18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 TEMMUZ 2006 CUMARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B B PB B B B B Y 26 30 27 28 34 33 34 32 21 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y B PB PB B B 22 23 24 25 25 27 27 22 35 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB B PB PB PB PB PB B Y 33 32 35 35 32 34 28 25 21 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey ve doğu kesimleri parçalı çok bulutlu, Batı ve Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Amasya çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı iç kesimlerde 13 derece artacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 24 Helsinki PB 22 Stockholm PB 29 Londra Y 21 Amsterdam Y 21 Brüksel Y 22 Paris Y 24 Bonn Y 23 Münih Y 25 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y PB Y B Y Y PB Y 24 30 37 24 29 26 31 31 24 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B A PB A A PB Y A B 26 39 21 41 31 31 29 35 35 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada kan Rice ile konuşarak birlikte açıklamak için, ‘‘My dear Rice’’ diye el yazısıyla mektuplar yazarak kendini Washington’a davet ettirdi. Vizyonun içeriğinden de memnun. Bu vizyon metniyle ABD ve yabancı yalakalığında usta olanların yazdığına göre; ABD ile ilişkilerde ‘‘eski hayal kırıklıklarına ve sağırlar diyaloğu olaylarına’’ veda ediliyor. Fakat taraflar için mi yoksa sadece ABD için mi? Sade vatandaşın okuduğunda anlamakta zorlanacağı bir metin. Yoruma açık bir metin. ABD, acaba neden böyle bir metne yeşil ışık yaktı? Amacını bugünden kestirmek zor. Yoksa, gelecekte herhangi bir sorun karşısında Türkiye’den kimi isteklerde bulunduğunda engelle karşılaşmayacağını ifade eden kimi paragrafları anımsatarak istediğini elde edebilecek mi? ??? Örneğin, 1 Mart tezkeresinin Meclis’te reddedilmesinden sonraki bugüne kadar geçen süreçte; ABD devlet adamları, özellikle Milli Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, savaş öncesi güney illerimizi kullanmalarına izin vermediğimiz için Türkiye’yi sürekli eleştiriyorlar. Bu noktayı anımsayınca ABD’nin AKP yerine iktidarda düşüneceği bir parti olup olmadığına değinen tartışmalar, öngörüler akla geliyor. ABD, 1 Mart tezkeresinin Meclis’te onaylanmamasında bir numaralı etken olan CHP’yi iktidarda görmektense laik Türkiye’yi İslami dönüştürmesi olası AKP iktidarını CHP iktidarına yeğliyor. Pakistanlı lider Butto’nun bir sözünü anımsamak, 1 Mart sonrası ABD’nin CHP’ye bakış açısını özetlemeyebilir. Butto, ‘‘ABD fil gibidir. Kin tutar ve unutmaz’’ diyordu. Astılar! 1 Mart tezkeresiyle Türkiye’den edineceği kolaylıkları elinden kaçırmasına olanak sağlayan, iktidara gelirse Washington’un her dediğine lebbeyk demeyeceğini bildiği CHP’yi ABD unutabilir mi? Ama Türk halkının PKK’ye gösterdiği kolaylıklar nedeniyle ABD’yi unutması olanaksız. Türkiye’ye şehitlere ve milyarlarca dolara mal olan PKK terorizmine lakayt kalan ABD’ye Türk halkının nefrete dönüşecek duygu seline kapıldığını görünce; Ankara büyükelçileri, kimi yetkili kişileri PKK konusunda üzerlerine düşeni yapmadıklarını söylemeye başladılar. Gül’ün Washington’da basınla konuşurken yüzüne baktınız mı? PKK konusunda Amerikalıların ‘‘yapamadıklarından pişmanlık duyduklarını’’ söylerken yüzünde güller açıyordu. ??? ABD’nin 1 Mart’ta Türkiye’nin stratejik ortaklık gereğini yerine getirmesi için elinde herhangi bir metin yoktu, ama şimdi vizyon belgesiyle, Amerika’nın izleyeceği politikalara Türkiye’nin bağımlılık ifade eden bir metin var. Önümüzdeki süreçte Washington’dan gelmesi olası isteklere karşı çıkmamız durumunda vizyon belgesinin bilmem hangi paragrafındaki bir cümleyi önümüze koymaları olanaklı değil mi? Zira Amerika, hiçbir ülkenin, o ülkeyi yönetenlerin kara gözleri için ne bir metin hazırlığına girişir, ne de sözlü vaatte bulunur. Ortak vizyon belgesinde, Türkiye’yi bağlayacak, ne ki ileride canını acıtacak bir şeyler var elbette. Kokusu çıkıncaya kadar... Beklemeli. Başsavcı, Danıştay saldırısını ‘faşist barbarlık’ olarak değerlendirdi GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Kubilay olayı gibi ? Baştarafı 1. Sayfada rulmaması gerektiğine dikkat çekti. Yargıtay Başsavcısı Nuri Ok, Türkiye Baralor Birliği tarafından düzenlenen ‘‘Bir Adli Organ Olarak Savcılık’’ konulu uluslararası sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, AKP iktidarının uygulama ve Danıştay saldırısı karşısındaki tutumunu sert dille eleştirdi. Ok, yargıda siyasallaşma iddialarını haklı kılan izlenim ve gözlemlerin savcılık sisteminin, soruşturmanın tarafsızlığı yönünden sorgulanmasını gündeme getirdiğini belirtti. Başsavcı Nuri Ok, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘‘Sadece son 1 yıl içinde ülke gündemini işgal eden sarsıcı olaylar, rektör soruşturması, Şemdinli olaylarıyla bağlantılı Van iddiana ÇİÇEK’TEN YANIT: HÜKÜMETİ ZAN ALTINDA BIRAKTI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok’un hükümetin Danıştay saldırısına ilişkin soruşturmada kendini yargı yerine koyduğuna yönelik açıklamalarına tepki gösterdi. Çiçek, Ok’un ‘‘hükümeti zan altında bıraktığını’’ belirterek ‘‘Yargı mensubu olmak başkadır, kendini yargı yerine koymak başkadır’’ dedi. Çiçek, Ok’un geçmişte de konumu ile bağdaşmayan açıklamalar yaptığını ve siyasi değerlendirmelerde bulunduğunu söyledi. Çiçek, mesi ve son olarak da Danıştay baskını soruşturması, sistemin dıştan özellikle siyasal etkiye açık yönünü gözler önüne sermiştir. Bir televizyon programında tanınmış bir stratejik araştırma uzma‘‘Biz hükümet olarak yargıyı gündelik siyasetin içine çekmemek maksadıyla ve yargının yıpranmasını arzu etmediğimiz için millet ve devlet hayatı için yargının önemine olan saygımızdan dolayı bu değerlendirmelere cevap vermedik. Cevap vermeyişimiz, Sayın Ok’un değerlendirmelerinin doğru olduğunu kabul anlamına gelmemektedir’’ dedi. Çiçek, bazı kişilerin özellikle emeklilikleri yaklaştıkça siyasi değerlendirmelerle gündemde kalma çabasına girdiklerini ileri sürdü. Dini kimlik ön plana çıkıyor ? Baştarafı 1. Sayfada Türklerin yüzde 57’si Avrupalıların Müslümanlara karşı düşmanca bir tutumları olduğuna inandığını söylerken, yüzde 35’i bu görüşe katılmadığını kaydetti. Araştırma, Türkiye’de 125 Nisan arasında 18 yaşından büyük 1013 kişi ile yüz yüze görüşme şeklinde yapıldı. Araştırmada yüzde 3’lük bir yanılma payı olabileceği belirtildi. Anketten Türkiye ile ilgili ortaya çıkan diğer bazı sonuçlar şunlar: ? Türklerin yüzde 40’ı ülkenin iyi bir yolda ilerlediğini söylerken yüzde 56’sı buna inanmıyor. ? Türkler arasında ABD’ye ilişkin olumlu görüşü olanların oranı yalnızca yüzde 12’de kaldı, Türklerin yüzde 76’sı ABD’yi olumsuz değerlendirdiklerini söyledi. ? Ankete katılan Türklerin yüzde 53’ü İran’ı olumlu, yüzde 35’i olumsuz olarak görüyor. ? İran’ı genelde olumlu olarak gören Türkler, nükleer silahlar söz konusu olunca tutumlarını değiştirdi. Buna göre Türklerin sadece yüzde 23’ü İran’ın nükleer silah sahibi olmasını desteklediklerini söylerken yüzde 61’i buna karşı olduklarını kaydetti. ? Türklerin yüzde 77’si ABD’nin terörle savaşına karşı çıkarken yüzde 14’ü destekledi. ? Türklerin yüzde 63’ü, Ortadoğu’da Filistinlilere, yüzde 5’i ise İsraillilere daha çok sempati duyduğunu belirtirken yüzde 2’si ikisine de sempati duyduğunu, yüzde 16’sı ise hiçbirine sempatisi bulunmadığını söyledi. ? Türklerin yüzde 44’ü Hamas’ın seçimlerden zaferle ayrılmasının Filistinliler için olumlu, yüzde 23’ü ise olumsuz olduğuna inanıyor. Araştırma, İngilizlerin yüzde 42’sinin de İngiltere’de radikal İslamın yükselişinden çok endişe duyduğunu gösterdi. Bu oranın geçen yıl yüzde 34 olduğu belirtildi. İngiltere’de yaşayan 1.8 milyon Müslüman, geçen yılki saldırılardan bu yana Müslüman topluluğunun adaletsizce polisin hedefi haline geldiğini söylerken, saldırılardan kurtulanlar, geçen mayısta yayımlanan resmi raporun tüm soru işaretlerini yanıtlayamadığını belirtiyor. turmanın gizliliğinin iradi olarak ihlal edildiğini belirterek savcının aciz kaldığını ifade ediyor. Tamamıyla doğru gözlemlere dayanan bu sözler sistemin tarafsızlık yönünden zaafına da işaret etmektedir. Eğer politik güç kimi olaylarda yargı gibi çalışıyorsa, yani soruşturmaları etkiliyor, yön ve yol veriyorsa nedenlerini önce sistemde, yani savcıların bağımlı ve teminatsız olmalarında, adli kolluğun kurulmamasında ve sayıları az da olsa mesleki formasyon eksikliği ve kişisel tutum zaafı içerisindeki yargı mensupları da dahil olmak üzere ülkemizde hukuk bilincinin gelişmemesinde aramak gerekir.’’ Danıştay’a yapılan saldırıyı ‘‘hem yargı hem Türkiye için kara gün’’ olarak niteleyen Ok, ‘‘Bu faşist barbarlık; unutulacak, geçiştirilecek, göz yumulacak sıradan bir olay değildir’’ dedi. Nuri Ok, ‘‘Bu katliam girişimi, hedeflerine şiddet Heybeliada’daki Deniz Lisesi Koyöntemleri uygulayamutanlığı’nın 233. yıl mezunları, rak hatta katliamları törenle diplomalarını aldı.Törende göze alarak ulaşmak mezunlara seslenen Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yener Karahanoğlu, ‘‘Atatürk’ün isteyen radikal çevrerotasından en küçük bir sapmaya, mazisi çağdaşlaşma ve ilerleme olan Türk Silahlı Kuvvetlerin, kışkırtıldıklarınleri’nin hiçbir tahammülü olmadığını asla ve asla aklınızdan çıkarmayın. Unutmayın, şeyhda, özendirildiklerinler, şıhlar ve tarikatlar sizi ve milletimizi güldürmez, sadece ağlatır’’ dedi. Oramiral Karahade, himaye duygusu noğlu’nun konuşması törene katılanlar tarafından ayakta alkışlandı. Deniz Lisesi Marşı’nı verildiğinde neler yaokuyan öğrenciler, şapkalarını havaya fırlatarak mezuniyet sevinci yaşadı. (Fotoğraflar: AA) pabileceklerine, nelere cüret edebileceklerine en yeni ve canlı örnektir’’ diye konuştu. Danıştay saldırısının ‘‘yargının matem günü’’ olarak anılmasını isteyen Ok, ‘‘Her yıl ayANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Erdoğan, ‘‘AB ortaklarımızı da BM zemininde nı tepki, aynı duygu, Recep Tayyip Erdoğan, AB ülkelerinin Ankakapsamlı çözüme yönelik çabalara odaklanmaartan inanç ve tek yüra’daki büyükelçilerinden, Kıbrıs sorununa BM ya, bu çabalara etkin destek vermeye çağırıyorekle Cumhuriyet ve çerçevesinde kapsamlı çözüm bulunması konuruz’’ diye konuştu. Erdoğan, ‘‘AB yöneliminden demokrasinin gerçek sunda destek istedi. AB Dönem Başkanı Finlandien ufak bir sapma olmadığını’’ söyledi. sahibi ve koruyucusu ya’nın Ankara Büyükelçisi Maria Serenius da AB’nin yeni Dönem Başkanı Finlandiya’nın Anhalkımızla birlikte bir Türkiye’nin ayrım gözetmeksizin ek protokolü kara Büyükelçisi Serenius da Ankara Anlaşması Kubilay olayı gibi antüm AB ülkelerine uygulaması gerektiğini söyledi. Ek Protokolü’nün üyeler arasında ayrım yapılmamak ve böylece uyarıBaşbakan Erdoğan, AB büyükelçileriyle öğle yedan uygulanması gerektiğini kaydetti. Büyükelçi cı ve caydırıcı olmak meğinde bir araya geldi. Erdoğan yemekte yaptığı Serenius, ‘‘Türkiye’nin yükümlülüklerini tam için unutturmamak konuşmada, ağırlıklı olarak yürütülen reform çaolarak uygulamaması tüm müzakere sürecini bizlere düşen görevlışmalarına ve Kıbrıs sorununa değindi. Kıbrıs soetkileyecektir’’ diyerek AB’nin bu konudaki derununun çözüm yerinin BM olduğunu kaydeden ğerlendirmesini yıl sonunda yapacağını belirtti. dir’’ dedi. nının Danıştay baskını soruşturmasıyla ilgili olarak sarf ettiği ‘Hükümetin yargı gibi çalıştığı’ sözünün her şeyi ifade ettiğini düşünüyorum. Uzman, polisin özel amaçlarla haber servisi yaptığını, soruş ‘Tarikatlar güldürmez, ağlatır’ Konunun üretimden tüketime, dağıtımdan kaynak yelpazesine kadar çok geniş boyutu var. Biz hükümet boyutundan başlayalım... AKP enerji konusuna şu gözlükle baktı: Burada çok rant var! Başka bir gözlük takmadı... Zamanla gerçeklerle yüz yüze geldi ama, o gerçeklerin hiçbiri ranttan daha çekici değildi! Son kesintinin ardından önce Enerji Bakanı Hilmi Güler gürledi. Bunu yapanların peşinde olacaklarını, kim sorumluysa mutlaka hesabının sorulacağını söyledi. Güler’in açıklamasından sonra bir suçlu bulundu: Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Özşahin. Özşahin, ‘‘soruşturmanın selameti’’ açısından açığa alındı. Hemen vurgulayalım, AKP hükümeti Türkiye’nin bir sorununu çözmedi diye bir bürokratı görevden almaz... Önceki gün de Başbakan Erdoğan 220 volt gücünde bir demeç çaktı: ‘‘Soru işaretleri var. Suiistimallere acımayız. Halkımızın hizmetindeki bu yatırımları kim aleyhe kullanırsa, biz orada acımasız davranırız.’’ Bir Başbakan bir haftadır 13 ili etkileyen elektrik kesintisinin nedenini bulamamışsa, buldum mu acımam diyorsa, burada bir bilgi kaçağı var demektir! ??? Konunun güncel yanından yakın geçmişine girersek... Dünyanın iyi yönetilen her ülkesi, enerji hammaddelerini edinirken şu iki soruyu hiç yanıtsız bırakmaz: 1 Bu kaynak ne kadar kalıcı? 2 Bu kaynağın seçeneği var mı? Türkiye, iyi yönetilenden çok, iyi yürütülen ülkeler sınıfına girdiği için bu sorulara kafa yoranların sayısı çok az... Türkiye’nin sahip olduğu başlıca elektrik üretim kaynağı; su ve kömür. Biz sanıldığı gibi su zengini bir ülke değiliz. Bir ülkenin su zengini sayılması için kişi başına yılda 810 bin metreküp su düşmesi gerekiyor. Buna dünyada ancak ABD, Kanada ve Avrupa’nın kuzey ülkeleri ulaşabiliyor. Türkiye’de kişi başına düşen su miktarı yılda 2 bin metreküp. Buna karşın Türkiye mevcut su olanaklarını da tam kullanamıyor. Hidroelektrik gücümüzün ancak yüzde 30’undan yararlanabiliyoruz. Kömürle üretimde de benzer bir durumla karşı karşıyayız... Hal böyle iken, 90’lı yıllarla birlikte yüzde yüz dış kaynaklı doğalgazla üretime yöneldik. Doğalgaz hem çok daha pahalı hem de kaynağı elimizde değil. Daha başlangıçta doğalgazın doğalgazık olduğunu anlatmaya çalışanların sesi ne yazık ki duyulmadı... Aslında öteki kaynaklarımızı da çok küçümsememek gerekiyor. Almanya, tüm elektrik gereksiniminin yüzde 6’sını rüzgârdan karşılıyor. ??? Bugüne dönersek... Hükümetin ve elektrikle ilgili çevrelerin son dönemdeki başlıca konusu, elektriğin üretiminden çok dağıtımı... Tıpkı petrol gibi elektrikte de üretimden çok tüketiciye ulaştırmada para var. İnsanın aklına şu soru geliyor: Acaba son yaratılan elektrik krizinde yakında yapılacak dağıtım ihalelerinin de payı var mı? Elektrik sektörü Oymapınar’larla oynarken... Soymapınarlar mı gündemde? ankcum?cumhuriyet.com.tr BARADEY İLE DE GÖRÜŞTÜ AB’den Erdoğan’a gözdağı Gül, Tahran’a mesaj verecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Başkanı Muhammed el Baradey ile görüşen Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ‘‘İran’ın nükleer programına ilişkin sunulan öneri paketi fırsatını iyi değerlendirmesini’’ istedi. Baradey’in Gül’e sorunun çözümü için 3 seçenek sunduğu bildirildi. Gül, Türkiye’de temaslarda bulunan El Baradey’i Dışişleri Konutu’nda kabul etti. Yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Gül, Tahran’da düzenlenecek Irak’a komşu ülkeler toplantısına katılacağını anımsattı. Toplantıda Washington’ın görüşlerini İranlılara iletip iletmeyeceği yönündeki soruya Gül, ‘‘Washington’daki intibalarımı şüphesiz ki aktaracağım’’ karşılığını verdi. UAEK Başkanı Muhammed el Baradey de, İran konusunda son aylarda yakın istişare içinde olduklarını, Gül’ün, soruna politik çözüm bulunması yolundaki katkılarını çok takdir ettiğini belirtti. El Baradey’in, gelecek hafta düzenlenecek G8 toplantısına çağrıldığını belirten kaynaklar, UAEK Başkanı’nın, Gül ile görüşmesinde, nükleer soruna çözüm getirilmesi yolunda neler yapılabileceğine ilişkin 3 seçenek sunduğunu da bildirdiler. Öte yandan ABD dönüşü Esenboğa Havalimanı’nda basın toplantısı düzenleyen Gül’e, Eurobarometer araştırmasında Türk halkının AB desteğinin yüzde 60’tan yüzde 43’e düştüğü sonucunun ortaya çıktığının anımsatılması üzerine, ‘‘Bizim, hükümet olarak bunu çok iyi değerlendirmemiz gerekir, ama aynı zamanda AB yetkilileri, başta Komisyon olmak üzere onların da çok dikkatli bir şekilde bunu değerlendirmeleri gerekir’’ dedi. Ortaya çıkan harita BOP’un son şekli ? Baştarafı 1. Sayfada siniz, bir taraftan da sizin askeri birliklerinizin dergisinde, sizin stratejik ortağınızın toprak bütünlüğüne ilişkin makaleler yayımlanacak. Bunlar ciddiyetten uzak durumlar’’ dedi. Global Strateji Enstitüsü Koordinatörü emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu, ‘‘Türkiye’ye müteveccih tehditler kapsamında Büyük Kürdistan’ın oluşturulması da bilinen hususlar. Buradaki hassasiyet, bunun bir Amerikan ve silahlı kuvvetler yanlısı bir dergi tarafından beyan edilmiş olması hoş bir konu değil’’ değerlendirmesini yaptı. Söz konusu haritada, Türkiye’nin uzun zamandan beri kendisine tehdit olarak gördüğü Büyük Kürdistan projesinin gerçekleştiğinin ve bunun bir Amerikan stratejisti tarafından ifade edildiğinin görüldüğüne işaret ederek ‘‘Bir taraftan Türkiye ile ABD arasındaki güven bunalımını aşmak için vizyon belgesi açıklanıyor, diğer taraftan ABD stratejistleri kendi düşünceleri doğrultusunda Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme kapsamında Türkiye’den büyük bir toprak parçası alınmasını da içeren yeniden bir harita çizilmesine doğru gidiliyor’’ tespitini yapan Kuloğlu, ‘‘Burada açık olan konu şu; dış ilişkilerde dostlukların olmayacağı, daima çıkarların olacağı hususunun altını bir kez daha çizmek gerekiyor ve en son stratejik vizyon belgesinin kapsamına baktığımızda daha çok ABD çıkarlarının ağır lık kazandığı, ABD çıkarları içinde eğer Türk çıkarları varsa onların yer aldığı, Türk çıkarlarının ağırlıkta olduğu ve ABD çıkarlarının onun içinde bulunduğu veya hiç olmadığı hususlara hiç rastlanmadığını görüyoruz’’ diye konuştu. Kuloğlu, ABD’nin ‘‘Enerjiyi kontrol eden dünyayı kontrol eder’’ anlayışıyla hareket ettiğine dikkati çekerek, ‘‘Enerjiyi kontrol edebilmek için Azerbaycan’ı kontrol etmesi lazım, kendine müzahir bir Kürdistan ortaya çıkartmak lazım. Böyle baktığızda BOP’a hizmet eden, BOP’u destekleyen bir harita olduğunu söylemek mümkün’’ dedi. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni de bu tür siyasi haritaların Teksas Üniver sitesi’nde tutulduğunu, beş yıldır aynı haritaların bulunduğuna işaret ederek, 2002 yılında New Yorker’da çıkan bir yazıya atıfla ‘‘Ehud Barak,Amerikalılara, ‘İşgal ederek terörü önlemek, çatışmaları önlemek mümkün değildir’ demiş. Yine bir MOSSAD görevlisi, ‘Türkleri seviyoruz ama Kürt kartını oynamak zorundaydık. Buradaki dengeyi bir Kürt devleti sağlayabilir’ görüşünü dile getirmiş. Ruslar 1946’da Mahabat Kürt Cumhuriyeti’ni kurdular. Bunu yıkan, Şah ile birlikte Amerikan kuvvetleri. Bir yapıp bir yıkıyorlar havaya göre. ‘Kendimizi korumak için NATO’dan çıkmamız lazım’ diyoruz. Kafalarında bu harita eskiden beri var. Stratejik düşünce tarzları bu’’ değerlendirmesini yaptı. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle