19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ARALIK 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Görev süresi biten üyeler, 1 yıl boyunca Başbakanlık Müsteşarı maaşı alacak 5 RTÜK’ün kurnazlığı! FIRAT KOZOK İlhan Kesici CHP Vitrinine Çıkıyor Seçimlerden önce merkez sağdan CHP’ye transfer olan ve milletvekili aday listelerinde yer alan Lütfullah Kayalar, Edip Safter Gaydalı gibi isimler parlamentoya giremedi. CHP’nin merkez sağdan “son dakika” transferleri seçimlerden sonra pek ortada görünmüyor. İstanbul milletvekili olarak parlamentoya giren İlhan Kesici ise yeni partisine uyum sağlamış görünüyor. Hatta, Demokrat Parti genel başkan adaylığı önerisini de “Ben CHP milletvekiliyim. Başka hiçbir siyasi davranış içinde olmamı icap ettirecek bir durum yoktur” diye geri çevirdi. TBMM’de bütçe üzerindeki son görüşmelerinde CHP adına İlhan Kesici kürsüye çıktı. Kesici konuşması sırasında daha çok ekonomik göstergelerle ilgili teknik eleştiriler yaparken siyasal konulara pek girmedi. “AKP’li milletvekili arkadaşlarımızın ayrıca dikkat etmelerini istirham ediyorum ki, ortada bir bolluk, bereket, ferahlık filan vardır, ama bu, işte bu bolluk, bereket ve saire hali, bu borç münasebetiyle vardır. Yoksa, bizim geleneksel olarak tanımladığımız Halil İbrahim bolluğu, Halil İbrahim bereketi değildir” benzeri sözleri milletvekillerini gülümsetti. “Eskiden bizim köylerimizde, ilçelerimizde, illerimizde bu kadar haberleşme imkânı olmadığı için tellallar bağırırdı: Ey ahali, duyduk duymadık demeyin ki, bugün, bu gece şu oluyor. IMF programını devam ettiriyor olması demek bir ülkenin hâlâ bütün dünyaya ‘Ey dünya, duyduk duymadık demeyin, ben hâlâ ekonomik sıkıntı içerisindeyim’ demektir” sözleri ise AKP’lilerin laf atmasına yol açtı. Görüşmeler sırasında TBMM’de bulunmayan CHP lideri Deniz Baykal da telefonla arayarak kutladı. Bu tablo, CHP’nin mart ayında yapılması beklenen kurultayında Kesici’nin parti yönetimine gireceği ve “Genel Başkan Yardımcısı” olacağı söylentilerinin yaygınlaşmasına yol açtı. CHP’den Tekirdağ milletvekili seçilen eski Hazine Müsteşarı Faik Öztrak ile uzun yıllar CHP lideri Baykal’ın özel kalem müdürlüğünü yaptıktan sonra Ankara milletvekili seçilen Nesrin Baytok’un da yönetime girmesi bekleniyor... ANKARA Medyadaki yabancı sermaye payının yüzde 25’ten 50’ye çıkarılmasını öngören RTÜK’ün yeni yasa taslağı, kurul üyelerine de “kıyak emeklilik” getiriyor. Taslak yasalaşırsa, kurul üyeleri görevleri sona erdikten sonra herhangi bir işe başlayana kadar 1 yıl süreyle hiçbir iş yapmadan “En yüksek devlet memuru maaşı olan Başbakanlık Müsteşarı maaşı” almaya devam edecek. Medyadaki yabancı sermaye oranının iki katına çıkarılmasını öngören ve ilk kez Cumhuriyet tarafından gündeme getirilen Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Yasa Tasarısı Taslağı, “skandal nitelikte” birçok düzenleme içe ? RTÜK’ün yeni yasa taslağı, kurul üyelerine görev süreleri bittikten sonra 1 yıl boyunca Başbakanlık Müsteşarı maaşı verilmesini öngörüyor. Taslak ayrıca, üyelerin her ay tazminat almasını, kendilerinin yanı sıra ailelerinin tedavi giderlerinin de kurul tarafından karşılanmasını, emeklilik konusunda yine Başbakanlık Müsteşarı için belirlenen ek gösterge ve makam tazminatının uygulanmasını düzenliyor. riyor. Taslağın, “Üst kurul üyelerinin teminat ve mali hakları” başlıklı 10. maddesinde, “kurul üyelerine Başbakanlık Müsteşarı için belirlenen her türlü ödemeler dahil mali ve sosyal haklar tutarında aylık ücret ödeneceği” belirtiliyor. Mevcut yasada da, üyelerin Başbakanlık Müsteşarı maaşı alacakları ifade ediliyor ancak,yeni düzenleme, bu uygulamayı olabildiğince genişletiyor. Öyle ki, taslakta “bir kamu kurumunda çalışmazken üst kurul üyeliğine seçilenlere üyelik görevleri sona erdiğinde herhangi bir görev ya da işe başlayıncaya kadar 1 yıl süreyle almakta oldukları her türlü ödemelerin ödenmeye devam edeceği” hükmü yer alıyor. Böylece kurul üyeleri, görev süreleri sona erdikten sonra, bugüne kadar görülmemiş bir şekilde 1 yıl boyunca hiçbir iş yapmadan en yüksek devlet memuru maaşı alabilecekler. Yasayla kurul üyelerinin görev süreleri sonunda “huzurlu bir emeklilik” geçirmeleri için gerekli düzenlemeler de ihmal edilmedi. Taslağın aynı maddesine göre, üst kurul üyeliklerine seçilenler hakkında Emekli Sandığı Yasası ile ek ve değişikliklerine ilişkin hükümler uygulanacak. Emeklilik ve diğer bakımlardan üst kurul üyelerine, “Başbakanlık Müsteşarı için tespit edilen ek gösterge ve makam tazminatı uygulanacak, bu görevlerde geçirilen süreler makam ve temsil tazminatı ödenmesini gerektiren görevlerde geçmiş sayılacak.” Emekli sandığı dışındaki sosyal güvenlik kurumlarından emekli olan üst kurul üyeleri, bu kuruma başvurdukları tarihi izleyen ayın başından itibaren sandıkla ilişkilendirilecek. Bu üyelerin diğer sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıkları kesilecek ve ayrılışlarında diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödeyerek geçen süreleri birleştirilmek şartıyla kendilerine aylık bağlanacak. Taslakla ayrıca üst kurul başkanına, birinci fıkraya göre belirlenen ücret, üyelerine de bu ücretin yarısı tutarında “herhangi bir kesintiye tabi tutulmaksızın, her ay tazminat verileceği” ifade ediliyor. Tüm bunların yanı sıra taslağın yasalaşması durumunda kurul üyelerinin ailelerine ait tedavi giderleri de RTÜK’e fatura edilecek. R US BASINI UYARIYOR ‘Gülen’in okulları tehlikeli’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Saidi Nursi öğretisi ile dünya çapında güç kazanmaya devam eden Fethullah Gülen cemaati Rusya’da mercek altına alındı. Rus basını ve istihbaratı, Fethullah Gülen’e ait okulların Türkiye ile Rusya’nın ilişkilerini tehlikeye sokabileceğine dikkat çekti. Rusya’da yayımlanan Nezavisimaya gazetesinde yayımlanan bir haber analizde, Gülen cemaatine bağlı okulları hakkında bilgi verilerek bazı uyarılarda bulunuldu. Andrey Melnikov imzasıyla yayımlanan haber analizde, “Siyasi uzmanlar, son dönemde TürkiyeABD ilişkileri gerginleştikçe Rusya ile Türkiye’nin birbirine daha da yakınlaşma başladığını kaydediyorlar. Fakat Türk liseleriyle ilgili gelişmeler iki ülke arasındaki karşılıklı ‘çekim sürecini’ bir ölçüde bozabilir” denildi. Haber analizin ayrıntılarında şu değerlendirmeler yer aldı: “Aralık ayında Rusya haber ajansları, yabancı istihbarat teşkilatlarının Rusya’nın Müslüman nüfusun ağırlıklı olduğu bölgelerinde faaliyetlerinin arttırdığı konusunda Rusya Federal Güvenlik Servisi’nin (FSB) Başkurdistan Karşı İstihbarat Bölümü Başkanı Rüstem İbragimov’un açıklamalarını yayımladılar. İbragimov, özellikle Başkurdistan’da Türk liselerinin faaliyetine dikkat çekmiş, liselerde gençlere belirli ideolojilerin aşılandığını söylemişti. Burada, şu an ABD’de yaşayan Fethullah Gülen’in kurduğu okullardan söz ediliyor. Bu okullar, Saidi Nursi’nin fikirlerinin Rusya ve BDT’de propagandasını yapıyorlar. Nursi’nin kitapları eylül ayında Moskova şehir mahkemesi tarafından aşırı uç olarak ilan edilmişti. Siyasi uzmanlar, son dönemde TürkiyeABD ilişkileri gerginleştikçe Rusya ile Türkiye’nin birbirine daha da yakınlaşma başladığını kaydediyorlar. Fakat Türk liseleriyle ilgili gelişmeler iki ülke arasındaki karşılıklı ‘çekim sürecini’ bir ölçüde bozabilir. Öte yandan FSB uzmanları, hem Türkiye hem de Ortadoğu ve Güneydoğu Asya’daki Müslüman ülkelere dönük ‘İslam ihracatı’na dikkat çekiyor. Tüm bu İslami hareketlerin ortak özelliği, uluslararası olması, dünyanın farklı noktalarında yaşanan çatışmalara da katılabilmeleri. Belki Rusya da zamanla Hamas gibi örgütlerin yükselen etkisiyle karşılaşabilir.” Bayramlaşma atışmaları ve ‘müsriflik’ Kurban Bayramı nedeniyle siyasi partilerde oluşturulan heyetler birbirlerini ziyaret ederek bayramlaştılar. DSP’liler AKP’yi ziyaretleri sırasında yeni genel merkez binalarının hayırlı olmasını dilediler. AKP Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek, “Darısı başınıza. Rahmetli Ecevit böyle bir bina düşünür müydü?” diye sordu. DSP’li Recai Birgün, Ecevit’in devasa genel merkez binalarıyla ilgili düşüncesini bir tümcede özetledi: “Siyasi partiler için büyük bir binaya gerek olmadığına inanırdı, müsriflik olarak bakardı.” Bunun üzerine İpek, yurtdışına yaptıkları ziyaret sırasında siyasi partilerin genel merkezlerine gittiklerini, yurtdışında da parti binalarının güzel olduğunu ve Türkiye’nin tanıtımı açısından siyasi partilerin binalarının önem taşıdığını anlattı. Ama Birgün, “Biz prensip olarak böyle büyük binalara karşıyız’’ diyerek düşüncelerini yineledi. İpek, daha önce Ecevit’in koruma müdürlüğünü yapan Birgün’e “Parlamentoya alışabildiniz mi?” diye sordu. İpek’in yanıtı imalıydı: “Bu sistemle alışmasak daha iyiydi galiba.” DSP’den sonra AKP’yi ziyaret eden CHP heyeti, sosyal güvenlik yasa tasarısını gündeme getirdi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, bayramlaşmayı izleyen gazetecileri işaret ederek gazetecilerin yıpranma payının kaldırılmasını eleştirdi: “Gazeteciler çalışmaları sırasında çok hızlı hareket ediyorlar. O yüzden fiili hizmet zamları kaldırılıyor, daha uzun zaman çalışacaklar.” CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, işsizlik konusundaki eleştirilerini dile getirirken AKP’li Zeynep Karahan Uslu’ya dönerek “Zeynep Hanım, Allah sizi inandırsın işsizlik artıyor” dedi. Uslu, gülerek yanıt verdi: “Ben size de inanıyorum. Yemin etmenize gerek yok...” Özgür Demokratik Alevi Hareketi üyeleri dün Maraş katliamının yıldönümü nedeniyle Galatasaray’da basın açıklaması yaparak sorumluların yargılanmasını istedi. (Fotoğraf: NİHAN İNAL) ‘Maraş katliamı dosyası yeniden açılmalı’ İstanbul Haber Servisi Özgür Demokratik Alevi Hareketi Sözcüsü Ergin Doğru, Maraş katliamının 29. yılına gelindiğine dikkat çekerek “Elimizde önemli bir fırsat var, tüm yetkilileri göreve çağırıyoruz. Bülent Ecevit’in arşivinden çıkan bilgiler ihbar kabul edilip Maraş katliamı dosyası yeniden açılmalı, sorumlular yargılanmalıdır. Alevilerin vicdanında aklanma ve toplumsal barış ancak bununla mümkündür” dedi. Özgür Demokratik Alevi Hareketi üyeleri, dün Maraş katliamının yıldönümü nedeniyle Galatasaray’da “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Maraş’ı unutma unutturma”, “Dersim, Maraş unutulmaz” sloganları atarak toplandı. “Maraş katliamını unutmayacağız” pankart ve dövizleri taşıyan grup adına konuşan Ergin Doğru, Aleviler olarak özgürlüğün, barışın ve demokrasinin egemen olduğu bir ülkede yaşamak istediklerini belirterek “Bunu gerçekleştirmenin yolu devletin demokratik, barışçıl ve hukuku öne alan bir zihniyete kavuşup sınırları içerisindeki farklı kimlikleri zenginlik olarak yaşatmasından geçer” dedi. Maraş ile ilgili gerekenlerin yapılmadığını ifade eden Doğru, “Bülent Ecevit’in özel arşivinden çıkan bilgilerle katliamı, devlet birimlerinin organize ettiği bu kişilerin isimlerinin bile bilindiğini ve Maraş katliamı gerçekleşmeden önce Ecevit de dahil devlet üst yönetimi tarafından bilindiğini de öğrendik” diye konuştu. 12 Eylül karanlığına zemin hazırlayan Maraş katliamını planlayan zihniyetin bugün de varlığını sürdürdüğünü söyleyen Doğru, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Başbakan, Alevilere yaklaşımlarında samimiyse öncelikli olarak AİHM kararına uyarak zorunlu din dersini kaldırıp, Alevi kimliğinin anayasal güvence altına alınmasını sağlamalıdır. İyi niyetin önemli bir göstergesi ise başta Maraş katliamı olmak üzere, Alevi katliamının sorumlularını açığa çıkarıp yargılamaktır. Açılımın ve samimiyetin göstergesi budur. Yoksa siyasi rant ve şova dönük kandırmacalara inanmamız mümkün değildir.” 78’liler Girişimi’nden yazılı olarak yapılan açıklamada ise Maraş katliamında günümüz genç nesillerinin düşünemeyeceği kadar vahşetin yaşandığı anlatıldı. Açıklamada ayrıca Çorum, Malatya, Sıvas ve Maraş’ta ABD’nin projesi kapsamında MİT ve MHP’nin halk arasında kamplaşmayı körükleyerek olayları tezgâhladığı ifade edildi. Çay demleme sanatı... TBMM kulislerindeki çayocaklarında demlenen çaylar bir süredir eleştiri konusu oluyordu. KİT Komisyonu Başkanı Ünal Kacır, giderek yoğunlaşan yakınmalar üzerine “çayın tadı”nı düzeltmeyi kendisine görev edindi. Çayların ÇayKur’dan alındığını ve birkaç çayın karıştırıldığını öğrenen Kacır, ÇayKur Genel Müdürü Ekrem Yüce’yi Meclis’te görünce hemen bir çay sohbeti yaptı. Milletvekilleri ve çay ocağı personeliyle konuşan Yüce, sonunda yakınmanın nedenini buldu. Kullanılan iki çayın karıştırılmasından iyi bir sonuç alınamayacağını savunan Yüce, personele “çay filizi” kullanılmasını önerdi. Kacır, bunun üzerine TBMM’nin satın alma birimi sorumlusunu çağırarak Yüce’nin önerisini iletti... Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan [email protected] CUMHURİYET 05 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle