24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MAYIS 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kadınların alanlara dökülmesinin mimarlarından Türkan Saylan: Birleşme zamanı. Kavgalara son verilsin 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT ‘Alanları kırmızıya boyayalım’ SEVİM ERTEMUR 22 Temmuz Işığında Solda Birlik TBMM, sandıktan kaçılamayacağı söylemleri içerisinde erken genel seçimin 22 Temmuz Pazar günü yapılmasını kabul etti. TBMM’nin seçim tarihi kararı bugünden; yani 4 Mayıs gününden geçerli olacak. Bu kararın ışığında, önceki gün CHP Genel Başkanı Baykal’ın, DSP’ye yönelttiği, o şiirsel söylemlerle örtülmüş paketin içerisindeki, “Partinizi kapatın. Bunun için kurultayınızı toplayarak bize gelin. Biz de sizin kararınızı kendi kurultayımızı toplayarak onaylayalım” önerisinin uygulama olanağı olamayacağı ortaya çıktı. Niçin mi? Çünkü YSK’nin düzenleyeceği seçim takvimine göre seçime katılacak olan partilerin aday listelerini 8 Haziran saat 17.00’ye kadar kurula teslim etmesi gerektiği için. Partilerin birleşik oy pusulalarındaki sıralarını belirleyecek kura’nın 27 Mayıs günü çekilmesi gerektiği için. Bunun için de izlenmesi gereken bir dizi işlem var parti merkezlerinin önünde. Adaylarını hangi yöntemle belirleyecekleri, o yöntemlerin bildirilmesi, askıya çıkarılacak listeler gibi... Diyelim ki, Baykal’ın dün aslında topu taca atmayı hedefleyen; ama ele güne ve hele miting alanlarını dolduran o yüz binlerce yandaş seçmenlere ayıp olmaması için Ecevit sevgisi ile bütünleşmek gibi, birçok sağduyu sahibine “Bugüne kadar neredeydin?” dedirtecek önerisi DSP yönetimine cazip geldi. Yine diyelim ki, Zeki Sezer ve arkadaşları, Baykal ve çalışma arkadaşlarına ”Bu işler medya yolu ile değil, kapalı kapılar arkasında karşılıklı görüşmeler ile yürütülmeli” yanıtını verdiler. Önce o kararın, kurultayların Siyasi Partiler Yasası’ndaki sürelere dikkat edilerek toplantıya çağrılıp görüşülmesi ve her konuda anlaşma, çok hızlı görüşmeler sonunda sağlanmış olsa bile bir yandan seçimlere hazırlanırken öte yandan birleşmenin yasal gerekleri çok kısa bir zaman dilimi içine nasıl sığdırılacaktır? Kurultaylar sonunda, DSP’nin tüzelkişiliği de sona erdirilmiş olacağına göre, CHP Merkez Yönetim Kurulu, her seçim çevresi için kendi üyelerinden ve DSP’den gelecek yeni partililerden aday olmak isteyenleri hangi zaman dilimi içerisinde belirleyecek ve bu listeleri parti meclisinden onaylatarak Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edebilecektir? Anayasa Mahkemesi’nin kararından sonra hukuken her şey belli olmasına karşın özellikle iktidar gereksiz polemikler yaratırken halkın hassasiyeti sürüyor. Milyonları bir araya getiren Ankara ve İstanbul mitinglerinden sonra bu cumartesi TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın memleketi Manisa’da ve “Çılgın Türkler”in destan yarattığı Çanakkale’de de yurttaşlar alanları doldurup, bir kez daha “Cumhuriyet’in sahipsiz olmadığını” haykıracak. 95 şubesiyle mitinglere destek veren Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, duyarlı yurttaşlara, bu iki mitinge destek vermeleri, alanları kırmızıya boyamaları çağrısında bulundu. Artık seçime kilitlenildiğini vurgulayan Prof. Saylan, “Zaman birleşme zamanıdır. Kavgalara son verilmeli, projelerle halkın karşısına çıkılmalıdır” dedi. Bu konuda üstlerine düşeni yapacaklarını söyleyen Saylan, Sezer’lerden sonra Cumhurbaşkanlığı konusunda halkın beklentilerinin yükseldiğini vurguladı. Milyonları bir araya toplayan Çağlayan mitinginin mimarlarından ÇYDD Başkanı Türkan Saylan, hafta sonundaki iki mitinge 95 şubeleriyle destek vereceklerini bildirdi. Yaptıkları toplantı sonucunda üyelerini “Hangi mitinge gitmek istiyorsanız oraya gidin” diyerek serbest bıraktıklarını belirten Saylan, “Hazırlıklar sürüyor. Bundan önceki mitinglerde olduğu gibi destek veriyoruz. Koşuşturmalar sürüyor. Şubelerimiz kendilerine yakın olan yerlere göre ken SAYLAN: Gerçekleşen mitingleri herkes doğru okumalı. Okuma özürlü değillerse okumalılar, kulakları duyma özürlü değilse duymuş olmalılar. Zaman birleşme zamanıdır. Kavgalara son verilmeli, projelerle halkın karşısına çıkılmalıdır. dilerini ayarlıyorlar. İstanbul’da, tüm şubeler genelinde otobüsler kaldırılıyor. Hafta sonu Almanya’da da miting var” dedi. Türkiye’nin dört bir yanından telefonlar, mesajlar aldıklarını, herkesin “miting yapalım, durmayalım” çağrısında bulunduğunu belirten ÇYDD Başkanı, “Bir yandan İzmir’in hazırlıkları sürüyor. Ağırlıklı olarak orada olacağız. Çağlayan akıp gidecek. Her taraftan miting istekleri geliyor. 19 Mayıs’ta Samsun’da yapalım, ısrarı var. Doğu’dan insanlar, burada da miting yapalım, diye seslerini yükseltiyorlar” diye konuştu. Cumhuriyete bağlı tüm yurttaşların mitinge katılabilsin ya da katılamasın adeta ayakta olduğunu, mitinglerle mesajın verildiğini ve mitinglerde ortaya çıkan tablonun “iyi okunması” gerektiğini söyleyen Saylan, Anayasa Mahkemesi’nin doğru bir karar verdiğini ve Türkiye’nin bir kaosa sürüklenmekten kurtulduğunu belirtti. ‘Cumhurbaşkanlığı’nı çantada keklik sandılar’ Artık tüm kesimlerin ciddi bir şekilde düşünmesi gerektiğine vurgu yapan Saylan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhalefettekiler de düşünmelidirler. AKP’liler de düşünmeliler. Her kesimden insan var aralarında. Çünkü böyle her kesimden toplama partiyle buraya kadar. 3 Milli Görüşçü karar verdi. Sen Cumhurbaşkanı ol, ben TBMM Başkanı, sen de Başbakan. Çantada keklik sandılar. Şahsen ben böyle bir görüşün hâkim olduğu yerde milletvekili olmak istemem. Aralarında çok nitelikli insanlar var. Sosyal demokrat da var, merkez sağ görüşe sahip insanlar da var. Artık eski partilerine gitme zamanı geldi. Türkiye bir dönemeçten geçiyor. Buraya kadar geldik Milli Görüş’le. Halk da anladı. Sanıyorlar ki, 2 kilo mercimek, 1 ton kömür vs. dağıtarak hâkim olacaklar. Ankara ve Çağlayan mitingleri de bunu gösterdi. Orada halk vardı. Popülizmle bir yere kadar götürürsün işi.” “Boş laf etmek çözüm değil” diyen ÇYDD Başkanı, halkın lüzumsuz polemiklerden bıktığına dikkat çekerek zamanın halkın istemleri doğrultusunda birleşme zamanı olduğunu vurguladı. Partilerin birleşmelerine katkıda bulunmaya hazır olduklarını belirten Saylan, “Gözlerimiz üstünde. Gelişmeleri dikkatle izliyorum. Bana bildirilecek herhangi bir görüşte katkıda bulunmaya hazırım” dedi. ‘Kavgalar bitsin’ Seçim sürecine girildiğine dikkat çeken Saylan, bu konudaki açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Mitingleri herkes doğru okumalı. Okuma özürlü değillerse, okumalılar, kulakları duyma özürlü değilse duymuş olmalılar. Paylaşılmayan hiçbir şeyden uzun süreli sonuç alınamaz. Kavganın bitmesi lazım. Seçim yapılacak. Küçük çocuklar gibi polemikler yaratılıyor hâlâ. Ben bir büyükleri olarak tavsiye ediyorum! Birleşmeler sağlansın, programlarını, projelerini yapsınlar ve halkın karşına çıksınlar. İnsanların aklını karıştıracak, başkasını eleştirecek şekilde değil. Çok ciddi projeler ve çözüm üreten partilerin çıkması lazım. Artık kaybedecek zaman yok. Somut olarak projeler üretip halka götürmeleri gerekiyor. Örneğin sosyal demokrasi, sağlık, eğitim, bütçe, işsizliği önleme konularında ne çözüm üretecekler, ortaya koymalılar.” Halkın beklentileri... “Aynı partinin yeniden iktidara gelmesi, bugünkü muhalefet partilerinin aymazlığından ve beceriksizliğinden olacaktır. Halk bunu asla affetmeyecektir” uyarısı yapan Saylan, halkın yeni cumhurbaşkanı konusundaki beklentisini şu sözlerle özetledi: “Mutlaka ve mutlaka, Meclis dışından, siyasi kimliği olmayan, ailesi düzenli, Cumhuriyet değerlerine bağlı, laik düzeni içselleştirmiş, giyim kuşamıyla Türkiye Cumhuriyeti düzenine meydan okumayan, geçmişinde aşiret, tarikat, ticari ilişkisi olmayan, bilgili, özüsözü doğru bir çift bekliyoruz. Bu işin çözülmesi lazım. Sayın Sezer, bir hukuk adamı olarak AKP’nin en büyük nimetidir. Onun veto ettiği yasalar AKP’yi birçok sıkıntıdan, belki de Yüce Divan’a gitmekten kurtarmıştır. Erdoğan, olaylara öyle bakabilseydi bu kadar hırçınlığa girmeye gerek olmazdı. Ayrıca Cumhurbaşkanı’nın eşi Sayın Semra Sezer Atatürkçü kesimin tam beklentisini karşılayan first lady olmuştur. 7 yıldır okuma yazma bilmeyen kadınların eğitilmesi için devlet ve sivil toplum işbirliğini sağlamıştır. Hem de sessiz, sakin ve alçakgönüllü bir şekilde. İşte tüm bu nedenlerle halkın Cumhurbaşkanlığı konusunda beklentileri yükselmiştir. Bu yükselmiş beklentileri çağdışına çekmek mümkün değildir.” Parti birleşmesi yetişmez CHP Genel Başkanı’nın, erken seçimin TBMM kararı olarak parlamento gündemine alınacağı bilinen tarihten tam bir gün öncesine kadar bekleyerek yaptığı açıklamanın samimi olup olmadığı, sadece bu maddi öğenin ışığında bile olsa tartışılmalıdır. Kaldı ki Sayın Baykal önceki günkü konuşmasında, DSP’nin CHP ile birleşmesinin politik rüşveti gibi algılanacak türden önerileri de kamuoyu önünde açıklarken, CHP’nin 1980 öncesindeki genel başkanı, demokratik solun kuramcısı ve başbakan olarak tanımladığı aziz Ecevit’in büstlerini genel merkez binasına koymak gibi, bugüne kadar bilinçli olarak ihmal edilmiş olduğu kuşkusunu uyandıran “müjdeler” de vermiştir! CHP bugün Türkiye’nin en büyük sosyal demokrat partisidir. Başta genel başkanı olmak üzere parti yöneticilerinin, hatta il örgütlerinin 22 Temmuz seçimine, vatandaşları Tandoğan, Çağlayan alanlarına çıkaran gerekçeleri asla unutmadan; o seçimden de en başarılı parti olarak çıkmayı amaçlamış olarak girdiğini kanıtlayabilen bir görünümü seçmene göstermelidir. Bunun yolu DSP ve SHP’yi de içeren bir seçim ittifakıdır. O ittifak için, Baykal’ın “etik mi, değil mi” kuşkusunu ya da içimize hançer olarak mı girecekler endişesini terk ederek kurultaylar toplanması gibi, seçim takviminin 20 Mayıs limitli koşullarını zedelemeyecek pratik uygulamalar düzenlemek gerekiyor. DSP Genel Başkanı Sezer’in en son Sky Türk televizyonundaki söyleşisi, Murat Karayalçın’ın öteden beri üzerinde durduğu İtalya örneklerinden oluşan bir model, derhal uygulanabilecek hale getirilebilir. Bunun için kararlılık göstermek; gerçekçi olarak önünü görmek yeterlidir. e postamı dolduran, faks ve mektup ile gelen yurttaş dileklerini özetleyerek yayımlamaya kalkışsam bile, emin olun “Cumhuriyet”in en az dört sayfasını kullanmam gerekir. BİRLEŞME ÖNERİSİ Eski SHP Genel Başkanı Prof. Erdal İnönü solda birleşme çabalarını değerlendirdi: DSP: Kapatma olmaz ? DSP lideri Sezer, kapatma dışında CHP ile her türlü formülü görüşmeye hazır olduklarını açıkladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Özyürek ise “Biz seçim işbirliği değil, gerçek anlamda bir birlik istiyoruz, beklentimiz karşılanmadı” diye konuştu. Sezer ve Baykal’ın biraraya gelmesi bekleniyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP Başkanlar Kurulu, CHP’nin birleşme önerisine “DSP’nin kapatılması dışında, CHP çatısı altında seçime girmek dahil her türlü formülü görüşmeye hazırız” yanıtını verdi. CHP ve DSP genel başkanlarının derhal bir araya gelmesi istenen açıklamada, “Başta CHP olmak üzere Cumhuriyete duyarlı tüm partileri seçimlere güç birliği içinde girmeye çağırıyoruz. DSP, her türlü özveriyi yapmaya hazırdır” denilerek güçbirliği için SHP, 10 Aralık Platformu ve bazı sivil toplum kuruluşlarının da görüşlerinin alınmasının yerinde olacağı kaydedildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, “DSP’nin açıklamasının kendi beklentilerini ve Tandoğan, Çağlayan’da haykıran milyonların beklentisini karşılamadığını” söyledi. Özyürek “Biz bir defalık bir seçim işbirliği değil, gerçek anlamda bir birlik istiyoruz. Herkes bize, ‘Sol için birleşin’ diyor. Bize düşen, bu birleşmeyi sağlamaktır. Ama talebimizi karşılamayan, olumlu cevap vermeyen bir açıklama yapıldı. Büyük üzüntü duyduk. Bize önerilen birleşme değil, seçime yönelik işbirliğidir. Oysa bu, toplumun beklentisini, heyecanını karşılamıyor” görüşünü dile getirdi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Zeki Sezer ise Deniz Baykal’ın açıklamalarına ilişkin olarak “Ecevit’in kurduğu DSP’yi ‘kapatın’ anlamına gelebilecek şeyler vardı diye düşünüyorum. Umarım bu değişecek” dedi. Sezer, Baykal’la görüşmek için talepte bulunulacağını açıkladı. Tek listeyi bekliyoruz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski SHP Genel Başkanı Prof. Dr. Erdal İnönü, solda birlik çalışmalarıyla ilgili olarak “Seçimde karşımızda tek bir liste olsun, onu sağlasınlar diye umutla bekliyoruz’’ dedi. İnönü, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde (DTCF) düzenlenen “Cumhuriyet ve Bilim’’ adlı toplantıya katıldı. İnönü, toplantı öncesinde solda birlik çalışmalarına ilişkin sorular üzerine, “Seçimde karşımızda tek bir liste olsun diye umutla bekliyoruz’’ dedi. Bunun, seçmenin rahat oy vermesini sağlayacağını ifade eden İnönü, “Onu sağlasınlar diye bekliyoruz. Bakalım ? Solda birlik çalışmalarına ilişkin olarak “Umutla bekliyoruz” diyen Erdal İnönü, seçimde tek liste olmasının seçmenin rahat oy vermesini sağlayacağını vurguladı. İnönü “Onu sağlasınlar diye bekliyoruz. Bakalım ne olacak?’’ diye konuştu. ne olacak? Umutla bekliyoruz’’ diye konuştu. İnönü, toplantıda yaptığı konuşmada da Mustafa Kemal Atatürk’ün bilim, sanat ve eğitime verdiği öneme işaret eden sözlerinden alıntılar yaptı. Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk’ün, Türkiye’de bilimsel atılımın temellerini attığını belirten İnönü, Atatürk’ün “Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir’’ sözünün toplumun önünde geniş ufuklar açtığını söyledi. İnönü, Atatürk’ün milletinden ilham alarak, milli terbiye ve eğitimin önemini kavrayarak bu yönde çalışmalar yaptığını anımsatarak, “Atatürk, ‘Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir’ şeklindeki ünlü sözünü söylemiştir. Bunu söyleyen başka bir devlet başkanı yok’’ diye konuştu. Bilim, eğitim, sanat... Atatürk’ün savaş meydanlarından başlayarak bilim, eğitim ve sanat alanındaki atı lımlara ilişkin tespitlerde bulunduğuna da işaret eden İnönü, Türkiye’nin ancak müspet ilimin ışığında yolunu çizebileceğine inanan Atatürk’ün, güzel sanatlar ve musikiye de büyük önem verdiğini, konuşmalarında sık sık bunu dile getirdiğini kaydetti. İstanbul Üniversitesi reformunun da dikkat çekici olduğunu ve bir dönüm noktasına işaret ettiğini belirten İnönü, “Böylece 300 yıllık bir gecikme son bulmuş ve bilim alanındaki hamle başlamıştır’’ diye konuştu. Eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sözen, Başbakan’a sert yanıt verdi Rus ruleti oynamadan 22 Temmuz seçimlerinin, AKP için olduğu kadar CHP için de, kendi açılarından bir “kader seçimi” olacağı bugünden görülüyor. CHP’nin özellikle genel başkanın kişiliğinde görünen ve 1983’ten bu yana ısrarla sürdürülen bu anlaşmayı engelleyen politikası, bir an önce terk edilmelidir. Baykal “Rus ruleti” oynadığını artık kabul etmelidir. Yanlış bir taktik, 22 Temmuz akşamı sadece ülkeyi yeni gerilimlerle tanıştırmakla kalmaz. Baykal’ı da, bu kez ne yaparsa yapsın politika yaşamından siler. Bu olasılığın bir de öbür yüzünü düşünmeliyiz. Güç birliği yapmış sosyal demokratlar, 22 Temmuz gecesi sandıklardan birinci parti olarak çıkabilir. O başarının en büyük kazanımını da, kuşkusuz CHP’nin Genel Başkanı temsil, hatta tahsil eder. Erdoğan kendini kurtaramaz ? Su, çöp, hava kirliliği, ulaşım gibi konularda başkanlığı döneminde yapılan projelerin belgeli olduğuna işaret eden Sözen, “Erdoğan, karizmasını düzeltmeye çalışıyor” dedi. İstanbul Haber Servisi Eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Nurettin Sözen, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kendi dönemine yönelik iddialarına sert tepki gösterdi. Su, çöp, hava kirliliği, ulaşım gibi konularda başkanlığı döneminde yapılan projelerin arşivlerde bulunduğuna işaret eden Sözen, “Erdoğan, çizilen karizmasını düzeltmek için bu konuları sürekli gündeme getiriyor” dedi. Eski İBB Başkanı ve CHP Milletvekili Sözen, Erdoğan’ın kendisine yönelik eleştirilerini yanıtladı. Erdoğan’ın iddialarını “saçmalık” olarak tanımlayan Sözen, “Bizim dönemimizde neler yaptığımızla ilgili çok sayıda kitap ve broşür arşivlerde var. Erdoğan’ın karizması, benim bütçe müzakereleri sırasındaki konuşmam nedeniyle çizildi. Çünkü ben kendi dönemime ilişkin en az 15 proje saydım, kendisi tek bir projesini söylemedi” dedi. İstanbul’a ilk kez doğalgazlı, çift katlı ve özürlüler grup toplantısında yine isim vermeden Sözen’e yönelik iddialarda bulundu. CHP’nin İstanbul’da yönetimde bulunduğu sırada kentte çöp dağları, hava kirliliği, susuzluk olduğunu savunan Erdoğan, “Ben CHP’nin, o malum Macaristan’dan aldığı otobüsler yerine, ‘Halkım, çevre dostu otobüslere layıktır’ dedim, 500 adet otobüsü İstanbul trafiğine soktum’’ dedi. Deniz taşımacılığında en modern araçları hizmete soktuklarını anlatan Erdoğan, “İstanbul’da, 50100 bin arasında abone sayısı vardı, 1 milyon 250 bin aboneyle bıraktım. İstanbul’da çöp dağları diye bir şey kalmadı’’ diye konuştu. Su havzaları ‘oy’ oldu Sözen’in belediye başkanlığı dönemindeki icraatı yine Erdoğan’ın hedefi oldu. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net İBB’de soru sormak yasak ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ı ziyarete gelen Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ve Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Çelik’e ziyaret sebeplerini soran Birgün gazetesi muhabiri Boğaç Yüzgül, İBB Basın Müşaviri Ahmet Faruk Yanardağ tarafından azarlandı. Yüzgül’ün “Ziyaretiniz Kanal 7 ve Deniz Feneri Derneği’nin basılması ile ilgili mi” sorusuna Yanardağ, “Misafirlerime soru soramazsın. Sen git belediye ile ilgili haber yap” dedi. Karaman’nın da “Sen kim oluyorsun. Gazeteciye değil ajana benziyorsun” dediği öğrenildi. için otobüslerin kendi döneminde hizmet vermeye başladığını anlatan Sözen, Erdoğan’ın “İstanbul’da CHP iktidardayken çöp dağları vardı” açıklamasına karşılık şunları söyledi: “O dönemde işçilerin grev yapması nedeniyle bir süre sıkıntı yaşandı ama sonra o çöp görüntüleri ortadan kalktı. Şunu açıkça söyleyeyim ki; sendikal hakların olmadığı bir düzen yerine bu görüntüleri yeğlerim.” Susuzluğa karşı aldıkları önlem lerin görmezden gelinmesine karşı çıkan Sözen, yapay yağışın ilk kez kendi dönemlerinde uygulandığını, suyla ilgili altyapıya önemli yatırımlar yaptıklarını anlattı. Sözen, hava kirliliğinin önlenmesi için de kente doğalgazın gelmesi amacıyla yapılacak çalışmaların temelini attıklarını anlattı. Erdoğan’ın iddiaları Sık sık Sözen dönemine eleştirilerde bulunan Erdoğan, partisinin Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde de ilk işi su havzalarını yapılaşmaya açmak olmuştu. Oy kaynağı olarak gördüğü Sultanbeyli, Ümraniye gibi su havzalarının yakınındaki ilçelerde yaşayanlara; 1994 İSKİ Yönetmeliği’ni tamamen değiştirerek çıkardığı 1995 tarihli İSKİ Yönetmeliği ile havzaları yapılaşmaya açmıştı. Bu yönetmeliğin iptali için Mimarlar Odası dava açmış ancak mahkeme talebi reddetmiş ve daha hukuki süreç devam ederken yönetmelik değiştirilmişti. Cep mesajıyla CHP’ye hakaret ? KUŞADASI (Cumhuriyet) Kuşadası’nda dün çok sayıda kişinin cep telefonuna, CHP’ye hakaret içeren mesajlar gönderildi. CHP’nin demokrasiyi katlettiği öne sürülen mesajda “Demokrasiyi katletmiş CHP, sahte cumhuriyetçi. Ata’yı, laikliği, dinsizliği kullanarak vatanı yıkmaya kalkan vatan haini, Ata’yı malzeme yapmasın’’ denildi. Mesajları alan bazı yurttaşlar, gönderenin kimliğini öğrenmek için ilgili GSM operatörüne başvurdu. Ancak, “Hattın rehbere kayıtlı olmaması nedeniyle sahibiyle ilgili bilgi verilememektedir” yanıtı alındı. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle