25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 TEMMUZ 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kültür ve Turizm Bakanlığı enerji desteğinden stopaj indirimine kadar yatırımcılara kolaylık sağlayacak 3 AYDINLANMA EMRE KONGAR Kültür girişimine teşvik ? Kültür ve Turizm Bakanlığı’dan hazırlanan Kültür Yatırımı ve Girişimlerine İlişkin Yönetmelik kapsamında kültür yatırımı ya da girişimi yapan yerli ve yabancı yatırımcılara kolaylık sağlayacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kültür ve Turizm Bakanlığı, ‘‘kültür yatırımcılığı’’ ve ‘‘kültür girişimciliği’’ kavramlarını Türkiye’ye kazandırmak ve kültür alanında faaliyetlerin arttırılması amacıyla, kültür yatırımı ya da girişimi yapan yerli ve yabancı tüzelkişilere, enerji desteğinden stopaj indirimine kadar çeşitli teşvikler sağlayacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan Kültür Yatırımı ve Girişimlerine İlişkin Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelik, kültür belgesi verilen yatırım ya da girişimlere, münhasıran kültür belgeli yatırım veya girişimde çalıştıracakları işçi ücretlerinden gelir vergisi stopajı, sigorta primi, işveren payı ve su bedeli indirimi ile enerji desteği sağlanmasına ilişkin usul ve esasları belirliyor. Bu kapsamda, kültür merkezlerinin bireyin ve toplumun kültür, eğitim, spor, alışveriş gibi ihtiyaçlarının karşılandığı, yörenin ortak etkinliklerine açıldığı sosyal yaşam merkezlerine dönüştürülmesi, kültür merkezlerinin yapımı, onarımı ve işletilmesi; kütüphane, arşiv, müze, sanat galerisi, sanat atölyesi, film platosu, sanatsal tasarım ünitesi, sanat stüdyosu ile sinema, tiyatro, opera, bale, konser ve benzeri kültürel ve sanatsal etkinliklerin ya da ürünlerin yapıldığı, üretildiği veya sergilendiği mekânlar ile kültürel ve sanatsal alanlara yönelik özel araştırma, eğitim veya uygulama merkezlerinin yapımı, onarımı veya işletilmesi teşvik edilecek. Yönetmelikle, yatırımcılar ya da girişimcilerin, sigorta prim bordolarından bildirdikleri işçilerin ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinin yatırım aşamasında 3 yılı aşmamak kaydıyla en fazla yüzde 50 oranına kadar, işletme aşamasında ise 7 yılı aşmamak kaydıyla en fazla yüzde 25 oranına kadar vergi indirimi yapılacak. Ayrıca yönetmelikle, yatırımcı ya da girişimcilerin sigorta prim bordolarında bildirilen işçiler için hesaplanan sigorta primlerinin işveren hissesinin yatırım aşamasında 3 yılı aşmamak kaydıyla en fazla yüzde 50’si ile işletme aşamısında da 7 yılı aşmamak kaydıyla en fazla yüzde 25’i Hazine tarafından karşılanacak. Elektrik ve doğalgaz giderlerinin yüzde 20’sinin Hazine tarafından ödenmesinin yanı sıra yönetmelikle, su bedellerini en düşük tarifeden ödeme, yabancı uzman ve sanatçı çalıştırabilme ile hafta sonu ve resmi tatillerde faaliyette bulunabilme gibi olanaklar da sağlanıyor. Küreselleşme, Postmodern Felsefe ve Cemaatçilik Küreselleşme sürecinin yarattığı pek çok çelişki var. Birinci ve belki de en önemli çelişki, Küreselleşmenin ‘‘Uygarlığı’’, ‘‘Bilgi Toplumu’’ adı altında ‘‘demokrasi ve insan hakları’’ aracılığıyla yaygınlaştırdığını öne sürerken şiddeti, terörü, savaşı, eşitsizlik ve adaletsizlikleri derinleştirmekte ve yaygınlaştırmakta oluşunda ortaya çıkıyor. İkinci çelişki ulusdevlet konusunda belirginleşti: Küreselleşme sürecinin hem alttan ‘‘alt kültürlere özerklik’’ yoluyla hem de üstten ‘‘uluslararası örgütlenmelere bağımlılık’’ aracılığıyla zayıflattığı ulusdevlet kavramının vazgeçilmezliği ortaya çıktı; Küreselleşmenin kuramcılarından Francis Fukuyama, Devlet İnşası adlı kitabında bu gerçeği açıkça itiraf etti: Yoksulluk, insan ve uyuşturucu kaçakçılığı ve uluslararası terör olarak ifade edilen üç büyük Küresel sorunla, ulusdevlet yapısı olmadan savaşılamayacağı nihayet görüldü. Üçüncü çelişki, Küreselleşmenin, desteklediği ‘‘postmodern felsefe’’ ile, ideolojisi olarak (bir aldatmaca niyetiyle de olsa) sunduğu ‘‘demokrasi ve insan hakları arasındaki’’ çatışmada ortaya çıkıyor. ??? Postmodern felsefe esas olarak, insanın dışındaki gerçekle bu gerçeği algılayış biçimi arasındaki farkı ve varsa çelişkiyi, kişisel algılayış lehine saptıran bir yaklaşıma sahip. Özet olarak, ‘‘Toplumsal ve nesnel dış gerçek önemli değildir, asıl gerçek kişinin algıladığı gerçek, iç gerçeği yani inandığı şeydir’’ ilkesine dayanıyor. ‘‘Dışsallık, objektiflik, yani nesnellik diye bir şey yoktur, insan ne düşünüyorsa, ne hissediyorsa, gerçek odur’’ diyor. Yaklaşım olarak pozitivizme ve materyalizme karşı, idealist bir felsefeyi savunuyor postmodernizm. Deneyselciliğe ve kuşkuculuğa karşı inancın ve dogmatizmin kapılarını açıyor. Bu niteliği ile bireyselliğin temelini oluşturan deneyselcilik ve kuşkuculuk yerine, tarikatcemaat yapısını meşrulaştıran inanç dogmatizminin en büyük destekçisi oluyor. Kendilerini ‘‘liberal’’ diye satan dinci yazarlar, televizyonlarda ‘‘Bir bizim dışımızdaki gerçek vardır, bir de kalbimizdeki hakikat, bunlar çatıştığı zaman esas olan kalbimizdeki hakikattir’’ diyerek inancın bilime, tarikat ve cemaatin bireysel ve toplumsal kimliğe karşı üstünlüğünü savunuyorlar. ??? Postmodernizm, Soğuk Savaş döneminde Marksizm (Diyalektik Materyalizm) ile Pozitivizmi birbirine karıştıran cahil Amerikalıların, Sovyetler Birliği’ne karşı ideolojik mücadele stratejilerinden biri olarak ortaya çıktı. Dinsiz bir proletarya diktatörlüğü kimliğiyle kendini tanımlayan Sovyetler Birliği’nin (Diyalektik Materyalizme dayalı olduğunu iddia ettiği) MarksistLeninist ideolojisine karşı, tüm tektanrılı dinlerin desteğini alarak postmodernist felsefeyi yaygınlaştırdı. Marksizmle (ve Diyalektik Materyalizmle) mücadele etmek adına, pozitivizme, bilimselliğe, deneyselciliğe, kuşkuculuğa, bireyselliğe karşı çıktı, dinci dogmatizmi, tarikatcemaat anlayışını ve yapılarını güçlendirdi. Bugün yine Amerika’nın öncülüğündeki Küreselleşme, nasıl Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği ile mücadele sırasında yaratılan ‘‘İslam Mücahidi El Kaide’’ ile çelişki içindeyse, aynı biçimde, postmodern felsefe ile de (güya savunduğu) demokrasi ve insan haklarıyla çelişen tarikatcemaat kapanına yakalanmış durumda. Dünyada ve ülkemizde kadını ikinci sınıf vatandaş olarak simgeleyen türbanın özgürlük adına, dinci diktatörlüklerin, yani şeriatçılığın demokrasi adına savunulabilmesi gibi gariplikler işte bu çelişkinin sonucu. ekongar@cumhuriyet.com.tr www.kongar.org Kılınç ve Akarsu hayatlarını birleştirdi Gazetemiz yazıişleri editörlerinden Hakan Akarsu ile Dış Haberler Servisi’nden İlkay Kılınç, önceki akşam Levent’teki Türkiye Spor Yazarları Derneği tesislerinde düzenlenen düğün töreniyle hayatlarını birleştirdi. Düğün sırasında çiftin nikâhını Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Vasken Cemil Barın kıyarken, nikâh şahitliklerini gazetemiz imtiyaz sahibi İlhan Selçuk ile gazetemiz yazarı Şükran Soner yaptı. Nikâhın ardından Selçuk, çifte evlilik cüzdanlarını sunarak mutluluklar diledi. Düğüne katılan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Yıldız, Cumhuriyet Vakfı Başkan Yardımcısı Alev Coşkun ve gazetemiz çalışanlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli, AkarsuKılınç çiftinin mutluluklarını paylaştı. Cumhuriyet ailesi olarak arkadaşlarımıza ömür boyu mutluluklar dileriz. (SALİM HALİMOĞLU) CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle