24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 KASIM 2007 CUMA 6 HABERLER İran Enerji Bakanı’nın Ankara ziyareti Erdoğan’dan davet gelmediği için ikinci kez ertelendi BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Tahran’la doğalgaz sıkıntısı MAHMUT GÜRER ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyareti öncesinde ertelendiği duyurulan İran Enerji Bakanı Perviz Fettah’ın Ankara ziyareti bir kez daha ertelendi. İlk ertelemenin ardından İranlı bakana yeni bir davet yapılmadığı belirtilirken bunun için Başbakan Erdoğan’dan talimat beklendiği öğrenildi. İran tarafının, 7 Kasım’da göndereceğini duyurduğu alt düzey heyetini de resmi davet gelmediği için, Ankara’ya yollamadığı belirlendi. Enerji Bakanlığı yetkilileri, ziyaretin ne zaman gerçekleştirileceğinin belli olmadığını kaydettiler. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, İran Enerji Bakanı Fettah’ın 31 Ekim’de planlanan ancak Başbakan Erdoğan’ın ABD ziyaretinin kesinleşmesinin ardından 8 Kasım’a ertelendiği duyurulan ziyareti yine gerçekleşmedi. Ankara’nın ertelenen ziyaret için halen ikinci bir davet yapmadığı öğrenilirken Enerji Bakanlığı’nın söz konu Karanfiller ve Alkışlar Eşliğinde... Erdal İnönü, son yolculuğuna “karanfiller ve alkışlar eşliğinde”, büyük bir yurttaş kitlesince uğurlanırken, arkasında güzel anılar, fikirler ve örnekler bırakıyordu... Akla ilk gelen de şu oldu: Gökten inmediğine göre, neyin eseriydi bu insan? Emre Kongar, 5 Kasım günlü gazetemizde yayımladığı yazısında bu soruya yanıt veriyordu: “Erdal İnönü: Bir aydınlanma ürünü ve örneği” oldu. Yazarımız, güzel yazısını sürdürüyordu: Cumhuriyet’in ilanından üç yıl sonra doğmuş, Atatürk Devrimleri’nin getirdiği toplumsal ve kültürel yapının içinde ve bu devrimlerin coşkusuyla oluşan ortamda yoğrulmuştu. Mustafa Kemal Atatürk’ün Aydınlanma Devrimi’nin, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin, “insan ve vatandaş olarak” bir modeliydi. Bir aydındı, bütün aydınlar için bir modeldi. Bir eşti, bütün eşler için bir modeldi. Bir bilim insanıydı, bütün bilim insanları için bir modeldi. Bir politikacıydı, bütün politikacılar için bir modeldi. Bir siyasal liderdi, bütün siyasal liderler için bir modeldi. Çok çalışan ve çok üretendi. Çok bilgiliydi; sadece kendi alanları olan fizik ve matematikte değil; tarihte, felsefede ve edebiyatta da büyük bir birikimi vardı. İnce ve keskin bir zekâ, mizahi bir bakış sahibiydi. Çok sabırlı, çok müsamahalı ve çok kararlıydı. Bu özelliklerini, insan doğasını ve toplum yapısını iyi anlamaya çalışarak, karar vermeden öne ince eleyip sık dokuyarak, koşulları ve insanları derinliğine çözümleyerek, ama karar verdikten sonra bu kararından dönmeyerek geliştirmişti. Özetle, onu “Aydınlanma Devrimi’nin bir ürünü”, bu devrimin bir “model insanı” yapan temel özelliği, “bilimin yol göstericiliğine” olan inancıydı. İşte Erdal İnönü’nün hünerli bir kalemden bir portresi! Onun ölümüyle kaybımız büyüktür... ? Erdal İnönü, Aydınlanmacı Cumhuriyetin insan ve yurttaş modelinin örneği idi. Ya bugün revaçta olan ne? Emre Kongar, yazısında, günümüzde gençliğin “örnek alacağı model insanlar” artık pek kalmadı diyor; gençler ya “popçuların” ya da “topçuların” izinden gitme eğiliminde; onlar ise, sözleri ve hareketleri ile birer “kötü örnek”! Yazara hak vermemek mümkün değil. Ama ne oldu da, zararlı otlar böylesine ortalığı sardı? Aydınlanmacı eğitim, “evrensel”le “ulusal”ı bir bütün olarak öğrencilere götürüyordu; nasıl oldu da “dinsel” ve “bağnaz ulusal” bir bulamaç eğitim diye okula sokuldu. Bunu, “Türkİslam ideolojisi” adıyla dayatan, 12 Eylül faşizmi olmuştur. 1950’lerden başlayarak bugünlere varan bir çürümenin parsasını ise, 2002’lerden kalkarak AKP iktidarı topluyor: Doğrudan doğruya emperyalist Amerika’nın kucağında doğmuştur; onun, ağzına iliştirdiği “Ilımlı İslam Devleti” emziğini eme eme, “laik Cumhuriyet” düşmanlığıyla besleniyor ve devletin tüm kurumlarıyla ordu dahil hesaplaşma hıncı içindedir. Ekonomi ise dış borç ile faiz üstünedir; ve piyasa güçlerine bırakılmıştır. Doğa ve toplumun geleceği, onlara teslim edilmiştir. KürtTürk kardeşliği de, dışarıdan içeriden, etnik terörle yok edilmek isteniyor. Bütün bu çürümenin temelinde Amerikan emperyalizmi varken, o baş dosttur ve gelecek onun eline bırakılmıştır. Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en ağır bunalımını yaşamaktadır. Bu bunalımı AKP aşamaz, çünkü dokusu buna engeldir. Ülkeyi bu çıkmazdan çıkaracak olan, başta sol güçler olmak üzere, yurtsever güçlerdir. İktidar sorun ülkemizde; muhalefet de sorun! Bu arada gözler CHP’ye çevrildiğinde, o, çıkmazlar içinde. Onu, en başta CHP’liler, dut ağacı gibi silkelemelidir ve daha da gecikmeden... ’NİN (!) D B A USU RK O K ‘İSRAİL, İRAN’A SALDIRABİLİR’ Ancak İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak son gelişmelerle ilgili olarak yaptığı açıklamada, sorunun bugüne kadar görüşmeler yoluyla çözülemediğini, bundan sonra da bir şey değişmeyeceğini söyledi. İsrail Başbakan Yardımcısı Şaul Mofaz ise İran’ın nükleer faaliyetlerine göz yummakla suçladığı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Muhammed el Baradey’in görevden alınmasını istedi. Mofaz, “El Baradey’in izlediği politikalar dünya barışını tehdit ediyor” diye konuştu. El Baradey’in Le Monde gazetesine, “İran’ın nükleer bomba yapabilmesi için 3 ila 8 yıl zamana ihtiyacı var. Acil bir tehdit söz konusu değil” şeklindeki açıklaması İsrail’in tepkisini çekmişti. metreküp doğalgazın Türkiye ve Avrupa’ya ulaştırılması öngörülüyordu. Mutabakata göre, Türkiye, Güney Pars havzasındaki üç doğalgaz sahasının işletmesini ihalesiz olarak alacaktı. Bu kapsamda İran’daki 3 doğalgaz sahasına yaklaşık 13 milyar dolarlık yatırım yapılacaktı. Çıkarılacak doğalgaz ise ABD’nin çıkar Dış Haberler Servisi İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın faal durumda 3 bin santrifüje sahip olduklarını öne sürmesinin ardından, ABD’li yetkililerin, İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini bombalamasından endişe ettiği bildirildi. The Times gazetesinin haberine göre, Amerikalı askeri kaynaklar, 3 bin santrifüjün bir yıl içinde atom bombası yapımı için yeterli uranyumu üretebileceğini, bu durumda İsrail’in bir hava saldırısıyla İran’ı hedef alabileceğini belirtiyorlar. ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri de İsrail’in İran’a karşı “bir şeyler yapabileceği” görüşünde. Pentagon’un İran’a karşı harekete geçmek için biraz daha beklemekten yana olduğu bildiriliyor. su daveti gerçekleştirmek için Başbakan Erdoğan’dan talimat beklediği ifade edildi. Diplomatik gerekliliklere göre, söz konusu ziyareti Türkiye’nin ertelemiş olması nedeniyle, davetin Ankara’dan yapılması gerekiyor. İran tarafının da davet gerçekleşmediği için 7 Kasım’da Ankara’ya göndermeyi planladığı alt dığı ambargo yasası nedeniyle, Tahran’da kurulacak ve yüzde 51’i Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) ait olacak yeni bir petrol şirketince üretilecek ve satılacaktı. ABD Senatosu’nda ağustosta kabul edilen yasaya göre, İran’a 20 milyon doların üzerinde yatırım yapan tüm şirketlere, Washington yönetimi tarafından zorunlu ambargo uygulanıyor. UTABAKAT ZAPTI M İMZALANDI Türkiye ve İran arasında, Ankara’da 13 Temmuz gecesi geç saatlerde enerji konusunda bir mutabakat zaptı imzalanmış, söz konusu mutabakatın ayrıntılarını görüşmek üzere 19 Ağustos’ta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler başkanlığında bir heyet Tahran’a gitmişti. Şirketin Tahran’da kurulması kararı bu görüşmede alınmıştı. Aynı görüşmede, İran tarafının anlaşma metnini hazırlayarak ekim sonunda Türkiye’ye gelmesi ve bir günlük karşılıklı pazarlığın ardından metnin imzalanması öngörülmüştü. düzey heyetin ziyaretini iptal ettiği öğrenildi. 3 MİLYAR DOLARLIK 1İki ANLAŞMAYA ABD KARŞI ülke arasında varılan ve anlaşmaya dökülmeye çalışılan mutabakata göre, İran’daki 3 bölgeden çıkarılacak yılda yaklaşık 30 milyar WASHINGTON GARANTİ ALMIŞ Türkiye, bilgi desteğinden çok PKK’nin K. Irak’taki varlığının engellenmesini istiyor ABD’den TSK’nin istihbarata ihtiyacı yok Türkiye’ye İran tuzağı BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı George W. Bush arasında yapılan görüşmeye ilişkin ayrıntılar netleştikçe, Washington yönetiminin Türkiye’ye İran konusunda ciddi bir tuzak kurmakta olduğu görüşü de güçlenmeye başladı. ABD yönetiminin, Türkiye’yi İran konusunda siyasi bir pazarlığın içine çekebilmek için, Erdoğan’ın Beyaz Saray’daki randevusunu, Hakkâri Dağlıca’da 12 askerin şehit edildiği saldırının ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) bir sınır ötesi operasyon yapmayacağı garantisini aldıktan sonra kesinleştirdiği ortaya çıktı. ErdoğanBush görüşmesinin ardından kulislere sızan bilgilere göre eğer, TSK, Dağlıca saldırısının hemen ardından kapsamlı bir operasyona girişseydi, “Türkiye’nin ABD’ye karşın Kuzey Irak’a operasyon yaptığı” görüntüsü ortaya çıkacaktı. Böylece Tahran yönetimi için örnek oluşturacak hem de Türkiye’nin İran ile Kuzey Irak kaynaklı gelişmeler konusunda ittifak içinde olduğu izlenimini yaratacaktı. Bu durum da Washington açısından, Türkiye’nin desteğinin “zora girmesi” anlamına gelecekti. Ve Dağlıca’daki saldırının ardından TSK bir sınır ötesi operasyon yapsaydı, Erdoğan’ın Bush ile görüşme başvurusuna “hayır” yanıtı verilecekti. ICE: AKP İRAN PAZARLIĞINA HAZIR RBu nedenle de görüşmeye ilişkin ayrıntılar, ancak ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice Ankara’ya gelmeden bir gün önce netleştirildi. Ankara temaslarının ardından Washington yönetimini bilgilendiren Rice’ın da, AKP’nin İran konusunda siyasi pazarlık yapmaya hazır olduğu değerlendirmesini ilettiği belirtildi. Kulislere sızan bir başka önemli bilgi ise ABD, Erdoğan’ın özellikle PKK ile mücadele konusundaki olası taleplerinin önünü kesmek için, terör örgütünün kaçırdığı sekiz askerin serbest bırakılması konusunda Irak’taki koalisyon güçlerinin komutanı General David Petraus’a, “Erdoğan, Beyaz Saray’a gelmeden en az bir gün önce askerlerin serbest bırakılmasını sağlayın” talimatını göndermesi oldu. Petraus’un, bu gelişmenin ardından ayrıntılar konusunda Kürt lider Mesud Barzani’yi bilgilendirmesiyse dikkat çekti. BD’NİN GÜNDEMİ PKK DEĞİL TAHRAN ABeyaz Saray’daki randevunun ana gündem maddesinin PKK ile mücadele olarak açıklanmış olmasına karşın özellikle görüşmenin siyasi açıdan odak noktasını İran konusu oluşturdu. Diplomasi kulislerinde yapılan değerlendirmelere göre Erdoğan, Bush ile yaptığı görüşmede PKK konusunda özellikle “cepheleşme” yaratacak söylemlerden kaçınırken, terör ve PKK konusu ana hatlarıyla ele alındı. Zaten, Rice’ın Ankara’daki temasları sonrasında Bush yönetimi, Erdoğan’ın nasıl bir söylemle Beyaz Saray’da masaya oturacağı konusunda bilgilendirilmişti. İran’a ilişkin olarak ise ABD tarafının tutumunu net olarak ortaya koyduğu, Erdoğan’ın da siyasi olarak “bölgesel gelişmeler bağlamında” ABD’ye destek verebileceğini dile getirdiği ileri sürüldü. Sızan bilgilere göre Erdoğan diplomasinin işletilmesi üzerinde durunca Bush’un, “Önerilere kapalıyız. Bizim için desteğiniz önemli” dediği belirtildi. Bush, İran’a yönelik yaptırımlar konusunda Erdoğan’dan yanında olmasını istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı George W. Bush ile yaptığı görüşmeden çıkan en somut sonuç olarak gösterilen “istihbarat desteği” konusu tartışılıyor. Türkiye’nin 25 yıldır mücadele ettiği bölücü örgüt PKK ile ilgili elektronik ve insana dayalı istihbaratı yaptığı, esas sorunun “Kuzey Irak’taki teröristlere dokunulamaması” olduğuna dikkat çekiliyor. Erdoğan’ın Bush’la görüşmesinin ardından Türkiye’nin terörle mücadelesinin “ABD’nin sağlayacağı kullanılabilir istihbaratla, nokta operasyonları yapılması” noktasına indirgenmesi tartışılıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve bölgede görev yapan güvenlik güçlerinin bölücü örgüte yönelik istihbarat konusunda çok büyük bir sıkıntı içinde olmadığı, 25 yıllık deneyimle örgütün “hareket tarzlarının” dahi tahmin edilebileceğine dikkat çekiliyor. Türkiye’nin örgüte yönelik hem elektronik hem de insana dayalı istihbarat yaptığını, terörle mü ABD İSTİHBARATI KONUSUNDA SORU İŞARETLERİ Uzmanlar, Türkiye’nin ABD ve diğer NATO üyesi ülkelerle arasında olağan bilgi akışının zaten bulunduğunu, bunun dışında farklı bir ülkenin istihbaratıyla terörle mücadelenin yürütülmesinin pek anlamlı olmadığına dikkat çekiyorlar. Uzmanların şüphelerini dile getiren sorular şöyle sıralanıyor: “ABD, aldığı istihbaratın hepsini verecek mi ya da ne kadarını verecek? Türkiye’yi ilgilendiren istihbaratı başka birilerine verebilir mi? Verilen istihbaratın doğru çıkmaması durumunda ne olacak, o zaman yeni bir tartışma başlamaz mı?” cadeledeki en önemli sorunun “Kuzey Irak’ın örgüt açısından dokunulmaz” olmasından kaynaklandığı vurgulanıyor. Sorunun çözümü için istihbarat desteğinden çok PKK’nin Kuzey Irak’taki varlığının engellenmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. LEKTRONİK İSTİHBARAT E Türkiye’nin, PKK’ye karşı istihbarat yöntemlerinden olan elektronik istihbaratı kullandığı dile getiriliyor. Basındaki ABD’ye ait insansız hava araçlarıyla alınacak bilgilerin Türkiye’ye iletileceği yönündeki haberler üzerine, askeri çevreler “Buna gerek olmadığını” kaydediyor. Türkiye, keşif, gö zetleme işlevi gören insansız hava araçlarını zaten kullanıyor. Hatta TAI insansız hava araçlarının ileri modellerinin seri üretimine önümüzdeki günlerde geçmeyi planlıyor. TAI’nın ürettiği ve 30 Ağustos Zafer Bayramı’ndaki geçit töreninde sergilenen insansız hava araçlarının TSK envanterine girdiği ve kullanıldığı da biliniyor. Elektronik istihbaratta Türkiye’nin uydu dışında bütün araçları kullandığı dile getiriliyor. Uydu ile bir bölgenin sürekli izlenebilmesi için farklı bir teknoloji gerekiyor. Uydunun belli bir bölgeyi sürekli izleyip eşzamanlı fotoğraf gönderebilmesi için yörüngede sabit durmaması, bölgeye kilitlenerek motoru yardımıyla hareket etmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. ? ABD: İSTİHBARAT İÇİN ÇALIŞIYORUZ İletişimi Tümgeneral Sherlock sağlayacak ELÇİN POYRAZLAR (Fotoğraf: AA) CHP , Erdoğan’ın damadının Kuzey Irak’taki işlerini Meclis’e taşıdı Talabani’nin karargâhını yapacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın genel müdürlüğünü yaptığı Çalık Şirketler Grubu’nun Kuzey Irak’taki işlerini yakın izlemeye aldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, Erdoğan’a, “Talabani’nin başkanı olduğu Berat Albayrak, Başbakan’ın büyük Kürdistan Yurtseverler Birliği Karargâhı ve Müzesi inşaatının kızı Esra ile evli. Çalık Holding’e verilmesinde damadınız Berat Albayrak’ın etkisi olmuş mudur” sorusunu yöneltti. Özyürek, Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde “damat” Albayrak’ın işlerini Meclis gündemine taşıdı. Özyürek’in, Erdoğan’a yönelttiği sorular şöyle: “ Çalık Grubu Irak’ta da önemli işler yapmaktadır. Böylesine büCelal Talabani yük bir grubun genel müdürlüğüne henüz 29 yaşında olan damadınız hangi tecrübe ve bilgi birikimiyle atanmıştır? Mali yönden zor durumda olan Mustafa Özyürek Çalık grubunun bu sorunlarını aşmada ve ilk özel rafineri kurma izninin bu gruba verilmesinde damadınız Berat Albayrak’ın rolü ne olmuştur? Kuzey Irak petrol ve doğalgaz üretimi için ABD Müsteşar Yardımcısı Matt Bryza gözetiminde Enerji Bakanı Hilmi Güler, TPAO ile BOTAŞ temsilcileri ve Barzani’nin temsilcilerinin katılımıyla İstanbul’da yapılan toplantılar sonucunda TPAO ve Shell’in birlikte doğalgaz üretmesi kararlaştırılmıştır. Shell, çıkan gazı Kerkük’ten boru hattıyla Ceyhan’a ulaştıracak boru hattının yapımında Çalık Enerji ile ortaklığa gidecek midir? Bu işin Çalık Grubu’na verilmesinde damadınız Berat Albayrak’ın rolü var mıdır? Kuzey Irak’ta 350 dönümlük arazi üzerinde kurulacak olan Talabani’nin başkanı olduğu Kürdistan Yurtseverler Birliği karargâhı ve müzesi inşaatının Çalık Holding’e verilmesinde damadınız Berat Albayrak’ın etkisi olmuş mudur? Kuzey Irak’a yönelik olarak yapılması düşünülen sınır ötesi operasyonda, başta Çalık Grubu olmak üzere, orada iş yapan müteahhitler ne ölçüde etkilenecektir?” WASHINGTON ABD ordusu, Türkiye ile istihbarat paylaşımına yönelik teknik çalışmalar yaptıklarını söyledi. ABD Genelkurmay Başkanlığı’nda harekâtlardan sorumlu Korgeneral Carter Ham, Pentagon’da yaptığı açıklamada, Türkiye’ye istihbarat sağlanmasına yönelik teknik çalışmaların yapıldığını söyledi. ABD Avrupa Komutanlığı’nın Türk tarafıyla gerçek zamanlı, doğru istihbarata yönelik teknik bağlantıların sağlanması konusunda çalıştığını ifade eden Ham, “farklı kaynaklardan gelecek verilerin sağlanmasının mekanik özelliğine” dikkat çekti. Ham, Bush’un iki ülkenin Genelkurmay ikinci başkanları ile Irak’taki Merkezi Koalisyon Güçleri Komutanı David Petraeus’un yakın diyalog ve işbirliği içinde olmalarına yönelik açıklamasını anımsatarak “Bu süreç de devam ediyor” dedi. Korgeneral Ham, ABD Avrupa Komutanlığı, Merkez Komutanlığı, Irak’taki Çokuluslu Güçler ve Türkiye’deki Genelkurmay Başkanlığı arasındaki iletişimin sağlanmasından ABD Genelkurmay Başkanlığı’nda görevli Tümgeneral Richard Sherlock’un sorumlu olacağını ifade etti. Taraflar arasındaki görüşmelerin ne sıklıkla gerçekleştirileceğinin henüz belirlenmediğini söyleyen Ham, “Sanırım oldukça sık olacak” dedi. PKK’nin Irak ve Türkiye sınırındaki terörist eylemlerine karşı iki ülkeye desteklerini sürdüreceklerini söyleyen Ham, “Askeri açıdan, süregelen diplomatik çabalara en değerli destek istihbarat olacaktır” dedi. Ham Türkiye’nin zamanında ve doğru istihbarat alabilmesi konusunda ABD Avrupa Komutanlığı’nın çalıştığını söyledi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle