18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 OCAK 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER ‘Türklüğü aşağılama’ düzenlemesi 76 yılda 8 kez, 2002’den bugüne 4 kez değişti HİKMET ÇETİNKAYA 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ 301 fitilini AKP ateşledi Karayalçın: 8 Şubat son gün ? ANKARA (AA) SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, 8 Şubat Perşembe gününün, TBMM’nin erken seçim karar alması için son gün olduğunu söyledi. Karayalçın, partisinin merkez yürütme kurulu toplantısında gündemdeki konuları değerlendirirken “TBMM 8 Şubat Perşembe günü bu kararı almalıdır ki 25 Mart Pazar günü Türkiye erken genel seçimi yapabilsin, 16 Nisan tarihinde de yeni Meclis, yeni Cumhurbaşkanı seçimi için süreci başlatabilsin. TBMM’nin erken seçim kararı alabilmesi için CHP’li dostlarımızın, bugünlerde ‘sinei millete dönüş’ kararını almaları gerekmektedir” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazeteci Hrant Dink’in mahkum olması ve öldürülmesinin ardından gözlerin çevrildiği 301. madde konusunda hükümet topu sivil toplum örgütlerine atmaya çalışırken AKP döneminde düzenlemeye getirilen yorum, tartışmaların fitilini ateşledi. Bugünkü yasa numarası 301 olan düzenleme 76 yılda 8 kez değiştirilirken, 2002 yılından bugüne kadar 4 kez değiştirildi. AKP’nin iki kez düzenleme yaptığı maddenin gerekçesine Türklüğün tanımına ilişkin geniş yorum, tartışmalı dava ve mahkumiyetleri de beraberinde getirdi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, hükümet olarak Türk Ceza Yasası’nın 301. maddesinin değiştirilemeyeceği gibi bir görüşlerinin ve önyargılarının olmadığını belirterek AB ülkelerinde de benzer maddelerin olduğu Tehlikenin İşaret Fişeği... Bir uçta sıkıştıklarında “biz sosyalistiz” diyen, din baronlarının çocuklarıyla sözde “demokrasiözgürlük” mücadelesi yapan neoliberaller, öteki uçta “laik cumhuriyet” kavramını kalkan olarak kullanıp faşist milliyetçiliği savunan sözde Atatürkçüler... Oysa iki ucun arasında kalan, büyük bir sessiz çoğunluk var... Onlar yurtsever, ulusalcı, antiemperyalist... Bir o yana bakıyorlar, bir de bu yana!.. Tedirginler!.. Türkiye’nin nereye çekilmek istendiğini çok iyi görüyorlar! Türkiye’de “kan çiçekleri”nin açmasını isteyen iç ve dış güçler, kavram karmaşasından yararlanmak için fırsat kolluyor... MHP lideri Devlet Bahçeli bir süre önce ne demişti: “Kan ve ırka dayalı olmayan bir milliyetçilik...” MHP içinde bir grup, Bahçeli’nin bu sözlerine tepki gösterip partilerinden istifa etti... Gerekçeleri ise aynen şöyle: “Devlet Bahçeli’nin, kana ve ırka bağlı olmayan milliyetçilik tanımı, yalnız ve yalnız ‘yurttaşlık’ bağına bağlanıyor. Dünya Türklüğü kavramıyla bağlar koparıldı.” Devlet Bahçeli, “faşist milliyetçiliğe” karşı çıkarken, İzmir’de yapılan “Cumhuriyet Mitingi”nde kendilerini “laikcumhuriyetçi” olarak tanımlayanlar, bilerek ya da bilmeyerek, “faşist milliyetçiliği” savunup, “def olup gitsinler” diye nutuk atıyorlardı... ??? Benim yaşadığım coğrafya, binlerce yıllık tarihin ve kültürün başkentiydi... Tüm uygarlıkların beşiğiydi... 40 yıl önce Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir) ne demişti: “Uygarlık batıdan doğuya değil, doğudan batıya gitmiştir...” Yunanlılar Troya’nın Helen kenti olduğunu öne sürerler hep. Doğru değildir. M. Korfman’ın savı doğrudur: “Troya Hitit kültürünün kentidir.” Bizim neoliberaller 40 yıl sonra ne diyorlar: “Cevat Şakir ırkçıdır!” Neden ırkçıymış Cevat Şakir? Uygarlığın doğudan batıya gittiğini söylediği için... Üstelik salt Cevat Şakir değil, Azra Erhat, Sabahattin Eyüboğlu, Samim Kocagöz de ırkçıymışlar... Melih Cevdet sosyalistmiş ama “Aydınlanma Devrimi”ne ve “Kemalist düşünceye” hep yakın durmuş... Böyle düşününlere Özdemir İnce’nin yanıtı olağanüstüydü: “Keramete kıç attırma!..” Onların dertleri Cevat Şakir’le, Azra Erhat’la, Kocagöz’le, Eyüboğlu’yla değil; yurtseverlerle, Kemalistlerle, ulus devletleydi... Onlar Hrant Dink’in katilini bile “ulusalcı” yapacaklardı ama başaramadılar... Alçakça bir cinayeti kınamak için insan olmak yeterli. Çünkü ölen Ermeni olsun, Türk olsun, Kürt olsun, Arap olsun, Çerkez, Laz, Abhaz olsun, bir insan!.. Türkiye’de Türkler, Ermeniler, Kürtler, Rumlar, Lazlar, Çerkezler, Boşnaklar yıllardır birlikte barış ve kardeşlik içinde yaşadılar, yaşayacaklar... Dinci faşizme nasıl karşı çıkıyorsak; ırkçı temele dayalı milliyetçi faşizme de karşı çıkacağız... Demokrasi ve özgürlüğün yaşam koşulu olması için tek koşul vardır: Irkçı temele dayalı olmayan her düşüncenin özgürce ifade edilebilmesi... Hiç kimsenin de ulusalcılığı kalkan yapıp, “def olun, bu vatan bizim” demeye de hakkı yoktur!... ??? Bir tehlikenin işaret fişeği atıldı... Sözüm neoliberallerle, kendilerini “laikCumhuriyetçi” gören, Atatürk’e sığınan kesime!.. Amacınız nedir, ne yapmak istiyorsunuz? Trabzon’da Kayserispor maçında açılan pankartı okudunuz mu? “Biz Trabzonluyuz... Biz Türk’üz... Hepimiz Mustafa Kemal’iz...” Bu tür yaklaşımlarla bir yere varılmaz... MalatyasporElazığ futbol maçında, bir taraf “Ermeniler” diye bağırıyor, öteki taraf “PKK” diye... Türkiye nereye götürülmek isteniyor? İzmir’de 34 bin kişinin katıldığı “Cumhuriyet Mitingi”ni alana yakın bir yerden izlerken, kendisi gibi düşünmeyen sözde laikcumhuriyetçilerin konuşmaları bana İlhan Selçuk’un yazısını anımsattı... İlhan Selçuk yine tarihe not düşmüştü... “Atatürk ne demiş? Ne mutlu Türk’üm diyene. Ne diyebilirdi? Ne mutlu Türk olana. Gazi böyle dememiş. Bu bakımdan hepimiz Ermeni, Yahudi, Çerkez, Kürt, Rum, Abaza vb. olabiliriz; bu yolda hiçbir sakınca yok... Ancak hep birlikte mutlu olmak istiyorsak, gelin şu Türk yurttaşlığında birleşelim...” Ben, “Ne mutlu Türk’üm” diyenlerdenim... Kimi zaman Iraklı, kimi zaman Filistinli, kimi zaman da Bosnalı; Uğur Mumcu öldürüldüğünde Türk, Hrant Dink’in cenaze töreninde Ermeniydim!.. Ne dersiniz? Çılgınlaşmak hepimize zarar verir!.. ? 301. madde, 2002 yılından 2005’e kadar AB Uyum Yasaları kapsamında 4 kez düzenlendi. Bu düzenlemelerden ikisi AKP iktidarı döneminde gerçekleştirildi. AKP’nin iki kez düzenleme yaptığı 301. maddenin gerekçesine Türklüğün tanımına ilişkin geniş yorum, tartışmalı dava ve mahkumiyetleri de beraberinde getirdi. nu ve bu durumun dikkate alınması gerektiğini söyledi. Çiçek, İtalya’da bu suçlardan 2004 yılında 28 mahkumiyet kararı verildiğini belirterek Hollanda’da 2004 yılında 240, 2005’te 274, 2006 yılı Ekim ayına kadar ise 280 dava açıldığını, bunlardan 2004 yılında 134’nün, 2005’te 146’sının, 2006’da ise 139’unun cezai yaptırımla sonuçlandığını kaydetti. yılından 2005’e kadar ise AB Uyum Yasaları kapsamında 4 kez düzenlendi. Bu düzenlemelerden ikisi AKP döneminde yapıldı. 301. maddenin gerekçesi, bu iktidar döneminde uygulamaya konuldu. Gerekçede Türklük, “Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasınlar Türklere has müşterek kültürün ortaya çıkardığı ortak varlık anlaşılır. Bu varlık Türk milleti kavramından geniştir ve Türkiye dışında yaşayan ve aynı kültürün iştirakçileri olan toplumları da kapsar. Cumhuriyet deyiminden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti anlaşılmalıdır” olarak tanımlandı. Bu yorumun “ırkçılığa” kadar vardığı görüşü savunulurken, bu düzenlemenin ardından daha önce kamuoyu önünde bu kadar tartışma konusu olmayan madde yargılama ve mahkumiyet gerekçesi olarak değerlendirilmeye başlandı. Yargı kararlarında Türklük, “Türk milleti” olarak tanımlanıyor. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dink kararında Türklük kavramı, “Devletin insan unsuruyla ilgili olup bu kavramla Türk milleti kastedilmektedir. Türklükten maksat, ‘Türk milletini oluşturan insani, dini, tarihi değerleri ile milli dil, milli duygular ve milli geleneklerden oluşan milli, manevi değerler bütünü’dür” diye tanımlandı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, yasa görüşmeleri sırasında yaptıkları uyarı karşısında Adalet Bakanı Çiçek’in “Uygulamayı görelim, ondan sonra gereğini yaparız” dediğini aktardı. Özok, anayasanın 90. maddesinin son fıkrasına eklenen hüküm nedeniyle 301. maddenin uygulanmasına olanak olmadığına işaret ederken “Hükümetin 301 konusunda samimi olduğuna inanmıyorum. Esen rüzgâra göre politika çiziyor” dedi. ‘Madde korunmalı’ YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, maddenin korunması gerektiğini belirtirken düzenlemedeki Türklük tanımının anayasa çerçevesinde düzenlenerek bir fıkra olarak maddeye eklenmesinin yeterli olacağını ve sorunun bu yolla aşılabileceğini söyledi. AB’ye uyum düzenlemesi Eski madde numarası 159 olan “Türklüğü aşağılama” suçuna ilişkin hüküm, ilk Türk Ceza Yasası’nda yer almasından 2002 yılına kadar yaklaşık 8 kez değişikliğe uğradı. 2002 DİSK, KESK, Türkİş ve TGC, AKP’nin topu sivil topluma atmaya çalıştığını düşünüyor ANAVATAN’dan Arınç’a tepki ? ANKARA (ANKA) Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Muzaffer Kurtulmuşoğlu, Arınç’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin açıklamalarını, “Partinin önemli kararlarını, ‘Ben, Erdoğan ve Gül alırız’ demek istemiştir” diye yorumladı. Arınç’ın, “Gül bana geldi. Ağabey sen Başbakan Yardımcısı mı olmak istersin, Meclis Başkanı mı diye sordu. Ben de Meclis Başkanı olurum dedim” sözlerini hatırlatan Kurtulmuşoğlu, Arınç’ın bu sözleriyle bazı çevrelere mesaj verdiğini öne sürdü. ‘Hükümet samimi değil’ ? AKP’nin toplum yaşamını ilgilendiren diğer yasalarda sivil toplum örgütlerinin sesine kulak tıkadığını belirten örgüt temsilcilerine göre, hükümet seçim öncesi risk almamak için 301. madde tartışmasında tavır belirlemiyor. FIRAT KOZOK DYP’li Tosun toprağa verildi ? ANKARA (AA) Önceki gün vefat eden, DYP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankaragücü Başkanvekili Serdar Tosun’un cenazesi toprağa verildi. Tosun için DYP Genel Merkezi’nde düzenlenen törende konuşan DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Tosun’un hayatı boyunca dürüst ve haysiyetli bir şekilde yaşadığını, hiçbir zaman taşıdığı yükten şikâyetçi olmadığını söyledi. Tosun’un tabutu cenaze arabasına götürülürken “Hepimiz Türküz Atatürkçüyüz” sloganı atıldı. Bakana okul binası sorusu ? ANKARA (AA) CHP Antalya Milletvekili Feridun Baloğlu, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde İstanbul’da, Sabancı Anadolu Lisesi’nin konferans salonunun, 8 Ocak’ta, AKP Gençlik Kolları’nın kullanımına verilmesinin ardından okul aile birliğinin, bu karara tepki göstererek istifa ettiğini belirtti. Baloğlu, Çelik’e “İktidar partisinin kamuya ait bir salonu, özellikle bir eğitim kurumunun salonunu siyasi amaçlı kullanmasını doğru mudur” diye sordu. ANKARA AKP iktidarının, Türk Ceza Yasası’nın 301. maddesi konusunda ortak bir tavır benimseyememekle eleştirdiği sivil toplum örgütleri, hükümete sert tepki gösterdi. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, hükümetin bugüne kadar hiçbir önemli yasayı sivil toplum örgütlerine hazırlatmadığını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce, ekonomik sosyal konseyle ilgili kendilerinden bir çalışma yapmalarını istediğini anımsatan DİSK Başkanı Çelebi, yaptıkları çalışmanın 2 yıldır rafta tutulduğunu belirtti. 301. madde konusunda da kendilerinin iradelerini ortaya koyduğunu ifade eden Çelebi, “Ama burada temel yaklaşım şudur, hükümet kendi arasında her şeyden önce bir mutabakat içerisinde değil” dedi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in, “işin kolaycılığına kaçmak için topu sivil toplum örgütlerinin kucağına attığını” söyleyen Çelebi, 301. maddenin değişmesi yönündeki ortak iradelerini hükümete ilettiklerini ancak bu kez de kendilerinden madde düzenlenmesinin istendiğini kaydetti. çimlerde de olsa yasalarda bulunduğunu söyledi. Tombul, “Diğer önemli yasalarda istediğini yapan hükümet, bu konuda topu başka yere atıyor, bu samimi de değil” diye konuştu. ‘Kendi içinde görüş birliğine varsın’ Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç de hükümetin 301. madde konusunda samimi olmadığını söyledi. TGC’nin yeni Türk Ceza Yasası’nın 26 maddesi hakkındaki görüşlerini hükümete sunduğunu belirten Erinç, ancak bunlardan yalnızca ikisiyle ilgili görüşlerinin dikkate alındığını ifade etti. Erinç, şunları kaydetti: “Önce hükümet kendi içinde bir görüş birliğine varsın, her yana çekilebilecek açıklamalardan vazgeçsin. Ardından da bütün sivil toplum örgütlerinin aynı görüşte birleşemeyeceği biline biline böyle bir istekte bulunmaktan vazgeçilsin. Adalet Bakanı’nın açıklamasına göre ellerinde 12 öneri var, bu öneriler en azından müzakere metni olarak ele alınabilir.” Prof. Dr. Baskın Oran, sivil toplum örgütü temsilcileriyle birlikte açıklama yaptı. (Fotoğraf: AA) Baskın Oran’a ilginç soru ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Savcılık, “Ölüm tehdidi alıyorum” diyen Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Baskın Oran’a, “tehdit edenlerle uzlaşıp uzlaşmayacağını” sordu. Oran, 301. maddeye ilişkin “Madde değil maddenin nasıl uygulandığı önemlidir” dedi. Prof. Oran, ölüm tehditleri aldığını belirterek Cumhuriyet Savcısı Hasan Dursun ile görüştü. Ankara Adliyesi’ne giden Oran’a, İHD Başkanı Yusuf Alataş, İnsan Hakları Vakfı Başkanı Yavuz Önen, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Levent Korkut, Helsinki Yurttaşlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Atamer, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Başkanı Kazım Genç ile Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Hasan Ürel eşlik etti. Adliyeden çıkışta gazetecilere açıklama yapan Oran, Dursun’un, “kendisini ölümle tehdit eden kişilerle uzlaşıp uzlaşmayacağını” sorduğunu söyledi. Oran, bunun mümkün olmayacağını ve tehdit mesajları yollayan kişiler hakkında kamu davası açılmasını talep ettiklerini söyledi. Oran, İstanbul’daki aynı santraldan gelen hakaret ve tehdit içerikli telefon ve faks numarasını, Kasım 2004 tarihinde savcılığa bildirdiğini, ancak savcının, bu müracaatın “soyut bir iddiadan ibaret olduğu” gerekçesiyle, herhangi bir dava açmadığını belirtti. Oran, Azınlık Hakları Raporu’nu yazdıktan sonra ve İstanbul’daki “Barışı Arama Kürt KonferaNsı” nedeniyle tehditler aldığını söyledi. Oran, TCY’nin 301. maddesinin nasıl değiştirilirse değiştirilsin hiçbir şeyin değişmeyeceğini savunarak “301’in tamamen kalkması gerekir. Çünkü bir madde değil, o maddenin nasıl uygulandığı önemlidir. Bu linç atmosferinde nasıl uygulandığını tahmin etmeye gerek yok, görüyoruz” dedi. Siyasi idare çözüm aramalı Türkİş Başkanı Salih Kılıç, 301. maddenin kaldırılmaması konusunda büyük çoğunluğun hemfikir olduğunu belirtirken maddenin değiştirilmesi gerektiğini, bu noktada da siyasi iradenin çözüm aramasının zorunlu olduğunu söyledi. KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul, hükümetin kendi sorumluluğunu sivil toplum örgütlerinin üzerine atamayacağını belirtti. KESK olarak bu maddenin kaldırılması gerektiğini düşündüklerini anlatan Tombul, madde içerisindeki düzenlemelerin farklı bi ‘Köşk’e adayım demedim’ TBMM Başkanı, önceki gün Erdoğan’a ‘Bir dönem daha başbakanlıkta kal’ mesajı verdi, dün ise sözlerinin cumhurbaşkanı adaylığı olarak yorumlanmamasını istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Bülent Arınç, önceki gün Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylığı konusunda ilk kez net açıklamalar yaptı. Açıklamaları bazı partilerce eleştirilip, AKP içinde de yankı bulan Arınç, dün bir açıklama yaparak sözlerinin “Kimin cumhurbaşkanı adayı olacağı’’ şeklinde anlaşılmaması gerektiğini belirtti. Arınç, bir grup köşe yazarı ile yaptığı görüşmede, Erdoğan’ın bir dönem daha başbakanlık yapması yönünde mesajlar verdi. Cumhurbaşkanlığı adaylığını istediğinin işaretlerini veren Arınç, “Türkiye tekrar koalisyonlara sürüklenmemeli, geçen 5 yılın deneyimlerinden yararlanarak Tayyip Bey 5 yıl daha Türkiye’ye çok şey kazandırır, başarılarımıza başarı katar. Ancak isterse Çankaya’ya çıkar” dedi. Arınç’ın, “Cumhurbaşkanı nasıl biri olmalı” sorusuna verdiği “Devlet tecrübesi olmalı, vizyonu olmalı, özgürlükçü olmalı, halktan yana olmalı ve kendi konumunu tartışmaya açabilecek biri olmalı. Ben TBMM İçtüzüğü’nde değişiklik önerdim, Meclis başkanına da güvensizlik oyu verilebilmelidir” şeklindeki yanıt ise ‘kendisini tarif ediyor’ yorumlarına neden oldu. Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın aday olmayıp bir başkasını aday göstermesi durumunda tavrının ne olacağına ilişkin bir soru üzerine “Kanaatimi söylerim, ama o karar verdikten sonra onun kararını destekleriz” dedi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 CHP Kartal’da görev değişimi ? İstanbul Haber Servisi CHP Kartal Olağanüstü İlçe Kongresi, önceki gün yapıldı. Yüksel Çiftçi ve Hilal Dokuzcan’ın yarıştığı kongrede 212 oy alan Çiftçi Kartal İlçe Başkanlığı’na seçildi. 375 delegeden 368’inin oy kullandığı kongrede 10 oy da boş çıktı. Şahin: 301’de acele etmeyeceğiz ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, hükümetin 301. maddenin değiştirilmesi konusunda acele etmeyeceğini söyledi. NTV’nin sorularını yanıtlayan Şahin, “Birisiyle ilgili dava açıldı diye, ilgili maddeyi hemen değiştirmeye kalkarsanız ceza kanunu kevgire döner” dedi. Şahin 301. madde ile ilgili yeni yasa maddesinin nasıl olması konusunda görüş birliğinin olmadığını anımsatarak çok sık yasa değiştirmenin hukuk devleti açısından sakıncalı olduğunu söyledi. 301 ile ilgili sorunun uygulamadan kaynaklandığını belirten Şahin, “Yargıtay Ceza Genel Kurulu bir içtihat oluşturduğunda uygulamada da birlik sağlanacak” dedi. ‘Yanlış anlaşıldım’ Dün, Dolmabahçe Sarayı düzenlenen bir törende gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arınç, “Başbakan’a yönelik söylediklerim, ‘kimin Cumhurbaşkanı adayı olacağı’ şeklinde anlaşılmamalıdır. ‘Başbakanlık konusundaki kazanılmış tecrübelerin önümüzdeki dönem için tekrar kullanılmasının faydalı olabileceği’ düşüncemi ifade ettim. Benim veya bir başkasının adaylığı ile ilgili herhangi bir şey konuşmadık’’ diye konuştu. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle