23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 OCAK 2007 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Milli Eğitim Bakanlığı, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin ilköğretim müfredatını yeniledi AVRUPA GÜRAY ÖZ Ödev: Hacca gidenle röportaj ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), gelecek yıldan itibaren uygulamaya konulmak üzere ilköğretim 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıflarda okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin müfredatını değiştirdi. Buna göre öğrenciler din kültürü dersleri kapsamında; ezan dinlerken hissettiklerini yazıya dökecek, aptesin nasıl alındığını sınıfta gösterecek, hacca giden biriyle görüşme yapıp ödev hazırlayacak. MEB Talim Terbiye Kurulu (TTK) Başkanlığı, ilköğretim 4’ten 8’e kadarki sınıfların din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin müfredatını yeniledi. Gelecek yıldan itibaren uygulamaya konulacak müfredat, öğrenilen dini bilgilerin uygulamalı olarak tekrarına ve çevrede dinle ilgili kavramların araştırılmasına dayanıyor. Dersler, “İnanç, İbadet, Hz. Muhammed, Kuran ve Yorumu, Ahlak” ile “Din ve Kültür”den oluşan altı öğrenme alanı üzerine yapılandırıldı. Yeni müfredatla öngörülen din eğitimi şöyle: ? Öğrenciler 4. sınıfta “Din ve Ah Orhan Pamuk, İsmet Berkan Olunca Ben iyi bir Orhan Pamuk okuruyum. Cevdet Bey ve Oğulları’nı büyük bir zevkle okumuş, kitaplığımda Thomas Mann’ın Buddenbrook Ailesi’nin yanına yerleştirmiştim. Sonra o unutulmaz Sessiz Ev girdi kitaplığıma. O yılların olaylarına da denk düştüğü, siyasal ortamı iyi yansıttığı, insan hikâyelerini ustaca işlediği içindi herhalde, çok sevdim. Kara Kitap’la ilgili okuma serüvenim biraz değişiktir. Hikmetler bulmaya eğilimli bir ruh hali ile okuduğumu, bazen bulup sık sık yitirdiğimi hatırlıyorum. Ama Galip’in kayıp Celal Salik’in yerine geçmesindeki derinliği ve hikmeti anlayamasam da birinin ötekinin yerine geçmesi hikâyelerinin postmodern bir çarpıcılığı vardı doğrusu. “Kendim olmalıyım” diye yazan Celal Salik’i unutmadım. Bir gün yeniden karşıma çıkacağı içime doğmuştu sanki. Üç gün önce Radikal’de İsmet Berkan’ın köşesinde rastlayınca Celal Salik’e, eski bir dostu görmüş gibi oldum. Ama gerçekten Celal miydi, yoksa onun yazılarını yazmaya başlamış Galip mi, anlayamadım. Orhan Pamuk ise tıpkı hikâyelerinde olduğu gibi, ama bu kez roman kahramanlarını kullanarak değil, bizzat kendisi bir başkasının yerine geçmişti. Hem Kara Kitap’ın görünmez kahramanı Celal ya da Celal olmak isteyen Galip, hem de Orhan Pamuk İsmet Berkan’ın yerine geçmişlerdi. İsmet Berkan’ın kimin yerine geçtiğini ise çıkaramadım. ??? Orhan Pamuk’un Batılı bir eleştirmeni, Gabrille Killert, 1999 yılında Die Zeit’ın Edebiyat ekinde, başkası yerine geçme merakının Türklerin bir merakı olarak Pamuk’un kitaplarına yerleştiğini anlatmıştı: “Türkler” diyordu, Killert, “Batı’yı taklit edip durmuşlar ve bunun sonucunda da kimliklerini ‘esrarlarını’ yitirmişlerdir.” Gabrielle Killert Pamuk’un söyleminin bunun üzerine kurulu bir “üst söylem” olduğunda ısrarlıydı. Bilmem Pamuk’taki öteki olmak hevesinin böyle bir kökeni var mıdır, ama onun gerçekten de başkası olarak kendini bulmak istediğini, bu arada kendini yitirdiğini sık sık düşündüm. Birbirlerinin yerine geçen kahramanların en iyi resmedildiği romanlarından biri de Beyaz Kale’dir. Bu ilginç romanın iki kahramanının sayfalar ilerledikçe birbirinin yerine geçişini izlerken, büyük bir zevkle okuduğum romandaki kahramanlardan birinin de, bir başkası tarafından yazılmış bir başka romandaki bir kahraman olduğu iddialarını ciddiye almaz, her şeyin her şeye benzediği, parçalanıp giden dünyalara da bunun denk düştüğünü söyleyenlere hak verir, o bir başka romandaki Pedro’nun söyledikleriyle sonradan Hoca olan Venedikli’nin sözlerinin benzeşmesine hiç aldırmazdım. ??? Peki ama sürekli bir başkasının yerine geçerek kendimiz olabilir miyiz? Ya da başka türlü, Kara Kitap’ta “Kendiniz olmakta güçlük çekiyor musunuz” diye soran berber gibi sorayım. Kendiniz olmakta güçlük çektiğiniz zaman bir başkası olmak zor olmuyor mu? Celal Salik olsa şöyle derdi: “Kendim olmalıyım, onların seslerine, kokularına, isteklerine, sevgilerine ve nefretlerine aldırmadan kendim olmalıyım ben, kendim olmalıyım... Evet, berber efendi, insanın kendisi olmasına bir türlü izin vermezler, insanı bırakmazlar kendisi olsun diye, hiçbir zaman bırakmazlar.” Galiba bu kez de bırakmamışlar. Bu kez artık her şeyi bildiğini sanan, bilmediği zaman da bilmediğini bilmeyen, kendi eksik ve fazlalıklarına hoşgörüyle bakmayı bir tarafa bırakmış biri gibi olunca... İnsan pek çok şeyi unutuverir. Arşivlerden çıkartılan, bir zamanlar severek röportajlarını yayımlayan bir gazetenin, pek eski bir nüshasının üzerinde tepinerek manşet atılabilir. Şu anlamsız 301’den değil, 141142’lerden, 146’lardan yargılanmış, işkence odalarında kalmış, devletin gazabına uğramış olanların, Nâzım’ı çok sevenlerin, onun gibi olmak isteyenlerin, onun için yazı yazmış olanların çalıştığı gazeteye küfredilebilir, sonra o bir günlük rol değişiminin iç huzuru ile yeni bir roman yazmanın yalnızlığına gidilebilir mi? Neden olmasın, gidiliyordur. ??? Bu yazıya artık nokta koymak zorundayım. Uzadı ve bu yazı içinde ben bir başkası olmak, Orhan Pamuk okumaktan artık hoşlanmayan bir okura dönüşmek istemiyorum. Biliyorum, epey bir zamandır, Kars yolları karla tıkandığından bu yana zorlanıyorum ve Nobel de kurtaramadı Kar’da mahsur kalan sempatimi. Yine de yeni ve artık kahramanın bir başkasına dönüşmediği bir roman okumak istiyorum ben. Orhan Pamuk’un bir başkası olmak alışkanlığının giderek gazeteci olmak hevesine ulaşması, umarım ki artık bir son noktadır. Çünkü, tıpkı nasıl ressam olamayacağını anlamış, yazar olmakta karar kılmışsa Orhan Pamuk, bu deneyle birlikte gazeteci olamayacağını da anlamış olmalıdır. eposta: guray.oz@cumhuriyet.com.tr ? MEB Talim Terbiye Kurulu (TTK) Başkanlığı, ilköğretim 4’ten 8’e kadarki sınıfların din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin müfredatını yeniledi. Buna göre öğrenciler, din kültürü dersleri kapsamında; ezan dinlerken hissettiklerini yazıya dökecek, aptesin nasıl alındığını sınıfta gösterecek, hacca giden biriyle görüşme yapıp ödev hazırlayacak. lak Hakkında Neler Biliyoruz, Hz. Muhammed’i Tanıyalım, Kuranıkerim’i Tanıyalım, Sevgi, Dostluk ve Kardeşlik, Aile ve Din’’, 5. sınıfta “Allah İnancı, İbadet Konusunda Bilgilenelim, Hz. Muhammed ve Aile Hayatı, Kuran’da Kıssalar, Vatanımızı ve Milletimizi Seviyoruz’’, 6. sınıfta “Peygamberlere ve İlahi Kitaplara İnanç, Namaz İbadeti, Son Peygamber Hz. Muhammed, Kuranıkerim’in Temel Eğitici Nitelikleri, İslamın Sakınılmasını İstediği Davranışlar, İslamiyet ve Türkler’’, 7. sınıfta “Melek ve Ahiret İnancı, Ramazan Ayı ve Oruç İbadeti, Bir İnsan ve Peygamber Olarak Hz. Muhammed, Kuran’da Akıl ve Bilgi, İslam Dinine Göre Kötü Alışkanlıklar, Kültürümüz ve Din’’, 8. sınıfta “Kaza ve Kader, Zekât, Hac ve Kurban İbadeti, Hz. Muhammed’in Hayatından Örnek Davranışlar, İslam Düşüncesinde Yorumlar, Din ve Güzel Ahlak, Dinler ve Evrensel Öğütler’’ başlıklı üniteleri işleyecek. ? 5. sınıfta “Sevinç ve Üzüntülerimizi Paylaşalım’’ ünitesinde sınıf içinde yardım kampanyası düzenlenecek, huzurevleri, çocuk yuvaları ziyaret edilecek. ? 6. sınıfta “Namaz İbadeti’’ ünitesinde sınıf gruplara ayrılacak. Gruplar aptes, boy aptesi ve teyemmümün hangi durumlarda ve nasıl yapıldığını araştıracak ve sınıfta sunacak. Öğrencilerin ezan dinlerken neler hissettiklerini yazmaları istenecek. ? 7. sınıfta “Kuran’da Akıl ve Bilgi’’ başlıklı ünitede, akıl ve aklın fonksiyonlarının atasözü, deyim, özdeyiş, türkü ve şarkılardaki kullanılış biçimleri araştırılacak ve sınıfta sunulacak. ? Kötü alışkanlıkların işleneceği ünitede ise sigara, alkollü içkiler, uyuşturucu, kumar gibi alışkanlıkların sonuçlarını gösteren resim, fotoğraf ve gazete kupürleri sınıfta değerlendirilecek ve bir pano oluşturulacak. ? “Zekât, Hac ve Kurban İbadeti’’ ünitesinin işleneceği 8. sınıfta öğrencilerden, çevrelerinde hacca giden birisiyle röportaj yapması istenecek. ? Konular Fen ve Teknoloji dersinin “Hücre Bölünmesi ve Kalıtım’’ ve “Doğal Süreçler’’ üniteleriyle ilişkilendirilecek. ? Atatürkçülük ile ilgili konular üzerinde de durulacak. Atatürk’ün din ve vicdan ile düşünce hürriyetleri ve diğer dinlere, örfâdetlere hoşgörülü olma, İslam dini konularındaki görüşleri açıklanacak. Laiklik esasları ve Atatürk’ün bu konudaki görüşleri örneklerle anlatılacak. ? Yeni müfredatta dinin insan yaşamını nasıl etkilediği ise “Kültürümüzü büyük ölçüde etkilemiş olan İslam dinini yetişmekte olan nesillere tanıtmak önemli bir görevdir. Edebiyatımızda, musikimizde, hatta niçin öyle değil de böyle hareket etmekte olduğumuzda ve konuşma biçimimizde dinimizle ilgili motifler, sembolik ifadeler ve çok yönlü izler vardır. Dini öğrenim bilmek, bütün bunları anlamak için kaçınılmazdır. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi okullardaki Türkçe, sosyal bilgiler gibi derslerin işlenmesinde de yardımcıdır ve gereklidir’’ ifadeleriyle anlatılıyor. ? Öğrencilerin konuları, “slogan bulma, reklam, poster ya da afiş hazırlama, şiir ya da hikâye yazma, öğrenilenleri dramatize ederek gösterme, görüşme yapma, alan gezilerine katılma, akrostij tekniğini kullanma” gibi yöntemlerle öğrenmesi sağlanacak. SAĞLIK ÇALIŞANI VE ŞİDDET 1. İNÖNÜ ZAFERİ’NİN 86. YILI ‘Erdoğan hedef gösterdi’ ? Türk SağlıkSen İstanbul İl Başkanı Akman, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının, Başbakan Erdoğan’ın sağlık çalışanlarını hedef göstermesi nedeniyle yüzde 70 arttığını belirtti. ŞULE KÖKTÜRK Sezer: Dünyaya verilen güçlü bir mesaj ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 86. yıldönümünde 1. İnönü Zaferi’nin önemine vurgu yaparak “Türk ulusu, dayatmalara boyun eğmeyeceğini, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünü her koşulda koruyacağını dünyaya güçlü biçimde duyurmuştur” dedi. Cumhurbaşkanı Sezer, 1. İnönü Zaferi’nin 86. yıldönümü dolayısıyla dün bir mesaj yayımladı. Sezer, mesajında şunları kaydetti: “Ulusumuzun kararlılıkla ve büyük özveriyle kazandığı Birinci İnönü Zaferi, Kurtuluş Savaşı’nın en önemli aşamalarından biri olarak tarihteki saygın yerini almıştır. Bu ilk zafer, kurtuluş umudunu canlandırmış, birliğimizi pekiştirmiş, savaşı yürütenlere moral ve güç vermiş, ordumuza güven duyulmasını sağlamıştır. Türk ulusu, dayatmalara boyun eğmeyeceğini, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünü her koşulda koruyacağını dünyaya güçlü biçimde duyurmuştur. Yurtiçinde ve yurtdışında Büyük Millet Meclisi ile ordumuzun saygınlığını artırmıştır. Zaferin ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması yolunda önemli bir adım olan 1921 Anayasası kabul edilmiş, kimi ülkelerle de ikili dostluk anlaşmaları yapılmıştır.’’ Sezer, Yüce Önder Atatürk’ü, Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü’yü, kahraman silah arkadaşlarını, tüm şehitleri ve gazileri saygı ve gönül borcuyla andığını belirterek “Birinci İnönü Zaferi’nin 86. yıl dönümünü kutluyor, yurttaşlarımıza esenlikler diliyorum’’ dedi. Türk SağlıkSen İstanbul İl Başkanı Mahmut Akman, AKP iktidarı döneminde sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının yüzde 70 arttığını belirterek bunun sebebinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hekimleri hedef göstermesi olduğunu söyledi. Akman, 2006’da yalnızca İstanbul’daki sağlık kurumlarında, 47 sağlık çalışanına yönelik şiddet ve şiddet girişiminin olduğunu belirterek “Bu sayı buzdağının görünen kısmı. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, sağlık çalışanlarını şiddet olaylarını bildirmemeleri yönünde tehdit ediyor” dedi. 2006’da hasta ve yakınlarınca şiddete uğrayan hekim ve hemşire sayısının 47 olduğunu belirten Akman, “Bu bize ulaşan sayı” dedi. Şiddete uğrayanlar arasında, Bezmi Âlem Valide Sultan Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, doktordan iş yapamaz raporu alacak kadar şiddete uğrayan bir hemşire, silahlı saldırıya uğrayan Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli bir kadın doğum uzmanının da bulunduğunu anlatan Akman, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün ise bu olaylar karşısındaki tavrının, şiddet olaylarının bildirimlerini engelleme yönünde olduğunu söyledi. Muhtarlık ve ilçe seçim kurullarında askıya çıkan seçmen listeleri 1 Mart’a dek askıda kalacak. YSK’den ‘muğlak genelge’ HAKAN DİRİK İZMİR Dikkatler mayıs ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimine yoğunlaşırken, kasımdaki genel seçimlerde bekleyen tehlike gözlerden kaçıyor. Yüksek Seçim Kurulu’nun 27. 11. 2006 tarih ve 372 sayılı “muğlak” genelgesi gereği, seçmen listelerinde “vatandaşlık numarası” bulunmayanlara seçimlerde oy kullandırılmama olasılığı ortaya çıktı. Yüksek Seçim Kurulu yetkilileri söz konusu genelgenin, seçimlerde Mernis projesine entegrasyon kapsamında TC kimlik numaraları ile kimlik bilgilerinin uyumunu kesinleştirmek ve ilçe seçim kurullarının çalışmasını hızlandırmak amacıyla yayımlandığını ifade ettiler. Şu anda oy kullandırılmama konusunda bir karar olmadığını anlatan yetkililer, bu konudaki son kararı ise ilerleyen günlerde Yüksek Seçim Kurulu’nun vereceğini belirttiler. Seçmen listeleri 25 Aralık’ta, muhtarlıklarda ve ilçe seçim kurullarında askıya çıktı. Listeler, 1 Mart’a dek askıda kalacak. Yurttaşların bu sürede, bilgilerini kontrol ederek, özellikle “TC kimlik numaralarının” isimlerinin yanında yer alıp almadığına bakmaları gerekiyor. Bazı siyasi partiler, örgütlerine talimat vererek, üyelerinin seçmen bilgilerini kontrol etmelerini sağladığı belirtilirken, kayıtların düzeltilmesi için aileden herhangi birinin kimliklerle birlikte mahalle muhtarlıklarına müracaat etmelerinin yeterli olacağı bildiriliyor. ‘Okul İdareciliği Sınavı’nı kazanan öğretmenlerin yönetici olarak ataması yapılmıyor ‘Talimat çalışanları engelliyor’ Akman, “İstanbul Sağlık Müdürlüğü, özellikle müdürlüğün birim amirliği aracılığıyla, ‘Saldırıya uğrayan, şahsınız da olsa, kurumunuzda çalışan her kim olursa olsun, ne bir sivil toplum kuruluşuna, ne dışarıdan birine ne de basın mensubuna bu bilgileri kesinlikle vermeyin’ talimatı verdiği için, arkadaşlardan isim, sayı istediğimizde, sıkıntıda olduklarını söyleyerek şiddete uğradıklarını anlatmıyorlar ve isimlerini açıklamıyorlar. İl Sağlık Müdürlüğü her şeyi güllük gülistanlık göstermeye çalışıyorlar” diye konuştu. Şiddet olaylarının AKP iktidarı döneminde eskiye göre yüzde 70 oranında arttığını ifade eden Akman, artışın en önemli sebeplerinden birinin Başbakan Erdoğan’ın, kameralar önünde söylediği sözlerden, hasta ve yakınlarının cesaret alması olduğunu ifade etti. “Sağlık çalışanlarını hep hedef gösterdi. Bu nedenle sağlık çalışanlarına yönelik şiddet bu söylemlerden sonra daha da arttı. Birçok kurumda güvenlik de yok artık. Emniyet güçlerinden idari bir soruşturma gerektirmediği sürece artık hastanelerde polis de yok. Ondan dolayı çalışanlar çok zor durumda” diyen Akman, İstanbul Valisi Muammer Güler’in de randevu taleplerine yanıt vermediğini söyledi. Okullarda vekil müdür dönemi hakkı oluştu. Atanmamaları halinde ise tazminat AKP’nin iktidara gelmesiyle davası açabilecekler.” okulların kadrolaşma merkezleri Mustafa Gazalcı da Aksaray’daki Mahmudiye İlköğretim Okulu’nun vekil müdürü, haline geldiğini vurgulayan CHP AKP’nin iktidara gelmeFatih İlçe Milli Eğitim Müdürü Kenan Kırali’nin eşi Emine KıDenizli Milletvekili Mustafa Gasiyle birlikte eğitim yuvarali. Bağcılar’daki Orhangazi Lisesi, Aşkaleli İbrahim Polat İlzalcı, siyasi iktidarın okullara sülarının kadrolaşma merkezköğretim Okulu, Kartal’daki Şehit Er Hasan Genç İlköğretim rekli vekil müdürler atadığını, leri olarak kullanıldığını diOkulu, Hesna Gündeş İlköğretim Okulu, Şehit Er Yıldıray BiTürkiye’deki okulların yüzde le getirerek “Okul müdüroğlu İlköğretim Okulu, Küçükçekmece İlçe Milli Eğitim Mü80’ine yakınının vekil müdürlerrü olmak için belirli yıl dürlüğü’ne bağlı Halkalı’daki 80. Yıl İlköğretim Okulu, Kanarle yönetildiğini söyledi. Eğitimçalışıp belirli sınavların ya İlköğretim Okulu, Bayrampaşa’daki Tuna İlköğretim OkuSen Genel Başkanı Alaaddin Dinkazanılması gerekli. AKP lu, Sancak ve Soy İlköğretim Okulu, Fatih’teki Pertevniyal Liçer de AKP’nin müdür olma yöhükümeti kıdemi yetmesesi, Şehremini Anadolu Lisesi, Fındıkzade İlköğretim Okulu, netmeliğini değiştirerek yapılan sıyen öğretmenleri müdür Ahmet Rasim Lisesi ve Aksaray Mahmudiye İlköğretim Okulu. nava mülakat eklendiğini anımsayapmak için vekil müdür tarak bu sayede AKP’nin kendi atama yolunu seçiyor. yandaşlarını atamalarının daha Bunlar da kadrolaşmakolay hale geldiğini belirtti. nın birer parçası” dedi. olarak sınavdan sonra yapılan mülakatın ya“Okul idareciliği sınavını” kazanan öğret sal olmadığını ifade ettiğimiz davalar açtık. DaCHP İstanbul Milletvekili ve menlerin atamasını yapmadan, yerine sınava gir valar sonuçlandı ve mülakatlar kaldırıldı. ArKadın Kolları Başkanı Güldal meyen, müdürlük yapmak için gerekli olan kri dından da açık olan okul müdürlüklerine veOkuducu da AKP döneminde terlere sahip olmayan ve birçoğu ilahiyat köken kil müdürler atandı” dedi. okulların yönetilemez hale gelli olan kendi yandaşlarını “vekil müdür” adıydiğini de savunarak “Sorunlarıİstanbul’da 150 dolayında okulun müdürlükla okullara müdür ve yönetici olarak atayan AKP, lerinin ilan edilmediğini de kaydeden Dinçer, şöynı bilmeyen kadrolarla çalışıeğitimde her alanda örgütlenmeye çalışıyor. lırsa şiddet, uyuşturucu, taciz gibi le devam etti: “İlan edilmeyen okulların çoğu EğitimSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, ‘popüler’ okullar. Artık bütün okul müdürlük olaylar tabii ki önlenemez. İmam hatip me“AKP iktidara geldiğinden bu yana sınava gi leri ilan edilecek. Geriye dönük düzenleme zunları, siyasi kadro peşinde koşarken eğiren ve kazanan adaylar atanamadığı için bir lerin tümünün iptal edilmesi gerekli. Mağ timde tabii ki gereken mesafe alınamaz” diçoğu müdürlük hakkını kaybetti. EğitimSen dur olan arkadaşların hak talep etme gibi bir ye konuştu. NİHAN İNAL VEKİL MÜDÜRLÜ BAZI OKULLAR Havalimanında külçe altın kayboldu İstanbul Haber Servisi THY uçağıyla Zürih’ten İstanbul’a getirilen, İş Bankası’na ait 25 kiloluk külçe altınlardan biri Atatürk Havalimanı’nda kayboldu. Polis kanalizasyon kanallarına varıncaya kadar yaptığı aramadan sonuç alamadı. İş Bankası’na ait 30 adet 25’er kiloluk külçeleri İsviçre’den getiren THY uçağı, dün akşam Atatürk Havalimanı’na inince kargo terminaline çekildi. Altınların içinde olduğu konteynır özel kasaların bulunduğu bölüme getirildi. Ancak burada, konteynırdaki mührün sökülmüş olduğu belirlendi. Yapılan sayımda alındı belgesinde 30 adet olarak görülen külçelerden birinin eksik olduğu belirlendi. Polis, yaptığı geniş çaplı aramada kayıp külçeyi bulamadı. THY Basın Müşaviri Ali Genç, değerli kargonun, bir kargo görevlisi nezaretinde uçaktan alındığını belirterek “Zürih ve İstanbul’da araştırma yapılıyor’’ dedi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle