23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 KASIM 2007 CUMA 10 KAVŞAK ÖZGEN ACAR DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Kasımpaşalı: ‘Tutmayın Lan Beni!’ Türkiye Cumhuriyeti “devlet adamlılığının kararlılığı” ile “Kasımpaşa kabadayılığı” arasında bocalıyor. 84 yıllık Cumhuriyet tarihinin sayfalarını hızla çevirelim... ??? Çankaya’da Atatürk, İtalyan büyükelçisi ile görüşmektedir. Çeşitli konulardan sonra büyükelçi ağzından baklayı çıkarır. Hükümetinin “Hatay’ı alma kaM. Kemal Atatürk. rarı” talimatını ıkına sıkıla bildirir. Odada hava buz gibi donar. Şöminenin önündeki kutup ayısının beyaz postu buz gibi donmuş havadan neredeyse canlanacaktır. Atatürk, büyükelçiyi biraz yalnız bırakacağını söyleyip odadan çıkar. Döndüğünde üzerinde mareşal giysisi vardır. Telefonu kaldırır, Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’ın bağlanmasını ister. Çakmak’la arasında şu konuşma geçer: “ Paşam! İtalyan dostlarımız Hatay’a gelmek istiyorlarmış. Hazır mıyız? Biz, hazırız paşam!” Bu yanıt üzerine büyükelçiye döner: “Biz hazırmışız. Hükümetinize söyleyin, gelip Hatay’ı alabilirler!” O an, gerçekten sözün bittiği andır. ??? Sovyet devriminin yıldönümünde Komünist Partisi Genel Sekreteri Joseph Stalin konuşmasında şöyle der: “ Herkes bilsin ki, Rus ulusu, Boğazlar’la, Ardahan’ı ele geçirmekten asla vazgeçmeyecektir. Çok yakında, bu hedefimizi gerçekleştireceğimizi şimdiden müjdeliyorum!” Konuşma Çankaya’ya ulaştığında, Ankara’daki SSCB Büyükelçiliği’nde devrim balosu sürmektedir. Atatürk, talimat verir: “ Arabaları hazırlayın, Sovyet elçiliğine gidiyoruz! Paşam! Siz Devlet Başkanısınız. Protokolsüz nasıl gidersiniz? Stalin’in vatan topraklarına göz diktiği ortamda protokol mu olurmuş çocuk?” Büyükelçi Karakan, beklenmedik konuğu kapıda karşılar, elçinin odasına geçilir. Atatürk: “ Sen benim kişisel dostumsun. Ajanstan gelen haberin doğruluğunu öğrenmeye geldim. Sendeki konuşmayı getir de gerçeği anlayalım.” Metin getirilir. Haberin doğruluğu anlaşılınca Ata elçiye döner: “ Karakan! Şu anda derhal Stalin ile iletişim kurup açıklamasından vazgeçip geçmediğini soracaksın. Stalin söylediğini geri alacak. Almazsa ben yapacağımı bilirim. Yanıt gelinceye dek buradan da ayrılmayacağım. Eğer yanıt istemediğim biçimde gelirse, bil ki buradan çıkıp doğruca Rus sınırına gideceğim!” Elçi Moskova ile bağlantı kurar. Moskova’dan gelen yanıt şöyledir: “ Stalin’in dili sürçmüştür. Boğazlar ile Ardahan’ı almak gibi bir arzusu kesinlikle yoktur!” Yanıtı okuyan Atatürk, elçiye önerir: “Karakan! Seni geri çağırıp yaşatmazlar. Seni çok iyi tanıyorum. Moskova’ya dönme, bize sığın! Teşekkür ederim. Sizi tanımak benim için yeterlidir. Başkentinizde görevim sona erdiği için yarın Moskova’ya dönüyorum!” Büyükelçi Karakan fırında yakılarak idam edilecektir. ??? Çankaya’da Ata’nın koltuğunda İsmet İnönü oturmaktadır. 2. Dünya Savaşı yeni bitmiştir. SSCB Dışişleri Bakanı Viçeslev Molotov 1945 Haziranı’ndan başlayıp 1946’ya dek Stalin’in Boğazlar, Ardaİsmet İnönü. han isteğinden söz etmektedir. Notalarla Türkiye’den toprak koparmak peşindedir. İnönü’nün talimatıyla Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Büyükelçi Feridun Cemal Erkin’in kaleme aldığı yanıt nota Moskova’ya gönderilir. Türk dış siyasasının “kararlılık” içeren en önemli belgesi olan bu tarihsel notadan sonra Moskova’nın toprak istekleri noktalanır. ??? 2. Dünya Savaşı’nın başından sonuna dek Almanlar ve karşısında İngilizlerin oluşturduğu ittifak, Türkiye’yi kendi yanlarına çekmek için sürekli bastırmaktadırlar. İnönü’nün “kararlılığı” ile Türkiye savaşa girmez. Olası bir saldırıya karşı hükümet güçlü ordu beslemek zorundadır. Halk vesikalı ekmek kuyruğundadır. Ölüleri gömecek kefen bulunamamaktadır. Savaşa girmediği halde savaşın faturası Türkiye için çok pahalı olur. Türkiye, savaşı sınırları dışında tutmak için önemli bir bedel ödemiştir. Ya bir de savaşa girseydi! Yıllar sonra İnönü, karşıtlarınca savaşta halka sıkıntı çektirdiği için çok eleştirilecektir. Hatta seçim alanında bir gencin “Bizi aç bıraktın!” sözlerine verdiği yanıt açık ve seçiktir: “ Hiç olmazsa seni babasız bırakmadım!” ??? 15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası’nın yönlendirdiği Nikos Samson Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios’u bir darbe ile devirir. 20 Temmuz 1974’te Türk Silahlı Kuvvetleri Kuzey Kıbrıs’tadır. Adadaki Türklerin yaşamları ve varlıkları güvenlik altına alınmıştır. Tam beş gün içinde gerçekleşen bu “kararlılığı” ozan Başbakan Bülent EceBülent Ecevit. vit göstermiştir. Ne var ki BM’si, ABD’si, SSCB’si tümüyle karşımızdadır. ABD ekonomik ve askeri yaptırım uygulamıştır. Enflasyon yüzde 100’ün üzerine çıkmış, “yoklar dönemi” başlamıştır. Oysa bugün, bağımsız KKTC’nin Rumlara peşkeş çekilmesi gündemdedir. ??? 1998... Ecevit yeniden başbakandır.... PKK saldırıları yine gündemdedir. Ecevit, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Atilla Ateş’i Suriye sınırına gönderir. 16 Eylül’de Org. Ateş, “Ya Abdullah Öcalan’ı verirsiniz ya da ben gelir adresten teslim alırım” anlamındaki konuşmasını yapar. 2. Ordu Komutanı Org. Aytaç Yalman da Suriye sınırında yığınağa başlar. Ecevit gibi Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de “kararlı” olduğunu anlayan Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek Ankara’dan Şam’a gider. Suriye Cumhurbaşkanı Hafız Esat’a Öcalan’ı sınır dışı etmesini söyler. Sonra olaylar çorap söküğü gibi gider, beş ay sonra 15 Şubat’ta Öcalan Kenya’daki Yunan elçiliğinden Ankara’ya getirilir. ??? Türkiye listenin sonunda DEF’in raporuna göre Türkiye, cinsiyet ayrımcılığı konusunda 128 ülke arasında 121. sıraya geriledi. Müslüman Ortadoğu ülkeleri de listenin son sıralarını paylaştılar Dış Haberler Servisi Dünya Ekonomi Forumu’nun (DEF) 2007 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği raporunda, İslam ülkelerinde kadınların iş sahibi olmak, eşit ücret almak, eğitime erişim ve siyasete katılmak için dünyanın diğer ülkelerindeki kadınlardan daha çok mücadele etmesi gerektiği ortaya konuldu. Raporda ele alınan bir ölçüt de sağlık oldu. DEF’in Birleşmiş Milletler Çalışma Örgütü, BM Kalkınma Programı ve Dünya Sağlık Örgütü verilerine dayanarak 128 ülkede yürüttüğü çalışmalar sonucunda dün yayımladığı raporda, geçen yıl 115 ülke arasında 105. sırada yer alan Türkiye’nin, 121. sıraya gerilediği görüldü. Raporda, Avrupa ülkeleriyle birlikte ele alınan Türkiye, değerlendirmenin yapıldığı 4 ölçütte de, Avrupa’daki en kötü ülkenin bile çok gerisinde kaldı. İskandinav ülkeleri, önceki yıllarda olduğu gibi listenin ilk sırasında yer alırken listenin ortalarındaki eski Sovyet ülkelerinden Azerbaycan ve Kırgızistan dışında, Müslümanların çoğunluğu oluşturduğu Ortadoğu ülkelerinin hemen hemen tümü listenin son sıralarında kaldı. Birinciliği siyasette kadınların erkeklerden daha çok rol aldığı İsveç alırken, bu ülkeyi sırasıyla Norveç, Finlandiya ve İzlanda izledi. Avrupa dışından Yeni Zelanda ve Filipinler’in 5. ve 6. sırada yer aldığı listede, Almanya, Danimarka, İrlanda ve İspanya ilk 10’a giren ülkeler arasında sıralandı. Sri Lanka, Vietnam ve Tayland dışındaki Asya ülkeleri, listenin alt sıralarında kaldı. Son beş sırayı ise Pakistan, Çad, Yemen, Nepal ve Suudi Arabistan paylaştı. İran listede 118. sırada yer aldı. faktörlerin önemli yeri bulunduğunu belirtti. Zahidi, Arap Yarımadası’nda kadınların eğitim ve sağlık imkânlarından neredeyse erkekler kadar faydalanabildiğini, ancak siyaset ve ekonomi alanlarında geri planda kaldığını söyledi. Raporda Sri Lanka, Güney Afrika, Küba ve Lesoto gibi ülkelerin, Japonya, İsviçre ve ABD gibi gelişmiş ülkelerden daha ön sıralarda yer alması dikkat çekti. ABD’de kadın milletvekili, üst düzey yetkili ve idareci sayısının geçen yıla oranla düşmesi ve kadınlarla erkekler arasındaki ücret farkının artması nedeniyle, bu ülkenin listede gerilediği kaydedildi. Dini ve kültürel faktörler önemli Raporun yazarlarından Sadiye Zahidi, pek çok ülkede erkeklerin ekonomi, siyaset, eğitim ve sağlık alanlarında daha avantajlı olmasında dini ve kültürel S UUDİ FETVASI: F İNLANDİYA Ayetler cep melodisi olmaz Dış Haberler Servisi Suudi uleması, Kuran ayetlerinin cep telefonlarında zil sesi yerine kullanılamayacağına hükmetti. Mekke toplantısını tamamlayan Ulema Heyeti, ayetlerin telefonda kullanılmasının caiz olmadığına karar verdi. Başmüftü Şeyh Abdülaziz el Şeyh başkanlığında yapılan toplantı sonunda yayımlanan fetvada, “Böyle bir şey dinen caiz değildir, çünkü uygunsuz yer veya zamanda çalan telefon, Kuran’ın kutsiyetine zarar verecektir” denildi. Ayetlerin cep telefonu melodisi yerine kullanılması sorunu, son zamanlarda İslam dünyasında sık sık tartışma konusu oluyor. Irak’a dönüş Irak’taki şiddet olaylarından kaçarak ülkelerini terk eden Iraklılar, güvenlik koşullarındaki düzelme üzerine geri dönmeye başladılar. Askeri yetkililer, geçen ay 46 bin kişinin Irak’a döndüğünü duyurdular. Ailesiyle birlikte Irak’ı terk ettikten sonra dün başkent Bağdat’a dönen bir kadın, kızına sıkı sıkı sarılırken vatanına kavuşmanın sevincini yaşıyordu. ABD’li ve Iraklı yetkililer başta Bağdat olmak üzere ülkede şiddet olaylarının son aylarda azaldığını, özellikle Bağdat’ta yapılan geniş çaplı operasyonların bunda önemli rol oynadığını söylüyorlar. (Fotoğraf: AFP) YouTube cinayeti şoku Dış Haberler Servisi Finlandiya’nın Tuusula kentindeki bir lisede etrafa ateş açarak 8 kişiyi öldürdükten sonra kendisini vuran ve kaldırıldığı hastanede ölen PekkaEric Auvinen’nin (18) YouTube’a gönderdiği “Jokela Lisesi Katliamı” adlı kayıtla planlarını daha önce açıkladığı ortaya çıktı. Okulun ve kameraya silah yönelten bir gencin görüldüğü 11 Temmuz 2007 tarihli videoyu hazırlayan Auvinen, kullanıcı profilinde, “sisteme karşı devrim” çağrısı yapıyor. Kendisini “sosyal Darvinist” olarak tanımlayan genç “Davam için savaşmaya ve ölmeye hazırım. Doğal seleksiyonda başarısız olan ve insanoğlunun yüz karası olanları ortadan kaldıracağım” diyor. ErdoğanBush. ABD Başkanı George Bush, Recep Tayyip Erdoğan’ı, tıpkı “Kürdistan Başkanı” unvanı ile Mesud Barzani’yi kabul ettiği gibi “AKP Genel Başkanı” olarak değil, “geleceğin başbakanı” unvanı ile 10 Aralık 2002’de Beyaz Saray’da kabul etti. Görüşme tutanakları açıklanmadı! 1 Mart tezkeresi yenilgisinden sonra Erdoğan gözden düştü. Bir zamanlar “unvansız” kabul edilen “TC Başbakanı” unvanlı Erdoğan’a haftalarca randevu verilmeyerek TC aşağılandı. AKP’nin bu duruma düşmesinden cesaretlenen PKK yine azdı. Başta Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt olmak üzere, askerler iki yıl önce hükümetten, “sıcak izleme için sınır ötesi harekât” isteminde bulunmaya başladılar. Ekimde onlarca Türk askeri şehit verildi. Terörle Mücadele Yüksek Kurulu toplandı. Erdoğan “Sabrımız taştı!” dedi. Sınır ötesi harekât yeniden gündeme geldi. Bush’tan randevu istendi. Milli Güvenlik Kurulu toplandı. Erdoğan, “Sabrımız taştı!” dedi. Bakanlar Kurulu “tezkere” kararı aldı. Erdoğan “Sabrımız taştı!” dedi. TBMM sınır ötesi harekât için tezkereyi görüşüp büyük çoğunlukla kabul etti. Erdoğan “Sabrımız taştı!” dedi. Bush’tan randevu hâlâ gelmedi. Türkiye’nin güvenliği için koskoca TBMM gereken yetkiyi hükümete veriyordu, Erdoğan ise “İlla da Bush ile görüşeceğim!” diyordu. Bazı palavracı, ödlek Kasımpaşa kabadayıları bir kavgada yumruklarını sıkıp ileriye doğru tutmayıp dirseklerinden geriye çekerek bağırırlar: “Erkekseniz, tutmayın lan beni!” Ödlekliklerinden ya da bazı çevrelere bağımlılıklarından dolayı kavgaya bulaşmaya cesaret edemezler. Erdoğan nihayet Beyaz Saray’daydı. Bush ile “baş başa” görüşme bu kez bir saat sürdü. Erdoğan’ın Bush’un koruması altındaki K. Irak’a ortak harekât önerdiği yazıldı çizildi. Basın, Beyaz Saray’dan “ne alındığını” soruyor! Bu soruyu gerçek bir Kasımpaşa kabadayısına soracak olsanız alacağınız argo yanıt her halde “b..ayı” olmaz mıydı? New York Times gazetesi, bu görüşmenin K. Irak’ta, “havlayan köpek ısırmaz” anlamına gelecek biçimde yorumlandığını yazıyor. ANTALYA CUMOK AYDINLANMA KAHVALTISINA ÇAĞIRIYOR: Unutmayın SUYUN TAŞI DELMESİ GÜCÜNDEN DEĞİL SÜREKLİLİĞİNDENDİR! TEHLİKENİN BÜYÜDÜĞÜNÜN FARKINDAYIZ!.. Sevgili CUMOKLAR, Yeni döneme, “ULUSAL TARİH BİLİNCİ VE BUGÜN…” söyleşisiyle başlıyoruz. Konuğumuz üniversitemizden, Doç. Dr. Mustafa ORAL 11 Kasım 2007 Pazar günü saat: 10.30’da Akdeniz Üniversitesi Sosyal Tesisinde kuşluk kahvaltısında buluşalım mı? İlçelerdeki CUMOKLAR, sizleri de bekliyoruz. Safların sıkı ve geçilmez olması için: Sen gelmezsen bir eksiğiz! Adres: AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ YERLEŞKESİANTALYA Kahvaltı ederi: 10.00 YTL Sevgili öğrenciler sizin için kahvaltı 1.50 YTL İletişimBilgi: Hicran KARABUDAK 247 67 17 243 47 17 0532 325 05 63 Akşam: 243 00 80 hicran07@gmail.com www.antalyacumok.org www.cumok.org “10 KASIM, AĞLAŞMA DEĞİL, DİRENME VE ATATÜRK CUMHURİYETİ’Nİ SAVUNMA GÜNÜDÜR.” ALPASLAN BERKTAY İSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI 11 KASIM 2007 PAZAR SAAT: 11.00 İSTANBUL CUMHURİYET OKURLARI 10 KASIM 2007 Cumartesi Saat: 08.30’da ÖNDERİMİZİ, ATAMIZI ANMAK ÜZERE GAZETELERİMİZ İLE DOLMABAHÇE SARAYI ÖNÜNDE BULUŞUYOR. www.cumok.org “TERORİZMİN YENİ KAVRAMI” KONUŞMACI ERCAN ÇİTLİOĞLU BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ BAŞKANI SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ YER: İ.T.Ü MAÇKA SOSYAL TESİSLERİ (ARI KOVANI) İLETİŞİM: 0 535 636 59 11 0 537 871 82 34 KAHVALTI EDERİ: 19.00 YTL. LÜTFEN YER AYIRTINIZ. www.cumok.org Elmek: oacar?superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 ESAS NO: 2007/318 DAVALI: TAYYAR İYİLİK Tavukçu Yolu, Çiftlik Caddesi, No: 39/l, Çakmak Ümraniye/ İSTANBUL Davacı Nilüfer İyilik tarafından, aleyhinize açılan boşanma davasının yapılan yargılamasında; Mahkememizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış olup, adresinizden ayrıldığınız gerekçesiyle tebligat yapılamamıştır. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından, dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Duruşma Günü: 30/11/2007 günü, saat: 09:10’da duruşmada bizzat hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, aksi taktirde H.U.M.K.’nun 3156 Sayılı Yasa ile değişik 213/2 maddesi uyarınca, yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağı hususu, Dava Dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 01.10.2007 (Basın: 59270) ÜSKÜDAR 3. AİLE MAHKEMESİ’NDEN Sayı: 2007/264 Esas Davacı Botaş vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan kamulaştırma daimi irtifak hakkı davasının, mahkememizde yapılan açık yargılama sırasında verilen ara kararı gereğince; Davalılar, tüm aramalara ve araştırmalara rağmen adresi tespit edilemediğinden, 7201 sayılı yasanın 25. maddesi gereğince, ilanen tebligat icrasına karar verildiğinden, davalının mahkememizin duruşma gün ve saati olan 04/12/2007 günü, saat 09.00’da bizzat gelerek davayı takip etmeniz ya da kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, taşınmazın değerine ilişkin tüm savunma ve delilleri tebliğ veya ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkememize yazılı olarak bildirmesi, aksi takdirde yargılamanın yokluğunda yürütülerek bitirileceği hususu, dava dilekçesi yerine kâin olmak üzere, davalılar Hatice Arslan, Bülent Alparslan, Şaban Arslan, Duran Akdaş, Haci Bekir Akdaş, Hatice Akdaş (Çay), Ayşe Akdaş (Öztürk), Selçuk Öztürk, İbrahim Öztürk, Mahir Öztürk’e ilanen tebliğ olunur. 26/10/2007 Basın: 59716 KAYSERİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle