Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 MART 2007 PAZAR 6 HABERLER Avrupa Parlamentosu’nun 16 milletvekili, Türk, Alman ve Avusturya hükümetlerine çağrıda bulundu PAZAR ORHAN BURSALI ‘Hasankeyf’e kıymayın’ ARİF ARSLAN Nasıl Bir Muhalefet? Halk Partisi’nin önde gelenleri yakınıyor, “Biz Meclis’te büyük mücadele veriyoruz, fakat bu basına ve kamuoyuna yansımıyor, yansıtılmıyor”. Sayın Mustafa Özyürek de gazetemizi ziyaretinde benzer görüşleri savunmuştu. Araştırıldığında gerçekten de Halk Partisi’nin Meclis’te boş durmadığı görülür. Bu muhalefetin, istenmeyen yasa tasarılarını engelleyici çalışmalardan tutun, bakanlıkları icraatlarına ilişkin soru önergeleriyle denetlemeye ve Meclis’te çeşitli konularda basın toplantılarına kadar bir dizi CHP etkinliğini görürüz. Şüphesiz bunların bir kısmı basında yer almıyor, bazen kasıtlı, bazen de haber değeri görülmediği için. Fakat sorun, CHP’lilerin yakınmasının içinde: Parti, basına bel bağlıyor! Diyelim ki (Cumhuriyet dahil!) kimse size yer vermedi! O zaman ne yapacaksınız? Partinin bir muhalefet sorunu var! Parti liderliği buna ister katılsın ister katılmasın, gazetemize yansıyan okur tepkilerinden de izliyoruz ki seçmenlerin büyük bir kısmı bu ortak fikirde birleşiyor. Şimdi muhalefet inşasını gözden geçirelim: ??? 1) Parti politikalarının çok fazla geçmiş hesaplaşmalar ve dolayısıyla kutsallıklar üzerinden yapıldığı doğrudur (İlhan Tekeli’nin eleştirisi). Din olgusu şu veya bu oranda bütün partilerde yer alıyor. Osmanlıların “şanlı tarihi”nden tutun, türlü çeşitli Atatürkçülüğe kadar hemen her şey, partilerin sepetlerinde eksik değil. Şüphesiz, Türklük, ulus ve milliyetçilik vb. gibi kavramlar çevresinde yoğun bir toz fırtınası var. Hiçbir dönemde ulus, Cumhuriyetin niteliği, ülke birliği, laiklik üzerinde bu kadar büyük bir saflaşma veya ayrışma yaşanmamıştı. Denebilir ki Kürt ve Ermeni sorunlarının yol açtığı tehditler, AB’nin dirsek çevirmesi, Ortadoğu’da savaş, Türkiye’nin gündemini, dolayısıyla partilerin iktidar mücadelesini ve seçmene mesajlarını çok güçlü etkiliyor. Hatta birinci sırada! Hiçbir “muhalefet inşa programı” bunu görmezden gelemez. Fakat şöyle haklı bir eleştiri yöneltebiliriz: Onyıllardır bu sorunlar hep oldu, bugünlerde doz artmış olsa bile! Önemli bir seçmen kitlesi için bunlar kanıksanmış olgulara dönüştü. Ateş şalvara düşmediği sürece de, bu alanda inşa edilen muhalefet ve politikalarla birinci derecede ilgilenmeyecektir bu kitle. Seçimlerden ve partilerden geriuzak duran “seçmeyen”ler bu grup içinde sayılabilir. 2) O halde parti, seçmenin istekleri ve beklentileri konusunda, gelecek umudu yeşertecek çok temel olgusal politikalar inşa etmek zorundadır. Yoksa, partinin tavrı, alışılmış vatan millet Sakarya nutukları etkisi yapacaktır önemli bir kitle üzerinde! Ciddi muhalefet inşası, halkın temel sorunları üzerinde büyük kitlesel ve canlı grupların örgütlenmesini şart koşuyor! İşsizlikten tutun emekli sorunlarına, çevre politikalarına, kadınları toplumda yükseltecek her şeye, çırak ve öğrenci gençliğin okul sorunlarına kadar, yerel ve bölgesel sorunlara kadar onlarca başlık çevresinde, partili olsun olmasın, binlerce kişinin katıldığı “canlı organizmalar” oluşturabiliyor musunuz? Tekeli’nin “muhalefette iken de programını gerçekleştirmek” düşüncesini burada ilke edinmek ve bu canlı organizmaları, Meclis ve belediyelerdeki “iktidar odaklarının” da katkılarıyla, aynı zamanda sorun çözme mekanizmaları olarak tanımlamak gerekir. 3) Meclis’te AKP’ye karşı CHP muhalefeti acaba neden ses getirmiyor? Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu, yasa tasarılarının ve iktidar uygulamalarının etkileyeceği seçmen kitleleri veya çıkar gruplarıyla muhalefeti birlikte sürdürmenin zorunluluğuna dikkat çekti. İlhan Tekeli de zaten “teorisinde” sivil toplum oluşumlarıyla veya kuruluşlarıyla birlikte hareket edilmesini öngörüyor. CHP, muhalefeti, toplumun en geniş örgütlü (veya değil) kesimleriyle birlikte sürdürmediği sürece, toplumdan “yankı” almakta zorlanacaktır. CHP örgütleri acaba ne derece etkin? Bir okur kendi bölgesindeki durumu “Fethullahçılar ve AKP’liler fıldır fıldır milleti örgütlerken bizimkiler kahvede okey oynuyor” hayal kırıklığı içinde ve umudunu yitirmiş olarak bildiriyor. Özetle, Parti, koskoca bir aygıttır. Kalbi ve motoru parti merkezinde, Meclis’te ve yerel iktidarlarda atarken; kasnaklarla, irili ufaklı çarklarla, binbir dişliyle bütün toplumu, toplulukları, grupları, üniversiteleri, gençleri, kadınları vb. sarıp sarmalar ve aygıt bütün Türkiye’de çalışır. CHP, böyle bir aygıt mı yoksa “avare kasnak” mı? İki yazı daha gelecek: Parti ve demokrasi ile Türkiye’nin gelecek projeleri... obursali@cumhuriyet.com.tr BATMAN Antik kent Hasankeyf’in su altında kalmaması için önceki gün Dicle Nehri kenarına badem ağacı diken Avrupa Parlamentosu’nun 16 milletvekili, Türk, Alman ve Avusturya hükümetlerine baraj çalışmalarına verdikleri desteği çekmeleri çağrısında bulundu. Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin ortak açıklamasını okuyan Brüksel’den çevreci Yudit Nain, “Avrupa Parlamentosu’na 4 farklı partiden üye 16 milletvekili; Almanya ve Avusturya’nın, Ilısu Barajı’nın uluslararası düzeyde sorunlu olduğundan, kredi vermemesini istiyor. Çünkü bu proje standartların dışındadır. Türkiye’nin bu projeyi tekrar gözden geçirmesini istiyorlar” dedi. Milletvekilleri daha sonra Avrupa Konseyi İyi Niyet Elçisi Bianca Jagger’ın da aralarında bulun DSİ Müdürü ‘Ilısu üç ülkenin yararına olacak’ ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Veysel Eroğlu, Dicle Nehri üzerine kurulması planlanan Ilısu Barajı’yla ilgili olarak tedirginlik yaşayan Iraklı ve Suriyeli yetkilileri ikna ettiklerini açıkladı. Hasankeyf’i sular altına bırakacak olan baraja karşı çıkan çevrecileri de eleştiren Eroğlu, “Çevreciler şimdiye kadar neredeydi, altında başka maksatlar var.’’ dedi. DSİ Genel Müdürlüğü’nce Belek’te düzenlenen Uluslararası Nehir Havzaları Yönetimi Kongresi’ne 65 ülkeden 800’ün üzerinde bilim insanı, bürokrat ve gazeteci katıldı. Eroğlu konuşmasında “İki yılda yapamadığımızı iki günde yaptık. Suriye ve Irak’tan gelen yetkilileri ikna ettik. Dicle Nehri’nden kurak mevsimdeki akışın 40 metreküpe kadar düştüğünü, ancak Suriye’ye 500 metreküp su verildiğini, bunun da Atatürk Barajı sayesinde olduğunu söyledik. Bu barajın üç ülke için de faydalı olacağını anlattık” dedi. önemli kaynaklardır. Çünkü büyük barajlarda gaz çıkışı vardır. İklimsel değişiklik tamamen değişecektir. Nem oranı artacaktır. Eski hastalıkların oranında da artık olacak. Ayrıca kurtarma projesi adına yapılan çalışmalar da kültür katliamının bir belgesi gibi karşımızda duruyor” dedi. duğu 150 kişilik bir grupla birlikte Dicle Nehri kenarındaki Suçeken köyündeki “Hasankeyf Umut ve Dayanışma Parkı”na badem ağacı dikti. Grup üyeleri daha sonra Hasankeyf Belediye Başkanı Abdulvahap Kusen’le görüştü. Kusen, Hasankeyf’in 1. derecede arkeolojik SİT alanı olduğunu anımsattı. Heyet daha sonra Van 100. Yıl Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İlyas Yılmazer’den proje hakkında bilgi aldı. Prof. Dr. Yılmazer, Enerji Bakanlığı’nın 23 milyar dolar kazanmak için 45 milyar doları gözden kaçırdığını vurgulayarak “40 yıl verimli olacak bir proje uğruna bu kadar para harcanır mı? Bu baraj küresel ısınmaya katkı sağlayan Aslen Nikaragualı olan Bianca Jagger, “Bu ortak miras maalesef tehdit altındadır. Avrupa Birliği ülkelerindeki bazı kuruluşların bu sorunlu projeye finansman kredisiyle destek vermelerini halen anlamış değilim. Onlar nasıl bu suça ortak oluyorlar, burayı yok etmeye kalkışıyorlar” dedi. Avusturya Başbakanı’na seslenen Jagger, “Gelin Hasankeyf’i görün, yanımızda olun, Hasankeyf’i çok yaşatalım” diye çağrıda bulundu. SDP Milletvekili Kritiz Heilman ise Almanya Başbakanı Angela Merkel’e seslendi. Heilman, “O buradaki suçlara ortak olmasın. Eğer ülkem bu suça ortak olmaya kararlıysa ben direneceğim. 2001’de Taliban Budist tapınaklarına saldırmıştı. Şimdi de Merkel aynısını Hasankeyf’te yapmak istiyor. Bu barajın mutlaka gözden geçirilmesi gerekiyor” diye konuştu. ACILI BABA DAVA AÇACAK Şanlıurfa’da yine ‘dizi’ intiharı ARİF FARAÇ ŞANLIURFA Şanlıurfa’da STV’den yayımlanan, “Sırlar Dünyası’’ adlı diziden etkilenerek intihar ettiği belirtilen Hatice D’nin (12) dramı henüz tazeliğini korurken Siverek’te dün 12 yaşındaki V.K’nin bir televizyon dizisinden etkilenerek intihar ettiği ileri sürüldü. Baba Abdulkadir K, (43) kızının ‘’Yaralı Yürek’’ adlı televizyon dizisinden etkilendiğini belirterek “Kızım aynaya bakarak kendince oynadığı oyunun dizideki karakterinkine benzeyip benzemediğini kontrol ediyordu” dedi. Abdulkadir K, kendileri uyuduktan sonra kızlarının uyumayarak diziyi izlediğini öğrendiklerini ve arkadaşlarına sürekli bu diziden bahsettiğini dile getirdi. Kızının ahırda eşarpla asılı halde bulunduğunu anlatan baba, “Kız kardeşim ahıra gittiğinde kızımın eşarpla kendini astığını görmüş. Ahırda çocukların spor yapmak için hazırladıkları zincirin ucundaki tahtaya eşarp bağlayan kızımın yanında bir de ayna varmış. Kardeşleri gece diziyi izlediğini söylüyor. Sabah uyanınca da filmde gördüğü sahnenin aynısını denemek istemiş. Maalesef bir film kızımın hayatına mal oldu” dedi. Baba, dava açacağını belirterek, RTÜK’e benzer dizileri kaldırması çağrısında bulundu. İntihar eden V.K’nin amcası İ. K. de “Yetkililer bana V’nin intihar etmediğini, oyun oynamak isterken öldüğünü belirttiler. Bir insanın hayatını yok eden dizi için gereken tüm yasal haklarımızı kullanacağız” dedi. Siyasiler cenazede buluştu Devlet töreniyle toprağa verilen hayırsever işadamı Kadir Has için üniversitede ve camide düzenlenen törenlere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar da katıldı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) Kadir Has uğurlandı İstanbul Haber Servisi Hayırsever işadamı Kadir Has, İstanbul’da düzenlenen devlet töreniyle son yolculuğuna uğurlandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile siyaset ve iş dünyasından çok sayıda kişinin katıldığı törenlerde, Kadir Has’ın eğitime yaptığı katkılara dikkat çekilerek, adının sonsuza dek yaşayacağı dile getirildi. Kadir Has’ın oğulları Nuri ve Can Has da babalarının adına layık olacaklarına ve çok çalışacaklarına dair ant içti. Geçen perşembe günü geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Kadir Has’ın cenazesi için ilk tören dün saat 10.00’da kurucusu olduğu Cibali’deki Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlendi. Has’ın sahneye konulan Türk bayrağına sarılı tabutu çiçeklerle donaltıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunmasıyla başlayan törende konuşan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Kadir Has’la olan yakın dostluğunu anlattı. Gül, Has’ın bu dostluğa karşın kendisini hiçbir kişişel rica için aramadığına işaret etti. Konuşması sırasında gözyaşlarını tutamayan Kadir Has’ın manevi oğlu Nuri Has, “Kendisinin, ölümünün ardından ona karşı duyulan bu sevgi ve saygıyı görmesini isterdim. Kadir Has Üniversitesi ve vakfını, ona layık olan mertebeye getirmeye çalışacağıma, aile birliğimizi güçlendirerek koruyacağıma ve onun temiz ismine layık olmaya çalışacağıma şerefim üzerine yemin ediyorum” OĞULLARI ANT İÇTİ KATİL KOMŞU ÇIKTI dedi. Has’ın diğer manevi oğlu Can Has da Kadir Has’ın servetini milletiyle paylaşmaktan gurur duyduğuna işaret ederek, “Onun hizmetlerinin devamını getireceğimize ant içiyoruz” diye duygularını gözyaşları arasında dile getirdi. Konuşmaların ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin din görevlileri tarafından dua okundu. Has’ın naaşı, Kadir Has Üniversitesi öğrencilerinin cenaze arabasına attığı kırmızı karanfiller ve alkışlar eşliğinde Fatih Camisi’ne doğru yola çıktı. Kortejin camiye gelmesinin ardından Has’ın eşi Rezan Has, manevi çocukları Nuri, Can, Rezan ve Aleyna, gelinleri Selin ve Ahu ile diğer akrabaları, taziyeleri kabul etti. Öğle vakti kılınan cenaze namazından sonra Has’ın cenazesi, Küçükyalı’daki aile kabristanında toprağa verildi. Has için üniversitede ve camide düzenlenen törenlere, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Fethi Tuncel, Hür Parti Genel Başkanı Yaşar Okuyan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Fener Rum Patriği Bartholomeos, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün de aralarında bulunduğu siyaset ve iş dünyasından çok sayıda kişi katıldı. Törene, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt da çelenk gönderdi. SEZER’DEN ÇELENK ‘Mahalle namusu’ cinayeti ŞANLIURFA (Cumhuriyet) Şanlıurfa’da yaklaşık 4 ay önce tek başına yaşadığı evde ölü bulunan Mustafa Murat Beyaz’ın (52) katil zanlısı komşusu çıktı. Katil zanlısı 47 yaşındaki Halil Tatlı’nın, komşusu olan Beyaz’ın evine sürekli kadın getirdiğini ve kendisini ‘mahallenin adını kötülediği’ için uyarmasına karşın aynı davranışını sürdürdüğü için öldürdüğünü itiraf ettiği bildirildi. Asayiş Şube Müdürlüğü’nde sorgulanan Tatlı, cinayeti itiraf ederek “Mustafa Murat Beyaz, sürekli değişik kadınlarla eve geliyordu. Kendisini bu konuda uyardım ve mahallenin adını kötülediği, namusunu kirlettiğini söyledim. Ancak, kendisi beni bir türlü dinlemedi. Son olarak olay günü yine evinden bir kadın çıktı, tekrar konuşmaya gittim. Ama kendisi bana ‘Sen benim işime karışma, bekârım istediğimi yaparım’ deyince deliye döndüm ve cinayeti işledim” dediği öğrenidi. Adliyeye sevk edilen Tatlı tutuklandı. MİMARLAR ODASI PROJELERE KARŞI ÇIKIYOR ‘1 Mayıs Taksim’de kutlansın’ ? İstanbul Haber Servisi Devrimci 1 Mayıs Platformu dün Taksim Tramvay Durağı’nda yaptığı gösteride 1 Mayıs’ta tüm sendika ve demokratik kitle örgütlerini Taksim’de olmaya çağırdı. Döviz ve pankartlar taşıyarak yürüyüş yapan grup adına yapılan açıklamada, bu yıl 37 kişinin yaşamını yitirdiği 1 Mayıs 1977 katliamının 30. yılı olduğuna dikkat çekildi. Kentsel dönüşüm nüfusu arttıracak İstanbul Haber Servisi Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Eyüp Muhcu, Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamındaki Haydarpaşa, Galata, Zeytinburnu, Küçükçekmece, Kartal, Karayolları ve İETT arazisi ile ilgili projelerin kent nüfusunda patlamaya neden olacağı uyarısında bulunarak “Biz nüfus yoğunluğunu azaltmaya çalışırken Kentsel Dönüşüm projeleri kent nüfusuna 1 milyon yeni insan ekleyecek” dedi. Bağımsız Cumhuriyet Partisi (BCP), dün Ortaköy’deki Afife Jale Kültür Merkezi’nde “Toprak ve Konut Ranta Teslim Dönüşüm Alanları ve Mortgage Yasaları” başlıklı bir panel düzenledi. Panelde konuşan Eyüp Muhcu, İstanbul’a “turizm hizmet kenti” imajının giydirilmeye çalışıldığını vurgulayarak “Küresel fonksiyonların İstanbul’a yerleştirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bununla ilgili projeler yapılıyor. Bunların en önemlisi Haydarpaşa, Galata, Zeytinburnu projesi. Bunun haricinde karayolları ve İETT arazilerinin projeleri, Küçükçekmece ve Kartal ile ilgili projeler de var” diye konuştu. Yapılacak büyük binaların olumsuz getirilerini anlatan Muhçu, “Doğudan batıya düşünüldüğünde Kartal’dan Küçükçekmece’ye kadar olan bölüme 1 milyon yeni insan yerleşecek. Çünkü bu projeleri gerçekleştirecek şirketler yabancı şirketler. Bu insanların kendileri ve aileleri İstanbul’a yerleşecekler” dedi. BCP Parti Meclisi üyesi ve AÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cevat Geray’ın yönettiği panelde, BCP Parti Meclisi üyesi Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Yerel Yönetim Araştırma Yardım ve Eğitim Derneği Yönetim Kurulu Üyesi A. Müfit Bayram ve avukat Zuhal Sirkecioğlu da birer konuşma yaptı. ‘Ne olursa olsun susmayacağız’ ? İstanbul Haber Servisi Sertel Gazetecilik Vakfı tarafından, basına yönelik baskıların tartışıldığı ve gazeteci Nail Güreli’nin yönetiminde gerçekleştirilen panel, gazetemiz yazarları Şükran Soner, Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan, Sertel Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Yıldız Sertel’in katılımıyla gerçekleştirildi. Panelde konuşan Balbay, “Siyaset ve medya ilişkisi basın özgürlüğünü tehlikeye düşürüyor. Biz bu tehlikenin farkındayız. Ne olursa olsun susmayacağız.” dedi. Marmaray’da ilk tüp tünel denize indirildi Asya ile Avrupa’yı denizin altından birleştirecek Marmaray Projesi çerçevesinde, İstanbul Boğazı’nda deniz dibine yerleştirilecek 11 tüp tünelin ilki dün deniz dibine 12 dalgıcın eşliğinde batırıldı. Tüp tünelin batırılma işleminin başlaması nedeniyle Üsküdar İskelesi’nde düzenlenen törene Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Demiryolları Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürü (DLH) Ahmet Arslan’ın yanı sıra Japon TAİSEİ Corporation, Gala Nurol ve Avrasya Müşavirlik Firması yetkilileri katıldı. Bakan Yıldırım, tüp tünelin İstanbul Boğazı’na indirilmesi işlemini Boğaz’da kurulan ‘’Ecem Sultan’’ isimli katamarana çıkarak gerçekleştirdi. (SELİN GÖRGÜNER) 40 gün 40 gece Sulukule ? İstanbul Haber Servisi “Kentsel dönüşüm ve yenileme” adı altında yıkımına çok az kalan Sulukule için bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, sanatçılar, mimarlar, sosyologlar, şehir plancıları ve akademisyenlerin oluşturduğu Sulukule Plaftormu “40 gün 40 gece Sulukule” etkinliği düzenliyor. Sulukule’de dün başlayan etkinlikler 40 gün boyunca İstanbul’un çeşitli semtlerinde sürecek. CUMHURİYET 06 K