24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 2007 CUMA 4 HABERLER 1 Mayıs Bayramı’nı yurttaşa şiddet günü haline getirenler ve bu emri verenlere karşı tepkiler artıyor DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Çözüm de Kriz Doğuruyor, Kriz Aşılamıyor... Her şey saat saat değişiyor. Çözüm diye önerilenler de yeni krizler doğuruyor, böylelikle kriz bir türlü aşılamıyor. AKP ya bu süreç içinde milletvekili pazarıyla krizi çözecek, ki bu da, parlamentonun da seçilecek kişinin de itibarını zedeleyecek, ya da 192. madde gereği derhal seçime gidecek. Anayasanın amir hükmü bu. Ama bu yol tutulmuyor. Neden? İki neden var. Birincisi krizi çözemeyip anayasa gereği seçime gittikleri izlenimini kamuoyunda uyandırmak. İkincisi belki bu yolla, anayasanın 102. maddesine kısa devre yaptırtıp, yeni cumhurbaşkanı seçilip yemin edene kadar eskisinin göreve devam etmesini öngören son fıkrayı devre dışı bırakıp 106. maddeye dayanarak birçok kişinin krizin odağındaki adam olarak gördüğü Bülent Arınç’ın Çankaya’ya vekâleten oturmasını sağlamak. Her iki olasılığın da, ne denli kriz çözümüne yönelik olduğunu takdirlerinize arz ederim. AKP kriz çözmek istemiyor, krizden kriz üreterek sürekli gerginleştirilmiş bir ortamda tozu dumana katarak, mağduru oynayarak prim yapma peşinde. İstediği sonucu elde edebilir mi? Bunu sandıkta göreceğiz. ??? Olayın yeniden mahkemeye gitmesi olasılık dışında değil. Böyle bir durum rejime ne kazandırır, anlamak güç. AKP sürekli kamuoyunu yanıltma üzerine oynuyor. Sistemin çalışması, seçimin tıkanması, olayların 102. madde gereği normal mecrasında akması, piyasalarda olumlu algılanıyor, borsa toparlanıyor, dolar düşüyor ve böylelikle Tayyip Erdoğan’ın ileri sürdüğü “Borsayı sarsıyorlar” savı havada kalıyor. Yeni bir kriz yaratmadan anayasanın gösterdiği yoldan seçime gidilse, her şey yoluna girecek. Ama AKP bu yolu tutmuyor, krize kriz katıyor. AKP gerçekleri de saptırıyor. Kamuoyu önünde seçime gidilmesi için koşul olarak, 25 yaşında seçilme değişikliğinin kabulünü ileri sürüyor. Böylelikle o gençlere “Ben sizin hakkınızı koruyorum” havası vermek istiyor. Oysa zaten muhalefetten buna karşı çıkan yok. Ayrıca böyle bir çıkışa da gerek yok. Çünkü anayasanın 76. maddesinde zaten yapılmış olan değişiklik bu sonucu sağlamaya yeter. Çünkü anayasadaki seçimle ilgili hüküm değişikliklerinin yürürlüğe girmesi için bir yıl bekleme süreci, yalnızca seçime ilişkin yasalarla ilgili. Oysa burada düz bir yasa değil, bir anayasa değişikliği söz konusu, anayasa maddelerindeki değişiklik için ise böyle bir süre tahdidi yok. Ama kandırmaca olsun, torbalar oylarla dolsun yöntemi uygulanıyor. ??? AKP yeni cumhurbaşkanını halkın oyuna sunmak için anayasa değişikliği öneriyor, bu önerisine Erkan Mumcu destek veriyor. Ama hukukçular biliyorlar ki, bu önerinin yaşama geçmesi ve meydana iki sandık konabilmesi çok zor. Her şeyden önce, değişiklik için metnin iki kez müzakere edilmesi gerekiyor. Daha sonra Cumhurbaşkanı’na gidecek, Cumhurbaşkanı yeniden görüşülmesini isterse yine Meclis’e dönecek, iki kez daha görüşülecek. Daha sonra metin bir daha Cumhurbaşkanı’na gönderilecek, Cumhurbaşkanı yine gereken sürede inceleyecek ve gerekli görürse anayasa değişikliğini halkoyuna sunacak. 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi ise aynen şöyle diyor: “Anayasa değişikliğinin halkoylaması, anayasa değişikliği kanununun Resmi Gazete’de yayımını takip eden yüz yirminci günden sonraki ilk pazar günü yapılır.” Oturun bir yere! Alın kâğıdı kalemi elinize! Hesaplayın bakalım geçecek olan süreyi! Ve söyleyin böyle bir değişiklik beş altı aydan önce gerçekleşebilir mi? AKP bir oyun oynuyor, oyunun sözü başka, özü başka... Bu arada toz duman arasında, milletvekili transferi yoluyla Gül’ü Çankaya’ya çıkarma hesapları sürüyor. Sahi şu günlerde Remzi Gür Bey nerede, kimlerle görüşüyor, kimlere ne vaatlerde bulunuyor? Vah zavallı TC vah!.. Polis terörüne suç duyurusu İstanbul Haber Servisi 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Taksim’de kutlamak isteyenlere yönelik saldırılar nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve saldırı emrini veren polis amirleri hakkında suç duyurusunda bulunuldu. “77 katliamı” dosyasının aydınlatılması için mücadele veren Avukat Rasim Öz, Aksu, Emniyet Genel Müdürü Kağan Köksal, Güler ve Cerrah hakkında, “1 Mayıs 1977 katliamının belli olan tertipçileri ve uygulayıcılarını yargı önüne getirmedikleri”, “1 Mayıs 2007 tarihinde yaşanan şiddet olaylarına neden oldukları” iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Sultanahmet Adliyesi önünde açıklama yapan Öz, yetkililerin 12 Eylül faşizmini aratmayacak biçimde aldıkları önlemlerle yurttaşlara panzerlerle, gaz bombalarıyla, coplarla saldırıldığını söyledi. “Yurttaşların parasıyla alınmış silahları emekçiler üzerinde kullandılar. İran’da bile resmi tatil olarak kutlanan, birlik, mücadele gününü yas gününe çevirmeye çalıştılar” diyen Öz, kutlamalardaki şiddetin sorumlularının bir an önce istifa etmeleri gerektiğini ifade etti. polis aracında üzerine sıkılan kimyasal gazdan dolayı kalp krizi geçirdiği, sanatçı Nevzat Süs’ün de polis saldırısı sonucu beyin kanaması geçirdiği kaydedilerek şöyle devam edildi: “Daha birçok üyemiz polisin saldırısı sonucu ağır şekilde yaralanmıştır. Katılımcılara işkence yapılarak siyasi haklarını kullanmaları engellenmiştir.” ‘Kalp krizi geçirenler oldu’ Türkiye Komünist Partisi ve Yurtsever Cephe üyeleri tarafından Şişli Cumhuriyet Savcılığı’na yapılan suç duyurusunda, öncelikle İstanbul Valisi Güler’in Adli Tıp’a sevki ve sorumlular hakkında kamu davası açılması talep edildi. TKP İl Başkanı Hüseyin Karabulut tarafından savcılığa verilen dilekçede, “1 Mayıs 2007 günü İstanbul çevresinde anmaya katılmak isteyenlere yönelik suçlar bizzat devlet memurları tarafından işlenmiştir. Son yılların en vahşi saldırısına maruz kalan katılımcılara yönelik ‘doğrudan toplu öldürme ve yaralama’ kastıyla hareket edilmiştir” denildi. TKP üyesi Mustafa Öztürk’ün Gazeteciler eylem yapacak Gazeteciler de, 1 Mayıs’ta görevleri sırasında maruz kaldıkları saldırıları protesto etmek için bugün saat 10.30’da Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) önünden İstanbul Valiliği’ne yürüyecek. Yürüyüşün ardından polisin dövdüğü gazeteciler suç duyurusunda bulunacak. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden yapılan yazılı açıklamada da, “1 Mayıs sırasında görev yapan bazı meslektaşlarımızın polis tarafından tartaklandığı, görev yapmalarının engellendiği tespit edilmiştir. Halkın haber alması için kamusal bir görev yapan meslektaşlarımıza yönelik saldırıları kınıyoruz. Bu konuda yetkili mercilerle görüşmeler yapıp meslektaşlarımızın yasal haklarını aramak için gerekli işlemleri başlatacağız” denildi. Bağımsızlık Yürüyüşü sürüyor Yurtsever Cepheli gençlerin “Amerika’dan Korkmuyoruz” sloganıyla “Deniz Gezmiş’ler İçin Bağımsızlık Yürüyüşü” devam ediyor. Önceki gün İstanbul’da Beyazıt Meydanı’nda basın açıklaması yapan gençler, bugün Haydarpaşa Tren Garı’nda bir araya geldi. Trenle Kocaeli’ne ulaşan Yurtsever Cepheliler, istasyondan kent merkezine kadar tek sıra halinde yürüdü. Kent merkezinde sayıları bini bulan gençler, Kocaeli İnsan Hakları Parkı’nda basın açıklaması yaptı. Yurtsever Cepheliler adına basın açıklamasını okuyan Erkan Baş, “Amerikan üsleriyle, dolarıyla dört tarafı kuşatılmış; AB uyum yasalarıyla siyasi ve ekonomik bağımsızlığı elinden alınmış bir ülkede yürümeyip durduğumuz her anın faturasının çok acı olacağının farkındayız. Bugün gericilik ve işbirlikçilik, iktidarı sarıp sarmalamıştır” dedi. Açıklamaların ardından Kocaeli Üniversitesi Kampusu’nda düzenlenen etkinliğe katılan gençler, bugün Bolu’da, yarın Eskişehir’de basın açıklaması yapacaklar, 6 Mayıs günü de Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı mezarı başında anacaklar. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN ‘Şiddet yaşamın parçası’ Mayın tuzağı Roj TV lehinde karar KOPENHAG/ANKARA (ANKA) Danimarka, terör örgütü PKK yanlısı yayın yaptığı gerekçesiyle Türkiye tarafından kapatılması istenen Roj TV’nin yayınlarını sürdürmesine karar verdi. Türkiye’nin “şiddete teşvik etme”, “halkı kin ve nefrete sürükleme”, “çocukları çatışma ve eylemlerde kullanma” gerekçeleriyle Roj TV’nin kapatılması istemiyle yaptığı başvuruları inceleyen Danimarka Medya Sekreterliği, Türkiye’nin şikâyetlerini reddetti. Roj TV’ye yayın lisansı veren Sekreterlik, Roj TV’nin Avrupa Yayıncılık Kuralları’na göre yayın yaptığı iddiasında bulunarak yayınların sürmesi yönünde karar verdi. Medya Sekreterliği’nin kararında, “şiddetin Türkiye ve Türkiye’nin doğusunda yaşamın bir parçası olduğu” ifadelerinin yer aldığı da ileri sürüldü. Çukurca’da 1 asker şehit HAKKÂRİ (AA) Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde mayına basan 1 er şehit oldu, 1 uzman çavuş yaralandı. Alınan bilgiye göre, arazi aramalarını sürdüren Hakkâri Dağ Komando Tugayı’na bağlı askerler, Çukurca ilçesinin Çağlayan bölgesinde terör örgütü PKK üyelerinin daha önceden döşediği tespit edilen mayına bastı. Mayının patlaması sonucu, komando er Sedat Karacan şehit oldu. Kimliği henüz açıklanmayan bir uzman çavuş ise yaralandı. Yaralı uzman çavuşun Jandarma Komutanlığı’na ait helikopterle kaldırıldığı Hakkâri Askeri Hastanesi’nde tedavi altına alındığı öğrenildi. Öte yandan, güvenlik güçlerince yapılan arama ve tarama faaliyetleri esnasında Şırnak’ta 2, Bingöl’ün Genç ilçesinde 1 güvenlik görevlisinin yaralandığı bildirildi. asirmen?cumhuriyet.com.tr namikzafer@yahoo.com Beyoğlu İstiklal Caddesi Günlerdir elektronik posta adresime fotoğraflar yağıyor. Bir duyarlı yurttaş hiç bıkıp usanmadan çok uzun süreden beri Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde sözde motorlu araç trafiğine kapalı alanda bu kuralı ihlal eden motorlu araçların fotoğraflarını yolluyor. Sanırım bu resimleri şehrin yönetimini elinde bulunduran belediyeye ve valiliğe de yolluyordur. Fotoğraflarla birlikte gelen son mek tubun başlığı şöyle: “02/05/2007, Beyoğlu’nda normal bir gün daha…” “İstiklal yaya (çevre) yoluna hoş geldiniz” dendikten sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Avrupa Yakası Zabıta Amirliği’nin bir kontrol raporunu da fotoğrafların yanına ekliyor. “TC İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Zabıta Daire Başkanlığı Avrupa Yakası Zabıta Müdürlüğü, B Bölgesi Zabıta Amirliği: ‘İlgi email üzerine si geçen yerde Beyoğlu Belediyesi’ne ait çekici ve zabıta memurlarının periyodik olarak bölgeyi denetlediği ve araç parklanmalarına anında müdahale ettikleri görülmüş olup durum ekteki fotoğraflarla tespit edilmiştir’.” ??? Önceki akşam ben de İstiklal Caddesi’nde iki saat kadar yürüdüm. Gerçekten de her tarafımdan araçlar akıyordu. Birçok yere araçlar park edilmişti. Üstelik bütün bu manzara, arada bir geçen polis otomobilleriyle daha da renkleniyordu. B Bölgesi Zabıta Amirliği Ekiplerince yapılan kontrolde; belirtilen adreste araç parklanmasına rastlanılmamış olup, bah İstiklal Caddesi’ndeki motorlu araç yasağını öncelikle polis, belediye ve konsolosluk araçları ihlal ediyorlar. Tabii resmi kurumların bu kadar çok kuralları çiğnediğini gören yurttaşlarımız da bundan cesaret alarak son hız, sokakta yürüyen yayaların arasına dalmakta bir sakınca görmüyorlar. Bugün köşemin geri kalan kısmını İstiklal Caddesi’nde günlerdir Gajero Philippe imzalı fotoğraflar çeken yurttaşımıza bırakıyorum: CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle