13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA ENERJİ neriman?cumhuriyet.com.tr 7 RusAlman doğalgaz boru hattı projesi, Baltık Denizi’nin karanlık sularında yüzüyor DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT AB’ de doğalgaz endişesi NERİMAN ÖZCAN Kıbrıs’ta Devekuşu Politikası... Bir anda uluslararası üne kavuşan Lokmacı geçidinin yıkımı dün tamamlanırken, ajans bültenlerine düşen küçük bir açıklama, KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü’nün ağzından Talat’ın düş kırıklığı içinde olduğunu duyurdu. Sözcü, yıkımı yakından izlemek amacıyla Ledra “Uzunyol” çevresine üşüşen medya mensuplarına, Cumhurbaşkanı’nın “Kıbrıs Türk halkı ile Kıbrıs Rum halkının buluşabileceği ve adadaki durumu iyileştirebileceği yeni olanaklar yaratmak amacı ile“ Lokmacı adımını attığını söylemekle yetinmemiş, çabasının karşılıksız kalacak gibi göründüğünü de sözlerine eklemiş! 5 milyarlık Kuzey Avrupa Boru Hattı Projesi şimdiden Avrupa ülkelerini birbirine düşürdü. Rusya’dan, Almanya’ya ucuz doğalgaz taşıması hedeflenen projeye Ukrayna ve Polonya ekonomik, Litvanya ve İsveç ise ekolojik sebeplerden ötürü karşı çıkıyor. Gün geçtikçe Avrupa kendi enerji ihtiyaçlarını karşılamak için alternatif projeler üretiyor. 2010’da faaliyete geçmesi beklenen Rusya ve Almanya arası inşa edilecek ‘Kuzey Avrupa Boru Hattı’ doğalgaz projesi de onlardan biri. 5 milyar Avro’luk projeyle erişimi sağlanacak yıllık 55 milyar m3 doğalgazla Avrupa’nın enerji ihtiyacının önemli bir kısmının karşılanacağı öne sürülüyor. Almanya’ya daha ucuz ve kolay doğalgaz sağlaması için tasarla ‘Rusya’nın kararı kabul edilemez’ ELÇİN POYRAZLAR BERLİN Rusya’nın Belarus’la yaşadığı gerginlik sonucu Batı Avrupa’ya önceki gün petrol arzını durdurması AB içinde endişeyle karşılandı. Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Berlin’de bir araya gelen AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Rusya ve Belarus’un yaşadıkları anlaşmazlık sonucu Avrupa’ya petrol arzının dur durulması kararının “kabul edilemez” olduğunu söyledi. Barroso, “AB ülkelerine danışılmadan alınan karar bizim için bir endişe konusudur”dedi. Barroso, Komisyon’un enerji ve küresel ısınmaya yönelik bir enerji paketini bugün sunacağını bildirdi. “Rusya Soğuk Savaş döneminde bile güvenilir bir ortak olduğunu kanıtladı” diyen Merkel ise gelişmelerin Rusya ile güven ortamını zedelediğini ifade etti. duğunu yazdı. İver, İsveç’te enerji ihtiyacının sadece yüzde 1.5’inin doğalgazdan karşılandığını ve dışa bağımlılıktan kurtulmak için 2020’de hidrokarbonlu enerji kullanımından tamamen vazgeçileceğini belirtti. İver, Rusya’nın Baltık sahilinde bulunması sebebi ile bölgeye terör saldırılarının da olabileceğini iddia etti. Aynı makalede İsveç nan hattın, Almanya’nın petrole olan bağımlılığını da bir ölçüde azaltması bekleniyor. Ancak bu alternatif güzergâh içlerinde İsveç ve Litvanya’nın da olduğu bazı ülkeleri endişelendiriyor. Litvanya Başbakanı Algirdas Brazauskas, Baltık Denizi’nde 2. Dünya Savaşı sonrası Sovyet güçlerinin bıraktığı 300 bin ton kimyasal ve biyo lojik atığın olduğunu, yapılan bu anlaşmanın büyük bir ekolojik felakete yol açabileceğini öne sürdü. Baltık ülkeleri ise bu proje ile Ukrayna ve Polonya’nın doğalgaz boru hattı planlarının devre dışı bırakılmasına tepkili. Ann François İver, Fransız Liberation gazetesinde yayımlanan bir makalesinde, İsveç’in de bu projeye karşı ol Başbakan Yardımcısı ve Sanayi Bakanı Maud Elisabeth Olofsson’un doğalgazın sürdürülebilir bir enerji türü olmadığını, yeni bir enerji bağımlılığına karşı olduklarını, bu sebepten doğalgaz ihracatına sıcak bakmadıklarını, İsveç Greenpeace Genel Sekreteri Lennart Daleus’ın bu projeye harcanacak paraya yazık olacağını, onun yerine yenilenebilir enerjilere yatırım yapılabileceğini söylediği yer alıyor. Projenin arkasında Rusya’nın dev gaz şirketi Gazprom var. Konsorsiyum kapsamında Gazprom’un yanında Alman enerji şirketi EON (Enerji AG) ile dünyanın önde gelen kimyasal sanayi şirketlerinden BASF yer alıyor. 14 Kasım’da proje ile ilgili detaylı bilgiler sunulurken 2008’in ortasına kadar projenin çevresel ve ekolojik etkilerinin araştırılması için süre verildi. Havuç ya da salam politikası.. Öyle anlaşılıyor ki, ne Türkiye’de günün iktidarı; hele ne de KKTC’deki “Cumhurbaşkanı+ hükümet” oluşumu, Kıbrıs sorununda Rumların Türkiye ve Kıbrıs Türklerine karşı tam bir havuç politikası izlediğinin hâlâ farkında değildirler. Arkalarına Batı ülkelerini de almış olan Rumların Kıbrıs’ta iki devletli bir oluşuma razı olmayacaklarını anlayamamış kafalarla yürütülecek politika, Lokmacı Köprüsü ya da üstgeçidi gibi, sıradan bir enti püften olayın yıkılmasını, bir anda uluslararası medyanın gündemine oturtuverir. O gündem de, ilerki günlerde Ankara’nın başını adamakıllı ağrıtacak yeni sorunlar yumağını üretir. AB başkentlerinden, Kıbrıs konusunda Türkiye’nin bir adım daha atması istenilir. Başbakan, o adımın atılmasına çoktan rıza gösterecektir. Ancak, önünde hem Cumhurbaşkanlığı hem de genel seçimler bulunduğu için, kamuoyunu son cafcaflı bayram afişlerinde yaptırdığı gibi ulusal bayraklı, ay yıldızlı şovlarla oyalarken Talat’ı da Abdullah Gül’e havale ederek, yine bir salam politikası izlemeyi yeğlemiştir. Rusya, ABD, Japonya, G.Kore ve Avrupa ülkeleri dünyanın enerji sorununu çözmek için beraber çalışacak Füzyon enerjisi için işbirliği UĞUR KUTLUKAYA Hükümette düş kırıklığı Enerji sıkıntısına çözüm üretmeyi amaçlayan gelişmiş ülkeler, Avrupa’nın ortasına bir füzyon reaktörü kuruyor. Reaktör kurulursa uzmanlar 1 litre deniz suyundan 1 litre petrole eşdeğer enerji üretmeyi tasarlıyor. Nükleer füzyon reaktörünün kurulması için daha önce anlaşmaya varan 31 ülkenin temsilcileri projenin hayata geçmesi için çalışmalarını hızlandırdılar. Marsilya’nın güneyinde yer alması planlanan “Uluslararası Termonükleer Deney Reaktörü”nün (ITER) maliyetinin12.8 milyar dolar olacağı öngörülüyor. Projeye ev sahipliği yapan Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac geçen kasım ayı sonunda, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Japonya, Güney Kore, Rusya ve Amerika’nın temsilcileri ile imza töreninde bir araya geldi. Proje kapsamında basına bilgi veren Chirac, herhangi bir önlem alınmaması durumunda mevcut fosil enerji kaynaklarının önümüzdeki 200 yıl içinde tamamen tükeneceğini dile getirdi. Chirac, “Bu dünyanın başarısı FÜZYONUN FİZYONDAN FARKI ? Nükleer Fizyon: Bir nötron yardımıyla bir atomun çekirdeğinin daha küçük iki atoma (izotop) parçalanmasıdır. Parçalanan atomlar genellikle uranyum ve plütonyum izotoplarıdır. ? Nükleer Füzyon: İki küçük atom, genellikle hidrojen ve hidrojenin izotoplarının (döteryum ve trityum) bir araya getirilerek daha büyük bir atom ve/veya izotopları oluşturmak (helyum ve izotopları) suretiyle enerji açığa çıkarılmasıdır. Güneş bu şekilde enerji üretir. dır. Reaktörün inşaatı 8 yılda bitecek. Buna rağmen kullanımda kendini göstermesinin 2040 yılından önce mümkün olamayacağını tahmin ediyoruz. Özellikle Hindistan ve Çin’deki endüstriyel gelişmeler ve öngörülen nüfus artışları sebebiyle 20 yıl içinde dünyada enerji tüketiminin yüzde 60 artacağı tahmin ediliyor. Şu an kullanılan enerji kaynaklarının 3/4’ü fosil kaynaklardan oluşuyor. Ayrıca karbondioksit oranları da tehlikeli boyutlara ulaştı. Bugün nükleer santrallarda atomun çekirdeğini parçalayarak enerji üretiliyor. Ancak ürettiğinden daha fazla enerji tüketiyor. Bu yüzden 31 ülke bir araya gelerek bu sorunları aşmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Füzyon enerjisinin temeli, atomları yüksek sıcaklıktayken birbirleriyle çarpıştırmaya dayanıyor. Uluslararası Manhattan Projesi fizikçilerine göre, bugün yıllık 3 trilyon dolar civarında olan enerji pazarı, gelişmekte olan ülkelere paralel olarak gelişiyor. Uzmanlar füzyonun efektif kullanımın yenilenebilir enerjilerin de önünü açacağını düşünüyor. IEA’ya göre, nükleer enerjinin bugün toplam enerji üretimindeki payı sadece yüzde 16. 2030’da nükleer enerjinin payının yüzde 27’ye çıkacağı ve sadece Asya’nın 31 nükleer santralı olacağı öngörülüyor. Bugün gazetelerde okumuş olacaksınız. Lokmacı sorunu, önceki gün 2007’nin Bakanlar Kurulu toplantısında da ele alınmış. Dışişleri Bakanı Gül, Bakanlar Kurulu üyelerine, olayın gelişmesini, Genelkurmay Başkanlığı’nın, Rum tarafının izlediği “hep biz alalım ve karşımızdakilere hiçbir şey vermeyelim” politikasından duyduğu sıkıntıyı anlatmış. Bakanlar, Gül’e Lokmacı için KKTC’nin attığı adımdan Kıbrıs Türkü’nün kazanımının ne olacağını sormuşlar. Dışişleri Bakanı, sıkıntısını arkadaşları ile paylaşmakla yetinmeyi yeğlemiş! Başbakan’ın da, partisinin merkez kurulu toplantısında Lokmacı Köprüsü işini Talat’ın aceleciliğine yüklediği, ancak medya karşısında olayın Türkiye’nin tanımış olduğu bir devletin iç sorunu olduğunu söyleyerek olup bitenlerin uzağında olduğu görünümü vermek istediği anlaşılıyor. Bu tür görüntü Erdoğan’ı seçimlerde kurtaramaz.. Oysa Türkiye Başbakanı’na düşen görev, KKTC Cumhurbaşkanı kendisine geldiği zaman, Dışişleri Bakanı ile Genelkurmay Başkanı’nı da bir masa etrafında toplayarak popülizme el vermeyen bir stratejide birlikte yol almayı sağlamak olmalıydı. Talat, Türkiye’yi sevmeyebilir... Mehmet Ali Talat, birey olarak Türkiye’yi, mesela bir Rauf Denktaş kadar sevmeyebilir. Bunun örneklerini de zaman zaman gösterebilir. Tıpkı geçen 15 Kasım’da KKTC’nin kuruluş yıldönümü törenlerinde kamuoyuna da yansıyan bir KKTC Güvenlik Kuvvetleri subayının konuşmasına itiraz ettiği gibi. Ya da kamuoyunun fazla bilmediği, yine aynı törende KKTC’li polis gücünün geçit töreni sırasında Harp Okulu marşı söylemiş olmasından fena halde sıkıldığını ilgililere anlattığı gibi.. Ama KKTC Cumhurbaşkanı olduğu sürece, ülkesinin ve halkının çıkarlarını koruma işinde sergüzeşt peşinde koşmamayı artık öğrenmelidir. Lokmacı olayına rast gelmiş olan ve Kıbrıs Dişişleri Başkanı Ahmet Yönlüer’in Güney Kıbrıs Rum Ortodoks Başpsikoposu’na yapacağı dostluk ziyaretinden hemen önce ev sahibinin, Türkiye ve Türk halkına karşı kustuğu kinden herkesten fazla kendisinin de rahatsız olması gerektiğinin farkına varmalıdır. Karşı tarafın Kıbrıs Türkü’nün çıkarlarına, geleceğine sahip olmak istediğini örnekleyen derslerden bir şeyler öğrenmemekte ısrar ederse, KKTC nin 2. Cumhurbaşkanı’nın özgeçmişine, sadece “son derecede iyi niyetli, hatta saf birisi idi” yazılmayacağını, başka sıfat ve yakıştırmaların da haklı olarak sonsuza kadar “M.Ali Talat” kimliğinin ayrılmazları olarak kalacağını unutmamalıdır. MÜHENDİSLERDEN İGDAŞ’A TEPKİ Doğalgaz tesisatı konusunun, özellikle İstanbul’da 14 yıldır kanayan bir yara halini aldığını dile getiren Türkiye Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Sekreteri Ali Ekber Çakar, doğalgaz projelendirme ve tesisat montaj faaliyetlerinin MMO (Makine Mühendisleri Odası) denetimi dışında, mühendis bile olmayan kişilerce yürütüldüğünü iddia etti. Çakar “Depremini bekleyen İstanbul’da doğalgaz faciası yaşanmaması için uyulması gereken güvenlik kuralları mevcut. İGDAŞ bunları uygulamıyor” dedi. Çakar toplumun can ve mal güvenliği açısından, doğalgaz alanındaki tüm projelerin MMO tarafından denetlenmesi gerektiğine dikkat çekerek “Odamız eğitimlerinden geçmemiş bine yakın mühendis, İGDAŞ kayıtlarına göre şu anda faaliyetlerini sürdürmektedir” diye konuştu. YENİLENEBİLİR ENERJİYE KÖSTEK Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), perakende satış lisansı sahibi tüzelkişilerin, yenilenebilir enerji kaynak (YEK) belgesine sahip üretim şirketlerinden alacakları elektrik enerjisine uygulanacak toptan fiyatı, 1 Ocak 2007’den itibaren geçerli olmak üzere yeniden düzenledi. 2006’da ‘bu kapsamda’ 8.36 Ykr/kilowattsaat olarak belirlenen Türkiye ortalama toptan elektrik satış fiyatı, 1 Ocak 2007’den geçerli yüzde 9.2 oranında artırılarak 2007 yılı için 9.13 YKr/kilowattsaata yükseldi. Kanun kapsamında perakende satış lisansı sahibi kamu dağıtım şirketleri, kendilerine müracaat eden YEK belgeli üretim lisansı sahibi tüzelkişilerden, bu referans bedelden ve 1 Ocak 2007’den geçerli olacak elektrik satış anlaşmalarını yapabilecekler. Yenilenebilir enerjiye hücum Total ve Fransız kamu elektrik şirketi EDF, Fransa’nın Toulouse şehrinde yeni bir güneş paneli işletmesinin açılışını yaptılar. Tenesol şirketinin de tali ortak olarak yer aldığı kuruluşun en önemli özelliği “fotovoltaik bir güneş paneli” işletmesi olması. Panellerin şimdilik yılda 17 MW olan kapasitesinin yüzden fazla yeni iş imkânı sağlaması bekleniyor. Total ve EDF, güneş enerji sektörünün yenilenebilir enerjiler içerisinde en hızlı büyüyen sektör olduğunu düşünüyorlar. Yetkililer panel işletmesinin ancak yirmi yıl sonra seri üretime geçebileceğini, daha sonra da Tenesol’ün bu modifiye olan ürünleri satabileceğini umuyorlar. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net Krallık sona mı eriyor? ÖZLEM ŞENER Kömürün kullanımı çevreye zarar verirken doğalgaza sahip ülkeler hassas politikalar izleyerek diğer ülkeler üzerinde güç unsuru oluşturuyor. Son dönemde doğalgaz merkezli kaygılar ve artan fiyatlar ise kömüre yaradı. Kömürün her ülkede bulunması arz güvenliğinde sıkıntı olmadığını gösteriyor. 20062030 yılları arasında karbondioksit emisyonunun yüzde 50 olmasında kömürün payı büyük. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (UEA) senaryosuna göre, 2050 yılında enerji talebinin yüzde 85’i fosil yakıtlardan karşılanacak. UEA’nın yöneticisi Claude Mandil, karbon emisyonunu azaltacak yerek hükümetlerin enerji piyasasında yeni politikalar üretmesi gerektiğini söyledi. Siyasetle enerjinin birbirinden ayrılması gerektiğini öne süren Birol, enerji bağımlılığına son vermek için alternatif enerjilere 25 yılda 20 trilyon dolar ? UEA Başekonomisti Dr. Fa yatırımın şart olduğunu vurtih Birol “Enerji arz güvenliği guladı. Bazı ülkelerin petkonusunda alarm zilleri çalırolü ve doğalgazı enerji ihyor” diyerek hükümetlerin racatı dışında başka amaçlarenerji piyasasında yeni politika la kullanma eğiliminde oldular üretmesi gerektiğini söyledi. ğuna dikkat çeken Birol, özellikle petrol ve doğalgaz arz güvenliğinin son derece değişmesini ve öncelikli olarak kırılgan olduğunu, her an kriz çıkaenerjinin daha verimli kullanılma bilecek bir yönde ilerlediğini açıkladı. Birol enerji tasarrufu, yenilesını tavsiye etti. UEA Başekonomisti Dr. Fatih nebilir enerji ve nükleer konusunBirol ise “Enerji arz güvenliği ko daki yatırımların teşvik edilmesi nusunda alarm zilleri çalıyor” di gerektiğine de dikkat çekti. teknolojilerin geliştirilmesinin yanı sıra yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması gerektiğine dikkat çekti. Petrol kaynaklarının bir gün tükeneceğini belirteren Mandil, bu konuda izlenen politikaların KISA... KISA... KISA... ? Siemens AG, 2006’yı önemli bir bü balaj atıklarının toplanması kapsamında Yalova’nın orman köylerinden biri olan yüme ile kapattı, 2007’de hedef büyüt çevre bilincinin geliştirilmesi projesi” baş Sugören’de de hayata geçiriliyor. Köylüler, artık ormanları kesmek yerine güneş enertü Siemens AG, 2006 mali yılında net ge latıldı. ? Güneş enerjisi, ormanları kurtar jisinden faydalanıyor. lirinin yüzde 38 oranında arttığını, en önem? Ordu kumsallarında demir mineli gelir katkıları Otomasyon ve Kontrol Sis dı Yalova Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün temleri, Tıp Çözümleri, Otomotiv, Osram yürütmekte olduğu güneş enerjisi projesi, rali ve uranyum var Uzmanların yaptığı araştırmaya göre Perşembeve Enerji bölümlerinden sağlanEfirli ve Ünye’nın batı sahilledığını açıkladı. rinde stratejik önemi bulunan de? İtalyan Enel, elektrik damir minerali ve uranyum olduğu ğıtım özelleştirmeleri için ENbelirlendi. KA ile ortak oldu Enel ve ENTMMOB Çevre Mühen yaşanan politikasızlık ve ?Çevrecilerden Karadeniz’de KA 3 büyük elektrik dağıtım firdisleri Odası’nın (ÇMO) hükümetin bu konuda kirliliği azaltıcı proje uygulamasının özelleştirmesine birlikTürkiye’nin Avrupa Birli gösterdiği aciz tutum, te katılacak. ması. BM Çevre Fonu’nca destekği’ne (AB) uyum ve üye doğal ve kültürel varlık? Egegaz’ a ilk LNG gemisi lenen proje ile Karadeniz’deki evlik sürecinde kat ettiği larımızın tahrip edilmesi geldi Türkiye’nin doğalgazda sel ve endüstriyel kirliliğin azalaşamayı değerlendiren ve gelecek kuşaklar için Rusya’ya bağımlılığını büyük öltılması amaçlanıyor. “Türkiye İlerleme Rapo sürdürülemez bir yaşamı çüde azaltmak amacıyla Ceza? Sanayicilerin çevre ödülü saru”, oldukça ilginç yo dayatmakta ve hâlâ yir’den gelen ilk LNG gemisi 127 hipsiz kaldı İSO’nun 2006 çevre rumlar içeriyor. Odadan önümüzde bir sorun bin metreküplük ürününü boşaltbüyük ödülü ve çevre teşvik ödülüyapılan açıklamada; “Ül olarak durmaktadır.” maya başladı. ne layık sanayi kuruluşu bulunakemizde çevre alanında ifadeleri yer alıyor. ? Osmaniye’de il çevre ve mazken teşvik ve özendirme kateorman müdürlüğünün, “Amgorilerinde 5 firmaya ödül verildi. Çevre konusunda sınıfta kaldık CUMHURİYET 7 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle