16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 HAZİRAN 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 15 Misil Mustafa Gürmeriç: “Halka misli ile iade eden Arınç, iadeli taahhütlü yanıtı sandıkta alacaktır!” Ya ğ m u r E k i m Hükümeti protesto edenler terbiyesizmiş... “Çak iki tane, ver terbiyesini!” BAŞBAŞA Başkanlık Baş Basın Müşavirliği’nden bildirilmiştir: Yapılan zirve toplantısı sonunda hükümetimizin hem kendi içinde hem de güvenlik kuruluşları ile tam bir uyum ve eşgüdüm içinde çalışmakta olduğunun ve zaten Genelkurmay Başkanlığı’nın Başbakan’a bağlı bulunduğunun altı bir kere daha çizilmiştir. Büyük Ortadoğu Projesi’nde hükümetimizin başının eşbaşkanlık görevi üstlendiği özellikle kaydedilerek proje kapmasındaki uyum ve eşgüdümün de terör koordinasyon merkezinin sağladığı ahenk sayesinde başarıyla sürdürüldüğünün hem altı çizilmiş hem de üstüne dikkatli bir şekilde Amerikan bayrağı çekilmiştir. Toplantıda, terörün ve şehit cenazelerinin ülke gündeminde önemli bir yer tuttuğu hususu üzerinde görüş birliğine varılmış ve yurtdışında şehit cenazesi kaldırılmadığı dikkate alınarak DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ Uyum yurtdışına çıkılmasına gerek bulunmadığı belirtilerek yurtiçinde bir dizi önlem alınması gerektiği vurgulanmıştır. Bu vurgu doğrultusunda bundan böyle şehit cenazelerine, şehidin birinci derece akrabaları dışında katılacak kişilerin iktidar partisi teşkilatlarının iznine bağlı olması, iktidar partisi il ve ilçe başkanlıklarının cami cemaatini oluşturma hususunda tam yetkili kılınması uygun görülmüştür. Yurtdışına çıkma konusunda ise cemaat ve aşiret liderleriyle uyum ve eşgüdüm sağlanması hususunun önemi bir kere daha teyit edilmiştir. Emekli generallerin, terörle mücadele konusunda görüş beyan etmek üzere televizyon programlarına katılması pek hoş karşılanmamakla beraber Koordinasyon!.. Dünün tarihini bir kenara yazın!.. Bir süre sonra o gün olanların perde arkası, hangi pazarlıkların, Türkiye’ye karşı hangi anlaşmaların yapıldığı çok konuşulacak!.. Gelin, 12 Haziran Salı günü neler oldu, alt alta yazalım: Tayyip Bey, sınır ötesi operasyonla ilgili sorular üzerine, kendisine pek yakışan üslubu ile, “Türkiye’de 5 bin, Kuzey Irak’ta 500 PKK’li var. İçeridekiler bitti mi ki, dışarıdakilerle uğraşalım” diyerek konunun Irak hükümetiyle (!) masada çözülmesi gerektiğine işaret etti… Amerikan Dışişleri Bakanı Rice, “Türklerin, sınır ötesi operasyonun dezavantajlarını bildiklerini ve anladıklarını düşünüyorum” diyerek, sorunun işbirliği ile çözülebileceğini söyledi... Sakın karıştırmayın; ilk maddedeki sözleri söyleyen, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, ikinci bölümdeki sözlerin sahibi ise ABD Dışişleri Bakanı’dır!.. Bu açıklamaların ardından, özellikle son bir aydır saldırılarını yoğunlaştıran PKK’den, tek taraflı ateşkes açıklaması geldi!.. Tabii, son derece vahim sorular da art arda aklımıza geliverdi!.. Örneğin, ordunun sınırın sıfır noktasına haftalardır büyük yığınak yapmasına, içeride geniş operasyona girişmesine ve teröristlerin en önemli geçiş noktalarının bulunduğu bölgeyi, “geçici güvenlik bölgesi” ilan etmesine karşın, eylemlerini sürdüren PKK, ne oldu da durup dururken tek taraflı ateşkes ilan ediverdi?.. Ama asıl sorulması gereken soru şu: Dün sevgili Mustafa Balbay, Tatlıses Radyo’da yaptığımız “Sesli Gazete” programında, gayet net ve sade bir şekilde sormuştu: Yoksa, ABDAKPPKK ekseninde bir koordinasyon mu söz konusu?.. Görüntü, maalesef böyle bir “koordinasyon” olasılığını olanca çıplaklığı ile gözümüze sokuyor... AKP’nin yeniden iktidar olması için her yol yalnızca zorlanmıyor, kanırtılıyor!.. ABD’nin talimatlarından milim sapma gösteremediğini her açıklamasıyla doğrulayan Tayyip Bey, son vahim tabloda da, yine koordinasyon unsurlarından biri olarak yerini almış görüntüsü veriyor!.. Bu, kanımca Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın yer alacağı bir tablo değil… Ancak, “Bu tabloda Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı kimliği ile yer alınmıştır” deniliyorsa; O zaman denilecek bir şey kalmıyor!.. Erdoğan çocuklarına niye villa aldı? Ev bulamadığı için! İcazet İlker Çamkır: “Şehitler üzerinden siyaset yapmayın, diyor ama önce ‘ulema’ya sorsak; imamın siyaset yapması caiz midir?” demokratik bir kurum olması hasebiyle medya kontrol merkezinin çalışmalarına hız kazandırılması ve bundan böyle televizyon programcılarının çağırdıkları her emekli generalin yanında mutlaka hükümete bağlılığı ile tanınan bir uzman gazeteci veya akademisyen veya sivil toplum gönüllüsü davet etmesi kararlaştırılmıştır. Ekonomi ile güvenlik arasında bir tercih yapılması söz konusu olduğunda iç ve dış borçlar dikkate alınarak borç ekonomisinden vazgeçilmesinin mümkün olamayacağı kaydedilmiş olmakla birlikte güvenlik hususunda da bir dizi ekonomik tedbir alınması gereği üzerinde hassasiyetle durulmuştur. Bu doğrultuda, bazı güvenlik kuruluşlarının özelleştirilmesi ve bazı güvenlik kuruluşlarının da borsaya açılması konusunda araştırma yapılması not edilmiştir. Kamuoyuna en derin uyumlarımızla. Destek Erdal Yücel: “Yatırım Danışma Kurulu’na katılan dev şirketlerin yöneticilerinden, ‘bol destek’ sözü gelmiş. Kim, sömürüsüne uşaklık edeni desteklemez!” SESSİZ SEDASIZ (!) Sultanbeyli’de cem evi niye yasak! BİR yurttaşın (yaşamı tehlikeye girmesin diye adı bizde saklı kalsın) İstanbul’da AKP’li Sultanbeyli Belediye Başkanı’na gönderdiği mektuptan: “Sultanbeyli’de cem evine izin vermemenizi ibretle izliyorum. Cem evi inşaatı kaçak diyorsunuz ancak oradaki kaçak iki camiyi görmezden geliyorsunuz. Üstelik bir de ‘Başaran’ olan mahallenin adını ‘Yavuz Selim’ yaptınız. Yavuz Selim, 40 bin Alevi’yi katleden biri. O mahallede adını bir sokağa verdiğiniz Hızır Paşa da Pir Sultan’ı öldürten kişi. Yavuz Selim’i Alevilere zorla sevdirme çabanızı çok yanlış ve tehlikeli buluyorum. Babaya Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Ceza Akif Kökçe: “G.Saray’a beş maç seyircisiz oynama cezası verildi; F.Bahçe’ye de hakemsiz oynama cezası verilsin!” itaat Allah’a itaattir buyruğunu aşarak babası II. Beyazıt’ı tahttan indirip ölümüne yol açan, ve babasının bedduasında olduğu gibi Konya ovasına yakın bir yerde belinde çıban çıkarak ölen Yavuz’u tarihçilerin değerlendireceğini düşünüyorum. Siz, bir Türk olan Şah İsmail’i ne kadar sevebilirseniz Aleviler de Yavuz Selim’i o kadar sevebilir. Lütfen bu konuyu daha fazla germeyin. ‘Nefret ettirmeyiniz, müjdeleyiniz’ diyen Hazreti Muhammet’e inancınız varsa eğer, Alevi yurttaşların cem evi talebine engel çıkarmayınız. Böylece Sultanbeyli’de 30 bin kişinin şahsında hepimizi rahatlatmış olacaksınız.” Bu devirde barajı aşıncaya kadar ittifaka dayı diyeceksin abi! Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in İtirafı FATMA ESİN Sayın E. Özkök, Bağcılar Lisesi’ndeki mescit ve toplu namaz konusunda Milli Eğitim Bakanı H. Çelik’e sorduğu iki soruyu ve bunların yanıtlarını 1 Haziran 2007 tarihli Hürriyet gazetesindeki köşesinde yazdı. Sorular ve yanıtları şöyle: 1. Soru: “Bu uygulama sizce doğru mu, yanlış mı?” Yanıt: “Böyle bir uygulama yok ki, doğru veya yanlış diyelim.” 2. Soru: “Bakanlığa bağlı okullarda hiç mescit uygulaması yok mu?” Yanıt: “Yatılı okullarda, ibadet yerlerine uzak bazı meslek okullarında mescitler var.” Sayın Özkök bu yanıtlardan öylesine tatmin olmuş ki, Bağcılar Lisesi’nde ortaya çıkan olayı ve İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ata Özer’in olayı, “Hiç de yanlış bir uygulama değil, bu ülkede din ve vicdan özgürlüğü var” şeklindeki sözleri ile savunmasını bir yerel uygulama olarak açıklamakta. Ayrıca bu şekildeki yerel uygulamaların AKP’ye zarar verdiğini vurgulayarak AKP’nin bunları önlemek için gerekli önlemleri almasını önermekte! ??? Oysa yukarıdaki iki yanıtın hem tutarsız, hem de birbiri ile çelişkili olduğu öylesine açık ki! Sayın Bakan, “Böyle bir uygulama yok ki, doğru veya yanlış diyelim” derken Bağcılar Lisesi’ndeki olayı yok saymış olmuyor mu?.. Bir tek olsa bile, ortada fotoğrafları ile varlığı kanıtlanmış bir olay var. Buna rağmen fütursuzca, “Böyle bir uygulama yok ki” denebilir mi? Eğer bir velinin duyarlılığı olmasaydı bu da ortaya çıkmayacaktı. Ortaya çıkmayan acaba daha kaç okul var?.. Diğer taraftan Sayın Bakan’ın ikinci yanıtı birinci ile çelişmekte: Zira, “Böyle bir uygulama yok ki” demesine karşın, kendi ifadesine göre, yatılı okullarda ve ibadet yerlerine uzak bazı meslek okullarında mescit varmış! Bu yanıtlar insanın aklına şu soruları getiriyor: 1) Öğrencilerin akşam saatlerini ille de ibadetle geçirmesi zorunluluğu mu var ki, yatılı okullarda mescit uygulaması var? 2) İbadet yerlerine yakın meslek okullarının öğrencileri okul saatlerinde derslerini bırakıp ibadet yerlerine giderek vakitlerini ibadetle mi geçiriyorlar ki, uzak olanlar için mescit gerekliliği ortaya çıksın? 3) Meslek okulları dağlarda veya şehirlerden çok uzak ücra yerlerde konuşlanmadıklarına göre, ibadet yerlerine uzaklık kriteri ne kadardır? ??? Anlaşıldığı gibi, Sayın Bakan okullarda mescit uygulamasının yaygınlaşması için çok güzel kılıflar hazırlamış... Bu kılıfları gören ve zaten Sayın Bakan’ın, zihniyetini uygun bulduğu için atadığı bazı yöneticiler ve bazı öğretmenler bu kılıfları biraz eğip bükerek kendi okullarında uygulamakta bir beis görmemekteler!.. Yani Sayın E. Özkök’ün dile getirdiği gibi, olay yerel yöneticilerin gereksiz işgüzarlıktan ile ortaya koydukları olaylar değil. Tam tersine, bağlı oldukları bakanlığın en yetkili kişisinin, açıkça emir vermemiş olsa bile, yol göstermesi ve cesaretlendirmesi ile yapılmıştır ve yapılagelmektedir. Okullara mescit ve toplu namaz gibi konuları gündeme sokmak çok prim yapan bir olgu! Bir yandan gencecik beyinleri çağdaş eğitimden uzaklaştırıp inanç dünyasına iterek ileriki yıllar için yatırım yapmış olunur. Diğer taraftan bu uygulamaya karşı çıkanlar olursa onlar, din ve namaz düşmanı, gençlerin ibadetlerini engelleyen dinsizler olarak gösterilerek seçim yatırımı yapılmış olur! Bir taşla iki kuş vurulmuş olur böylece... Kızının kısa zamanda nasıl değiştiğini, gözlerini çağdaşlığa yumup inanç dünyasına yöneldiğini fark eden duyarlı velinin ortaya çıkardığı Bağcılar Lisesi olayı bunun en güzel kanıtı. Yasalara, kurallara saygılı çağdaş insanlar bu veliyi takdir ederken bazı kişiler, bazı medya kuruluşları olayı din düşmanlığı şeklinde gösterme çabası içine girdiler. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr Halkını polise şikâyet eden başbakan!.. Şehit cenazelerindeki protestoların giderek artması, zaten bu törenlere katılamayan Tayyip Bey ve arkadaşlarının sinirlerini allak bullak etti!. Verdikleri akıl almaz tepkiler de bunu gösteriyor. Bülent Arınç, kendi memleketi Manisa’da, şehit Yarbay Melih Gülova’nın cenazesinde öylesine ağır protestoyla karşılaştı ki, töreni terk etmek zorunda kaldı. Ardından aceleyle bir basın toplantısı düzenledi ve bakın ne dedi: Bu söylenen sözleri misliyle iade ediyorum!. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı’nın kullandığı üslubun seviyesine bakar mısınız?.. Arınç, bu şok yaratan sözlerine şöyle devam etti: Bizim de istihbaratımız var. Hepsini isim isim biliyorum... Bunları yapanlar pişman olacaklar... Arınç’ın listesinde, başsağlığı dileğini kabul etmeyen şehit yarbayın eşi de var mı bilemiyorum!.. Ankara’da da, İstanbul’da da aynı görüntüler, aynı protestolar vardı. Ve Arınç’ın “pişman olacaklar” mesajını almış görünen Tayyip Bey dün esip gürledi!.. Cenazelerde kendisini ve hükümeti protesto edenlere önce “terbiyesizler” sözcüğüyle yüklendi!.. Yetinmedi, İçişleri Bakanı’na çağrıda bulunup, hükümet aleyhine slogan atanların yakalanmasını istedi, “Hesap verecekler” dedi. Acaba bu “terbiyesizler, planlı davranıyorlar” diye suçlayıp yakalanmasını istedikleri arasında AKP’li bakanların elini sıkmayan, yüzlerine bile bakmayan şehit Binbaşı Ramazan Armutçuoğlu’nun eşi de bulunuyor mu, merak ettim!.. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim; Başbakan Erdoğan ve Meclis Başkanı Arınç tarihe geçtiler!.. Nasıl mı? Kendi halkına hakaret edip, polise ihbar eden mümtaz siyasetçiler olarak!.. Dünya tarihi, bugüne dek, böylesine bir olayı kaydetmemişti… Bunu da başardılar!.. Beylere ufak bir anımsatmayla bitirelim: Demokratik hakkını kullanmanın cezası olmaz... Sindirme, korkutma oyunları da hiçbir işe yaramaz... Bu halk da bunu unutmaz!.. e posta: umitzileli?gmail.com ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com ÖZEL NEVHİZ DİL EĞİTİM KURSU (NEVDİL) 2007 – 2008 ÜCRET İLANI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 14 Haziran www.mumtazarikan.com Kursumuzda 120 saatlik kur bedeli 990 YTL`dir. Öğrencilere yönelik %10`luk indirim uygulanmaktadır. Tel: 0212 217 63 63 Faks: 0212 217 63 60 Büyükdere Cad. No:119 Kat: 9 Gayrettepe/İstanbul 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Sesi kalınlaşmasın diye 1 çocukken iğ 2 diş edilmiş 3 erkek şarkıcılara verilen 4 ad. 2/ Emirler, 5 beyler... Kü 6 çük su kanalı. 7 3/ 16131917 yılları arasın 8 da Rusya’yı 9 yöneten ha1 2 3 4 5 6 7 8 9 nedan. 4/ Çok anlayışlı ve sezgili kim 1 A L T I N O V A D İ L İ se... Avukatların 2 K A O S bağlı oldukları mes 3 Y İ N B A D I Ç A N İ lek kuruluşu. 5/ Fi 4 A K İ D E K A K Ü L R yat gösteren çizel 5 R ge... İlave. 6/ “Ko 6 L A M E R A K İ R E O K nuş, anlat” anlamın 7 A D A da argo sözcük. 7/ 8 R E N D E A T Müslüman ülkelerde 9 T A R L A K O Z oturan Yunan asıllı kimse... Tiyatroda, bir oyuncunun sözü kesilmeden bir çırpıda söylediği sözler. 8/ İsa Peygamber’in doğduğu gün... Lityum elementinin simgesi. 9/ Bir peygamber... Uzun omuz atkısı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Genellikle uluslararası bir serginin yapımcılığını üstlenen kişi. 2/ Gemide yelkenlerin açılması... İstek, arzu. 3/ Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olan “Babil Asma Bahçeleri”ni kurduran efsanevi Asur kraliçesi. 4/ Ulaşım yollarının yayalar ve taşıt araçları tarafından kullanılması... Bir nota. 5/ Nâzım Hikmet’in soyadı... İçinde şarap yapılan bir tür fıçı. 6/ Aşırı şişmanlık. 7/ Fide yetiştirmek için ayrılmış toprak bölümü... Utanılacak şey, ayıp. 8/ Siper, hendek... Bir nota... Telefon sözü. 9/ İşlenmiş timsah derisi. CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle