Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 2006 ÇARŞAMBA 6 AVRUPA GÜRAY ÖZ Zorlukları Birlikte Aşalım C umhuriyet’in bir gazete olarak satış fiyatına ilişkin tartışmalar sonrasında gelinen noktada zammın kaçınılmaz olduğu ortaya çıkmıştı.Bunu bir okur olarak hepimiz görüyorduk.Ve zam gerçekleşti. Hiç kuşku yok ki bu tartışma bir süre daha devam edecek. Artışa karşı olanlar veya artışın yanında yer alanlar düşüncelerini belirtmeyi sürdürecekler. Ben bir gazete okuru olarak geçmişteki tartışmaların çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu tartışmalar hem okurların hem de gazete yönetiminin sorumluluklarını gündeme getirmesi açısından çok olumlu oldu. Ancak şimdi yeni bir tartışmanın başladığını herhalde sizler de biliyorsunuz. Bu tartışma ‘‘zam gerekliydi’’ ‘‘gerekli değildi’’ tartışması. Bulunduğum çevrede kimine göre artıştan başka seçenek yoktu. Kimine göre ise artış oranı fazla. Ben fiyat artışı sorununa gazetenin yaşayabilirliği açısından yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum. Bugünkü koşullarda eğer fiyat artışı olmasaydı gazetenin ayakta durmasının mümkün olmadığı bir gerçek olarak ortaya çıkmıştı. Cumhuriyet’in bilançosunu bilmiyorum ama, gazetenin kazanç amacı güden bir ticari kuruluş gibi hareket etmediğinden de eminim. Demek ki gazete artık aynı fiyatta kalması halinde yaşamını sürdüremeyecek noktaya gelmişti. Bu durumda yapılacak üç şey vardı: Gazetenin fiyatını artırmak. 83 yıllık yayın ilkelerinden vazgeçerek belli çevrelerden destek alan bir yayın organı haline gelmek. Yayın hayatına son vermek. Gerçeğin böyle olduğunu bilenler bir dördüncü yolun olmadığını görmüşlerdir. O halde artık bize düşen görev bu artışın bütçemize getireceği olumsuzluğu yok etmenin çarelerini bulabilmektir. Ayda 7.5 liralık bir artışı karşılayabilecek önlemler alabilmektir. Hiç kuşkusuz 7.5 lira, kimi yurttaşlar için bir anlam ifade etmeyebilir. Ama kimileri için de bu miktar bir özveri niteliği taşır. Önemli olan ikinci grubun gazete alımını sürdürebilmesidir. Ben ikinci grupta yer alan biriyim. Atatürk ilke ve devrimlerini savunan; çağdaşlığın, laikliğin, aydınlanmanın öncülüğünü yapan; ulus ve ülke bütünlüğünden yana gerçek bir ulusal gazete olan Cumhuriyet’i okumaktan vazgeçmeyi hiçbir zaman düşünemem. Bu nedenle bu artışı karşılayabilecek bir yöntem buldum. Ayda iki paket sigara az içerek veya üç şişe koladan vazgeçerek gazetemi almayı sürdüreceğim. Benim gibi birçok kişinin benzer yöntemler bulabileceğini düşünüyorum. Ama elimdeki gazetenin yok olmasını veya kimlik değiştirmiş bir yayın organı haline gelmesini kabul edemiyorum. Zorlukları birlikte aşalım. Ali İsmail ULUCAN Bağlantılı Bağlantısız ‘‘Bağlantısız Ülkeler’’ geçen hafta ayakta kalmakta direnen sosyalist Küba’nın başkenti Havana’da toplandılar. Toplantıyı izleyen arkadaşımız Gamze Erbil’in haberlerini gazetemizde okudunuz. Bu toplantı bugüne kadar yapılmış zirve toplantılarının en önemlisidir. Çünkü her ne kadar adları ‘‘Bağlantısızlar’’ olsa da artık onlar bağlantısız değildirler. Onları tanımlayabilecek yeni ad, olsa olsa ‘‘hedefteki ülkeler’’ olabilir. Bugün artık iki kutuplu bir dünya yok. Kutuplardan birisi diğeri tarafından yenilgiye uğratılmış ve ideolojik zırhından sıyrılarak, en azından bir süre için ve sosyalizmin kendisine kazandırdığı bazı etik değerlerinden de ‘‘kurtularak’’ sahneden çekilmiştir. O dünyanın ülkeleri şimdi dağınık bir şekilde ne yapacaklarını saptamaya çalışıyorlar. Aralarında ABD’nin kucağına düşmüş olanları az değildir. Bağlantısız Ülkeler Topluluğu’nun iki kutuplu dünyanın ortalarında bir yerde, kendilerini güvende hissettikleri eski dünya gitmiş, yeni ve tehlikeli bir dünya ortaya çıkmıştır. Yine de Bağlantısız ülkelerin emperyalist ‘‘neoconlar’’, yeni muhafazakârlar için kolay lokma oldukları söylenemez. Geçmişte sosyalist dünyanın yarattığı dengenin şemsiyesi altındaki bu ülkeler, bugün kendi başlarının çaresine bakmak durumunda kalsalar da emperyalist heveslerin canını sıkacak kadar güçlenmiş ve cesaret sahibi olmuşlardır. Gerçekten de yabana atılacak bir güç değildirler. ??? Onlar dünyanın yarıdan çoğunu oluştururlar. Birleşmiş Milletler’e üye ülkeler toplamının üçte ikisinden fazlası bu topluluğun üyesidir. Büyük ve kalabalıktırlar. Saldırılar karşısında güçlerini birleştirmek, stratejik olanaklarını kullanmak için sürekli bir çaba içindedirler. Mücadelelerini hep sürdürdüklerini, hep bir arada kalmayı, zorluklara, entrikalara karşın denediklerini biliyoruz. İlk kez ‘‘İkinci Paylaşım Savaşı’’ sonrasında, o günlerin ‘‘yeni’’ dünyasında Bandung’da bir araya geldiler. Bandung Konferansı Türkiye’nin sırtını döndüğü, kurtuluşunu emperyalist kampta, NATO’da aradığı yıllara rastlar. O konferansa 26 ülke katılmıştı. 2005’te Endonezya’da Cakarta’da 50’nci yıllarını kutladılar. Kutlama toplantısına 106 ülke katıldı. 1979 yılında Havana’da toplanan Bağlantısızlar kendilerini, amaçlarını şöyle tanımlamışlardı: ‘‘Bağlantısızlar hareketinin amacı üye ülkelerin ulusal bağımsızlığını, egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve güvenliğini, sömürgecilikten, emperyalizmden, ırkçılıktan ve her türlü dış baskı, istila, işgal ve dış müdahaleden korumaktır.’’ Bağlantısızların Havana toplantısına ‘‘sıkı bağlantılı’’ Türkiye de ‘‘konuk’’ olarak katıldı. Toplantıyı ABD ile her türlü işbirliğinin kararlı savunucusu AKP hükümetinin ‘‘azıcık komünist!’’ bakanı Abdüllatif Şener de izledi. Bir NATO üyesi ülkenin okul yıllarındaki ‘‘solculuk’’ anılarıyla ‘‘sempati’’ toplayan bakanı bu toplantıda ne arıyordu bilinmez. Herhalde o dünyanın düşüncelerini birinci elden duymak yararlı olmuştur. ??? Bağlantısızlar artık cephededirler, emperyalistlerin doğrudan hedefi durumundadırlar. Bu nedenle de her şeyi yeniden gözden geçiriyorlar. Amerikan emperyalistleri gözlerini Latin Amerika’da, Ortadoğu’da, Asya’da onlara dikti. Emperyalistlerin onları yalnızca keskin gözlerle izlemekle yetinmediğini de biliyoruz. Ortadoğu’da işgal ve açık tehdit yöntemleri, Latin Amerika’da ekonomik abluka ve silahlı ‘‘kontra’’ örgütlenmeleri gündemdedir. Zirveye katılan ülkelerden İran, Amerikan füzelerinin hedefidir. Venezüella’nın başı çektiği Latin Amerika ülkeleri ABD’nin diş gıcırdattığı ülkelerdir. Küba yıllardır abluka ile boğuşuyor. ABD’nin stratejistleri, efsane lider Castro’dan sonrası için çirkin ve ahlaksız planlar peşinde olduklarını saklamıyorlar. Kısacası artık karşımızda ‘‘Bağlantısızlar’’ yok, doğrudan hedef alınmış ‘‘hedef ülkeler’’ var. Bağlantısız ülkeler cephesi büyüktür. Cephede renkler, görüşler, yaklaşımlar farklıdır. Tümünü bir araya getiren ve mücadeleci kılan ise ABD’nin yeni tutucularının, neoconların saldırısıdır. Bu zorbalığa, bu saldırıya karşı koyabilmek için birleşmekten başka bir yol da yoktur zaten? eposta: guray.oz?cumhuriyet.com.tr Güçbirliği C CUMOK sözcüğü, Cumhuriyet Okurları sözcüklerinin ilk hecelerinden oluşturulmuştur. CUM hecesi Cumhuriyet, OK hecesi de Okurları demektir. Yani CUMOK, Cumhuriyet Okurları’nın bir araya geldikleri gönüllü bir kuruluşun adıdır. Bilindiği gibi Cumhuriyet gazetesi, Atatürk’ün istemiyle, Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkelerini Türk halkına yayma amacıyla kurulmuştur. Biz CUMOK’lular olarak kesinlikle şunun bilinmesinde fayda görürüz: Nereden ve kimden gelirse gelsin, tam bağımsızlığımıza ve ulusumuzun kendi kaderini dilediği gibi belirleme özgürlüğüne yapılan her saldırıyı olanakların elverdiği ölçüde göğüslemek kararındayız. ‘‘Ulusal Ant’’la, yani kan dökerek belirlediğimiz Cumhuriyetimizin sınırları içinde yaşayan bizlerin benimsediği, tam bağımsız ve halkın egemenliğine dayanan yaşam biçimini gerçekleştirme çabamıza engel olduklarını saptadığımız kurum ve kişilere, elimizdeki tüm olanakları kullanarak karşı koyacağız. Yalçın UYSAL Özveri Değil Mutluluk S evgili Cumhuriyet, biraz önce gazetede zam haberiniz ile ilgili yazıyı okudum. Bu yazıdaki bir ifade üzerine yazıyorum. Yazının son cümlesi okuyuculara hitaben ‘‘... gösterecekleri özveriye şimdiden şükranlarımızı sunarız’’ diye bitirilmiş. Cumhuriyet gazetesini her sabah satın almak bir özveri değil, mutluluktur. Mutluluğun devamı için mutluluk duyanların yaptıkları özveri değildir. Örneğin, sevgilinize iltifat etmek bir özveri değildir. Çocuklarınız için yaptıklarınız bir özveri değil mutluluktur. Vatanın müdafaası için verilen can özveri değildir. Cumhuriyet için mücadele özveri değildir. Bu açıdan son kale olan Cumhuriyet gazetesini satın almak da bir özveri değildir. Cumhuriyet gazetesi için ödenen bir bedel hiçbir zaman özveri olmamıştır ve olmayacaktır. Saygılar... Rüknettin KUMKALE Kadıköy’de 3 sokak yayalaştırıldı CHP’li Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, ilçede 3 sokağı yayalaştırarak yurttaşların kullanımına açacak. Belediye, eski bakımsız binaların, büyük çirkin tabelaların ve bozuk kaldırımların bulunduğu Altıyol Karadut, Vişne ve Çilek sokaklar için 6 aydır yürüttüğü alt ve üst yapım çalışmalarını tamamladı. Yaklaşık 477 bin YTL ’ye malolan çalışmalar kapsamında 5 bin 234 metrekare mineral yüzeyli granit, bazalt ve onnix kaplamalı beton parke taşı ile yol ve tretuarlar düzenlendi. Karadut ve Çilek sokaklar yayalaştırıldı ve araç girişçıkışını engellemek için otomatik ve manuel babalar konuldu. Yeni elektrik direkleri ve armatürleriyle güzelleşen sokaklar, yayaların keyifli gezintileri için de rengârenk mevsim çiçeklerinin dikildiği çiçekliklerle süslendi. Sokaklar, yarın saat 14. 00’te Kadıköy Belediye Başkanı Öztürk’ün katılacağı, bando takımı, tahta bacak ve sihirbaz gösterilerinin yer alacağı sokak şenliği ile açılacak. Daha Yaratıcı Olmalıyız Y alnız ülkemizde değil, hiçbir ülkede ve hiçbir çağda, yayın hayatındaki bir gazete, bizzat kendi okurlarının özgüveni sayesinde şekillendirilmemiş, en güç döneminde finanse edilmemiş ve okur tarafından denetlenmemiştir. Cumhuriyet hariç... Şu da bir gerçektir ki, bugünkü tekelci medyanın yönetim kadroları da yine Cumhuriyet’in eski beyin takımından (mutlaka birden fazla elemanla) gazetecilerden oluşmaktadır. Birçok gazeteci, Cumhuriyet Okulu’nda belli bir donanım kazandıktan sonra diğer gazetelere geçiş yapmışlardır. Dolayısıyla bu gazetecilerin günümüzdeki dünya görüşleri, fikirleri ne olursa olsun, biliyoruz ki referansları hâlâ Cumhuriyet’tir. Gazetelerinin her sabah yapılan yazıişleri toplantılarına Cumhuriyet’i okumadan, analiz etmeden asla giremezler. Bugün Cumhuriyet yönetiminin olduğu kadar Cumhuriyet okurunun da iki ana hedefi olmalıdır: Bunlar, Kartele karşı ekonomik kıskaç içinde olan gazetenin yayın yaşamını sürdürebilmesi, Yine aynı nedene bağlı olarak yaklaşık 100 bin olan okur sayısının daha da artırılmasıdır. Bugün rejim düşmanlarının gazeteleriyle ve tekelci medya ile ekonomik anlamda rekabet etmek olanaksız.. artık bunu biliyoruz. Kullandıkları yöntem ve araçlar hem şeytani bir düşüncenin ürünü hem de pahalıdan öte bir servet niteliğindedir. Yaklaşan tehlikenin farkındayız artık... Tehlikenin en büyüğünün, şeriatın ayak sesleri olduğunu biliyoruz. Peki yaklaşan bu tehlikeye karşı nasıl durmalıyız, neler yapmalıyız? Laik Cumhuriyeti korumak adına gazetede işlenmesi gereken en sağlam temaları işlemeliyiz. En etkili eylemleri saptamalıyız. Neden bugüne dek (en azından son 25 Sonuna Kadar Ardınızdayız M erhabalar.. ben Muğla’dan yazıyorum; adım Doğukan Kaya. 19 yaşındayım, fakat 78 yıllık daimi bir Cumhuriyet okuruyum. Yaşıtlarım barlarda, kafelerde dolaşırken ben Cumhuriyet okumakla meşgul oluyorum. Ve bundan büyük bir haz alıyorum. Çünkü ben tehlikenin farkındayım. Fiyatımız bugün 75 Ykr oldu.. ama yine de bu önemli değil; çünkü bizler Cumhuriyet dostları ve Cumhuriyet çocuklarıyız. 75 Ykr’lik fiyat her gün Cumhuriyet almamızda kesinlikle bir değişiklik olmasını sağlamayacak. Sonuna kadar arkanızdayız. Doğukan KAYA yıldır) büyük bir kitlesel hareket başlatarak din tacirlerinin karşısına dikilemedik ve onlara geçit vermeyeceğimizi gösteremedik? O komisyonculara, ‘‘Siz kimsiniz? Kimler adına rejimi dinamitlemeye çalışıyorsunuz? Hangi güçler çıkarına hareket ediyorsunuz’’ diye hesap sormadık?.. ‘‘Tanrı ile aramıza kimse giremez’’ demedik, ya da ‘‘Dedelerimiz de dindardı. Onlar ibadetlerini gizli ve zarif bir şekilde yerine getirirdi, hiçbir zaman bir şova dönüştürmezlerdi’’, ‘‘Onlar, dinlerini sessizce yaşadılar ve zekâtlarını kimseye hissettirmeden verdiler’’, ‘‘Bu mukaddes duygularını yerine getirirlerken bir aracıya gereksinim duymadılar’’ ve ‘‘Bu duygularının sömürülmesine asla izin vermediler’’ diye hatırlatmadık?.. Gün bu gündür. Tüm vatanperverler artık rejim karşıtlarına (düşmanlarına) oranla daha kararlı, daha atik, daha yaratıcı ve daha akılcı stratejiler geliştirmelidir. Ali HASDEMİR Alçakgönüllülük 16 Cumhuriyet’ten Vazgeçmem Gerçekler Artışı Gerektiriyor azetenin fiyatı arttı. Göz ardı edemeyeceğimiz gerçek şu ki; 1) Gazetemiz yaklaşık 5 yıldır aynı fiyattan (50 Ykr) satılmaktaydı. 2) Gazetemiz, bağımsız ve ilkeli yayıncılığı nedeniyle basın sektöründe, karşısındaki diğer rakiplerinin haksız rekabetine binbir güçlükle direnmekteydi. 3) Fiyat artışı yapılmayan son beş yılda, gazetemizin maliyeti 5 yıl önceki maliyet olamazdı. (Geçen zamanda kâğıt fiyatları ne kadar artmıştır? Baskı, mürekkep fiyatları ne kadar artmıştır; elektrik, telefon, haberleşme, su vb. fiyatları ne kadar artmıştır? Gazete çalışanları bugün hâlâ 5 yıl önceki aldığı ücreti mi alıyor?) 4) 5 yıl önce bir gazete kaç ABD Doları’na tekabül ediyordu, bugün kaç dolar? 5 yıl önce bir yumurta, bir simit, bir kg. peynir, bir otobüs bileti, S ayın Cumhuriyet gazetesi yöneticileri; uzun zamandır bir gazete fiyat belirlemesi üzerine, Söz Okurun köşesindeki yazılar beni ve eşimi okudukça rahatsız etmeye başladı. Biz emekli öğretmen olarak bu fiyatın normal olduğunu düşünüyoruz. Gazete fiyatının sizlerin emeğinin karşılığı olarak daha fazlası olması gerekir. Ancak bizler de emeğimizin karşılığını hiçbir zaman alamadan çalıştık. Hâlâ da yüzde 2 artışlarla yaşamaya çalışıyoruz. Bizler eklerin ayrı ücretle satılması taraftarıyız. Veya her hafta yerine 15 günde bir verilmesini (hafta sonu ekleri hariç) öneriyoruz. Yine de Cumhuriyet gazetemize sahip çıkarız. NadideAbdullah DİRİ E.TÜRK CUMHURİYET 06 K KOŞULLAR Gazetemize Sahip Çıkacağız B en her sabah gazetemi kahve içerek okurum. Hava iyi olursa balkona çıkar yere minder sererim. Güneşin rahatsız edici ışınları henüz balkona düşmez. Önce gazetemin manşetine bakarım, daha sonra köşe yazılarını okumaya başlarım. Daha çok siyasi yazılarına bakarım. Bugün gazetemiz 75 kuruş... Bu benim gazetemi almamı engellemez. Ayrıca piyasada diğer gazetelere baktığımda bu gazetenin 75 kuruş olması normal. Demiştim her sabah Cumhuriyet’i okumak bende alışkanlık oldu. Cumhuriyet’ten vazgeçemem. G bir litre benzin kaç lira idi, bugün kaç lira? Hangi ölçüyü esas alırsak alalım, gazetemiz penceresinden bakıldığında satış fiyatının 5 yıl süresince sabit tutulması, okurlara gösterilen saygının da ötesindedir; her türlü övgünün üzerinde bir özveridir. Cumhuriyet’in bugün olduğu şekliyle yaşamasını istiyorsak, artık gazetemiz çalışanlarının ve yöneticilerinin direncine destek olmak boynumuzun borcudur. Bugüne kadar gazete fiyatını sabit tutmak konusunda, okura gerekenin çok ötesinde saygı gösteren, onlara yüklenmemek için özveride bulunan gazetemizi desteklemeliyiz. Yeni satış fiyatı, gazetemizin bağımsızlığı ve ilkeli duruşu için gerekliydi. Tekin TALAYLIGİL Eylül 2006 tarihli sayıda ‘‘Cumhuriyet 75 Kuruş’’ yazısı gözümde bir refleks etkisi yaptı. Bundan; zorlandığınızı, üzüldüğünüzü çıkardım. Üzülmeyin. Ben Cumhuriyet’i ilk çıktığı günlerden beri okurum. O zamanki ederi 5 kuruştu. Şimdiye değin 15 katı kadar yükseltilmiş. Bu ederi diğer gereksinim nesneleriyle, maddeleriyle ölçümleyerek sizleri, bizleri yüreklendirmek, rahatlatmak istedim. 1 Yumurta 1 kuruştu, bugün 22.5 kuruş eder, 22.5 kez çoğalmış. 2 Dana eti kilosu 17 kuruştu. Şimdi 1500 kuruş, 88 kat yükselmiş. 3 Zeytinyağı litresi 18 kuruştu. Yuvarlak hesap 20 kuruş diyelim şimdilerde 10001160 kuruştur. 50 kat yükselmiş. 4 Peynir ortalama 15 kuruştu. Bugün 600 kuruş. 40 kat çoğalmış. Bütün gereksinim nesneleri aşağı yukarı aynı katlarca eder yükseltmişlerdir. Bunların ötesinde gazetemiz 15 kat yükseldiyse bu alçakgönüllülüktür. Cahit BATMAZ Cumhuriyet, sayfalarını CUMOK’lara açtı. ‘‘Söz Okurun’’ sayfamızda yayın ilkelerimize uygun tüm haberlere, duyurulara, görüşlere ve eleştirilere yer veriyoruz. CUMOK’lar bu gazetenin gerçek sahibidirler; ülke yayın yaşamına yepyeni katkılarda bulunup ufuklar açacaklarına, ülkenin yerel ve genel sorunlarını yansıtmakta önemli işlevler üstleneceklerine inanıyoruz. ADD ve ÇYDD’nin var oluşlarını hızlandıracak iletişim ağının ‘‘Söz Okurun’’ sayfasında gerçekleşmesi de olanak kazanacaktır. 2000 vuruşu aşmayacak görüş ve eleştirilerinizi bekliyoruz. posta?cumhuriyet.com.tr Mektup Adresi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64