Katalog

SAYFA CUMHURİYET 17 ARALIK 2007 PAZARTESİ 10 DIŞ BASIN dishab?cumhuriyet.com.tr ‘Gönüllüler Koalisyonu’ Avrupa’nın istikrarını borçlu olduğu uluslararası hukuku Irak’taki gibi aşağılıyor DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ NATO’nun Kosova telaşı JÜRGEN ELSASSER BD ile AB ülkelerinin çoğunluğu vaftiz babalığını yapmış bile olsa, Kosova’nın bağımsızlığı ile hukukun ihlal edildiği, çok açıktır. Irak’taki gibi bu “Gönüllüler Koalisyonu”, Avrupa’nın, 60 yılı aşkın bir süre istikrar ve güvenliğini borçlu olduğu uluslararası hukuku aşağılıyor. Yüz binlerce ölüye yol açan 1991 ile 1999 arasındaki Yugoslavya sonrası iç savaşları harekete geçirici güçlerin, ayrılıkçılık ile etnikleştirme olduğunu, ya görmezlikten ya da bilmezlikten geliyor bu koalisyon. Ayrıca “Kosova emsaline” yaslanacak potansiyel taklitçiler için böyle bir bağımsızlığın sonuçlarını da ya takdir edemiyor ya da göz önünden uzaklaştırıyor. NATO’nun özellikle acelesi vardı. Kosova müzakereleri hakkında BM tarafından ısmarlanan nihai raporun 10 Aralık’ta açıklanacağı belirtilmişti gerçi, ama Atlantik Paktı Dışişleri Bakanları bu tarihten üç gün önce her şeyin adını neredeyse bombalarla Zor Başlangıç Kasım ayı sonunda kadim İsrailFilistin sorunuyla ilgili olarak Annapolis Konferansı’nda varılan anlaşma doğrultusunda taraflar arasında yapılması öngörülen toplantıların ilki, İsrail Dışişleri Bakanı başkanlığındaki heyetler arasında Kudüs’te gerçekleşmiş bulunuyor. ‘Yönlendirme komitesi’ çerçevesinde gerçekleşen bu ilk toplantının, her iki tarafa mensup dokuz ayrı uzman ekibin katılımıyla, gelecekteki Filistin Devleti’nin sınırları, İsrail’in işgali altındaki Doğu Kudüs’ün hükümranlığı, 4.1 milyon Filistinli göçmenin sorununun çözüme ulaştırılması ve kuşkusuz kolonizasyonun sonlandırılması gibi temel unsurların ele alınacağı bir dizi görüşmenin karşılıklı güven ortamı yaratılarak yapılması öngörülmüştür. Ama ne yazık ki, sözü edilen güven ortamı sağlanamamış, İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in açık taahhüdüne karşın Doğu Kudüs’te kolonizasyon ve Filistin’e yönelik askeri operasyonlara son verilmemiş ve daha ilk toplantıda barış süreci ciddi biçimde tehlikeye girmiştir. İsrail’in, Filistin yönündeki saldırılarını, Gazze’den atılan roketlere karşılık olarak yapıldığını öne sürmesi ise inandırıcı olmaktan uzaktır. Zira Gazze’den fırlatılan el yapımı roketlerin Filistin hükümeti tarafından değil, orada yönetimi ele geçiren İslamcı Hamas tarafından atıldığı bilinmektedir. Dolayısıyla da barış sürecinin engellenmesine bahane olarak kullanılması olanağı bulunmamaktadır. Uluslararası haber ajanslarının aktardıklarına göre 12 Aralık toplantıları, Annapolis Konferansı’nın öngördüğü güven ortamından çok, tam bir güvensizlik ortamında başlamıştır. Nitekim sözü edilen toplantıların ilk gününde Filistin delegasyonu, İsrail’in Doğu Kudüs’teki Yahudi bölgesinde verdiği yeni yapılanma izninin iptal edilmesini talep etmiş, aksi halde bu girişimin İsrail’in bu kez de tıpkı eskisi gibi ‘oldubitti’ politikaları alışkanlığını sürdürme niyetinde olduğu anlamına geleceğini, dolayısıyla da barış sürecini daha başlangıçta tehlikeye atacağı uyarısında bulunmuştur. İsrail’in barışı daha ilk toplantıdan itibaren başlayarak Doğu Kudüs’teki Har Homa bölgesinde yeni yerleşimler için üç yüzü aşkın yeni yapılanma izni vermesi, salt Filistinlilerin değil, başta ABD ve BM olmak üzere barışa destek veren çok sayıda ülke tarafından da yoğun tepkilere neden olmuştur. Amerikan Dışişleri Bakanı Bayan Condoleezza Rice Doğu Kudüs’teki yerleşimcilere yeni yapılanma izninin verilmesini eleştirmiştir. BM Genel Sekreteri Ban kimoon ise Ortadoğu barışı ile ilgili Annapolis Konferansı’nın hemen ardından verilen bu yeni yapılanma izninin ‘yapıcı’ olmadığını öne sürmüştür. Genel sekretere göre bu girişim Kudüs’ün statüsü gibi yaşamsal önemdeki bir sorunu zora sokmaktadır. Doğu Kudüs, bilindiği üzere 1967’deki ‘altı gün’ savaşı sonrasında İsrail tarafından işgal edilmiş ve İsrail Devleti’nin başkenti yapılmıştır. Ancak bu ‘oldubitti’yi ABD dahil hiçbir ülke tanımamıştır. Kanıtı da ortadadır... Zira yabancı ülkelerin elçilikleri Kudüs’te değil,Tel Aviv’dedir. Şimdilik Filistinliler, kolonizasyonun bütünüyle durdurulmasını; İsrail ise Gazze’den itibaren yapılan roket saldırılarının sonlandırılmasını talep etmekte, bir bakıma barış sürecinin devamı için bunu önkoşul olarak öne sürmektedirler. Bu açıdan yaklaşıldığında barışın tıpkı eskisi gibi bu kez de işinin kolay olmadığı ortaya çıkmaktadır. Bir yanda Gazze’deki İslamcıların, İsrail’e barış konusunu yeniden sürüncemeye bırakması için bahane yaratmaktan öte işe yarayacağı kuşkulu uzlaşmaz tavrı, öbür yandan Ehud Olmert iktidarının İsrailli aşırılara mahkum koalisyonunun işgali sürdürmeye kararlı kolonlara diş geçirmekte etkisiz kalışı barış sürecinin önündeki aşılması kolay olmayan engeller arasında görünmektedir. 17 Aralık’ta Paris’te Filistinlilere yardım için toplanacak ‘yardım sağlayacak ülkeler toplantısı’na ABD Dışişleri Bakanı Bayan Rice da katılacak. Bu toplantıda, barış sürecinin önündeki engelin aşılmasına çalışılacak. Ayrıca Başkan W. Bush’un 1013 Ocak 2008’de İsrail’e yapacağı ziyaret de sorunun aşılması için bir başka fırsat. Hatırlanacağı gibi Başkan Bush, Annapolis’te barışın bu kez gerçekleşeceğini ve sürecin bizzat kendi kontrolünde bulunduğunu vurgulamıştı. A Bosna’da da fırtına yakın: Bölgedeki işgal gücü EUFOR’un komutanı Alman General Jochen Witthauer “Eğer yeni bir savaş patlak verirse müdahale edebiliriz” diyordu. 90’ların başında patlak veren Bosna boğazlaşmalarındaki 100 bin ölü yetmiyor mu? Ama Kosova fitilinin Drina’nın öte yakasındaki barut fıçısını havaya uçurma olasılığından korkuluyor. Marti Ahtisaari, 21 Şubat 2007’de planını sunduğunda, Belgrad ve Moskova’nın direnişi daha da kemikleşmişti. İlk askeri devleti kurma çabası “Koşullara bağlı bağımsızlık” denilen şey, Ahtisaari’nin okuma biçimine göre, sonuçta Sırp devletine ait toprakların sadece yüzde 15’inin koparılması anlamına gelmiyordu. Ayrıca, Sırp politikacılar için belgenin 11’inci ek maddesi de çok sakıncalıydı, çünkü bu ek maddeye göre, gelecekteki sivil gözlemcilerin yeni devletteki rolü sınırlı olacaktı, “öyle ki Kosova NATO egemenliğinde kalsın.” Sırbistan Başbakanı Vojislav Kostuniça’nın danışmanı Aleksandar Simic gelişmeleri böyle yorumluyor. Sırbistan Eğitim Bakanı Zoran Loncar’ın görüşü ise şöyle: “Arnavut azınlık sorunu NATO’ya, ilk askeri kukla devletini kurmak için bir tür duman perdesi hizmeti veriyor. NATO, Sırbistan’ı önce bombaladı, sonra birliklerini Kosova’ya soktu, şimdi de başarısız Ahtisaari Planı sonrasındaSırp topraklarında ilk askeri devletini kurmak istiyor.” Simic’in çıkardığı sonuç: “Ahtisaari Planı’nın kabul ettirilmesi, Bondsteel’in pratikte bağımsız bir Kosova’nın başkenti yapılması olacak.” Bondsteel, 5 bin Amerikan askerinin görev yaptığı, Güney Avrupa ile Güneydoğu Avrupa’da şu andaki en büyük ABD askeri üssünün adıdır. Günlük Frankfurter Allgemeine Zeitung, Amerikan sertlik yanlılarının hesabını oldukça iyi anlatmıştı: “Kosova’nın geleceği, Avrupalıların bir bölümüyle Amerikalılar arasına sokulmuş bir kamadır. Çünkü Washington’ın Kosova Arnavutlarını bağımsızlık ateşlerini daha da kışkırttıklarından kuşkulanılıyor. Bu kama Avrupalıların arasından öyle bir şiddetle geçiyor ki, böylesi, dış politikayla ilgili olarak, Amerikan Irak politikası nedeniyle ortaya çıkan iç cepheleşmeden bu yana bu ölçülerde ortaya çıkmamıştı.” Gazetenin Alman hükümetine önerisi, gerekirse AB içi bir uzlaşma olmadan da yeni Arnavut devletinin tanınmasını tavsiye etmesi, çok daha çılgınca bir şey: “Herkes buna katılmak zorunda değil, öyle de olsa, bununla ilgilenen bir grubun, bir gönüllüler koalisyonunun, bunu yapması şarttır. Fransa, İngiltere, Almanya ve İtalya, başka türlü olmuyorsa, duruma bizzat el koymalıdır.” Almancadan çeviren Osman Çutsay (Freitag, Almanya, 14 Aralık) Ahtisaari Planı’nın kabul ettirilmesi, Bondsteel’in (5 bin Amerikan askerinin görev yaptığı üs) pratikte bağımsız Kosova’nın başkenti yapılması olacak. koymuş oldular: NATO’nun 17 bin askerinin Brüksel’deki karar durumu böyle, Güney Sırbistan’ın bu vilayetinde bir Arnavut devleti ilan edilirse, Kosova’da kalması öngörülüyordu. Gerilla örgütü UÇK’nin eski başkanı Haşim Taçi, Priştine’de, 10 Aralık sonrası için tam da bunu söylemişti zaten. NATO’da, bu bölgenin 10 Aralık’tan sonra istikrarını yitireceği korkuları var. BM’nin koyduğu müzakere süresinin bitiminden sonra Kosova Arnavutlarına ait bölge hükümeti acilen bağımsız devlet ilan etmeyi daha fazla ertelemek istemiyordu. Fakat, İbar nehrinin kuzeyinde çoğunluğu Sırpların oluşturduğu bölgeler bu kararı uluslararası hukuku ihlal ettiği gerekçesiyle geçersiz ilan edebilir ve Sırp devletine bağlı olduklarını vurgulayabilirler. Merkezi Brüksel’de bulunan bir haber portalı EU observer, NATO yöneticilerinin korkuları üzerine bilgiler veriyor: “Komutanların en çok korktuğu şey, katılımcı devletlerin birliklerinin kullanılmasında kısıtlamaya gitme olasılığı. Bu, Sırbistan’ın Kosova’da, İbar’ın kuzeyindeki hammadde zengini bölgeleri işgal etmesi durumunda özellikle tehlikeli olurdu.” Sırbistan’ın zaten kendisine ait bir toprağı “işgal etme” olasılığını, uluslararası ilişkilerde uluslararası hukuk kurallarını değil NATO büyüklerinin kararlarını öncelikli sayan bir zihniyet formüle edebilir ancak... Bush’un hatalarını 6 yıl boyunca sessiz kalarak onayladı... ABD Kongresi, Teröre karşı küresel mücadeleden notlar İstihbaratın kötüye kullanılması yıl süreli buna benzer bir tasarı BD başkanlık seçiminde her Amerikalılar Beyaz Saray’ın İran’ın hazırladı. iki partinin adayları bu 2003’te nükleer silah programını Öte yandan Bush bu konuda elbette ülkeye yönelik başka bir durdurduğuna yönelik yeni istihbarat terör saldırısı riskine yönelik ki çok daha az sınırlama ve bu değerlendirmesini şaşkınlıkla yetkilerin kalıcı olmasının uyarıda bulunacaklar. Amerikalıların karşıladılar. Bu şaşırtıcı gerçeklerin sağlanmasını istiyor. bu adaylara Başkan Bush’un ülkenin yanı sıra Bush’un İran’ın nükleer Ayrıca Bush, Amerikalıların istihbarat sağlamasına yönelik silaha sahip olması durumunda özel bilgilerini hükümete en yeteneklerine terörle mücadele adına üçüncü dünya savaşı çıkacağı verdiği zararı nasıl tamir edeceklerini azından beş yıllığına herhangi bir uyarısında bulunurken bu rapordan yasal yetki olmaksızın veren de sormaları gerekir. haberdar olup olmadığı soruları öne telekomünikasyon şirketlerine de af Kongre kesinlikle bu işi yapmadı. çıktı. getirilmesini istiyor. Başkan Bush’un ekibi savaşı Ve bu da Bush’un, Irak’ın silah Beyaz Saray affın gelecekteki haklı çıkaracak kitapları yazarken, programına yönelik ülkeyi yanılttığı işbirliğinin sağlanmasına yönelik ülkenin elektronik casuslarını başka bir zamanı anımsattı. olduğu açıklamasını yaparken yasadışı telefon dinlemeye gerçekte bu şirketlerin yasadışı iterken, istihbarat ajanlarını ve eterince bahane telefon dinleme cihazlarının üniformalı askerleri yasadışı dinledik yerleştirilmesindeki katkısının hapishanelerde işkencecilere kamuoyundan gizlenmesi dönüştürürken, Kongre altı yıl amaçlanıyor. boyunca sessiz kalarak olanları Senato’nun İstihbarat Komitesi’nin Sorgulamalar ve işkence CIA’nın onayladı. Bush ve diğer yetkililerin ülkeyi iki El Kaide mahkumunun Capitol Hill’de muhalefet partisi savaşa sürüklemekte kullandıkları sorgulanmasına yönelik video kontroldeyken milletvekilleri bu Irak’taki kitle imha alanlarda bazı yanlışları silahlarına yönelik sahip düzeltme şansına sahipler. oldukları istihbarat bilgileri Fakat gerekeni yapmakta bir apitol Hill’deki muhalefet, çoğunluğu ele konusunda yıllar önce kez daha başarılı soruşturma başlatması geçirdiğinden bazı yanlışları düzeltme şansına olamayacaklarına yönelik gerekiyordu. sahip. Fakat gerekeni yapmakta başarılı rahatsız edici sinyaller İki yıldan fazla bir süredir olamayacaklarına yönelik rahatsız edici geliyor. komitenin başkanı Telefon dinlemenin Cumhuriyetçi Senatör Pat sinyaller geliyor. Roberts raporun ardından Bush’un Ulusal bitirilmemesi için elinden Güvenlik Ajansı’na kasetlerin yok edilmesinin ortaya geleni yaptı. Şimdi bu rapor Amerikalıların uluslararası telefon çıkması 2006’da Askeri Demokrat üye Jay Rockeffeller’ın görüşmelerini ve eposta mesajlarını Komisyonlar Akdi’ni yasalaştıran elinde, ama bir yıla yakın bir süredir herhangi bir mahkeme kararı Kongre’nin büyük gafının açık hâlâ rapor ortada yok. Bu da olmadan izleme yetkisi vermesiişaretiydi. Amerikalıların, Bush’un Irak’a Kongre üç önemli şeyi yapacak bir Guantanamo’daki tutukluların yönelik istihbaratı bilerek abartıp yasa yazmakla uğraşıyor: Başkan’ın yargılandığı ek mahkemelerin abartmadığı, çarpıtıp çarpıtmadığı ya 1978 Yabancı İstihbarat İzleme kurulmasının yanı sıra bu yasa da yanlış bilgilendirilip Akdi’ne (FISA) uymasını, Bush’a istihbarat ajanlarına bilgilendirilmediğini hâlâ bilmediği hâkimlerin Amerikalıların sorgulamalar için gizli, yasalar üstü anlamına geliyor. izlenmesine yönelik onay gücünü kurallar yaratarak Cenevre Amerikalıların Bush’un Irak ve korumasını ve FISA’nın teknolojiyle Sözleşmesi’ni feshetme iznini İran’a yönelik neler bildiği ve güncelleştirilmesini sağlamak. veriyordu. bilgileri ne zaman öğrendiğini Kongre’nin geçen yaz Bush’a Bu kasetlerin, sorgucuların ve bilmesi gerekiyor. Bundan azı kabul gönderdiği yasada gerekli onların patronlarının su işkencesi edilemez. güncelleştirmeler bulunuyordu, gibi yasadışı eylemlerden sorumlu Bu konuları çözmek, gerek Kongre ancak bu yasa Amerikalılara karşı tutulmalarını önlemek amacıyla yok ve gerekse başkandan liderlik, siyasi casusluğu daha da kolaylaştırdı. edildikleri gayet açık. Kongre bu cesaret ve dürüstlük gerektiriyor. Bu Bu yasa şubat ayında sona eriyor ve kasetlerin yok edilmesini, CIA’nın ülke yeterince kabullenme, bahane Temsilciler Meclisi FISA’yı avukatı John Rizzo ve 2005’te ve kafa karışıklığı yaşadı. güncelleştirirken gizlice dinlemeyi kasetlerin yok edilmesi emrini veren yargı ve Kongre kontrolüne alacak gizli servisin eski başkanı Jose İngilizceden çeviren: Elçin Rodriguez’i gerekirse mahkemeye bir yasa tasarısını kabul etti. Poyrazlar (New York Timesçağırarak soruşturmalı. Senato’nun Adalet Komitesi de iki Başyazı, ABD, 14 Aralık) A Y C KARAHALLI SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2006/174 HÂKİM: Mehmet Serhat AVCI104794 KÂTİP: Halil TOSUN99369 Davacı Karahallı Belediye Başkanlığı’nın davalılar Nurşen Uyar, Ümmü Uyar, Ömer Uyar, Hafize Uyar, Mustafa Uyar, Yüksel Bozoklu, Yücel Bozoklu, Göksel Bozoklu ve Oktay Bozoklu hakkında mahkememizde açılan verasetin iptali ve veraset ilamı davasında mahkememizce yapılan 08.11.2007 tarihli duruşmada verilen ara karar uyarınca; Davalı Oktay Bozoklu nun tüm aramalara rağmen adresinin bulunamaması, yapılan tebligatların iade gelmesi nedenleriyle, duruşma gününün 31.01.2008, saatinin 10.00 olduğu ayrıca dava dilekçesine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 08.11.2007 Basın: 67492 KARTAL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 1988/1289 KARAR NO: 1989/202 Mahkememizin yukarıda esaskarar numarası yazılı davasında 14.02.2007 tarihli karar ile davacı Naciye BULGURCU ile davalı eşi LÜTFÜ BULGURCU’nun BOŞANMALARINA, müşterek çocukları İLKNUR’un velayetinin davacı anneye verilmesine, davalı babanın görüşmesi durumunda; her ayın cumartesi ve Pazar günleri saat 09.00 ile 18.00 saatlerinde, Dini ve Milli Bayramların 1. günleri aynı saatler arasında tesis ve idamesine, davalınm küçük İlkur için aylık 25.000 TL nafaka ödemesine, 22.09.1988 tarihinden itibaren davalıdan alınarak çocuğa verilmesine, boşanma yönünden 1000 TL, nafaka yönünden 3500 TL bakiye harç olmak üzere toplam 4500 TL harcın davacıdan alınarak, hazineye gelir kaydına,davacının yaptığı 19.000 TL’sı yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar davalı LÜTFÜ BULGURÇU’ya tebliğ edilememiş olup, adresi meçhul kaldığından tebligat yerine geçmek üzere davalı LÜTFÜ BULGURCU’ya İLAN’en tebliğ olunur. Basın: 67221 KÜÇÜKÇEKMEÇE BİRİNCİ İCRA DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN 2002/362 DÜZELTME İLANIDIR Küçükçekmece 2002/362 esas sayılı dosyasından Safra Mah. Çekmece yolu mevkiinde 26 pafta,7465 parseldeki borçlu hissesinin 18.01.2008 tarihli ikinci satış gününde satış saati sehven 14.2014.30 olarak yazılmış olmakla, satış saatinin 14.0014.10 olarak düzeltildiğine dair ilandır. Basın: 67278 ADAPAZARI 2. İCRA DAİRESİ’NDEN MENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2007/920 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkarılmıştır. Birinci arttırma 09.01.2008 günü saat 16.0016.10 Papuççular Mah. Sarı Sok. No: 9 Yed. Erdal Kutoğlunda yapılacak ve o günü kıymetlerin %60’ına istekli bulunmadığı takdirde 14.01.2008 günü aynı yer ve saatte 2. arttırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden % 18 oranında KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Dairemize başvurmaları ilan olunur. 10.12.2007 Muhammen Kıymeti Lira 22.000.00 Adedi 1 Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) Roxrotry marka renkli fotokopi makinesi Basın: 67222 SAKARYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2007/375 Davacı Saniye Kağba tarafından açılan GAİPLİK davasının yapılan duruşmasında verilen ara kararı uyarınca,Davacı Saniye Kağba’nın kardeşi Nurgül Taylan’ın 5 yıl önce ortadan kaybolduğu, kendisinden bir daha haber alınamadığı, tüm aramalara rağmen bulunamadığı bildirilerek M.K.nun 33/3 maddesi uyarınca GAİPLİĞİNE karar verilmesi istenmekte olduğu için, işbu ilan tarihinden itibaren 6 AY İÇİNDE gaibin adresini bildirmediği, gaibi tanıyanlarca gaibin adresi veya kendisini tespite yarayan bilgiler verilmediği ve gaip kişinin hâkimliğimize müracaat etmediği takdirde AHMET VE FEİMA KIZI, İSTANBUL 03.09.1977 DOĞUMLU NURGÜL TAYLAN’ın GAİPLİĞİNE KARAR VERİLECEĞİ tüm ilgili kişilere ilanen tebliğ olunur. 11.12.2007 Basın: 67272 CUMHURİYET 10 K