Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 HAZİRAN 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 4.5 yıllık dönemde yeniden tırmanışa geçen terör eylemlerine karşı ciddi adım atılmadı 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT AKP başarısız oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP hükümetinin 4.5 yıllık iktidarı döneminde terör eylemlemleri yeniden tırmanışa geçti. Terörle mücadele konusuna Irak boyutu eklendi, önlem konusunda ciddi bir adım atılmadı. Genelkurmay’ın önerileri dikkate alınmadı, saldırılara güçlü tepkiler dahi gösterilmezken, alt kimliküst kimlik tartışmaları gündeme getirildi. Teröre yönelik oluşturulan koordinatörlük makamı kamuoyunu oyalamaktan başka bir işe yaramadı. Abdullah Öcalan’ın yakalanması ve yargılanmasının ardından eylemlilik süreci alt düzeye inen PKK’nin yeniden hareketlenmesi terör konusunu Türkiye’nin gündemine bir kez daha taşıdı. AKPiktidarı döneminde bölücülük konusu ve PKK terörü yoğun olarak tartışma konusu oldu. Hükümetin bu dönemde ciddi bir terörle mücadele stratejisi ortaya koyamadığı dikkat çekerken önceki hükümet döneminde hazırlanan planlar da rafa kaldırıldı, unutuldu. AKP döneminin terörle ilgili gelişmeleri satır başlarıyla şöyle: Güneydoğu Eylem Planı yok sayıldı: Güneydoğu Eylem Planı (GEP), AKP hükümetinden önceki Ecevit hükümeti döneminde geliştirildi ve Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) onaylanarak kabul edildi. Plan, devletin, bölücülük faaliyetleri ve terör konusuna bütüncül bir mantıkla yaklaşmasını, yapılacak işler ve alınacak önlemler konusunu düzenliyor, terörün yoğunlaştığı bölgede sivil ve askeri kurumların eşgüdümlü çalışmasını içeriyordu. AKP, iktidara gelmesinin ardından planın hazırlanmasında önemli görev alan MGK Genel Sekreterliği’ni tasfiye ederken planı da fiilen uygulamadan kaldırdı. Terörle Mücadele Temsilciliği oyaladı: Türkiye’ye yönelik Kuzey Irak kaynaklı terör faaliyetlerinin artması ve Türkiye’nin bunu üst seviyede sürekli dile getirilmesinin ardından ABD’nin de istemiyle Terörle Mücadele Temsilciliği oluşturuldu. Sorunun Türkiye, ABD ve Iraklı yetkililer arasında istişare edilerek önlem alınması gerekçesiyle oluşturulan sisteme Genelkurmay’ın sıcak bakmadığı basına yansıdı. ABD temsilci olarak emekli general Joseph Ralston’ı atarken AKP hükümeti karşılığını atamada son dakikaya kadar bekledi. Ralston’ın Ankara ziyaretinden saatler önce emekli orgeneral Edip Başer, makama getirildi. Başer’in, ataması üçlü kararnameyle değil, görevlendirmeyle yapıldı. Oluşturulan sistemden Türkiye adına hiçbir sonuç çıkmadı. Bu yöntemle Türkiye’nin oyalandığı eleştirilerinin yükseldiği Başbakan’ın Amacı Ne? Terör doruğunun toplanmasından altı saat önce, Başbakan Erdoğan’ın, gazetecilere partisinin yeni genel merkez binasında yaptığı ayaküstü açıklama, tam anlamı ile pişmiş aşa su katmak oldu. Ya da bir çuval inciri berbat etmek isteyerek dün kendi başkanlığında Genelkurmay Başkanı’nın, Dışişleri ve İçişleri bakanlarının, Kara Kuvvetleri ve Jandarma genel komutanlarının katılımı ile gerçekleşecek olan “Saat 17.00 Toplantısı”nı, doğmadan öldürerek, farkında olmadan iç ve dış düşmanlara rahat nefes aldırmayı amaçladığının düşünülmesine yol açtı... Ben bu satırları yazmama karşın yine de Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın, şehit cenazelerinin ardı ardına musalla taşlarına konulduğu bir sırada, “Kuzey Irak’ta 500 tane terörist var. Türkiye’de dağlarda 5 bin terörist var. Şimdi, Türkiye’deki 5 bin teröristle mücadele bitti mi? Yani bu halledildi mi, Kuzey Irak’taki 500 kişi ile uğraşma safahatine (aşamasına) gelinecek” sözlerini dünya kamuoyu ile paylaşmasında bir dil sürçmesi olması gerektiğini düşünmek istiyorum. 3 Kasım 2002 seçimlerinde, rahmetli Ecevit başkanlığındaki DSPMHPANAP hükümeti, Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AKP iktidarına sıfır terör devretmişti. Erdoğan, dört buçuk yıl sonra 22 Temmuz’da sandık başına gitmeye hazırlanan Türkiye’de dört bir yanı kaplayan şehit cenazelerini uğurlamaya gelen, evlatlarını, kocalarını, babalarını ya da kardeşlerini kaybetmiş yurttaşların da içinde bulunduğu 70 milyon yurttaşın karşısında terörün bugün geldiği aşamanın hesabını başbakan olarak kendisinin vermesi gerektiğini unutmuş görünmeyi yeğliyor. Başbakan Erdoğan, şehit cenazelerinde halkın iktidara yönelik tepkisine kızdı ‘Protestocular terbiyesiz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şehit cenazelerinde hükümeti protesto edenlere “terbiyesiz” derken; Kuzey Irak’a sınır ötesi operasyon konusunda “Kuzey Irak’ta 500, Türkiye’de dağlarda 5 bin terörist var deniyor. E şimdi Türkiye’deki 5 bin terörist ile ilgili mücadele bitti mi yani, Kuzey Irak’taki 500 kişi ile uğraşma safahatine gelinecek” açıklamasını yaptı. Erdoğan, bazı emekli generallerin hükümete karşı saygı sınırlarını aşan ifadelerle toplumda olumsuz bir psikolojik hava yaratma gayreti içinde olduklarını ileri sürdü. Başbakan Erdoğan dün AKP’nin yeni genel merkezini gazetecilere tanıttı. Tanıtım sırasında soruları yanıtlayan Erdoğan, şehit cenazelerindeki hükümete yönelik protestolara tepki göstererek “Bu terbiyesizliği yapmış olanlar, ne İslami görevi ne insani görevi yapmak için geliyor. Tamamen bunların dışında bir görevlendirmeyle oraya geliyorlar. Cenaze adabına aykırı, saygısızca bir hareket” dedi. ‘İnceleme başlatıldı’ Şehit onbaşı Ahmet Bilgiç için Tokat’ta yapılan cenaze töreninde bir kişi AKP’li Turhal Belediyesi’nin gönderdiği çelengi parçaladı. Cenazede yine hükümete tepki SAV AŞ KALKAN İçişleri Bakanlığı’nın konuyla ilgili inceleme başlattığını, tüm görüntülerin incelendiğini kaydeden Erdoğan, hiç kimsenin iktidara “katil” deme hakkının olamayacağını, bunu söyleyenlerin yargıya hesabını vereceğini söyledi. Cenazelerden siyasi rant elde etmek isteyenlerin olduğunu belirten Erdoğan, “Belli bir partiyi mi kastediyorsunuz” sorusu üzerine, “Hayır, belli partilerden bahsediyorum, yaptıkları işaretlerden belli” dedi. ‘İçerideki halledildi mi?’ “Bu, Kuzey Irak konusunda hükümetin atacağı adımları engeller mi’’ sorusu üzerine Erdoğan, bu konuların konuşulmaması gerektiğini, yapılması gereken bir şey varsa yapılacağını söyledi. Erdoğan, “Bakınız, her zaman gelen rakamlar var. Ne deniyor, Kuzey Irak’ta 500 tane terörist var, ne deniyor? Türkiye’de dağlarda 5 bin terörist var. E şimdi Türkiye’deki 5 bin terörist ile ilgili mücadele bitti mi, yani bu halledildi mi, Kuzey Irak’taki 500 kişi ile uğraşma safahatine gelinecek? Kaldı ki biliyorsunuz mart tezkeresinde Tayyip Erdoğan’ın düşüncesi bir genel başkan olarak bellidir ve o zaman kimlerin buna olumsuz refleks gösterdiği, o da bellidir” diye konuştu. Emekli generallere tepki TOKAT Erzincan’ın Kemah ilçesi kırsalında PKK’lilerle girdiği çatışmada şehit düşen Jandarma Komando Onbaşı Ahmet Bilgiç, memleketi Tokat’ın Zile ilçesinde yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı törenle toprağa verildi. Törene katılanlar hükümeti protesto ederken bir kişi, AKP’li Turhal Belediyesi’nin gönderdiği çelengi parçaladı. Şehit Onbaşı Ahmet Bilgiç’in Türk bayrağına sarılı tabutu, Zile Devlet Hastanesi morgundan alınarak kalabalık bir grup tarafından sloganlarla Uzunçarşı Musallası’na götürüldü. Burada kılanan cenaze namazına Tokat Vali Vekili Recai Akyel, Tokat Garnizon Komutanı Tuğgeneral Yusuf Kaya, Tokat İl Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Mustafa Önsel, Tokat Belediye Başkanı Adnan Çiçek, Zile Belediye Başkanı Murat Ayvalıoğlu, ilçe belediye başkanları, askeri ve mülki erkânın yanı sıra binlerce kişi katıldı. Törene AKP’li hiçbir milletvekilinin katılmaması dikkat çekti. Namazın kılınmasının ardından cenaze, askerlerin omuzlarında Hükümet Konağı’nın önüne taşındı. Bu sırada şehit onbaşı Bilgiç’in babası Hüseyin, annesi Esme Bilgiç fenalık geçirdi. Tören de konuşan Tokat İl Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Mustafa Önsel, Onbaşı Bilgiç’i şehit eden teröristlerden 3’ünün öldürüldüğünü açıkladı. Cenazeye katılanlar PKK’ye lanet yağdırırken hükümeti de protesto etti. “Kahrolsun PKK, işbirlikçi AKP”, “Tayyip oğlunu askere gönder”, “Bu asker yatmadı vatanını satmadı”, “Apo’ya ölüm başka çare yok” sloganları atan gruptan bir kişi AKP’li Turhal Belediyesi’nin gönderdiği çelengi parçaladı. Törene katılan Turhal Belediye Başkanı Ali Gözen ve Tokat Belediye Başkanı Adnan Çiçek zor anlar yaşadılar. Sessiz eyleme polis engeli ADAPAZARI (Cumhuriyet) Sakarya’da teröre karşı sessizlik eylemi yapmak isteyen gruba polis izin vermedi. Ancak Türk bayrakları taşıyan grup, uyarılara karşın basın açıklamasını yaptıktan sonra dağıldı. Kendilerine “Vatan Sevdalıları” adını veren bir grup, birkaç gün önce Adapazarı Kültür Merkezi (AKM) önünde sessiz oturma eylemi yapacaklarını belirten el ilanları dağıttı. Çağrı üzerine AKM önünde toplanan grup, şehitleri anmak ve terör eylemlerini kınamak amacıyla, sabaha ka dar sürmesi planlanan sessiz oturma eylemi gerçekleştirmek istedi. Ellerinde Türk bayrakları taşıyan grup, “Kahrolsun PKK”, “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganları attı, Gençlik Marşı’nı okudu. İstiklal Marşı okunmasının ardından polis eylemin “Toplantı, Gösteri ve Yürüyüş Kanunu”na aykırı olduğu gerekçesiyle gruba dağılmaları konusunda uyarıda bulundu. Bir süre daha eyleme devam eden grup, emniyet güçlerinin isteği üzerine olaysız bir şekilde dağıldı. bir dönemde Başer, hükümet tarafından görevden alındı. Genelkurmay’ın önerileri dikkate alınmadı: AKP hükümeti yükselme eğilimine giren terör olayları konusunda Genelkurmay’dan gelen önerileri de dikkate almadı. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı İlker Başbuğ, basın yayın organlarının temsilcilerine yönelik yaptığı bilgilendirme toplantısında, geniş anlamda terörle mücadelenin bütün boyutlarıyla yürütülmesi için bir dizi önlemi kamuoyu ile paylaştı. Bunlardan en önemlisi olarak da terörle mücadele için bir müsteşarlık kurulması olarak öne çıktı. Terörün hukuksal ve ekonomik boyutlarına da yeni önlemler isteyen, bazı yasaların Batı standardında yeniden düzenlenmesini dile getiren Başbuğ’un önerileri hükümet tarafından dikkate alınmadı. Müsteşarlık önerisine karşılık hükümet Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nu aktive etti. Kurul Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün başkanlığında ara ara ve terör saldırılarının ardından toplanıyor. Ekonomik önlem yok: Terörün yoğun olduğu bölgelere yönelik oluşturulan ekonomik paketler, AKP döneminde gündeme dahi getirilmedi. Bölgedeki geri kalmışlığın terörü desteklediği yönündeki tespitlere karşın AKP, hiçbir proje açıklamadı. Mülki amirlerin ataması: Terörle mücadele bölgesinde güvenlik güçleriyle uyumlu çalışacak mülki amirlerin atanması AKP iktidarının ilk döneminde tersine döndü. Bu dönemde göreve getirilen bazı yöneticilerin atanmasında AKP’ye ve bazı tarikat yapılanmalarına yakınlıklarının dikkate alındığı iddiaları basına da yansıdı. Özellikle bazı vali atamalarında AKP hükümetinin vefa borcunu ödediği yorumları yapıldı. Alt kimliküst kimlik tartışmalarını başlattı: Erdoğan, 2005’te Diyarbakır’da alt kimliküst kimlik tartışmalarını başlattı. Türklüğün bir alt kimlik olduğunu belirten Erdoğan, aslolanın ise Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığı olduğunu savundu. Erdoğan’ın bu söylemi, terör örgütü yandaşları tarafından da memnuniyetle karşılandı. Kürt liderle görüşme çarkı: Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Iraklı Kürt liderlere yönelik ambargosuna karşın Şubat 2007’de “Yararlı olacaksa Iraklı Kürt gruplarla görüşülebilir” diyen Başbakan, 4 ay sonra “Bizim muhatabımız oradaki Kürt liderler değildir. Bizim muhatabımız Irak’ın merkezi hükümetidir. Ben merkezi hükümetin cumhurbaşkanıyla da görüştüm, başbakanıyla da görüştüm. Bunun dışındaki bir kabile reisi ile ben görüşemem” diyerek çark etti. Barzani için Büyükanıt’la karşı karşıya geldi: Büyükanıt 16 Şubat’ta ABD’de bulunduğu sırada, “Her iki grup da (Barzani ve Talabani) terör örgütünü destekliyor. Ben kimsenin iradesine ipotek koyamam. Siyaseten kim görüşürse görüşsün. Ama benim asker olarak görüşmem mümkün değil” dedi. Erdoğan’ın bu sözlere yanıtı, “Kişiler kişisel düşüncelerini açıklayabilirler. O hiçbir zaman kurumun açıklaması olamaz” oldu. Şehitlere karşı tepki yok: “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” sözleriyle büyük tepki çeken Erdoğan, konuşmasından kısa süre sonra art arda gelen şehit haberleri karşısında “duyarsız” kaldı. Erdoğan, son dönemde artan terör olayları karşısında da gecikmeli güvenlik zirvesini dün toplayabildi. Başbakan olduğunu unutmaya yatmak Dağlardaki 5 bin teröristi, oradan bir yandan polisiye, öte yandan ekonomik, kültürel ve politik önlemlerle indirmesi gereken gücün adının hükümet olması gerektiğini bilmezden gelmek istiyor. Bununla da kalmıyor, Kuzey Irak’ta bulunan o 5 bin kişinin, ülkemiz dağlarındaki 5 bin omuzdaşına silah, cephane değiştirme birliği, mayınla birlikte moral desteği verdiğinden de habersiz görünüyor. Osmanlı’yı bir yana bırakarak, utanarak söyleyeyim ki, 83 yıllık geçmişinde Türkiye Cumhuriyeti, iç ve dış tehditlerin değerlendirmesinde dürbünü tersine çevirerek olaya bakan böyle bir başbakan görmemiştir. Terör adındaki hastalığı teşhis konusunda en olmaz zamanda Başbakan’ın bulunduğu durum, sadece dağda ya da kentteki eşkıyayı olabildiğince yüreklendirmekle kalmayacak, canlarını dişlerine takarak her saniyelerini ölüm ile kucak kucağa geçirmelerine rağmen vatanın bölünmezliğini sağlamak için savaşan güvenlik güçlerini de etkileyecektir. Başbakan, onlara omuz verecek yerde, eski askerleri, emekli generalleri kendisini televizyonlarda eleştirdikleri için, “saygı sınırını” aşmakla suçluyor. Bununla da yetinmeyerek, cenazelerin uğurlanmasında kendisine ve iktidarının önde gelen kişilerine yönelen tepkileri, küçültebilir miyim gayreti ile olmalı, belirli partilere mal etmeye çalışarak terbiyesizlik ile suçluyor. Diyelim ki, o uğurlama törenlerine hükümetin başkanı olarak gelmiyor ya da gelemiyor. Ama gazetelerdeki haber ve fotoğrafları bir yana bırakarak, televizyonların o törenlerden yaptığı canlı yayınları da mı izlemiyor? Öfkeli kitlelerin giderek artan tepkilerini yansıtanlar arasında elbette bazı partilerin üyelerinin olması gerektiğini; ama aynı zamanda sokaktaki sıradan vatandaşların da, sivil hatta asker bürokratların da görüntü vermekten gocunmadıklarını görmüyor mu? Göremiyor mu? Ateşkes taktiğindeki amaç Erdoğan, dün akşam saatlerinde yapılan terör doruğunun içini, öğleye doğru yaptığı açıklama ile adeta boşaltmaya yönelirken, terör örgütünün ateşkes ilan ettiği haberi, Belçika kaynaklı Fırat adlı bir Kürt ajansına dayanılarak AP tarafından tüm dünyaya ulaştırıldı. Haberde, genel seçimlerin daha güvenli bir ortam içinde yapılmasını sağlamak gerekçesiyle örgütün tek taraflı saldırıları durdurduğu bildiriliyordu. PKK’nin amacının, sürekli gerginlik yaratan bir aşamadan sonra, birden açıklanan ateşkes ilanı ile AKP iktidarıyla politik görüşmelere zemin oluşturacak bir kanal açılmasını sağlamak olduğu anlaşılıyor. Dün akşamki doruk bu bakımdan asker kanadı ile Erdoğan ve ekibi arasında hayli tartışma yaratmış olmalıdır. Eşkıyanın peşindeki güvenlik güçlerinin daha öncekilerde de olduğu gibi, son terörist elindeki silahını bırakarak teslim oluncaya kadar kendisine verilmiş görevi yapmayı sürdüreceğini söylemek kehanet ya da şahince bir davranış sayılmamalıdır. Ama yine de sormak gerekiyor; hükümetin bu konuda Silahlı Kuvvetler’e vereceği direktif ne olacaktır? Gelelim Ahmet Bilal Erdoğan olayına Şehit cenazeleri karşısında, güvenlik kuvvetlerine, “Siz önce dağlardaki 5 bin kişiyi dize getirin” mesajını kinayeli olarak veren Başbakan’ın oğlu Ahmet Bilal Erdoğan’ın Kasımpaşa Deniz Hastanesi’nden aldığı “çürük raporu” ile askerlik dışı olduğunu gözü pek meslektaşımız Emin Çölaşan dünkü Hürriyet’teki köşesinde yazarak hem Başbakan’dan hem de ilgililerden etraflı açıklama beklediğini söyledi. Askerliğin “yan gelip yatma yeri olmadığı” sözlerinin de sahibi olan Başbakan’ın oğlunun, bu kutsal vatan görevini yapmasına engel olacak ölçüde gerçek bir sağlık mazereti olması gerektiğine ben de inanmak isteyenlerdenim. Ancak tam seçimler ve bu terörle savaş tartışmaları öncesinde mademki böyle bir iddia ülkemizin en büyük gazetelerinden birisi tarafından ortaya atılmıştır, o halde, öncelikle Milli Savunma Bakanlığı bu iddialara açıklık getirmeli ve gerekirse Çölaşan’ın da söylediği gibi Bilal Erdoğan yeniden ve örneğin GATA’daki bir sağlık kurulu tarafından muayene edilmelidir. Şehit cenazesinde protesto edilen Arınç, yurttaşları suçladı: Özel getirilmiş motorize ekipler Genelkurmay Başkanı ile görüşmüyormuş havası yaratılmak istendiğini kaydeden Erdoğan, gerekli görüşmeleri yaptıklarını söyledi. Şehitlerin siyasi rant aracı olarak kullanılmaması gerektiğini, bu konudaki hassasiyetinin çok önemli olduğunu anlatan Erdoğan, “Ama bakıyorsunuz, yani birçok şeyler, hele hele şunu açıkça söylüyorum bazı emekli generaller, paşalar televizyon televizyon dolaşıp hükümete karşı adeta böyle saygı sınırlarını aşan ifadeler kullanmak suretiyle toplumda sanki bir psikolojik olumsuz hava oluşturmanın gayreti içine giriyorlar, bunlar hoş şeyler değil” dedi. ‘Pişkinliğin bu kadarına pes’ ANKARA/İZMİR (Cumhuriyet) Şırnak’ta şehit olan Yarbay Melih Gölova’nın Manisa’daki cenazesinde on binlerce yurttaş tarafından protesto edilen TBMM Başkanı Bülent Arınç, tepkilerin “siyasi ve hakaret amaçlı” olduğunu ileri sürdü. Protestocuların bir kısmının bir siyasi partinin el işaretini yapan, “motorize ekipler” olduğunu savunan Arınç, “Bir kısmı da son zamanlarda belli bir organizasyon içinde olduğunu bildiğimiz kurumların içerisindeki birkaç kişiydi” dedi. Cenaze töreninde Manisalıların yoğun protestosuyla karşılaşan ve belediye binasına sığınmak zorunda kalan Arınç, daha sonra düzenlediği basın toplantısındaki sözleriyle de tepki topladı. Manisalılar, “Pişkinliğin bu kadarına da pes doğrusu” yorumunu yaptılar. TBMM Başkanı Arınç, göreve yeni başlaması dolayısıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’yı ziyaretinde, gazetecilerin Manisa’daki şehit cenazesindeki protestolara ilişkin sorularını yanıtladı. Manisa Müftüsü’nün ikazlarına rağmen, Kur’an ve ezan okunurken bile yuhalamaların sürdüğünü ifade ederek “Bunları yapanların bir kısmı, herkesin çok iyi bildiği bir siyasi partinin el işaretlerini yapanlardı. Bir kısmı da son zamanlarda belli bir organizasyon içinde olduğunu bildiğimiz kurumların içerisindeki birkaç kişiydi. Bunların çok büyük bir kısmı, dışarıdan özel olarak getirilmiş, motorize ekiplerdi” dedi. Cenaze töreninde Manisalıların yoğun protestosuyla karşılaşan ve belediye binasına sığınmak zorunda kalan TBMM Başkanı Bülent Arınç, daha sonra düzenlediği basın toplantısındaki sözleriyle de tepki topladı. Manisalılar, “Pişkinliğin bu kadarına da pes doğrusu” yorumunu yaptılar. CHP Manisa İl Başkan Yardımcısı Ahmet Çiftçi, Arınç’ın sözlerini “talihsiz” bulduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “AKP’lilerin ve Bülent Arınç’ın anlayışı bu. ‘Beni yuhalayanlar Manisalı değil!’. Bu ne demek? Cenaze törenine katılan on binlerce insan gösterdi bu infiali. Manisa’daki tepki hükümete ve Bülent Arınç’adır.” Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net ‘Türk bayrağını gururla salladık’ ? İstanbul Haber Servisi İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, şehit cenazelerinde protesto edilen bir hükümetin hemen istifa etmesi gerektiğini belirterek “Devletin teröre karşı yaptırım gücü kararlı olmalıdır. Biz iktidar olunca terörün kökünü kazıyacağız” dedi. Partisinin İstanbul İl Örğütü’nde basın toplantısı düzenleyen Perinçek, geçen pazar günü Diyarbakır’da yapılan “Birlik ve Kardeşlik” mitinginin, PKK, Fetthullahçı örgütlenmeler ve Milli İstihbarat yetkililerince engellenmek istendiğini iddia ederek “Fakat biz bütün engellemelere karşı binlerce insanımızı alanlara topladık. Diyarbakır burçlarından Türk bayrağını salladık” dedi. CUMHURİYET 07 K