23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ Yüzyıllardır etkileşim içinde olduğumuz, kültürel bağlar taşıdığımız İran’a bakışımız önyargıların ötesinde değil 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Yakındaki uzak komşu İran urada İran diye bir mücevherden söz edeceğim. Bizim Güneydoğu Anadolu’yu, Mardin, Midyat, Diyarbakır, Urfa, Antakya vd. gördüğümde ‘‘Buralar bir mücevher’’ demiştim. Aynı nitelemeyi İran ve onun gördüğüm kentleri Tebriz, Şiraz, İsfahan için kullanacağım. Bu üç tarihsel kentin dışında başkent Tahran’ı, kısa süreliğine de Gezvin ve Reşt’i gördük. 1625 Mart 2006 günlerinde Çiğdem Mahallesi Eğitim Çevre Dayanışma Derneği’nin eski genel sekreteri, şimdi Tahran’da Bank Keşaverzi’nin (Ziraat Bankası) bilgi işlem sistemlerinin geliştirilmesi için çalışan şirkette bulunan, Azeri Türkçesiyle dersek, ‘‘yahşi’’ ve sevgili dostumuz İsmet Yakşi’nin çağırması üzerine dernek başkanı Fatih Fethi Aksoy ve ben yola koyulduk. Yakşi’nin daha önce gördüğü Şiraz ve kısmen Tahran dışında her yeri birlikte dolaştık. Tahran’da onun şirketinin lojmanında kaldık. Ben doğudaki eski uygarlık merkezlerini dolaşmayı uzun zamandır çok istiyordum: İran, Hindistan ve Çin. Meşhed dışında en önemli kentlerini gördük ama, İran beni tekrar kendine çekiyor. Bize yalnızca coğrafi olarak değil, kültürel olarak da çok yakın bir ülke olduğundan, onu derinlemesine inceleme tutkusu içime yer etti. ‘Cumhuriyetle Sorunu Olmayan Partiler’ Fikret Bila’nın dünkü yazısından, Rahşan Ecevit’in büyük bir kesim tarafından uzun süreden beri özlemle beklediği ‘‘Cumhuriyetle sorunu olmayan partileri’’ bir araya getirmeye yönelik girişim için düğmeye basmak üzere olduğu anlaşılıyor. Rahşan Hanım’ın, kamuoyuna bir açıklama yaparak oluşturulması düşünülen ittifakın gerekçelerini ve hedeflerini ortaya koyacağı, daha sonra da ‘‘Cumhuriyetle sorunu olmayan’’ bütün siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların ziyaret edileceği bir yol haritası izleyeceği söylenebilir. O büyük kesim, böyle bir projenin uygulanmaya konulmasını bekleyedursun, oluşturulacak olan yapıya harç koyması öncelikle beklenilen siyasal partiler, Bayan Ecevit’in önerisini yaşama geçirmesi için ne yapmayı düşünüyorlar? Bu sorunun yanıtının önemli bir bölümünü, dün Ankara Büromuzdan Türey Köse’nin haberini oluşturan satırların aralarından okumak mümkün. Arkadaşımız, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın geçen pazar günü ‘‘Star TV’’de katıldığı programda bu konuyu yanıtlarken söylediklerini yazmış. Baykal, DSP’den de üyelerinden de övgü ile söz ediyor. Ama yanlış anlamıyorsam, ‘‘Biz dışlayıcı bir yaklaşım içinde değiliz’’ derken bir ittifaktan daha çok, Sezer ve arkadaşlarını CHP çatısı altında görmek isteyen diplomatik bir söylem kullanıyor. Yine yanlış anlamıyorsam, tıpkı geçen seçimler öncesinde hareket edecek CHP otobüsüne binmek isteyenler için, yapılan o sevimsiz çağrıyı hatırlatan bir girişimi sahipleniyor. B ürklerin İranlılarla ilk tanışması Orta Asya’dan Anadolu’ya geçerken oldu. İran yalnızca coğrafi olarak değil kültürel olarak da bize çok yakın bir ülke. Ancak, en eski sınır komşumuz İran ile halen birbirimize çok uzağız... sınırında Kürtlerin yaşadığı Kürdistan eyaleti, Azerilerin yaşadığı Doğu ve Batı Azerbaycan eyaletleri 28 eyaletin üçünü oluşturuyor. Kürdistan eyaletinde TV yayınlarında bazı saatler Kürtçe, iki Azerbaycan eyaletinde de günde 78 saat Azerice yayın varmış. Kendi dillerinde gazeteleri var. Okullarda Kürtçe ve Azerice ders de sanırım bu eyaletlerde var. Etnik azınlık sorununu bizden iyi yönetiyorlar. Aslında Azeriler için azınlık demek pek doğru sayılmaz, onlar İran’ın sahibi. Parlamentoda bir Yahudi milletvekili bulunuyor. Türkler İran yaylasında kalır ve bir kısmı Anadolu’ya geçerken İslam dinine orada bağlandı. Türkçe ile İran’ın dili olan Farsça kapsamlı bir etkileşime girdi. Binlerce sözcük iki dilden birbirine geçti, Arapçadan Türkçeye geçen binlerce sözcük de Farsça üzerinden Türkçeye aktı. Türkler edebiyatı, şiiri Farsça üzerinden öğrendiler. Osmanlı padişahlarının birçoğu şiirlerini Farsça yazıyordu. Örneğin Yavuz Sultan Selim Farsça şiir yazarken savaştığı Şah İsmail Türkçe yazıyordu. İran’ın yerli kültürleri olan Persler, Partlar ve Sasanilerin kültürüyle birlikte yükselen İslam uygarlığı kültürünü İran’da özümlediler. Kalanlar İranlılaştı, ama İran için çok şey yaptı. Türkler İran’ı Sünni Arap baskısından kurtardı ve İran kültürünün dirilişini sağladı. İran’ı yöneten hanedanlardan Gazneliler, Selçuklular, Safeviler, Afşarlar, Kaçarlar Türk’tü. Kısacası, İran, Şii kültürü çevresinde toplanmış, bağımsızlığını korumuş, Türklerin oradan çok şey aldığı, çok şey verdiği, bir yönüyle de bir Türk ülkesi. hmedinejad Türk Devletin tepesindeki Velayeti Fakih Kurulu’nun Başkanı Hameney’in, Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın Türk kökenli olduğu bir ülke. Bir Türk olan Şah İsmail l500’lerin başında, iki Sünni imparatorluğun, batıda Osmanlı, doğuda yöneticileri Türk olan (Babür Şah) HintMoğol (TürkMoğol diyen de var) imparatorluğunun arasında, belki de İran’ın bağımsızlığı için Şiiliği resmi mezhep olarak kabul etti. İran’ın son bin yıllık tarihsel serüveninde Türklerin böyle bir yeri varsa, Türkiye’de kim İran’a kayıtsız kalabilir? Son bin yıldan önceki yüzyıllarda da İranTuran ilişkileri unutulmamalı. İran sadece bu yönüyle görülmeye değer. Ama başka nedenler de var!. T Gelelim DSP’ye.. DSP Genel Başkanı’nın tutumu daha da farklı geldi bana. Ortak bir başbakan adayı etrafında toplanmak için Bayan Ecevit’in dışında bir çağrı yapmaya hazırlandığını öğreniyoruz. Zeki Bey’in, ‘‘Seçim işbirliği olmadı diyelim, 34 parti bir araya geldi, ön koalisyon anlaşması yaptı. Seçimden sonra şu şu partiler bir araya gelip koalisyon kurmaya karar verdik, diye bir formül olabilir’’ seçeneği, DSP Genel Başkanı’nın önümüzdeki seçimde parlamentoya en az 5 partinin rahatlıkla girebileceğine yürekten inandığını da gösteriyor. Partisinin solun birinci partisi olacağındaki inancına rağmen, oluşacak koalisyonun başbakanlığından herkesin kolaylıkla kabul edebileceği bir ismin sağlanması için vazgeçebileceğini de öğreniyoruz! Ankara’daki meslektaşlarımız, ‘‘Cumhuriyetle sorunu olmayan partiler ittifakı’’ için DYP Genel Başkanı’nın düşüncesini öğrenmek istemişler. Sayın Mehmet Ağar, 12 Eylül öncesi Adalet PartisiMHP ve MSP tarafından CHP’yi iktidar yapmamak için oluşturulan ‘‘Milliyetçi Cephe hükümetleri’’ni anımsamış olmalı ki, ‘‘Cepheleşmenin, kutuplaşmanın içinde olmayız’’ diye kapılarını sıkı sıkıya kapatmayı yeğlemiş. Tanıdığım Rahşan Ecevit’in, yoluna konulmak istenilen bu engebelerden korkacağını, kimi yan çizmelerin kendisini bu girişimden vazgeçireceğini düşünmüyorum. Ama bu yarı gri tabloyu, uzun süreden beri arkasında ısrarla durup savunduğum bir oluşumun son durumunu sık sık benden öğrenmek isteyen okurlarıma, politikanın hiç de kolay bir uğraş olmadığını anlatmak amacı ile yazdım. Gerçek mimarı Bülent Ecevit olan bu proje için SHP ve Hür Parti genel başkanlarının, CHP ve DSP’den çok farklı ve olumlu görüşler taşıdığı da biliniyor. Bayan Ecevit’in öneriyi, siyasal partilere değil, sivil toplum örgütlerinin, işçi ve işveren kuruluşlarının tartışmasına açmak istediği de. Özellikle Bülent Ecevit’in genel başkanlığını yaptığı ve iktidara taşıdığı iki parti. Yani CHP ve DSP. Bayan Ecevit’in getireceği öneriyi en yetkili organlarında, örneğin olağanüstü kurultaylarında değerlendirdikten sonra yanıtlamayı düşünmezler mi?.. Kültürel kökler geniş 1970’lerde Avrupa’nın Türkiye’ye bakışı ile Türkiye’nin bugünkü İran’a bakışı aynı. Kısmen İran’ın kısmen bizim sorumlu olduğumuz bir ‘‘şaşı bakış’’ var ortada. İşin doğrusu İran’la Türkiye birçok yönden birbirine benziyor. İnsanları, alışkanlıkları, davranışları, yemekleri, kentleri vb. Yunanlılarla, İtalyanlarla davranışsal ve fiziksel benzerliklerimizi ‘‘Akdenizliliğe’’ oturturuz da İranlılarla davranışsal, fiziksel ve kültürel benzerliğimizi, neredeyse aynılığımızı komşuluğa, tarihe, ırka, dine, kültürel köklere, bin yıllık, hangi bin yıl daha eski birlikte yaşamışlığa sığdıramayız. Kürtler, köken olarak İranlı yani Farsi bir halk. Azeriler de Türki olduğuna göre, her iki ülke de Türki ve Farsi unsurların bir bileşimi. İran, Arap ülkeleriyle kıyaslanmayacak köklü bir kültür, Doğu’nun geçmişteki parlak uygarlıklarından birinin temsilcisi. Türkiye ise Doğu ile Avrupa arasında kalmış, her iki taraftan da izler taşıyan, Avrupa’dan çok İran’a benzeyen ama yüzünü Batı’ya çevirirken doğusunu unutmuş bir ülke. Her yıl yurtdışına çıkan milyonlarca kişinin Dubai gibi yaratma, yapay bir kente, uzaktaki Tayland’a, Avrupa’nın aynı uygarlığın parçaları olan ve birbirine benzeyen ünlü kentlerine akın akın giderken hemen yanımızdaki İran’a gidilmemesi, İran üzerine Türkçe bir turist rehberininkitabının olmaması, Farsça küçük bir el sözlüğünün bulunmaması hayıflanılacak bir durum. İran’da şeriat rejiminin olması önyargılarımızı besliyor. İran’ı bizden geri bir ülke olarak gören yanılır. Laiklikte ileriyiz, ama İran toplumu, kültür ve gelişmişlik göstergelerinde bizden geri kalır bir ülke değil, bazı alanlarda Türkiye ileri, bazı alanlarda İran. Molla rejimi, İran’ın üzerinde geçici bir örtü, bir köpük gibi duruyor. İran o örtüyü üzerinden atacaktır. Giriş ve biraz tarih İran yaylası bizim için çok önemli. Türk Oğuz boyları Orta Asya’dan önce İran’a geldiler. Alparslan’ın Bizans’ı 1071’de yenmesinden sonra kapıları açılan Anadolu’ya İran üzerinden aktılar. Bu arada bir kısmı İran’da kaldı. Bugün İran nüfusunun beşte biri, çoğu Azeri azı Türkmen (Horasan vilayetinde) ve biraz da Kaşkaylar (Şiraz ilinde) olmak üzere Türk kökenlilerden oluşuyor. Kürtler yüzde 10’a yakın. Kürtler ve Türkmenler Sünni Müslüman, halkın yaklaşık yüzde 90’lık kısmı ise Şii Müslüman. Dinsel azınlıklar yüzde 2 dolayında: Hıristiyanlar, Yahudiler, Bahailer, Zerdüştler. Küçük etnik gruplar arasında Ermeniler, Asuriler, Araplar, Lurlar, Beluciler sayılabilir. Türkiye A ‘Orada güvenlik var mı?’ ‘Orası gidilecek yer mi?’ gibi önyargıların tek sebebi ülkenin şeriatla yönetilmesi Rejim İran’ın imajını bozuyor İran, kendini fethedenleri fethetti ç semavi dinin bir sentezini yapan, demokrasiyi ve kadınerkek eşitliğini hedefleyen, ibadeti kaldırarak bir ortak insanlık, hümanizma dini olan Babiliği kuran Bâb, onun devamı olan Bahailik, Perslerin ve Sasanilerin resmi dini Zerdüştlük (ateşe tapınma dini) ve onun Farsça ile Fars edebiyatının gelişmesine büyük katkısı olan kutsal kitabı Avesta, daha sonra Mani ve onun uzantısı Mazdek dinleri, İslamın ikinci büyük mezhebi Şiilik, hep İran’ın özgün, eşsiz kültürünün ürünleri. İran’da 2500 yıl önce devlet kuran Persler Anadolu’yu ve Yunanistan’ın bir kısmını da içine alan geniş imparatorluklarıyla (5 milyon kilometrekare civarında, 28 halka hükmettiler) tarihin ilk küreselleşmesini gerçekleştirmişlerdi. Sonra, bazı yönlerden ondan daha yükiz İran’a gelirken genel tepki ‘‘Neden İran’a gidiyorsunuz’’ sorusu olmuştu. Bunda hem ‘‘orada güvenlik var mı bakalım’’ kaygısı hem de bir küçümseme, ‘‘Orası gidilecek yer mi?’’ önyargısı vardı. Ben de güvenlik tarafını sorup soruşturduktan sonra gittim. Ama İran’ı, ülkesini, insanını ve kültürünü küçümseyenler bu yazıyı okuduktan sonra izlenimlerini değiştireceklerdir. Bizden bir yıl önce İran’a giden Tempo Tur’un yöneticilerinden İhsan (Alboğa) ve Ağrı Dağı rehberi Serhan’ın da izlenimleri bizimkiyle aynıydı. Döndükten sonra görüştüğüm ve duyduğum biriki İran gezgininin izlenimleri de bu yöndeydi. Bugünkü siyasi rejimin İran’ın imajını olumsuz etkilediği ortada. İran, köklü bir kültür ve mimariye sahip, güvenle gezilen bir ülke; sıcak insanlar, kültürlü bir toplum. İran’dan Türkiye’ye yılda bir milyon turist gelirken İran’a giden toplam turist sayısı yanılmıyorsam 500 bin. İran’ın turizm için tanıtıma girişmesi ve bir imaj atağı yapması gerekli. Turizm algılaması İran’da pek zayıf. Üstünde İran yazan bir kupa bile bulamadık, anı olarak almak için. Bazı önemli müzelerde (Niavaran Sarayı, Şiraz’da Bağı İrem yani Cennet Bahçesi) bilet fiyatları bile İngilizce yazılı değil. İngilizce bilen de yok kapıda. Azeri de yoksa nasıl anlaşacaksın? Geriye tarzanca kalıyor. Bazı müzelerin ikiüç adı var. İşin içine İngilizceye çevrilmiş adlar da karışınca ‘‘O şu muydu? Bu neydi’’ sorularıyla boğuşmak kalıyor. (Örneğin Tahran’daki National Museum, National Arceology Museum, Bestan Museum. Üçü de aynı müze için kullanılıyor. Tebriz’de Azerbaycan Müzesi’nde ne kapıda ne içerde, biriki yapıt dışında İngilizce tabela ve açıklama var. Tebriz’de artık Türkiye Türkçesi ve alfabesiyle açıklamalar konmalı.) Bir şeyler sonuçta oluyor ama eksik, kör topal biçimde. Bazı müzeler çok erken, 1415.00’te kapanıyor, standart yok. Nevruz’da kapalı olanlar, bizdeki gibi onarım nedeniyle kapalı olanlar var. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net Mülteciler Kuşadası’nda boğuldu ? KUŞADASI (AA) Kuşadası’ndan Yunanistan’a geçmek istedikleri tahmin edilen üçü çocuk beş kişi boğuldu. Kuşadası polisi, dün akşam saatlerinde gelen ihbar üzerine, sahilde bir erkek cesedi buldu. Blue Sky Oteli açıklarında bir ceset daha görüldüğü ihbarı üzerine çalışma başlatan Sahil Güvenlik ekipleri, üçü çocuk olmak üzere toplam 4 cesede daha ulaştı. Kuşadası Kaymakamı Ahmet Ali Barış, ‘‘Üçü çocuk, biri kadın, biri erkek beş cesedin Moritanyalı mültecilere ait olduğunu sanıyoruz. Hiçbirinde kimlik olmadığı için net bilgi yok’’ dedi. B Masonların tazminat davası ? İstanbul Haber Servisi Eski Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Genel Saymanı Prof. Ali Sait Sevgener’in, ‘‘kişilik haklarına ve toplumdaki saygınlığına saldırı yapıldığı’’ iddiasıyla ‘‘büyük üstat’’ Asım Akin aleyhine açtığı 10 bin YTL tazminat istemli davanın görülmesine başlandı. Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki duruşmaya taraf avukatları katıldı. Locanın mahkemeye sunduğu dilekçede, Sevgener’in kurallara aykırı olarak locadan ihraç edildiğini öne sürerek dava açtığı, yetki sınırını aşarak yaptığı işlemler nedeniyle locayı zarara uğrattığı ifade edildi. Sevgener’in locadan ihraç edilmediği, hakkında tedbir uygulandığı ifade edilen dilekçede, davanın reddi istendi. Ü sek bir kültür olarak ortaya çıkan eski Yunan’ın Makedonyalı hükümdarı İskender, Persleri yenip ona yakın büyüklükte bir imparatorluk kurarak ikinci büyük ve kalıcı küreselleşmeyi başlatmıştı. Eski Yunan kültürünün üstünde de, toprak büyüklüğü olarak değil ama, etkileri ve ömrünün uzunluğuyla (Doğu Roma’yıBizans’ı da katarsak, 17002000 yıl) tarihin en görkemli imparatorluğu Roma’nın küreselleşmesi ve egemenliği kurulmuştu. Roma İran’a yayılamadı. Persler ve Partlardan sonra bir başka yerli kültür olan Sasanilerin devleti kuruldu. İran, 7. yüzyılda İslam akınları başlayınca önce Arap, 300 yıl sonra da Türk egemenliğine girdi. Sonra Moğol üstünlüğü ve 16. yüzyıl başında Safevi Şah İsmail, Şiiliği resmi mezhep ilan ederek, 850 yıllık Sünni egemenliği dönemi ni sona erdirdi; bugünkü İran kimliği oluştu. Yüksek bir kültür olan İran, hep ‘‘kendini fethedenleri fethederek’’ İranlılaştırdı, yitirdiği egemenliğini sonunda hep kazandı. Bir muhalefet ve başkaldırı ideolojisi görünümünde olan Şiilik, İran milliyetçiliğine (milliyetçilik son iki yüzyılın ideolojisi olduğundan, ‘‘memleketçilik’’ demek belki daha doğru) en uygun dinsel yönelişti. Bugünkü İranlıyı Farsi ve Türki unsurlarıyla birleştiren en önemli kültürel öğe Şiilik. Cerrah: Silah taşımayın ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, il genelinde son 26 günde gerçekleştirilen asayişe yönelik operasyonlarda, 2 bin 300’ü şahsa, 1040’ı da mala karşı işlenen olmak üzere toplam 3 bin 340 suçun aydınlatıldığını, 9 bin 827 kişi hakkında yasal işlem uygulandığını belirtti. Cerrah, yurttaşlardan silah taşımamalarını isteyerek ‘‘Silahı güvenlik güçleri taşısın’’ dedi. Çatalca’da fabrika yangını ? İstanbul Haber Servisi Çatalca’ya bağlı Hadımköy beldesindeki ‘‘LM Koztemik’’ fabrikasında çıkan yangın çok sayıda itfaiye ekibinin müdahalesi sonucu söndürüldü. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin orman yangınları için kiraladığı 2 uçakla da müdahale edilen yangın büyük maddi hasara yol açtı. SÜRECEK CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle