25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS 2006 ÇARŞAMBA 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Ilgaz’ın yazarları arasında bulunduğu Yeni Cide Postası, her ay okurla buluşuyor DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Logosu Rıfat Ilgaz olan gazete KADİR İNCESU ‘Aç Kalmalı Sanatçı’ Geçen hafta aramızdan ayrılan Muzaffer Buyrukçu, edebiyatımızda, ‘‘aç yazarlar’’ kuşağının son temsilcilerindendi. Çağdaş edebiyatımız, doğası gereği kurulu düzenle hiç anlaşamamış, bu özelliğinin karşılığını da ‘‘aç kalarak’’, üstelik bu durumundan da hiç yakınmayarak ödemiştir. Çünkü onları mutlu eden başka bir şey, yaşadıkları hayatın bulunmaz neşesi olmuştur. Sait Faik’ten Orhan Kemal’e, bu aç yazarların bütün hayatları iki buçuk liralık öykü, on liralık kitap teliflerinin peşinde, o gün karınlarını doyuracak yemeğin parasının ceplerinde bulunmayışının tedirginliğiyle geçmiştir. ??? Memet Fuat’ın unutamadığım bir yazısı vardır: ‘‘Aç Kalmalı Sanatçı Ölmeli’’. 1962’de yazılmış bu yazının temel düşüncesi sanatçının kurulu düzenle uzlaşamayacağı, dolayısıyla aç kalmak ve ölmekten başka bir seçeneğinin bulunmadığıdır. Çünkü yazara göre, düzenle her uzlaşma girişimi (bir işe girmek, satışa yönelik ürün vermek, satılan yapıtlarının benzerlerini üretmek vb.) sanatından ödünler vermesiyle sonuçlanacaktır. ‘‘Aç kalmıyorsa, ölmüyorsa, kendisini istemeyenlerin, kendisine yer göstermeyenlerin çevresinde dönenip sıkışacak bir yer arıyor demektir. Pazarlık ediyor, anlaşıyor demektir. Uşak isteyen politikaların, ölüm kalım savaşına girişmiş tepeden tırnağa yalana boğulmuş politikaların, erdemsizliği erdem diye öne süren, insanları insanlara, ulusları uluslara düşman eden politikaların arasında... En güzel, en yüce düşüncelerin, ülkülerin ticaretini yapan, kârını bölüşen insanların, insancıkların, insanımsıların arasında... Sanatçı aç kalmalı, ölmeli. Yalnızca çırpınışı, kaçışı, aşağılanışı, delirişi gerçek. Bireyde toplumun bütünüyle yansıyışı... Ondan ötesi anlaşmalar, kollamalar, kalleşlikler...’’ ??? Muzaffer Buyrukçu, yazarların bu ‘aç’, yani uzlaşmaz yıllarında, Türkçeyle öyle bir aşk yaşadı ki, cümlelerinden bal damlayan öyküler, romanlar, günlükler kaleme aldı. Bir kitabının adındaki gibi, ‘Dillerinde Dünya’ yaşadı bu kuşak. En yakın arkadaşlarının önce Orhan Kemal, sonra da Cemal Süreya olması da önemli bir göstergedir. Ama Buyrukçu’nun dostlukları sayıya gelmez. Bunu en iyi anlamanın yolu da, onun tadına doyulmaz anı günlüklerinden birini, diyelim Dillerinde Dünya’yı ya da Sıcak İlişkiler’i (kitapçılarda bulabilirseniz tabii) alıp okumaya başlamanızla görülecektir. Yazı başlığı olarak bir tarih atılır ve o günün olayları anlatılmaya başlanır. Daha ilk satırlarda ne denli usta bir anlatıcıyla karşı karşıya olduğunuzu duyuran cümleler, sonunu merak ettiğiniz bir öykü gibi sürer gider. Bu günlükler, okuyanda uyandırdığı dil tadının yanında, anlattığı dönemlerin ve kişilerin günlük hayatlarının, tutum ve düşüncelerinin yansıtıldığı belgesel önemde metinlerdir. Neredeyse bir kamera yalınlığıyla, bütün ayrıntıları içermesi; en ciddi edebiyat tartışmalarının yanında, böbrek ağrısı gibi günlük sorunların yansıtılması; ünlü kişilikleri kendi ağızlarından konuşturması bu günlüklerin benzersiz özelliğidir. Bugünden geriye bakınca, otuz, kırk yıl öncesinin, günümüzden çok farklı yaşam kültürünü belgelemiş olması, bugünün ve yarının okur kuşaklarına o günleri tanıma olanağını sunması Buyrukçu’nun edebiyat tarihimize de, kültür hayatımıza da unutulmayacak bir katkısıdır. Yaşamı boyunca çok da anlaşılmamış öneminin, gelecek günlerin ona bağışlamasını dilerim. turgay?fisekci.com Kastamonu’nun Cide ilçesinde bir yazarın portresini logo olarak kullanan bir gazete olduğunu biliyor muydunuz? 11. Rıfat Ilgaz Sarıyazma Kültür ve Sanat Festivali için Cide’ye geldiğimizde öğrendim bu olayı. Tüm ayrıntıları da birinci ağızdan, Ali Kesim ve Ali Nazlı’dan dinledim. Cidelinin yerel haberlere daha rahat ulaşabilmesi için Fuat Nazlı, Cide Postası adıyla bir gazete çıkarmaya karar verir. Çevresinden gördüğü destekle de ilk sayıyı 23 Şubat 1968’de yayımlar. Gazete 2 sayfadır ama Cideliler için ulusal gazetelerden bile önemlidir; çünkü kendi sesleridir. Aylık olan Cide Postası ara sıra 15 günde bir yayımlanmakta ve aboneleri aracılığıyla tüm Türkiye’ye ve dünyanın çeşitli ülkelerine ulaşmaktadır. Gazetenin yazarları arasında Hababam Sınıfı’nın yazarı, Cideli Rıfat Ilgaz ile 12 Eylül’den sonra onunla birlikte tutuklanıp hapiste yatan Ramazan Tuğtepe de vardır. En çok dikkat çeken yeri... ? Yeni Cide Postası’nın sahibi ve genel yayın yönetmeni Ali Kesim, Rıfat Ilgaz’ın portresinin logo olarak kullanılma nedenini şöyle açıklıyor: ‘‘Bizim doğrularımız, onun düşünceleriyle örtüşüyordu. Biz kısaca Rıfat Ilgaz’ın ‘mikrop’larıyla yetişen bir kuşağız. Ona olan sevgimizin, bağlılığımızın bir göstergesi olarak portresini logo olarak kullanıyoruz.’’ mına birkaç gazete daha girer ancak ömürleri uzun olmaz; yalnızca Erol Çelebi’nin Yeşil Cide gazetesi birkaç yıl çıkabilir. Cideli aydınlar Ramazan Tuğtepe, Ali Nazlı ve Ali Kesim, çıkan tüm gazetelere her türlü desteği verirler. Gazeteler birbiri ardına kapanınca da Cide Postası’nı yeniden çıkarmak için kolları sıvar ve Cide Postası’nın sahibi Fuat Nazlı ile görüşüp onayını alırlar. Ancak, gazetenin adını ‘Yeni Cide Postası’ olarak değiştirirler. Bunun nedenini şöyle açıklıyorlar: ‘‘Biz duyarlı, Cide için her şeyi göze alan, iyiye iyi, kötüye de kötü diyebilecek cesarette insanlarız. Olur ya, bir aksilik olur da onun kadar başarılı olamazsak, Fuat Nazlı’nın Cide Postası temiz kalsın düşüncesiyle adında bu değişikliği yaptık.’’ Uzun hazırlıklardan sonra Yeni Cide Postası Aralık 2004’te selamlar kendisini özlemle bekleyen Cidelileri... İlk iki sayısı tabloid boy basılır, sonra gazete boyutlarına geçer. Aylık olarak yayımlanan Cide Postası’nın en çok dikkat çeken yeri ise, adının hemen yanındaki portredir. 1911’de Cide’de dünyaya gelen, yapıtlarının pek çoğunda doğduğu yerleri anlatan, Cide adını hemen hemen herkese ezberleten Rıfat Ilgaz’ın portresidir bu. Gazetenin yayın kurulunu oluşturanların hepsi Rıfat Ilgaz ile dost ol ma ayrıcalığını kazanmış, uzun sohbetler etme olanağı bulmuşlardır. Rıfat Ilgaz’ın portresini neden logo olarak kullandıklarını sorduğumda, ‘‘Bizim doğrularımız, onun düşünceleriyle örtüşüyordu. Biz kısaca Rıfat Ilgaz’ın ‘mikrop’larıyla yetişen bir kuşağız. Ona olan sevgimizin, bağlılığımızın bir göstergesi olarak portresini logo olarak kullanıyoruz’’ diyor bir solukta, Yeni Cide Postası’nın sahibi ve genel yayın yönetmeni Ali Kesim. Rıfat IlgazCide bağlantısı Fuat Nazlı işleri gereği İstanbul’a yerleşmeye karar verince, 1998’de 600. sayısını yayımladıktan sonra gazeteyi kapatmak zorunda kalır. Bundan sonra Cide’nin yayın yaşa Ali Nazlı ise yüzünden hiç eksik olmayan gülümsemesiyle alıyor sözü ve bir çırpıda bakın neler söylüyor: ‘‘Bugün Cide’yi herkes tanıyorsa, Cide imgesinin çağrıştırdığı damga silinmişse, bu Rıfat Ilgaz’ın onurlu duruşuyla olmuştur. ‘Rıfat Ilgaz deyince Cide, Cide deyince Rıfat Ilgaz’ın akla gelmesi de bizi buna yöneltmiştir.’’ Yeni Cide Postası 1 Temmuz 2006 tarihli 31. sayısını ağırlıklı olarak 11. Cide Rıfat Ilgaz Sarıyazma Kültür ve Sanat Festivali’ne ayırmış. Sayfalarında, yolunda ilerledikleri Rıfat Ilgaz’ları için çok özel yazılara ve anılar yer vermişler. Don Quichotte mizah dergisinin çağrısına 100 karikatürcü yanıt verdi Ortadoğu’daki savaşa karşı çizgiler Kültür Servisi Almanya’da yayımlanmakta olan TürkçeAlmanca mizah dergisi Don Quichotte’un ‘Ortadoğu’da Savaşa Hayır!’ çağrısına destek veren karikatürcülerin 70 yapıtı 210 Eylül 2006 tarihleri arasında İstanbul Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde sergilenecek. Bu seçkiyle bir bölümü sergilenecek olan 300’ü aşkın karikatür, Brezilya’dan İran’a, Ukrayna’dan Tayland’a birçok ülkeden çizerlerin bu çağrıya karşılık vererek derginin internet sitesine göndermesiyle bir araya geldi. Aralarında dünyaca tanınmış karikatürcülerden Rene Bouschet, Crist, Patrick Pinter, Farhad, Ana Von Rebeur, Carlos Brito, Seyran Caferli, Ares, Bira Dantas, Amorim, Michel Kichka, Rıber Hansson, Cival Einstein, Andrea Bersani, Julia Lischenko’nun da bulunduğu, 26 ülkeden 100’e yakın karikatürcü, 300’ü aşkın karikatürle İsrail’in Lübnan’ı işgaline çizgileriyle tepkilerini dile getirdiler. Derginin genel yayın yönetmeni ve çizeri Erdoğan Karayel, ‘‘Dünya, şaşırıcı biçimde Ortadoğu’da yaşanan trajediye seyirci kalmakta. Bugün gelinen noktada, insan haklarını çiğneyen, yaşam hakkını hiçe sayan ABD güdümündeki İsrail’in dünyayı umursamaz bir tavırla gerçekleştirdiği katliamları ‘dünya karikatürcüleri’ adına şiddetle kınıyoruz. Çizgilerden oluşan bu tepkilerin, olabildiğince tüm gazete, dergi ve TV kuruluşlarında yayımlanmasını istiyoruz” diyor. (www.donquichotte.at/ Bugun 0 216 414 22 39) Luis Eduardo LeonKolombia’nın yapıtı. YENİDEN KUVAYI MİLLİYE HAREKETİ DERNEĞİ BÜYÜK TÜRK ULUSU!.. 1. Dünya Savaşı sonunda imzalanan 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes hükümlerine uymayan İtilaf Devletleri’nin donanma ve askerleri uydurma gerekçelerle yurdumuzu işgal etti. Bağımsız ve hür yaşamış Türk Ulusu Atatürk’ün önderliğinde, her mahrumiyete katlanarak Kuvayı Milliye Ruhu ile savaştı. Emperyalist işgalcileri yurdundan kovdu. Ulusal egemenliğe dayalı tam bağımsız bir devlet kuran Türk Ulusu çağdaşlık yolunda ileri adımlar attı... Türkiye Cumhuriyeti Devleti içeriden işbirlikçi ihanet şebekelerinin ve dışarıdan da emperyalizm ile maşalarının saldırılarıyla karşı karşıya bulunmaktadır. Günümüzde bu durum 2. cumhuriyetçiler, neoliberaller, gerici ve bölücüler olarak kendini göstermektedir. Dış güçlere teslim olmuş siyasetçiler CUMHURİYETİMİZİ kuşatma altına almışlardır... BÜYÜK TÜRK ULUSU!.. Cumhuriyetin değerleri aşındırılmakta, insanca yaşamamızın temel şartı olan Laik Devlet yok edilmeye çalışılmaktadır. Tam bağımsızlığımızdan taviz üstüne taviz verilmektedir. Gericilik ve bölücülük halkımızın kafasına kara bir gömlek gibi giydirilmeye çalışılmaktadır. Büyük Önderimiz Atatürk’e ve Ulusal değerlerimize saldırılar her gün daha da artmaktadır. BÜYÜK TÜRK ULUSU!.. 1. Şu an ülkemizde 12 milyon insanımız işsiz, 920 bin insanımız aç, 18 milyon insanımız açlık sınırında. İç ve dış borçlarımızın toplamı 300 milyar doların üzerine çıkmıştır... 2. Köylümüz ve küçük esnafımız kaderine terk edilmiş, tefecilerin insafına bırakılmıştır. Ulusal sanayimiz rekabet edemez hale getirilmiştir. İşçi sendikaları işlevsiz kılınmıştır... 3. 1924 Anayasası’nın temel direği olan Öğrenim Birliği bozulmuş, LAİKLİK İLKESİ’NE aykırı olarak eğitim sistemimiz cemaatlerin ve tarikatların kontrolü altına girmiştir. Devrimlerin bekçisi olması beklenen gençlik örgütsüz bırakılmış, magazin kültürüne terk edilmiştir. Gençlerimiz bedava yemek, bedava yatak vaatleriyle gerici ve karanlık emelleri olan tarikat odaklarına terk edilmiştir... 4. Türk Silahlı Kuvvetleri ile başta Atatürk’ümüz olmak üzere Ulusal Kurtuluş Savaşımızın önderleri her gün yıpratılmaya çalışılmaktadır. ABD, AB, IMF ve Dünya Bankası marifeti ile ulusal güvenliğimiz tehlikeye düşürülmekte, Milli Davamız Kıbrıs elden gitmektedir. Ulusal Kurtuluş Savaşında alamadıkları ülkemizin toprakları, para gücü ile yabancılara satılmaktadır. Cumhuriyetin birikimleri olan stratejik kuruluşlar, önemsiz bedeller karşılığında uluslararası tekellere, Dubai prensleri ile Arap sermayesine peşkeş çekilmektedir... 5. Ilımlı İslam görüntüsü altında ABD’nin Ortadoğu petrollerini ele geçirme politikasının gereği olarak Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında ülkemizi bölen haritalar yayınlanmakta ve buna hiç kimse ses çıkarmamaktadır... 6. Cumhuriyet yanlısı ve savunucusu organlar, başta üniversiteler olmak üzere yüksek yargı organları baskı altında tutulmakta ve bağımsız yargıya müdahale edilmektedir... EY BÜYÜK TÜRK ULUSU, BÜTÜN BU AHVAL VE ŞERAİT İÇİNDE HÂLÂ UYUMAYA DEVAM MI EDECEKSİN?.. KENDİNE GEL, YENİDEN KUVAYI MİLLİYE RUHUYLA AYAĞA KALK!.. ATATÜRKÜN EMANETLERİNE VE BU GÜZEL VATANA SAHİP ÇIK.. VE DİYORUZ Kİ: VATANIMIZI BÖLDÜRTMEYECEĞİZ, ÜLKEMİZİ SOYDURTMAYACAĞIZ, YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE, YAŞASIN ATATÜRKÇÜLÜK... KAHROLSUN EMPERYALİSTLER VE YERLİ İŞBİRLİKÇİLERİ... KAHROLSUN GERİCİLİK YAŞASIN YENİDEN KUVAYI MİLLYE RUHU, SONSUZA KADAR YAŞASIN TÜRK ULUSU... YAŞASIN CUMHURİYET KAZANIMLARI, YAŞASIN ATATÜRKÇÜ GENÇLİK ! Yeniden Kuvayı Milliye Hareketi Derneği Genel Merkezi Adına Hakkı SEVİM SİZLERİ OMUZ OMUZA MÜCADELEYE DAVET EDİYORUZ Genel Merkez: Adres: Oğuzhan Cad. Ersever Sok. No:1/8 Fındıkzade/İstanbul Tel: 021252321395325833375 Web sitesi: www.yenidenkuvayimilliye.org eposta adresi: bilgi@yenidenkuvayimilliye.org NOT: 1. 17 Eylül Pazar günü Büyükada ve Boğaz turu ile Ortaköy söyleşisi etkinliği gerçekleştirilecektir. Programı genel merkezden öğrenebilirsiniz. 2. 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlamaları sonrası (saat:13.00’te) genel merkezimizde sohbet toplantısı ve imza kampanyası yapılacaktır. CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle