23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada sendi. Beklentinin gıdası umut! RTE’nin Genelkurmay Karargâhı’nı ziyaret edeceği haberiyle kamuoyu bir kez daha dalgalandı. Sınır ötesi operasyon olasılığı birden değer kazandı. Genelurmay’dan sonra RTE’nin, MİT Müsteşarı ile görüşmesi, siyasetten çekilme kararı almasına karşın hâlâ Başbakan Yardımcılığı görevini sürdüren Abdüllatif Şener’i ABD Büyükelçisi Ross Wilson’un ziyareti ve Şener’in Cumhurbaşkanı’ndan acele görüşme isteminde bulunması... hemen her çevreyi sınır ötesi operasyonun ha başladı, ha başlayacağı beklentisine yöneltti. Oysa bu gelişmeleri bir araya getirerek operasyonun gerçekleşeceğini varsaymak olanaksızdı. ??? Olanaksızdı; zira operasyon girişiminin davul zurna ile ilan edilemeyeceğini söyleyen bir başbakan vardı huzurumuzda ve bu başbakan, davul zurna ile ilan edilemeyeceğini söylediği operasyonu yapabilmek için öncelikle TBMM’nin iznine gereksinildiğini söylüyordu. Böylece, TBMM’ye izin almak için başvurduğu gün ele güne K.Irak’a sınır ötesi operasyon yapacağımızı ilan etmiş olacağını düşünmeden konuşuyordu. Operasyon kararı alsa... Hükümet, bu kararını herhalde ABD’ye ve Çankaya’ya, RTE’nin yüzüne ülkeyi doğru dürüst yönetemediğini söyleyerek siyasetten ayrılan Abdüllatif Şener aracılığıyla on beş dakika süren görüşmede bildirmezdi. Heyecanlı haberler arasında RTE’nin, Şener’in ABD Büyükelçisi ile hangi konuyu konuştuğundan ve Çankaya Köşkü’ne çıkmasından haberi olmadığını açıklayan kısa demeci yer almadı, adeta gözlerden kaçırıldı. Medya, operasyon olasılığına kilitlenmişti bir kere. Bu olasılığı gölgeleyecek hiçbir haberi ne görmek ne de yaymak istiyor. ??? İki üç gün önce Hudson saçmalıkları üzerinden askeri suçlayan Gül Abdullah’la birlikte Genelkurmay Karargâhı’na gitmesindeki nedeni açıklayan sözlerini şaşırtıcı bulanlara da RTE hemen yanıt yetiştirdi. Dediğine göre iki saat süren ziyaretin nedeni askerle hükümet arasındaki “eşgüdümün” arızasız sürdüğünü ve süreceğini, hiçbir konuda “görüş ayrılığı olmadığını” kanıtlamakmış! Kuzey Irak’taki Kürt aşiretleri ile görüşerek PKK sorununa çare aramakta iken askerin taaa Washington’dan PKK’ye her açıdan yardımcı olan aşiret reisleriyle konuşmayacağını açıklamasından sonra ilk sözlerinden tornistan eden sanki RTE değil. Askerin K.Irak’a operasyonun zorunlu olduğunu ve yararlı olacağını açıklamasından sonra içerideki 5 bin PKK’liyi halletmeden sınır ötesi harekâta ne gerek var diyen RTE değil de sanki asker... Askerin terorizmle mücadele edebilmek için İngiltere gibi ülkelerde bile ağırlaştırılan yasal önlemleri güvenlik güçlerinin elini kolunu bağlayan terorizmle mücadele yasasına getirmek gerektiğini irdeleyen açıklamalarına... Başbakanlık’ta terörle mücadeleyi adım adım izleyecek bir müsteşarlık kurulmasını içeren önerisine kulak asmayan, sanki bir süre önceki RTE değil de bugün askerle eşgüdüm içinde olduklarını, aralarında görüş ayrılığı olmadığını söyleyen bugünkü RTE. ??? Cumhuriyet’te dün operasyona öteki gazetelerden farklı bakan bir haber vardı. TSK, “Irak’a girmenin kaçınılmaz olduğunu, zamanlama hatası yapılmamasını, şayet bu öğelere dikkat edilmezse ileride geri dönülmez bir noktaya gelinebileceğini”, operasyona karşı çıkmasından korkan hükümete “ABD’nin yolda ikna edilebileceğini” bildirmiş... K.Irak’a giren Türk askerine ABD’nin askerle karşı çıkması söz konusu olamaz. Subayımızın başına çuval geçiren Amerikalının dost ve müttefik ve hatta stratejik ortak saydığı Türkiye’ye reva gördüğü bu muamele hâlâ toplum vicdanını sızlatıyor. Askerimizin çuval olayını unuttuğu da sanılmamalı. Üstelik, K.Irak’a terör yuvası PKK’yi yok etmek amacıyla giren askerimize, terörle mücadeleyi dünya çapında sürdürdüğünü ve sürdüreceğini ilan eden ABD silahla engellemeye kalkışabilir mi? ABD’nin Türk askerini K.Irak’ta silahla karşılaması ABD’nin ulusal yararları açısından ABD hesabına çok daha vahim sonuçlar doğurabilir. RTE bile bu sonucu engelleyemez. Böyle bir durum ABD’nin Türkiye ile dostluk ilişkilerine telafisi olanaksız darbeler vuracağı gibi, Türk halkını da tamamen yitirmesine neden olacaktır. O zaman yeni bir dünya kurulur ve Türkiye herhalde o dünyada yerini alır. C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: BülentYener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 3.23 Güneş: 5.25 Öğle: 13.13 İkindi: 17.11 Akşam: 20.49 Yatsı: 22.40 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi BasımYayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 23 HAZİRAN 2007 Irak hava sahası ABD kontrolünde olduğu için PKK’yi havadan vurmak zor GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Hava sahası açmazı BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) terör örgütü PKK’ye yönelik yürüttüğü mücadele, sınırın sıfır noktasında yürütülmekte olan tatbikatlar gündemdeki sıcaklığını korurken, AKP hükümetinin Irak politikasındaki başarısızlığı nedeniyle Kürt grupların kazanmakta olduğu diplomatik mevziler Türkiye’nin olası bir operasyonda sıkıntıya girmesine neden olabilecek. Irak uzmanlarının ve yabancı diplomatik kaynakların değerlendirmelerine göre, Türkiye sınırlı bir hava operasyonu ile PKK’yi vurma kararı alırsa, Irak hava sahası “CAA” (Civil Aviation Autorithy) ABD’nin elinde bulunduğu için bu konuyu direk Washington yönetimi ile ele almak durumunda kalacak. ABD’nin, Türk uçaklarının Irak hava sahasını kullanmasına izin vermemesi durumunda Türkiye, PKK mevzilerini havadan vuramayacak. Böylece, ancak bir kara harekâtı ile PKK’ye darbe vurulması gündeme gelecek. ABD güçlerinin, özellikle Irak’ın kuzeyindeki güvenliği fiilen Kürt güçlere bırakmış olması nedeniyle olası bir kara operasyonunda böyle bir sıkıntı bulunmuyor. Bu noktada Türkiye’nin resmi muhatabı Bağdat yönetimi olacak. Ankara, 9 Nisan’da verdiği gerek BM Güvenlik Konseyi kararlarından gerekse uluslararası hukuktan doğan haklarını ortaya koyduğu notasıyla da, PKK’nin Irak’taki varlığından Bağdat yönetimini sorumlu tutmuştu. Kulis merkezleri... Öte yandan, Kürtlerin Irak Anayasası’nın bölgelerin yetkilerini düzenleyen 121. maddesinin, “Kültürel, sosyal işler ve kalkınmayı takip etmek üzere Irak Büyükelçiliklerinde ve diplomatik misyonlarında bölgeler ve vilayetler için ofisler açılır” yönündeki 4. fıkrasına dayanarak yabancı ülkelerde temsilcilik açma girişimi AKP hükümetinin Irak Anayasası’nın hazırlanması aşamasında, gerekli müdahalelerde bulunamamış olduğunu da ortaya koydu. Kürtler, Irak Anayasası’na koydurdukları bu madde ile yabancı ülkelerde resmen temsil edilmelerinin önünü açarken Türkiye diplomatik alanda mevzi kaybetmiş oldu. TSK’nin olası bir operasyonunda, Kürtlerin yabancı ülkelerdeki temsilciliklerinin, Türkiye aleyhine önemli kulis faaliyeti yürütmesi söz konusu olabilecek. Bu da hem Türkiye’nin operasyonunun haklılığının sorgulanmasına neden olurken hem de Kürtlerin Irak’ın kuzeyindeki yapılanmasının uluslararası alanda önünü açacak. Terör örgütüne Batı’dan destek ? Baştarafı 1. Sayfada F16’lar Gaziantep’te Türk Silahlı Kuvvetleri Gaziantep Havaalanı’nda da 4 adet F16 savaş uçağını konuşlandırdı. Uçaklar eski terminal binasının önündeki apronda kurulan 4 hangarda tutuluyor. Bu terminal binasının Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından Türk Hava Kuvvetleri’ne tahsis edildiği, teknik donanımın oluşturulma çalışmalarının sürdüğü belirtildi. raflarda kendilerine güçlü bir imaj vermeye çalışan teröristlerin pozları tüm dünyaya servis edildi. Boş durmayan terör örgütünün İran’daki kolu PJAK da Alman devlet televizyonu ARD ekibini Kandil’de ağırladı. ARD Kandil’de çektiği görüntüleri ve terör örgütü lideri olduğu belirtilen Hacı Ahmedi ile yapılan bir röportajı “Monitör” adlı bir programda yayına getirdi. Köln’de yaşayan Ahmedi ARD’ye yaptığı açıklamada, terör örgütünün ABD ve Batılı devletlerden yardım aldığını itiraf etti. Ahmedi, “Kampımıza büyük ülkeler yardım ediyor. ABD’li generaller tolerans gösteriyor, kampları ziyaret ediyor. Bizim Irak’ta olmamız, ABD için avantaj. Azerbaycan’dan aşağı kadar olan bölgeler bizim kontrolümüzde” dedi. Alman hükümetinin de kendisinden ve faaliyetlerinden haberdar olduğunun altını çizen Ahmedi, Avrupa ve Türkiye’den kamplarına gelen gençler olduğunu iddia etti. Alman istihbarat servisinin “gözetimimiz altında” dediği Ahmedi’nin yaşadığı Köln’den ayrılıp sık sık PJAK kamplarına gidip eğitim verdiği de öne sürüldü. Programda televizyon ekibinin girdiği PJAK kampından görüntüler ekrana getirilirken kampta bulunan “Sertan” adlı Türk kökenli bir Alman vatandaşı Belçika’daki kampta eğitim aldıktan sonra PJAK’ye katıldığını anlatıyor. Programda ayrıca, kampta eğitim gören teröristlerin İran’a gidip, devlet büyüklerine ve generallere suikast düzenleme ve terör eylemi planları içinde olduğu belirtildi. Köstebek Barkey mi? YILMAZ POLAT WASHINGTON Washington’daki Hudson Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunda geçen hafta yapılan bir toplantıda tartışıldığı belirtilen “Türkiye’ye ilişkin felaket senaryoları”nı basına kimin sızdırdığı araştırılıyor. Hudson yetkililerinin, içeriği gizli olmak koşuluyla davetlilere bildirilen toplantıyla ilgili belge ve senaryoları gazeteci Yasemin Çongar’a kimin verdiği konusuna yanıt bulmaya çalıştığı belirtiliyor. Toplantıyla ilgili bilgilerin art niyetli ve yanlı olarak sızdırıldığı sonucuna varan Hudson yetkililerinin, resmi olarak bir isim telaffuz etmese de toplantıyı Çongar’a yakınlığıyla bilinen Henri Barkey’nin aktarmış olabileceği üzerinde durduğu öğrenildi. Enstitü, kuralları gereği toplantıya katılanların listesini açıklamıyor, ancak Barkey’nin katıldığını da yalanlamıyor. İstanbul’da doğup büyüyen Barkey, Lehigh Üniversitesi’nde ders veriyor. Türkiye’de CIA istasyon şefliğini yapan ve “ılımlı İslam modelini” savunan Graham Fuller’in yakın çalışma arkadaşı olan Barkey, Fuller’le birlikte PKK lideri Abdullah Öcalan’la İtalya’dayken görüşmek için Roma’ya gitmişti. Barkey, PKK’nin ABD’deki temsilcisi Kani Gulam’a ABD’de kalması için referans mektubu da yazmıştı. Bir süre ABD Dışişleri Bakanlığı’nda çalışan Barkey, CIA ve Pentagon için Türkiye raporları yazarken eşi Elen Barkey de CIA’de görev yaptı. Barkey, AKP’ye yakınlığı ve “ılımlı İslam”a desteğiyle tanınıyor. 2003’teki İkinci Körfez Savaşı, bir başka deyişle Irak’ın işgali sonrasında aynı bölge terör örgütüyle bütünleşmiş hale geldi. Deyim yerindeyse birinci süreçte ekilenler, ikinci süreçte biçilme aşamasında! Gelinen noktada, Irak’ın kuzeyinde, terör örgütü PKK ile buradaki öteki yerel güçler arasında bir ayrımın yapılması da son derece güç. Bu konuda iki temel değişim dikkati çekiyor: 1 Terör örgütünden ayrılan kişilerden yaklaşık 1500’ü Barzani’nin oluşturmakta olduğu düzenli orduya katıldı. 2 Türkiye’ye terör eylemi yapmak üzere Irak’ın kuzeyinden girenlerin yaklaşık yüzde 20’si Irak vatandaşı. Bir bakıma, BarzaniTalabani güçlerinin kontrolündeki kişiler. Bu ortamda soralım: Terör örgütü ile BarzaniTalabani güçleri birbirinden nasıl ayırt edilebilir? Şu aşamada bu sorunun net yanıtını vermek zor. Türkiye’nin terör sorununun boyutları ne yazık ki genişledi! ??? Yukarıda aktardığımız tablonun Başbakan Erdoğan’a defalarca anlatılmış olduğunu tahmin ediyoruz. Son 3 gündür Ankara’daki toplantıların, görüşmelerin merkezini de teröre karşı yürütülecek mücadelenin yöntemi oluşturuyor. Birleşmiş Milletler hukukundan NATO kurallarına kadar uluslararası işleyişin tartışmasız biçimde kabul ettiği bir gerçek var: Hiçbir ülke, topraklarını ve insanlarını tehdit eden bir terör oluşumuna seyirci kalamaz. Bu bağlamda Türkiye, eğer iyi kullanabilirse uluslararası hukuk çerçevesinde her türlü adımı atacak zemine sahiptir. Ankara’da buna ‘hayır, öyle değil’ diyecek bir anlayış yok. Ancak şu da yok: Nasıl bir yol haritası çizilecek? AKP’nin yalpalayan tutumu ne yazık ki, hem terör örgütünü hem de Irak’taki ve öteki ülkelerdeki destekçilerini cesaretlendiriyor. Adeta, biri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, öteki de AKP hükümetinin olmak üzere iki ayrı terörle mücadele anlayışı var. Erdoğan bu izlenimi silmek için attığı her adımda farklılığı derinleştiriyor. Kamuoyuna açıkkapalı bilgilerin ortak paydası ne yazık ki, bu yönde! ??? Önceki günkü Ankara trafiğinin ayrıntıları tam olarak gün ışığına çıkmadı... Biz öngörümüzü paylaşalım: 1 Erdoğan, son dönemde terörle ilgili sözlerinin partisine puan kaybettirdiğini gördü, bunu ortadan kaldırmanın arayışı içinde. 2 Yöntem olarak, Genelkurmay’la ilişkilerin iyi olduğunu göstermenin uygun olacağını düşündü ve bu yönde temas zemini hazırlandı. 3 Başbakan, kendisini öne çıkarıp haklılık kazandıracak bir yöntem hazırladı. Bu yöntemi ABD ile paylaşmış ve ortak bir nokta bulmuş görünüyor. Ancak bunun, askerin, terörü tüm destekleriyle birlikte bitirme hedefine yaramayacağı, sadece AKP’ye yönelik ‘Teröre karşı ne yapıyorsunuz’ sorusunu azaltmaya yeteceği anlaşılıyor! Bazı bilgilere dayalı olarak aktardığımız bu öngörüler, hükümetteki dağınıklığın devam ettiğini ortaya koyuyor. Kim bilir, belki bütün bunlar dağınıklık değil, son derece bilinçli bir yol haritasının parçalarıdır! ankcum?cumhuriyet.com.tr AKP mazotu katladı ? Baştarafı 1. Sayfada ğı rakamlarına göre, litresi 238 YTL civarında satılan Euro Dizel (binek araç mazotu) ürün fiyatının yaklaşık 1.23 YTL’si özel tüketim ve katma değer vergilerinden oluştu. Buna göre Euro Dizel fiyatının yaklaşık yüzde 52’lik kısmını vergiler oluşturmuş oldu. Benzindeki kadar yüksek olmasa da, yüksek vergiler sonucu şişen mazot fiyatları nedeniyle, Türkiye gelişmiş Batı ülkelerine göre 2. en pahalı mazotun kullanıldığı ülke konumunda bulunuyor. Dünkü döviz kuru ile çevrildiğinde, en pahalı mazot fiyatı 2.46 YTL ile İngiltere’de bulunurken İngiltere’nin ardından gelen Türkiye’yi sırasıyla şu ülkeler izliyor: Norveç 2.30 YTL, Fransa 2.21 YTL, İsveç 2.13 YTL, Danimarka 2.10 YTL, Macaristan 2.07 YTL, İtalya 2.06 YTL, Belçika 2.03 YTL, Almanya 2.01 YTL, Hollanda ve İsviçre 2 YTL, İrlanda 1.92 YTL, Polonya 1.88 YTL, Çek Cumhuriyeti 1.86 YTL, Avusturya 1.81 YTL, Portekiz ve Finlandiya 1.80 YTL, İspanya 1.73 YTL, Yunanistan 1.68 YTL, Lüksemburg 1.65 YTL ve ABD 0.99 YTL. ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI olarak Uniter devlet yapımıza sahip çıkmak, PKK’yı lanetlemek, 1. KOŞU: F: Berkcan (3), P: Berkman (4), PP: Foça Poyrazı (8), S: Senkaya (1). 2. KOŞU: F: Akman (1), P: Mirşanhan (4), PP: Bitirim (7), S: Elbeyi (5). 3. KOŞU: F: Farell (8), P: Nittedas (10), PP: Begümhan (5), S: Harbiye (9). 4. KOŞU: F: Best Castle (6), P: Kayasu (1), PP: Cazibeli (9), S: Stone Bull (4). 5. KOŞU: F: Kurtiniadis (2), P: Win River Win (5), PP: Moon Khan (3), S: Gordion (8). 6. KOŞU: F: Alpha Shine (3), P: Alpiko (4), PP: Marlins Image (9), S: DixieLand (6). 7. KOŞU: F: Semih (14), P: Varan (12), PP: Reishan (4), S: ALTILI GANYAN Uçaroğlu 1 8 6 2 3 14 (3). 4 1 4 12 Günün İkilisi: 9 9 4 3. Koşu: 7 5 4 3 8/10.5 Çifte Bahis: 3. 3 7 6 Çifte: 3/2. 6 10 7 şehitlerimizi saygıyla anmak ve sessiz çığlıklarımızı duyurmak için YÜRÜYORUZ. Tarih: 23 Haziran 2007 Cumartesi 10.30 İ.T.Ü. İnşaat Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, öğrenci kimlik kartım kaybolmuştur. Yer: Perpa önünden başlayarak ÇAĞLAYAN İ.T.Ü. İnşaat Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, öğrenci kimlik kartım kaybolmuştur. Hükümsüzdür. Zeynep ANKAY Nüfus Cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Songül YARDIMCI Sahibinden Satılık Daire Ankara Oran Şehri Merkez Bloklarda 2+1 0533.334 50 34 0232.324 20 99 Kalbinizi Koruyun TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/İstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) (10 hat) Faks: (212) 212 68 35 CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle