18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 KASIM 2007 PERŞEMBE 6 HABERLER Erdoğan hükümeti, PKK’nin etkisizleştirilmesine karşı, Irak’ta Kürt yönetimini kabul etme yolunda PERŞEMBE ORHAN BURSALI AKP’den ‘tehlikeli’ açılım BAHADIR SELİM DİLEK Cumhuriyet’in Nefesi Bugün yaşadığımız pek çok sorunun kaynağında, Avrupa’nın kıyısında, ama Avrupa’nın zenginliğini yakalayamamış olmanın yattığını söylemek, şüphesiz genel bir bakış ve değerlendirme olur. Ama özünde yanlış mı? Gelin, gündemi meşgul eden ve Türkiye’nin büyük enerjisini alan iki önemli güncel soruna bakalım: Dinci politika’nın doğurduğu Türkiye’nin gelecek yazgısı ile Kürt ayrılıkçılığı! Dinci politika 2001 kriziyle birlikte hızlı bir yükseliş yaşadı. Dinci politikacı, kendi dışındakileri 5 yılda epey ötekileştirmiş durumda! Mümkün olan her yerde kadroları dincileştiriyor ve türbanlaştırıyor! Eğitimi kendi anlayış kulvarına sokma uğraşısında. Cumhuriyetin başlangıç niteliklerini ve içeriğini değiştirebilmek öyle kolay değil. Bir kavga sürüyor! Üç beş yılda bir “zafer” kazanmaları mümkün değil. Terörle beslenen Kürt ayrılıkçılığı veya milliyetçiliğine gelince, şüphesiz, Türkiye’ye özgü, hem kendi genel ekonomik gerilik hem ortaçağ geriliği hem coğrafi koşullardan hem de Kürt bölgelerine karşı kültürel kötü davranmaktan ile gelen nedenleri var. Şüphesiz Kürtlerin bölgede devletsiz olmasını ve çağımızda “ulusçuluk” akımının sürdüğünü de buna eklemeliyiz. Peki her iki güncel sorunun bu noktalara gelmesinin ortak paydası nedir? Acaba bir çıkarsama yapabilir miyiz? ??? Mesela, ülkemizde “demokrasi”nin eksikliği, yozluğu, topallığı mı? İkinci Dünya Savaşı sonrasında, solun alabildiğine ezilerek geçtiğimiz göstermelik demokrasi? Toprak ağalığını, dolayısıyla kullukserflikağalık ilişkilerini ayakta tutan “demokratik” yapı? Bu yapıyla bütün siyasal partilerin “demokratik işbirliği” yaptığı bir ülke ne kadar demokratik olursa, o kadarlık bir demokrasinin yarattığı “toplam ülke iklimi” bugün yaşadıklarımızın “anası” diyebilir miyiz? Yoksa, ülkenin, 1946’ya kadar büyüttüğü, ülkenin üretme, yaratma, inşa iradesini ve yeteneğini, ellerinden düşürmesi veya öldürmesi mi? Mesela 1940’lara kadar 16 avcı uçağı üretmiş bir ülke iken, bu iradeden vazgeçerek, ABD ve Avrupa’nın güvenlik savunmasının ileri karakolu olmayı, Marshall yardımı ve askeri yardımlarla yaşamayı tercih etmemiz mi? Türkiye’nin Ulus Devlet, Cumhuriyeti İnşa, Çağdaş Yurttaş özetle Çağdaşlaşma Projesi’ne karşı bir “Batı Darbesi” olarak nitelendirebileceğimiz bu “eksen değişikliği” ile, yoksa biz aslında sivilleşmeyi kaybettik ve böylece salt “askeri özellikli” bir (Batı güvenlikçisi) ülke olduk da ondan mı? Ve bu nedenle de treni kaçırmamız mı? Hem ülkemizi kalkındırma, hem üretme, hem demokrasiyi inşa trenini? Çünkü, henüz gelişmekte olan bir ülke “güvenlikaskeri” karaktere bürünürse, orada demokrasinin yeşermesi zordur! Demokrasi, ancak, bu güvenlik askeri bakışın izin verdiği ölçüde olabilir! ??? Bütün bu olguların bizi getirdiği nokta veya başlangıç noktasında, “üretemeyen ülke” niteliğidir. 19 kriz, sürekli dış yardım ve destekler, sadece dış kaynaklarla motoru ateşlenebilen ekonomik yapı, bu “üretemeyen ülke”nin özelliklerini gösterir. “Üretemeyen ülke” özelliğimiz, yoksa, bugünkü ana sorunlarımızın “ortak paydası” olmasın? Mesela bilim ve teknolojide üretemeyip ekonomik dönüşümü gerçekleştiremeyince, sorunları çözemiyor, sorunlar biriktiriyor ve yaratıyorsunuz! Var olanları büyütüyorsunuz! Bilim ve teknoloji üretememek, düşünce ve diğer alanlarda da üretememekle paralel seyreden bir olgudur! Bilim, teknoloji, ekonomi, düşünce, felsefe.. yeteri kadar üretemezseniz, büyüyen ve gereksinimleri, dünya ile birlikte durmadan artan ülkeyi kucaklayamazsınız! Türkiye’nin dünyevi gereksinimlerini karşılayamazsanız, boşluğu dolduramazsınız, geri düşersiniz... Bütün uygarlık alanlarında yeteri kadar ülke içi birikim yaratamazsınız. Bu birikim insanlığın ürünleridir, yaygınlaştıkça bütün ülkeyi bütün insanları etkisi altına alır! Eskiyi geriletir, çağda olmayanı geriye iter! Arkaik, feodal, köleci ne kadar “eski özellik” varsa, hepsini ezer geçer! Bu bilginin, kültürün zaferidir! Avrupa bugünkü Avrupa böyle oldu! Ama Türkiye bunu yeterince üretemediği için, toplumu “yeni kültür”le yoğuramadı... Arkaizm bu boşluğu doldurmak için başkaldırdı! Toplum, din adına türbanla, çarşafla sarıp sarmalanmaya başladı! Cumhuriyetin kurucu ve yapıcı nefesi 1946’lardan sonra kesildi! 1960’larda tazelemeye çalıştığı yeni nefes yetersiz kaldı! Bugün ise yerini “dinci nefes” doldurmaya çalışıyor! ANKARA AKP’nin TürkiyeIrak eksenindeki “Kürt açılımı”na ilişkin ayrıntılar, hükümetin Türkiye’nin daha önceki “Irak’ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunmasını öngören” devlet politikasından uzaklaşmakta olduğunu da gösteriyor. AKP açısından PKK’nin etkisizleştirilmesi ve DTP’nin siyasi zeminde kalması temelinde şekillendirilen yeni açılım ile birlikte Irak’ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetimi de fiilen tanınmış olacak. Böylece, Barzani kendisini siyasi açıdan meşrulaştıracak. Bu da Irak’ın parçalanmasına giden süreci hızlandıracak. ? Başbakan Erdoğan’ın resmen açıklamadığı, ancak başkent kulislerinde tartışılan yeni Kürt yaklaşımıyla bölgesel Kürt yönetimi fiilen tanınacak, Barzani siyasal açıdan meşrulaşacak, Irak’ın parçalanmasının önü açılacak. PKK’nin etkisizleştirilmesine karşın PJAK’ın varlığını devam ettirmesi, Barzani’nin siyasi açıdan elini güçlendirmesi ve DTP’nin Türkiye’deki siyasi zeminde kalması, ABD açısından Ortadoğu’daki Kürt kartının “kullanılabilir” olma özelliğinin de korunmasını beraberinde getirecek. LK ADIM 2008’İN BAŞINDA İ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın resmen açıklamadığı, ancak başkent kulislerinde tartışılan yeni Kürt yaklaşımı, terör örgütü içinde de yankı buldu. Edinilen bilgilere göre PKK’nin lider kadrosu, son dönemdeki gelişmeler ışığında AKP’nin bu yaklaşımını, “ABD ve Türkiye’nin ‘Kuzey Kürdistan’ı tasfiye etme planı” olarak değerlendirdi. Başkent kulislerine sızan bilgilere göre AKP hükümeti, yeni açılımı konusunda ilk adımın 2008’in hemen başında, ocak ayının ilk haftasında atılması kararı verdi. Böylece hem Irak Anayasası’nın 140. maddesine göre bu yıl sonuna kadar yapılması planlanan Kerkük’teki referandum ertelenmiş olacak hem de Dışişleri Bakanlığı’nın yeni kararnamesi ile Irak ve Ortadoğu’ya ilişkin yeni atamalar tamamlanacak. ENİ AÇILIMIN TAKVİMİ Y Türkiye’nin Irak Koordinatörü Büyükelçi Oğuz Çelikkol’un gelecek büyükelçiler kararnamesi ile yurtdışına atanması söz konusu olacak. Çelikkol’un yerine kimin geleceği ise ÖRGÜTE YÖNELİK ABLUKA PKK’ye yıkım planı MEHMET FARAÇ Kamuoyunda ve muhalefet partileri arasında PKK’ye yönelik sınır ötesi operasyon beklentisi artarken Kuzey Irak’taki peşmergeler aracılığıyla örgütü yalnızlaştırmaya yönelik yürütülen psikolojik harp yoğunlaştırılıyor. Kandil’e lojistik yolların tamamen kesilmesi ve bölgenin ABD uçaklarıyla gözetim altında tutulmasıyla, teröristlerin direncinin kırılması, askeri yapılanmasının erozyona uğratılması hedefleniyor. ABD’nin ardından Kürtler ve AB’den uyarı alarak Kandil Dağı’nda sıkışan örgüt ise kentlerdeki yapılanmalarını harekete geçirmek istiyor. Sınır ötesi tezkeresinin çıkmasının ardından yalnız Türkiye değil, PKK terörünü yakından izleyen uluslararası kamuoyu da örgüte karşı ne yapılacağını merakla bekliyor. Yaşanan gelişmeler PKK’ye karşı hiç de beklendiği gibi geniş kapsamlı bir operasyon yapılmayacağını gösteriyor. Bu iddiayı güçlendiren gelişmeler, örgüte yönelik farklı bir mücadele yönteminin haftalardır yürütüldüğünü kanıtlıyor. PKK, 23 yıllık eylem tarihinin belki de en büyük psikolojik ve lojistik ablukasına alınıyor. Kandil cephesindeki ilk tepkilere bakılırsa, Öcalan’ın yakalanması, Osman Öcalan grubunun örgütten kopması, yüzlerce militanın teslim olması ve de teröristlere önemli darbelerin vurulduğu daha önceki 20’den fazla sınır ötesi operasyonun bile PKK’yi bu kadar sıkıntıya sokmadığı anlaşılıyor. Daha 20 gün öncesine kadar ABD’nin, AB ülkelerinin ve Kuzey Irak’taki peşmerge yönetiminin salt seyretmekle kalmayıp destek verdikleri örgüt, 5 Kasım’daki ErdoğanBush görüşmesinin ardından başlayan psikolojik mücadele yöntemlerinin baskısı altında çırpınmaya başlıyor. Tecridin yarattığı bu çırpınış PKK’yi askeri operasyonlardan daha yoğun biçimde hırpalıyor, şok yaşatıyor ve çıkış aramaya zorluyor. ECRİT VE TRAVMA T Aslında yürütülen mücadele yöntemi eski zaman savaşlarının stratejisini andırıyor! PKK tıpkı kalelere sıkıştırılarak erzak ve mühimmatının tükenmesi beklenen ve teslim olmaya zorlanan ortaçağ orduları gibi yoğun bir tecridin altında psiklojik çöküntüye, erozyona ve tükenişe terk ediliyor! ABD’nin desteği ve peşmergelerin taşeronluğuyla yürütülen bu mücadele yöntemiyle salt örgütün silahlı kadrolarının moralsizliğe sürüklenerek dirençlerinin kırılması ve mühimmattan ilaca, gazyağından jeneratör mazotuna, undan makarnaya kadar yaşam malzemelerinin tüketilmesi hedeflenmiyor. Tüm lojistik yollar kesilerek militanların çaresizliğe düşürülmesi de planlanıyor. Peşmergelerin medya sansüründen kimlik kontrolüne, hastane ambargosundan gıda sevkıyatının engellenmesine, parti kapatmalardan, örgütün Süleymaniye, Duhok ve Erbil’deki milis yapılanmalarının gözaltına alınmasına ve hatta Kandil Dağı çevresindeki güvenlik koridoruna kadar son haftalarda yürüttüğü mücadele yöntemi işte bu stratejiye önemli katkılar yapıyor. ANDİL’DEKİ YAĞ K PKK ise yıllardır bağrında yattığı peşmergelerin örgüte sırtını dönmesinin, hatta ablukaya almasının şokunu yaşıyor. Kuzey Irak’taki devletleşme çabalarını geçen haftaya kadar nefes borusu olarak kulanan örgüt, tıkanmanın şokuyla bir yandan dağ kadroları arasındaki dayanışmayı arttırmaya çalışıyor, diğer yandan İran içlerindeki PJAK güçlerini kullanarak Türkiye’ye karşı yeni bir cephe açmayı ve çıkış yolu yaratmayı planlıyor. Ancak örgüt, PKK’nin ürettiği “Edi besse” (Yeter artık) sloganıyla Van ve Batman’da düzenlenen mitingleri “Serhildan”a (intifada) dönüştürme planıyla tehlikeli bir süreci zorlayacağını da gösteriyor. Türkiye’deki legal ve illegal yapılanmalara birkaç gündür yapılan eylem çağrıları işte bu hedefe hizmet ediyor. PKK yöneticisi Cemil Bayık, önceki gün ANF’ye yaptığı açıklamada bu yüzden, “PKK’yi atıl konuma düşürmeye yönelik bir tasfiye planının dayatıldığı”ndan yakınıyor. Bayık aslında henüz başlayan bu kumpasın sıkıntısıyla imdat çağrısı yapıyor! PKK’nin dizbağlarının çözülmesi için örgütün varoluş kaynaklarına yönelik psikolojik müdahalenin etkili olması bekleniyor! Son darbe için Kandil’deki yağın bitmesi gerekiyor! şimdilik netleştirilmedi. Aynı bilgilere göre yeni açılıma ilişkin takvim şöyle işleyecek: Önce Kerkük’te referandumun ertelenmesi kesinleştirilecek ve BM’nin, Kerkük’teki taraflar arasında uzlaşmaya müdahil olması sağlanacak. Böylece hem Kerkük petrollerinin Kürtlerin eline geçmesi engellenecek hem de dünya petrol rezervinin yüzde 4’üne sahip olan Kerkük’ten Ceyhan’a petrol arzı da garanti altına alınmış olacak. Eşzamanlı olarak PKK’nin etkisizleştirilmesine hız verilecek. Kürt lider Mesud Barzani’nin terör örgütüne yönelik önlemleri sıkılaştırılacak. Bu aşamada da ABD’nin sağlamayı taahhüt ettiği “gerçek zamanlı istihbarat” desteği ile terör örgütüne yönelik nokta operasyonlar gündeme gelecek. Daha önce ABD tarafından bilgilendirildiklerinden, Kürt grupların “sessiz kalması” beklenen nokta operasyonlar için eşgüdüm de ABD, Türkiye ve Kürt yönetimi arasındaki dolaylı görüşmelerle sağlanacak. Önce ABD’nin Irak’taki birliklerinin komutanı General David Petraeus’un yardımcısı General Michail Barbero’nun Mesud Barzani ile görüşmesi ve ardından Petraeus’un, ABD Genelkurmay İkinci Başkanı James Cartwright ile birlikte Ankara’ya gelmesi, “nokta operasyonu sırasında, ‘dost ateşi’, ‘sivil yerleşim birimleri’, ‘lojistik merkezler’ gibi saha konularının gözden geçirilmesi” olarak değerlendirildi. ÖZ YUMULAG CAK Üçüncü aşamada ise Cumhurbaşkanı Gül, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ve Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili BakuTiflisKars Demiryolu Hattı Projesi’nin Gürcistan kesiminin temel atma törenine katıldı. (AA) Üç lider BakuTiflisKars demiryolunun temelini attı Gül: Kuzey Irak’ta aklıselim ağır basmaya başladı Haber Merkezi BakuTiflisKars demiryolunun temelinin atılması için Gürcistan’da bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu şekilde Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan arasında bölgesel bir işbirliği alanının ortaya çıktığına dikkat çekti. Gül, “İpek yolu yeniden canlanıyor” dedi. Gül, temelini attıkları hattın bölge için çok önemli olduğunu ifade ederek Karabağ sorununun çözülmesi kaydıyla projenin Ermenistan’a da açık olduğunu söyledi. Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ve Atatürk’ü yakından incelediğini ve çok etkilendiğini belirten Gül, Saakaşvili’nin “Buralar Türkiye’nin uzantısıdır” dediğini aktardı. Basınla yaptığı sohbet toplantısında da ağırlıklı olarak Kuzey Irak’a sınır ötesi operasyon ve teröre ilişkin soruları yanıtlayan Gül, “Kuzey Irak’ta ve Mesud Barzani’de aklıselimin yavaş yavaş hâkim olmaya başladığını görüyoruz. Teröre karşı mücadelede soğukkanlı ve gerçekçi yollardan netice alınır. Devlet akıllı davranmalı” dedi. Gül, sınır ötesi operasyon sorularını ise “Harekât yapılır veya yapılmaz. Bu konu, uzmanlara, siyasi ve askeri uzmanlara bırakılmalı. İşler baskıyla yapılırsa sonuç vermez” sözleriyle yanıtladı. DTP’nin kapatılması davasına ilişkin bir soru üzerine de Gül: “Yüksek perdeden şunları söyleyebilirim: Demokrasi, tek başına terörü mağlup etmez, izole eder. O zaman da terörü, teröristi yenme gücü ortaya çıkar. Terörist eylem yapmak ister, ortam hazırlamak ister. Yüksek perdeden benim söyleyebileceklerim budur” dedi. Türkiye içindeki PKK unsurlarının temizlenmesi söz konusu olacak. Bu aşamada ya söz konusu unsurların Irak’ın kuzeyine geçmesine ve diğer PKK’liler gibi Irak’ta siyasi mülteci olarak kalmalarına göz yumulacak ya da eylemsizlik süreci içine girmelerine “ses çıkarılmayacak”. Yine sızan bilgilere göre, eşzamanlı olarak DTP’nin siyasi zeminde tutulması sağlanıp AKP ile Irak’taki bölgesel Kürt yönetimi arasında diyalog mekanizması oluşturulacak. Barzani’nin Türkiye temsilcisinin, “idari görevli” statüsünden “bölgesel Kürt yönetiminin Türkiye temsilciliği”ne yükseltilmesi söz konusu olacak. Bu aşamada hem Irak’ın kuzeyine hem de Güneydoğu Anadolu’ya ilişkin ekonomik paketler açılacak. Bu paketlerde ABD’nin ve ABD’li özel sektör kuruluşlarının desteği sağlanacak. obursali?cumhuriyet.com.tr İSTİŞARE TOPLANTISINDA GÖRÜŞÜLECEK Ankara’da hareketli saatler Türkiye ve İran arasında Cemil Bayık istihbarat işbirliği arayışı yakalandı iddiası MAHMUT GÜRER Gençler askere iki dinin dualarıyla uğurlandı Şırnak’ın İdil ilçesi ile Manisa’nın Sarıgöl ilçesi ve köylerinden askere giden gençler, törenlerle birliklerine uğurlandı. Şırnak’ın İdil ilçesinde, 87/4 tertip olarak askere gidecek 450 kişi, konvoy halinde birliklerine gönderildi. Gençler davul zurna eşliğinde halay çekilirken duygulu anlar yaşandı. İlçe müftüsü Ali Fuat Bayram ve Öğündük köyü Süryani papazı Melki Tok dualar okudular. İdil Kaymakamı Fatih Sevinç de asker adaylarını tebrik etti. Manisa’nın Sarıgöl ilçesi ve köylerinden askere alınacak gençler için Kent Meydanı’nda tören düzenlendi. Şehitler için yapılan saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu. (Fotoğraf: AA) ANKARA Terör örgütü PKK’nin ülkesindeki kolu PJAK ile mücadele eden İran, Türkiye ile istihbarat işbirliğini geliştirmek istiyor. Tahran yönetimi, aralık ayı içerisinde gerçekleştirilecek yıllık istişare toplantısında, PKK ve PJAK’a ilişkin dosya değişimi yapmak istediğini Ankara’ya bildirdi. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Türkiye ile İran arasındaki yıllık istişare toplantısı bu yıl aralık ortasında gerçekleştirilecek. Toplantının ana gündem maddesi ise PJAK ve PKK terörü olacak. Buna göre, İran toplantıya gelirken PJAK ile ilgili Türkiye de PKK ile ilgili istihbarat bilgilerini içeren bir dosya hazırlayacak. Bu dosyalar toplantı sırasında değiştirilecek. Söz konusu dosya değişiminde İran’ın sözünü ettiği, “ABD’nin PJAK’ı desteklediğine dair kanıtlar”ın da yer alacağı ifade ediliyor. Cumhuriyet’e bilgi veren İranlı yetkililer, Türkiye ile İran arasında bilgi alışverişinin devam ettiğini, istihbarat değişikliğinin ise mutlaka geliştirilmesi gerektiğini söylediler. Yetkililer bu nedenle bu tür istihbarat paylaşımlarının istişare toplantısından hemen sonra sürekli hale getirilmesi için çalışacaklarını vurguladılar. Ankara ise İran’a ulaştıracağı dosyada PKK ve PJAK’ın para kaynakları, Irak’taki etkinlik alanları, eylemleri, PKK içinde yer alan Türk, Suriye, Irak ve İran yurttaşlarının dağılımı ve örgütün uluslararası terör bağlamında hangi örgütler ile işbirliği yaptığına yer verecek. Haber Merkezi Terör örgütünün üst düzey yöneticisi Cemil Bayık’ın yakalandığı iddiası dün gece Ankara’da hareketli saatler yaşanmasına neden oldu. ABD Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral James E. Cartwright ile ABD kuvvetlerinin Irak’taki komutanı Orgeneral David Petraeus’un önceki gün “sürpriz” bir şekilde Türkiye’ye gelerek Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun ile görüşmesi, dün de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile bir araya gelerek teröre ilişkin son gelişmeleri değerlendirmeleri, dün gece saatlerinde terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden Bayık’ın yakalandığı iddiasını gündeme getirdi. Çeşitli kaynaklar Cemil Bayık’ın Kuzey Irak’ta yakalanarak Türk güvenlik kuvvetlerine teslim edildiği iddiasında bulundu. Bu iddia resmi makamlar ve Kuzey Iraklı kaynaklar tarafından doğrulanmadı. Kuzey Irak’taki yetkililer böyle bir operasyondan haberleri olmadığını belirterek “ABD’nin gizli bir operasyonu varsa onu bilemeyiz” diye konuştu. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle