Katalog

9 MAYIS 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA ÇANKAYA’YI TEMİZ TUT, TÜRKİYE’Yİ KİRLETME! 17 Arınç, laikliğe gönderme yapmış... “Taahhütlü mü taahhütsüz mü!” YÜZYILLAR boyunca Anadolu jeostratejik bir önem taşımıştır ve dünya ne kadar küreselleşirse küreselleşsin taşımaya da devam edecektir. Ancak, Türkiye coğrafyasının bugünkü önemi, Asya ile Avrupa arasındaki “köprü”lüğünden öte ABD’nin Ortadoğu petrolleri üzerindeki kanlı hesabından kaynaklanmaktadır. ABD, kendine tanrısal güçler vehmeden bir adamın elinde Ortadoğu’da yeni bir harita çizmeye çalışmaktadır. Bu çalışmanın adı “Büyük Ortadoğu Projesi”dir. Projenin tezgâhı, Irak’ta açılmıştır. “Irak’a demokrasi ihracatı”nın altından ABD emperyalizminin gerektiğinde faşizme dönüşen gerçek yüzü çıkmıştır. Irak bataklığı ayrıca Avrupa Birliği’nin sahte demokratlığını da açığa çıkarmıştır. Büyük Ortadoğu Projesi’nin özeti, İslam dünyasının emperyalizmin gereksinimine yetecek kadar demokratlaştırılmasıdır. GÖRÜŞ Prof. Dr. TÜRKKAYA ATAÖV Köşebent Savaş Ünlü: “Abdullah Gül’ü hararetle destekleyen yazarların da gazete köşelerinden çekilmelerini bekliyorum!” Ya ğ m u r E k i m Eşbaşkan Fakat bu kılıf Türkiye’ye uymamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, laik devlet yapısı ve eksikgedik demokratik düzeni ile farklı bir konumdadır. ABD’nin Türkiye için biçtiği kaftan; demokrasinin yine emperyalizmin uygun gördüğü ölçüde İslamlaştırılmasıdır. Özetle ABD, Araplara “Ilımlı Demokrasi”, Türklere ise “Ilımlı İslam” öngörmektedir. Emperyalizm, Ortadoğu’da bir yandan demokrasiyi bir başka yandan İslam’ı kendine göre yontarak yeni bir düzen kurma peşindedir. AKP Siirt Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan’nın Büyük Ortadoğu Projesi’nde “eşbaşkan” olması boşuna değildir. Hukuksal sorunlara çözüm: Arınç otorite kabul edilsin, Yargıtay yerine Arınçtay kurulsun! 34 DK 7163 Plakanın sahibi “emniyet”miş. Trafik kurallarını çiğneme hakları varmış. Kim kime dum duma, polis devleti İstanbul’da!” Ancak Türk halkı, işbirlikçi medya tekellerinin yarattığı bilgi kirliliğine rağmen bu gidişi fark etmiş ve meydanları doldurarak bütün iç ve dış hesapları altüst etmiştir. 14 Nisan’da Tandoğan’da başlayan bu büyük halk hareketinin sonunda siyasi partiler liderleriyle birlikte halkı peşlerinden koşturan değil halkın arkasından koşar duruma gelmiştir. Merkez sağda ve merkez solda birleşmeler, bütünleşmeler bunun göstergesidir. Şimdi, birleşen veya birleşmeyen bütün siyasi partiler şu sorunun yanıtını bir an önce vermekle yükümlüdür: AKP’nin halk tarafından deliğe süpürülmesi halinde, iktidara gelenler Büyük Ortadoğu Projesi’nde yer alacak mı almayacak mı? Deniz Baykal, Zeki Sezer, Devlet Bahçeli, Mehmet Ağar veya bir başkası “eşbaşkan” mı olacak yoksa Türkiye’ye başbakan mı, bunu bilmek gerek! ABD ve Yabancı Askerler ABD’de kimi üst rütbelilerin, dış ülkelerdeki “askerlerin siyasete girmemesi” üstüne demokrasi dersi vermek istemeleri karşısında, bizzat Amerikalıların birçok ülkede özellikle yabancı askerleri siyasetin içine kendilerinin nasıl ittiklerini anımsamamız gerekiyor. Burada ancak 1950’lerden sonrakileri ve yalnız belli başlı olanları çok kısa özetleyebiliriz. 1953’te İran’da CIA M. Rıza Şah’ı destekleyen General F. Zahidi’yi harekete geçirerek bu ülke geçmişinde halkça en sevilen devlet adamlarından ve petrolü millileştiren Başbakan M. Mussadık’ı iktidardan kanlı darbeyle düşürdü... Kore’yi ikiye bölen ABD, tüm ülkeyi kapsayan seçimlerde Kuzey’in önderi Kim İlsung’un seçileceğini kestirdiğinden, Güney’deki adamı S. Rhee’yi iktidarda tutabilmek için kendini ve (Türkiye gibi) yandaşlarını yıllarca süren bir savaşın içine attı...l954’te, bir Amerikan meyve ortaklığının kullanılmayan toprağını millileştirdi ve yüksek ödence vermedi diye, demokratik yoldan seçilmiş Guatemala Cumhurbaşkanı J. Arbenz’i Albay C.C. Armas eliyle alaşağı etti... ??? Lübnan’daki iç siyasete birkaç kez el attı. 1954’te Irak’taki devrimin sonuçlarından korkarak Lübnan’a 10 bin deniz piyadesi yollayıp C. Şamun’un cumhurbaşkanlığında kalmasını sağladı. Ürdün üzerinden elli jetini uçurarak Kral Hüseyin’in tahtını korudu. Suriye’de birkaç subaya rüşvet dağıtıp onları merkezdeki iktidara karşı ayaklandırmak istedi... Küba’daki yönetime karşı kimi kaçaklardan ordu kurup ve komşu Guatemala’dan da destek alarak fiyaskoyla biten Domuzlar Körfezi çıkarmasına girişti...Laos toprağı üstünde, merkezin komutasındaki ordudan ayrı olarak, “Beyaz Yıldız” adında 30 bin askerli kendi alaylarını oluşturdu, komşu Tayland’dan da 20 bin asker kiraladı... Kore gibi Vietnam’ı da bölen ABD orada Kuzey’in önderi Ho Çi minh’in demokratik seçimde kazanacağını bildiğinden, başlattığı savaş yirmi yıl (195575) sürdü ve iki milyon yerliyle 58 bin Amerikalının canına mal oldu... Bağımsızlığına kavuşan eski Belçika Kongosu’nda Başbakan P. Lumumba’yı, sömürgeci Belçika’yla işbirliği sonucunda, Albay J. Mobutu ve madenleriyle zengin Katanga’nın yerel yöneticisi M. Çombe eliyle öldürttü... Dominik Cumhuriyeti’ne 1965’te 23 bin askerini yollayıp iktidara, kendine dost bir avuç asker darbeciyi getirdi... Kambodya’da iç siyasette kendinden yana olanları tuttu, bu ülkeye 196975 arasında yarım milyon ton bomba attı. Şili’de S. Allende de demokratik yoldan, seçimle ve halkın büyük desteğiyle iktidara gelmişti. Onun da iç siyaseti Amerikan tercihlerine uymadı. CIA İran’da 1953’te yaptığını tam yirmi yıl sonra bu Latin Amerikan ülkesinde uyguladı. Hem sokaklara yapay kümeler döktü, hem General A. Pinochet gibi faşist darbecileri kullandı... Angola bağımsızlığının başında sömürgecilikkarşıtı üç parti vardı. Bunlardan ilerici olanına cephe alıp öteki ikisine silah ve askeri eğitim verdi...Nikaragua’da Sandinista Partisi 1979’da seçimle başa gelmişti. ABD komşu Honduras’ta ona karşı birlikler kurdurdu, kendi Nikaragua limanlarını mayınladı...El Salvador’da Washington yanlısı siyasetçilerin iktidarda kalabilmesi için kendi yandaşlarına askeri yardımda bulundu. Bu müdahale iç çatışmaları tırmandırdı ve uzattı... 1982’de Lübnan’a gene deniz piyadelerini yolladı, orada faşist Falanj Partisi’ni ve onun başındakinin cumhurbaşkanlığını destekledi. Ama sonuçta, Filistinliler oradan sürüldü ve SabraŞatila kamplarında da birkaç bin kişi öldürüldü. ??? ABD, benzer yollardan, Grenada’da iktidar devirdi, Libya’da sivil hedefleri bombaladı, Filipinler’de yandaşı C. Aquino’yu, ona karşı olanlara cephe alarak korudu, Panama’ya 24 bin 500 askerle müdahalesinde 4007000 yerli öldürdükten sonra Cumhurbaşkanı M. Noriega’yı kaçırdı ve 1990’da Liberya’daki iç çatışmalara 2 bin 100 deniz piyadesiyle karıştı... Böylesine olaylarda yabancı ülkelerdeki silahlı kuvvetleri yıllarca kendi amaçları için kullanmış ve demokratik yöntemlerle seçilmiş iktidarları da devirmiş olan bir devletin üst düzey yetkililerinin Türkiye’ye ve ülkemizdeki kimi kurumlara demokrasi dersi veremeyeceği tümümüzün görebileceği açık bir gerçektir. SESSİZ SEDASIZ (!) Adalet Bakanlığı mahkemeye verilebilir! ANKARA’DA görev yapan yaklaşık bin bilirkişi, halkın şu durumu bilmesini istiyor: “Adalet Bakanlığı Ankara İl Adalet Komisyonu tarafından oluşturulan ve yeminli olarak bilirkişi listelerine alınan bilirkişilerin 2006 yılı ücretleri ve 2007 ücretleri ödenmemek suretiyle Adalet Bakanlığı tarafından bilirkişilik hizmeti angaryalaştırılmak suretiyle anayasa suçu işlenmektedir. Adalet Bakanlığı bilirkişilik ücretlerinin daha önceki yıllardan beri belirli bir ödeme yöntemine kavuşturulmasında isteksiz davranmaktadır. Bilirkişilik hizmetini talep ediyorsa bedeli olan ücretlerimizi temel ve genel mevzuata göre en geç üç ay içerisinde ödemek zorundadır. Hem Adalet Bakanlığı’na hem Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığımız başvurularımıza kesin bir yanıt alamamaktayız. Artık kanayan bir yara haline gelen bu sorunun çözümünü Adalet Bakanlığı makamından talep etmekteyiz. Birikmiş olan alacaklarımızın tümünün bir defada ödenmesini, aksi takdirde borcunu ödemeyen Adalet Bakanlığı’ndan davacı olacağımızı kamuoyuna bildiriyoruz.” İşte AKP Siirt Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümeti sayesinde, ulemaya sormaya bile gerek kalmadan Türkiye’nin sürüklendiği noktadan küçük bir kesit: Görevlendirdiği kişilere angarya iş yaptırarak anayasa suçu işlemek; Adalet Bakanlığı’nı dava edilir konuma düşürmek... behicak?yahoo.com.tr Şaibesiz Anıl Öçal: “Gardıroptan çıkıp Marmaris mitingine katılmamış olması cumhuriyet mitinglerini şaibeden kurtarmıştır!” Aktif Kökçe: “Unutmayın ki dünyanın en büyük faşisti Hitler sivil, özgürlük ve bağımsızlığın öncüsü Mustafa Kemal askerdi.” Sivil ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ‘Darbe’ciler... darbeler de acaba sorgulanabilecek mi? İktidarın “AB’ye uyum” adına çıkardığı “piyasacı” yasalara “değişim ve demokratikleşme çabası” diyerek övgüler dizilirken aynı yasaların ek maddelerindeki, gelecek kuşakların yaşam kaynaklarına göz konulan “imar balyozları”ndan hesap sorulabilecek mi? Örneğin Hazine arazilerinin “yoksullara konut” arsaları yapılması için belediyelere devrini öngören gecekondu yasasını değiştirip aynı arazileri “zenginlere site”ler kurdurması için TOKİ’ye vermek, sosyal devlete “darbe” değil midir? Ya da Haydarpaşa limanı, Galata sahili gibi toplumsal alanları, kent planlamasını yok sayan imar rantı kurallarıyla pazarlamak, Cumhuriyetin “kamu yararına şehircilik anlayışı”na da “darbe” sayılmaz mı? Etle tırnak gibi Bodrum’da, Çeşme’de ve giBu yaşamsal birlikteliğin ade derek birçok yerde imar yetkileta “etle tırnak” gibi olduğunu rine “el koymak”; koca yarımadosta düşmana öğreten “Anado dalardaki onca belediyeyi imar lu aydınlanması”ndan nasiple planlamasında işlevsiz kılmak da nememiş “liboş demokrat”lara “bilime ve demokrasiye darbe” bakın... “Türkiye’de ordu yan değil de nedir? Üstelik 12 Eylül lısı laikler, demokratik İslam darbesinden kalma bir yasaya dayanılarak... Uyarıcı görüşleriyle hükümetlerin aymazlıklarına karşı bilimin yolunu gösteren Deprem Konseyi’nin bile bir tek Başbakan imzasıyla lağveKarikatür: Mustafa İzberk. dilmesi ise en cı iktidara karşı meydanlarda gaddar darbecilerin bile aklına lar...” diyen Avrupa ve ABD gelmezdi her halde... medyasına nasıl da sevdalandıHele şu ABD’li Cargill firmalar... sının İznik Gölü kıyısındaki huLaikliği demokrasi düşmanlı kuka aykırı fabrikasını kurtarmağıyla, demokrasiyi de “dinciliğe ya dönük yasa değişikliğine ne özgürlük”le özdeşleştirenler, demeli? Böylesi de aynı Cumhuriyet mitinglerini bile hal ABD’nin yakın geçmişteki Latin kın “çağdaşlık özlemi” olarak Amerika darbelerinde belki oladeğil darbecilerin “milliyetçilik bilirdi... gösterisi” olarak yansıtıyorlar. Örnekleri sıralamak sayfalara Mitinglerde, milyonların alışı sığmaz... Ancak tüm bu darbelelagelmiş “iş, aş, sağlık...” istek rin bir başka ortak özeliği daha leri yerine, öncelikle “laik cum var ki o da yarattıkları tahribatın huriyet”, “tam bağımsızlık”, “kalıcı” olması; yok ettikleri de“onurlu bir yaşam”, “kişilikli ğerlerin bir daha geri gelmeyecebir ülke” gibi, Anadolu kültür ği... leriyle yoğrulmuş “ulusal erÖyle görünüyor ki arsası sağdemlerimiz” için bir araya gel lanan Dubai Kuleleri de işte bu melerindeki “tarihsel uyarı”yı darbeci demokrasinin İstangörmezden geliyorlar... bul’daki en yüksek bayrağı olaSiz hiç, “iktidardan yana” cak. olanlara demokrat; aynı iktidarın Cumhuriyet mitinglerindeki demokrasiyi sadece kendi amaç “bağımsız Türkiye” özlemlerilarıyla özdeşleştirmesine “dire ne “katılmayan” demokratlarınenler”e ise darbeci denilen bir mız da iktidarın o çok beğendikbaşka “demokratik ülke” bili leri “serbest piyasalı demokrayor musunuz? tikleşme” anlayışıyla açılacak Suudi çarşısında, alışveriş külDemokratik yağma! İşte böylesi bir demokrasiyle türlerini geliştirecekler... “erken” seçime giderken, “muhtırasız” gerçekleştirilen ekinci?cumhuriyet.com.tr Genelkurmay’ın 27 Nisan “açıklama”sıyla ortaya çıkan gerçek şu: Laik demokrasinin korunmasını ‘asker’den bekleyenler azalıyor. Anketlerdeki en güvenilir kurum “ordu”, en güvenilmezler ise “parti”ler olsa bile, demokrasinin esenliğini yine demokraside görenlerimiz çoğalıyor... Darbelere karşı bu “ortak duyarlılık” ile dinciliğe karşı görkemli “Cumhuriyet mitingleri”nin aynı anda yaşanması da laiklik ve demokrasiyi “ayrımsız” gözetmenin “geniş bir toplumsal istek” olduğunu gösteriyor... Buna rağmen demokrasi ile laikliği ille de “karşıt” gösterenler ise her ikisinin de ancak “birlikte var olabilecekleri bilinci”nden rahatsız olan dincilere “yaranma yarışı”ndalar… ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 9 Mayıs www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Ormanlık alanlarda ya 1 şayan bir kuş. 2 2/ Siper, hen 3 dek... İslam inancına göre 4 kıyamet günü 5 bütün ölüle 6 rin dirilerek 7 toplanacağı yerin adı. 3/ 8 Sarp, dik... 9 Tavlada “üç” 1 2 3 4 5 6 7 8 9 sayısı. 4/ Avrupa BirK liği’nin kısa yazılı 1 K A L A C O Ş A R şı... Doğu Anado 2 Ö Z E M E K A R A lu’nun Irak sınırı ya 3 F A G O T O R A R A K kınında yüksek bir 4 T T E L EME dağ. 5/ Bir oda ya da 5 E L mekâna açılan, du 6 R İ T İ M K İ R K E S Ş A L var ya da çitle çevri 7 li girinti.. Leton 8 R Ö L Ö V E E T ya’nın para birimi. 6/ 9 A R A R F O R A Bir işte bir kimse ya da bir şeyin üstüne düşen görev... Tekerlekli kara taşıtı. 7/ Alanya ilçesinde ünlü bir mağara. 8/ Kokulu bir çörek... Telefon sözü. 9/ Yürürken dayanmak için kullanılan kalın sopa... Büyük konaklarda mutfak ve yemek hizmetlerinde çalıştırılan uşak. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ “Tarlakuşu” da denilen ötücü bir kuş... Olumsuzluk belirten bir önek. 2/ Karakter... Güneyden esen yel. 3/ Gereksiz, anlamsız, boş söz. 4/ Küba kökenli bir dans ve müzik... Yaklaşık on iki bin yıl önce Pasifik’e gömüldüğüne inanılan, insanlığın ve uygarlığın anayurdu sayılan kıta. 5/ Gözalıcı parlak renkleri olan bir papağan... Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesinde ünlü bir kanyon. 6/ Talih... Eski Mısır’da güneş tanrısı. 7/ Sahip... Az tavlı toprak. 8/ Osmaniye ilinde antik bir kent. 9/ Bir cetvel türü... Ege Denizi’nin kuzeyinde bir Yunan adası. CUMHURİYET 17 K