19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 ARALIK 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP, hazırladığı yeni yasa önerisinde kaçak kurslara yaptırımın ağırlaştırılmasını istiyor 5 Kuran kursları Meclis’te AYŞE SAYIN Dopingle Hayvancılık, Arnavutluk’la YÖK İlişkisi! bir an önce Balıkesir bölgesinde, TBMM Genel Kurulu’nda geçen bütün Türkiye’de ödenmeyen hafta Sporda Dopinge Karşı primleri ödemesini istiyor, Uluslararası Sözleşmeye bekliyoruz.” Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Türkiye Cumhuriyeti ile Arnavutluk Dair Kanun Tasarısı görüşüldü. CHP grubu adına kürsüye çıkan Balıkesir Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Milletvekili Ergün Aydoğan, sözü Onaylanmasının Uygun küçükbaş hayvan üreticisinin Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı sorunlarına getirdi: “2006 yılında görüşülürken kürsüye çıkan Tunceli verilmeye başlanan ve küçükbaş bağımsız milletvekili hayvan yetiştiricilerinin Kamer Genç de sözü YÖK üretim girdilerine destek Başkanlığı’na yapılan olma noktasında katkı atamaya getirdi: “Abdullah sağlayacağı düşünülen Bey atamış. Şimdi, tam primler 2007 yılında, her onun kafasındaki YÖK nedense sadece Kayseriliye oluşmasını sağlamasını, verilmiştir. Küçükbaş yani tam kendisinin hayvancılık alanında önemli kafasından geçen YÖK’ü yetiştirici illerden birisi olan oluşturacak kişi bence Balıkesir iline de Kayseri müftüsü, daha iyi ödenmemesi, hem giderdi buraya, onu birliklerin hem de umudunu Kamer Genç. atasaydı daha iyi olurdu, bu prime bağlayan ama…” AKP’liler üreticinin yaşama hakkını “Arnavutluk’a dön”, “Ne alakası var” elinden almaktadır.” diye laf attı. Genç sözlerini “Tunceli AKP sıralarından “Dopingle ne müftüsünü de atayabilir de, neyse, alakası var” itirazları yükselirken şimdi, yani, tabii bu gibi, üniversite CHP’li Ramazan Kerim Özkan gibi güzel bir ilim yuvasına böyle tip “Sayın Başkan, sağlıklı sporcu sütle, insanların atanmasını ben şahsen etle ayakta durur” diyerek arkadaşına uygun görmüyorum” diye sürdürdü. yol gösterdi. Aydoğan, arkadaşının TBMM Başkanvekilliği yaptığı attığı “pas”ı yakaladı: “Sporcunun dönemde kürsüye her çıkışında uysa sağlıklı beslenebilmesi ve başarılı da uymasa da sözü hep Tunceli’ye olabilmesi temiz süt ve sağlıklı et getirmesiyle bilinen Genç, daha yemesine bağlıdır. Tabii, yoğurt da var. O nedenle, sağlıklı süt ve sağlıklı sonra da Tunceli’nin sorunlarını anlatmaya başladı... et yetiştirebilmek için de bakanlığın Cumhurbaşkanı Konya’da ? ANKARA (AA) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şebi arus törenlerine katılmak üzere bugün Konya’ya gidecek. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre Gül, Konya’da ilk olarak Mevlana Kültür Merkezi’ni ziyaret edecek. Şebi arus törenlerine de katılacak olan Gül, yarın valiliği, garnizon komutanlığını ve Konya Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret ettikten sonra Ankara’ya dönecek. ANKARA CHP, AKP’nin Türk Ceza Yasası (TCY) değişikliği ile “ceza indirimi” sağladığı kaçak Kuran kurslarını yeniden tartışmaya açmaya hazırlanıyor. CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, 2005 yılında yapılan değişiklikle neredeyse “cezasız” kalan kaçak Kuran kurslarının da aralarında bulunduğu, yasaya aykırı kurulan eğitim kurumlarına “caydırıcı” ceza verilmesini öngören yasa değişikliği önerisi hazırladı. ? CHP’li Ersin, AKP hükümetinin TCY’de yapılan değişiklikle ‘ceza indirimi’ yaptığı kaçak eğitim kurumlarına yeniden etkili yaptırım uygulanması için yasa önerisi verdi. CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in TBMM Başkanlığı’na sunduğu ve TCY’nin 263. maddesinde değişiklik yapan yasa önerisinde, “Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim esaslarına göre, devlet gözetimi ve denetimi altında” eğitim yapmayan okul ve kurslara yönelik ağır yaptırımlar öngörüldü. Öneriyle ayrıca bu yaptırımlar kapsamına öğrenci yurt ve pansiyonlarının alınması da istendi. TCY’nin mevcut 263. maddesinde yasaya aykırı eğitim kurumu açan ve işletenlere 3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası uygulanması öngörülüyor. Madde, bu kaçak eğitim kurumlarının kapatılmasına yönelik bir düzenleme de içermiyor. Ersin’in yasa önerisinde ise maddenin “Kanu na aykırı olarak eğitim kurumu açanlara, bunları çalıştıranlara ve bu kurumlarda kanuna aykırı olarak açıldığını bildiği halde öğretmenlik yapanlara 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilir. Yukarıdaki fıkrada gösterilen yerlerin kapatılmasına da karar verilir” şeklinde değiştirilmesi isteniyor. Ceza caydırıcı değil Ahmet Ersin yasa önerisinin gerekçesinde, mevcut düzenlemenin “rejim için önemli sorun ve tehdit oluşturan tarikat ve cemaatlerle, radikal dinci grupların ve ülke bütünlüğünü tehdit eden bölücü örgütlerin kanuna aykırı kurs veya eğitim kurumu açmalarını engellemekten ve caydırıcılıktan uzak” olduğu görüşüne yer verdi. Cezanın son derece hafif ve hapis cezası uygulanma olasılığının da çok düşük olduğunu belirten Ersin, bu durumun anayasa ile çeliştiğine dikkat çekti. Ersin, yasa önerisi ile bu sakıncanın ortadan kaldırılacağını vurguladı. TCY’nin 263. madde değişikliği yapılırken, ilk önce CHP ile 3 yıla kadar hapis cezasında uzlaşan AKP’nin sonradan bu anlaşmayı bozduğuna işaret eden Ersin, ayrıca bu durumdaki eğitim kurumlarının kapatılmasından da vazgeçildiğine işaret etti. Yasa değişikliğinden sonra kaçak Kuran kursları ve öğrenci pansiyonlarıyla ilgili çok sayıda olayın basına yansıdığına dikkat çeken Ersin, “Anayasanın 42. maddesinde eğitim ve öğretimin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devlet gözetim ve denetiminde yapılacağı düzenlenirken, çıkartılan yasalarla bu anayasal hüküm zaafa uğratılamaz” görüşünü dile getirdi. T aksim Hill Otel’de önceki akşam düzenlenen törene çok sayıda siyasetçi ve sosyal demokrat katıldı. Atamaya protesto ? ANKARA (AA) Eğitim Emekçileri Derneği üyesi bir grup öğretmen adayı, sözleşmeli öğretmen atamasını protesto etti. Dernek üyesi öğretmen adayları, ellerinde öğretmenlerin sözleşmeli atanmasını eleştiren dövizlerle Yüksel Caddesi’nde toplandı. Grup adına yapılan basın açıklamasında, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yarın öğretmen atayacağı anımsatılarak, öğretmen ihtiyacına karşın, yeterli sayıda atama yapılmadığı kaydedildi. Zorunlu din dersine karşı hukuk mücadelesi vermişti ‘Nemrut dünya mirası’ Geçen haftaki köşemizde, Adıyaman ve Malatya arasındaki “Nemrut” çekişmesine yer vermiştik. Bu çekişme öyle kolay biteceğe benzemiyor. AKP Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu’nun Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın Malatya’dan Nemrut’a gidişini engellemek için “Nemrut’a Malatya’dan çıkmak Mescidi Aksa’ya İsrail’in açtığı kapıdan girmek gibidir” diye takılması ortalığı karıştırmış. Yazıyı gören AKP Malatya milletvekilleri, soluğu Hüsrev Kutlu’nun odasında almışlar. Kutlu, bu sözlerinin Adıyaman ve Malatya arasındaki Nemrut çekişmesini vurgulamaya yönelik bir espri olduğunu Malatya milletvekillerine anlatmakta güçlük çekmiş. Bu kez, Kutlu’ya destek için diğer Adıyaman milletvekilleri de odasına gelince ortalık iyice karışmış. Bu sözlerin Malatya yerel basınında yer alması nedeniyle sıkıntılı olan Malatya milletvekilleri Kutlu’yu topa tutmuş: “Hüsrev Bey, Malatya’yı nasıl İsrail’e benzetirsin? Mescidi Aksa örneği çok yanlış. Muhalefet partileri bu sözlerinizi fırsat bildi, Malatya’da kıyamet kopuyor. AKP’nin Malatya milletvekilleri ne yapıyor diye propaganda yapıyorlar.” Kutlu, “Benim hedefim Malatyalılar değil. Adıyaman ile Malatya’nın Nemrut çekişmesi çok eski, ben bunu Malatyalıları üzmek için söylemedim, bu çekişmeye vurgu yapmak için bir espri yaptım” demesine karşın Malatyalı vekilleri ikna etmekte başarılı olamamış: “Malatyalılar, böyle algılamıyor. Biz oraya medeniyet yolu yapılmasını istiyoruz, ilgili bakanlarla görüşüyoruz. Siz şehircilik, ayrımcılık yapıyorsunuz” diye tepki göstermişler. Tartışmalar böyle uzayıp gidince Kutlu, “dengeli” bir mesajla ortamı yumuşatmaya çalışmış: “Nemrut sadece Adıyaman’ın ya da Türkiye’nin değil dünya mirasıdır, herkes buna sahip çıkmalı. Malatya ve Adıyamanlılar olarak el ele Nemrut’a sahip çıkacağız.” SODEV’den Genç’e ödül İstanbul Haber Servisi Sosyal Demokrasi Vakfı’nın (SODEV), “2007 İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü”ne zorunlu din derslerine karşı yürüttüğü hukuk mücadelesi nedeniyle layık görülen avukat Kazım Genç’e ödülü törenle verildi. SODEV Başkanı Aydın Cıngı, “Kazım Genç’in hukuk mücadelesi ile alınan sonucun devletdin ilişkisine ve eğitime dönük olarak çağdaş normların ülkemizde de benimsenmesinde katkısı olacaktır” diye konuştu. Taksim Hill Otel’de önceki akşam düzenlenen törende konuşan SODEV Başkanı Aydın Cıngı, “Zorunlu din dersleri, salt bir toplumsal kesimin, örneğin Alevilerin sorunu değildir. Bu sorun tüm yurttaşların sorunudur. Bu bağlamda hukuk savaşı veren ve girişiminde ısrarcı olarak sonuca ulaşan Genç, hukuçuların toplum için ne kadar önemli olduklarının göstergesidir” dedi. Ödülünü SODEV Başkanı Cıngı’dan alan Genç ise zorunlu din dersinin kaldırılması için verdikleri hukuk mücadelesinde yılmayan Zengin ailesine teşekkür ederek “Bu mücadele umarız ülkemiz için iyi bir kazanım olur” dedi. Avukat Kazım Genç, 2001 tarihinde Hasan Zengin adlı yurttaşın ilköğretim 7. sınıfta okuyan kızının, din derslerine girme zorunluluğunun kaldırılması için açtığı davaya katılmış, iç hukuk yolarının tükenmesi üzerine olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımıştı. Mahkeme durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) din ve vicdan hürriyetini güvence altına alan 9. maddesine aykırı olduğu yönünde karar vermişti. DTP’liler gözaltında ? ADANA (Cumhuriyet Bürosu) DTP’nin Mersin’de yapmayı planladığı “Artık yeter” isimli mitingin güvenlik gerekçesiyle yasaklanmasını Adana’da protesto eden DTP’liler gözaltına alındı. DTP Adana İl Örgütü binası önünde açıklama yapan 2025 kadar DTP’li sık sık Kürtçe ve Türkçe olarak “Barışa bir ses çift taraflı ateşkes” ve “Operasyon değil, demokratik çözüm” sloganları attı. Mersin’de yapılacak olan mitingin valilikçe yasaklanmasını kınayan DTP Parti Meclisi üyesi Murat Avcı, bu tutumun barış isteyenlere karşı yapılan baskılara bir örnek olduğunu öne sürdü. Açıklamanın ardından slogan atmayı sürdüren grup gözaltına alındı. Kendine özgü müfredat Ankara Ahmet Haşim İlköğretim Okulu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Altuntaş, Arapça motiflerle süslü ders notlarıyla kültür ve ahlak bilgisi yerine İslam dersi veriyor FIRAT KOZOK Emeklilere grev hakkı! AKP’nin anayasa taslağına ilişkin çalışmaları sürüyor. Sivil toplum örgütleri ile meslek örgütleri temsilcileri sık sık AKP yöneticilerini ziyaret ederek taleplerini sıralıyor. En ısrarcı olan örgütlerin başında ise Emekliler Birliği Sendikası (Emekli BirSen) geliyor. Sendika Başkanı İsrafil Odabaş, sık sık AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin’i ziyaret ederek “Grevli toplusözleşmeli sendika hakkı istiyoruz” diyor. Odabaş’ı kırmak istemeyen Ergin, her seferinde “Toplusözleşmeli grevli sendika hakkı, çalışanlarla ilgili bir şey. Üretimden gelen gücünü kullanmak, diye bir kavram var. Memurlar hadi bu gücünü kullanabilir de, emekliler nasıl grev yapacak, yapsa ne olacak?” diyerek kendisini ikna etmeye çalışıyor. Odabaş, “Siz isterseniz olur başkanım” diye ısrarlı taleplerini yineliyor... MemurSen, anayasa çalışmaları kapsamında önerilerini sunmak üzere bir toplantı düzenledi. Toplantıya Sadullah Ergin de davetliydi. Katılımcılar arasında İsrafil Odabaş da vardı. Memur sendikalarının temsilcileri, yeni anayasa hazırlanırken kamu çalışanlarına toplusözleşmeli grev hakkı istediler. Ergin, bu isteklere esprili bir karşılık verdi: “Memurlar da emekliler de toplusözleşmeli, grevli sendika hakkı istiyor. O zaman aşamalı olarak bunu yapalım. Önce emeklilere toplusözleşmeli grev hakkı verelim, memurların durumunu daha sonra değerlendirelim!” ANKARA Ankara Ahmet Haşim İlköğretim Okulu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Süleyman Altuntaş, ilköğretim müfredatının dışına çıkarak kendi ders notlarını hazırladı. Altuntaş, Arapça motiflerle süslü ders notlarında dersi, kültür ve ahlak bilgisi yerine adeta İslam dersine çevirdi. Ahmet Haşim İlköğretim Okulu’nda görevli öğretmen Altuntaş, öğrencileri için Milli Eğitim Bakanlığı müfredatı dışına çıkarak “Din ve AhlakDin Kültürü ve Ahlak Bilgi si Ders Notları” hazırladı. “Kuranı Kerim’de Cennet ve Cehennem”, “Ramazan ve Oruç”, “Ahiret Hayatı ve Ahirete İman”, “İlahiler” ve “Abdest” konularının ayet ve sureler eşliğinde işlendiği notlarda, cennetle ilgili olarak şunlar söyleniyor: ‘Ceza yeri cehennem’ “Cennet sonsuz mutluluk kaynağıdır. Oraya sadece Allah’a, onun peygamberine, ahirete, meleklere, kıyamet gününe ve kadere inanan, hayırlı işler yapanlar girebile ceklerdir. Cennet nimetleri, sınırsız ve doyumsuzdur. Orada hüzün ve sıkıntı olmayacaktır” deniliyor. Aynı notlarda cehennem konusunda da, “Cehennem Allah’a inanmayan, onun Kuran’ından ve emirlerinin doğuruluğundan şüphe eden, insanlara ve kendi nefislerine zarar verenler için hazırlanmış bir ceza yeridir” deniyor. ‘Müslümanlık borcu’ Notların, “Varlıklar alemi” başlıklı bölümünde ise meleklerin özellikleri anlatılıyor. Bu bölümde, gazete ve televizyonlarda, meleklerle ilgili olarak çeşitli şekillere yer verilmesi eleştirilerek “Bu çizimler İslam inancının asla kabul etmeyeceği çizimlerdir. Çünkü meleklerin insana benzetilmesinin yanı sıra onlara erkeklik ve dişilik verilmesi de inancımıza aykırıdır. Bu resimler, Hıristiyan inancının ürünleridir” deniliyor. “Ramazan ve Oruç” başlıklı bölümde ise, “Oruç canımızın istediği zaman tutacağımız, istemediği zaman tutmayacağımız bir ibadet değildir. Müslümanlık borcumuzdur” deniliyor. Borcunu ödeme, alacaklı düşünsün... TBMM Genel Kurulu’nda 2008 yılı bütçe yasa tasarısı üzerindeki görüşmeler renkli tartışmalara sahne oldu. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, milletvekillerinin sorularına kendi üslubuyla yanıt verirken bazen kızdırdı, bazen de güldürdü. MHP’li Hasan Çalış, özel sektör borçlarına Hazine kefaleti olup olmadığını sordu. “Özel sektör kendi hesabını kendi yapıyor” diyen Unakıtan, milletvekillerini ikna etmeye çalıştı: “Özel sektörün borçlarına Hazine kefaleti olmaz. Bundan sonra da olmayacak. Ona kefil ol, buna kefil ol, paran çoksa kefil ol, demişler. Böyle yağma yok. Herkes borcunu bilsin, yani Hazine de kimseye öyle kefil olamaz. Hatta,THY gibi kuruluşun birçok uçak alımı oluyor, yahut başka yerde başka projeler oluyor. Onlara bile kefil olmuyor.” CHP’li Ergün Aydoğan, “Ödenmediğinde ne olacak sayın bakan?” diye laf attı. Bunun üzerine Unakıtan, ayarı biraz da kaçırarak borç alana Salamon ile Mişon’un hikâyesinden çözüm önerisi getirdi: “Salamon’un Mişon’a borcu vardır. Salamon’un eşi Mişon’a, ‘Salamon parayı ödemeyecek’ demiş. Sonra eşine dönüp ‘Sen şimdi uyu, Mişon düşünür onu’ demiş. Yani o uykusuz kalır. Şimdi bizim kefilimiz yok. Ben ödeyemedim borcu, devlet ödesin. Var mı öyle yağma...” Unakıtan, açıkça söylemedi ama “Borcu veren düşünsün” demeye getirdi... Yargıtay’a gönderildi ? ANKARA (AA) Adalet Bakanlığı, tahliye hakkı elde ettiği halde cezaevinde bulunan 327 kişinin listesini Yargıtay’a gönderdi. Baktığı davalarda tutuklu dosyalarına öncelik veren Yargıtay daireleri, iş yükünün elverdiği ölçüde bu isimlerin dosyalarına öncelik verebilecek. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, “cezaevlerinde şu anda tahliye hakkı doğduğu halde, Yargıtay’da bekleyen dosyalar yüzünden 327 vatandaşın boşu boşuna cezaevinde yattığını’’ açıklamıştı. Kampusa mescit kampanyası İstanbul Haber Servisi Milli Görüş yanlısı İslamcı kuruluş Anadolu Gençlik Derneği (AGD), İstanbul Üniversitesi (İÜ) Avcılar Kampusu’na mescit yapılması amacıyla kampanya başlattı. İslamcıların bu isteğine karşı çıkan ilerici öğrenciler ise “Kampusta açılacak bir mescit, öğrencilerin inanç özgürlükleri konusu olarak kalmayacak, şeriatçı yuvası olacaktır” uyarısında bulunuyor. AGD İstanbul Şubesi Üniversiteler Komisyonu İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Teşkilatı, “Kampüsüme Mescid İstiyorum” adlı bir kampanya yürütüyor. Kampus koridorlarındaki ortak kullanıma açık panoları hadis ve ayetlerin yazılı olduğu afişlerle donatan AGD’liler, “insanların fakültelerinde insanların rahatlıkla ibadet edebilmesi için” mescit açılmasını istiyor. AGD’nin afişlerinde kampanyanın ayrıntılarına ulaşmak için “www.kampusumemescidistiyorum. com” adresi veriliyor. Bu siteye girildiğinde de “www.4fakulte.com” adlı siteye yönlendirme yapılıyor. Bu adreste ise Anadolu Gençlik Derneği İstanbul Şubesi Üniversiteler Komisyonu İÜ Mühendislik Fakültesi Teşkilatı’nın fakülte “Kampüsüme Mescid İstiyorum” afişleriyle süslediği ifade edilen bir haber yer alıyor. Afişlerin büyük ilgi gördüğü gibi bir izlenim yaratılan haberde “Özellikle saatlerin geri alınması ve ders aralarının on dakika olduğu hesap edilince çevrede mescit bulunmaması insanları zor duruma koyuyor” gibi dinci yaşam biçimi propagandası niteliğinde ifadeler kullanılıyor. Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan AGD’nin fakülte duvarlarındaki kampanya ilanları. [email protected] CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle