19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 EYLÜL 2006 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tezkeredeki ‘güç kullanarak karşı koyma’ ifadesi hükümetin açıklamalarıyla örtüşmüyor 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Okuyan’dan Erdoğan’a tepki ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye KamuSen Genel Başkanı Bircan Akyıldız’a makamında yaptığı ziyarette konuşan Hürparti Genel Başkanı Yaşar Okuyan, ‘‘7 yıldızlı otellerde tatil, Ekinlik adasında yatla keyif yapanların, memurların durumunu görmesi zor’’ dedi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in toplu görüşmelere ilişkin düzenlediği basın toplantısını ‘‘devlet ciddiyetinden uzak bir şov’’ olarak niteleyen Okuyan, ‘‘Oferler ile çok fazla dans edenler, memurları yanlış anladılar, karıştırdılar’’ diye konuştu. Çatışma çelişkisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Lübnan’a asker gönderilmesine ilişkin tezkere, insani yardım faaliyetlerinde güvenliğin sağlanması için koruma kuvvet birlikleri ve Doğu Akdeniz’de devriye görevi yapmak üzere deniz görev gücü gönderilmesini öngörüyor. Tezkerede gönderilecek kara birliklerinin görevleri sıralanırken kullanılan ‘‘başta insani yardım faliyetlerinin güvenliğinin sağlanması’’ ifadesine yer verilmesi bu kuvvetlerin başka görevlerde de kullanılabilmesinin yolunu açıyor. Hükümet tezkerede öne sürdüğü tezlerle BM kararındaki Hizbullah’ın silahsızlandırılması koşulunu da gözden kaçırıyor. AKP hükümetinin önceki gün TBMM’ye sunduğu tezkerede, ‘‘kapsamı, zamanı ve süresi’’ hükümetçe belirlenecek esaslara göre yurtdışına asker gönderilmesi için 1 yıl süreyle yetki verilmesi isteniyor. Tezkerede, Türk gücünün görevleri şöyle sı TRT Kimin Sesi?.. Ne zamandır Dolmabahçe’de çay içip, Boğaz’dan geçen gemileri seyretmemiştim... İlk işim Dolmabahçe’ye gitmek oldu dün sabah. Bir süre orada kaldım, sonra Beşiktaş çarşısına yöneldim... Üç gündür sonbaharı yaşıyor İstanbul. Bunaltıcı sıcaklar bitti. Hava serinledi... Bir anda kaskatı kesilmiş kumsalların gönül erincini nasıl sakladığını, nemli karanlıklarda boy veren çiçeklerin yalnızlığını düşündüm... Göğün yükseklerinde günbatımı saatlerinde kanatları bembeyaz martıların çığlığını hatırladım... Yelkenliler mavi bir siste yol alıyorlardı, üst direkleri dalgaların üstünde sallanıyordu... Eski nefretler, kırılganlıklar, yanılgılar yoktu artık... Balzac’ın hükmeden aşkı ya da köleleştirici aşkı değişmez özgürlüğün bilinci altında yitip gitmişti... Ben Dolmabahçe’de denize yakın yerde Boğaz’dan geçen gemilere, Kız Kulesi’ne, Üsküdar’a bakarken takvim yapraklarında kaybolan günlere, haftalara, aylara inat, korku şatolarında hesaplaşan Nikola Vaptsarov’un dizelerini, Puşkin’in ‘‘Yüzbaşının Kızı’’nı öykü kahramanı olarak yeniden yaratmak istedim ama başaramadım... Cumartesi gecesi Haber Türk televizyonunda eski TRT Genel Müdürü Yücel Yener’in konuşmasını dinlediniz mi, bilmiyorum... Çok önemli şeyler söyledi TRT için... ‘‘Kamu yayıncılığı yapan TRT, bugün bir din kanalına dönüştürülmüştür. Orada tarikatçı kadrolaşma vardır...’’ ??? İlhan Selçuk, sürekli olarak Türkiye’deki ‘‘dinci yapılanma’’yı ve ‘‘Fethullahçı örgütlenme’’yi yazıyor... Üstelik belgeler koyuyor ortaya!.. Peki, laik demokratik Cumhuriyetin savcıları ne yapıyor? Hiçbir şey!.. TRT’de ‘‘FethullahçıNakşi’’ egemenliği açık bir biçimde kendini belli ediyor... TRT’de saçlarınızı ‘‘atkuyruğu’’ yapamaz, ‘‘küpe’’ takamazsınız ama ‘‘sıkmabaş’’la staj yapmakta özgürsünüz... TRT1’de Regaip Kandili nedeniyle mevlit yayını yapıldı. Mevlidin dua bölümünde ‘‘Atatürk, silah arkadaşları ve şehitlerimize rahmet dileme’’ ise yapılmadı... FethullahçıNakşi kadroların hazırladığı ‘‘kültür programları’’ bir rezalet... Her programda (Mozart çalarken bile) ilahiler okunuyor... İmamlar müdür, program yapımcısı oldu; Devlet Hava Meydanları İşletmeleri’nde ‘‘ütücülük’’ yapanlar ‘‘dekor taşıyanlar’’, hemşirelik okulu mezunları, ‘‘müşavir’’ olarak atandı TRT’ye... Dikkat edin tek bir futbol, basketbol maçını yayınlamıyor TRT... İlhan Selçuk, ‘‘Dördüncü Kuvvet’’ başlıklı yazısında (Tufan Türenç de aynı konuya değinmişti Hürriyet’te) dinci gazetelerin önlenemeyen tiraj artışını anlattı uzun uzun... Zaman, Yeni Şafak, Vakit, Milli Gazete kimler tarafından satın alınıp dağıtılıyor parasız? Değirmenin suyu nereden geliyor? Hangi vakıflar, AKP’li belediyeler, yeşil sermaye her gün kaç para harcıyor? Dinci gazetelerin toplam satışı 79 bin... Her gün parasız dağıtılan dinci gazete sayısı ise 645 bin... ??? Serin bir sonbahar sabahında Dolmabahçe’den yürüyerek Beşiktaş’a gidiyorum... Arap dünyasının Nobel ödüllü yazarı Mısırlı Necip Mahfuz 94 yaşında öldü... Onun kitapları kendi ülkesinde yasaklandı hep... Dinciler Mahfuz’u öldürmek istedi. Boğazından bıçakla yaralandı. O, köktendinciliğe karşı savaştı yaşamı boyunca! Havada dün sabah yağmur bulutları vardı... Kıpkızıl yangınlar, taze gülüşler, gökyüzünün o tarifsiz güzelliği içinde erimeye başlıyordu yavaş yavaş... Duru, aydınlık bir sarkaç gibi Beşiktaş İskelesi’nin üzerinden denize doğru sarkıyordu... Bu sırada Stutgart’ta yaşayan yazar dostum Ahmet Arpat’ın gönderdiği notu bir kez daha okuyorum: ‘‘Kaçkarlar’da 3 bin metreye kadar çıktım. Fırtına Deresi’nde balıkla tutup yedik. Uzun yürüyüşler yaptık, konakladık. Oralara dokunan katildir.’’ Dokundular bile Ahmat Arpat, dokundular... Kuşlar, balıklar, sürüngenler, memeliler yok olmaya başladılar... ? Tezkeredeki, ‘BM Güvenlik Konseyi görev yönergesi altında yürüttüğü faaliyetleri engellemeye yönelik teşebbüslere güç kullanarak karşı koyma’ ifadesi AKP hükümetinin kamuoyuna açıkladığının aksine çatışma çıkacağı öngörüsü içinde olduğunu gösteriyor. Tezkerede, ‘Başta insani yardım faaliyetlerinin güvenliğinin sağlanması’ ifadesine yer verilmesi, bu kuvvetlerin başka görevlerde de kullanılabilmesinin yolunu açıyor. ralanıyor: ‘‘Doğu Akdeniz’de devriye görevi yapacak deniz görev gücü için yeterli kuvvet tahsisi. Taleplerin tek tek değerlendirilmesi kaydıyla dost ve müttefik ülkeler için deniz ve hava ulaşım desteği sağlanması. Lübnan ordusuna eğitim verilmesi. Ayrıca bölgede Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından icra edilecek insani yardım faliyetlerinin gerektireceği ve başta bu unsurların güvenliğini sağlayacak kuvvet koruma birlikleri olmak üzere hudut, şümul ve miktarı hükümetçe belirlenecek askeri unsurlar.’’ Tezkerede yardım faliyetleri için gönderilecek kuvvet koruma birliklerinin görevi sayılırken ‘‘başta bu unsurlar’’ denilmesi dikkat çekiyor. Bu ifadeyle gönderilecek birlikler yardım faliyetlerinin yanı sıra diğer görevlerde de kullanılabilecek. yürüttüğü faaliyetleri engellemeye yönelik teşebbüslere güç kullanarak karşı koymaya, BM personeli, tesisleri ve teçhizatını korumaya, BM personelinin ve insani yardım çalışanlarının güvenliğini ve hareket özgürlüğünü teminat altına almaya ve ani fiziki şiddet tehdidi altında bulunan sivilleri korumaya yetkili kılınmıştır.’’ Tezkerede, bu ifadeyi izleyen paragrafta ise ‘‘BM Güvenlik Konseyi’nin anılan kararında yer alan, görev yönergesi ve bilahare hazırlanan ‘harekât konsepti’, ‘çatışma kuralları’, UNIFIL ’in meşru savunma ve çok istisnai durumlar dışında muharip görev üstlenmesini ve çatışmalara girmesini öngörmemek Ek görevler Tezkerede, Türk gücünün bölgedeki silahlı unsurların silahtan arındırılması dahil olmak üzere belirtilen taahhütlerin dışında hiçbir görevde kullanılamayacağı belirtildi. Ancak tezkerede, UNIFIL ’e mevcut görev yönergesine ek olarak verilen görevler sıralanırken şu ifadelere yer veriliyor: ‘‘Operasyon sahasının çatışma amaçlı faaliyetler için kullanılmamasını sağlamak üzere gerekli bütün önlemleri almaya, BM Güvenlik Konseyi görev yönergesi altında Protokol açıklaması ? ANKARA (ANKA) Genelkurmay Başkanlığı 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan resmi geçit törenlerinde farklı bir protokol düzenlemesinin yapılmadığını bildirdi. Genelkurmaydan yapılan açıklamada şöyle denildi: ‘‘Bazı basınyayın organlarında yer alan, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Atatürk Kültür Merkezi’nde icra edilen resmi geçit törenlerinde geçmiş yıllardaki törenlerden farklı bir protokol düzenlemesi yapıldığı şeklindeki haber ve yorumlar gerçeği yansıtmamaktadır.’’ tedir’’ görüşü savunuldu. Tezkerede, ayrıca Lübnan’a asker gönderilmesi şu gerekçelere dayandırıldı: Türkiye’nin, uluslararası barış ve istikrarın korunması konusundaki rolü ve ağırlığına ilişkin beklentilerin yüksek olmasında TSK’nin başta Balkanlar ve Afganistan olmak üzere çeşitli ihtilaf bölgelerinde üstün başarıyla yaptığı görevlerin büyük payı olduğu muhakkaktır. Türkiye, bölgesinde istikrar unsuru olan güçlü bir ülkedir. İçinde yaşadığımız bölgede hüküm süren gerginlik ve ihtilafların Türkiye’nin güvenliği üzerinde olumsuz yansımaları olduğu bir vakıadır. Bu nedenle barış ve istikrarı tehlikeye düşürecek gelişmelere karşı kayıtsız ve ilgisiz kalamayacak olan Türkiye’nin barış ortamının korunması yönündeki uluslararası çabalara etkin destek vermesi milli sorumluluğumuzun icabı olarak görülmektedir. ANGAJMAN BELGESİ ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Komutana çok geniş yetkiler ? BM’nin Lübnan’da görev yapacak güç için hazırladığı angajman belgesinde ulusal birliklerin üstündeki komutana çok geniş yetkiler veriliyor. Belgeye göre bu komutan gerekirse birliklerin görev yerlerini değiştirebilecek, öldürücü güç kullanımı için emir verebilecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BM tarafından hazırlanan, Angajman Belgesi’nde Barış Gücü’ne en ufak karışıklığa karşı ölümcül güç kullanma için yetkisi veriliyor. Belgede komutanın birliklerin konumunu değiştirmesine de olanak sağlanıyor. BM’nin Barış Operasyonları Bölümü Askeri Planlama Servisi’nce hazırlanan ve Dışişleri Bakanlığı’na gönderilen Angajman Belgesi’nde, Komutana çok geniş yetkiler veriliyor. Bu kapsamda komutanın yetkileri ‘‘Komutan ve Alt Komuta Birimlerinin Sorumlulukları’’ başlığı altında şöyle yer alıyor: Çatışma kurallarının uygulanması güç komutanının sorumluluğundadır. Güç komutanı alt birliklerin komutanlarından da sorumludur. Güç komutanı ya da alt birliklerin komutanları çatışma kurallarını değiştirmek konusunda yetkili değillerdir. Güç komutanı çatışma kuralları doğrultusunda hareket etmeyen birliğin konumunu değiştirmeye yetkilidir. UNIFIL komutanı, Angajman Belgesi doğrultusunda, bölgede bulunacak tüm ulusal güç komutanlarına emir vermeye yetkilidir. Çatışma kurallarının tüm ülke askerlerince anlaşılmasından birliklerin kendi komutanları sorumludur. Öldürücü güç kullanımına olanak sağlayan belgede özellikle ağır silahların kullanılması da komutanın tutumuna bağlanıyor. Buna göre, Angajman Belgesi’nde şu silahların kullanılması öngörülüyor: Zırhlı büyük silahlar: Bu silahların UNIFIL tarafından taşınması serbesttir. Ancak bu taşıma kesinlikle açık yapılmalıdır. BM yetkisi olmaksızın kullanılamazlar. Kızılötesi Malzemeler: Bu silahlar sadece yer belirlemek amacıyla durağan bölgeler için kullanılabilir. Helikopter silahları: Helikopterlere hafif silahlar yüklenebilecektir. Gemiler ve uçaklar: Gemilere ve uçaklara füze yüklenemeyecek. ABD ordusu, askerlerinin gerçek boyuttaki karton maketlerini, özlem duyan yakınlarına gönderiyor. ‘Servis zammı eğitime darbe’ ? ANKARA (ANKA) Anavatan Partisi Ankara İl Başkanı Muharrem Soğuksu yaptığı yazılı açıklamada, Ankara Servisçiler Odası’nın akaryakıt zamlarını sebep göstererek taşıma ücretlerine yüzde 25 zam talebinin eğitime darbe vuracağını belirtti. Zam talebinin geri çekilmesini isteyen Soğuksu, meselenin kaynağında okul kayıtlarındaki usulsüzlük ve çarpıklık yattığını savundu. DSP’den eyleme destek ? ANKARA (ANKA) DSP Genel Başkanı Zeki Sezer Tüketici Dernekleri Federasyonu’nun başlattığı ‘‘Zamlara seyirci kalma 10 Eylül’de akaryakıt alma’’ kampanyasına destek verdi. Genel Merkez önünde açıklama yapan Zeki Sezer, Türkiye’de bir zam ve dolaylı vergi zulmü yaşandığını, dünyanın en yüksek fiyatlı benzinini Türkiye’nin kullandığını ve kişi başına düşen gelirin Türkiye’den 8 kat fazla olduğu ABD de bile Türkiye’den çok daha ucuza benzin alındığını belirtti. [email protected] B AŞBAKAN ERDOĞAN: Y AKLAŞIK 1000 KİŞİ GİDECEK Silahsızlandırma istenirse çekiliriz İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘‘Türk askerinden Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına yönelik talep geldiği anda Lübnan’dan askeri geri çekeceklerini’’ söyledi. İstanbul’da İktisadi Araştırmalar Vakfı’nın Conrad Otel’de düzenlediği ‘‘İstanbul’a Göçün Yönetimi’’ konulu seminere katılan Başbakan Erdoğan, çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, ‘‘BM’nin 1701 sayılı kararı Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını öngörüyor. Dolayısıyla Başbakan’ın ‘‘Ulusa Sesleniş’’ konuşmasıyla çelişiyor’’ şeklinde manşetler yer aldı. Sivil toplum örgütleri de art arda protestolar yaptı’’ şeklindeki sözleri üzerine şöyle konuştu: ‘‘Salı günkü tezkeredeki metni görürseniz, o metinde böyle bir şeyin olamayacağını.. ve biz böyle bir şeyin bir defa olmasını kabul etmiyoruz... Bakın bunu çok açık ve net söylüyorum: Böyle bir şey bizim askerimizden talep edildiği anda (Hizbullah’ın silahsızlandırılması) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak biz askerimizi oradan çekeriz.’’ Türkiye’nin katkısı netleşiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Doğu Akdeniz’de görev yapacak deniz gücüne 1 firkateyn ve iki sahil güvenlik gemisiyle katkı yapması bekleniyor. Kara gücünün ise 680 civarında olacağı belirtiliyor. Alınan bilgiye göre, Türkiye Doğu Akdeniz’de devriye görevi yapacak uluslararası deniz gücüne bir firkateyn ve iki sahil güvenlik gemisiyle destek verecek. Ortalama bir firkateynin 250, sahil güvenlik gemilerinin de 50 personeli olduğu dikkate alındığında, Deniz Kuvvetleri’nin asker katkısı 350 civarında olacak. Ayrıca Beyrut Limanı’nda Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan subaylar irtibat görevi yapacak. Kızılay başta olmak üzere çeşitli bakanlıklardan personel ve araç desteğiyle yürütülecek insani yardım görevlerinde koruma görevi yapmak üzere kara unsurları da Lübnan’a gönderilecek. Bu sayının ileride ortaya çıkacak ek ihtiyaçlarla değişebilecek olmakla birlikte 681 olacağı belirtiliyor. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Ekmek zammı yüzde 1015 ? ANKARA (AA) Türkiye Fırıncılar Odası Başkanı Halil İbrahim Balcı, yaptığı yazılı açıklamada ‘‘fırıncıların, tüketiciyi de düşünerek daha önce yüzde 25 civarında olmasını beklediği fiyat ayarlamasını yüzde 1015 aralığında tuttuğunu’’ ifade etti. Balcı, fiyat artışı için işlemlerini tamamlamış olan odaların, yeni fiyatlarını 1520 gün içerisinde uygulayacaklarını söyledi. STÖ’ler: Celalettin Cerrah suçu övdü İSTANBUL/ADANA (Cumhuriyet) 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları sırasında, Lübnan’a asker gönderilmesine karşı çıkan 4 genci linç etmek isteyenlerle ilgili olarak ‘‘Halkımızın tepkisidir, güzel bir tepkidir’’ değerlendirmesini yapan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’a tepkiler artarak sürüyor. Demokratik kitle örgütleri İstanbul’da Cerrah hakkında suç duyurusunda bulunurken Adana’da da yaptıkları basın açıklamasıyla Cerrah’ın sözlerini eleştirdiler. Aralarında İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Sosyalist Demokrasi Partisi, Ezilenlerin Sosyalist Plat formu, EğitimSen, 78’liler Vakfı’nın da bulunduğu sivil toplum ve demokratik kitle örgtleri temsilcileri, Cerrah hakkında ‘‘Suç olan fiili övmek ve görevi kötüye kullanmak’’ iddialarıyla suç duyurusunda bulundular. Sultanahmet Parkı’nda suç duyurusu öncesinde açıklama yapan grup adına konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Hürriyet Şener, Cerrah’ın bu sözleri ile linci ve şiddeti ve dolayısıyla suç olan bir fiili övdüğünü ve özendirdiğini söyledi. KESK, TMMOB ve Adana Tabip Odası ve SES üyeleri de yaptıkları ortak açıklamada Cerrah’ı protesto ettiler. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle