23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 TEMMUZ 2006 ÇARŞAMBA 6 HABERLER MÜ Rektörü Pur, yeni üniversitelerin öğretim üyesi gereksinimini karşılamak için çalışacaklarını söyledi AVRUPA GÜRAY ÖZ Anadolu’ya yardım eli EMEL KILIÇ Tarih Dokunur Tehlike büyümüşse, ölülerin sayısı artık hesaba sığmaz olmuşsa, zalim iyice azmışsa, insan dört bir taraftan kuşatılmışsa, emperyalist din devletine, din devleti emperyaliste savaş açmış, arada halklar kalmışsa, kimileri topraklarını genişletmenin, bölgenin taşeron hâkimi olmanın hesabına durmuşsa, sen de kendi ülkende çaresizliğin kıskacındaysan, en umutlu yazıları yazmanın, en sıcak sözleri söylemenin zamanı gelmiş demektir. Tarihi, yapılabilir bir iş değil, seyredilir bir iş olarak görenler böyle zamanlarda suskunluğun övgüsünü yaparlar: ‘‘Elimizden ne gelir ki’’; ‘‘İşte yedi düvel yeniden harekete geçti’’; ‘‘Şu İsrail bir zamanlar çölde fırtına gibi esmemiş miydi, işte yine esiyor’’; ‘‘Ah şu miskin Araplar, küreselleşmenin nimetlerini yiyeceklerine, nelerine güvenir de kafa tutarlar bilmem’’... Suskunluğun ‘‘kahramanları’’ böyle konuşurlar. İşbirlikçiliği çaresizlik kılıfına sarıp önümüze sürenler de aynı telden çalarlar. Yılanlı ve dokunmalı atasözleri sohbetlerin baş tacıdır böyle zamanlarda. Ama tarih öyle değildir. Tarih dokunur. Bu nedenle umudu kışkırtmak, boş durmamak, itiraz etmek, durmamak, yürümek gerekir. İyidir yürümek. ??? Şu sıralarda gülmeden okunamayan bir belge ortalıkta dolaşıyor. Adına ‘‘Ortak Vizyon Belgesi’’ diyorlar. ABD ile Türkiye arasındaki ‘‘ortak vizyon’’u, yani ufuksuz geleceğin ortaklığını yazarmış bu belge. İnsanların aklına gelen sorular ise Türkiye ile ABD arasında ne gibi bir ortaklığın bulunduğu konusunda düğümlenip kalıyor. Halkın yüzde 80’den fazlası ABD’ye karşı olduğunu açık açık söylüyor. Üstelik neden karşı olduğunu da saklamıyor. Bölgedeki emperyalist faaliyet, Irak’ın işgali, Suriye’ye, İran’a saldırı planları, Filistin’de taş üstünde taş bırakmayan İsrail’in bölge jandarmalığı görevine getirilmesi. Bütün bunlar halkın bilincindedir. Ve cümle âlem biliyor, gelişmeler Büyük ya da Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’nin gereğidir. Öyleyse Türkiye’nin ABD ile ne gibi bir ortaklığı olabilir ki? Bir ortak var, ama bu Türkiye değil. BOP’un eşbaşkanlığını kabul edendir herhalde. ??? Peki ‘‘vizyon’’ var mı? Vizyon pek iddialı bir sözdür. Vizyon görülebilir geleceği aşan; ufku, gerçekleşebilir bir hayalle şekillendiren tasarılara deniyor. Türkiye’nin kendisine dayatılmış yakın geleceğinde ABD’nin güdümünde karanlık maceralar olabilir, ama vizyonu böylesi bir felaket değil, bu türden felaketlerden kurtuluş olmalıdır. Herkesin enine boyuna düşünmesi gerekense, Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanının vizyonu ile ülkemizin gerçek vizyonunun birbirine uyup uymadığıdır. Duyduğum, ufka umutla bakanların, kararan bulutlara, gittikçe yaklaşan fırtınaya gözlerini dikerek inatlarını türküleştirenlerin ayak sesleridir. ‘‘Tehlike kapımıza dayanmışsa, hayal görmenin zamanı mıdır’’ diyecek olanlara yalnızca gerçek olduğuna inandığım şu sözleri söyleyebilirim: Tehlike büyümüşse, ölülerin sayısı artık bilinemez hale gelmişse, zalim iyice azmışsa, insan dört bir taraftan kuşatılmışsa, emperyalist din devletine, din devleti emperyaliste savaş açmış, arada halklar kalmışsa, Yahudinin ırkçı olanı topraklarını genişletmenin, bölgenin taşeron hâkimi olmanın hesabına durmuşsa, sen de kendi ülkende çaresizliğin kıskacındaysan, en umutlu yazıları yazmanın, en sıcak sözleri söylemenin, yürümenin, tarihe dokunmanın zamanı gelmiş demektir. Çünkü eğer sen tarihe dokunmazsan, tarih sana dokunacaktır. eposta: guray.oz?cumhuriyet.com.tr Marmara Üniversitesi’nin (MÜ) yeni rektörü Prof. Dr. Necla Pur, üniversitenin Cumhuriyetin temel değerlerinden ödün vermeyeceğini belirterek ‘‘Çağdaş Cumhuriyetin temel kazanımlarına duyarlı, bilim açısından büyük başarılar kazanmış öğretim üyeleri ile öğrencilerimizi kucaklamak istiyoruz. Böyle düşünen, Cumhuriyet sevgisini her zaman sıcak tutan, Türkiye’de ve dünya koşullarında bilimsel alanda rekabet edebilecek öğrencileri aramızda görmek istiyoruz’’ dedi. Marmara Üniversitesi’nin Anadolu’da yeni kurulmuş üniversitelere öğretim üyesi yetiştirmek gibi önemli bir misyonu da bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Necla Pur, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Üniversitemizin, Diyarbakır, Van ve Mardin gibi Anadolu kentlerine yüksek lisans, doktora öğrencileriyle, öğretim üyesi yetiştirmek gibi bir hedefi bulunuyor. Bu misyonun artarak devam etmesini istiyoruz. Anadolu’dan gelen yüksek lisans öğrencileri, bizimle birlikte tecrübe kazanıyorlar. Ayrıca öğretim üyeleri 45 yıl boyunca büyükşehirde öğretim üyesi olma deneyimini yaşayarak, Marmara Üniversitesi’nin bakış açısını öğreniyorlar.’’ MÜ’nün toplumsal konulara duyarlı, toplumla bütünleşmeye çalışan bir üniversite ? Marmara Üniversitesi’nin yeni rektörü Necla Pur, on yıl içinde ilk üçte yer almayı hedeflediklerini söyledi. ? Pur, “Çağdaş Cumhuriyetin temel kazanımlarına duyarlı, bilim açısından büyük başarılar kazanmış öğretim üyeleri ile öğrencilerimizi kucaklamak istiyoruz. Türkiye ve dünya koşullarında rekabet edebilecek öğrencileri bekliyoruz” dedi. olacağına da dikkat çeken Prof. Dr. Pur, üniversitenin fiziki mekânının dağınık olmasının, yönetimi zorlaştırdığını ifade ederek şöyle devam etti: ‘‘60 bin öğrencimiz var. Yerleşkelerimiz dağınık. Üniversitemizin üç rektör yardımcısı var, ancak yetersiz olduğunu düşünüyorum. YÖK’ün Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu yeni tasarıda üniversitelerin uzmanlık alanlarına göre, rektör sayısını arttırabileceği önerisine katılıyorum. Üniversitelerde yaşanan şiddet olayları da fiziki mekânın dağınık olmasından kaynaklanıyor. Bunun yanı sıra üniversitemizde çok çeşitli fakültelerimiz var. Ancak mezun veri tabanımız yok, Marmara Üniversitesi’nden mezun olup belli yerlere gelmiş kişilere kurumsallaşarak ulaşmayı hedefliyorum. Onları kurumlarına sahip çıkmaya ve kurum için çalışmaya davet etmek istiyorum. Üniversitemiz kurumsallaşma sancıları çekiyor. Bunlara rağmen üniversitemiz ODTÜ gibi, teknik üniversiteler gibi belli alanda ihtisaslaşmış değil, biz hemen hemen her alanda ihtisaslaşmış durumdayız.’’ Prof. Dr. Pur dünyada bilimsel alanda rekabet eder duruma gelmek istediklerini söyledi. Yurtdışında başarılıyız Prof. Dr. Pur, üniveritenin bazı eksiklerine karşın 10 yıl içinde ilk üçte hak ettiği yeri alacağını ifade etti. Pur, özetle şunları söyledi: ‘‘Öğretim üyelerimiz başarılarından dolayı vakıf üniversitelerinde misafir öğretim üyeliği yapıyor. Onların başarılarını ödüllendiremiyoruz. Ayrıca başarılı öğrencilerimize çift diploma veriyoruz. Marmara Üniversitesi öğrecileri Avrupa’da bir ülkede son sınıfı okuyarak çift diploma sahibi olacaklar. Bu yıl Erasmus programı ile 215 başarılı öğrencimiz yurtdışında öğrenim görecek. Ayrıca okulöncesi öğretmenliği bölümünden ilk kez 4 öğrencimiz Erasmus programı ile üniversitemizi temsil edecekler. Hedefimiz ErasmusSokrates programlarından daha çok öğrencimizin yararlanmasını sağlamak.’’ İ S T İ H D A M YA R AT I L I YO R Genç kadınlara iş olanağı M eltem Üçler, bölgede okuyan gençlere internet üzerinden ekoçluk sistemiyle birçok şirket yöneticisinin danışmanlık yaptığını ifade ederek ‘‘Genç kızlar da Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) aracılığıyla staj olanağı buldu. Bugüne kadar 704 genç istihdam edildi. Artık bölgede kurulan şirketlerin kurslarda yetişen gençleri talep eder hale gelmesi, bizim için çok sevindirici’’ diyor. Mardin’de düzenlenen bölge toplantısına katılan Diyarbakır Gençlik ve Kültür Evi sorumlusu Muhtesim Öger bu projeye katıldıktan sonra yaşadığı değişimi şöyle anlatıyor: ‘‘Ben köyde yetiştim. Gençlik Evi’ndeki kurslara başlamadan önce kadınların elini bile sıkamıyordum. Artık özgüvenimi kazandım.’’ Şanlıurfa temsilcisi Hüseyin Demircioğlu da, ‘‘İlk günlerde sesim titrerdi. Şimdi ise kendimi ifade edebiliyorum. Uluslararası değişim programları bize ütopik geliyordu. Urfa’ya yurtdışından birilerini getirmek hayal geliyordu ama bunları yaptık’’ diyor. Aslında oto elektrikçisi olan Mardin temsilcisi Hasan Yıldız da, yaşadıklarını şöyle dile getiriyor: ‘‘Sanayide çalışıyordum. İhalelere girerken mülki amirlerin yanına çıkmaya çekiniyordum. Gençlik Evi’nde girişimcilik eğitimi aldık. Şimdi diğer bölgelerdeki arkadaşlarımıza ve üniversite öğrencilerine bu konuda eğitim vermeye başladık.’’ GAP gençliğinin ufku açıldı 2001’den bu yana 67 binden fazla gence ulaşıldı GÜLŞAH DURAK MARDİN Genç nüfusun yüzde 17’sinin işsiz olduğu Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, GAP İdaresi’nin öncülüğünde kurulan gençlik ve kültür evleri, bölgenin sorunlarına çözüm bulmak için projeler üretiyor. Hazırladıkları projelerle yurtdışındaki çeşitli fonlardan yararlanmayı başaran gençler için bölgede yeni açılan sanayi tesisleriyle de istihdamın yolu açılıyor. GAP İdaresi’nce 1999 yılından başlatılan ve bugüne kadar Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Habitat ve Gündem 21, İsviçre hükümeti, valilikler tarafından desteklenen ‘‘Gençler İçin Sosyal Gelişim Projesi’’ eylül ayından itibaren Pepsi sponsorluğunda ilerleyecek. Proje kapsamında Şanlıurfa, Diyarbakır, Adıyaman, Batman, Kilis, Mardin, Siirt, Gaziantep ve Şırnak’ta kurulan gençlik ve kültür evlerinde ‘‘Kapasite Geliştirme’’, ‘‘Sosyal ve Kültürel Gelişim’’, ‘‘İstihdam’’ ve ‘‘Toplumsal Duyarlılık’’ programları yürütülüyor. GAP Sosyal Projeler Genel Koordinatörü Aygül Fazlıoğlu, ? ‘‘Gençler İçin Sosyal Gelişim Projesi’’ eylül ayından itibaren Pepsi sponsorluğunda ilerleyecek. Proje kapsamında Şanlıurfa, Diyarbakır, Adıyaman, Batman, Kilis, Mardin, Siirt, Gaziantep ve Şırnak’ta kurulan gençlik ve kültür evlerinde ‘‘Kapasite Geliştirme’’, ‘‘Sosyal ve Kültürel Gelişim’’, ‘‘İstihdam’’ ve ‘‘Toplumsal Duyarlılık’’ programları yürütülüyor. projenin bölge gençlerinin eğitim eksikliği, işsizlik, kültürel mekân yetersizliği gibi sorunlarını gidermek amacıyla ortaya çıktığını belirtirken hedeflerini, gençlerin bölgenin kalkınmasında itici güç olması ve birbirleri arasında sosyal etkileşimi sağlamak olarak açıklıyor. Çalışmaların GAP illerinde proje asistanları ve danışma kurulları tarafından yürütüldüğünü anlatan Fazlıoğlu, 2001 yı lından bu yana 67 bin 166 gence ulaşıldığına dikkat çekiyor. Proje asistanlarının bölge sorumlusu Meltem Üçler, bu merkezlerde İngilizce, Arapça, bilgisayar, üniversiteye hazırlık, tiyatro, müzik, resim kursları düzenlediğini, rehberlik, girişimcilik, kariyer planlama gibi konularda seminerler verildiğini belirtiyor. ‘Ulusal Staj Projesi’ Kapasite Geliştirme Programı kapsamında tüm bölgedeki gençlik ve kültür evleri tarafından hazırlanan projelerle 110 gencin yurtiçi ve yurtdışı değişim programlarına katılımının sağlandığını anlatan Üçler, istihdam programında da ‘‘Ulusal Staj Projesi’’ni hayata geçirdiklerini söylüyor. Bu proje kapsamında birçok gencin çeşitli şirketlerde staj olanağı bulduğunu, Siirt’te Sancak Arat Denim Tekstil şirketinin de bu merkezlerde çeşitli kurslar alan 600 kişiyi işe aldığını belirten Üçler, yine Siirt’te açılacak Bay 99 Tekstil Fabrikası’na 150 kişinin alınması için protokol imzalandığını müjdeliyor. SÖZ OKURUN Çarşamba günleri yayınlanan ‘‘Söz Okurun’’ sayfası, haber yoğunluğu nedeniyle 26 Temmuz Çarşamba gününe bırakılmıştır. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle