumcu atölyelerinden yaklaşık 200 bin YTL değerinde altının çalındığını belirttiler. Yüksek Yargıç Mustafa Yücel Özbilgin’in yaşamını yitirdiği Danıştay saldırısı ile gazetemize yönelik bombalı saldırıya ilişkin davanın dünkü oturumunda, tutuklu sanıklardan Alparslan Arslan da hazır bulundu. Uyuşturucu operasyonları ? İstanbul Haber Servisi Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Dolapdere’de bir kişinin üzerinde yaptıkları aramada 40 gram kokain maddesi ele geçirdi. Şüphelinin ifadesi üzerine de, bir kişi daha 1 kilo 250 gram kokain maddesiyle gözaltına aldı. Afrika uyruklu oldukları ifade edilen 2 şüphelinin, kapsüller halindeki kokaini midelerinde saklayarak yurtdışından Türkiye’ye soktukları belirtildi. Tarlabaşı’ndaki bazı evlerde yapılan operasyonlarda da, 3 şüpheli gözaltına alındı. Bu kişilerin evlerinde yapılan aramalarda 5 bin 300 adet extacy hap, 50 gram kokain ve 2 kilo 500 gram esrar maddesi ele geçirildi. Samsun’da ‘A Takımı’ operasyonu kapsamında yargılanan AKP’li yöneticilerin 49 yıl hapsi isteniyor Dava seçim sonrasına kaldı CEMİL CİĞERİM SAMSUN Samsun’da “A Takımı” operasyonu kapsamında yargılanan AKP’li Büyükşehir Belediyesi yöneticilerinin, belediyeye ait taşocaklarından çıkan malzemelerin başka bir müteahhide ait gösterilerek ihaleyle yeniden satın alındığı ortaya çıktı. Operasyonda yargılanan AKP’lilerin partiden ihraç edilmesi konusu da seçim sonrasına ertelendi. Samsun’un AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Belediye Başkan Vekili Adnan Bahadır, Belediye Genel Sekreteri Kenan Şara, Genel Sekreter Yardımcısı Sefer Arlı, AKP İl Başkan Yardımcısı Fikret Kademoğlu, Büyükşehir Belediyesi ihalelerini alan yüklenici Hasan Uçak, Büyükşehir Belediyesi SASKİ Genel Müdürü Coşkun Öncel başta olmak üzere diğer belediye yöneticileri ile bazı işadamlarının da aralarında bulun duğu 43 kişi “zincirleme suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarının ihalesine fesat karıştırmak”, “rüşvet almak”, “icbar suretiyle irtikap”, “zimmet”, “rüşvete aracılık”, “rüşvet vermek”, “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamak” suçlarından Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacaklar. Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede Belediye Başkanı Yılmaz ve tutuklu Adnan Bahadır, Kenan Şara, Sefer Arlı, Hasan Uçak ile birlikte toplam 43 kişinin 9 yıldan 49 yıla kadar değişen hapisle cezalandırılması istendi. İddianamede çarpıcı bilgiler İKİ CANLI BOMBA İZMİR’DE Sanık avukatları doktor raporu istedi Rüşdi’ye nişan tepkisi ? İstanbul Haber Servisi AKP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Lokali’nde düzenlediği basın toplantısında, İngiltere Kraliçesi’nin doğum yıldönümü dolayısıyla, İngiltere resmi yetkililerinin hazırladığı “şövalyelik nişanı” ödülü alanların listesinde yazar Salman Rüşdi’nin de bulunmasının kamuoyunda şaşkınlık ve üzüntü yarattığını bildirdi. Hedefleri Ankara ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Jandarma Genel Komutanlığı, “eylem hazırlığındaki 2 canlı bomba” konusunda emniyet birimlerini uyardı. Halen İzmir’de bulundukları belirlenen canlı bombaların hedeflerinin Ankara olduğu da belirtildi. Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Harekât Daire Başkanlığı’na gönderilen Jandarma Genel Komutanlığı yazısında, PKK/KongraGel terör örgütü militanları “Mustafa Pehlivan sahte kimlikli Sahan Hizan kod adlı Akif Özdemir ile Orhan Basutçu” adlı teröristlerin bir hafta önce İzmir Bornova’ya geldikleri kaydedildi. Jandarma istihbarat raporunda, teröristlerden Akif Özdemir’in 1112 Haziran 2007 tarihinde ulusal ve görsel basında yer alan 4 kişilik terör örgütünün, canlı bomba timinde bulunduğuna dikkat çekilerek “Patlayıcı miktarı tespit edilememiştir” denildi. İntihar eyleminde ölen canlı bomba Güven Akkuş ile aynı grupta yer alan “Aziz”, “Zeynel” ve “Selim” kod adlı intihar eylemcilerinin ise halen Ankara’da bulunduğu bildirilen aynı yazıda, bu kişilerin de hedefinin başkentin stratejik yerleri olduğu ifade ediliyor. Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’nın bu uyarı yazısı üzerine harekete geçen Emniyet Genel Müdürlüğü, hafta içinde Ankara Emniyet Müdürlüğü’nü de harekete geçirdi. İtirafçı esrar içip ifade verdi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da “örgüte yardım ve yataklık” suçlamasıyla yargılanan 3 kişinin davasında, tanık olarak dinlenen itirafçı, sabah esrar içerek mahkemeye geldiğini söyledi. Sanık avukatları tanığın ifadelerinin kabulü için doktor raporu istedi. Haklarında 5 yıldan 10 yıla kadar hapis istemiyle örgüt üyeliği suçlamasıyla dava açılan Murat Yıldırım, Gökhan Baytar ve Ferhat Şimdi’nin yargılanmalarına, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Oturumda yakalandıktan sonra itirafçı olan Mehmet Ulucuçay da tanık olarak dinlendi. Örgüte katılmak için Diyarbakır’a geldiğini ve sanıkların kendisini değişik evlerde 1.5 ay kadar sakladığını anlatan Ulucuçay, Van’dan sınırı geçip Kelareş kampına gittiğini söy ‘Kung Fu’ İstanbul’da ? İstanbul Haber Servisi “The Masters Of Shaolin Kung Fu” grubu, 26 Haziran Salı günü İstanbul Arena’da sanatseverlerle buluşacak. Etkinlikte Shaolin rahiplerinin tarihi, felsefesi ve Kung Fu ışık gösterisiyle anlatılacak. Ayrıntılı bilgi almak isteyenler 0212 275 38 70 numaralı telefonu arayabilirler. İddianamede Hasan Uçak’ın aldığı 48 ayrı ihaleyle ilgili de çarpıcı bilgilere yer verildi. Belediyeye ait taşocaklarından çıkarılan malzemelerin Uçak’a ait gibi gösterilerek belediyenin yeniden ihaleyle aldığına dikkat çekilen iddianamede, şöyle denildi: “Hasan Uçak’ın belediyeye, belediye taşocağından çıkardığı taşları 13 ayrı taş, temel malzeme, dolgu malzemesi alım ihaleleri ile 12.10.2004 tarihinden 23.01.2007 tarihine kadar kendi malzemesiymiş gibi toplam 963.150,90 YTL’lik malzeme verdiği, belediye başkan, başkan yardımcısı, genel sekreter ve genel sekreter yardımcısının da bu durumu bilerek bu malzemeleri aldıklaledi. Ulucuçay, parı; oysa belediyeye ait tara ve evlenme vaşocağındaki malzemeleadiyle kandırıldığırin koruma ve gözetimi ile nı da iddia etti. belediye üst düzey yöneSanıklardan Ferticilerinin yükümlü olduhat Şimdi ise Uluğu, bu şekilde belediye cuçay’ı hiç tanımataşocağındaki malzemedığını, ifadelerinin lerin Hasan Uçak’ın zimçelişkili olduğunu metine geçirildiği, yine ve tanığın daha öntoplanan delillerden Haceki ifadelerinde essan Uçak’ın belediyeye rar içtiğini söylediait ocaktan çıkardığı taşğini anlattı. Bunun ları kendi inşaatlarında üzerine itirafçı Uluda kullandığı ve bu taşocuçay esrar içtiğini caklarını kendi taşocakkabul etti. larıymış gibi işlettiği anDuruşmaya gellaşılmaktadır.” meden önce de saİddianamede, değeri 120 bah bir tane esrarlı sigara içtiğini belirten milyon YTL olan yeni otoUlucuçay, “Ancak ne söylediğimin fargarın 23 milyon YTL’ye kındayım” dedi. Sanık avukatı Servet satılması konusuna da deÖzen ise tanığın bu haliyle ifade vermesiğinildi. ne itiraz etti. Özen, sanığın söylediklerinin Hiçbir piyasa araştırmafarkında olup olmadığının belirlenmesi sı yapılmadan çıkılan ihaiçin doktora gönderilmesini talep etti. Mahleye sadece bir firmanın keme heyeti ise tanığın sabah saatlerinde katıldığının altının çizildiiçtiği esrar nedeniyle doktora sevkine geği iddianamede, ihale ve rek olmadığına ve sanıkların tutukluluğunun mali tespit komisyonlarının devamına karar verdi. da aynı kişilerden oluştuğu belirtildi. ataolb?cumhuriyet.com.tr. Faks: (0212) 513 85 95 Silahlar ve oylar ? Dış Haberler Servisi İngiliz Economist dergisi, 22 Temmuz seçimleri öncesinde Türkiye’nin güneydoğusunda gerginliğin arttığı ve Türkiye ve Irak’taki Kürtlerin giderek birbirine yaklaştığı değerlendirmesine yer verdi. Dergide yayımlanan ‘’Silahlar ve Oylar’’ başlıklı makalede, Mesud Barzani lideriğindeki Kürdistan Demokrat Partisi’ne bağlı peşmergelerin PKK’ye karşı savaştığı günlerin geride kaldığı, Barzani’nin artık PKK’ye karşı sınır ötesi harekât düzenlemek isteyen Türk Ordusu’na karşı çıktığına dikkat çekildi. ‘’Kürtler her yerde birleşiyor’’ ifadesine yer veren dergi, ‘’Türkiye’de ordunun sınır ötesi harekât konusunda asıl hedefinin Kuzey Irak’taki yarı bağımsız Kürt yönetimi olabileceğini’’ öne sürdü. “ABD’nin muhalefeti ve güneydoğudaki Kürt oylarının farkında olan Başbakan Erdoğan’ın tavrı nedeniyle en azından 22 Temmuz’dan önce Kuzey Irak’a harekât düzenlenmesi olasılığının bulunmadığını’’ yazan dergi, buna karşın Türk ordusunun Irak sınırındaki yığınağının devam ettiğini vurguladı. Yazıda, ‘’PKK tarafından öldürülen her Türk askerinin, Türklerin demokrasi ve AB’ye duydukları hevesin devamını güçleştirdiği’’ de kaydedildi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle