15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 HAZİRAN 2007 PERŞEMBE 6 HABERLER ABD aba altından sopa gösterdi, Erdoğan ‘Sınır ötesi operasyon yok’ mesajı verdi, PKK de ateşkes ilan etti PERŞEMBE ORHAN BURSALI Dikkat çeken örtüşme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Son dönemde giderek artan terör nedeniyle sınır ötesi operasyon tartışmaları yoğunlaşırken ABD ve AKP’nin önceki gün ortaya koyduğu yaklaşımların örtüşmesi dikkat çekti. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın, “Türk askeri Irak’ın kuzeyine girmesin” mesajı vermesinin hemen ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Sınır ötesi operasyon yok” demesi ve sonrasında PKK’nin ateşkes ilan etmesiyle ortaya çıkan tablo, soru işaretlerini de beraberinde getirdi. ABD, AKP ve PKK ekseninde “danışıklı dövüş” izlenimi veren geliş Kavram Sahtekârlığı Türkiye bilimsel nesnel temeli olmayan uyduruk düşüncelerin at koşturduğu bir ülke! Birisi bir şey söylüyor, eğer ilginçse –doğru, nesnel, mantıki olması gerekmiyor!– sahiciymiş gibi ayakta kalıyor. “Durum analizi” yapılıyormuş! Salı günü “Bağımsızlık= tecrit” karşıtlığının antibilimselliğine değinmiştim. Bu değiniyi ileride daha genişleteceğim... Bugün ise özellikle seçimleri etkilemek amacıyla Türkiye’nin temel düşünce ve davranış aksları açısından ileri sürülen bir uydurukluğu daha ele alalım: “Türkiye’de iki cephe var, seçimler bu iki cephe arasında geçecek.” Birincisi: Liberal, demokrat, dışa açık; İkincisi ise: Ulusalmilliyetçi, içe kapalı, yani tecritçi... Şüphesiz bu adresin sahibi AKP yanlıları, memurları! ??? Dikkat edin: AKP’ciler kendilerini bu ayrımda demokrat, çağdaş, dışa açık, özgürlükçü saffına koyuyor... AKP’ye karşı olanlar ise: a) Demokrasi ve özgürlük karşıtı (hatta bazılarına göre faşist ve dikta yanlısı!); b) Türkiye’yi dünyadan tecrit etmek ve içe kapanmasını isteyenler; c) Üstelik bir herze daha yiyorlar: Ulusalcılık=özgürlük ve demokrasi düşmanlığı! Ulusalcılık kötü bir şey! ??? Bu ayrım tabii ki doğru değil. Bir insan “ulusalcı” olabilir, aynı zamanda demokrat, hatta liberal ve dışa açık! (Tıpkı Amerikalılar, Almanlar, Fransızlar, Ruslar gibi!..) Ulusalcılar arasında “Asker el koysa” diyenler varsa bile bunlar küçük bir azınlıktır. Büyük çoğunluk demokrasi ve özgürlük yanlısıdır. Yine, oy vereceklerin ezici çoğunluğu Türkiye’nin içe kapanmasını savunmaz. Mitinge katılan 5 milyonun önüne bir sandık koysaydınız çoğu AB üyeliğinden yana oy kullanırdı! Ama, AB ile tam özdeş ekibin yaptığı gibi, Türkiye’yi her bakımdan pelteye çevirecek ve psikolojik olarak yıkıntı haline getirecek bir üyelik anlayışından yana değil. Yani, “ulusalcı” diye tanımlanan muazzam kitlenin düşünce ve davranışları açısından tam bir saptırma var! AKP yanlısı yazarçizer takımı bu saptırmayı doruk noktasına tırmandırma peşinde: “Demokrasi yanlısı AKP’ye oy vereceksin, vermezsen demokrasi düşmanısın!” Sürüngen düşünce işbaşında! ??? Oysa seçimlerin en önemli aksı, laiklik! Alanları dolduran 5 milyon insanın ortak duygu ve düşüncesi, ortak empatisi, laikliğin korunması... “Ilımlı laiklik, ılımlı İslam” gibi, devletçe ve yerel belediyelerce merkezi olarak halka dayatılmaya çalışılan “yönetim biçimi”ne karşı protestonun adıydı, büyük mitingler... “Akademisyen” kılığı altında pek çok pseudo bilimci, analizci, gözlemcinin, milyonların bugün ve gelecek için dile getirdiği bu güçlü algılamayı reddederek, kendilerinin hoşlandığı başka bahaneler ileri sürmesi ve üstelik başta kadınlar olmak üzere milyonlarca insanı aşağılaması, TV ve gazete yazarı Akademia’nın “bilimselnesnel olgular”la ne kadar zayıf bir ilişkisi olduğunun göstergesi... Hiç şaşırmayın! Bilim ve düşünce tarihimiz hâlâ İdris Küçükömer’in “ilginç” sentezini bile aşabilme becerisini gösterebilmiş değil! ??? Laikliğin yanında başka yan akslar da var: Örneğin, ABDKürtPKK politikası! Özellikle ABD AKP işbirliği politikaları da miting alanlarını dolduranların “ret cephesi” özelliğini katmerlendiriyor. Evet, haklarını da yemeyelim: Aslında bu seçimlerin ekseninde, son tahlilde bir demokrasi meselesi var: 1) Laikliği korumak, demokrasi ile çok yakın ilişkili. 2) AKP gibi dinci partinin Cumhurbaşkanlığı’nı de terkisine almasına, yargı ve üniversitelerin de yönetimini ele geçirmesine, demokratik parlamenter sistemin özerk ve birbirini denetleyen karakterini yok ederek “güç ve yetki temerküzü”ne ve giderek yarı dikta rejim gayretlerine karşı bir demokrasi cephesi! 3) Ülkenin yönetim ve geleceğini dış güçlerin belirleme ve ülkeyi tamamen kendi yararlarına yönlendirme politikalarına karşı, ülke içinde halkın ve yönetimin iradesini özgürleştirme, ulusal yararların korunmasına öncelik verme isteği... Hegemonya dayatmalarına karşı çıkma... Bundan daha güzel bir demokrasi cephesi mi olur! Seçimler özetle, pseudo demokrasi ile gerçek demokrasi cephesi arasındaki aksta geçecek. ? ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın, “Türk askeri Irak’ın kuzeyine girmesin” mesajı vermesinin hemen ardından, Erdoğan’ın sınır ötesi operasyona sıcak bakmadığını vurgulaması soru işaretlerini de beraberinde getirdi. melerde ilk açıklama ABD Dışişleri Bakanı Rice’tan geldi. Rice, geçen hafta sonuna doğru Associated Press haber ajansının gazeteci ve editörleriyle bir araya geldiği toplantıda, “Türkiye ile çalışmaya hazırız, ancak o sınırda kuvvetli ve tek taraflı bir hareket kimseye yarar sağlamaz” dedi. sunda Türkiye ile çalışmaya hazır olduğunu, olası bir sınır ötesi müdahalenin sonuçlarının “Irak ve Türkiye için iyi olmayacağını düşündüğünü” söyledi. Türkiye’ye güvence verilmesi konusunda da bir yükümlülükleri olduğunu anladıklarını belirten ve bu konuda ilerleme kaydedildiği düşüncesini dile getiren Condoleezza Rice, “Sanırım Türkler sorunun ele alınmasını beklediklerine ve ilerleme umduklarına yönelik bir işaret gönderiyorlar. Ancak bir sınır ötesi operasyona girişmenin dezavantajlarını da bildiklerini ve anladıklarını düşünüyorum” diye konuştu. Condoleezza Rice’ın Türkiye’ye gözdağı veren açıklamalarının ayrıntılarının ortaya çıkması ile aynı saatler içinde Erdoğan, “Türkiye’de dağlarda 5 bin terörist var. E şimdi Türkiye’deki 5 bin terörist ile ilgili mücadele bitti mi, yani bu halledildi mi, Kuzey Irak’taki 500 kişi ile uğraşma safahatine gelinecek” açıklamasını yaptı. Condoleezza Rice ve Erdoğan’ın peş peşe gelen bu açıklamaları, AKP hükümetinin ABD’nin yaktığı kırmızı ışığa uyduğunu gösteren bir tablo ortaya çıkarırken aynı saatlerde terör ör AA’ya sızdırıldı Bu toplantının perde arkasına ilişkin bilgiler ise önceki gün ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nce Anadolu Ajansı’na (AA) sızdırıldı. Bu bilgilere göre Rice, ABD’nin terörle mücadele konu gütü PKK’den ateşkes açıklaması gelmesi dikkat çekti. Adını 22 Mayıs tarihinde Kandil Dağı’nda yaptığı kongre ile “KCK” (Kürdistan Toplum Birliği) olarak değiştiren terör örgütü, kendisine yakın haber ajanslarına, “Bilindiği gibi hareketimiz 1 Ekim 2006’dan itibaren tek taraflı olarak sürdürdüğü ateşkesi resmen yürürlükten kaldırmamasına rağmen operasyonların sayısında artan oranda bir yükselme vardır. Meşru savunma konumundaki gerillayı imha etmeyi amaçlayan bu operasyonlar karşısında gerilla da kendisini savunmak zorunda bırakılmakta, kayıpları karşısında ise doğal olarak misilleme hakkını kullanmaktadır” açıklamasını gönderdi. MUHALEFETTEN TEPKİ DIŞ BASINDA K. IRAK ‘Erdoğan teröre cesaret veriyor’ ? Başbakan’ın, “Türkiye önce kendi içindeki terörü bitirsin” sözlerine tepki gösteren Baykal, terörle mücadelede en büyük engelin Erdoğan olduğunu söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin terörle mücadelesi önündeki en büyük engel olduğunu” ifade ederken “ Türkiye önce kendi içindeki terörü bitirsin, sözü Türkiye’yi yönetenlerin sözü olamaz. Bu söz Barzani’nin, Talabani’nin, ABD’nin sözüdür” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de terör zirvesini “göz boyama” olarak nitelendirdi. CHP lideri Baykal, dün İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Massimo D’Alema’nın ziyaretinin ardından son gelişmelerle ilgili açıklamalar yaptı. Türkiye’nin terörle mücadelesinin sadece içeride yürütülecek bir mücadeleyle başarıya ulaştırılamayacağına dikkat çeken Baykal, şu görüşleri dile getirdi: “Türkiye’de yürütülen terör, desteğini yurtdışındaki karargâhtan alıyor. Türkiye’nin yaşadığı terörün karargâhı Irak’ta, şehitler Türkiye’dedir. ‘Türkiye önce kendi içindeki terörü bitirsin’ sözü, Türkiye’yi yönetenlerin sözü olamaz. Bu söz Barzani’nin, Talabani’nin, ABD’nin sözüdür. Türkiye’yi yönetenlerin ‘içeride terörü bitirdik de sıra dışarıya mı geldi?’ şeklinde konuşmaları, hiçbir şekilde terör konusunun özünü kavrayamadıklarını açıkça ortaya koymaktadır.” Irak’a askeri müdahalede bulunulmamasının gerekçesi olarak kullanmak küçüklüğüne düşmüştür. Başbakan Erdoğan, bu suretle Türkiye’ye düşmanlığı varlık sebebi haline getiren peşmerge lideri Barzani’ye ve onun himayesinde Kuzey Irak’ta yuvalanan kanlı teröristlere ümit, cesaret ve güvence vermiştir” Operasyon felaket olur Dış Haberler Servisi Türkiye’nin olası Kuzey Irak operasyonu, ABD basınında yer almaya devam ediyor. New York Times gazetesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye’deki 5 bin teröristle mücadele bitti mi ki, Kuzey Irak’taki 500 kişi ile uğraşalım” şeklindeki sözlerini “Kuzey Irak’ta operasyona karşı bir duruş” olarak nitelendirdi. Erdoğan’ın sözlerinin, ordunun büyük bir saldırı talebine destek vermeyeceğinin göstergesi olduğunu yazan gazete, bu sözlerin ABD tarafından memnuniyetle karşılanacağını yazdı. Türk ordusunun haftalardır Kuzey Irak’ta PKK’nin saldırılarına yanıt verilmesi için bastırdığı ifade edilen haberde, askerin sınırdaki varlığını artırdığına dikkat çekildi. Irak’a yönelik büyük bir operasyon için TBMM’nin izin vermesinin gerektiği belirtilen haberde, bu nedenle Erdoğan’ın Kuzey Irak’a müdahale konusundaki görüşlerinin önemli olduğu savunuldu. Türkiye’nin olası Kuzey Irak operasyonunu başyazısına taşıyan Los Angeles Times gazetesi, Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesinin “felaket” olacağını savundu. Başyazıda, ABD Başkanı George Bush’un Irak’tan asker çekmek için plan yapmaya başlaması gerektiği savunularak bunun nedenleri arasında, Türk ordusunun Kuzey Irak’a yönelik tehditleri olduğu öne sürüldü. Yazıda “Türkiye son dönemde Kürdistan’a yönelik tehditlerini artırdı” ifadesi kullanıldı. ‘Nasıl saptandı? Anadolu Ulusal Uyanış ve Dayanışma Platformu ile Ulusal Birlik Hareketi Platformu da yaptıkları açıklamayla Erdoğan’a tepki gösterdi. Erdoğan’ın “İçerideki 5 bin terörist bitti mi ki dışarıdaki 500 ile uğraşalım” sözlerinin, sınır içindeki teröristlerin sayısının, yurtdışındaki terörist sayısının birkaç misli olduğu ve bunlarla askeri operasyonlar dışında herhangi bir mücadele yapılmadığının kabulü anlamına geldiği kaydedilen açıklamada, Erdoğan’a “Yurtiçinde doğru olmayan 5 bin terörist sayısını nereden öğrendiniz veya nasıl saptadınız” sorusu yöneltildi. Büyükanıt’tan nişan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye’yi ziyaret eden Kore Cumhuriyeti Genelkurmay 2. Başkanı Oramiral Park InVong’a törenle Türk Silahlı Kuvvetleri Liyakat Nişanı verdi. Büyükanıt, törende yaptığı konuşmada, Kore ile Türkiye arasındaki uzaklığa dikkat çekerek “İlişkilerin tazeliğine ve mesafenin büyüklüğüne rağmen bu denli sıcak ilişkilere sahip iki ülke olmak kolay değildir. Çıkarlardan ziyade gönül bağları üzerine kurulu bu ilişkinin temelinde, aynı amaç doğrultusunda savaşarak hayatlarını kaybeden Türk ve Koreli askerlerin kanlarıyla yoğrulan kan kardeşliği bulunmaktadır” dedi. ( AA) Terör konusundaki çalışmalarıyla tanınan uzmanlar Erdoğan’ın açıklamalarını değerlendirdi obursali?cumhuriyet.com.tr ‘İçeri dışarı ayrımı yapılamaz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “İçerideki teröristler bitti de Kuzey Irak’a mı sıra geldi!” değerlendirmesi, terörle mücadelede “ipe un serme” olarak nitelendirildi. Terör uzmanı Doç. Dr. İhsan Bal, sınır ötesi müdahale olasılığını ortadan kaldıracak bir açıklamanın mücadele kozundan birini tamamen bitirme anlamına geleceğini vurguladı. Araştırmacı Nihat Ali Özcan da hükümetin terörle mücadele iradesi olmadığını belirterek “Açıklama ABD’ye, Avrupa’ya, Kürtlere ve parti içi bazı gruplara verilmiş mesajdır” dedi. Terör konusundaki çalışmalarıyla bilinen uzmanlar, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Kuzey Irak’a olası sınır ötesi operasyon olasılığını yok sayan açıklamasını değerlendirdiler. Doç. Dr. İhsan Bal, Erdoğan’ın “Gereken neyse yapılacak” derken şimdi Kuzey Irak’a müdahaleye soğuk baktığını anımsatarak “Terörle mücadelenin içerisi dışarısı ayrımı olmaz. Biri diğerinin alternatifi değil. Kolluk güçleri mücadelesini sürdürür, bir yandan da diplomasi yürütülür. Bir alan diğerinin önceliği ya da sonralığı değildir. Kuzey Irak ile ilgili süreç, sınır içindeki mücadelenin tamamlayıcı unsurudur” dedi. İhsan Bal, geçmiş yıllarda ABD’nin ve Barzani’nin desteği alınarak yapılan operasyonların amacına ulaşamadığını anımsatarak olası bir operasyon öncesi tüm ön hazırlıkların yapılması gerektiği, bu dönemde terörü önlemenin ana koşulunun sınır ötesi operasyon olmadığı bakanın yapmaması gerektiğine işaret eden İhsan Bal, “Bu bir kozumuzu tamamen bitirme anlamına gelir. Sınır ötesi operasyon olasılığı yok demesi icranın başı olarak, terörle mücadelede bariyer olan direnç duvarının kırılmasına neden olabilir. Böyle bir kozun yararlı olduğu tartışması yapılır ama bu mesaj ortaya konulmamalıydı” değerlendirmesini yaptı. ‘YERİNDE VE DOĞRU TESPİT’ ‘En büyük engel’ Hükümetin bugüne dek teröre karşı uyguladığı politikaları eleştiren CHP lideri, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu hükümet, teröre af çıkaran bir hükümettir. Terörü azdıran, geliştiren bir siyaset izlenmiştir. Bu hükümet, Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin terörle mücadelesinin önündeki en büyük engeldir.” MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de dün yaptığı yazılı açıklamada “Türkiye’deki 5 bin teröristle mücadele edilemediğini söyleyen Başbakan, sadece aczini ve korkaklığını ikrar etmekle kalmamış, aynı zamanda bu zaafını Kuzey ? İhsan Bal, Erdoğan’ın müdahaleye soğuk baktığını söylerken Nihat Ali Özcan da hükümetin terörle mücadele iradesi olmadığını belirtti. Özcan, “Açıklama ABD’ye, Avrupa’ya, Kürtlere ve parti içi bazı gruplara verilmiş mesajdır” dedi. görüşünü dile getirdi. Başbakan Erdoğan’ın “Türkiye’de 5 bin, dışarıda 500 terörist” söylemini de eleştiren Bal, “Öylesine söylense bile oranın ters söylenmemesi gerekir. Sayının çok olan kısmı dışarıda. Bu temel bilgiyi ortaya koyması gerekir. Farazi olsa bile rakamların dikkatli ve titiz kullanılması lazım” dedi. Erdoğan’ın sınır ötesi olasılığını ortadan kaldıracak açıklamasını, bir başBaşbakan Erdoğan’ın, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ve PKK’nin sözde ateşkes açıklamalarının zamanlamasının anımsatılması üzerine Bal, “ABD, operasyonun amaçlara hizmet etmeyeceğini hep söylüyor. PKK’nin açıklaması ise dikkat edildiğinde örgütün en çok sıkıştığı, zorda olduğu dönemlerde geliyor. Ama bu kez olası sınır ötesi operasyona karşı Avrupa’da yaratmak isteyeceği ‘Barışçıyız ama saldı rıya uğruyoruz’ mesajına zemin hazırlama çalışması” dedi. Araştırmacı Nihat Ali Özcan da, “Terörle mücadele etmek size ciddi politik olarak maliyet getirecek ve bunu üstlenmeyecekseniz zaman kazanmak için topu taca atarsınız. Başbakan da bunu yapmak istiyor” diye konuştu. “Başbakan’ı terorizmle mücadele konusundaki teorik katkısından ve açılımından dolayı kutluyorum” diyen Özcan, şunları söyledi: “Türkiye’nin içinde terörist bulunmasının sorumluluğu hükümete aittir. Dolayısıyla hükümet önce bunların ne işi olduğunu sormalı, kime soracaksa. Bunun sorumluluğu İçişleri Bakanlığı ve hükümetindir. Başbakan açıklamalarıyla ipe un seriyor. İçinde bulunduğu durumdan çıkış arıyor ve bu argümanı buldu. Bunun terorizmle mücadele ile alakası yok. Bu tamamen başka bir yere verilmiş mesajları içeriyor. Bu mesaj, ABD’ye Avrupa’ya, Kürtlere ve parti içi bazı gruplara verilmiş mesajdır. Bu konseptin terörle mücadele anlayışı yoktur.” Kürt liderleri memnun etti Haber Merkezi Bölgesel Kürt Yönetimi’nin başkanı Mesud Barzani, Türkiye’nin PKK ya da Kerkük’ten ziyade Kürtlerin varlığını hedef aldığını iddia etti. Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani ise, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “İçerideki 5 bin teröristle mücadele bitti mi ki, dışarıdaki 500 ile uğraşalım” şeklindeki açıklaması için “doğru ve yerinde bir tespit” dedi. Mesud Barzani, Kürt yetkililerle görüşmesinde Türkiye’yi saldırgan bir tutum takınmakla suçladı. Türkiye’nin Kerkük’ün durumu ya da PKK sorunundan ziyade Kürtlerin varlığını hedef aldığını iddia eden Barzani, bu tutumu kabul edemeyeceklerini söyledi. Barzani, Kerkük sorununun Irak anayasasına göre çözüleceğini yineledi. Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani ise Erdoğan’ın açıklamasını yerinde bir tespit olarak nitelendirerek “Türkiye karşı tutumumuz değişmemiştir. Türkiye, Irak ve Kürdistan bölgesi için önemli bir komşu ülke” şeklinde konuştu. KYB sitesine göre, Barzani, Türkiye’ye sürekli olarak dostluk elini uzattıklarını ifade etti. Türk ordusunun bölgeye yönelik “bombardıman”ını da değerlendiren Barzani, “Bombalamayı meşru görmüyoruz. Türkiye’nin sınırdaki bombardımanlarının tekrarlanmamasını umuyoruz” şeklinde konuştu. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle