18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 NİSAN 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK Cankurtaran verilmeyen 8.5 aylık hamile kadın minibüste yaşamını yitirdi 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Erzurum’da ölümcül ihmal ‘Ölümü Erteledim...’ ? GİRESUN (AA) Giresunlu Fatma Peluze Gümüşkaşık, yakalandığı kanser hastalığıyla 4 yıldır mücadele ederken yaşadıklarını kendisinin oynayacağı tek kişilik “Ölümü Erteledim’’ adlı tiyatro oyunuyla sahneye koyacak. Gümüşkaşık, oyundan elde edilecek geliri, kanser hastası olan 7 yaşındaki Emre Yılmaz’ın tedavisinde kullanılmak üzere bağışlayacak. Sağlık İl Müdürlüğü’ne bağlı Hasta Hakları İl Koordinatörlüğü’nün sponsorluğunda hazırlanan oyun, İl Özel İdare Kültür Sitesi’nde yarın saat 19.00’da sahnelenecek. Dön Dolaş: 367 YÖK Başkanı kimliği ile değil ama çok iyi bir anayasa hukukçusu olarak Prof. Dr. Erdoğan Teziç, dün yapılan Rektörler Toplantısı’ndan sonra sorulan bir soruyu yanıtlarken cumhurbaşkanı seçimi için anayasanın 102. maddesinin belirttiği en az üçte iki çoğunluk koşuluna bir kez daha dikkatleri çekmiş oluyor. Konuyu gündeme ilk getiren Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun da söylediklerini tekrarlayarak “....parlamentonun Meclis Başkanı hariç, üçte iki çoğunluk toplantı nisabı olmadan herhangi bir karara gitmesi mümkün değildir. Zaten ilk iki turda da üçte iki çoğunluk aranıyor. Muhakkak Meclis’te Cumhurbaşkanlığı seçimi için başkan, oturumu açtığında kendisi hariç 367 üyenin içeride olması zorunludur..” diyor. Kanadoğlu’nun gündeme getirdiği “birleşim açıldığı zaman bu 367 milletvekilinin genel kurulda bulunması” koşulunu ilk günden beri titizlikle savunan bir kişi olarak Prof. Dr. Teziç’in söylediklerinin, özellikle olası cumhurbaşkanı aday adayı açısından çok yaşamsal ve iyi niyetli bir uyarı olduğuna dikkatleri çekmek istiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu ilk birleşim açıldığı zaman genel kurulda 367 üyenin bulunmayışı durumunda Anayasa Mahkemesi’ne gideceğini artık Mısır’daki sağır sultan örneği, bilmeyen kalmadı. Ancak, başta aday adayımız olmak üzere birçok siyaset adamımız, bu 367 şartını ciddi bir engel olarak görmemekte hâlâ ısrar ederken 1982 Anayasası’nın yürürlüğe girmesinden sonra yapılmış olan 8, 9 ve 10’uncu cumhurbaşkanı seçimlerinde 102. madde koşulunun aranmayışına tek gerekçe olarak sarılıyorlar. ? Acil vaka görülmediği için cankurtaran tahsis edilmediğini ve hamile kadının köy minibüsüyle gönderilmesinin büyük bir ihmal olduğunu iddia eden Temel’in yakınları, Tekman Sağlık Ocağı’ndaki sağlık görevlileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. RECEP KAPUCU KALP HAFTASI ‘Kalplerimiz birlikte atsın’ Dr. Özkahraman, lazerli kanal tedavilerinde yüzde 100’e varan başarı sağlandığını söyledi. 40’tan sonra risk artıyor ? İstanbul Haber Servisi Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi bilim insanları, 40 yaşından sonra gebe kalınması durumunda, bebeğin anne karnında ölme riskinin arttığını bildirdiler.Yale Üniversitesi’nden yapılan açıklamaya göre, şubat ayında bilim insanları tarafından 40 yaşın üzerindeki anneleri ilgilendiren bir çalışma sunuldu. Çalışmada, 40 ya da daha ileri yaşlarda gebe olan kadınlarda, ilerleyen yaşın anne rahminde ölüm riskini artıran bağımsız bir risk faktörü olduğu gösterildi. ERZURUM Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın memleketi olan Erzurum’da 8.5 aylık hamile Halide Temel, mezradan ilçeye kızakla, oradan da kent merkezine köy minibüsüyle götürüldü. Minibüste yaşamını yitiren Temel’in yakınları cankurtaran verilmediği için sağlık ocağı görevlilerini suçlayarak savcılığa suç duyurusunda bulundu. Tekman ilçesi Düzyurt köyüne bağlı Taze mezrasında oturan 6 çocuk annesi, 8.5 aylık hamile Halide Temel (52), önceki gün saat 22.00 sıralarında rahatsızlandı. Bunun üzerine yöre sakinleri, aşırı çamur yüzünden araçların gidememesi nedeniyle Temel’i kızaklarla çekerek Tekman Sağlık Ocağı’na ulaştırdı. Sağlık ocağında mide rahatsızlığı ve yüksek tansiyon şikâyetinde bulunan Temel’i muayene eden doktor, ciddi bir rahatsızlık olmadığını söyleyerek hastayı Erzurum Numune Hastanesi’ne sevk etti. Gerek görülmediği için cankurtaran verilmeyince köy minibüsüyle yola çıkarılan Temel, Erzurum’a 5 kilometre kala saat 03.30 sıralarında hayatını kaybetti. Hastanede kadının ve bebeğin öldüğü açıklandı. Temel’in cenazesi, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Trabzon Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. İğneden korkanlara lazerli diş tedavisi ŞULE KÖKTÜRK LAZERİN KULLANIM ALANLARI Kanal tedavisinde çürük dişlerin temizlenmesinde, kök kanallarının dezenfeksiyonunda, boşaltılmasında, genişletilmesinde, tükürük taşlarının parçalanmasında, diş beyazlatmada, cerrahi müdahalelerde kesme ve keserek dokunun alınmasında, krom ve implant uygulamalarında, kanser olan vakalarda cerrahi operasyonda, temporamandibular eklem hastalığının açılmadan yapılan operasyonlarında, ağrı ve ödemde, yangıda, yara iyileşmesinde, flep operasyonlarında ve protez yapım laboratuvarlarında kullanılıyor. Kadrolaşma davası ? ANKARA (ANKA) Türk SağlıkSen, Sağlık Bakanlığı Taşra Teşkilatı Yatak ve Kadro Standartları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’te yer alan bazı maddelerin “kadrolaşmaya neden olacağını” gerekçe göstererek bu maddelerin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay’a dava açtı. Temel’in yakınları, Tekman Sağlık Ocağı’ndaki sağlık görevlilerine yönelik suçlamada bulundu. Acil vaka görülmediği için cankurtaran tahsis edilmediğini ve hamile kadının köy minibüsüyle gönderilmesinin büyük bir ihmal olduğunu iddia eden amca Sadık Kandil, “Başka ülkelerde yabancılar hastalarını uçaklarla, helikopterlerle götürüyorlar. Bizim halimiz de bu” dedi. Erzurum Sağlık Müdür Yardımcısı Mahmut Avcı da olayla ilgili inceleme başlattıklarını açıkladı. Avcı, “Bu kadın 52 yaşında, 12. gebeliği. 6 çocuk doğurmuş, 5 düşük yapmış. Bu kadının kesin ölüm sebebi, Trabzon’dan gelecek cevapla netliğe kavuşacaktır” diye konuştu. AİLEDEN SUÇ DUYURUSU Tıbbın birçok alanında kullanılan lazer, diş tedavisi alanına da girdi. Türkiye’de 6 kişi Almanya AHEEN Üniversitesi’nde lazer konusunda aldıkları eğitimle lazeri Türkiye’de diş hekimliği alanında yetkin ellerde uygulayacak. Eğitim alan 6 kişiden biri olan Bahçelievler Yaşam Hastanesi Diş Bölümü’nden Dr. Hüseyin Özkahraman, lazerin diş konusunda hem hasta hem de hekim açısından çok keyif verici sonuçları olduğunu belirterek lazerle yapılan gömük dişlerin çıkarılması işleminde, cerrahi operasyon ile yapılan işleme göre yüzde 7080’e varan oranlarda daha az ödem ve şişlik görüldüğünü, kanal tedavilerinde ise yüzde 100’e varan oranlarda başarı sağlandığını belirtiyor. Dr. Özkahraman, AHEEN Üniversitesi’nde geçen yıl başlatılan eğitim semineri ve lazerle diş tedavisine ilişkin soruları yanıtladı. Almanya’da bu eğitimi aldığını ifade eden Özkahraman, “Firma için önemli olan lazeri satmak; getiriyor kuruyor, 12 ders vererek bu işi ehil olmayan ellere teslim ediyor. Ama bir hekim bunu uyguladığı zaman hekim çok daha dikkatli olmak zorunda. Lazeri bütün hastalarda korkusuzca kullanabilirsiniz” dedi. AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLARI Özkahraman lazerle tedavilerin avantajlar ve dezavantajlarını özetle şöyle anlattı: Avantajları: Diş hekimliği aletlerinin seslerinden, ağrı ve uyuşturucu iğneden korkular asgariye iniyor. Çalışmaların çoğunda anestezi kullanmıyorum. Yüzde 7080’e varan az ödem ve şişlikle karşılaşıyorsunuz, çalışma alanını steril ediyor aynı zamanda. Kanal tedavilerinde yüzde 100’e varan başarı yakalayabiliyoruz. Lazer, komşu dokulara en az zarar veriyor. Dezavantajları: Lazer kullanımında ışının derinliği ve bazı durumlarda nereye gideceği bilinmez. Çok pahalı bir materyal, ama zamanla o da ucuzlayacak. İstanbul Haber Servisi Türk Kalp Vakfı Başkanı Çetin Yıldırımakın, geçen yıl dünyada kalp ve damar hastalıklarından dolayı yaşamını yitirenlerin sayısının 17.5 milyon olduğuna dikkat çekerek “Asrın vebası olarak bilinen AIDS’ten dünyada geçen yıl ölenlerin sayısı 2.5 milyon, trafik kazalarında ise ölenlerin sayısı 1.5 milyon kişiydi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre 2030 yılında bile kalp damar hastalıklarında bir azalma değil, aksine bir artma olacağı açıklandı” dedi. Türk Kalp Vakfı tarafından Ülker Kalbim Benecol işbirliğinde 19. Kalp Haftası nedeniyle Taksim The Marmara Otel’de düzenlenen toplantıda konuşan Yıldırımakın, Kalp Haftası’nın 915 Nisan tarihleri arasında akademik, sanatsal, kültürel ve sportif etkinliklerle “Kalplerimiz birlikte atsın” sloganıyla gerçekleştirileceğini açıkladı. Türkiye’deki ölümlerin yüzde 55’ten fazlasının nedeninin kalp ve damar hastalıkları olduğunu vurgulayan Yıldırımakın, “Türk kadınlarında göbeklilik oranı yüzde 54’ten yüzde 70’e çıktı” açıklamalarını yaptı. Türkiye’deki obezite sınırının gittikçe arttığını belirten Yıldırımakın, Türkiye’nin yüzde 60 obezite ile dünyada birinci sırada yer alan Amerika’ya yetiştiğini de dile getirdi. Kötü örnek, örnek değildir... Çok yalın bir hukuk dahası Mecelle kuralı, kötü örneğin örnek olamayacağını yüz yıllardan beri tekrarlar. Ama öyle zamanlar olur ki bu kuralı bildikleri halde insanlar ya omuz silkerler ya da mindere öyle bir şarta gereksinme duymayacak biçimde çıktıkları için arkalarına bakmayı düşünmezler. Erdoğan Teziç’in üçte iki çoğunluğun rakamsal ifadesi olan 367 milletvekili koşuluna getirdiği çok önemli bir yeni durum daha var. Anayasa hukuku uzmanı Teziç, oylamalar için son aşamaya yani adayların salt çoğunlukla belirlendiği döneme gelindiği zaman da gene toplantı nisabının üçte iki olma şartı bulunduğunu da öne çıkararak “üçte ikinin altındaki bir sayıyla Meclis toplanır, oylama yapılırsa bu anayasaya aykırı olur” diyor. Hem Erdoğan’ın hem de AKP milletvekillerinin ve özellikle partinin yönetici kadrosunun bu bilimsel uyarıyı, Teziç’ten önce aynı görüşü savunan öteki anayasa uzmanlarınınkileri de elbette dışlamadan, başucu kitabı olarak her gün birkaç kez okumalarını istemeliyiz. 367 üyenin açılış oturumu ile başlanarak cumhurbaşkanı seçimi için yeter sayıyı sağlayacak son, yani dördüncü turu da kapsayacak şekilde aranma zorunluluğu, sırf AKP milletvekillerinin sayısı açısından öne çıkmaktadır. Kim bilir, belki de gruptan düşmüş Anavatan Partili, DYP’li ya da bağımsız milletvekilleri içinden, bu 367 sayısını tamamlamak isteyenleri kolayca belirler ve “ikna eder” AKP yönetimi. Ama bana kalırsa seçim için ilk birleşimden başlayarak o son aşamaya yani salt çoğunluğun on birinci cumhurbaşkanını belirlemeye yeteceği hükmünün işleyeceği aşamaya kadar, parlamentonun tansiyonu inip inip çıkacağı için gerilimi artıran taraf olmamalıdır Erdoğan ve partisi. Mitingler başlamadan ... Daha bugünden, başkentte gerçekleştirilecek olan 8 Nisan DSP ve hele 14 Nisan Sivil Toplum Kuruluşları mitinglerinin günleri yaklaştıkça, Erdoğan ile kurmaylarının izledikleri gerdikçe ger stratejisinin hiç kimseye, hele ülkeye yararı olmadığı bilinmiyor mu? Erdoğan 367’yi bulamayan bir katılım sonunda verilecek oylar ile Çankaya’ya çıkmış olsa. Anayasa Mahkemesi de o seçimi geçersiz sayan bir karar alsa.. Yüksek rakımlı tepeden inişi nasıl olur? Önce bunun hesabı yapılırsa uzlaşma için şimdiden adımlar atılır. Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Ü Özelleştirme iddiası ? İZMİR (AA) Türk SağlıkSen İzmir Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, “Türkiye genelindeki 765 devlet eğitim ve araştırma hastanesiyle 36 ağız diş sağlığı merkezi, taşeron firmalardan ayda yaklaşık 1 milyar YTL ’ye temizlik, bilgisayar, yemek, güvenlik hizmeti, röntgen çekimi gibi hizmet satın alımı yapıyor’’ dedi. lkemizde toplumun da insanların da sağlığı ciddi şekilde tehlikede. Sağlık ve sosyal güvenlik harcamaları daha da kısıtlanacak. Sağlık harcamalarını iyi kontrol edebilmek için gerçekçi yıllık bütçe hazırlanacak. Bugünkü iktidar her alanda pervasızca kadrolaşmaya gidiyor. Eğitim hastanelerinde şeflik için her türlü objektif kriter ve sınav kaldırıldı. Yarışma yok. Liyakat yok. AKP yandaşlığı var. Tarikatçılık var, atamalar bu ölçüler içinde yapılıyor. Bu kadar gözü kara, bu kadar cüretkâr bir iktidar görülmemiştir. Toplum sarsılıyor, dağılıyor, atomize oluyor. Ülke her yönden istikrardan uzaklaştırılıyor, dengeler bozuluyor. Eğitim İslamlaştırılıyor. Ekonomide ihalelerde yandaşlar kayırılıyor, şeriatçılar güçlendiriliyor. Evrim teorisinden söz eden öğretmenler sürgüne gönderiliyor. İçki yasakları yaygınlaşıyor. Seçime doğru yandaşlar saptanarak onlara kömür ve erzak yardımı yapılıyor. Böylece vatandaşın Toplumun Sağlığı Tehlikede oyu satın alınmak isteniyor. Üniversite yönetimleri ve YÖK ile çatışma ve sistemli saldırılar da süregeliyor. Peki, yukarıda sıraladığımız tüm bu yadsınamaz gerçekler karşısında büyük işadamlarımız, ünlü sermayedarlarımız ne diyorlar, nasıl bir tavır alıyorlar? Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına ve yeni bir tek parti AKP iktidarına razı olacaklarına inanmak istemiyoruz. Tabii ünlü sanatçılarımızı ve kültür ve bilim insanlarımızı da unutmuyor ve onların da gür bir ses vermesini bekliyoruz. Burada iş dünyamıza bir kez daha sesleneceğim. TÜSİAD’ın tüm bu olup bitenler ve Türkiye’nin cumhuriyet ilkelerinden sistemli bir şekilde uzaklaştırılması karşısında bir tepkisi yok mudur? Bir süre önce Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda çelişkili açıklamalar yapan TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ve yıllar öncesinden aklına ve yeteneklerine tanık olduğum Sayın Güler Sabancı Cumhuriyet kazanımlarının böylesine yıpratılmasına ne diyorsunuz? Kandilli’de Sabancı Vakfı desteği ile kurulan kültür ve sanat merkezinin açılış töreninde bir fırsat düşmüş, size kaygılarımdan söz etmiş ve onları paylaşıyor musunuz diye sormuştum. ‘İŞimdi kamuoyu önünde bir kez daha Ş DÜNYASINA SORULAR soruyorum, Güler Hanım ne düşünüyorsunuz? Aynı soruları medya ordusuna sahip olan Aydın Doğan’a da sormak gerekir. Zarif ve sağduyu sahibi bir insan olarak tanıdığım Türkiye Kas Hastalıkları’na unutulmaz destekler veren Sayın Aldo Kaslowski, siz ne dersiniz? İki ya da üç kez tanışıp birlikte olduğum, kısa bir süre sohbet ettiğim dünyanın en çalışkan insanlarından Sayın Mehmet Karamehmet, siz Türkiye’nin bugün içine düşürüldüğü ortam hakkında ne dü şünüyorsunuz? Yine tanışmak fırsatını bulduğum Cumhuriyet Danışma Kurulu üyesi, örnek bir araştırma laboratuvarının kurucusu İnan Kıraç ve ilginç kitapları ile tanıdığım Can Kıraç ve tüm iş dünyamızın tanınmış insanları, belli bir doğrultuda doludizgin giden bu iktidarı uyarmak çok büyük bir cesaret mi gerektiriyor? Ya da iş yaşamınız yönünden riskler mi taşıyor? Öyle de olsa bunu göze almaya değer bulmaz mıydınız? Böyle bir sorumluluğunuz yok mudur? İş yaşamınızın hiç aksamamasını dilerim. Ama üzerinde kuşkusuz hak ederek önemli varlıklar edindiğiniz Türkiye’nin bir yerlere sürüklendiğini görüyor ve algılıyor musunuz? Türkiye’nin çok kritik bir Cumhurbaşkanlığı seçimi ve ardından genel seçime doğru sürüklendiği ortamda bir ses vermek, Atatürk’ün özgürlüğe ve bağımsızlığa kavuşturarak, akıl ve bilimi bizlere miras bırakarak emanet ettiği bu güzel Türkiye’nin bugünü ve geleceği hakkında güven verici şeyler söylemek istemez misiniz? Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net Akdeniz mutfağı, çocukları koruyor ? ANKARA (AA) Akdeniz mutfağının, çocukları astım ve solunum yolu alerjilerinden korumada yardımcı olabildiği bildirildi. BBC’nin internet sitesindeki habere göre Bilim insanları, İngiltere gibi Avrupa’nın bazı bölgelerinde çocuklar astıma yakalanırken Girit gibi bazı yerlerde neden yakalanmadığı sorusuna yanıt bulmak için araştırma yaptı. Araştırmada, bu çocukların yüzde 80’inin günde en az iki kez taze meyve, üçte ikisinin de taze sebze yediği belirlendi. CUMOK ÇAĞIRIYOR TÜRKİYE 14 NİSAN 2007 Cumartesi GÜNÜ ANKARA – TANDOĞAN MEYDANI’NDA BULUŞUYOR … Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye, yahu bu millet istedikten sonra laiklik tabii ki gidecek!. Sonra nedir bu laiklik Allah aşkına?.. Bu ne menem şey?..çıkıyor içişleri bakanı “Devlet dine karışır” diyor!.. EEEEE…Gerisini niye söylemiyorsun?.. Din de devlete karışır demiyorsun!.. R.T.E. 68’LİLER BİRLİĞİ VAKFI’NDAN DUYURU Vakfımızın Yönetim Kurulu, Danışma Kurulu ve Başkanlar Kurulu 4. Ortak Toplantısı 08 Nisan 2007 Pazar günü saat 14.00’te Armada Otel’de (AhırkapıSultanahmet) aşağıdaki gündemi görüşmek amacıyla toplanacaktır. Kurul üyelerine önemle duyurulur. GÜNDEM: 1. Açılış, 2. Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve Sonrası, 3. 14 Nisan Ankara Mitinginin Görüşülmesi, 4. Bizi Bekleyen Görevler, 5. Dilekler ve Kapanış. BAŞKANLAR KURULU Sönmez Targan, Namık Kemal Boya, Gökalp Eren, Haşmet Atahan, Necla Ülkü, Mustafa Zülkadiroğlu YÖNETİM KURULU Merdan Aslan, Cemil Orkunoğlu, Cüneyt Akalın, Hüseyin Yalçın Göksel, Mehmet Ulusoy DANIŞMA KURULU ÜYELERİ Prof. Dr. Ahmet Altınel, Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, Ali Sirmen, Ataol Behramoğlu, Prof. Dr. Aydın Aybay, Aydın Çubukçu, Yard. Doç. Dr. Barış Dostel, Cemal Şener, Prof. Dr. Cevat Geray, Prof. Dr. Coşkun Özdemir, Demirtaş Ceyhun, Prof. Dr. Eren Omay, Erol Bilbilik, Prof. Dr. Erol Manisalı, Erol Toy, Esat Korkmaz, Faruk Pekin, Hikmet Çekinkaya, Prof. Dr. İzzettin Önder, Mehmet Atay, Mehmet Ata Tansu, Prof. Dr. Mehmet Can Akyolcu, Doç. Dr. Melih Baş, Mustafa Yalçıner, Muzaffer İlhan Erdost, Oktay Ekinci, Öner Yağcı, Av. Refik Karaa, Prof. Dr. Ruşen Keleş, Av. Suat Parlar, Talat Turhan, Prof. Dr. Taner Timur, Prof. Dr. Tuncay Altuğ, Turhan Feyizoğlu, Prof. Dr. Türkel Minibaş, Ünal Erdoğan, Yahya Arıkan, Doç. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu. TEHLİKENİN FARKINDAYIZ 14 NİSAN’DA ANKARA’DAYIZ BİLGİ VE YER AYIRMA : 0537 871 82 34 T.C. AYDIN l. SULH HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO: 2006/627 Davacı Semiha Yörükoğlu vekili tarafından mahkememize açılan Mirasçılık belgesinin verilmesi davasının yapılan açık yargılamasının verilen ara kararı uyarınca; Dava konusu Aydın Merkez, Meşrutiyet Mah., 407 ada, 103 pafta, 22 parsel sayılı taşınmazda tapu kayıt maliki Mustafa oğlu Yaşar’ın var ise mirasçılarının ilan tarihinden itibaren 1 yıl içinde mahkememize müracat etmeleri, aksi takdirde mirasçısının bulunmadığı kabul edilerek, mirasının Hazine’ye kalacağı hususu ilan olunur. 14.02.2007 (Basın: 10810) www.cumok.org Toplantı, izlemek isteyenlere açıktır. 2006/1124 T Üsküdar Hayrettin Çavuş Mahallesi, Çavuşdere caddesi ile İttihat sokağı üzerinde kain 32 pafta, 253 ada, 170 parsel sayılı 1314,60 m2 miktarlı ana gayrimenkulde B giriş üçüncü kat 225/4800 arsa paylı (40) nolu büro (Mahallen daire) satılarak paraya çevrilecektir. İMAR DURUMU: Üsküdar Belediye Başkanlığı İmar ve Planlama Müdürlüğünün 10.08.2006 tarih 5189 sayılı yazısından 09.06.2006 tanzim tarihli 1/1000 ölçekli Üsküdar Merkez uygulama imar planında H=9,50m. (3 kat) yükseklikte ayrık nizam. Hizmet+ ticaret , H=9,50 m. (3 kat) yükseklikte bitişik blok nizam hizmet+ticaret ve H=12,50m. (4 kat) yükseklikte bitişik nizam hizmet+ticaret alanında kalmakta olduğu anlaşılmıştır. HALİ HAZIR DURUMU: Satışı yapılacak olan gayrimenkul Çavuşdere caddesi, İttihat sokak üzerinde 11 sokak kapı nolu B giriş üçüncü katta (40) nolu büro (mahallen daire olup) 75 m2 kadardır. Daire giriş holü, mutfak, banyo, salon ve iki odadan ibaret olup elektrik, su ve kalorifer tesisatı mevcuttur. KIYMETİ: Bilirkişi tarafından 140,000,00 (Yüz kırk bin Yeni Türk Lirası) takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: 1Satış 15/05/2007 günü saat 15.10 15.20 arasında Üsküdar l. İcra Müdürlüğünde yapılacaktır. Birinci açık arttırmada tahmin edilen değerin %60 ile satış masraflarını aşmak ve öncelikle ödenmesi gereken alacaklıların alacaklarını karşılamak kaydı ile en çok pey sürene ihale edilecektir. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaması halinde en çok pey sürenlerin taahhütleri baki kalmak kaydı ile 25/05/2007 günü aynı yer ve saatlerde ikinci açık arttırması yapılacak ve bu arttırmada da tahmin edilen değerlerinin %40 ile satış masraflarını aşmak ve öncelikle ödenmesi gereken alacaklıların alacaklarını karşılamak kayıt ve şartı ile en çok pey sürenlere ihale edilecektir. 2Arttırmaya iştirak edecek olanların tahmin edilen değerin %20’si oranında Türk parası nakit veya banka teminat mektubu ya da bloke edilmiş çek ibraz etmeleri şarttır. Satış İcra İflas Kanunu’nun 130. Maddesi gereğince peşin para ile yapılacak ve istem halinde halin icabına göre 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale damga pulu, katma değer vergisi, tapu tescil ve tahliye masrafları alıcıya ait olup diğer ilişikleri ihale bedelinden karşılanacaktır. 3İpotek sahibi alacaklılar ile diğer ilgililerin bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususi ile faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgelerle 15 gün içersinde Müdürlüğümüz dosyasına bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırma dışında kalacaklardır. 4Satış bedeli hemen veya verilen müddet içersinde ödenmediği takdirde icra iflas yasasının 133. maddesi gereğince ihale feshedilerek iki ihale arasındaki farktan ve geçen günlerin temerrüt faizinden alıcı ve kefilleri sorumlu tutulup, hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden Müdürlüğümüzce tahsil edilecektir. 5Şartname ilk satış gününden en az 15 gün evvelinden dosyasında hazır olup, istem halinde masrafı verildiğinde bir örneği gönderilecektir. 6Satışa katılanların şartnameyi görmüş, içeriğini aynen kabul etmiş sayılacakları, daha fazla bilgi almak isteyenlerin Müdürlüğümüzün 2006/1124 T. sayılı dosyasına müracaat etmeleri ve tebligat yapılamayan ilgililere ilanen tebliğ olunur olunur. 26/3/2007 (Basın: 17076) ÜSKÜDAR l. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle