17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 2006 PERŞEMBE 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Dünyaca ünlü müzik yapımcısı Arif Mardin’i, ablası Betul Mardin’den dinledik Her şey ‘Gillepsie’ ile başladı AYÇA TEZER eçen günlerde pankreas kanserinden yaşamını yitiren, 20. yüzyılın en önemli müzik yapımcılarından Arif Mardin’in kişiliği, yaşamı, müzisyen ve yapımcı kimliği üzerine ablası, halkla ilişkiler uzmanı Betul Mardin’le konuştuk. Kayıplarının ve acılarının çok büyük olduğunun altını çizen Betul Mardin, 17 ay hastalıkla mücadele ettikten sonra yitirdikleri kardeşinin hastalığını sevinçli bir haberle birlikte öğrendiğini anlattı: ‘‘2 Şubat 2005’te Londra’daydım. Arif aradı ve pankreas kanseri teşhisi koyduklarını söyledi. İki saat sonra da oğlum Ömer torunum Alia’nın doğduğunu haber verdi. Korkunç büyük bir üzüntüyle büyük bir sevinci bir arada yaşadım. Ne büyük tezat. Hemen Arif’in yanına gitmek istedim ama daha nasıl bir tedavi uygulanacağı belli değil, daha sonra gel dediler. Dolayısıyla sonra gittim. Amerika kanser konusunda çok ilerlemiş durumda. Kemoraterapiyle ağrısız, şikâyetsiz bir şekilde 17 ay yaşattılar.’’ Arif Mardin’in 5 Temmuz’da Teş G vikiye Camisi’nde kılınacak öğle namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verileceğini söyleyen Betul Mardin, dünya müzik piyasasının yasta olduğunu ve birçok yerde anma etkinlikleri düzenlendiğini vurguluyor. Bunlardan biri dün Amerika’da yapılan Arif Mardin’e teşekkür etkinliği, diğeri ise Montreux Caz Festivali kapsamında cumartesi günü yapılacak olan gece. Geceye Arif Mardin’in kızı ve damadı da katılacak. Birbirlerine çok düşkündüler Birbirine çok düşkün iki kardeş olduklarını söyleyen Betul Mardin, ablalarını 19 yaşındayken veremden kaybetmelerinin; kendilerini, özellikle de Arif Mardin’i çok etkilediğini belirterek Arif Mardin’in, ablası için ‘I Will Wait’ adlı bir opera bestelediğini sözlerine ekliyor. Babasının hep Arif Mardin’in kendi işini sürdürmesini istediğini belirten Betul Mardin, kardeşinin müzik tutkusunu babasına kabul ettirmesinin öyküsünü şöyle anlatıyor: ‘‘Kalabalık bir aileydik ve hep birlikte konakta kalıyorduk. Arif ilk önce piyano dersi almaya başladı. Ardından solfej öğrenmek istedi. Sonra daha da ilerledi. Cemal Reşit Rey’den ders almaya başladı. Evde çok büyük bir kuyruklu piya no vardı. Arif her gün saatlerce piyano çalardı. Daha sonra pazar sabahları Taksim Gazinosu’nda konser vermeye başladı arkadaşlarıyla birlikte. Ardından Kervansaray diye bir yer açıldı. Üst katı balo salonu, alt katı ise dans salonuydu. Buraya birçok önemli sanatçı geliyordu. O sanatçılardan beğendiklerimizi eve davet ederdi Arif. Tabii ki babamın işte olduğu zamanlar gelirlerdi. Bütün bunlar olurken babam Arif’in müzikle hobi olarak ilgilendiğini düşünüyordu. Daha sonra Dizzy Gillepsie, bir gece konserinde Arif’in bir bestesini seslendirdi. Ondan sonra iş ciddiye bindi ve babamla konuşmaya gittik birlikte. Ben içerde Arif’i bekledim. Babam çok zor ikna oldu ama sonunda kabullendi.’’ Arif Mardin’in sanatçı keşfetme yeteneğinin çok büyük olduğuna değinen Betul Mardin, ‘‘Ölümünden üç hafta kadar önce yoğun bakıma alınmıştı. Doktorlar mucize için dua edin diyorlardı. Ben de sürekli arıyorum, bir haber var mı diye. Sonra beni aradılar ve mucize gerçekleşti dediler. Arif kendine gel miş. Hastanedeki bütün hastabakıcılar Arif’in çevresine doluşup sevinçten şarkı söylemeye başlamışlar. Arif hepsini dinlemiş ve içlerinden birine seninle sözleşme yapalım, sesin çok iyi demiş. Yani hasta yatağında bile şarkıcı keşfetmekten geri durmuyordu’’ diyor. Arif Mardin’in çok kibar, çok yumuşak, hiç kimseyi kırmayan bir yapısı olduğunu söyleyen Mardin, en kaprisli sanatçıların bile onun yanında kedi gibi uysallaştığını belirtiyor: ‘‘Yapımcılık çok büyük özveri ve yaratıcılık isteyen bir meslek. İyi bir işadamı ve pazarlamacı olmak da gerekiyor. Nasuhi ve Ahmet Ertegün’le çok büyük işler başardılar. Hem iyi bir meslektaş, hem de çok iyi dostlardı. Dünya müzik âlemine Türk imzasını altın harflerle attılar.’’ Oğlu Joe’nun, babasından aldığı bayrağı ileri taşıyacağını dile getiren Mardin, Arif Mardin’in sonuçlanmamış çok önemli bir tasarısını da oğlunun tamamlayacağını söylüyor. Arif Mardin’in en büyük isteklerinden birinin memleketleri Mardin’i görmek olduğunu ve ne yazık ki gerçekleştiremediğini ekliyor sözlerine. Redd’in video klibi dünya listelerinde ? Kültür Servisi Redd, ‘Kirli Suyunda Parıltılar’ adlı albümüyle MTV World Chart Express listesinde yer alarak Türk rock müziğindeki başarısını Avrupa’ya taşıdı. MTV’de yayımlanan ‘World Chart Express’ adlı izlencede bu hafta Redd’in ‘Kirli Suyunda Parıltılar’ albümünün ilk klip parçası ‘Falan Filan’a yer veriliyor. Klip, 30 Haziran Cuma günü 18.00’de de yayımlanacak. Cemil Ağacıkoğlu’nun Hadımköy’de çektiği ‘Falan Filan’, herkesin kaçıp gitmek istediği, ruhsal ve bedensel kalabalıktan uzaklaşmayı düşlediği ‘o’ yeri anlatıyor. Klipte Redd, ‘manzaraya daldım ses çıkarma / gerçek can sıkar beni uyandırma’ derken kentten kaçışı anlatıyor kendi yorumuyla. Guns N’ Roses İstanbul’da ? Kültür Servisi Tüm zamanların en büyük topluluklarından Guns N’ Roses 12 Temmuz’da İstanbul, Kuruçeşme Arena’da sahneye çıkacak. Turne kapsamında 28 Haziran’da Oslo’da, 5 Temmuz’da Helsinki’de konser veren topluluk 12 Temmuz’da da İstanbullu müzikseverlerle buluşacak. Bugüne kadar yayımladıkları toplam 6 stüdyo albümü ile 39 platin plak ve 3 altın plak ödülü kazanan başarılı topluluğun şarkıcısı Axl Rose, ‘‘Bu yaz hepinizle yeniden görüşmek için sabırsızlanıyoruz!’’ diye açıklama yaptı. Konser biletleri Ticketturk satış noktalarından alınabilir. (0 212 478 06 00) Alova TensemelerII Tüten’e Şiirin gizleri... ARİF DAMAR Başkalaşım Sabun kokusuymuşum Yeni kapanmış bir terzi dükkânında Doğuşuymuşum Yunus’un yepyeni mezarlarda Geçmez bir paraymışım Eski bir cekette unutulmuş Zencilerin gülüşünde eriyen karmışım Bir çocuk saatiymişim Hep on ikiyi gösteren Tir tir titreyen bir Nasrettin korkudan Yitik bir sesmişim çok uzak ormanlarda Böyle dediler bana Sonra uçmuşum ranzadan Sonsuz boşluğa aziran 2006’da çıkan ya da bu ayı da kapsayan edebiyat dergilerinden: Akatalpa, Berfin Bahar, Dize, Düşeyaz (18 Mart Üniverisitesi Kült. Edeb. Topluluğu), Evrensel Kültür, İle, Göğe Bakma Durağı, Hayal, Kitaplık, Sanat ve Hayat, Sınırda, Sözcükler, Ünlem, Üç Nokta, Tavır, Varlık, Yasakmeyve ve Yazılıkaya’da yer alan şiirleri okudum, inceledim. Ve Alova (Erdal)’nın Söz H cükler dergisinde yayımlanan TensemelerII başlıklı 7 şiirden oluşan yapıtını Ayın Şiiri olarak değerlendirdim. Bilen çok azdır, Yaşar Miraç 1979 yılında Yeni Türkü Yayınları adıyla kendisinin yakın arkadaşlarının (Adnan Özer, Ahmet Erhan, Ozan Telli, Turgay Fişekçi, Neşe Yaşın ve Erdal Alova’nın) minik kitaplarını yayımlamıştı. Demek ki aradan 27 yıl geçmiş. 1952 doğumlu olan Alova da o zaman 27 yaşında oluyor. 1974’ten beri Yeni Dergi, Militan ve Sanat Emeği’nde şiirleri yayımlanıyordu. Bir anımı aktarmak isterim: Ben 1969’da Suadiye Lisesi’nin hemen yakınında Yeryüzü Kitabevi’ni kurmuş, işletiyordum. 1980 yılından ön ce kitabevim bombalarla, faşist militanlar tarafından tahrip edildi. Onardım, yeniden açtım. Sonra kapıyı kırıp içeriye girdiler, birkaç parça yürütüp gittiler. Sonra bir gün yine onların yönlendirmesiyle askerler tarafından arama yapıldı. Başlarındaki subay, işte bu Yaşar Miraç’ın yayımladığı minik şiir kitaplarının (sanırım kitaba benzetemediği için) hepsini aldı götürdü. Aradan birkaç saat geçince aynı subay getirdi, geri verdi. 1982’de gözaltına alınınca 1984’te Yeryüzü Kitabevi’ni kapatmak zorunda kaldım. O zamanlar genç sayılırdım, çalışabilirdim. Tutuklandıktan sonra üç ay hapis cezası aldım. Bu süreyi Bozcaada Cezaevi’nde geçirdim Neyse. Gelelim Alova’ya. O ilk minik kitabından bu yana Alova şiirini çok geliştirdi. Genel kültürünü, şiir sanatının ilke ve gizlerini çok iyi, derinlemesine kavradı. Son yıllarda çok az, fakat çok nitelikli şiirler yaratıyor, yazıyor. Sözcükler dergisinde yayımlanan ‘‘Tensemeler’’ şiirleri bunun en çarpıcı örnekleri. Bu şiirin bütününü gazetemizde yayımlamak olanaksız olduğundan, ilk ‘‘Başkalaşım’’ bölümünü okurlarımıza sunuyorum. Ama şiirseverlerin Sözcükler dergisini edinip bütününü okumalarını içtenlikle öneririm. Alova’nın hem Yunan mitolojisini, hem Gılgamış’ı nasıl özümsediğini ve söylence kişilerine göndermelerde bulunduğunu hayranlıkla görecek, okuyacaklardır. Alova kardeşimi kutluyorum. PORTRE/ERDAL ALOVA Hakkâri Kilimleri Sergisi ? Kültür Servisi Hakkâri’de bin genç kıza iş sağlayan, zengin kültür mirasımızın el emeğiyle yaşatıldığı ‘Hakkâri Kilimleri’ bugün Boyner mağazalarının desteğiyle Metrocity Sergi Alanı’nda saat 16.00’da sergilenmeye başlanacak. 6 Temmuz tarihine kadar ziyaret edilebilecek olan sergide, kilim dokuyarak aile bütçesine katkıda bulunan Hakkârili genç kızlar, kilim dokuma teknikleri ve sergide yer alan kilimlerle ilgili konunun meraklılarına bilgi verecekler. Bugün yapılacak sergi açılışına Hakkâri Valisi Ayhan Nasuhbeyoğlu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan ve Boyner Büyük Mağazacılık AŞ Genel Müdürü Aslı Karadeniz katılacak. Ş air Erdal Alova’nın şiirleri, 1970’ten sonra Yeni Dergi, Militan, Sanat Emeği, Adam Sanat dergilerinde, yönettiği Politika gazetesi sanat sayfasında yayımlandı. Bitik Kent adlı yapıtı Cemal Süreya Şiir Ödülü’nü kazandı. Alova’nın, Batı edebiyatından dilimize çok sayıda çevirisi var. Alova’nın yayımlanmış kitapları arasında ‘En Son Çıkan Şarkılar’ (1980), ‘Bir Aksacık Karınca’ (1994), ‘Bitik Kent’ (1995), ‘20011973 Dizeleri/Toplu Şiirler’ (2004), ‘Dizeler 20011973’, çevirileri arasında ‘Bütün Şiirleri: Catullus’ (2002), ‘Dünyanın Tek Gerçek Hayaleti’ (Oscar Wilde) sayılabilir. ACI KAYBIMIZ Konya Ahuoğulları soyundan merhum Ahmet Ziya Ceylan ve Vesile Ceylan’ın oğlu, Vesilemerhum Osman Akçelik, SevimZeki Kıran, ÖmürHüner Rıza Ceylan’ın ağabeyi, Burçin Akçelik, FüsunAndreas Ested, Yeşim Akçelik, AslıDevran Şengül, JaklinKenan Kıran ve BirgitteSedat Kıran’ın dayısı, BurcuGürol Topak, Baran Ceylan’ın amcası, Nahidemerhum Rıfat İpek, Seyhunmerhum Orhan Karul, ZahideAykın Tuna, CahideCumhur Ulusoy, AyşenurŞahit Kanuni’nin eniştesi, Esen KarolBülent Tanju’nun dedesi, HandeMark Love ve Aliye Ahu Gülümser’in sevgili dedesi, GülşenYurdagün Gülümser ve Bülend Ceylan’ın sevgili babaları, merhume Behice Ceylan’ın eşi VEFAT ve TEŞEKKÜR İSTANBUL CUMOK CİDE, RIFAT ILGAZ (SARI YAZMA) FESTİVALİ’NE ÇAĞIRIYOR 7 8 9 TEMMUZ 2006 (19332006) Ailemizin muhterem büyüğü, ebru ve çini sanatçısı SAFRANBOLUAMASRACİDEKASTAMONU PROGRAMI 1) 06.07.2006 Saat 24.00’te Kadıköy Haldun Taner Tiyatrosu önünden otobüsle hareket, 2) 07.07.2006 Saat 07.00’de Safranbolu’da kahvaltı ve kent gezisi, 3) 07.07.2006 Saat 10.30 Amasra, 4) 07.07.2006 Saat 14.30 Cide, 5) 07.07.2006 saat 15.00 Cide Festivali açılışı, 6) 7 ve 8 Temmuz Cide Festival etkinlikleri, 7) 9 Temmuz Saat 10.00’da Cide’den Kastamonu’ya hareket, 8) 9 Temmuz saat 12.00 Kastamonu’da gezi ve yemek, 9) Saat 16.00’da Kastamonu’dan İstanbul’a hareket, 10) 9 Temmuz 2006 Saat 23.00’te Kadıköy’e varış. İletişim: 0533 438 50 22 0535 636 59 11 0212 234 72 93 Not: Ulaşım, Yatak, Kahvaltı ve Konaklama Bedeli 125 YTL olup yerlerin önceden ayırtılması gereklidir. Emekli Tekel Genel Muhasebe Müdürü ABDULLAH HİLMİ CEYLAN 27 Haziran 2006 Salı gecesi Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 30 Haziran 2006 Cuma günü (yarın) Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki aile kabristanına defnedilecektir. HAYRETTİN ELHAN 26.06.2006 tarihinde Çankırı’da vefat etmiştir. Cenazesi 27.06.2006 tarihinde Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir. Yüce Allah’tan rahmet niyaz ediyoruz. Hastalığı müddetince gösterdikleri yakın ilgiden dolayı Çankırı Devlet Hastanesi Dahiliye Kliniği Uzman Dr. Yücel Yılmaz ve ekibine, bizleri yalnız bırakmayan değerli dost ve yakınlarımıza en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. AİLESİ Not: Çelenk gönderilmemesi, arzu edenlerin 21. Yüzyıl Eğitim ve Kültür Vakfı (YEKÜV) veya Türk Eğitim Vakfı’na (TEV) bağışta bulunmaları rica olunur. ELHAN AİLESİ www.cumok.org Nüfus kâğıdımı kaybettim. Hükümsüzdür. DENİZ NEGİŞ Sayı: 2005/49 Davacı Ayten Orhan vekili tarafından davalılar Durhasan Açlan ve arkaşları aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan duruşmaları sonunda verilen karar gereğince; Mahkememizce Adana ili, Yumurtalık ilçesi, Doğusahil mevkii vaki ve kaim tapunun 424 ve 425. parsellerinde davacı ve davalılar adına kayıtlı olan taşınmazların aynen taksimi mümkün olmadığından, bu taşınmazların üzerindeki yükümlülükler baki kalmak üzere, dosyada mevcut tapu kaydındaki paydaşlar ile veraset ilamlarındaki mirasçılar arasında payları oranında satılarak ortaklığın giderilmesine karar verilmiş olup, davalılar Durhasan Açlan, Bekir Dallı, Vedat Dallı, Ersoy Dallı, Fadıma Ede, Aydın Dallı, Nülüfer Ay, Hidayet Çay, Durdane Ak, Sabahattin Çetinkıran, Ümüt Çetinkıran, Necati Çetinkıran, Muharrem Çay, Elmas Çay, Remzi Çay, Faruk Çay, Turgay Çay, Uğur Çay, Fatih Çay, Aykut Çay, Mehmet Çay, Döndü Sert ve Mediha Sümer’in daha önce yapılan tüm aramalara rağmen, açık adresinin tespit edilemediği ve duruşmalara da katılmadığından, 7201 sayılı Tebliga Kanunu gereğince, ilanen tebligat yapılmasına, davalının ilan tarihinden itibaren 15 gün zarfında yazılı veya sözlü olarak mahkememize başvurması, aksi takdirde bu yasal sürenin bitimimden 7. gün sonra kararın tebliğ edilmiş olup, kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur. (Basın: 31601) YUMURTALIK SULH HUKUK HAKİMLİĞİ’NDEN CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle