15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 HAZİRAN 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Türkiye’nin Cinsiyet Uçurumu Endeksi’nde son sıralarda yer aldığına dikkat çeken Yalçındağ: 13 EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Meclis’te pozitif ayrım şart ? Türkiye’de kadınların siyasete katılım oranının 72 yıl öncesindeki seviyesine bile ulaşamadığına dikkat çeken TÜSİAD, “Kadınların siyasetteki temsil oranı bir an önce yüzde 30’lara çıkarılmalı” çağrısı yaptı. Ekonomi Servisi Türkiye’de kadınların siyasete katılım oranının yüzde 4 olduğunu ve bu oranın Türkiye açısından kabul edilemez olduğunu belirten Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, “Bu oran yüzde 100 artırılsa, ancak yüzde 8’e ulaşılıyor. Türkiye’de kadınların siyasetteki temsil oranı, bir an önce asgari temsil oranı olan yüzde 30’lara çıkarılmalıdır” dedi. TÜSİAD’ın düzenlediği “Kadının Siyasetteki Yerinin Güçlendirilmesi” konferansında konuşan Yalçındağ, Türkiye’nin, Dünya Ekonomik Forumu’nun “Cinsiyet Uçurumu Endeksi” 2006 yılı sonuçlarına göre 115 ülke arasından 105. sırada bulunduğuna dikkat çekerek kadınların siyasal ve ekonomik hayata daha çok katılmaları için “pozitif ayrımcılık” uygulanması gerektiğini söyledi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Ethem Sancak da Türkiye’de 1935 yılı seçimlerindeki kadın milletvekili oranı olan yüzde 4.6’ya bir daha hiçbir Meclis’in ulaşamadığını ifade ederek “Türkiye mevcut durumda Nijerya, Cezayir ve Ürdün gibi ülkelerin bile altında bulunuyor” diye konuştu. KrizSonrasında Arjantin ve Türkiye Türkiye 2001sonrası ekonomi idaresinde ne derece başarılı oldu? Resmi söylemlere göre Türkiye 2001sonrasında uygulamış olduğu yapısal reformlar sayesinde piyasaların güvenini sağlamış ve uluslararası sermaye akımlarını ulusal ekonomisine çekmeyi başararak hızlı bir büyüme yaşarken, enflasyonu da geriletebilmiştir. Dahası, aynı çevrelere göre, Türkiye’nin 2001sonrasında uygulamakta olduğu program “alternatifsizdir”; dolayısıyla Türkiye (kendisi için çizilen) dönüşümleri uygulamaya devam etmelidir. Bu savlar gerçekten doğru mudur? Uygulanan programın gerçekten daha başarılı olabilecek bir başka alternatifi yok muydu? Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında 2001sonrasında ne derece başarılı bir ekonomi yönetimine sahiptir? ??? Türkiye 2000’li yıllara Arjantin ile birlikte finansal kriz ve krizsonrası yapısal uyum programlarıyla girdi. Aslında iktisadi tarihçeleri 1960’lardan bu yana çok benzeşmesi nedeniyle sık sık karşılaştırılan bu iki ülke, söz konusu dönemde oldukça farklı politikalar uyguladı ve bu politikaların sonuçları da ciddi farklılıklar gösterdi. Türkiye’de 2002 Kasım’ında iktidar değişikliği yaşandı. AKP hükümeti seçim öncesinde yürütmüş olduğu “IMF programına muhalefete dayalı” seçim propagandasını terk ederek, Türkiye ekonomisini IMF ve uluslararası finans sermayesinin yönetimine ve denetimine bırakmayı yeğledi. Arjantin ise 2001 sonundaki kriz sonrasında ulusalcı bir sol kimliğe bürünerek Nestor Krichner’in başkanlığında IMF programı dışında arayışlara yöneldi ve iç talebe dayalı bir büyüme stratejisi benimsedi. Arjantin 2005 sonuna gelindiğinde 9.5 milyar dolar tutan IMF borçlarını kapatarak daha bağımsız bir politika izlemeye yöneleceğini ilan etti. Türkiye ise yeni bir 3yıllık standby imzalayarak ekonomisini 2008’e kadar IMF denetimine teslim etmeyi yeğledi. Her iki ülkenin kriz sonrası iktisadi verileri aşağıdaki tabloda verilmektedir. Kısaca özetlemek gerekirse: Büyüme: Milli gelirin yıllık reel artış hızı bakımından Arjantin 2002’deki şiddetli daralmanın ardından yüzde 8 civarında bir büyüme temposu yakalamıştır. Arjantin’in 2006’nın büyüme hızının, Çin ekonomisinin büyümesine yakın olacağı tahmin edilmektedir. Aynı dönemde Türkiye ise spekülatif finansal girişlerin uyardığı, bağımlı bir büyüme yolağı izlemiş, AKP döneminin ortalama büyüme hızı ise yüzde 7 düzeyinde gerçekleşmiştir. Dış Denge: Arjantin’de cari işlemler fazlası krizsonrası uyum programının önemli bir ayrıt edici özelliğini oluşturmaktadır. Türkiye ise iktisadi büyümesini cari işlemler açığına dayandırarak sürdürmektedir. 2006 sonunda 31.5 milyar dolarlık cari açığı ile Türkiye dış dengelerinde son derece kırılgan bir konuma sahiptir. İşsizlik: Türkiye’nin 2001 sonrasında sıçrama gösteren açık işsizlik olgusu karşısında anlamlı bir başarı gösteremediği görülmektedir. Arjantin’deyse işsizlik oranı 2002’de yüzde 24’e değin yükselmiş olmasına karşın, kriz sonrasında hızla gerilemiş ve 2006’da yüzde 8.8 düzeyine inmiştir. Arjantin kriz sonrasında neredeyse üçte birine indirmeyi başardığı işsizlikle mücadelesini, öncelikle iç talebin uyardığı ve istihdam teşviklerine dayalı bir kamu istihdam programı çerçevesinde yürütmüştür. Türkiye’de ise işsizlik sorunu “üretkenliğe dayalı büyüme” söylemi ile göz ardı edilmiş gözükmektedir. Önemli bir makroekonomik istikrarsızlık göstergesi olarak enflasyon düzeyi bakımından iki ülke de göreceli olarak başarılı bir görünüm sergilemektedir. Arjantin, 2002’de yüzde 41 olan enflasyon oranını 2006’da yüzde 11.5’e; Türkiye ise yüzde 29.7’den yüzde 9.8’e düşürmeyi başarmıştır. Döviz kuru: Türkiye 2001sonrasında yerli paranın (TL’nin) (enflasyon farkına görece) aşırı değerli, dövizin ucuz olduğu bir konjonktür içindedir. 2001 düzeyi 100 kabul edilirse, 2006 sonunda, örneğin ABD Doları’nın reel fiyatı 55’e inmiştir. Yani son 5 yılda dolar TL’ye karşı yaklaşık yüzde 45 değer yitirmiştir. Dövizdeki bu ucuzlama bir yanda ithalat talebini kamçılamakta ve Türkiye’de işsizlik sorununu yapısal olarak kalıcı hale dönüştürmekte, bir yandan da ithal girdileri ucuzlatarak enflasyonun geriletilmesine aracı olmaktadır. Öte yandan Arjantin rekabetçi bir kur politikası izleyerek cari işlemler dengesini sağlamayı başarmış durumdadır. Reel ücretler: 2001sonrasında her iki ülkede de reel ücretler ani bir gerileme yaşamıştır. Ancak, Arjantin iç talebi canlı tutma ve yoksullukla doğrudan mücadelenin bir aracı olarak 2002krizi sonrasında reel ücret düzeyini yüzde 10 artırmayı ve işsizlik oranını düşürmeyi başarmıştır. Türkiye’de ise yaşanan finansal krizlerin faturası emek gelirlerine çıkartılmıştır. Son olarak, Türkiye tüm iktisadi/sosyal politikalarını IMF ve Dünya Bankası’nın yönlendirmesine ve denetimine bağlamış iken, Arjantin IMF programının dışında daha bağımsız bir strateji izlemiştir. Uygulanan programların sonuçları ortadadır. Son söz olarak şunu vurgulayalım: Burada vurgulanması gereken şu ya da bu ülkeye ait modelin Türkiye’ye tıpatıp uygulanması değil, IMF programının dışında da iktisat alternatiflerinin varlığı ve ülkemizde uygulanan politikaların “alternatifsiz” olduğu savının geçersizliğidir. Fransa’ya ekonomik olarak herhangi bir baskı yapmak anlamlı bir etki yaratmaz Boykot etme, alternatif ol ? Sodexho Genel Müdürü Eşref Hamamcıoğlu, Fransız KOBİ’lerine dönük çalışma yapılmasını ve Türkiye’nin Çin yerine çok daha iyi bir seçenek olacağının anlatılması gerektiğini savundu. OLCAY BÜYÜKTAŞ Hazır yemek sektörüyle 1992 yılında Türkiye’ye giren ve bir süre önce entegre hizmet vermek üzere değişim geçiren dünyanın en büyük toplu yemek şirketlerinden Fransız Sodexho Genel Müdürü Eşref Hamamcıoğlu, bir süre önce bozulan TürkiyeFransa ilişkilerinin düzelmesi amacıyla bir dizi çalışma yaptıklarını dile getirdi. Fransa dış ticaretinde Türkiye’nin payının yalnız yüzde 2 olduğunu hatırlatan Hamamcıoğlu, bu nedenle yapılan ya da yapılacak ekonomik anlamdaki boykotların anlamlı etki yaratmayacağı kanısında. İlişkileri düzeltmek ise iki ülke arasındaki sosyal, kültürel ve ticari faaliyetleri artırmaktan geçiyor. ‘Tanıyan gitsin’ nat insanları ile temsil edilmeli. ? Fransa kültürünü ve dilini bilen dört kişilik bir komisyon kurularak, sürekliliği olan bir ilişki yürütülmeli. ? Fransız KOBİ’lerine dönük bir çalışma yapılarak Çin yerine çok yakın ve ortak dilleri konuşabilecekleri bir ülke olan Türkiye’ye gelmeleri konusunda fırsatlar anlatılmalı. ? Ülke siyasetinde yer alanların genellikle eğitim almayı tercih ettiği yüksekokulda bir Türk kürsüsü açılmalı. TEB’in ortağı BNP Paribas’ın aynı yöndeki açıklamaları, konuya Fransa’dan da destek geldiğini gösteriyor. Ekmek şampiyon Bölgede organik tarımı teşvik etmek için tanıtım yapılıyor. Sodexho’nun artık bina temizliğinden hastane yöneticiliğine, ofis destek hizmetlerinden güvenliğe kadar pek çok iş yaptığını anlatan Hamamcıoğlu, işçileri kendilerinin bulduğunu, şirkette önce en az 9 saat olmak üzere eğitim verildiğini dile getirdi. Sodexho’nun bugün 3 bin 750 civarında çalışanı var. Aynı zamanda TürkFransız Ticaret Derneği 2’nci Başkanı ve TÜSİAD’ın Yurtdışı İletişim Danışma Grubu Başkanı da olan Hamamcıoğlu, Fransa’da 400 bin Ermeniye karşılık yaşayan Türk sayısının da 380 bin kişi olduğunu vurgulayarak, “Ermeniler etkili noktalarda. Entegre olmuşlar. Türkler ise öyle değil. Sadece 20 bin kişi farkla mı oluyor bunlar” dedi. Hamamcıoğlu, iki ülke arasında yapılması gerekenleri ve üzerinde çalıştıkları projeleri şöyle özetledi: ? İlişkileri kurmak ve geliştirmek üzere yalnız işadamları değil, Fransız kamuoyunu etkileyecek, dünyaca tanınan kültür ve sa Eşref Hamamcıoğlu, hizmet verdikleri 80 ülke içerisinde Türkiye’deki çalışanların ekmek tüketiminde fark atmalarıyla dikkat çektiklerini söyledi. Türkiye’de, aralarında büyüklerin de bulunduğu 85 şirkete servis yaptıklarını ve 125 bin işçiye yemek servisi gerçekleştirdiklerini belirten Hamamcıoğlu, “80 ülkeyle kıyaslandığında ekmek tüketiminde Türk işçileri büyük fark atıyor. Diğer ülkelerde ortalama günlük 1 ekmek tüketilirken Türkiye’de bu rakam işçi başına 2.5 ekmek. Türkiye’de ayda tam 180 milyon adet ekmek tüketiyoruz” dedi. Ekmeğin çok sevildiğini belirten Hamamcıoğlu, Türkiye’de hizmet verdikleri birçok şantiye ve fabrikada işçilerin yemeklerini aldıktan sonra dilimlenmişin yerine bütün ekmeği masaya götürmeyi tercih ettiklerine dikkat çekti. ağaçlardan elde edildiğini ifade eden Başman, Kavaklıdere olarak Öküzgözü ve Emir üzümlerinin kullanıldığı şaraplarda bu uygulamaya geçeceklerini söyledi. Başman, bu tarz şarapta kullanılacak mantar ile vidalı kapak arasında yüzde 100 fiyat farkı bulunduğunu belirtti. Tokat cevizle büyüyecek MURAT GÜLDEREN TOKAT Yılda 1 milyon tona yakın domates üretiminin yapıldığı Tokat, domateste iç ve dış pazarlarda marka olma yolunda hızla ilerlerken şimdi de aynı başarıyı cevizde göstermek istiyor. Organik tarımı teşvik etmek ve bölgedeki tarımsal zenginlikleri dünyaya açmak için düzenlenen “Kelkit Havzası Organik Tarım Fırsatları” konferansının ikincisi Dimes Yönetim Kurulu Başkanı Ali Diren, Özdilek Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek ve Reşadiyeli İşadamları Derneği (REŞİAD) Başkanı Mehmet Ön der’in katılımıyla gerçekleştirildi. Tokat’ın yeni gözdesinin “ceviz” olduğunu ifade eden REŞİAD Başkanı Önder, cevizin bölge için ciddi bir gelir kaynağı olacağınu vurgulayarak dikilen her bir ceviz ağacının yıllık gelirinin 300 YTL’yi geçeceğini, 12 ceviz ağacı olanın ise 100 yıl boyunca geçimini sağlayabileceğini belirtti. Önder, “1 dönüm araziye ekeceğiniz 12 adet ceviz ağacı, size ve torunlarınıza 100 yıla yakın bakacaktır” dedi. Panelde, organik olarak; madımak, kuşburnu, pekmez çeşitleri, ceviz gibi ürünlerin yurtiçi ve yurtdışına ihraç edilebileceğinin ifade edildi. Kriz Sonrasında Arjantin ve Türkiye Arjantin Türkiye 2001 2006 2002 2006 Reel GSYIH Yıllık Değ. (%) 10.8 7.5 (tah.) 7.4 6.1 Enflasyon (yıllık, %) 42.0 11.5 54.4 9.6 İşsizlik Oranı (%) 24.0 8.8 8.4 9.9 Cari Denge (Milyar $) 3.9 +3.0 3.4 31.6 Bütçe Dengesi / GSMH (%) 5.6 2.0 16.4 3.0 Reel Döviz Kuru Endeksi ($) 100 198 100 55 Faiz Oranı (%) (*) 76 4.0 86.2 17.5 Not (*) Faiz oranı Arjantin için Pezo üzerine 3aylık vadeli mevduat; Türkiye için DIBS. Kaynaklar: Arjantin: Latin Focus, http://www.latinfocus.com; Türkiye: TCMB evds. Şarapta vidalı kapak dönemi Ekonomi Servisi Kavaklıdere Şarapları Murahhas Azası Ali Başman, şirket olarak kaliteli şarapta “vidalı kapak” uygulamasına geçtiklerini belirtirken, bu uygulamanın hem maliyeti düşürdüğünü hem de şarapta mantar kokusu riskini engellediğini söyledi. Başman, İsviçre, Avustralya, Şili, Kuzey Amerika ve Yeni Zellanda’da yaşlanmayacak, bir iki yıl içinde tüketilecek, ancak kaliteli şarapta vidalı kapak uygulamasına geçildiğini anlattı.. Mantarın Fas, İspanya, Portekiz ve İtalya’nın Sardunya adasında yetişen B İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU / ÖZLEM YÜZAK [email protected] Adalar Postası, Adalar sakinlerinin internet üzerinden oluşturduğu bir iletişim grubu. 2005 Nisanı’ndan beri faaliyette. Adalarla ilgili yerel yönetimin yanlış uygulamalarını, çevreye, kentsel ve kültürel dokuya verilen zararı sergiliyor. Aynı şekilde yine duyarlı bir grup insanın oluşturduğu “Vapurlarımızı Vermiyoruz” adlı iletişim platformu da bugüne kadar İstanbul Deniz Otobüsleri’nin (İDO) Şehir Hatları vapurlarını kaldırma girişimini engellemek amacıyla kurulan, ancak bunun yanı sıra Haydarpaşa Garı’ndan tutun Boğaz’da yolcu taşıyan motorların güvenlik sorunlarına kadar pek çok konuyu gündeme getiren bir sivil topluluk. Zaten çoğu zaman “Adalar Postası” ile “Vapurlarımızı Vermiyoruz” ortak hareket ediyor, Adalar Postası’nın üyeleri aynı zamanda diğer grubun içinde de yer alıyor. Mimarlar, şehir plancıları, yazarlar, gazeteciler, sanatçılar, ev hanımları, hukukçular, orman mühendisleri, denizciler internet ağı sayesinde Adalara, İstanbul’a ve İstanbul halkına yönelik kamu yararını göz ardı eden, çevreye zarar veren karar Toplumsal Duruş ve Yalova Vapuru ları, uygulamaları tartışıyor, dilekçeler vererek ilgili makamlara şikâyette bulunuyor, gerekirse bir araya gelerek eylemler yapıyorlar. Dinamizmleri, enerjileri, sorunları daha üst platformlara aktarmak için verdikleri uğraş gerçekten takdire değer. Toplumsal bir duruş sergilemenin giderek güçleştiği, (her ne kadar nisan ayından itibaren Türkiye’nin birçok bölgesinde düzenlenen Cumhuriyet Mitingleri ile bir kıpırtı başlamış olsa da...) “bana ne, ben kendi işime bakarım, gerisine karışmam” tarzı bireyciliğin ve umursamazlığın, “tepki versen ne işe yarar ki, kimse takmaz ki bizi” tarzı tükenmişliğin bol olduğu bir ülkede bu tür hareketlerin önemi gerçekten büyük. Hele bir de seslerini duyurmayı başarabilirlerse... Küçük bir örnek: Geçen haftalarda İDO’nun yeni icraatlarından biri ortaya çıktı: Yıllardan beri halka hizmet veren KabataşAdalarYalova vapurunun 18 Haziran tarihinde seferden kaldırılacağı. Kararın gerekçesi: İDO’nun yaptığı fizibilite çalışmaları sonucunda bu hattın rantabl olmadığı, zarar ettiği. Anlayacağınız İDO, yolcuları KartalYalova, YenikapıYalova deniz otobüslerine yöneltiyor. Yolcular, çok daha pahalı, yolcu kapasitesi vapurların 1/4’i kadar olan “konserve kutusu” taşımacılığına mahkum ediliyor. İDO ayrıca bu kararla Adalar ve Yalova arasındaki bağlantıyı da koparıyor. Yıllardır ada esnafı sebze ve meyvelerini Yalova’dan getiriyor. Haftada bir gün kurulan pazarda ise Yalova’dan üreticiler doğrudan tüketiciye ürünlerini satıyor. Halk taze ve ucuz ürünleri satın alıyor. Tüm bunlar Adalar Postası ve Vapurlarımızı Vermiyoruz gruplarında büyük yankı uyandırdı. Yalova esnafı da tepkisini dile getirince internet üzerinde dilekçeler İDO Genel Müdürlüğü’ne gönderildi. Dilekçe lerde “İDO’nun, İstanbul ve Yalova halkının önemli ve ucuz bir toplu taşıma aracı olan vapurlarını kaldırarak kamusal ve sosyal sorumluluğa duyarsızlık gösterdiği, doğrudan kent haklarının ihlal edildiği” vurgulandı. Bitmedi. Küçük bir grup geçen cumartesi günü Yalova Pazarı’nda pazarcılarla buluşarak ortak bir eylem gerçekleştirdi. Sonuçta İDO bu kadar yoğun tepkilere sessiz kalamadı ve dilekçelere yanıt verdi. Şikâyetlerin inceleneceği vurgulandı. Ayrıca bu sabah saat 09.30 için İDO Genel MüdürlüğüYenikapı’da Yalova halkına bir görüşme randevusu verildi. Görüşmelerden bir sonuç çıkar mı bilmiyoruz. Bugüne kadar yaşanan deneyimler bize gerek İDO’nun gerekse bizzat İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş başta olmak üzere üst düzey yetkililerin “şikâyetleri sessizce dinledikleri” ve ardından bildiklerini yaptıklarını gösteriyor. Ancak toplumsal duruş sergilemenin ve yılmadan sonuna kadar sürdürmenin önemi de giderek daha fazla anlaşılıyor. ADANA 14. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN İLANEN TEBLİGAT Dosya no : 2006/1456 Borçlu: Ahmet YILMAZ, Borsa Sarayı No:1 CEYHAN/ADANA Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. tarafından 12/10/2006 tarihi itibariyle 8.812,84.YTL. alacağın tahsili için aleyhinize yapılan icra takibinde, gönderilen ödeme emri tebliğ edilmemiş ve zabıta tahkikatı neticesinde de yeni adresinizin tesbitine imkan bulunmadığından, ödeme emrinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Yukarıda yazılı borcunuzu masrafları ile birlikte kanuni süreye (15) gün ilavesile (22) gün içinde ödemeniz, borcun tamamına veya bir kısmına veya alacaklının takibat hakkında veya imzaya bir itirazınız olursa, yine (22) gün içinde açıkça bildirmeniz, aksi halde senedin sizden sadır olmuş sayılacağı, imzayı reddettiğiniz takdirde merci önünde yapılacak duruşmada hazır bulunmanız, bulunmadığınız takdirde itirazınızın kaldırılacağı 74. madde mucibinde mal beyanında bulunmanız, mal beyanında bulunulmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunulunursa cezalandırılacağınız, borç ödenmez veya itiraz edilmezse cebri icraya devam edileceği, ödeme, emrinin tebliği makamına kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Dosya No: 2006/1456 Borç Miktarları, Faiz, Avukatlık Ücreti ve İcra Masrafları, 8.812,84 YTL’nin 12/10/2006 tarihinden tahsiline kadar yıllık % 97.50 temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi, avukatlık ücreti ve icra masraflarıyla birlikte tahsili. (Basın: 32062) ADANA 1. İŞ MAHKEMESİ Esas No: 2004/1569 Davacı SSK Başkanlığı tarafından davalılar TCDD, Ünal Kar ve Cumali Demir aleyhine açılan R.Tazminat davasında, Cumali Demir adına davetiye tebliğ edilememiş, emniyetçe yapılan araştırmada da adresi tespit edilememiş olunduğundan, davalı Cumali Demir adına davetiyenin ilanen tebliğine karar verilmiş olunduğundan, duruşma günü olan 16.07.2007 günü saat 09.40’ta mahkememizde yapılacak olan duruşmaya bizzat veya bir vekille takip etmediği takdirde, duruşmanın yokluğunda görüleceği, davalı Maksutİsmet oğlu, Adana 1948 D.lu Merkez İncirlik Nüfusuna kayıtlı Davalı Cumali Demir adına davetiye yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur .04.06.2007 (Basın: 32081) CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle