12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 AĞUSTOS 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Kanın az veya çok gitmesine, travmalara, kanamalara ya da tümörlere karşı daha dirençsiz En hassas organ: Beyin ? Kalp ve damarlarını korumada olduğu gibi, beyin ve damarlarını korumada da tansiyon, diyabet, kolesterol, sigara ve stres beşlisi karşımıza çıkıyor. Türk Nöroşirürji Derneği üyesi Doç. Dr. İlhan Elmacı, önlem için öncelikle, bu risk faktörlerinden korunmamız gerektiğini anlattı. ŞULE KÖKTÜRK NEDENİ YOK Frontal (ön) lob: Planlama, düşünme, sosyal koordinasyon ve koku alma merkezi. Bu lobun gelişmiş olduğu insanlarda sosyal organizasyon yeteneği fazla, yönetici olabilirler. Frontal lobunda hasar olan kişilerde süper ego baskılanır. Daha agresif olabiliyorlar, daha gayri ahlaki cümleler kurabiliyorlar, libido ile ilgili isteklerini daha agresifçe dile getiriyorlar. Parietal (yan) lob: İki yarım küreden olşan beyinde sol yarım küre vücudumuzun sağ yanını, sağ yarım küre de sol yanını yönetiyor. Parietal lob, vücudumuzun karşı tarafından taşınan temas, ağrı, dokunma ve ısı duygusuyla ilgili bilgilerin toplandığı, hareket emirlerinin verildiği alandır. Tansiyonda bilinmeyenler İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Deniz Güzelsoy tansiyon ile ilgili sorularımızı şöyle yanıtladı: Tansiyon mekanizması nasıl işliyor? D.G. Tansiyon atardamarın basıncı, kalpten pompalanan kanın damarlara yaptığı basınç olarak tanımlanıyor. Basıncın olması gerekiyor, ancak fazlası vücuda zarar verebiliyor. Nedeni nedir? D.G. Tansiyonun nedeni yok, tansiyon hastalarının ancak yüzde 5’inde bilinen bir neden vardır. Yüzde 95’i nedenleri bilinmeyen yüksek tansiyondur. Tansiyon ilacına başlama kararını doğru vermek gerekiyor ve başladıktan sonra düzenli kullanılması gerekiyor. Doğru ilaç seçimi yapmak gerekiyor. Tansiyonun zararları nedir? D.G: Yüksek tansiyonun yaptığı en önemli sorunlardan biri uzun vadede damar sertliğine yol açması. Yüksek basınç çeşitli arter düzeylerinde kanamalara yol açıyor. En önemli kanama sorunları da beyinde ani olarak gerçekleşebiliyor. Ama damar sertliğine yaptığı katkılardan dolayı da tüm hayati organlarda sorunlara yol açabiliyor. Nasıl önlem alabiliriz? D.G. Kilo önemli bir faktör, kilo vermeye çalışmak, tuz miktarını, sigara ve alkolü azaltmak gerekir. Egzersiz, zayıflama, sigarayı kesme, alkolü azaltmayla, tansiyonu ilaca başlama düzeyine gelmeden bir süre tutabiliriz. Doç. Dr. İlhan Elmacı, tansiyon beyin ilişkisi, beyin kanamaları ve tedaviler konusunda sorularımızı yanıtladı. Vücudumuzun en gelişmiş organı beyin, bu gelişmişlikle orantılı olarak oldukça hassas. Kanın az ya da çok gitmesine, travmalara, kanamalara ya da tümörlere karşı daha dirençsiz. Kalp ve damarlarını korumada olduğu gibi, beyin ve damarlarını korumada da tansiyon, diyabet, kolesterol, sigara ve stres beşlisi karşımıza çıkıyor. Önlem için öncelikle, bu risk faktörlerinden korunmamız gerektiğini anlatan Türk Nöroşirürji Derneği üyesi Doç. Dr. İlhan Elmacı, tansiyon beyin ilişkisi, beyin kanamaları ve tedaviler konusunda sorularımızı yanıtladı. Tansiyonun beyin için önemi nedir? İ.E Tansiyon direkt beyin cerrahisi ile ilgili bir konu değildir ancak, tansiyonla ilgili hastalıklar sistemik bir hastalıktır ve en çok etkilediği organlardan bir tanesi de beyindir. Düşük tansiyon da yüksek tansiyon da beyni etkiler. Kalp bir pompa organıdır, belli bir basınçla belli hacimdeki kanı, belli bir basınca karşı pompalayan bir organ. Bunu yapamadığı zaman kalp yetmezliği ortaya çıkıyor. Normal basınç 120/80 milimetre civa (mm/Hg) neyi ifade ediyor? İ.E 120 kalbin kasıldığı anda etrafa gönderdiği basınçtır. Kalbin gevşediği anda o damarda olan basıncın da 80 mm/Hg olması gerekiyor. Bu da kanın belli bir süre o hedef organda tutulmasını sağlıyor. Occipital (arka) lob: En önemli fonksiyonu görmedir. Temporal (alt yan) lob: İşitme, konuşma ve hafıza merkezi. Limbik sistem: Talamus, hipotalamus ve epitalamustan oluşuyor. Tüm beyin fonksiyonlarının sentezini yapar gibi çalışır. Loblara gelen bilgiler aynı zamanda limbik sisteme gönderilir. Burada duyular deneyimlerle sentez yapılarak duygulanımın ortaya çıkmasını sağlar. Düşük tansiyonun beyne ne gibi bir zararı var? İ.E Basınç düşük olduğu zaman, hedef organlara yeteri kadar kan gitmiyor. Bu hedef organlardan bir tanesi de beyin. Beynin kansız kalmaya tahammülü yoktur. Kansız kalırsa önce, beynin yüzeyindeki hücreler, korteks yani bilinç bölümü etkilenir ve kişi hemen kendini kötü hissedip, bayılma hissi duyar. Çevreye olan duygusu, görme ile ilgili duyularının hepsi bozulur ve kişi hızlıca yere doğru düşer. 170/80 mm/Hg gibi bir tansiyonu varsa kişinin bu beyin açısından nasıl değerlendirilir? İ.E Hiçbir patolojisi olmayan, 120/80 genç bir erişkin için normal bir tansiyondur. Bu değer ilgili kişinin geçirdiği hastalıklara göre değişebilir. Kişinin damar sertliği vardır, damarlara kanın çok hızlı gitmesi gerekir ki bu damarlardan geçebilsin. O kişi için kabul edilebilir tansiyon 17’ye 8 olabilir. O kişi için ideal tansiyon beynin fonksiyonlarını en iyi şekilde yürütebildiği tansiyondur. Beyin kanamaları O zaman her yüksek tansiyonu düşürmeye çalışmıyorsunuz... İ.E Evet. Bazı kişilerde bu tansiyonu aşağıya çekerseniz, o kişinin beyin kanlanmasını bozarsınız. İdeal tansiyon o kişinin alışkın olduğu tansiyondur. Has tayı takibe alıyoruz. Örneğin yüksek tansiyonu olduğu bilinen kişinin 45 gün değişik saatlerde tansiyonunu ölçüyoruz. Bu kişi için ideal tansiyona bakıyoruz, kişinin tansiyonunu düşürdüğümüzde, kişide düşük tansiyona ait belirtiler var mı buna bakıyoruz. Bunlar varsa tansiyonu düşürmemek gerektiğine karar veriyoruz. Bu belirtiler neler? İ.E Kişi kendini kötü hissediyor, baş dönmeleri, kulakta çınlama, göz kararması, bayılma hissi olabilir. O zaman, kişinin tansiyonunu fazla düşürmüyoruz. 170/140 olduğuna durum değişiyor mu? İ.E Beyinle ilgili önemsediğimiz tansiyon küçük tansiyon. Küçük tansiyonu 10’un altında tutmaya çalışıyoruz. Çünkü küçük tansiyon kanın organlara yayılmasını ve orda bir süre tutulmasını sağlıyor. Beyin kanamalarına neden olan faktörler nelerdir? İ.E Beyin kanamaları, nörolojik bilimlerin en önemli patolojilerinden bir tanesi. Beyin kanamaları beyin damar hastalıkları dediğimiz inmelerin yüzde 15’ini oluşturuyor. Beyin damar hastalıklarının önemli bir kısmı damar tıkanıklıkları nedeniyle oluyor. Beyin kanamaları bunların içinde yüzde 1520’sini oluşturur. SÜREKLİ AİLE DESTEĞİ İLE YAŞAMAK ZORUNDALAR Kıvrımların yerinin beyin suyu ile dolması: Hidrosefali Hidrosefali nedir? İ.E Beyin birçok kıvrımdan oluşuyor. Beyin kıvrımı ne kadar çoksa, insan beyninin yüzölçümü çok demektir. Beyninde insanın ne kadar kıvrım varsa, insan o kadar zekidir. Kıvrım arttıkça beynin gücü artıyor. Ancak hidrosefalik çocuklarda, beyin az geliştiği için kıvrım olmuyor, bunun yerini beyin suyu dolduruyor. Beyin suyu normalde, insan beyninde bulunuyor. Normal bir insan beyninde 75 mililitre su var, 75 mililitre de omurganın içinde var. Bu 150 mililitre sürekli dolaşıyor ve günde 45 kere yeniden yapılıyor. Bu çocukların beyinleri su dolu olduğu için, beyin fonksiyonlarından yoksun olarak yaşıyorlar. Yeni doğan döneminde yoğun bakım ihtiyacı duyuyorlar ama daha sonra sürekli aile desteği ile yaşıyorlar. Tıbbi yardım yanında sosyal yardımı da çok gerektiren bir hastalık. Beyin kanamasına yol açan diğer nedenler nelerdir? İ.E Anevrizmalar (beyin damarlarında baloncuk), damar yumağı hastalıkları, birtakım ilaçlar ve kafa travmaları. Aslında kafa travmaları en sık beyin kanaması yapan gruptur. Anevrizma (baloncuk) nedir? İ.E Baloncuklar, beyin kanamaları yapan nedenlerin en önemlilerinden bir tanesi, İngiltere’de yapılan bir çalışmaya göre yüzde 12 civarında anevrizmaya rastlanır. Anevrizmalar kendilerini ani bir kanama yaparak belli eder. İlk kanama olduğunda ise hastaların yüzde 2030’unu kaybederiz. Anevrizmaları daha çok 4060 yaş arasında görüyoruz. Oluşumunda etkili faktörler neler? İ.E Anevrizmanın oluşumunda damar sertliğinin çok önemi var. Doğuştan gelen bir özellik olarak damar yumağında bir zayıflık var, üzerine 5 tane risk faktörü biniyor, damarın o bölgesinin normal yapısını bozarak, hastada yine o risk faktörleri zemininde günün birinde, kalbin atımı esnasında, damar duvarı yırtılıyor ve kan beynin içine geçiyor. Bazen kasılmış bir tabloyla, bazen de daha küçük bir ağrı, bulantı, kusma ile doktora gidiyor. Damar yumağı anomalisi nedir? İ.E Damar yumağı anomalileri daha az rastladığımız bir patoloji, doğuştan getirilen bir özellik olarak, insanın beyninde damar yumağı oluyor, giderek büyütüyor, günün birinde bir kanama ile kendini belli ediyor. Daha çok genç insanlarda görülüyor. Beyin damar hastalıklarının tedavisinde nasıl bir yol izleniyor? İ.E Beyin kanamalarının tedavisinde 5 risk faktörünü kontrol etmek istiyoruz öncelikle. Beyin kanamalı bir hastada, beyinde serbest hale gelmiş bir miktar kan var. Bazen bir su bardağı kadar, bazen bir çay bardağı kadar. Bu beynin bölgelerini sıkıştırıyor. Kişinin hayatını riske ediyor. Biz hemen bunu acil ameliyat ediyoruz, ameliyat ederken, kanamaya neden olan sorunu ortadan kaldırmaya yönelik bir ameliyat yapıyoruz. Kanama yüksek tansiyona bağlı ise, tansiyonu kontrol ediyoruz, anevrizmaya bağlıysa, anevrizmayı tedavi ediyoruz. Damar yumağına bağlıysa damar yumağını çıkarıyoruz, tümöre bağlıysa tümörü çıkarıyoruz. Ameliyatları nasıl yapıyorsunuz? İ.E Bu ameliyatları mikroskopik cerrahi ile yapıyoruz. Nöroşirürji, son 50 yılda, branşlar içinde en hızlı gelişen branştır. Daha önce 60’lı yıllarda, beyin kanamalarının ölüm oranı yüzde 50 civarında iken bugün yüzde 56 civarında. Beyin cerrahisinin geldiği nokta budur. SÜRECEK Risk faktörleri Beyin hastalıkları bakımından 5 tane risk faktörü bulunuyor. Uzmanlar, beyin damar hastalıklarından korunmada bu beş risk faktörünü kontrol altına almaya çalışıyor. Tansiyon, Şeker hastalığı Kolesterol Sigara Stres CUMHURİYET 09 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle