18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C adına İLHAN SELÇUK ? Baştarafı 1. Sayfada İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel MüdürYardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.41 Güneş: 7.15 Öğle: 12.06 İkindi: 14.23 Akşam: 16.45 Yatsı: 18.12 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi BasımYayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 15 ARALIK 2007 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK yı ve eve gelmemeyi boşanma nedeni sayıyor. Terör örgütüne hadi organik demeyelim sempatiyle bağlantılı olan Demokratik Toplum (Kürt) Partisi Grup Başkanı Ahmet Türk; Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın terörün Meclis’te olduğu yönündeki açıklamalarına yanıt verirken “Halkımız bizi, demokratik siyaset yapmamız için TBMM’ye gönderdi” diyor. Ahmet Bey’e soran yok: Hangi halk? Güneydoğu illeri dışında Türkiye’nin bir ilinde aday olsaydı, acaba kaç oy alır ve “halkımız” bizi TBMM’ye, terör örgütünü himaye et, manevi destek ol yerine siyaset yapmak için Meclis’e gönderdiğini söyleyebilme olanağı bulabilir miydi? Her milletvekilinin Türk halkını temsil ettiği mantığına sığınıyorsa, 70 küsur milyon nüfusu değil, ancak ayrımcılığı, PKK’ye terör örgütü diyemeyen Kürtleri temsil ediyor olmalı. PKK’ye terör örgütü diyemeyen Ahmet Bey’e, Sırrı Sakık’a, seçilip gelseydi Leyla Zana’ya ve benzerlerine “milletimin ve benim vekilim” diyebilir miyim? ??? DTP’yle PKK’nin Meclis’te temsil edildiğini söylemek sadece kimi siyasal kuruluşlarla siyasal anlayışları benzer olan kimilerinin tekelinde sanki. MHP her şeyden önce bir gün tarih önünde devlet kurumlarının AKP’nin ılımlı İslam anlayışına dönmesinde bir numaralı sorumlu olmanın hesabını verecek yerde: Orgeneral’in malumu ilan kabilinden açıklamasına veryansın ediyor. Eskiden bakanlık yapmış, devlet umuru az buçuk görmüş bir “vekil”, Orgeneral Büyükanıt’ı Genelkurmay Başkanlığı görevinden istifaya çağırıyor. Genel Başkan Bahçeli Devlet de muhabbet duyduğu biriki gazeteciyi kahvaltı masasına alarak geri kalan medya mensuplarına karşıdan yaptığı konuşmada Orgeneral’in açıklamasına evet de diyemiyor, hayır da. Anayasa Mahkemesi karar verinceye kadar… böyle bir suçlama yapmamaya özen gösterir bir tavır takınıyor. Beri yandan da geçmişteki PKK ilişkisi nedeniyle Meclis’te sol taraflarında oturduklarını söyleyerek DTP’nin PKK’yi parlamentoda temsil ettiğini söylüyor. Yaptıkları güya ince politika. Doğruyu ve MHP’nin yer yer söylediklerini başkaları yineleyince… beyefendiler, örneğin oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi bağırıp çağırıyor, askere saldırıyorlar. Bu ne perhiz ne lahana turşusu! ??? Hele genel başkanlarının 367 barajının yıkılmasına önayak olduğu ve bir AKP’linin, üstelik ılımlı İslamı yerleştirmekte RTE ile yarış eden bir AKP’linin Çankaya’ya çıkmasına olanak sağladığı için omuzlarına yüklenen sorumluluğu hafifletmek çabasına ne demeli? 367’yi ve RTE’nin bir yüzünün Çankaya’da görev yapmasına karşı çıkanları CHP’nin arkasına sığınmakla suçlayarak aslında AKP elinde ülkenin geleceğini bir türlü kavrayamayanlara özgü bir kimlik sergiliyor. MHP, yineleyelim; şayet 367 barajına takılan AKP inadına yol vermeseydi, defalarca yinelediği gibi RTE, 11’inci cumhurbaşkanının parlamentoda bir isim üzerinde uzlaşmayla seçilmesine ister istemez razı olacaktı. Olacaktı ve Çankaya’ya AKP’nin siyasal felsefesinin simgesi olan türban çıkmayacak, hiç değilse Çankaya’da laik Cumhuriyetin temel değerlerine özen gösterecek bir kişi görev yapacaktı. Devletin temel kurumlarını, yüzü AKP’ye, İslama dönük kimlik sahiplerine teslim eden anlayış, AKP’li hükümetle AKP kulvarından ayrılamayan bir cumhurbaşkanına teslim edilmeyecekti. MHP bu sorumluluktan kendini soyutlayamaz! Kafasında ve gönlünde ılımlı İslama kucak açan bir zihniyetin, bir devlet anlayışının karşısına çıkmayı, bir partinin, bir siyasal görüşün peşine takılmak diye yorumlayanlar: Ancak Atatürkçü düşünce; laik, çağdaş devlet anlayışında AKP’ye koşut olan kafa yapılarına ortak çıkanlardır. REKTÖRLER KOMİTESİ TOPLANDI ÖZCAN: YASALARI UYGULAMAYIN GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Türbanda kararlı tavır ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Rektörler, üniversitelerde türbanın serbest bırakılamayacağına, yargı kararlarının buna engel olduğuna dikkat çekerken, türban yasağını kaldırmanın “YÖK Başkanı’nın kişisel yetkisi dahilinde olmadığı” vurgulandı. Rektörler Komitesi, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında ilk toplantısını dün gerçekleştirdi. Oldukça kısa süren 15 dakikalık toplantıda, Özcan rektörlerle tanıştı. ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut türban yasağını kaldırma yetkisinin YÖK Başkanı’nda olmadığını belirtti.İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ise şimdiye kadar YÖK Başkanı’nın katılmadığı bir ÜAK toplantısı hatırlamadığına dikkat çekerken, türban yasağını kaldırmaya hiç kimsenin gücünün yetmeyeceğini vurguladı. Hilmioğlu, “Türkiye eğer bir hukuk devletiyse, ulema devleti değilse bu kararlar hepimizi bağlar’’ dedi. Rektörler Komitesi sonrasında ÜAK toplandı. Toplantıda, YÖK üyeliği 18 Aralık’ta bitecek olan Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu’nun yerine seçim yapıldı ve Yüzbaşıoğlu yeniden üyeliğe getirildi. Skandal açıklama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, rektörlere kamusal alanda türbanı yasaklayan Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamamalarını önerdi. Özcan, “Öyle bir kural olabilir.Ama siz onu önemli görmeyebilirsiniz, bir sürü insanı rahat ettirirsiniz” dedi. Özcan dün Anadolu Ajansı’na (AA) verdiği demeçte türbanla ilgili Anayasa Mahkemesi kararlarının anımsatılması üzerine, sorunun çözümü için bunlara gerek olmadığını savundu. Özcan, “Onların savlarını biliyorum. Bunlar, üniversitenin dışında konmuş yasaklardır. Mahkemelerle ilgilidir. Bu bakış meselesidir. Öyle bir kural olabilir. Ama siz onu önemli görmeyebilirsiniz, bir sürü insanı rahat ettirirsiniz. Biz öyle bir sonucun çıkacağını ümit ediyoruz’’ dedi. Öte yandan, TBMM Başkanı Köksal Toptan ile dün Meclis’te bir araya gelen Özcan, YÖK’le ilgili söyleyecekleri olup olmadığını soran Toptan’a “Sayın Cumhurbaşkanı tavsiye etti, hem Başbakan... ‘Aman hocam dikkat’dedi. ‘Bir şey söylersin, ipimizi çekerler’” açıklamasını yaptı. MALATYA’DAKİ BASKIN Katliamı itiraf etti İstanbul Haber Servisi Malatya’da Zirve Yayınevi’nde üç kişinin boğazları kesilerek öldürülmesi davasının bir numaralı sanığı Emre Günaydın’ın hastanede tedavi gördüğü sırada cinayetleri Abuzer Yıldırım’la işlediğini itiraf ettiği ortaya çıktı. Günaydın’ın kendine geldiğinde görevli jandarmayı “Hacı abi” diyerek yanına çağırması ise dikkat çekti. Görevli uzman Jandarma Çavuş H.A’nın hazırladığı tutanakta, Günaydın’ın cinayet itirafları yer alıyor. Tutanakta, kendine geldiğinde jandarmaya, “Hacı abi” diye seslenen Günaydın’ın “Adamları ekmek bıçağıyla hatır hutur kestim. Uyuyamıyorum, bunu sana söyledim rahatladım” dediği ifade ediliyor. Jandarmayı ikinci kez çağıran Günaydın’ın açıklamaları tutanakta şu şekilde yer alıyor: “İkinci defa çağırdığında ‘amcamın oğlu Abuzer, bir de Mehmet veya Memiş diye biriyle kestik, yeri de Zirve Yayınevi’ şeklinde konuştu. Bir de ‘Abi beni buradan kaçır seni yaşatırım’ dedi.” Müdahil avukatları Günaydın’ın telefonunda ‘Hacı abi’ olarak iki kayıt bulunduğunu, bu kişilerden birinin Malatya’da görevli olan bir asker, diğerinin ise akrabası olduğunu belirtiyor. Gül: Polemik yapılmasın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, terörle mücadele konusunda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Güneydoğu’da çok zor şartlar altında mücadele ettiklerini belirterek “Bu mücadelelerin içinde olan önemli şeyleri hiç polemik konusu yapmamamız lazım’’ dedi. Gül, resmi ziyaret gerçekleştirdiği Kazakistan’da, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gül, bir gazetecinin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın “istifasının istendiğini’’anımsatması üzerine, “Herkes görevinin başında. Bütün kurumların birbiriyle bütünleşmesi gerekiyor ve hepimizin desteklemesi gerekiyor. Hele hele bu mücadelelerin içinde olan önemli şeyleri hiç polemik konusu yapmamamız lazım’’dedi. “Af yasasına ihtiyaç olup olmadığı ya da teröre karışmayanlara bir çağrı yapılıp yapılmayacağı’’ yönündeki soru üzerine Gül, konunun Milli Güvenlik Kurulu’nda geniş şekilde konuşulduğunu söyledi. Gül, Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Kazakistan Türkiye Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından yaptırılan TürkKazak Lisesi’nin yeni binasının açılışını gerçekleştirdi. (Fotoğraf: AA) Her iki şık birbirinden önemlidir. Bu tüzük değişikliği geleneğinin sağı solu da yoktur. Tüm liderlerin ilk işlerinden birisidir. O nedenle liderlerimize şu adı vermek de uygun düşer: Tüzüklerin efendisi! Genel başkan kendisine sadece kurultaylar sürecinde değil, bütün zamanlarda değişiklik yapma yetkisi de verir. Böylece yardımcılarını istediği zaman değiştirebilir. Erdoğan işi daha da sağlama almış, tüm yöneticilerin istifa mektuplarını cebine koymuş. Canı istediği zaman yürürlüğe koyabilir. Bunda yadırganacak bir şey de yok. Yürütmenin başı değil mi; istediği gibi yürütür de oturtur da! Bu yetkilerle donatılmış bir genel başkanı yerinden kimse oynatamayacağı gibi parti içinden eleştirilmesi de neredeyse olanaksızdır! ??? Yukarıda aktardığımız tabloya siyasette ne yazık ki alıştık. Siyasi Partiler Yasası’nın değiştirilmesini, çağdaş demokratik ülkelerdeki düzeye çıkarılmasını isteyenlerin sesi yüksek çıkmıyor. Ya da duyan yok. AKP bu anlayışı devletin diline de yerleştirmek istiyor. En çok da yargıya! Bunu çok önyargılı bir yorum olarak değerlendirenler çıkabilir. Şimdi Cumhuriyet’in ortaya çıkardığı güncel bir haberi aktaralım: 2006 yılında yapılan hâkimlersavcılar sınavı sonunda 100 kişi kadroya alındı. Sınavın koşulları ve kaç kişinin alınacağı önceden belirlenmişti. Geçen hafta çıkarılan ve kamuoyunda tartışma yaratan yasaya bir geçici madde eklendi: “2006’daki yazılı sınavda başarılı olup mülakatta elenenler yeniden çağrılabilir.” Bunun daha önce yazılı sınavda başarılı olanların haklarının yenmemesi için atılmış iyi niyetli bir adım olduğu düşünülebilir. Ancak devamı var... Bakanlık, yazılıda başarılı olmuş kişilerin tümünü yeniden mülakata alıp yeni bir değerlendirme yapmak yerine, istediği kişileri tek tek arayıp “Seni mülakata çağırıyoruz” diyor! ??? Sözünü ettiğimiz yönteme şu adı versek sanırım abartmış olmayız: Tele kadrolaşma! Mülakat tarihi de yılbaşından hemen önce. Bu da “kadroların bir an önce doldurulup, kusursuz hizmet verilmek istenmesine” bağlanabilir ama... Yılbaşından sonra mülakata Yargıtay ve Danıştay’dan da birer üyenin katılacağı düşünülünce, akla şu soru geliyor: Yoksa başka karışan görüşen olmadan işi bitirmek mi istiyorlar? Adaleti Dağıtma Bakanı Mehmet Ali Şahin mülakatta torpil olmayacağını söylüyordu... Öyle anlaşılıyor ki bakan gerçekten doğru söylüyor... Torpil mülakatta yok... Galiba öncesinde! ankcum?cumhuriyet.com.tr ADALET BAKANLIĞI Telefonla mülakat dönemi İLHAN TAŞCI Askeri mahkeme, müdahil avukatların görevsizlik istemini reddetti Şemdinli sanıklarına tahliye YUSUF ZİYA CANSEVER Çaman yoğun bakımda Kültür Servisi Tanınmış tiyatro sanatçısı Hadi Çaman, akciğerlerinde oluşan bir sorun nedeniyle yoğun bakıma alındı. Çarşamba gecesi nefes darlığı nedeniyle Şişli Etfal Hastanesi’ne kaldırılan Çaman, ardından Kocaeli Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Solunum cihazına bağlı ve bilinci açık olmayan Hadi Çaman’ın, hayati tehlikesi bulunuyor. Kaymakam camide ısrarlı KOCAELİ (Cumhuriyet) Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde Kaymakam Ramazan Mangaloğlu, ilçedeki kamu görevlilerini bayramlaşmak için camiye davet etmesini, “daha fazla kitleye ulaşmakla” gerekçelendirdi. Mangaloğlu, “Kurban Bayramı sabahı insanları camiye namaza çağırmadım, ben bayramlaşma için davette bulundum’’ dedi. Mangaloğlu, bayramın ikinci gününde de Kültür Merkezi’nde tören düzenleneceğini söyledi. VAN Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi, Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005’te Umut Kitabevi’nde meydana gelen ve 1 kişinin yaşamını yitirdiği patlamanın sanıkları Astsubay Ali Kaya, Özcan İldeniz ve PKK itirafçısı Veysel Ateş’in tahliyesine karar verdi. Sabahın erken saatlerinde mahkemenin görüleceği Merkez Komutanlığı’nın bulunduğu Ordu Caddesi trafiğe kapatılarak geniş güvenlik önlemleri alındı. Bitlis E Tipi Cezaevi’nde bulunan itirafçı Veysel Ateş’in gecikmesi nedeniyle duruşma 1 saat geç başladı. Duruşmada müdahil avukatlarından Selçuk Kozaağaçlı, 10 sayfalık bir dilekçe sunarak görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini belirtti. Daha sonra sözlü savunma yapan Kozaağaçlı, sanıkların olay günü bir askeri operasyon için Şemdinli’ye gitmediklerini ve istihbaratçı olmaları nedeniyle kimseyi yakalama, vurma ve öldürme gibi görev ve yetkileri olmadığını söyledi. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın asker sanıklarla ilgili “Tanırım, iyi çocuktur” sözünü anımsatan Kozaağaçlı, “Üst düzey askeri yetkililerin dosyaya ilgilerinin bu kadar fazla olduğundan mahkemenin tarafsız olacağına inanmıyorum. Her ne kadar mahkeme üyelerinin bağımsızlığından şüphem yok ise de üyelerin askeri silsile içinde olduklarından ‘görevsizlik’ kararı verilerek uyuşmazlık mahke mesine gönderilmesini talep ediyoruz” diye konuştu. Sanık avukatlarından Vedat Gülşen ile askeri savcı ise görevsizlik talebinin reddedilmesini istedi. 2 saat ara veren mahkeme, görevsizlik kararını reddetti. Bunun üzerine müdahil avukatları salonu topluca terk etti. Avukatlar adına açıklama yapan Van Baro Başkanı Ayhan Çabuk, “Mahkeme bizleri asla içinde olmayacağımız hukuk ve gerçek dışı bir alana çağırmaktadır. Bizler bu alanın figüranları olmayı reddediyoruz” dedi. Duruşmanın sonunda mahkeme, 2 yıldır tutuklu bulunan 3 sanığın tahliye edilerek tutuksuz yargılanmalarına karar verdi. Duruşma, 14 Mart’a ertelendi. ‘Bir çığlık atmak istedik’ Sanatçı, akademisyen ve Alevi örgütü yöneticilerinin de aralarında bulunduğu bir grup, gazetelere verdikleri ilanlarda AKP’nin Alevilere dönük politikasına tepki gösterdi İstanbul Haber Servisi Aralarında çok sayıda sanatçı, akademisyen ve Alevi örgütü yöneticisinin bulunduğu bir grup, gazetelere verdikleri tam sayfa ilan ile AKP’nin Alevilere dönük politikasını eleştirdi. Türkiye’de son günlerde laik ve demokratik anlayışla bağdaşmayan bazı gelişmelerin yaşandığına dikkat çekilen ilanda, “AKP hükümetinin işbaşına geldiği günden bu yana sergilediği partizanlık, gericilik ve ayrımcılık politikası, son genel seçimlerin ardından daha bir pervasızca uygulanmaya başlanmıştır” denildi. Gazetelere verilen ilanda, demokrasinin; çoğulculukla birlikte katılımcılığı ve çoğunluğa karşı azınlığın haklarını da korumayı esas alan bir rejim olduğu belirtilerek AKP iktidarının, demokrasiyi çoğunluğun azınlığa tahakküm ettiği bir rejim biçimi olarak algıladığı ifade edildi. nelik ayrımcı ve baskıcı uygulamalar bizleri tepki vermeye bir çığlık atmaya zorlamıştır. Amasya’da Alevi kız öğrencilere uygulanan baskılar, Esenyurt’ta Alevi olduğu için bir öğrencinin şiddete maruz kalması, Erzincan’da din dersi öğretmeni olarak derse giren ilçe müftüsünün Alevilere hakaretler yağdırması bizleri harekete geçiren önemli etkenlerdir” şeklinde konuştu. yanlar üzerinde baskı kurmayı bir hak olarak gördüğünü vurguladı. Sanatçı duyarlılığı ile bu olumsuz tablo karşısında bir tepki koymak gerektiğini belirten Akkiraz, “Yarın çok geç olabilir. Bugün neme lazım diyen çevrelerin gelecekte kendileriyle ortak hareket edecek birilerini bulmaları da belki mümkün olmayabilir” dedi. Hükümetin Alevi açılımını da eleştiren sanatçı Sabahat Akkiraz, Alevilere danışılmadan hazırlanacak bir taslağın sorunları çözmeyeceği gibi sorunu daha da büyüteceğini söyledi. Akkiraz, “Kaygılarımız giderilmez ve attığımız bu çığlığa kulaklar tıkanırsa daha güçlü bağırabiliriz” dedi. 1. KOŞU: F: Keiko (4), P: Pozantı Fırtınası (6), PP: Özgür Tay (2), S: Yucatan (3). 2. KOŞU: F: Aşar (6), P: Leventhan (1), PP: Uluşah (7), S: Dönmezalp (3). 3. KOŞU: F: Arhat (2), P: Oğlum Emre (1), PP: Sear Factor (3), S: Şaziyem (7). 4. KOŞU: F: Fair Son (3), P: Mummy’s Love (5), PP: Özipek (6), S: Enteresan (2). 5. KOŞU: F: Alcihan (5), P: Cansultan (4), PP: Varan (3), S: Orhan Baba (2). 6. KOŞU: F: Aktolun (6), P: Zigana (7), PP: Karadeniz (12), S: Emreşah (9). 7. KOŞU: F: ALTILI GANYAN Caprice Clas2 3 5 6 2 sic (2), P: Bak 6 1 1 4 7 1 (1), PP: Gra3 12 6 nikos (6), S: 7 9 5 Manal (5). ‘Sistemli ayrımcılık’ Milli Eğitim’e bağlı okul ve yurtlarda Alevi öğrencilere yönelik baskılar, YÖK ve Yargı’daki dinci kadrolaşma ile AKP hükümetinin Alevilere yönelik politikalarını gazetelere verdikleri ilanla eleştiren inisiyatifin mimarı, sanatçı Sabahat Akkiraz, “İktidarın gözetim ve denetimi altında sistemli bir baskı ve ayrımcılık politikasını yaşamın her alanında can evimizde hissetmeye başladık. Genelde laik kesime, özelde ise Alevilere yö ANKARA Hâkimler ve Savcılar Yasası’nda yapılan değişikliğin ardından Adalet Bakanlığı bir ilke imza atarak “telefonla” idari yargıç adaylarından daha önce mülakatı kaybedenleri yeniden mülakata çağırdı. Geçen hafta belirlenen ve mülakat komisyonunda yer alacak olan Yargıtay ve Danıştay üyelerinin göreve başlamasını beklemeden mülakat tarihini açıklayan bakanlık, alınacaklar için kadro koşulu da olmadığından istediği kadar adayı göreve başlatabilecek. AKP’nin 4 bin 62 boş hâkim ve savcı kadrosuna “yandaşlarını” atayabilmek için tartışmaları göze alarak Hâkimler ve Savcılar Yasası’nda yaptığı değişiklik hızla uygulamaya geçiriliyor. 15 Ekim 2006 tarihinde idari yargıç adayları yazılı sınavı yapılmıştı. 2007 Mart ayının son haftasında da yazılı sınavı kazananlar mülakata alındı. Ancak Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı nedeniyle yapılan mülakatın sonucu açıklanmadı. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı, 12 Haziran 2007 tarihinde hâkim ve savcı sınav yönetmeliğini değiştirdi. Danıştay’ın Adalet Bakanlığı’nın 5 bürokratı ile mülakatın yapılamayacağı kararını bypass etmek için, yönetmeliğe bir Yargıtay’dan bir de Danıştay’dan üye alınması hükmü eklendi. Yönetmelik değişikliğinin ardından da 15 Haziran6 Temmuz tarihleri arasında mülakatla 100 idari yargıç adayı göreve başlatıldı. Geçen hafta da Hâkimler ve Savcılar Yasası’nda yapılan değişiklik yürürlüğe girdi. Yasaya eklenen geçici madde ile 2006 yılında yapılan mülakatta başarısız olanların yeniden mülakata alınacakları ve bunlarda kadro şartı aranmayacağı hükmü getirildi. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in 13 Aralık tarihli oluruyla daha önceki mülakatta başarısız olanlardan 124 kişi yeniden mülakata çağrıldı. Yıllardır uygulanan posta yoluyla bildirim yerine süreci hızlandırmak için bakanlıktan “telefon” açılarak, adli sicil ve sağlık raporu gibi belgelerinin tamamlanması istendi. Bakanlık mülakat tarihini 2728 Aralık olarak belirledi. İkinci skandal... Bakanlığın 2728 Aralık tarihlerinde mülakat yapacak olması da bir başka olayı açığa çıkarıyor. Adalet Akademisi’nde Yargıtay ve Danıştay’dan seçilmiş olanların görevi yıl sonunda sona eriyor. Bunların yerine yeni üyeler belirlendi. Ancak Yargıtay ve Danıştay’dan seçilen üyeler ocak ayında göreve başlayacaklar. Dolayısıyla bu iki üye bundan sonraki mülakat kurulunda yer alacaklar. Bakanlık mülakat tarihini 2728 Aralık olarak belirleyerek, yeni üyeler göreve başlamadan yeni yargıç adaylarını seçmeyi hedefliyor. ‘Yarın çok geç olabilir’ Akkiraz, adına mahalle baskısı denen toplumsal baskıların son genel seçimlerin ardından daha da arttığını belirterek bazı kesimlerin kendileri gibi düşünmeyen ve kendileri gibi inanma CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle