27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 MAYIS 2006 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B Y PB PB PB Y Y Y 14 19 14 18 21 21 22 20 11 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y B Y Y 14 15 15 14 16 15 20 18 23 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB Y Y Y Y Y Y Y 29 25 22 27 20 22 19 17 15 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Tüm yurt parçalı çok bulutlu, İç ve Güney Ege, göller yöresi İç Anadolu’nun kuzey ve doğusu, Karadeniz, Doğu Anadolu ile Güneydoğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı yurdun kuzey ve iç kesimlerinde azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo B 21 Helsinki B 14 Stockholm B 23 Londra Y 17 Amsterdam PB 23 Brüksel Y 19 Paris Y 18 Bonn B 21 Münih Y 19 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B Y Y Y Y Y Y PB Y 23 19 25 16 17 15 22 20 16 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB Y PB PB PB B Y Y Y 20 29 13 28 18 16 7 31 26 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Örneğin ulusal eniştelerimizden biri olmaya aday Avrupa Birliği’nin Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Lagendijk böyle diyor. Bu ve benzeri irdelemeler AB’de iktidarın laikliğe yan çizen uygulamalarına, Türkiye’deki son gelişmelere daha gerçekçi gözle bakmaya başladığına işaret sayılabilir. Ordunun siyaset ve ülke yönetimi üzerindeki etkinliğini ortadan kaldırmayı hedef haline getiren AB’de; son zamanlarda ‘‘ordunun etkisi azalınca İslamcı akımların topluma egemen olmasının nasıl engelleneceğini’’ sormaya başlaması da hayra alamet. Batılı kimi çevrelerde son zamanlarda Türkiye’nin İran’laşmayacağı, ancak önce Malezya’laşacağı ve sonra Pakistan’laşacağı görüşünün egemen olmaya başladığını gösteren haberlere rastlanıyordu. Bu görüşleri artık resmi ağızlar dile getirmeye başladı. Lagendijk bunlardan biri. ??? İçeride sık sık sergilediği, savunur göründüğü düşünce ve anlatım özgürlüklerine, eleştiriye tahammül edemeyen karakterini dışarıya taşıyan bir Başbakan’ı var Türkiye’nin. Selanik’te burnunun dibinde Pontus Helenizmi anıtı dikiliyor, tepkisiz. Bir Türk vatandaşının, Fethi Dördüncü’nün doğduğu evde Atatürk’e (AKP iktidarını ve Başbakanını) şikâyet eden mektubunu görünce küplere biniyor. Mektupta hakaret varsa yasal girişimler yapılmasına buyruk ver. Hayır! Başbakanlık Yalanlama Bürosu Müdürü Akif Beki’nin resmi açıklamasına göre; sayfayı yırtmıyor, peki ne yapıyor? Başbakanı büyük bir olgunluk göstererek sayfayı ilgililere göstermiş, incelenip gerekenin yapılmasını söyleyerek ayrılmış. Yersen rafta dolma var! Öfke, hiddet, sinir... Beki’ye göre tabii asılsız savlar! Emekli mühendis Fethi Dördüncü’nün RTE’ye ve İstanbul Belediye Başkanı Topbaş’a hakaretten yargılandığı öğreniliyor. Basına yansıyan C. Savcısı’nın hazırladığı iddianamede yer alan Dördüncü’nün yazdığı bir mektuptan söz ediliyor. Örneğin ‘‘Kendisi Türkiyeliyim dediğine göre nüfus kayıtları da Rize ilinin vakti ile Pontus köyü olan Pilihos köyünden olduğuna göre ya Pontuslu bir Rum veya Lazdır’’ gibi savlar içeren bir mektup. ??? Avrupa çevrelerinde AKP’nin İslami ağırlığını arttırdığının giderek daha sık biçimde dile getirilmesine neden olan olaylar çeşit çeşit. RTE’nin bu yoldaki planlı programlı icraatı bir yana, kamuoyuna yansıyan Batı’nın hayretle izlediği gelişmeler var. Bir kaymakam, iktidarının davranış ve tutumundan cesaret almasa ‘‘Kültürümüzde yok, ayrıca gereksiz masraf oluyor’’ diye okullarda kep giyme ve mezuniyet törenlerini yasaklayabilir mi? Siyasal iktidarın tutumunu bilmese Emniyet, din devleti çabalarını sinsice yürüten Fethullah Gülen’in beraatına neden olan raporu yazıp mahkemeye gönderebilir mi? İlin ilgilileri iktidarın hoş göreceğini bilmese stadyumda yapılan AKP kongresine ders saatinde öğrencilerin ellerinde parti bayraklarıyla katıldıkları olayı gerçekleştirmeye cesaret edebilir miydi? Bu örnekler su üzerindeki aysbergden örnekler. Ya laik Cumhuriyeti temelinden kemiren uygulamalar, kadrolaşma hareketi. Ya Yargıtay’ın, Başbakanlık Müsteşarı’nın laik Cumhuriyetin Müslümanlıkla yer değiştirme zamanının geldiğini içeren önerisini anayasaya aykırı bulan kararı. Yargıtay kararına karşın devletin her türlü açık gizli işlemini elinden geçiren birinin Başbakanlık Müsteşarlığı görevinde kalması... Say say bitmez. Dışımızdaki dünya uyandı, uyanıyor. Darısı içimizdekilere! ‘Sonsuza dek sahip çıkacağız’ ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY riyet’in ilkeli yayıncılığına ödün vermeden devam etmesini diliyorum. ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu: Türkiye’nin en saygın basın kuruluşlarından olan Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırı girişimini nefretle kınıyorum..’’ Çankaya Belediye Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz: Cumhuriyet’e yönelik saldırı aydınlık Türkiye’ye yöneliktir. Bu tür saldırılar Cumhuriyet’i ve Cumhuriyet’e gönül verenleri yıldıramaz. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti: Cumhuriyet gazetesinin yayın ilkelerini silahlı saldırılarla ya da gözdağı vererek değiştireceklerini sanan karanlık güçlerin hâlâ var olduğunu gösteren saldırı, dileriz ki geçmişte yaşanan kargaşa günlerinin başlangıcı olmasın. Türkiye Gazeteciler Sendikası: Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın örgütlü olduğu işyerlerinden birisi olan Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırıyı kınıyoruz ve değerli üyelerimiz ile gazete yöneticilerine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Bu saldırıyı, sadece gazeteye yönelik değil aynı zamanda Cumhuriyet rejiminin değerlerine yapılmış bir saldırı olarak da lanetliyoruz. Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İhsan Çaralan: Bu saldırıyı Türkiye’nin içine çekilmek istendiği karanlık sürecin bir işareti olarak görüyoruz. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi: Ülkemizdeki aydınlanma geleneğinin en sıkı takipçisi, demokratik hak ve özgürlüklerin savunusundan taviz vermeyen tutumu, laik ve demokratik bir toplum özlemini sıcak tutan, emeğin ve emekçinin her zaman yanında yer alan gazetecilik anlayışıyla toplumun sözcülüğünü yapan Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Bu bomba gaze SEZER: CUMHURİYET’İN HİZMETİ ÖVGÜYE DEĞER ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Büyük Önder Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt Cumhuriyet gazetesi, bugün 83’üncü kuruluş yıldönümünü kutluyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’a gönderdiği mesajda şunları kaydetti: ‘‘Türk basınının köklü ve seçkin kuruluşlarından Cumhuriyet gazetesi, cumhuriyet felsefesinin özümsenmesi, Atatürk ilke ve devrimlerinin yerleşmesi sürecinde övgüye değer bir hizmeti yerine getirmiştir. Cumhuriyet gazetesi, Atatürkçü düşünceyi, aydınlık Türkiye’yi savunan çizgisiyle okuyucuların gönlünde saygın yer edinmiştir. Cumhuriyet gazetesinin ilkelerinden, yayıncılık anlayışından ödün vermeden, laik, demokratik, çağdaş cumhuriyete sahip çıkma yönündeki sorumlu ve duyarlı yaklaşımlarını sürdüreceğine inanıyoruz. Gazetenizin kuruluş yıldönümünü içten duygularla kutluyor, size ve arkadaşlarınıza başarılar ve esenlikler diliyorum.’’ temiz Cumhuriyet’in şahsında temsil ettiği değerlere yönelik olarak atılmıştır. KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul: Cumhuriyet gibi köklü bir gazeteye yapılan saldırı kabul edilemez. Bu saldırı aynı zamanda basın özgürlüğüne yapılmıştır. Saldırganlar hızla ortaya çıkarılmalıdır. EğitimSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer: Özgürlüğü tehdit eder nitelikteki bu tür tutum ve davranışlar hiçbir zaman kabul edilemez. Saldırıyı nefretle kınıyoruz. mış bir bombadır. Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin: Saldırıyı nefretle kınıyorum. Cumhuriyet gazetesinin vermiş olduğu bu onurlu mücadeleyi yürekten destekliyorum. İyi ki, demokratik, laik Cumhuriyeti savunan Cumhuriyet gazetesi var. Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek, CHP İstanbul Milletvekili Bülent Tanla ve eski Esenyurt Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan da gazetemize yapılan saldırıyı kınayarak geçmiş olsun dileklerini ilettiler. Hür Parti Genel Başkanı Yaşar Okuyan bu ve benzeri olayların bir daha olmaması ve faillerin de bir an önce bulunması dileğinde bulundu. SHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Göğüş, SHP İstanbul İl Başkanı Beyzade Özkahraman ve İl Yönetim Kurulu üyeleri, ‘‘Atılan bomba Türk basınını susturma amacı taşıyor’’ dediler. Gazetemizi ziyaret eden Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şubesi Başkanı Ali Er, saldırının basın özgürlüğüne ve Cumhuriyetin temel değerlerine yönelik olduğunu belirterek kınadığını belirtti. Kanaltürk’ün sahibi Tuncay Özkan, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, ADD Beşiktaş Şubesi Başkanı Uğur Seten, Genel İş Sendikası Kadıköy Şubesi Başkanı İsmail Baydar, Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Genel Sekreteri Erdal Atıcı, AleviBektaşi Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Hüsniye Takmaz, Ada Dostları Derneği Başkanı Perihan Ergun, Emekli Mali Müşavir Yalkın Gençer, turizmci Refik Kutluer, Tahsin Aksoy, ‘‘Tehlikenin farkında olduklarına ve karanlık güçlerin daima karşısında olacaklarına’’ dikkat çektiler. Çok sayıda okurumuz gazetemize telefon, elektronik posta ve fakslarla geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Sivil toplum kuruluşları tepkili Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Ertuğrul Kazancı: Söz konusu saldırı devrimin sarsılmaz bir kurumunu sindirememekten kaynaklanıyor. Avrupa ADD Federasyonu Genel Başkanı Dursun Atılgan: Saldırıyı kınıyoruz. Saldırganların yakalanmasını bekliyoruz. 68’liler Vakfı Birliği Başkanı Sönmez Targan: Saldırı Cumhuriyet ilkelerine sahip çıkan tüm halka yapılmıştır. Bu saldırı Türkiye’deki aydınlanma topluluğuna atıl Hakkâri’de teröre hayır mitingi Hakkâri’de 4 gün önce öğrenci servisine yönelik düzenlenen saldırının ardından, binlerce kişinin katılımıyla ‘‘Teröre Hayır’’ mitingi düzenlendi. Şehir Stadyumu’nda düzenlenen mitinge binlerce kişi ellerinde Türk bayraklarıyla katıldı. Saldırıda yaralanan çocukların da katıldığı mitingde konuşmaların ardından terörü kınayan pankart ve afişlerle yürüyüşe geçen kalabalık, patlamanın meydana geldiği Gazi Caddesi’ne kadar slogan atarak yürüdü. (Fotoğraf: AA) hoşlarına gitmeyen bir yazı olunca da yırtıp atmayı hüner sayıyorlar. Hani bırakıversen kim hangi deftere ne yazmalı, kendileri karar vermeye kalkacaklar. Onlar Atatürkçülükle defteri yan yana görünce akıllarından hemen şunu geçiriyorlar: Defterini dürmek! Akıllarından bunu geçirirken Atatürk’ü en iyi kendilerinin anladığını ilan etmekten de çekinmiyorlar. Senin ilkelerini uygulamaya gelince, bu kez akıllarına veresiye defteri geliyor: Yaz deftere, vur testere! ??? Atam... Hoştur söylemesi, 80 ülke dolaştım. Neredeyse tümünde seninle karşılaştım. Çinliler ‘‘Bizim de rehberimiz o Kemal’’ diyorlar... Şilililer bulvarlara adını veriyorlar. Güney Afrika Cumhuriyeti’nde Nelson Mandela’yı uzun uzun anlatan Afrikalı profesör, bağımsızlığa ulaştıklarını, ama toplumu çağdaşlaştıramadıklarını vurguladıktan sonra yüzüme bakıp şunu söylemişti: ‘‘Mandela bir ulusal kahraman. Ama Mustafa Kemal değildi. Atatürk entelektüeldi, Mandela değil...’’ 90’lı yıllarda art arda bağımsızlığa kavuşan Orta Asya ülkeleri uluslarının en önde geleni için kestirme yoldan şunu söylüyorlar: ‘‘İşte bu da bizim Atatürk’ümüz.’’ Ahh Balkan ülkeleri... Makedonya’sından Arnavutluk’una seni paylaşamıyorlar, ‘‘Atatürk’ün kökü bizdendir’’ diyorlar. ??? Atam... Hani insan bazen şöyle düşünmeden edemiyor: Yoksa Atatürk en az Türkiye’de mi anlaşılıyor! İktidardaki partinin köklerindekiler yıllarca seni reddetmeye çalıştılar. Baktılar ki bu toplum seni özümsemiş, bu kez tavır değiştirip şöyle söylemeye giriştiler: ‘‘Atatürk yaşasaydı bizden olurdu.’’ Elinin körü olurdu! Bugün iktidarı ele geçirenler de attıkları her adımı topluma kabul ettirmek için şunu söylüyorlar: ‘‘Atatürk de bizim yaptığımızı yapardı.’’ Bazen de hızlarını alamayıp arkasını şöyle getiriyorlar: ‘‘Biz Atatürk’ün yaptıklarını tamamlıyoruz.’’ Oysa gerçekte senin ilkelerine karşı öyle bir ‘‘iktidarağacı’’ kurdular ki, her fırsatta infazdalar! Artık takıyyeyi de bıraktılar, akıllarından geçeni süzgeçsiz yazıyorlar, söylüyorlar. Hani azgın azınlık çoğunluğa hükmeder, ben ne istersem o olur der ya, toplum da öyle bir suskunluk içinde. Ama umutsuz muyuz? Bin kere hayır. Sen bizim gönlümüzdeki, beynimizdeki deftersin... Yırtmakla, koparmakla yok edilemez ‘ders’in... Kimileri ‘‘Atam izindeyiz’’ sözünü yanlış anladılar, bir asırlık izne çıktılar. Ama inan ki gerçekten izinde olanlar az değil. İzindeyiz. Zindeyiz! ankcum?cumhuriyet.com.tr Bürokrat depremi ? Baştarafı 1. Sayfada VEFAT Makbule, Cemalettin Gürüney’in sevgili oğlu; Naci, Nuri Gürüney, Zehra Konkuş, Semra Reis’in sevgili kardeşleri; Ayla Salman Gürüney’in sevgili eşi, Ruhi Boran Gürüney’in sevgili babası; Mustafa, Kadriye Salman’ın değerli damadı; Erol, Yurdanur Salman’ın sevgili kayınbiraderi; ressam Neşet Günal’ın öğrencisi: Ressam IŞIL ÖZGENTÜRK Her şeye rağmen sinema ? Baştarafı Arka Sayfada Tahmineh, 2001 yılında tutuklanıp hapse atılmış. Amerikalı yönetmenler Francis Ford Coppola ve Martin Scorsese’nin de savunmasına yardım ettiği Tahmineh iki hafta sonra özgür bırakılmış, ama hakkındaki suçlamalar hâlâ geçerliymiş. Ona büyük bir başarı getiren ‘‘Yine ne yaptım?’’ filmi de bazı çevreleri sinirlendirmiş. Filmde öyküler yazarak ailesini ve çevresini istediği gibi değiştiren, hayal gücü çok geniş bir kız çocuğunu anlatan Tahmineh, masala sığınarak sansürden kurtulmaya çalışmış ama.. gene de olmamış. Kız çocuğunu erkek çocuk olarak değiştirmesi için büyük bir baskıyla karşılaşmış ve tabii vazgeçmemiş. Şöyle diyor: ‘‘İran toplumunda yüz yüze olduğumuz sorunların en önemlisi gerçek kişiliğimizi açıklayamaz oluşumuzdur. Hem erkeklerin hem kadınların evlerin içinde mahrem olarak yaşadıkları ayrı, evlerin dışında toplumsal kurallara uymak zorunda oldukları ayrı hayatları var, ayrıca kadınlarımızın evlerinde de iki ayrı yüzü var: Eşlerin ya da eşlerinin ailelerinin, olmasını istedikleri kişilik ve kendi içlerindeki gerçek kişilik.’’ Neyse yazının sonuna doğru krizim geçti. Bu Uçan Süpürgecileri, bu cadıları seviyorum. Açılışta gene muhteşem bir sürpriz yapıp Uçan Süpürge Onur Ödülü’nü Türk sinemasının bence gerçek starlarından biri olan Selma Güneri’ye verdiler. Ve biz de Türk sinemasının en güzel filmlerinden birkaçını yeniden anımsadık, Erdoğan Tokatlı’nın ‘‘Son Kuşlar’’ını, ‘‘Duygu Sağıroğlu’nun ‘‘Bitmeyen Yol’’unu, Yılmaz Güney’in ‘‘Ben Öldükçe Yaşarım’’ını. Not: Atıf Abi bizi bırakıp gitti. Türk sinemasının başı sağ olsun. Selçuk’un kararında bakanlığın izlediği ihale politikaları ve bakanlıktaki bürokratik yapılanmanın da etkili olduğu belirtiliyor. Selçuk’un bu adımının ardından, son dönemde adı özellikle Eskişehir Öğretmenevi’ndeki bazı dedikodularla gündeme gelen İlköğretim Genel Müdürü Prof. Özdemir de, bakana görevinden ayrılmak istediğini iletti. Ancak, Bakan Çelik, bakanlıktaki bazı isimlerle de ters düşen Özdemir ve Selçuk’a ‘‘Eğitim sezonu bitene kadar bekleyin’’ dedi. Bunun üzerine bakanlıktaki gergin hava bir süreliğine yumuşadı. Ancak, sorunların devam etmesi, iki bürokratın da bakanlıktaki çalışmalarına ‘‘nokta koymalarına’’ neden oldu. Selçuk, bakana son kararını bildirirken, önümüzdeki hafta içeri sinde koltuğunu bırakacak. İlköğretim Genel Müdürü Prof. Özdemir de, önceki gün izne ayrıldı. Özdemir’in görevine yeniden dönmeyeceği belirtiliyor. Bakanlıktaki üst düzey bir bürokrat, ‘‘Sayın Özdemir ve Selçuk, özellikle bir isimle anlaşamıyordu. Yalnız onlar değil, birçok isim aynı kişiyle ters düşüyor. Önümüzdeki günlerde yeni istifalar da gelebilir’’ dedi. ‘Çalışma ortamı bulamıyorum’ TTK Başkanı Selçuk, konuyla ilgili Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, ‘‘Ben şu anda üretecek ve verimli olacak bir ortam bulamıyorum. İyi şeyler olur, kötü şeyler olur. Ben sadece çalışma ortamı bulamıyorum. Benim sıkıntım bu. Yoksa gerisi dedikodu. Ben hiçbir zaman tekil olaylarla uğ raşmadım, uğraşmam da. Öyle bir derdim yok’’ dedi. AKP döneminde göreve getirilen ve bakanın en çok güvendiği bürokratlar arasında yer alan iki ismin ‘‘sürpriz’’ kararının ardından gözler, bu kritik iki koltuğun kimlere emanet edileceğine çevrildi. TTK Başkanlığı görevine getirilecek isim konusunda henüz somut gelişmeler olmamasına karşın, İlköğretim Genel Müdürlüğü için, Başbakan Erdoğan’ın kuzeni olan Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Er’in adı geçiyor. MEB’de müşavir olarak görev yapan Er, Temmuz 2004’te iki genel müdür yardımcılığı kadrosu bulunan İlköğretim Genel Müdürlüğü’nde üçüncü müdür yardımcısı olarak görevlendirilmişti. Er’e oda açmak için genel müdürlükteki bazı uzmanlar da ilköğretim okullarına gönderilmişti. RUHİ GÜRÜNEY 5.5.2006 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 7.5.2006 Pazar günü (bugün) kılınacak ikindi namazından sonra Arnavutköy Tevfikiye Camii’nden kaldırılarak Yeniköy Mezarlığı’na defnedilecektir. Dostlarının başı sağ olsun. isilozgenturk?superonline.com Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. FERHAT BIÇAKÇI Fransa’nın Nevers kentinde geçen hafta sonu Türk gençlere yapılan silahlı saldırı, kentte düzenlenen gösteriyle protesto edildi. Gösteriye yaklaşık 5 bin kişi katıldı. Nevers’te geçen hafta bir diskoteğin önünde Türk ve Arap grubun üzerine ateş açıl Türklere saldırıya protesto ması sonucu ağır yaralanan Tuncelili Haydar Yıldız’ın (24) bitkisel hayata girdiği, ikinci kez ameliyat edilen Kayserili Murat Şahin’in (25) hayati tehlikeyi atlattığı, elinden yaralanan Metin Dikyar’ın ise taburcu edildiği öğrenildi. (Fotoğraf: AA) Ayla Salman Gürüney, Ruhi Boran Gürüney, Gülden Sevgili Şumlu, Mustafa Atalay Cenazeye çiçek gönderilmemesi, bağışların Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı’na yapılması rica olunur. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle