18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 NİSAN 2007 CUMA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y Y Y Y Y Y 13 13 14 13 17 15 18 20 13 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y PB Y Y Y Y Y Y 15 17 15 14 15 14 15 11 20 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB PB PB PB PB PB PB 22 20 15 19 15 16 5 7 5 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurt geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun batısı, Batı Karadeniz ile akşam saatlerinden itibaren Doğu Akdeniz’in iç kesimleri, Orta Karadeniz ve İç Anadolu’nun doğusu sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı kuzeybatı kesimlerde 13 derece azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih B B B B B B B B B 6 5 8 18 14 14 14 17 15 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B B Y B B Y Y Y B 17 14 14 14 13 12 16 18 15 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y Y Y Y B Y B B Y 17 21 13 26 13 22 11 34 23 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada iktidarın irili ufaklı yetkilileri adeta ateş püskürüyor. Tepkileri çanak bir soruyu yanıtlayarak RTE tetikledi. Bedava dağıtılarak büyük tiraja ulaştığını iftiharla açıklayan Fethullahçı Zaman gazetesi, Ankara mitingine katılımı artırmak için “üniversitelerde örneğin Malatya İnönü Üniversitesi’nde o güne rastlayan sınavların başka güne alındığını” öne süren bir haber yayımladı. Bir başbakan, üstelik haberin doğruluğunu şıp diye öğrenme olanağına sahip bir başbakan haber doğru mu yalan mı, altında hangi hınzırlığın yattığını öğrenmeden tartmadan, sınav erteleme savının üzerine balıklama atladı. ??? Biraz sabretse ya da emrindeki olanaklarla haberin doğruluk derecesini araştırsa... Hayır! Başbakan işine geldiğinde her zaman nasıl hareket ediyorsa öyle davrandı. Amacına (tabii laik cumhuriyeti dinci cumhuriyete çevirme amacına) erişmek için gerekirse papaz kıyafeti de giyebileceğini içeren söylemini doğrularcasına, altı üstü yalan habere öyle bir sarıldı, bir sarıldı ki… gürledi. Üniversitelerin tutumunu sert biçimde eleştirdi; artık miting olayının şirazesinden (çığırından) çıktığını söyledi. Oysa İnönü Üniversitesi rektörü açıkladı: Ne sınavlar erteleniyor ne de öğrencilerin Ankara mitingine katılmaları kışkırtılıyor! Müstakbel başbakan hiç geri kalır mı patronundan? Abdullah Gül de esti; yasaları harekete geçireceklerini ima eder sözler söyledi. İktidarın 14 Nisan mitinginden bu kadar rahatsız olması aslında sevindirici. Küçük dağları ben yarattım havasındaki AKP iktidarının, tabii yutturma anketlerle Çankaya’yı fethe çıkan RTE’nin sergilediği telaşlı tepki… Ankara mitinginin çok görkemli geçeceğini göstermiyor mu? ??? RTE üniversitelerin tutumundan, gençleri siyasetin kucağına, meydanlara itmelerinden şikâyetçi mi? Melih Aşık dün Milliyet’teki köşesinden RTE’ye sesleniyor: “...Eğitimin siyasete karıştırılması elbette çirkin bir şeydir. Peki sizin katıldığınız Adıyaman’daki il kongresine ilköğretim öğrencilerinin topluca getirilmesine… Gittiğiniz illerde aynı şekilde küçük çocukların yağmurda çamurda sizi karşılamaya çıkarılmasına… Partinizin İstanbul’daki kimi toplantılarının okullarda yapılmasına ne diyorsunuz?..” RTE ile Gül’ün saldırılarına CHP’nin mitingle ilişkisini gizlediği, kapalı kapılar ardında örtülü yollardan söz konusu mitingi organize ettiği gibi aslı astarı olmayan Grup Başkanvekili Salih Kapusuz’un dillendirdiği palavra sav da eklenince… Ankara mitinginin AKP’yi fena halde korkuttuğu sonucu kendiliğinden ortaya çıkıyor. ??? Ve… Cumhurbaşkanlığı aday sorunu giderek her kafadan bir sesin çıkmasına vesile oluyor. Dışişlerine bakan muhabir arkadaşlarımız geçen gün “Ankara’daki yabancı temsilcilerin tabii en başta ABD’nin kendi merkezlerine geçtikleri raporlarda başkanlık sistemi senaryosunun birinci planda yer aldığını” anlatıyorlardı. Hayli çetrefil bir senaryoydu. Buna göre RTE, bu mayısta cumhurbaşkanı olmayacak. Ilımlı, gerginlik yaratmayacak birini “yukarıya” çıkaracak. Aç tavuk kendini darı ambarında görür ya AKP , kasım seçimlerinde anayasayı değiştirecek güçte yeniden iktidara gelecek… 2008 yılında yapılacak anayasa değişiklikleriyle başkanlık sistemini getirecek... bir yıllık cumhurbaşkanı istifa edecek ve… RTE, “ilk başkan” sıfatıyla Çankaya Köşkü’ne çıkacak! Tabii RTE gibi uydu bir kafanın geniş yetkilerle başkan olmasını isteyen hayli eğlenceli bu senaryo ABD’nin işine gelmesine gelir ama… RTE, düşsel olasılıklara inanarak böyle bir fırsatı hiç heba eder mi? Çankaya uyarısı ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY te sorumluluk doğurabilecek bir suçlama veya şaibe altında olmamasının büyük önem taşıdığının altını çizdi. Teziç, “Bu doğrultuda adayların özgeçmişinin yanı sıra başta laiklik ilkesi olmak üzere Cumhuriyetin değiştirilemeyecek niteliklerini ve bunun ayrılmaz parçası ve temeli olan çağdaş bilimi benimsemiş ve sindirmiş olmaları da anayasal bir zorunluluktur” dedi. Temsil zafiyeti AKP hükümetinin göreve geldiği 3 Kasım 2002 seçiminin, 1950’den bu yana yapılan seçimler içinde en adaletsiz sonucu doğurduğunu, yüzde 45’lik geçerli oyun Meclis’te temsil edilmemesi nedeniyle temsil zafiyeti yaşandığını söyleyen Teziç, “Bu temsil zafiyetinin Cumhurbaşkanlığı makamına taşınmaması için cumhurbaşkanı seçiminde TBMM’de bir uzlaşma nın gerçekleşmesi kaçınılmazdır” diye konuştu. Anayasanın 102. maddesine dikkat çekerek “nitelikli toplantı ve karar yeter sayısı”nı belirleyen özel hükmün, cumhurbaşkanının uzlaşmayla seçilmesinin yasal çerçevesini oluşturduğunu ifade eden Teziç, şunları kaydetti: “Yeter sayılara ulaşılamaması halinde ve dolayısıyla da cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde, ‘Derhal TBMM seçimleri yenilenir’ hükmü de uzlaşmamanın yaptırımıdır ve sorunun çözümü de halkın hakemliğine sunulmaktadır. Bu bakımdan, varılacak uzlaşma, Cumhurbaşkanlığı ile ilgili meşruiyet tartışmalarını da gündemden kaldıracak bir emsal oluşturacaktır. İçinde bulunduğumuz son derece gergin ortamın, daha endişe verici boyutlara tırmanmaması için laik, demokratik, hukuk devleti ve çağdaş bilime inanmış bir cumhurbaşkanının seçilmesinde hepi mize sağduyu ile uzlaşıcı sorumluluklar düşmektedir.” Bildiriyi okumasını tamamlayan Teziç, rektörlerden yoğun alkış aldı. Teziç daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı seçimi için TBMM Başkanı oturumu açtığında, “kendisi hariç 367 üyenin içeride olmasının zorunlu olduğuna’’ işaret eden Teziç, şunları kaydetti: “Parlamentonun, Meclis başkanı hariç, üçte iki çoğunluk toplantı nisabı olmadan herhangi bir karara gitmesi mümkün değildir. Zaten ilk iki turda da üçte iki çoğunluk aranıyor. Üçte iki çoğunlukla örtüşür, ancak buradan bir sonuç alınamazsa son aşamaya gelindiğinde yani salt çoğunlukla adayların belirlendiği döneme gelindiği zaman da gene toplantı nisabının üçte iki olma zorunluluğu vardır. Üçte ikinin altındaki bir sayıyla Meclis toplanır, oylama yaparsa bu anayasaya aykırı olur.’’ Bildirinin oylamaya sunulup sunulmadığı sorusuna karşılık, “Burada mevcut rektörlerin hepsinin ittifak ettiği bir metindir’’ diyen Teziç’e, salonda bulunan tüm rektörler de alkışla destek verdi. Cüppeleriyle katılacaklar 350 sivil toplum kuruluşunun katılımıyla 14 Nisan’da gerçekleştirilecek “Cumhuriyet Mitingi”ne ilişkin soru üzerine, mitinge isteyen herkesin katılabileceğini söyleyen Teziç, yürüyüş ve gösteri hakkının kimsenin tekelinde olmadığını kaydetti. Teziç, anayasal bir kurumun başında olması nedeniyle, mitinge kendisinin katılmasınınsa uygun olmayacağını açıkladı. Öte yandan, komitenin 14 Nisan mitingini değerlendirdiği ve tüm rektörlerin mitingde yer almak istediği öğrenildi. Alınan bilgiye göre, rektörler, bireysel olarak destek verecekleri mitinge cüppeleriyle gelecek. KÖŞK TARTIŞMASI İktidar rektörleri hedef aldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Rektörler Komitesi’nin Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili açıklamaları AKP iktidarını kızdırdı. AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, komitenin iddialarının anayasal mesnetten yoksun, siyasi kaygılar taşıdığını belirterek rektörlerin CHP’nin siyasi müttefiki gibi hareket ettiğini ileri sürdü. Kapusuz, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak toplumda gerginlik olmadığını, ancak birilerinin toplumda gerginlik yaratmaya çalıştığını söyledi. YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’in açıklamalarını üzüntüyle seyrettiğini, Türk üniversitelerinin neden yabancı üniversitelerle rekabet edemediğini daha iyi anladığını söyledi. Rektörlerin TBMM’nin iradesine ipotek koymaya çalıştığını ileri süren Erdoğan, toplantı yeter sayısıyla ilgili anayasada açık maddeler bulunduğunu söyledi. Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın seçildiği dönemde de Deniz Baykal’ın “Aday olamaz, indiririz” gibi açıklamalar yaptığını kaydeden Kapusuz, bugün de aynı zihniyetin olduğunu belirtti. Rektörler Komitesi’nin bir danışma organı olduğunu, görevleri arasında da anayasayı yorumlamanın olmadığını anlatan Kapusuz, “Bugüne kadar cumhurbaşkanlığı yapanlar ne kadar tarafsızsa yeni cumhurbaşkanı da o kadar tarafsız olacaktır. Cumhurbaşkanları bugüne kadar anayasadaki görevlerini ne kadar dikkatle yapmışsa, yeni cumhurbaşkanı da birkaç kat daha dikkatli yapacaktır” diye konuştu. Herkesi saygılı olmaya çağıran Kapusuz, “Herkesi kendi görev alanında hizmet etmeye davet ediyorum” dedi. Kapusuz, yasal girişimde bulunup bulunmayacaklarının sorulması üzerine, “Yetkili kurumlar var, gerekli görürlerse inceleme yaparlar” dedi. Türk sinemasının ünlü oyuncusu Sadri Alışık, ölümünün 12. yıldönümünde ailesi, dostları, sevenleri ve sanatçı arkadaşlarının katıldığı törenle, Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başında anıldı. Sadri Alışık’ın eşi Çolpan İlhan ve oğlu Kerem Alışık, usta sanatçıyı çok özlediklerini belirterek, “Onu hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız. Tiyatro okulu, ödülleriyle hep içimizde yaşıyor ve yaşatılıyor” dediler. Törene katılan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Sadri Alışık’ı saygı ve sevgiyle andıklarını belirterek, “Filmleriyle güldürürken bize birçok şey öğretti. İlkelerini ve prensiplerini yaşatmak için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu. Sadri Alışık Kültür Merkezi öğrencileri de oyuncunun mezarına karanfil bıraktı. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Sadri Alışık anıldı reye girdi, “En azından kadın askeri bırakın” dedi. Ahmedinejad da “Seni mi kıracağız” mesajı gönderdi. Önceki gün bütün esirlerin serbest bırakılmasıyla birlikte, bir arabuluculuğumuz daha bir şey bulmadan noktalandı. Bugün asıl konumuz, Erdoğan’ın Kudüs’teki, Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Museviler açısından önem taşıyan bölgede İsrail’in yaptığı kazı çalışmalarıyla ilgili koyduğu postanın sonuçları. Posta diyoruz, zira Erdoğan, İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in 14 Şubat’taki Ankara ziyaretinin ana konusunu Haremüşşerif’teki kazıya oturtmuştu. O günlerde ABD’de Ermeni iddialarına ilişkin Türkiye aleyhine ağır bir çalışma vardı, Yahudi lobisinin Türkiye’ye ne ölçüde omuz vereceği tartışılıyordu ama Erdoğan’ın kafasında o değil, Kudüs vardı! Erdoğan, Ağlama Duvarı’nı genişletme amaçlı olduğu iddia edilen bu kazının derhal durdurulmasını istedi. Olmert de “O öyle değil, turistlerin rahat dolaşmasına ilişkin, bakın fotoğraflar da getirdim” yanıtını verince, Erdoğan karşılığı yapıştırdı: “Bunlar beni tatmin etmedi...” Olmert de “Heyet gönderin, incelesin” dedi. ??? Erdoğan’ın ödün vermez tutumu meyvesini vermiş, Olmert bize gelirken dize de gelmiş, bir heyetle yaptığı işin Erdoğan tarafından kontrolünü kabul ettirmişti. 20 Mart’ta tarihçi Prof. Tufan Buzpınar, arkeolog Prof. Sait Başaran, jeofizikçi Prof. Metin İlkışık, sanat tarihçi Doç. Ahmet Vefa Çobanoğlu, yüksek mimar Hilmi Şenalp, İstanbul Belediyesi’nde mimar Cem Eriş, Bayındırlık Bakanlığı’ndan inşaat mühendisi Atilla Erenler’den kurulu bir heyet İsrail’e gitti. Gördüğünüz gibi heyet dört dörtlük. Kazıyı her yönüyle inceleme bilgisine sahip. Çalışmalar iki gün sürdü. Heyet, İsrail Büyükelçiliğimizi de bilgilendirmeden döndü. Kim bilir belki de Büyükelçi Namık Tan’ın basınla diyaloğunun iyi olmasından endişe ettiler. Gazeteciler haberi Namık’tan almasın dediler! Heyet döneli 15 gün oluyor, hâlâ sonuçtan haber yok! Bir iddia, yapılan çalışmanın Haremüşşerif’e zarar vermediği yönünde. Ancak bunu ne doğrulayan var, ne yalanlayan... Ağlama Duvarı raporu, duvar olmuş durumda! ??? Erdoğan, Olmert’i gazeteciler önünde zor durumda bırakacak kadar ileri gidip heyet gönderdikten sonra niçin susuyor? Bize göre görünen şu: Heyet raporu İsrail’i haklı buluyor ve kazının bölgedeki tarihi ve dini yapılara zarar vermeyeceği görüşünü savunuyorsa, fatura kesecek yer arayan Filistinliler, Arap ve İslam âlemi dolaylıdolaysız açıklamalarla, “Türkiye’nin yaptığına bak, İsrail’in yasadışı işlerini yasal hale getirmekten başka bir şey yapmıyorlar” diyecek. Heyet raporu İsrail’i haksız buluyorsa ABD ve İsrail cephesinden, “Senin yaptığın da iş mi, biz seninle her alanda işbirliği yapalım diyoruz, sen de bizim bir kazı işimizi bile baltalıyorsun” sesleri yükselecek. Bu yöndeki bir raporun hemen sonrasında İslam dünyasından Türkiye’ye “Mademki durumu resmi belgeyle kanıtladın, gereğini yap” mesajı gelecek! Erdoğan’ın arabuluculuk girişimi şimdi oldu, arabozuculuk endişesi! Dışişleri dışında Başbakan’ın bizzat yürüttüğü “işleri karmaşık hale getirme diplomasisinin” tipik bir örneğiyle karşı karşıyayız... Başbakan’ın eli değmişken küresel ısınmayla ilgili bir heyet kursa da bir rapor hazırlatıp çözse! ankcum?cumhuriyet.com.tr 3 bin çiftçinin yaşamı değişti Dernekler Yasası’na kısmi iptal ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, 5253 sayılı Dernekler Yasası’nın, derneklerin siyasi partilere maddi yardım yapmasına imkân tanıyan hükmünü iptal etti ve yürürlüğünü durdurdu. Yüksek mahkeme ayrıca, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasa’nın “lehe olan ceza kanununun değerlendirilmesinde yerel mahkemelerin duruşma yaparak karar vereceğine” ilişkin hükmünü iptal etti. Fransa’ya doğalgaz ‘vetosu’ Türkiye, Nabucco projesinde Gaz de France’ın ortaklığını beklemeye aldı. Kararda Ermeni tasarısına verilen onayın etkili olduğu belirtiliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye, sözde Ermeni soykırımı tasarısını kabul eden Fransa’ya yönelik tavrını sürdürüyor. Son olarak Hazar ve Ortadoğu bölgelerindeki doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasını hedefleyen “Nabucco Doğalgaz Boru Hattı’’ projesine 6. ortak olması için görüşülen Gaz de France, bir süre beklemeye alındı. Edinilen bilgiye göre, Nabucco konsorsiyumunda bulunan Avusturya’dan Omv, Macaristan’dan Mol, Bulgaristan’dan Bulgargaz ve Romanya’dan Transgaz, Fransız Gaz de France’ın 6. ortak olmasına onay verdi. Konsorsiyum ortağı Türkiye’den BOTAŞ ise hükümete yakın çevrelerden edinilen bilgilere göre ortaklığa tavır koydu. Türk tarafı, Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçimine kadar Gaz de France’ın projeye katılma konusunu askıya aldı. Bu tavırda, geçen yıl Fransa Ulusal Meclisi’nde onaylanan sözde Ermeni soykırımına ilişkin tasarının etkili olduğunu bildirdi. Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü JeanBaptiste Mattei ise Gaz de France şirketinin Türkiye tarafından bekletmeye alındığına ilişkin şu ana kadar “hiçbir teyit” gelmediğini açıkladı. Türkiye, Romanya, Bulgaristan, Macaristan ve Avusturya’dan geçecek 3 bin 300 kilometrelik boru hattının inşasına gelecek yıl başlanması planlanıyor. Boru hattı ile yılda 25.5 milyar metreküp doğalgazın taşınması hedefleniyor. Hobisiydi işi oldu RECEP KAPUCU Korumalardan meydan dayağı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakanlık binası önünde dün küçük çocuğuyla eylem yapmak isteyen bir kadın, korumaların sert tepkisi ile karşılaştı. Olayın yaşandığı yerden geçen Hürriyet gazetesi muhabiri olayın fotoğraflarını çekince sivil korumalar, muhabiri tartaklayarak kamerasını almak istedi. Yaka paça gözaltına alınan kadının çocuğu ile birlikte bir süre yerde sürüklenmesi dikkat çekti. Muhabir ve kadın daha sonra serbest bırakıldı. ‘Cumhuriyetimizin Değerleri’ ? İstanbul Haber Servisi Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları ile Kadın Araştırmaları Derneği, “Cumhuriyetimizin Temel Değerleri ve Ulusal Bağımsızlığımız” konulu panel düzenliyor. İTÜ Maçka Yerleşkesi’nde yarın 11.0014.00 saatlerinde gerçekleştirilecek panelin açılış konuşmasını Prof. Dr. Necla Arat yapacak. Prof. Dr. Oya Araslı’nın yöneteceği panele Yekta Güngör Özden, Şükrü Sina Gürel, Onur Öymen ve Barış Doster konuşmacı olarak katılacak. Andıçta emniyetçi kuşkusu ? Baştarafı 1. Sayfada Uçak 3 saat havada dolaştı ? MADRİD (AA) İspanya’nın Valladolid kentinden İstanbul’a 160 yolcuyla hareket eden Onur Air’a ait uçağın 3 saat havada kaldıktan sonra İstanbul yerine Madrid’e indiği bildirildi. Onur Air’den şikâyetçi olan İspanyol yolcular 3 saat havada dolaştıklarını ancak kendilerine bilgi verilmediğini söyledi. Onur Air yetkilileri ise uçağın, 1 saatlik uçuştan sonra teknik arıza nedeniyle, arızanın giderilebileceği en yakın meydan olan Madrid’e döndüğünü ileri sürdü. Genelkurmay Askeri Başsavcılığı’nın andıcın çalınması ve ABD’ye yollanmasına ilişkin soruşturması çok yönlü sürerken Washington Büyükelçiliği Askeri Ataşeliği de belgelerin Utah’a gönderildiğinin belirlenmesi üzerine çalışma başlattı. Bu kapsamda, Utah Üniversitesi’nde eğitim gören ve aynı üniversitenin Ortadoğu Çalışmaları Merkezi’nde araştırmalarını sürdüren emniyet görevlisi Emre Uslu ismi üzerinde yoğunlaşıldığı öğrenildi.Yakın çevresi ise Uslu’ya yönelik iddiaları gerçekçi bulmadıklarını ileri sürerek incelemenin kaynağının Uslu’nun Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik eleştirel makale ve kitap çalışmaları olduğunu iddia ettiler. Kamu görevlisi olarak Utah Üniversitesi’nde eğitim gören Uslu’nun İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’ya ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın danışmanlığını üstlenen ve konuşma metinlerini de hazırlayan Ömer Çelik’e değerlendirme notları aktardığına ilişkin belirlemelerin de ilgili makamlara ulaştırıldığı öğrenildi. TSK’ye dönük eleştiriler Emre Uslu’nun Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Önder Aytaç ile birlikte Şubat 2007’de yayımladığı “Egemenliğin Gizli Ortağı Asker ve Medyadan Demokrasiye TezkereOrg.Yaşar Büyükanıt’ın Tarihi Konuşmasındaki Şifrelerle Türkiye’nin Yarını” adlı kitabı bulunuyor. Uslu ve Aytaç kitap ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın 20062007 Harp Akademileri Eğitim ve Öğretim Yılı Açılışı’nda yaptığı ve TESEV’in askere yönelik yorumlar içeren raporuna da tepki gösterdiği konuşmasının “satır aralarındaki şifreleri çözümlediklerini” ileri sürüyorlar. Yazarların, kitabı “28 Şubat 2007’ye kadarki bütün faili meçhulleri aydınlatması için emniyete ve bundan sonra da hiçbir faili meçhul olmaması için derin devlete” ithaf etmesi dikkat çekti. Emre Uslu’nun ayrıca İlnur Çevik’in sahibi olduğu The New Anatolian gazetesinde de zaman zaman yazdığı köşe yazılarında TSK’ye dönük eleştirilerde bulunduğu biliniyor. Albay Öztürk, andıcın 12 Ekim 2006’da karargâhtan çalındığını ve belgelerin eposta ile ABD’ye yollandığının belirlendiğini duyurmuştu. Kaynaklar, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’e ait olduğu belirtilen, ancak kendisinin sahiplenmediği günlüğün de ABD’den Türkiye’ye gönderildiğine dikkat çekmişlerdi. ERZURUM Emekli edebiyat öğretmeni Nazmi Ilıcalı, alkol bağımlılığını yenmek için toprakla uğraşmaya başladı. Organik tarım konusunda çalışmalar yaparken yöre halkını da bu yöntemle tanıştırdı. Doğu Anadolu Tarımsal Üreticiler ve Besiciler Birliği’ni (DATÜB) kuran Ilıcalı, organik tarım sayesinde yörede 3 bin çiftçinin yaşamını değiştirdi. Artık Erzurumlu çiftçiler, organik ürünlerini başta ABD, Almanya, İtalya, İsrail olmak üzere dünyanın dört bir yanına satabiliyor. ABD’de 2005 yılında “yılın sosyal girişimcisi” olarak seçilen Ilıcalı da artık “Alkolik Nazmi” yerine “Organik Nazmi” olarak tanınıyor. 1953’te Erzurum’un Ilıca ilçesinde doğan Nazmi Ilıcalı, bütün enerjisini dede mesleği çiftçiliğe harcamaya başladı. Araştırmaları sırasında bölgenin organik tarım açısından büyük potansiyel taşıdığını fark eden Ilıcalı, çiftçilerin sorununun çözümünün tek yolunun örgütlenme olduğuna inandı. 4 yıl önce Daphan Ovası Sözleşmeli Organik Tarım Projesi’yle Erzurum’da 633 çiftçiyi bir araya getiren Ilıcalı, AB’den aldığı fonla da DATÜB’ü kurdu. Bugün 12 kentte 3 bin üyeye ulaşan DATÜB’ün çığ gibi büyüdüğünü anlatan Ilıcalı, “Toprak da uygun. Bölge insanı, gelir seviyesi düşük olduğundan kimyasal gübre kullanamamış. Bölge karasal iklime sahip olduğundan, haşerelerin toprağa bıraktığı yumurtalar, topraktan çıkmadan bastıran ayaz ve soğukla ölüyordu. Bu nedenle ilaç kullanmaya ihtiyaç olmadığından organik tarıma uygun temiz bir toprağa sahip. Tarım aletleri aldık. Maddi durumu iyi olmayan çiftçimize ücretsiz kullandırıyoruz” dedi. Ilıcalı, en büyük sıkıntının ürünlerin ambalajlanması ve işlenmesi olduğunu belirtti. Düzeltme ? Dünkü sayımızda birinci sayfada Adabank’la ilgili haberde yanlışlıkla Akbank yazılmıştır. Düzeltir özür dileriz. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle