27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 EYLÜL 2006 PAZARTESİ 6 HABERLER UYUŞTURUCU BATAKLIĞI BÜYÜYOR Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdürü Yılmaz, yargı kararlarına karşın görevine iade edilmedi Üç yıldır atama bekliyor MEZARLIK YANI ÇÖPLÜK YUSUF ÖZKAN Bozkurt’un anısına saygısızlık ? Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda etkin görev almış, vasiyeti üzerine Arvalya bölgesinde oluşturulan mezarlıkta toprağa verilen Bozkurt’un anısı görmezden geliniyor. LATİF SANSÜR İZMİR AKP hükümetinin işbaşına gelmesinin ardından farklı okullara öğretmen olarak sürülen Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdürü Tuğrul Yılmaz, bugüne dek yürüttüğü hukuk mücadelesinde haklılığını kanıtlamasına karşın bir türlü görevine iade edilmedi. 3 Kasım 2002 seçimleriyle iktidara gelen AKP hükümetinin ilk uygulamalarından biri, 3 Aralık 2006 tarihinde ülke genelinde vekâleten ve geçici olarak çalışan 1041 il ve ilçe milli eğitim müdürünü görevden almak olmuştu. O dönem AKP’nin MEB’de kadrolaşma girişimi olarak değerlendirilen uygulamanın yürütmesi, EğitimSen’in açtığı dava sonucu Danıştay 5. Dairesi’nce durdurulmuştu. ? AKP iktidarının işbaşına gelmesinden sonra ülke genelinde vekâleten ve geçici olarak çalışan 1041 il ve ilçe milli eğitim müdürü görevden alındı. 1041 yönetici arasında yer alan Yılmaz’la ilgili yapılan tüm suçlamalar yargı kararlarıyla geçersiz kılındı. 1041 yönetici arasında yer alan Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Tuğrul Yılmaz’la ilgili yapılan tüm suçlamalar ve başlatılan soruşturmalar da yargı kararlarıyla geçersiz kılındı. Görevden alındıktan sonra Aydın’a öğretmen olarak atanan ve 1 yıl kıdem durdurma cezası verilen Yılmaz, Muğla İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme Yılmaz’ı haklı bularak yeniden Fethiye’ye dönmesini kararlaştırdı. Ancak bakanlık Yılmaz’ı bu kez Milas’a öğretmen olarak atadı ve kıdem durdurma cezasının iptali kararını uygulamadı; üstelik süreyi 2 yıla uzattı. Yılmaz, gelişmeler üzerine bu kez Aydın 1. İdare Mahkemesi’ne başvurarak ikinci cezanın da iptalini sağladı. Bakanlık bu kararı da görmezden gelirken bu kez Yılmaz hakkında ‘‘nitelikli dolandırıcılık’’ suçlamasıyla dava açtı. Gerekçe olarak da öğretmenin, görevlendirmeler sırasında, 27 yaşındaki oğlu Örsan Öymen için yolluk bildiriminde bulunarak devletten ‘‘162 YTL ’’ alması gösterildi. Yılmaz, o dönem askerlik hizmetini yapan oğlunun bakımını üstlendiğini kanıtlayarak bir kez daha haklı çıktı. Son olarak Fethiye Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’nde öğretmen olarak görevlendirilen Yılmaz, yargı kararlarını uygulamayan Muğla Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Muğla Savcılığı’nın istemi reddetmesi üzerine itirazın Aydın Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülmesine karar verildi. Yılmaz’ın avukatı İsmet Kuşkonmaz, müvekkilinin üç yıldır hukuk mücadelesi yürüttüğünü belirterek ‘‘Yılmaz tüm davaları kazandı. Yasal olarak hâlâ Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdürü. Ancak yargı kararları bir türlü uygulanmıyor’’ dedi. Bu arada Yılmaz’dan boşalan kadroya 31.01.2006 tarihinde asaleten Yüksel Gültekin atandı. Sokaklarda motorlu extacy çılgınlığı ? Uyuşturucu tacirleri, extacy ve esrarı motorlu elemanlarıyla kullanıcılara gönderiyor. Polis uyuşturucu ile yaptığı mücadelede birinci önceliği sokak satıcılarını yakalamaya veriyor. CİHAN ORUÇOĞLU/MEHLİKA AKGÜN Otopark mafyasının yıllık cirosunun 20 milyonu bulduğu tahmin ediliyor Yakıp arsaya el koyuyorlar BERİV AN TAPAN KUŞADASI Cumhuriyet’in ilk bakanlarından, Atatürk’ün silah arkadaşı Mahmut Esat Bozkurt’un aile mezarlığının yanı başındaki arazi, araba çöplüğüne dönüştürülüyor. Bozkurt ailesi tarafından ilçeye Mahmut Esat adını taşıyan okul yapılması amacıyla bağışlanan araziye yönelik kullanım biçimi, tepki çekiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda etkin görev almış, vasiyeti üzerine KuşadasıSelçuk karayolunun Arvalya bölgesinde oluşturulan mezarlıkta toprağa verilen Bozkurt’un anısı görmezden geliniyor. ADD Şube Başkanı Zerrin Bağcivan, Bozkurt’un yattığı yerin hemen yakınında otomobil mezarlığı oluşturulmasının, yakın tarihe yapılan bir saygısızlık olduğunu belirterek ‘‘Mahmut Esat Bozkurt’un hemşerisi olmaktan her zaman onur duyan Kuşadalılar adına, onun anısına yapılan saygısızlığı kınıyor; bu durumun düzeltilmesi için Selçuk Kaymakamlığı’nı, belediye başkanlığını, baro temsilcilerini ve sivil toplum örgütlerini göreve çağırıyoruz’’ dedi. Söz konusu arazinin annesi tarafından babasının adını taşıyan okul adına kurulan vakfa bağışlandığını söyleyen kızı Gün Bozkurt Tekant da, ‘‘Babam vefat ettiğinde buraya gömülmeyi vasiyet etti. Dönemin Başbakanı Şükrü Saracoğlu annemi arayarak Ankara’da devlet mezarlığında toprağa verilmesini önerdi. Ancak annem kabul etmedi. Vasiyeti gereği buraya gömüldü. Bunun üzerine annem mezarlık etrafındaki 50 dönüm araziyi okula gelir amacıyla kurulan vakfa bağışladı. Benim de yönetiminde yer aldığım vakıf burasını daha önce bir çiçekçiye kiraya vermişti. Çiçekçi bakım yapıyor, çevreyi güzelleştiriyordu. O çıktıktan sonra okul müdürünün bulup getirdiği şimdiki kiracıya verildi. Onun böyle bir şey kuracağını bilmiyorduk. Yönetim olarak bu çirkin görüntüden biz de rahatsızız” dedi. İstanbul’un eğlence merkezlerini elinde tutan organize suç örgütleri, özellikle kafe, bar, otel, kulüp gibi yerlerin bulunduğu caddelere yakın tüm sokak aralarını otopark haline getiriyor. Tinercilere küçük miktarlarda paralar veren otopark mafyası, ahşap binaların önce yakılmasını sağlıyor, boşalan alanlara da daha sonra el koyuyor. Cirosu en yüksek mafya olarak bilinen otopark mafyası, cadde ve sokakları parselleyip görevlendirilen değnekçiler aracılığıyla otopark ücreti topluyor. Para vermeyen yurtaşlar dövülüyor, arabaları çiziliyor, lastikleri kesiliyor. Değnekçilerin bu denli rahat davranabilmelerinin temel nedeni olarak gözaltına alınanların çoğu hakkında mahkemelerin görevsizlik kararı alabilmesi gösteriliyor. Bir diğer nedenin de cezaların caydırıcı olmaması. Cirosu en yüksek mafya olarak bilinen otopark mafyası, cadde ve sokakları parselleyip görevlendirilen değnekçiler aracılığıyla otopark ücreti topluyor. Narkotik Şube ekiplerince yılın ilk aylarından itibaren yapılan tüm uyuşturucu operasyonlarına karşın sokaklar uyuşturucu pazarı olmaya devam ediyor. Uyuşturucu tacirleri, extacy ve esrarı motorlu elemanlarıyla kullanıcılara gönderiyor. Narkotik Şube polisi, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren sokak satıcılarına yönelik düzenlediği 860 operasyonda 605 kilo esrar, 647 bin adet extacy hapı ele geçirdi. Son olarak İstanbul’da düzenlenen Rock’n Coke festivalinde, üzerlerinde 165 gram uyuşturucu madde bulunan 20 kişi gözaltına alındı. Özellikle gençler arasında kullanımı yaygın olan extacy adlı uyuşturucu hapa Beyoğlu, Beşiktaş, Kadıköy, Şişli ve Üsküdar gibi lüks semtlerde tanesi 10 YTL ’ye kolayca ulaşılabiliyor. Bu fiyat Eyüp, Fatih, Güngören, Avcılar’da daha da düşüyor. Kimyasal madde kullanımından korkan gençler ‘‘Ot’’ diye bilinen esrarı 20 YTL’ye alabiliyorlar. İstanbul’da extacy ya da ot’a ulaşmak çok kolay. Öyle ki uyuşturucu madde satıcıları, motorlu taşıtlarıyla müşterilerine kolayca servis yapıyor, 24 saat içinde uyuşturucu maddeler tüm semtlere dağıtılmış oluyor. Satıcılara telefon açıldığı andan itibaren yarım saat gibi kısa bir sürede uyuşturucu madde kullanıcıya ulaşıyor. Emniyet önlemlerini sıklaştırıyor Okulların açılmasına kısa bir süre kala gençliği hedef alan uyuşturucu satıcılarına karşı sokak timleri okullarda ve okul çevrelerinde görev yapacaklar. Bunun yanında İstanbul’da önemli kavşak ve caddeler üzerine yerleştirilen 350 adet MOBESE kamera 350 okulu izleyecek. Polis, operasyonel çalışmaların yanında uyuşturucu hedefi olabilecek gençlerin bilgilendirilmesi için seminerler verecek ve yeni projeler gerçekleştirecek. Polisin yeni eğitimöğretim döneminin açılmasıyla okullarda gerçekleştireceği projeler arasında, üç yıldır uygulanan ‘‘Öyküyle Madde Kullanımını Engelleme Projesi ’’ ile madde bağımlısı olmuş insanların gerçek yaşam öykülerinin öğrencilere anlatılması da yer alıyor. ‘‘Tiyatro Projesi’’ ile de gençler sıkılmadan oyunu izleyip uyuşturucuya karşı korunuyor. Dört yıldır uygulanan proje ile şu ana kadar 40 bin kişiye ulaşıldı. ‘‘Okul Servis Sürücüleri Projesi’’ ile de servis sürücüleri uyuşturucu satıcılarına karşı uyarılıyor ve bilinçlendiriliyor.Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneği üyesi Uzman Psikolog Emin Dönmez, annebabaların iyi birer gözlemci olmaları gerektiğini söyleyerek ‘‘Uyuşturucu kullanan çocukların davranışları ve arkadaş çevresi değişir, kendilerine olan özeni azalır, yalan söylemeye başlarlar, evden habersizce para çalabilirler, öfke patlamaları yaşarlar, uykulu ve yorgun gözükürler, kilo kaybı yaşarlar’’ diye konuştu. Soruşturmadan kurtuluyorlar Otopark mafyası adına çalışan kundakçıların çoğu tinercilerden oluşuyor. Bu tinerciler, çete mensuplarıyla küçük miktarda para karşılığında anlaşarak ahşap binaları yakıyor. Geriye kalan boş arazilere el koyarak otopark alanı olarak kullanan otopark mafyası, tinerciler tarafından yanlışlıkla çıkarılan yangın olarak görülmesi nedeniyle suçtan kolayca kurtulabiliyor. Otopark ücretlerinin 510 YTL arasında değiştiği göz önüne alındığında otopark mafyasının yıllık cirosunun 20 milyonu bulduğu tahmin ediliyor. Eğlence mekânlarının dolup taştığı cuma ve cumartesi geceleri yüz binlerce kişiden haksız kazanç sağlayan değnekçiler, park fiyatını kendileri belirliyor. Ayrıca maç günleri ve seçim döneminde miting alanlarına yakın bölgelerde otopark ücretleri iki katına çıkıyor. Yerel yönetimlerden kentteki boş alanları kiralayan ve bu alanları kaçak otopark olarak kullanan bazı kişiler de park ücretini istedikleri gibi belirleyerek sürücüleri dolandırıyor. 2 milyon 50 bin aracın bulunduğu İstanbul’da 65 bin sokak bulunuyor. Bu sokaklardan özellikle iş, eğlence ve sosyokültürel merkezlere yakın olan 248 cadde ve sokaktan elde edilen kazanç, otopark mafyasının cebine giriyor. İstanbul’da araç sayısı arttıkça otoparka olan ihtiyaç da artıyor. Buna paralel olarak da otopark mafyasının alanı daha da genişliyor, ‘‘otopark çeteleri’’ni ve ‘‘rant kavgaları’’nı da beraberinde getiriyor. Kaldırımlar da artık otopark olarak kullanılıyor. Bazı kaçak otoparklarda fuhuş da yapılıyor. Otel masrafından kaçınmak isteyen kadın tüccarları, müşterileri bu otoparklara getiriyor. Otopark mafyasıyla ucuza anlaşan kadın tüccarları, fuhuş trafiğini otoparklara yöneltti. Tarihçi Kutluay Erdoğan Aleviliğin istismar edildiğine dikkat çekti ‘AB azınlık muamelesi yapıyor’ BARIŞ MUMYAKMAZ TEMA’DAN UYARI: Yangına dirençli ağaç dikilmeli İstanbul Haber Servisi TEMA, orman yangınlarının yaşanmaması için yanmaya dirençli ağaçların dikimini, gerekli bakımların yapılmasını, emniyet yolları açılmasını önerdi. TEMA Vakfı, binlerce hektar alanın kül olduğu orman yangınlarının ardından, yaptığı yazılı açıklamada, yangınların önlenmesi için alınabilecek önlemleri sıraladı. Açıklamada, özetle şu önerilere yer verildi: Yangının yayılmasını önlemek için ormanı belirli büyüklükte parçalara ayıran yangın emniyet yolları yangın mevsiminden önce temizlenmelidir. Orman alanlarında gelişigüzel ve kontrolsüz piknik yapılmasını engellemek için yerleşim yerlerine yakın orman alanlarının bir bölümü, koruma önlemlerinin daha yoğun olduğu mesire yerlerine dönüştürülebilir. Enerji nakil hatları ormanlık dışında planlanmalı. Mümkün olmadığı durumda bu hatların kontrolleri yangın mevsiminden önce yapılmalıdır. Emekli Milli Eğitim Başmüfettişi ve tarihçi Kutluay Erdoğan, AleviBektaşi inancının Türklerin Orta Asya’dan getirdikleri kültürü koruyarak, Müslümanlıkla harmanlanmasıyla doğduğunu belirterek ‘‘Alevilik, Türkler için Müslümanlığın özüdür’’ dedi. Erdoğan, Aleviliğin bir maden gibi işletildiğini, üzerinde yazmayanın kalmadığını anımsatarak ‘‘Al eline kalemi, yaz aklına gelir misali. Ama bu, Aleviliği istismar ediyor’’ diye konuştu. ‘‘AleviBektaşi Gerçeği’’ ve ‘‘Asbuğa’’ adlı kitapları Alfa Yayınları’ndan çıkan Erdoğan, bütün Alevi dernek ve vakıflarının bir an önce birleşerek erkân oluşturmalarını ve Alevilik üzerine yapılacak akademik çalışmalarla istismarların önlenmesi gerektiğini vurguladı. Erdoğan, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı: ‘‘AleviBektaşi Gerçeği’’ adlı kitabınızda anlattığınız Aleviliği Türklerin tarihi süreci içerisinde nasıl değerlendiriyorsunuz? KUTLUAY ERDOĞAN Anadolu’ya yerleşen Türkmenler, Asya’dan kendi özelliklerini taşıyarak, töreselliklerini kaybetmeden, Farslaşmadan, Araplaşmadan Müslümanlığı kabul etmiştir. Çünkü Anadolu Aleviliği, başta Şamanlık olmak üzere Türklerin Horasan’dan getirdikleri eski inançları Müslümanlıkla birleştirdi. Türkler, Alevi ve Bektaşi inancı sayesinde asimile olmaktan kurtulmuştur. Bugünlerde Alevilik üzerine kültür mü, din mi, mezhep mi tartışmaları yaşanıyor. Alevilik Türkler için Müslümanlığın özüdür, kolu değildir. Ale ? Emekli MEB Başmüfettişi Kutluay Erdoğan, ‘‘Türkler, Alevi ve Bektaşi inancı sayesinde asimile olmaktan kurtulmuştur. Alevilik üzerinde yazmayan kalmadı. Al eline kalemi, yaz aklına gelir misali. Ama bu, Aleviliği istismar ediyor’’ dedi. vilik, Asya ve Anadolu arasında bir köprüdür. Bunun Asya ayağı Ahmed Yesevi ise, Anadolu ayağı Yunus Emre’dir. Yunus Emre’nin şiirleri hadislerin özeti gibidir. Bu nasıl İslamdan dışlanır? Bu sadece Arap dışıdır. Biz Arap da değiliz, Acem de. Aleviliğin bugünkü durumu nedir? ERDOĞAN: Alevilerin kafası çok karışık. Herkes Aleviliği farklı tanımladığı için kendi içinde bile birleşemiyor. Avrupa’dakiler farklı, Türkiye’dekiler her ilde farklı. Aydınlar farklı, dedeler farklı. Bugün Alevilik bir maden gibi işletiliyor. Üzerinde yazmayan kalmadı. ‘‘Al eline kalemi, yaz aklına geleni’’ misali. Ama bu, Aleviliği istismar ediyor. doğrultusunda. O yüzden sadece Alevilik değil bütün diğer İslam mezhepleri dışlanıyor. Cemevine ‘‘kültürevi’’, ‘‘cümbüşevi’’ diyorlar. Aslında buna Hanefilik bile diyemeyiz. Bu tamamen şekilci Müslümanlıktır. Kuran ezberleniyor ama ne dediği anlaşılmak istenmiyor. Gençlerimize önem vermeli, onları Atatürkçü düşünce ışığında bilimle yetiştirmeliyiz, hafız ezberciliğiyle değil. AB’nin Aleviler üzerindeki siyaseti hakkında ne düşünüyorsunuz? ERDOĞAN: AB de bizi istismar ediyor. Bize azınlık muamelesi yapıyor. Oysa ki biz Türküz ve anadilimiz Türkçe. Nasıl azınlık olabiliriz biz? Sadece bir Türkiye yurttaşı olarak değil, bir Alevi olarak da AB’ye haysiyetli girmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ama ne yazık ki, bugünkü yönetim anlayışı AB’ye Atatürkçü anlayışla ve hasiyetle girmek istemiyor. Alevileri gelecekte bekleyen sorunlar nelerdir? ERDOĞAN: Ne yazık ki Aleviler şehirlere hazırlıksız geldi. Banliyöleri dolduran fakir insanlar, köylerinden kopup büyük kentlerde kaba işler yapıyorlar. Bu yüzden Aleviler siyasilerin istismarına uğruyor. Sadece oy isteniyor, sözler yerine getirilmiyor. Eğer önlem alınmazsa, Aleviler bu yapı içinde asimile olabilir. Çünkü gençler kendilerine ‘‘ateistim’’ deyip, dedelerle bile alay ediyorlar. Aleviler şehirleştikçe Sünnileştiriliyor. Bu sorunlar nasıl çözülür? ERDOĞAN: Bütün Aleviler birleşmeden hiçbir şey çözülemez. Bugün erkânımız olmadığı için biz Alevileri değişik yerlere oturtmaya çalışıyorlar. O yüzden bütün dernek ve cemiyetler birleşerek bir erkân oluşturmalıdır. Daha sonra Alevi aydın ve dedelerin kendilerini çok iyi yetiştirmeleri gerekiyor. Dedelerimiz köylerden geldiği için hazırlıksızdır. Aleviliği tanıtmamız için akademiye gereksinimimiz var. Çeşitli vakıf ve cemevlerinde çok iyi şekilde kültürlü insanlar ile felsefe, tarih, Kuran ve bilim konularında uzman kişilerle donatılmalı. Alevilik üzerine yapılacak akademik çalışmalar istismarları önleyecektir. Gecede, hastanede 15. yılını dolduran personele plaket verildi. (Fotoğraf: SALİM HALİMOĞLU) Acıbadem Sağlık Grubu 15 yaşında İstanbul Haber Servisi Acıbadem Sağlık Grubu 15. kuruluş yıldönümünü önceki gün Yeşilköy’deki Maydanoz Showland’de düzenlenen etkinlik ile kutladı. Gecede bir konuşma yapan Acıbadem Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar 1991 yılında bir semt hastanesi olarak kurulan Acıbadem Grubu’nun bugün 14 noktada 5 bini aşkın personelle hizmet verdiğini dile getirerek ‘‘Bugün sağlık sektörünün en büyük kuruluşları arasında yer alıyoruz’’ diye konuştu. Konuşmanın ardından Aydınlar, Hastanede 15. yılını dolduran 11 doktor ve 12 personele plaket verdi. Ardından Acıbadem Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanvekili Serra Aydınlar, hastanede 15 yılını dolduran çalışanlara hediye edilen birer adet Reno Clio otomobilin anahtarlarını sahiplerine verdi. Gece, Sezen Aksu konseri ile sona erdi. Ailemi anlattım Yeni çıkan ‘‘Horasan’dan Anadolu’ya: Asbuğa’’ adlı kitabınızda doğduğunuz köyü anlatıyorsunuz... ERDOĞAN: Asbuğa sadece doğduğum köy değil, dedem Seyyid Garip Musa’nın evlatlarının 19. yüzyılın ikinci çeğreğinde Divriği’den göçerek, Güneş Tekke geleneğinin merkezi yaptıkları yerdir. Aileme ait değerlerin hikâyesini Horasan’dan başlayarak anlattım. Böylece bu hazineyi sözlü kültürden kurtararak tamamen ölümsüzleştirmiş oldum. Bu çalışma sadece dağınık aile bireyleri arasında heyecan yaratmadı, diğer ocaklı aileleri de harekete geçirdi. İki önemli çatışma Türkiye’de Alevilik üzerine yürütülen politikaları nasıl değerlendiriyorsunuz? ERDOĞAN: Türkiye’de iki eksenli bir çatışma var. Birincisi, Arap kültürü üzerinden Müslümanlık anlayışı. Diğeri ise Türk kültürü üzerinden cereyan ediyor. Örneğin, Türk kültüründe kadınerkek eşitliği olmasına karşılık, Arap yorumu bunu dışlıyor ve kadını ikinci plana atıyor. Dinde uygulama ise Hanefi mezhebi CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle