Katalog

SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2007 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B B B B B B B B 25 26 27 27 28 31 30 30 23 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B PB Y B B B B B B 24 21 22 20 26 26 25 22 28 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B Y 33 32 26 30 26 27 21 19 18 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey kesimleri parçalı çok bulutlu, Doğu Karadeniz’in doğusu ve Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusu kısa süreli ve yerel sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı, mevsim normalllerinin üzerinden seyretmeye devam edecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 10 Helsinki Y 6 Stockholm Y 7 Londra PB 18 Amsterdam PB 17 Brüksel PB 16 Paris B 18 Bonn B 17 Münih B 13 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B Y PB PB Y Y Y Y PB 15 19 21 17 17 20 23 26 17 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y B A A B A B B A 6 24 12 26 20 20 23 30 29 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada lı siyasal direktif vermesini istiyordu. Hükümet tezkere konusunda da siyasal direktif konusunda da yan çizdi. Her iki gereksinim ortada kaldı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, “tezkerenin yanı sıra, hükümetin yazılı siyasal direktif vermesindeki zorunluluğun altını çizen” bir açıklama yaptı. Orgeneral Büyükanıt, istemdeki haklılığı ortaya koyan öğeleri de sıralıyordu açıklamasında: Kuzey Irak’a girdik. Karşımıza çıkan kimlerle savaşacağız? PKK ile mi, ABD ile mi veya Barzani ile mi? Gerçekleri sıralayan, bir savaş halinde kiminle savaşacağını siyasal iradenin saptaması gerektiğinin altını çizen askere, hükümetten yanıt gelmedi. Zira o sırada ABD’den yükselen ses, RTE hükümetine sınır ötesi operasyona girişmesine izin vermiyordu. ??? Bugün değişen nedir? RTE’nin başkanlığında toplanan Terörle Mücadele Yüksek Kurulu, sınır ötesi harekâtın “gerekirse” yapılacağını ilan etti. RTE, partisindeki toplantıda sızdırılan habere göre “teröre karşı mücadelede gereksinilen tezkere ise tezkere, para ise para, her şeyin verileceğini” söylemiş. Son açıklamalar; geçen günlerde bir yerde tıkanan sınır ötesi harekât veya operasyon için gerekli olan tezkere ve hatta askere siyasal direktif zorunluluğunu geride bırakıyor. Açıklamalara bakarak insanın sorası geliyor: Acaba RTE hükümetinin aklı başına mı geldi? ??? Ama, tezkerenin gereğini vurgulayacak gerekçenin içeriği önemli. Daha önceleri yapıldığı gibi gidip geri dönen sıcak takip mi, yoksa, kalıcı askeri bir harekât mı? Hükümetin siyasal (diplomatik) açıdan saptaması gereken amaç; hangi koşullarda ve nereye kadar? Önceki gün AA, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün dikkatlerden kaçan kısa açıklamasını geçti. Haber aynen şöyle: “Bakan Gönül, TBMM’de gazetecilerin konuya ilişkin sorusu üzerine, ‘Sıcak takip için tezkereye gerek yok. Şu anda tezkere gerekir falan demiyorum. Sınır ötesi (askerin) operasyon yapacağı zaman tezkere elbet gerekir. Sıcak takip dışında…’ dedi.” Bakanın söylemindeki gerçek, bilinen bir gerçek. Bir ülkeye sınırları dışından, komşu bir ülkeden saldırı gelecek olursa, o ülkenin saldırıyı sınır ötesinde sıcak takiple sonuçlandırmasına Birleşmiş Milletler kararları olanak tanıyor. Lakin, kapsamlı ve hatta kalıcı bir sınır ötesi operasyon için TBMM’den tezkere ile izin alınması gerekiyor. Şimdi tezkere sorunu, hükümetin askere vereceği siyasal talimat bu noktada kilitleniyor. Kuşku yok; vur geri dön içeriğinde bir sınır ötesi operasyon PKK’nin sonunu getirmeye yetmeyecek. Ancak, Kuzey Irak’ta belirli bir alanda kalıcılık sağlayan sınır ötesi bir operasyon, kapsamlı askeri bir harekât PKK’nin sınırlarımızı geçerek sürdürdüğü terörist eylemleri durdurabilir. Bunun yanı sıra hükümetin askere hedef göstermesi gerekiyor. Asker bu operasyonda kiminle, Barzani ve peşmergeleriyle mi, ABD’nin veya sadece PKK’nin yerleşik olduğu alanlarla mı savaşacak, saptaması gerekiyor. RTE’nin “tezkere ise tezkere” diyen, “Kuzey Irak’a girileceğini” ifade eden açıklamaları, neleri kapsıyor? TBMM’ye geleceği söylenen izin tezkeresi sınır ötesi takibi mi ya da sınır ötesi (hatta zamanla sınırlanan kalıcı) sınır ötesi operasyonu mu içereceği TBMM’ye sunulacak hükümet tezkeresi ile belli olacak. ??? Haberlerde hükümetin hukuksal, siyasal ve ekonomik önlemleri sıralanıyor, yapmayı planladıkları yazılıyor: 1 Tezkere. 2 Öncelikle ABD ve Irak’a, ardından da AB ve BM’ye Türkiye’nin PKK terörüyle mücadelede egemenlik ve uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanmak “zorunda” olduğu anlatılacak. 3 Sınır ticareti yavaşlatılacak, (ABD’nin şiddetle karşı çıktığı) Habur Sınır Kapısı’nın kapatılması, Irak’a verilen elektriğin kesilmesi, Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren Türk şirketlerinin çağrılması gibi yaptırım içeren adımlarla ilgili eylem planı hazırlanacak! Bu haberler özde hükümetin yıllardır yapması gerekenleri yapmayı tasarladığı, ne ki yapmaktan kaçındığı kimi yaptırımları bugün harekete geçirmeyi istediğini gösteriyor. Tabii yazılanlar, söylenenler gerçekleşirse… Yıllardır çekilen ıstıraplara ufak tefek açıklamalarla yetinip gözlerini kapayan, uyarılara kulak asmayan RTE iktidarının yıllardır uyguladığı korkak, ABD’ye bağımlı politikalar akla gelince: İnsanın, hey gidi Türkiyem, sen gam yükü müsün diyesi geliyor! Türbana formül bulamadılar Anayasa taslağı üzerindeki çalışmaları tamamlayan AKP, türbanın üniversitede serbest bırakılmasına yönelik öneriyi netleştiremedi. ‘Kürtçe eğitim’de ise geri adım atılıyor EMİNE KAPLAN GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ANKARA Yeni anayasa taslağı üzerindeki çalışmalarını tamamlayan AKP, bazı maddeler üzerinde akademisyenlerle yeniden toplantı yapma kararı aldı. Kürtçe eğitime yol açacağı belirtilen hükümden vazgeçilirken, cumhurbaşkanının yetkileri de gözden geçirildi. Türban konusunda tek bir seçenek geliştirilemezken, cumhurbaşkanının Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve HSYK gibi yargı organlarına en azından bir üye atama yetkisi getirilmesi, Türkiye Baralor Birliği’ne de bu konuda yetki verilmesi eğilimi öne çıktı. AKP, sivil toplum örgütlerinden gelecek önerileri değerlendirmek üzere bir havuz oluştu rulması görüşünü benimsedi. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, “Anayasa taslağını rölantiye aldık” derken, AKP Merkez Yürütme Kurulu önceki gün yeni anayasa taslağı üzerindeki çalışmalarını tamamladı. Taslağa son biçimi verilemezken, tartışmalı bazı maddeler konusunda öneriler geliştirildi. AKP, akademisyenlerle yapılacak toplantının ardından partinin taslağına son şeklini vererek kamuoyuna açıklayacak. Taslağın açıklanmasının ardından ise bir havuz oluşturulması planlanıyor. Sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri, hukuk çevreleri, sendikalar ve iş dünyasından gelecek taslak ve öneriler bu havuzda değerlendirile cek. Son aşamada öneri ve taslak hazırlayanların da temsil edileceği karma bir komisyon oluşturulacak. MYK, taslak üzerinde son değerlendirmeleri yaparken, üniversitelerde türban yasağının kaldırılmasına yönelik öneriyi netleştiremedi. Anayasaya bu konuda net bir hüküm konması benimsenmesine karşın hükmün nasıl formüle edileceği konusunda farklı görüşler dile getirildi. Akademisyenlerin getirdiği “Yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir” ve “Kılık ve kıyafetinden dolayı hiç kimse yükseköğrenim hakkından mahrum bırakılamaz” önerilerinin yanı sıra “İnkılap yasaları ve genel ahlak kurallarına aykırı olmamak üzere yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir” ve “Ceza yasalarına ve genel ahlaka aykırı olmamak üzere kılık ve kıyafet serbesttir” önerileri üzerinde tek tek duruldu, ancak ortak bir karara varılamadı. Bu konuda akademisyenlerin yeniden görüşünün alınması benimsendi. Taslağın tartışmalı maddeleri arasında sayılan ve Kürtçe eğitimin önünü açacağı belirtilen hüküm konusunda akademisyenlerin taslağında yer alan önerinin metinden çıkarılmasına karar verildi. Eğitim diliyle ilgili düzenlemenin mevcut anayasadaki gibi korunması, Kürtçenin yalnızca kurslarla sınırlandırılmasıyla ilgili uygulamanın sürdürülmesi benimsendi. ‘11. cumhurbaşkanı’na ilişkin 2 maddenin çıkarılması önerisinin 1. tur oylaması yapıldı Anayasa paketine Gül rötuşu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini düzenleyen anayasa değişikliği paketinden, 11. cumhurbaşkanının seçimini düzenleyen iki geçici maddenin çıkarılmasına ilişkin anayasa değişikliği önerisinin birinci tur oylaması dün TBMM Genel Kurulu’nda tamamlandı. CHP ve DSP “ret” oyu kullanırken MHP ve DTP’nin destek verdiği öneri, “kabul cephesi”nden katılım düşük olmasına karşın referandumsuz kabul için gerekli olan 367 oy oranı aşılarak kabul edildi. İkinci tur oylama ise 16 Ekim’de yapılacak. 21 Ekim’de yapılacak referandumdaki 11. cumhurbaşkanının seçimine ilişkin geçici 18 ve geçici 19. maddelerle ilgili AKP’nin anayasa değişiklik teklifinin ilk tur görüşmeleri dün tamamlandı. Başbakan Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başından beri hazır bulunduğu görüşmelere, daha sonra CHP lideri Deniz Baykal da katıldı. Referandum sürecinin başladığını bu nedenle metinde değişiklik yapılamayacğını vurgulayan CHP ile DSP ‘ret’ cephesinde yer alırken, MHP ve DTP, AKP’ye destek verdi. (Fotoğraf: AA) CHP: Garabet yaratacak Öneri üzerinde söz alan CHP sözcüleri, gümrük kapılarında oy kullanma işleminin başladığına dikkat çekerek bu aşamadan sonra referandum metninin değiştirilemeyeceğini vurguladılar. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, oy kullanma işleminin başlaması nedeniyle referandum metninin bu aşamadan sonra değiştirilmesinin büyük bir “garabet” yaratacağına dikkat çekti. Yüksek Seçim Kurulu’nu (YSK) göreve çağıran Kart, YSK’nin referandum sürecinde inisiyatif almaktan artık kaçınmaması gerektiğini söyledi. Kart, “YSK artık sorumluluk almalı ve metin değişikliğinin seçimin sıhhatini etkileyip etkilemediğini belirlemeli. YSK hâlâ bu yetkisini kullanabilir” dedi. MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural ise “Kimse, millet sıkıntı çekerken bizden siyasi rant beklemesin” diyerek CHP’nin izlediği muhalefeti de eleştirdi. Genç: İntihar ederim Görüşmelerde kişisel söz alan Tunceli Bağımsız Milletvtekili Kamer Genç ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e bu düzenlemeyi referanduma götürme çağrısı yaptı. AKP’nin “AKP cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinden korktuğunu’’ söyleyen Genç, “Siz aday olacak mısınız’’ diye soran milletvekillerine, “İmza verin, olurum’’ karşılığını verdi. Genç, “Halk beni seçmezse, Abdullah Gül’ü seçerse intihar etmeyi göze alırım’’ diye konuştu. Genç ve DSP’lilerin, 11. cumhurbaşkanını düzenleyen geçici maddelerin referandum paketinden çıkarılmasına ilişkin hükümlerin öneriden çıkarılmasını ilişkin önergeleri ise reddedildi. Teklifin 3. maddesi üzerine söz alan AKP’li Bülent Arınç ise yapılan eleştirilere tepki göstererek “Anayasa Mahkemesi’nin 367 ile ilgili kararı ne kadar doğruysa, bugün yaptığımız iş de o kadar doğrudur” diye konuştu. DSP Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli, “Sayın Cumhurbaşkanı Gül’ü bu kanunla test mi etmek istiyorsunuz? Yaptığınız değişiklik anayasaya aykırıdır. Sayın Gül’ün hukukun üstünlüğüne bağlı kalacağına inancım tamdır” dedi. DTP sessiz muhalefet Görüşmelerde en ilginç tavrı DTP’liler sergiledi. Önerinin Anayasa Komisyonu’ndaki görüşmelerinde olduğu gibi, genel kurulda da DTP’liler hiç söz almazken oylamalara katılan az sayıdaki vekil öneriye destek verdi. Önerinin geneli üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından değişiklik yapılan mad Baran’dan ‘yeni Anayasa’ uyarısı ? İstanbul Haber Servisi Mustafa Kemal Derneği Başkanı Kamran Baran, AKP hükümetinin hazırladığı anayasa taslağının Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir dayatması olduğunu belirterek hazırlanan bu anayasayla Türkiye Cumhuriyeti’nin rejiminin değiştirilmeye çalışıldığına dikkat çekti. Baran yaptığı açıklamada, hazırlanan anayasa taslağıyla türbanın önünü açılmaya çalışıldığını belirterek “Türban gibi ithal bir ‘başı örtme’ biçimi, dayatma ile kültürümüze sokmanın sadece zararlı olacağı düşünülmektedir. Türbanın ayrıca kılık kıyafeti de içeren Devrim Yasaları’na bir saldırı işareti olarak algılanması veya yasaları tartışılır kılması olasılığı toplumsal rahatsızlıklara yol açar” ifadesini kullandı. delere geçilmesine ilişkin oylamaya katılmama eğilimindeki CHP de tavır değiştirip katılarak DSP ile birlikte “ret oyu” kullandı. 384 oyla maddelerine geçilmesi benimsenirken 105 ret oyu çıktı, beş milletvekili çekimser, iki milletvekili de boş oy kullandı. Ancak AKP, MHP ve DTP’lilerin toplam oyu 430 olmasına karşın, kabul oylarının 384’te kalması 46 milletvekilinin oylamaya katılmadığını ortaya koydu. Önerinin birinci maddesinin oylamasında katılım daha da düştü. 481 vekilin katıldığı oylamada 377 kabul, 100 ret, üç çekimser, bir de geçersiz oy çıktı. Ancak ilk tur oylamada 330 oy, maddenin kabulü için yeterli oluyor. Önerinin ikinci maddesi ise 90 ret oyuna karşılık 374 oyla kabul edildi, üç milletvekili çekimser kalırken iki oy da boş çıktı. Önerinin yürütmeye ilişkin üçüncü maddesi de 68 ret oyuna karşın 370 oyla kabul edilirken, iki çekimser, bir de geçersiz oy çıktı. Dünkü gazetelerin hemen tümünde manşet tezkere idi. Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başbakan’ın başkanlığında toplandı. Irak’a sınır ötesi operasyon için askere yetki verecek tezkere hazırlamak dahil her türlü önlemin alınması kararı çıktı. Buna benzer kararlar daha önce da ilan edilmişti. Açıklamalar büyük ölçüde kamuoyunu sakinleştirmeye yönelik. Terörün sıfır noktasına yakın olduğu günlerde iktidara gelen AKP, bugünkü duruma gelişi adım adım seyretti. 5 yıl boyunca kendisini neredeyse şu konumda gördü: Terör örgütü ile güvenlik güçleri arasında bir hakem! Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir konuşlanmayla terör alt edilemez. Başbakan’ın çözüm yöntemi şu: “Tezkereyse tezkere, paraysa para, her şeyi vereceğiz...” Hayır Sayın Başbakan; bütün bunlardan önce sizden şu isteniyor: İrade! Mademki milli irade sizde, siz de biraz “irade” gösterin Sayın Başbakan! ??? AKP iki nedenle terörle mücadele kararlılığı ve iradesi gösteremez: 1 ABD’yi karşısına almaya cesaret edemez. 2 Ana hedeflerden biri olarak gördüğü Güneydoğu’da oy kaybetmeyi istemez. Erdoğan’ın daha ilk gün, “Önümüzdeki ay Amerika’ya gideceğim ve bunu Başkan Bush’la konuşacağım” demeci vermesi, ruh halini de ortaya koyuyor. AKP, en büyük destekçilerinden biri olarak gördüğü ABD’yi karşısına alacak hemen hiçbir adım atamaz. Çuval olayında “Büyük devletler özür dilemez ki” değerlendirmesi yapan Gül de Şemdinli saldırısını “münferit” ilan edip çıktı. 22 Temmuz seçimlerinde oy patlaması yapan AKP’nin Güneydoğu Anadolu’dan DTP’ye rakip olacak kadar oy almasının bir dizi nedeni var. O oylar boşuna alınmadı! AKP aynı başarıyı yerel seçimlerde göstermek istiyor. Zamanında yapılırsa Mart 2009’daki yerel seçimlerde AKP şu üç yeri alırsa kendisini başarılı ilan edecek: Çankaya, İzmir, Diyarbakır... AKP, siyasette sık karşılaşılan “önümüzdeki seçimler mi önümüzdeki nesiller mi” ikileminde duraksamaksızın birinci şıkkı öne çıkartıyor. ??? Bir süredir kulislerde konuşulan ve doğrulanmış olan bir bilgi dün resmen açıklandı: ABD’nin Terörle Mücadele Koordinatörü emekli General Ralston istifa etti. Elbette şaşırtıcı değil... Yaz başında da koordinatörlüğün Türkiye’deki temsilcisi Edip Başer, başarılı bir sinir ötesi operasyonla hükümetçe görevinden alınmıştı. Bu yöntemin tutmayacağını, terörle mücadelede yeni mekanizmalar üretmek yerine karşılıklı güvene dayalı işbirliğinin gerekli olduğunu o günlerde de vurgulamıştık. Ralston’un, Türkiye’de terörün tırmandığı bir dönemde istifa etmesi başarısızlığın çok somut bir göstergesi. Kim bilir; belki de başarının göstergesi! Türkiye kamuoyunu bir yıllığına bile olsa oyalamış olmak hiç de fena olmasa gerek! Hiçbir ülke yaşamsal bir sorununun çözümünü başka bir ülkeye bırakmaz. Bırakırsa, ülke olmaz, devlet olmaz. Terör böyle bir sorundur. Ne yazık ki AKP bunları anlama zemininden uzak. Cemil Çiçek doğru bir değerlendirme yaptı: “Sözün bittiği yerdeyiz...” Ama eksik yaptı... Terörle mücadelede ve inandırıcılıkta bir anlamda hükümetin de bittiği yerdeyiz! ankcum?cumhuriyet.com.tr SODEV: Terör insanlık suçudur ? İstanbul Haber Servisi Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanı Aydın Cıngı, son günlerde yaşanan terör olaylarını yaptığı açıklama ile kınadı. Cıngı yaptığı açıklamada, “Askersivil pek çok insanımızın hayatını kaybettiği çatışmaların son bulmasını istiyoruz. Hâlâ silahlı mücadeleden medet umanları kınıyoruz. Terörü bir insanlık suçu olarak kabul ediyoruz ve lanetliyoruz. Toplumumuzun, çatışma ortamından bir an önce kurtulup demokrasi ve refah yolunda ilerlemesi hepimizin özlemidir” ifadesini kullandı. ‘Türkiye onurunu da yitiriyor’ ? İstanbul Haber Servisi ANAVATAN Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Şırnak ve Diyarbakır’da 15 askerin şehit edilmesine ilişkin, “Türkiye, sadece evlatlarını kaybetmiyor, Türkiye onurunu yitiriyor, Türkiye güvenilir bir ülke, güvenilir bir devlet olma imajını yitiriyor” dedi. Partisinin İstanbul’da düzenlenen iftar yemeğine katılan Mumcu, son günlerde yaşanan terör olaylarıyla ilgili AKP’ye yüklendi. Mumcu, “Türkiye, büyük bir devlet olmanın gerektirdiği duruşu göstermemiş olmanın bedellerini, ne yazık ki evlatlarının canlarıyla ödüyor” diye konuştu. ABD Ermeni lobisine boyun eğdi ? Baştarafı 1. Sayfada 6 kişiye 101 biner YTL ? ANKARA (AA) Şans Topu’nda numaralar “4, 9, 17, 26, 33 ve + 9” olarak belirlenirken 5 +1 bilen 6 kişi 101 bin 477 YTL 5’er YKr kazandı. Çekilişte, 5 bilenler 802 YTL 40’ar YKr, 4 +1 bilenler 108 YTL 20’şer YKr, 4 bilenler 12 YTL 20’şer YKr, 3 +1 bilenler 8 YTL, 3 bilenler 1 YTL 75’er YKr, 2 +1 bilenler 2 YTL 70’er YKr, 1 +1 bilenler ise 1 YTL 50’şer YKr kazandı. rat üye Tom Lantos, Irak’taki ABD askerlerinin Türkiye’deki hava üslerinden lojistik destek sağlanması konusunda ihtiyaç duyduğunu söyleyerek “Amerikan askerlerine bu arzın kesilmesini istemeyiz” dedi. Lantos, ABD’nin Irak’taki savaşını desteklemediğini ancak tasarının 1915 olaylarının soykırım olarak tanımlayarak bu desteğin tehlikeye girmesini de göze alınamayacağını ifade etti. Komisyon üyelerinin çoğunun konuşma yaptığı toplantıda özel likle Kaliforniyalı milletvekillerinin yasa tasarısını desteklediği gözlendi. Bazı milletvekilleri ABD’nin yasa tasarısını kabul ederek “ahlaki” bir tutum aldığını savundu. ‘Yöntem uygun değil’ Cumhuriyetçi üye Dan Burton konuşmasında “ABD şu anda iki savaş sürdürüyor. Neden ayağımıza ateş ettiğimizi anlamıyorum. Bunun için ne zaman uygun ne de yöntem” dedi. Burton konuşmasında Irak’taki ABD güçlerine teçhi zatın yüzde 75’inin Türkiye üzerinden gittiğini de ifade etti. Demokrat üye Kaliforniya milletvekili Adam Schiff tarafından sunulan ve bağlayıcılığı olmayan tasarı Kongre’nin “görüşünü” temsil etmesi açısından önem taşıyor. Leh ve alehte yapılan konuşmaların ardından yapılan oylamada tasarı 21’e karşı 27 oyla kabul edildi. Bundan sonra tasarının genel kurulda oylanıp oylanmaması, Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin kararına bağlı olacak. Pelosi’nin ya kın çalışma arkadaşı Steny Hoyer, tasarının Kasım sonlarından önce genel kurula getirilmesinin planlandığını söylemişti. AKP’li kadın vekillerden tepki ? ANKARA (ANKA) AKP’nin 30 kadın milletvekili, ortak açıklama ile terör örgütünün son saldırılarına tepki gösterdi. Açıklamada, “Bizler sorunlarımızı meşru siyaset zemininde çözmek istiyoruz. Terör ve şiddet üzerinden siyaset yapanların çözümlere katkıda bulunamayacağına inanıyoruz. Ülkemizin dört bir yanından feryatlar yükseliyor, ağıtlar yakılıyor. Diyoruz ki, susalım, konuşmayalım, sadece bir dakika bu sesleri dinleyelim. Belki o zaman bu durumdan siyaset çıkarmanın, kan üzerinden politika yapmanın terörden medet ummanın ağır sorumluluğunu taşımayacağımızı anlayabiliriz” denildi. Bush ‘veto’ edemeyecek Söz konusu metin bir yasa tasarısı olmadığı için, Temsilciler Meclisi Genel Kurulu’nda kabul edildiği taktirde ABD Başkanı George Bush tarafından veto edilemeyecek. Bağlayıcılığı bulunmayan tasarı, Temsilciler Meclisi’nde benimsenmesi durumunda “Kongre’nin görüşü” anlamına gelecek. CUMHURİYET 08 K