Katalog

15 HAZİRAN 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 15 Béjart ‘Mevlana’yla İstanbul’da Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’nde yaratıcılıkla coşkuyu bütünleyen ustanın topluluğunu ve gösterisini kaçırmayın... üziğin ilk notalarıyla birlik“M te, şimdiye dek ölü, cansız, yokmuş gibi olan sahne soluk alıp vermeye başladı... Doğadaki tüm varlıklar, bildiğimiz bilmediğimiz, düşlediğimiz düşleyemediğimiz tüm canlılar, yaratıklar, kuşlar, balıklar, böcekler, çiçekler, dikenler, yapraklar otlar, tomurcuklar, bir de insan, insan, insan, yani doğada ne varsa kıpırdanmaya başladı... Önce belli belirsiz usulca, bir aşk uykusundan uyanır gibi... Sonra kendini ve çevresini keşfetmek istercesine ... Soluk alıp veren her şey kendini, çevresini tanıdıkça , doğasını keşfedip anlayınca, farklılıklarını, çelişkilerini de kavradı. Kimisi, farklılıklardan öfke üretip kavga etti; kimisi aşk, sevinç üretip sevişti... Sanki kavga ve aşk kaçınılmazdı. Ama neyse ki mevsimlerden bahardı (ışıktan anladık). Aşk kavgaya üstün geldi. Toprakla gökyüzü arasındaki tüm canlılar daha çok, daha çok sevişti... Toprak ana, tüm tohumları kucakladı, tüm tohumları bedeninin en derinine, en sıcağına aldı... Gebe toprak, doğurgan toprak, yeryüzünün ve gökyüzünün en müthiş, en harikulade mucizesini gerçekleştirdi: Hayatı doğurdu… Sahneye, doğanın, günışığının, insanın ve tüm canlıların sonsuz yaratıcılığı egemendi. Sahneyi izleyen bizlere ise bu yaratıcılığı kutsamak ve bu bahar ayinine katılmak kalmıştı.” Yıl 1988… 16. Uluslararası İstanbul Festivali’nde Béjart’ın “Bahar Ayini” (Stravinsky) eserini izlediğimde yukarıdaki satırları yazmışım… Yıl 2007… Uluslararası İstanbul Müzik Festivali 35. yıldönümünü kutluyor… Dansın efsane ismi Maurice Béjart 80. yaşını kutluyor. Dünyada ve Türkiye’de Mevlana’nın 800. yıldönümü kutlanıyor… Üç kutlamanın bir araya gelişi; HSBC’nin sponsorluğuyla birleşince karşımıza eşsiz bir program çıktı. 151617 Haziran AKM’de. Bu program iki bölümden oluşuyor. Birincisinde Béjart’ın daha önceki işlerinden seçmeler “En iyiler” var. (İşte onlar arasında “Bahar Ayini”ni görünce darun (çevre bilinci ya da HIV virüsü olabilir) ya da evrensel bir tema olsun (filozof bir babanın oğludur) gerçeklik peşinde koşuyor. Her konuya en dolaysız, en yalın, en açık seçik, en şeffaf biçimde yaklaşıyor. Béjart’ın bu yalınlığı nedeniyle kimi zaman “basitlikle” eleştirildiği olmuştur. Kimi eleştirmenler onu “kolaycı” diye nitelemiştir. Ben katılmıyorum. Katılmıyorum, çünkü Béjart için tüm koreografilerinin en önemli yanı, Béjart’ı “Béjart” yapan özellik, seyirciyle kurduğu ilişkidir. Onun sanatı her şeyden önce iletişim kurmanın sanatıdır. Her seferinde sahneyi, alanı, uzamı, zamanı, dansçılarını yeniden ve yeniden biçimlendirerek, ritmi yeniden ve yeniden kurgulayarak, sahneden seyirciye geçen elektrik akımını, enerjiyi yeniden yaratıyor. Sahneyle seyirci arasında müthiş bir sinerji yaratıyor. Bu sinerjinin adı: Coşku! Gelelim İstanbul Programına: Programın ilk bölümü “Aşk ve Dans” adını taşıyor. “Bahar Ayini”nin yanı sıra, yine Béjart’ın unutulmaz eserlerinden olan “Romeo ve Juliette”ten, “Heliogabale”, “Viyana Viyana” , Teodorakis’in “Yunan Dansları”ndan bölümler içeriyor. Fransız şarkı geleneğinin iki büyük ustası, iki ozanın, Jaques Brel ve Barbara’nın şarkılarıyla oluşturduğu, onlar üzerine kurduğu dans da bu ilk bölümde… Merakla beklediğim “RumiDua ve Dans” başlıklı Mevlana’ya adanmış en yeni eseri ise dünyayı dolaşmadan önce ilk kez İstanbul’da gösteriliyor. Eser beş bölümden oluşuyor: “Rumi”, “Üç Gül”, “Alev”, “Gülistan” ve “Alevin Gülü”… Müziklerin bir bölümü Kudsi Erguner imzasını taşıyor… Kaçırılmaması gereken bu gösteriyi beklerken, Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’nin 35. yaş gününü kutluyor, bu şöleni İstanbul’a taşıyan HSBC Bankacılık’a teşekkür ediyorum. [email protected] faks: 0212. 257 16 50 KEDİ GÖZÜ VECDİ SAYAR Venedik Bienali Geçen hafta, Venedik Bienali’nin açılış gümbürtüsü içinde fırsat bulup yazamamıştım. Bari, sıcağı sıcağına izlenimlerimi aktarayım… Bu yıl 52.’si düzenlenen Venedik Bienali’ni, çağdaş sanat alanının ‘Cannes’ı olarak nitelendirmek olası. Birkaç yönden koşutluklar var aralarında. Bir defa, çağdaş sanat ortamının güncel ‘trend’leri (yani eğilimleri) burada tescilleniyor, modalar buradan tüm dünyaya yayılıyor. Yani, çağdaş sanata yatırım yapan sermaye çevrelerinin, büyük müzelerin, galerilerin gözü hep ‘Bienal’in üzerinde. Sermaye, gücünü, ağırlığını Cannes’da ya da Frankfurt Kitap Fuarı’nda nasıl hissettiriyorsa, burada da durum farksız. İzleyici kitleleri açısından da, benzerlikler çok fazla. Bir yanda dünyanın büyük zenginleri, sanat tacirleri, öte yanda parayla ilişkisi pek olmayan sanatçılar, meraklılar, eleştirmenler… 52. Bienal’i bir Amerikalı küratöre, Robert Storr’a emanet etmiş Bienal yönetimi. Bienal’in yüzyılı aşkın tarihinde ilk kez bir Amerikalı küratör görev yapıyor. Storr’un seçtiği ana tema son derece anlamlı: “Duygularınla Düşün, Aklınla Hisset”. Çağdaş sanatın son dönemde izlediği iki tehlikeli yönelişe (salt akla ya da salt duygulara yönelen sanat anlayışlarına) gönderme yaparcasına. Bienal, iki ayrı coğrafi mekâna yerleşmiş, her zaman olduğu gibi. Giardini’de, yani Venedik’in Lido’ya en yakın ucundaki büyük bahçede yerleşik (bir Dünya Fuarı’ndan kalma) ulusal pavyonlar yer alıyor. Diğer mekân Arsenal ise, Venedik donanmasının tarihi ‘tophane’si. Burada da, aralarında Türkiye’nin de olduğu birkaç ulusal pavyon ve diğer sergiler yer alıyor. Robert Storr’un düzenlediği ana sergi ise iki mekâna birden yayılmış durumda. Storr’un sergisinde, seçtiği temanın hakkını veren etkileyici işler var. Sergiye politik bir tavrın hâkim olduğu söylenebilir rahatlıkla. Savaşların, sürgünlerin, göçlerin, yoksulluğun, ekosistemdeki değişimlerin yansımasını izliyorsunuz yapıtlarda. Son dönemlerin egemen anlatımı ‘enstalasyon’lar (yerleştirmeler) gene ön planda, ama tuval resmine dönüş arayışlarına da rastlamak mümkün. Ulusal pavyonlara gelince, parlak çıkışlar da var, vasat çalışmalar da. Bu yıl 77 ülkeden sanatçıların işleri sergileniyor Bienal kapsamında. Storr’un ana sergisinde tam 100 sanatçının işleri var. Ulusal pavyon sayısı ise 32. Finlandiya, Norveç, İsveç, ‘Nordik Ülkeler’ başlığı altında tek bir pavyonda katılmışlar. Afrikalı sanatçıların işleri de “Check List Luanda Pop” başlığı altında tek bir pavyonda toplanmış. Bienal programındaki bazı sergiler de kente yayılmış durumda. Venedik’in büyük sarayları, müzeleri ve konaklarının hemen hepsinde sergiler var. Kimi, Bienal’in resmi programında yer alan, kimi Bienal’le eşzamanlı düzenlenen özel sergiler. Kent içinde izlediğim sergilerin en çarpıcısı Jan Fabre’a aitti. Bir sarayın odalarındaki yerleştirmelerin tümü, bilim ve sanat ilişkisine işaret ediyor. Yaratma süreci, beynin fonksiyonları, içgüdüler ve ölüm gibi temalardan mükemmel bir bütünlük yaratmayı başarıyor Fabre. Akılla duygu arasındaki diyalektik ilişkiyi irdelemeyi kafasına koyan Robert Storr’un, Jan Fabre’ın bir sergisini Venedik programına alması son derece isabetli bir tercih. Storr’un, “Duygularınla Düşün, Aklınla Hisset – Şimdiki Zamanda Sanat” başlıklı sergiye seçtiği yapıtlar, dünya coğrafyasını çok iyi taradığını gösteriyor. Uzakdoğu’dan Avrupa’ya, Orta Asya’dan Afrika’ya uzanan bir seçki yer alıyor sergide. İçlerinde kişisel beğenimle örtüşen işler olduğu gibi, günün ‘trend’lerine uymak kaygısından öte pek bir özellik bulamadığım yapıtlar da var. Ulusal pavyonlar için de aynı şeyi söyleyebilirim. Beğendiğim işlere ilişkin daha ayrıntılı bir yazıyı önümüzdeki ayın “Rh+” dergisine bırakıp, biraz da Türkiye pavyonuna değinmek istiyorum. Dışişleri Bakanlığımız, bu yıl Venedik’e katılım işini İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’na vermiş. Onlar da, Garanti Bankası sponsorluğu ve Vasıf Kortun’un küratörlüğünde gerçekleştirmişler katılımı. Kortun, tek bir sanatçı seçmiş Türkiye pavyonu için: Hüseyin Alptekin. Bu güne dek Kortun’la pek çok sergide birlikte çalışan Alptekin’in ‘yerleştirme’sinin kavramsal çerçevesi serginin ana teması ile örtüşüyor örtüşmesine ama, özbiçim tutarlılığı açısından tatmin edici bulmadığımı belirtmeliyim. Son söz olarak, 1991 yılından bu yana, Venedik Bienali’nde Türkiye’nin temsil edilmesini sağlayan ve Dışişleri Bakanlığımız işbirliği ile onlarca sanatçımızın işini Bienal’e taşıyan Beral Madra’ya yapılan haksızlığa değinmek istiyorum. Yapılan basın toplantısında, bu yılki katılımın Türkiye’nin Bienal’e ilk resmi katılımı olarak takdim edilmesinin hangi ölçütlere dayandırıldığını anlamak mümkün değildi. [email protected] SİNERJİNİN ADI: COŞKU yanamayıp, önceki bir yazımdan yukarıdaki alıntıyı yaptım!) . Bizi bekleyen eşsiz programa yönelmeden önce Maurice Béjart’ı efsaneleştiren birkaç özelliğini vurgulamalıyım. Klasik bale eğitiminden gelen Fransız dansçı ve koreograf Maurice Béjart daha 50’li yıllarda, tüm klasik öğeleri kullanarak baleyi çağdaşlaştırma yolları aradı. “Baletiyatrosu” terimini belki de ilk kullananlardan biriydi. Daha o yıllarda ilk koreografilerinde Stravinsky’yi seçmesi bile dikkat çekiciydi. Klasik teknikleri kullanırken bile klasik giysileri, dekorları sahneden attı. Paris’te kuralları yıkmanın, sınırları yok etmenin güçlüğünü gördü. 1960’ta yanına aldığı genç dansçılarla Brüksel’e yerleşti ve orada “20.Yüzyıl Balesi”ni kurdu. 1987’de idari bir anlaşmazlıktan Brüksel’den ayrılacak, İsviçre’nin Lozan kentine yerleşip “Béjart Ballet Lausanne” adını alacaktı. 60’lı yıllardan başlayarak, dünyanın BİR EFSANE dört bir yanında temsiller verdi, bale sanatını çok geniş kitlelere yaydı ve sevdirdi. Her iki topluluğundan sayısız eser izledim. İşte en çarpıcı yanları: Dansçıların mükemmelliği: Tüm dansçıları klasik eğitimden geçmekle birlikte, modern baleye ve modern dansa yatkın olup uyum gösterebiliyor. Her ulustan dansçıyla çalışıyor. Onlara tanıdığı özgürlük, koreografiye “yol gösterme” olanağı veriyor…(Erkek dansçılara daha çok alan açtığını da belirtmeliyim.) Dansçıları hem bütünün bir parçası, hem de usta solistler... Müzikle tiyatroyla ilişkisi, etkiyi güçlendirmenin hizmetinde. Amacı müziği yorumlamak, müziğe hareket katmak değil. Müzik eşlik etmiyor. Amacı, izleyiciyle, besteci, yazar, şair, müzisyen, filozof ve dansçı arasında duygu ve düşünce beraberliği sağlamak. O nedenle yalnız müzik değil, söz de kullanıyor. Shakespeare ya da Brel, opera aryası ya da Duke Ellington ya da Kurt Weil /Brecht olabilir… Yalnız müziği değil, dramatik öğeleri de dansa katarak, bütüncül bir sahne olayına yöneliyor. Gerçeklik ve yalınlık tutkusu: Sahneyi fazlalıklardan, dansçıyı kat kat giysilerden arındıran Béjart, insan bedeninin güzelliğini olsun, dünyayı sarsan bir so Dosya No: 2006/2. Satılmasına karar verilen gayri menkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Siirt Merkez Doğan Mah., 264 Ada, 17 parselde bulunan 3.023,49 m2 tarla ve kargir ev. Taşınmaz üzerinde 4555’li yıllardan kalma mesken niteliğinde, bodrum ve zemin kattan ibaret çimento harçlı, biriketten yapılma, sıvalı ve boyalı, asansörsüz ve kalorifersiz bina bulunmaktadır. Taşınmazın etrafı tel örgü ile çevrili olup, binanın arkasında iki adet duvar mevcuttur. Taşınmaz imar planı dahilinde olup, mülkiyet durumu itibariyle arsa durumundadır. Taşınmaz üzerinde ayrıca 51 fıstık ağacı, 18 asma bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen taşınmazın arsa değeri, bina değeri, çevre ihata duvarı değeri, kafes tel örgü değeri 74.205,60 YTL. ağaçların toplam değeri 64.962,00 YTL. olup toplam değeri 139.137,60 YTL. olup bu muhammen bedel üzerinden aşağıda yazılı tarihlerde satışa çıkarılmıştır. TAŞINMAZIN MUHAMMEN BEDELİ: 139.137,60 YTL Satış şartları: 1 Satış, 23.07.2007 günü saat 10.00’dan 10.10’a kadar Siirt Adliyesi Otoparkında açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 02.08.2007 günü aynı yerde ve aynı saatte ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse, İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan târihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, İş bu ilan tebliğ yapılamaması ihtimaline binaen tüm alakadarlara tebliğ mahiyetinde olup, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2006/1 Es. sayılı dosya numarasıyla Memurluğumuza başvurmaları ilan olunur. 12.04.2007 (İc. İf. K. 12) (Basın: 21724) SİİRT İZALEİ ŞÜYU SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2006/226 Tal. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: Taşınmaz, Tapunun Ordu ili, Merkez Şahincili mahallesi, 1777 ada, 1 Parselde kayıtlı Kayden arsa vasfında olup, fiilen fındık bahçesinden ibarettir. Taşınmazın tamamı 530,28 m2 olup tamamı borçluya aittir. Belediye sınırları içinde olup parselasyonu yapılmış, yolları açılmamıştır. Çevresinde konut yapılaşması fazladır. Dört katlı inşaat müsaadesi bulunmakta, şehir merkezine uzak ve yeni gelişmekte olun bir muhittedir. Belediye hizmetlerinden tam olarak faydalanmamaktadır. Ana caddenin biraz iç kısmında kalmaktadır. Her iki cephe yolları açılmamıştır. Taşınmaza bu hali ile 53.028.00 YTL. bedel takdir edilmiş olup, bu bedel üzerinden satışa çıkartılmıştır. Satış şartları: 1 Satış, 27.7.2007 saat 09.00 ile 09.10 arasında ORDU 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ ODASINDA, açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartiyle 06.08.2007 günü aynı saatler arasında ve aynı yerde, ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2006/226 Tal. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilân olunur. (İİK. m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. NOT: İşbu taşınmaz açık artırma ilanı, tüm ilgililere tebliğe gönderilmiş olup, tebliğ edilememesi nedeniyle dahi işbu ilanın TEBLİGAT YERİNE KAİM OLACAĞI HUSUSU İHTAREN tebliğ olunur. (Basın: 32243) ADALET BAKANLIĞI ORDU 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI S E M P O Z Y U M TÜRK CEZA KANUNU’NUN İKİ YILI TEORİ VE UYGULAMADA KARŞILAŞILAN SORUNLAR 16 HAZİRAN 2007 CUMARTESİ 09:30 Açılış Konuşmaları Yönetici Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih KANADOĞLU TEMEL İLKELER 10:00 10:20 Prof. Dr. Duygun YARSUVAT 10:25 10:45 Yargıtay 8.CD Üyesi Hamdi Yaver AKTAN KUSURLULUK 10:50 11:10 Prof. Dr. Erol CİHAN 11:10 11:30 Av. Hasan Fehmi DEMİR CEZA SORUMLULUĞUNU KALDIRAN SEBEPLER 11:35 11:55 Prof. Dr. Ersan ŞEN 11:55 12:15 Av. Kemal KUMKUMOĞLU ARA 15 DK. 12:30 13:30 TARTIŞMA 13:30 14:15 YEMEK ARASI Yönetici HSYK Üyesi Ahmet Çetin ZÖNGÜR TEŞEBBÜS İŞTİRAK VE İÇTİMA 14:1514:35 Prof. Dr. Köksal BAYRAKTAR 14:3514:55 Hakim Mustafa AKIN CEZALAR VE GÜVENLİK TEDBİRLERİ 15:0015:20 Doç. Dr. Ayşe NUHOĞLU 15:2015:40 C.Savcısı Yunus KİREMİT TECİL TEKERRÜR ZAMANAŞIMI ŞARTLA SALIVERME 15:4016:00 Prof. Dr. Timur DEMİRBAŞ 16:0016:20 C.Savcısı Dr. Hakan KIZILARSLAN ARA 15 DK. 16:3017:30 TARTIŞMA 17 HAZİRAN 2007 PAZAR Yönetici Av. Yağız Ali DAĞLI HAYATA VE VÜCUT BÜTÜNLÜĞÜNE KARŞI SUÇLAR 10:0010:20 Doç. Dr. Ümit KOCASAKAL 10:2010:40 Yargıtay 1.CD.Üyesi Şerafettin İSTE CİNSEL DOKUNULMAZLIĞA VE GENEL AHLAKA KARŞI SUÇLAR 10:4511:05 Doç. Dr. Yener ÜNVER 11:0511:25 Hâkim Atilla HEKİMOĞLU MALVARLIĞINA KARŞI SUÇLAR 11:3011:50 Prof. Dr. Erdener YURTCAN 11:5012:10 C.Savcısı Nazmi YELKENCİ ARA 15 DK. 12:2513:00 TARTIŞMA 13:0013:45 YEMEK ARASI Yönetici Prof. Dr. Duygun YARSUVAT ÖZEL HAYATA VE HAYATIN GİZLİ ALANINA KARŞI SUÇLAR 14:0014:20 Yrd.Doç. Dr. Yılmaz YAZICIOĞLU 14:2014:40 Av. Fikret İLKİZ KAMUNUN GÜVENİNE VE ADLİYEYE KARŞI SUÇLAR 14:4015:00 Doç. Dr. Mehmet Ruhan ERDEM 15:0015:20 Av. Bahri BELEN 15:2016:00 TARTIŞMA KAMU İDARESİNE VE KAMU BARIŞINA KARŞI SUÇLAR 16:0016:20 Prof. Dr. Durmuş TEZCAN 16:2016:40 Yargıtay C.Savcısı Aysel SEVCAN DEVLETE KARŞI SUÇLAR 16:4017:00 Doç. Dr. F.Selami MAHMUTOĞLU 17:0017:20 Av. Akın ATALAY 17:2018:00 TARTIŞMA Nüfus Cuzdanımı Kaybettim. Hükümsüzdür. Miraciye TUTKUN SAYI: 2006/14 Davacı DSİ Genel Müdürlüğü (Maliye Hazinesi) tarafından davalı Gültekin Fırat aleyhine açılan kamulaştırma bedelinin tespiti davasının yapılan duruşmasında verilen ara kararı gereğince: Davalının maliki olduğu, Denizli ili, Güney ilçesi, Yağcılar mah., 447 Ada, 3 nolu parselde kayıtlı tarla vasfında Aş Büyükmenderes Projesi, Cindere Barajı HES İnşaatı Şelale ulaşım yolu ve Göl sahası nedeni ile DSİ Genel Müdürlüğü tarafından 28/05/1993 tarihinde kamulaştırılmasına karar verildiği ve katılan davalı ile anlaşma sağlanamadığından, 2942 sayılı yasanın 10. maddesi gereğince açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın DSİ Genel Müdürlüğü adına tesciline dair açılan davanın yargılamasına, Güney Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/14 sayılı dosyası üzerinden yapılacağı, duruşmasının 03/07/2007 günü saat 11.10’a bırakıldığı ve ilgililerin Güney Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurabilecekleri ve 2942 sayılı kanunun 10. maddesi gereğince ilanen duyurulur. 16/04/2007 (Basın: 21957) GÜNEY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ GÜNEY ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ’NDEN, CUMHURİYET 15 K