13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ŞUBAT 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Barzani’nin PKK’ye verdiği siyasi desteğin arkasında ekonomik rant da var 5 Terörden milyonluk komisyon BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Gerekirse görüşürüz” dediği Kürt lider Mesud Barzani’nin, PKK’ye verdiği ve “Büyük Kürdistan halkına” mesaj niteliği taşıyan siyasi desteğin, milyonlarca dolarlık bir rantı da beraberinde getirdiği ortaya çıktı. Barzani’nin, bölgesel Kürt yönetimi içinde, 2003 yılından bu yana PKK’ye satılan silahlardan milyonlarca dolar komisyon aldığı belirtildi. PKK’nin ortadan kaldırılması durumunda Barzani bu ? PKK’nin Irak’ın kuzeyindeki varlığı, Iraklı Kürt gruplara hem siyasi, hem askeri hem de ekonomik rant sağlıyor. PKK’nin elinde bulunan silahların büyük bir bölümünün, bölgesel Kürt yönetiminde “etkili ve yetkili” isimlerin sağladığı olanaklarla PKK’ye ulaştırıldığı belirtildi. rantı da kaybedecek. Cumhuriyet’in ulaştığı bilgilere göre, PKK’nin Irak’ın kuzeyindeki varlığı, Iraklı Kürt gruplara hem siyasi, hem askeri, hem de ekonomik rant sağlıyor. Devletin ilgili kurumlarının hazırladığı değerlendirme raporlarında, PKK’nin elinde bulunan silahların büyük bir bölümünün, bölgesel Kürt yönetiminde “etkili ve yetkili” isimlerin sağladığı olanaklarla PKK’ye ulaştırıldığı ve bu ticaretten önemli ölçüde gelir sağlamakta olduğu bilgileri yer aldı. ABD’nin Irak’ı işgal etmesinden sonraki süreçte Kürt grupların PKK’ye yönelik yaptığı ticaretten, milyonlarca dolar gelir elde ettiği ortaya çıkarken bu gelirin, yine silah ticaretine yatırılması dolayısıyla 4 yıl içinde katlanarak arttığı belirtildi. Sistem şöyle işliyor: Mahmur Kampı merkez Barzani’nin başında olduğu Irak Kürdistan Demokratik Partisi (IKDP) ile PKK’nin Irak’ın kuzeyindeki siyasi yapılanması olan Kürdistan Çözüm Partisi (PÇDK) yakın işbirliği içinde bulunuyor. Terör örgütü ile IKDP arasındaki alt düzey temaslar PÇDK üzerinden yapılıyor. Silah ve teçhizat konusunda ise işbirliği daha çok örgütün üst düzey kadrosu ile bölgesel Kürt yönetimi içinde yer alan Barzani’nin yakın adamları aracılığıyla yürütülüyor. Silah, teçhizat, mühimmat ve malzeme ticaretinde, PKK’nin önemli noktalarından birini ise Mahmur Kampı oluşturuyor. Uluslararası yardım görüntüsü altında Avrupa’dan gönderilen malzemeler Suriye üzerinden, önce Mahmur Kampı’na ulaştırılıyor. Ardından da “ihtiyaç fazlası” denilerek PKK’ye gönderiliyor. Terör örgütünün silah ve malzeme gereksinimi konusunda PKK liderlerinden Murat Karayılan ve bölgesel Kürt yönetiminin başbakanı Neçirvan Barzani arasında direkt bağlantı yer alıyor. Avrupa’dan PKK adına getirilen bazı malzemeler de Türkiye üzerinden Kuzey Irak’a sokuluyor. Bunun için de Barzani’nin Mersin Serbest Bölgesi’ndeki şirketleri kullanılıyor. Cumhuriyet Halk Partisi Türkçe mi? TBMM Genel Kurulu’nda geçen Dolayısıyla, bir dil hafta AKP’li Ekrem Erdem ve taassubu, bir kelime taassubu arkadaşlarının Türkçenin bağnazlığı içerisine girmenin bozulması, yozlaşması ve alınması kesinlikle dilimize ve kültürümüze yararlı olabilecek hiçbir gereken önlemlerle ilgili tarafı yoktur.” araştırma önergesi AKP’li Atilla Maraş, görüşüldü. Görüşmeler örnekleri çeşitlendirince sırasında “yaşayan dil atışmalar CHP’nin ve öz Türkçe” tartışmaları CHP Denizli Milletvekili yaşanırken; Milli Eğitim Mustafa Gazalcı’nın Bakanı Hüseyin Çelik, adına dek uzandı: “Yeryüzünde saf dil, saf ATİLLA MARAŞ: Mesela, musiki, saf mimari bakın ‘kefen’, ‘defter’, bulamazsınız” dedi. Çelik, ‘kitap’, ‘kâğıt’, ‘meclis’, görüşlerini örneklerle açtı: “Bugün etrafımıza Mustafa Gazalcı ‘devlet’, ‘millet’, ‘cumhuriyet’, ‘halk’, baktığımız zaman benim ‘parti’... Şimdi bunların şu konuşma yaptığım hepsini atarsak, Türkçede kürsüden hitap ettiğim bir şey kalmaz. Bunların mikrofona, yukarıdaki hiçbirisinin aslı Türkçe lambadan Meclis’in kendi değil, ama, bunlar adına, Türkiye Türkçeleşmiş kelimelerdir, Cumhuriyeti Devleti’nin sözcüklerdir. adına varıncaya kadar öz MİLLİ EĞİTİM BAKANI Türkçe olmayan kelimeler HÜSEYİN ÇELİK (Van) vardır, fakat bu kelimeler Cumhuriyet Halk Partisi Türkçeleşmiştir. Bizim Türkçe mi Atilla Bey? mantığımız, bizim yaklaşımımız Türkçeleşmiş Mahmut Göksu MEHMET ATİLLA MARAŞ (Devamla) Türkçedir mantığı “Cumhuriyet Halk Partisi” olmalıdır. Mantık öz Türkçeleşmiş Türkçe Türkçe bir kelime değildir, efendim. ama bugün mantık MUSTAFA GAZALCI denildiği zaman (Denizli) Karşılığı varsa, muhatabımız, kitlemiz orta diyoruz. Karşılığı olan kültür düzeyine sahip olan sözcükleri kullanalım. (...) insanlar eğer bunu Biz yalnız Batı’dan gelen anlıyorsa, biz bunu sözcüklere değil, benimsemişsek, Doğu’dan gelen hayatımızın içerisine Hüseyin Çelik sözcüklere de ister girmişse, bu, Türkçedir Arapça, Farsça olsun demektir. (...) ‘Akıl’ ister İngilizce olsun, bu kelimesinin öz Türkçesi saldırılardan Türkçeyi ‘us’tur, ama, ‘akıllı’ ile gerçekten kurtarmak ‘uslu’nun aynı şey gerekir. (...) Doğu olmadığını bütün akıllı dillerinden, Batı insanlar bilirler. ‘Kalp’ dillerinden gelen, kelimesinin öz Türkçesi derlediğimiz kelimeler ‘yürek’tir, ama, ‘yüreksiz’ bizim olmuştur, diyor ile ‘kalpsiz’ kelimelerinin Sayın Bakan. Şimdi, ben aynı anlama gelmediğini önergeyi verenlere herkes bilir ve bilmek soruyorum: Doğu’dan, durumundadır. Dolayısıyla, Atilla Maraş Batı’dan gelen yabancı biz, ‘kalp’ kelimesine de sahip çıkarız, ‘yürek’ kelimesine de sözcükler bizim olmuş mudur, sahip çıkarız, ‘akıl’ kelimesine de olmamış mıdır? sahip çıkarız, ‘us’ kelimesine de MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) – sahip çıkarız. (..) Mustafa ismi de Arapça, ama... PKK operasyonu: 5 kişi tutuklandı ? HAKKÂRİ (AA) Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde terör örgütü PKK’nin elebaşısı Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999’da yakalanışı nedeniyle bölgede örgüt adına eylemlerin yapılacağı ihbarının alınması üzerine düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 6 kişiden 5’i tutuklandı. Gözaltına alınan ve mahkemeye sevk edilen N.İ, Z.Y, M.B, N.Ç. ve F.İ. adlı kişiler ‘’Kamu malına zarar vermek, terör amacıyla çalışma hürriyetinin ihlali, mala zarar vermek, halk arasında korku ve panik yaratacak şekilde tehdit, suç ve suçluyu övme, terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteride yüzün kapatılması ve terör örgütünün destekçisi olduğunu belli edecek şekilde işaretlerin taşınması ve sloganların atılması’’ suçlarından tutuklandı. C.B. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. BAHÇELİ’DEN TEPKİ ‘İhanetin sonunu getiremeyecek’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kuzey Irak’taki Kürt yönetimiyle temas kurulabileceğini söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a tepki gösterdi. Başbakan Erdoğan’ın Barzani’yi resmi muhatap olarak tanımasının Türkiye ile PKK arasında “dolaylı ve aracılı” diyalog ve temas kanalı açılması anlamına geleceğini ifade eden Bahçeli, “Ancak, Başbakan Erdoğan bunun altından kalkamayacağını, bu ihanet yolunun sonunu getiremeyeceğini bilmelidir” dedi. MHP lideri Bahçeli, Erdoğan’ın Kuzey Irak’taki siyasi oluşumla görüşülebileceği yönündeki görüşlerini değerlendirdi. “Başbakan Erdoğan güvenlik ve dış politika konularındaki her beyanıyla yeni bir gaflet ve dalalet örneği sergilemektedir” diyen Bahçeli, AKP’nin politikalarını “vizyonsuz, pusulasız ve ilkesiz” sözleriyle niteledi. Bahçeli, şunları kaydetti: “Siyasi sonu gelen ve önce Türk milletine, sonra da Türk adaletine hesap verme gününün yaklaştığını gören Başbakan’ın sözlerinin ve davranışlarının izahının, belki de, bu panik psikolojisinde aranması yerinde olacaktır..” Erdoğan’ın Barzani’yi resmi muhatap olarak tanımasının Türkiye ile PKK arasında “dolaylı ve aracılı” diyalog ve temas kanalı açılması anlamına geleceğini ifade eden Bahçeli, “Başbakan, bu suretle, İmralı canisi, Kandil’deki PKK yöneticileri ve Barzani ile siyasi çözüm sürecinde aynı noktada buluşmuş olacaktır. Bunlarla aynı resim karesi içine girecektir.. Böyle bir gaflet, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin tehditlere boyun eğdiği şeklinde yorumlanacak ve Türkiye utanç verici bir duruma düşecektir. Erdoğan bunun altından kalkamayacağını, bu ihanet yolunun sonunu getiremeyeceğini bilmelidir” dedi. AKP’de açılış merakı sürüyor Çeşitli açılış, kura çekimi ve temel atma törenlerine katılmak üzere önceki akşam Adana’ya gelen İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, dün sabah ilk olarak Kızılay’a bağlı Akdeniz Afet Lojistik ve Müdahale Merkezi ile Yüreğir Çocuk Merkezi’nin açılışlarını yaptı. Daha sonra temeli 22 Kasım 2006 tarihinde atılan Seyhan Belediyesi Kültür ve Sanat Kompleksi’nin temelini bir kere daha atan Bakan Aksu, AKP hükümetinin çalışmalarını anlatırken, kendi dönemlerinde, 1984’ten bu yana işbaşı yapmış hükümetlerin yaptığından çok konut ürettiklerini söyledi. Vali ve Büyükşehir Belediye Başkanı ile AKP İl Başkanlığı’nı da ziyaret eden Aksu akşam saatlerinde İstanbul’a döndü. Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Abdülmehdi Ankara’ya geliyor Sigara vekile serbest, millete yasak! TBMM kendi çıkardığı bazı yasalara uymuyor ya da “çifte standart” uyguluyor. Sigara yasağı TBMM kulislerinde, restoranlarında tam uygulanamıyor. Bazı milletvekilleri yasağa karşın restoranda yemekten sonra bir sigara yakmaktan kaçınmıyor ya da kulislerdeki “Sigara içilmez” uyarısının yer aldığı levhalar ters çevrilip sigaralar tellendiriliyor... Son olarak da, kulislerde garip bir uygulamaya geçildi. Kulislerde ziyaretçi yurttaşlar, bürokratlar, danışmanlar ya da gazeteciler sigara yaktığında görevli polisler gelip kendilerini uyarıyor ve sigaraları söndürmeleri isteniyor. Ancak, milletvekillerine böyle bir uyarı yapılmıyor. Ziyaretçilerin, bürokratların ya da gazetecilerin yanlarında bir milletvekili olursa yine sigara yasağı kalkıyor! Öyle anlaşılıyor ki, milletvekilleri TBMM’nin kendi çıkardığı yasalara uymak zorunda değil! Kulislerde “yasanın” değil, “tiryaki” milletvekillerinin sözü geçiyor... DYP’den Irak eleştirisi ? ANKARA (ANKA) DYP Genel Başkan Yardımcısı Nüzhet Kandemir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kuzey Irak ile ilgili “İlişki geliştirilebilir” sözlerini, “Irak’ın parçalanması anlayışını bir nevi kabul eder gibi” diye değerlendirdi. Kandemir, Erdoğan’ın son sözleri ve partisinin bir süre önce bölgeye yönelik dile getirdiği Benelüks modeli arasında bir benzerlik olup olmadığı yolundaki soruyu yanıtlarken “Benelüks modeli aslında Başbakan’ın benimsemesi gereken bir modeldir” dedi. Kandemir, “İleri derecede beklentiler yaratacak beyanlardan şu aşamada hem Türkiye’nin hem diğer ülkelerin kaçınması gerekir” dedi. Kandemir, Türkiye’nin şu anki muhatabının Irak merkezi hükümeti olduğunu söyledi. Şiileri ‘kazanma’ arayışı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kürt grupların, Kerkük’ü bölgesel Kürt yönetimine bağlama yönündeki çabaları artarak devam ederken, Türkiye bir süreden bu yana göz ardı ettiği Şii grupların desteğini kazanmak için harekete geçti. Bu çerçevede, Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi (SCIRI) kontenjanından Cumhurbaşkanı Yardımcısı olan Adil Abdülmehdi’nin 2021 Şubat tarihlerinde Ankara’ya geleceği öğrenildi. Türkiye, Kerkük’e ilişkin olarak Irak Anayasası’nın 140. maddesi içinde yer alan takvimin işlemeye başlaması ile birlikte, bu konuda siyasi açıdan Türkiye’nin yanında durması olası gruplarla temaslarını hızlandırdı. re siyasi açıdan destek veren Ankara, bu süreçte Şii grupları göz ardı etti. Kerkük’e ilişkin sıkıntının giderek artması üzerine, Kürtler ile yakın ilişkisi olan hatta Kerkük’ün bölgesel Kürt yönetimine bağlanması konusunda anlaşması bulunan SCIRI ile temas kurulması kararlaştırıldı. Ankara ilk aşamada, Irak’ın önde gelen Şii yapılanması olan SCIRI’den Kerkük konusunda destek almayı hedefledi. Bu çerçevede, SCIRI’nın önde gelen isimlerinden olan ve “Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı” sıfatı bulunan Abdülmehdi’nin Dünya Ekonomik Forumu toplantısında yaptığı ve Türkiye’nin Irak’a müdahil olma hakkının bulunduğunu vurguladığı konuşma, Ankara için fırsat oldu. Bunun üzerine de Dışişleri Bakanlığı, Adil Abdülmehdi’nin Ankara’ya davet edilmesi görüşünü benimsedi. SCIRI ile temas Ankara ilk aşamada, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarik Haşimi liderliğindeki Sünni gruplarla ilişkilerini yoğunlaştırdı. Sünnile Çiçek, ama ne çiçeği?.. TBMM Adalet Komisyonu’nda, Yargıtay Yasa Tasarısı görüşülürken AKP ve CHP’li milletvekilleri arasında sert tartışmalar yaşandı. CHP’li milletvekilleri, 54 maddelik yasa tasarısını engellemek için her maddede çok sayıda önerge verince “bu kadar yoğun bir muhalefete alışık olmayan” AKP’li milletvekillerinin tepkisiyle karşılaştılar. Tasarının 1. maddesinde önerge sayısı 48’e ulaşıverdi. Önerge sahibi milletvekilleri, tek tek önergeler üzerinde konuşmak istedi. CHP’li Orhan Eraslan, hükümetin giderayak kadrolaşma ve yargıya müdahale çabasında olduğunu vurgulayarak “Bu yasanın acelesi ne” diye sordu. AKP’li Halil Özyolcu, verilen önergelere tepki gösterirken “Milletin zamanı boşa harcanıyor” deyince, CHP’li Feridun Baloğlu, “Önergelerle demokratik seçim olanağı sunuyoruz” karşılığını verdi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, önergelere katılmadıklarını açıklayınca, CHP’li Eraslan tepki gösterdi: “48 seçenekten 1’inde olumlu görüş bildirilmesi gerekir.” Eraslan, okula başlayan öğrencilere “okul açıldı” tümcesinin 100 kere yazdırıldığını, iyi anlamayanlara ise bunun 2 katı yazdırıldığını anlatırken “Demokratik rejimlerde yargıya müdahale olamayacağını anlata anlata dilimizde tüy bitti” dedi. AKP’li Özyolcu, Eraslan’ın sözlerine “Papağan gibi olmaması lazım” diye tepki gösterdi. Eraslan, içtüzük hükümlerine göre önerge haklarını kullanacaklarını, bir madde üzerinde 200 tane de önerge vereceklerini açıklarken, Adalet Bakanı’nın soyadına gönderme yaptı: “Tek çiçeğe bağlı kalmayın, ‘başka çiçekler de var’ diye size çiçek demeti sunuyoruz.” Eraslan’a yanıt, AKP’li Hüsrev Kutlu’dan geldi: “Ama zakkum çiçeği...” Çiçek atışması süredursun, CHP’liler önergelerde ısrar edince yasanın 1. maddesi üzerinde verilen 48 önergenin on birincisiyle ilgili görüşme yapılamadan komisyonun toplantısına ara verildi. AKP, şimdi CHP’nin engellemesinden kurtulabilmek için yasa tasarısını doğrudan TBMM Genel Kurulu gündemine indirme hesabını yapıyor. Tıp çevreleri, ‘torba yasa’nın, kadrolaşmayı körükleyeceğine dikkat çekti ‘Devlet hastaneleri devredilecek’ ZEYNEP ŞAHİN CHP’den haberlere tepki ? İstanbul Haber Servisi CHP Kadın Kolları Başkanı ve Güldal Okuducu, Taksim’de yaptıkları eylemin bazı gazetelerde “CHP’li kadınlar çarşaf giydi” başlığıyla haberleştirilmesi üzerine bir açıklama yaptı. CHP’li kadınların, Medeni Yasa ile elde ettikleri haklara yönelen tehditleri protesto ettiklerini kaydeden Okuducu, “Etkinlikte, AKP iktidarının kadınlar üzerinden laik Türkiye Cumhuriyeti’ni kuşatmayı hedefleyen karanlık zihniyeti protesto edilmiştir” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tıp çevreleri, TBMM’den geçen ve onaylanıp onaylanmayacağı konusunda gözlerin Çankaya’ya çevrildiği “torba yasa”nın, Sağlık Bakanlığı’nın yeni bir kadrolaşma hareketi başlatmasına ve yabancı sermayenin palazlanarak yeni iş olanaklarına kavuşmasına yol açacağına dikkat çekiyor. Bakanlığın, kalkınmada öncelikli illerde 25 eğitim ve araştırma hastanesi kurmak için düğmeye bastığına ve ihale hazırlıkları yapıldığına işaret eden hekimler, devlet hastanelerinin bir kısmının bu kapsamda devredileceğini belirtiyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB), “Üniversite hastanelerine adeta rakip olacak hastaneler kuracaklar” uyarısını yapıyor. Hükümetin, CHP’lilerin itirazlarına karşın Meclis’ten geçirdiği ve gözlerin Cumhurbaşka nı Ahmet Necdet Sezer’e çevrildiği “torba yasa” olarak bilinen “yasa tasarısı”nın beraberinde getireceği sıkıntılar uzmanları endişelendiriyor. TTB ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), hükümetin 25 ilde eğitim ve araştırma hastaneleri kurmak için lar. Adeta üniversitelere rakip hastaneler açma çabasındalar” dedi. Adıyaman, söz konusu illerin hangileri olacağı konusunda henüz netlik bulunmadığını, ancak illerden birinin Manisa olacağı bilgisini aldıklarını da açıkladı. Tasarıdaki, klinik şef ve şef yardımcıları ile asis H ekimler, bakanlığın, kalkınmada öncelikli illerde 25 eğitim ve araştırma hastanesi kurmak için düğmeye bastığına ve ihale hazırlıkları yapıldığına işaret etti. düğmeye bastığına dikkat çekerken, hazırlıkların sürdüğü, ihaleye çıkılması için gerekli çalışmaların yapıldığını kaydetti. TTB 2. Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, söz konusu illerde önceliğin kalkınmada öncelikli yerlere ait olacağını belirterek “Özellikle üniversite hastaneleri olan illerde açmak istiyortan ve başasistan atama ölçütlerine de işaret eden Adıyaman, “Cumhuriyet tarihinde emsali görülmemiş bir kadrolaşma yaptılar. Ama yetmedi, daha da yapmak istiyorlar” dedi. SES Başkanı Dr. Köksal Aydın ise yasa tasarısını, “Siyasi kadrolaşmayı teşvik eden düzenlemeler var. Yanı sıra ithal hekim, radyoloji uzmanlarının çalışma saatlerinin artırılması gibi sistemi kaosa sürükleyen düzenlemeler de getiriliyor” diye konuştu. Aydın, kurulması planlanan 25 hastaneye yandaş kadroların atanacağını, süreçte 25 yeni hastane yapılması yerine bazı devlet hastanelerinin sermayeye teslim edilmesinin söz konusu olacağını vurguladı. Aydın, anestezi teknisyenlerinin anestezi uzmanı olarak görev yapabilmesine de tepki göstererek “Tamamen, esnek çalışma yöntemlerini uygulamaya dönük bir düzenleme. Hekim yoksa teknisyen bakar... Kesinlikle tehlikeli ve kabul edilemez bir yaklaşım. Ayrıca yeterince uzman var. Açık varsa da bu kısa sürede giderilebilir. Ama dikkat çekici nokta; bir anestezi uzmanı 56 bin YTL’ye, teknisyen ise 500600 YTL’ye istihdam edilebiliyor” vurgusunu yaptı. Türey Köse, Emine Kaplan [email protected] CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle