27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 MAYIS 2006 PAZAR 6 HABERLER Deniz Gezmiş ve arkadaşları ölümlerinin 34. yıldönümünde çeşitli törenlerle anıldı PAZAR ORHAN BURSALI Çiçek: Yeşil kanıtı yok ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanul milletvekili Ali Rıza Gülçiçek’in Gazi olaylarının yaşandığı dönemde kahvelerin taranması olayının arkasında ‘‘Yeşil’’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ın olduğuna ilişkin değerlendirmelerle ilgili soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Cemil Çiçek ‘‘Bu haberin doğruluğunu kanıtlayıcı beyana rastlanmadı’’ dedi. CHP İstanbul Milletvekili Gülçiçek, ‘‘Gazi olaylarının yaşandığı dönemden şu ana kadar yaşamını yitiren yurttaşlarımızın kimler tarafından öldürüldüğü henüz aydınlığa kavuşmamıştır. Dosyada, tanık ifadesinde faillerin belli olmasına karşın, ‘faili meçhul’ olarak kalmıştır’’ dedi. ‘Üç fidan yaşıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gençlik önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan, ölümlerinin 34. yıldönümünde yüzlerce kişinin katılımıyla gömütleri başında anıldı. Gezmiş ve arkadaşları anısına dün düzenlenen törene, aralarında CHP, SHP, ÖDP, DTP ve EMEP’in bulunduğu siyasi parti temsilcilikleri ile Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, DİSK, Halkevleri, Ankara 78’liler Derneği ve 68’liler Dayanışma Derneği’nin de yer aldığı birçok demokratik kitle örgütünün üyeleri katıldı. Yüzlerce kişi, Karşıyaka Mezarlığı önündeki buluşmanın ardından, ‘‘Faşizme karşı omuz omuza’’, ‘‘Deniz Gezmiş yaşıyor, Hüseyin İnan yaşıyor, Yusuf Aslan yaşıyor’’, ‘‘Mahir, İbo, Deniz, sürüyor sürecek mücadelemiz’’, ‘‘Hainler, işbirlikçiler 6. Filo’yu unutmayın’’ sloganları ile ellerinde Gezmiş ve arkadaşlarının fotoğraflarının yer aldığı ‘‘Unutmadık’’ pankartları taşıyarak Gezmiş’in gömütü başında toplandı. Deniz’lerin avukatı Halit Çelenk burada yaptığı konuşmasına ‘‘Değerli Deniz sever, Yusuf sever ve Hüseyin sever dostlar’’ diye başladı. UGÜNÜ GÖRDÜLER’ ‘B Çelenk şunları kaydetti: ‘‘Onları uzun ve ışıklı yolculuklarına uğurlayışımızın 34. yılındayız. Ama ben ve değerli meslektaşım avukat Mükerrem Erdoğan, sizlerden bir yıl önce Ankara’da Ulucanlar Merkez Cezaevi avlusunda idam sehpasının altında onları uğurlamıştık. Deniz, Yusuf ve Hüseyin yaşamları boyunca demokrasi, bağımsızlık ve sosyalizm için mücadele verdiler. Deniz ve arkadaşlarının mahkemedeki savunmaları, bugün burada size ileteceğim düşüncelere ilham kaynağı oldu. Onlar sıkıyönetim askeri mahkemesinde son savunmalarında şunları söylüyorlardı: ‘Toplumların tarihi, ezenler ve ezilenler arasındaki mücadelenin tarihidir. Çağımıza kadar, bu mücadelelerde ezilenler daima yenilmişlerdir. Fakat 20. yüzyıl tarihimiz, ezenlerin barbarlığına ve bütün baskılarına rağmen ezilenlerin kurtuluşuna sahne olmaktadır. Günümüzde ezenleri temsil eden ve çıkarları uğruna yoksul ulusları boyunduruğu altında tutan emperyalizmdir.’ Günümüz dünyasına bakacak olursak Deniz’lerin daha o günlerde Ama Hangi Cumhuriyet? ‘‘Anayasa ile bağdaşmayan görüşler savunduğuna göre eleştirilere katlanmak zorundadır.’’ İşte bu kadar!... Yargıtay’ın bu kararı tarihsel önemdedir, bir hukuk bilimi dersidir.. İnsanların savunduğu görüşlerle, bu görüşlere eleştiri ve ‘‘kişisel hakları’’ arasında, işgal ettiği mevkiyi de göz önüne alan yeni bir denge söz konusudur.. Başbakanlık Müsteşarlığı koltuğunda 4 yıla yakın bir süredir oturan zattan, intihal yaptığı belgelendiği için akademik titrini kullanması da YÖK tarafından yasaklanan Ömer Dinçer’den bahsediyoruz.. Ömer Dinçer, hakkımda da en az 3 tazminat davası açtı.. Birinin gerekçesi neydi biliyor musunuz? Uzmanı olmadığım konuda işletmecilik kendisini eleştirmeye kalkışmak! Diğerleri ‘‘haksız yere intihal suçlaması’’ ile açılmıştı.. Bu davaların hemen hepsi beraat sürecinde.. Dinçer, neredeyse kendine laf eden herkes hakkında tazminat davası açtı. Başbakanının tam izinde.. ??? Avukatı, Dinçer’in herkes kadar Cumhuriyetçi olduğunu, düşük ücretli bir zenaatkâr oğlu iken devletin en üst düzey memurluğuna yükseldiğini, bunu Cumhuriyet’e borçlu olduğunu, dolayısıyla Ömer Dinçer’in Cumhuriyet Düşmanı olamayacağını vaaz etmiş.. Şüphesiz! Ama nasıl bir Cumhuriyetçi? Avukatı bunu dile getirmiyor.. Bir dizi Cumhuriyet var.. Bizim Cumhuriyet, Anayasa’da ifadesini bulan, laik, demokratik sosyal cumhuriyettir. AKP zihniyeti, Cumhuriyetin bu üç tanımlamasına da fiiliyatta karşıdır.. Laiklik tanımını değiştirmek istiyorlar, İslami devlete ve ülkeye dönüştürecek yeni bir laiklik tanımlaması peşindeler.. Erdoğan olsun, Bülent Arınç olsun laikliği yumuşatmak, her bakımdan ırzına geçilebilecek bir kalıba dökmek istiyorlar.. Laikliğe laikçiliklaikçiler diye saldıran liberal demokratların desteklerinde!.. Cumhuriyet’in demokratik özelliğini de seçilmişlerin mutlak hâkimiyetine dönüştürmek istiyorlar. Kurumların özerkliğinin, kuvvetler ayrılığının, yargı bağımsızlığının, denetimlerin olmadığı, devletin bütün kurum ve kuruluşlarıyla seçilmişlerin mutlak denetimine verildiği bir ‘‘demokrasi’’.. yani bir diktatörlük Cumhuriyeti!.. Cumhuriyet’in sosyal niteliğinin zaten içine ettiler.. Devletin, yurttaşı özgür yurttaş tutacak desteğini adım adım yok ederek, yurttaşı cemaat, tarikat, örgüt ve vakıfların köleliğine terk ediyorlar.. AKP’nin mayası ile Cumhuriyet’in mayası arasında onmaz bir uzlaşmazlık vardır.. ??? AKP nasıl bir Cumhuriyet istiyor? Ömer Dinçer, 1995 yılındaki, Bilgi ve Hikmet dergisinde de yayımlanan tebliğinde, Yargıtay’ın kararına da giren şu sözlerle bunu açıkça belirtiyor: ‘‘.. başlangıçta kurulurken ortaya atılan Cumhuriyet ilkesinin de zayıfladığını ve işlevini kaybettiğini görüyoruz. Halk için ve halk adına yönetim diye tarif edilen Cumhuriyet kavramının aslında artık bizim için çok fazla bir mana ifade etmediğini söylememiz de mümkündür... Türkiye’de Cumhuriyet ilkesinin yerini, katılımcı bir yönetime devretmesi gerektiği ve nihayet laiklik ilkesinin yerinin İslam ile bütünleşmesinin gerekli olduğu kanaatini taşıyorum. Böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıçta ortaya koyduğu bütün temel ilkelerin, Laiklik, Cumhuriyet ve Milliyetçilik gibi birçok temel ilkenin yerine daha çok katılımcı, daha ademi merkezi, daha Müslüman bir yapıya devretmesi sorumluluğu ve artık bunun zamanının geldiği düşüncesini taşıyorum.’’ Ömer Dinçer, bu görüşünü ve sözlerini hiçbir zaman reddetmedi.. Üstelik bütün icraatı da bu görüşleri doğrultusunda oldu.. Başbakanlık Müsteşarlığı koltuğunda Anayasa’da belirtilen Cumhuriyet tanım ve ilkelerine düşman birisi oturmaktadır!... ??? Okurlara yeniden merhaba ve iyi pazarlar! YURTTA ANMALAR ‘İnadına Deniz Gezmiş’iz’ İstanbul Haber Servisi İdam edilen gençlik önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, İstanbul, İzmir ve Adana’da da çeşitli etkinliklerle anıldı. İstanbul’da Gezmiş, Aslan ve İnan için ilk anma etkinliği 68’liler Birliği Vakfı’nca Dolmabahçe Rıhtımı’nda düzenlendi. CHP İstanbul İl Gençlik Kolları, İşçi Partisi Öncü Gençlik ve CUMOK) katılımıyla gerçekleştirilen anmada, ‘‘Emperyalistler, işbirlikçiler 6. Filo’yu unutmayın’’, ‘‘İnadına hepimiz Deniz Gezmiş’iz’’ ve ‘‘Bağımsız Türkiye’’ sloganları atıldı. Grup adına basın açıklaması yapan 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan, Gezmiş, İnan ve Aslan’ın gerçekten tam bağımsız ve demokratik bir Türkiye için savaşım verdiklerini, ancak ABD emperyalizminin işbirlikçileri tarafından idam edildiklerini anımsattı. ENİZ’LERİN YOLUNDAYIZ’ ‘D Irak’ta İşgale Hayır Koordinasyonu, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Divriği Kültür Derneği, Halkevleri, Halkın Kurtuluş Partisi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Türkiye Komünist Partisi üyeleri de Taksim AKM önünde bir araya geldi. Gösteride, yüzlerce kişi, ‘‘İran halkı yalnız değildir, Katil ABD Ortadoğu’dan defol’’ ana pankartı ve ‘‘6. Filo’yu denize dökenlerin yolunda yürüyoruz’’ sloganı ile Dolmabahçe’ye yürüdü. Dolmabahçe Rıhtımı’nda toplanan grup ortak basın açıklaması yaptı. Özgürlük ve Kardeşlik İçin Gençlik Platformu üyesi bir grup da ellerindeki bildiri ve karanfilleri İstiklal Caddesi boyunca yurttaşlara dağıttı. İzmir’de 68 kuşağının önderlerinden Alpaslan Özdoğan, ölümünün 34. yılında İzmir Buca’daki mezarı başında anıldı. Che Guevara’nın mezarından getirilen toprak Özdoğan’ın mezarına döküldü. 68’liler Birliği Vakfı, Adana’da da Deniz’leri yaptıkları açıklamayla andı. Anakent borç batağında ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan’ın soru önergesine verdiği yanıtta, Ankara Anakent Belediyesi’nin, Hazine’ye 1 milyar 643 milyon 799 bin 359 YTL, TEDAŞ’a 2 milyon 531 bin 494 YTL borcu bulunduğunu bildirdi. SHP’li Göğüş’ten açıklama ? İstanbul Haber ServisiTürkiye’de solun seçim ittifakı yapması için ‘‘Zeytin Dalı’’ projesini gündeme getiren SHP’nin basında ‘‘DEHAP’la İttifak yapan’’ parti olarak gösterilmesi nedeniyle bir açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı İlhan Göğüş, ‘‘Biz 28 Mart yerel seçimlerinde sadece DEHAP’la değil 5 sol parti ile ittifak yaptık” dedi. Göğüş, bu tür ifadelerin SHP’nin kurulma amacını, hedeflerini ve projelerini yok sayan, onun ittifak arayışındaki gerçekliklerini görmezden gelen bir nitelik taşıdığını belirtti. S loganlar eşliğinde Mahir Çayan’ın mezarını ziyaret eden yurttaşlar, daha sonra 2 Temmuz Kültür Şehitleri Anıt Mezarlığı’na geçti. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Kazım Genç, burada yaptığı konuşmasında, Sıvas katliamını hazırlayanların bugün iktidar olma noktasında bulunduğunu söyledi. Öte yandan Che Guevara’nın mezarından getirilen toprağın bir kısmı Gezmiş’in, bir kısmı da Çayan’ın mezarı üzerine serpildi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) renişlerinde ve yine Sinan köylülerinin çığlıklarında yaşıyorlar. Emperyalizm yeryüzünden silininceye kadar da yaşayacaklar. Çelenk’in konuşmasının ardından konuşan Ankara 78’liler Derneği Başkanı Ruşen Sümbüloğlu da bir konuşma yaptı Tören Gezmiş, Aslan ve İnan’ın idamlarından önce ailelerine ithafen yazdıkları son mektuplarının okunması ile son buldu. bugünü öngördüklerini rahatlıkla söyleyebiliriz. Deniz’ler bugün TÜPRAŞ ve diğer sendikaların neoliberal politikalara karşı savaşımlarında KESK, DİSK, TMMOB, TTB’nin Sosyal Güvenlik Yasası’na karşı mücadelesinde, Türkiye’nin dört bir yanında sendika hakkı için, işten atılmalara ve taşeronlaşmaya, işyerlerinin kapatılmasına karşı, düşük ücretler ve ağır çalışma şartları için savaşım veren, grev yapan işçilerin di obursali?cumhuriyet.com.tr BAŞSAĞLIĞI Türk sineması kendi üslubunu yaratan, has bir adamını kaybetti. Türkiye büyük bir sanatçı evladını kaybetti... Beyazperdenin büyüsünü gözlerimizden kalbimize indiren, büyük yönetmen, büyük usta, yeri geldi ‘Kadının Adı Yok’ diyerek, kadınlara ad verdi, kimi zaman ‘Selvi Boylu Al Yazmalım’ diyerek, ‘aşk’ dahil her şeyi elde etmenin ancak emek sarf etmekle mümkün olacağını bize gösterdi. Kimi zamansa ‘Bir Yudum Sevgi’ diyerek, özlemimizi, açlığımızı sevgi ile dindirmeye çalıştı... Şimdi o yok, sevginin kulvarında tutmak için bize ilk elden Bir Yudum Sevgi sunan, her yaşını yaptıklarıyla genç kalarak yaşayan VEFAT USTAMIZ, AĞABEYİMİZ Baromuzun 13096 sicil sayısına kayıtlı AVUKAT ATIF YILMAZ’ı kaybettik. Cenazesi 7 Mayıs 2006 Pazar günü (Bugün) Beyoğlu Emek Sineması’nda saat 10.00’da yapılacak tören sonrası Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğlen namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecektir. TUNCAY ERDOĞDU Vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 07.05.2006 Pazar günü (Yarın) Cevizli Kavaklı Camii’nde kılınacak ikindi namazını müteakip ebedi istirahatgâhına defnedilecektir. Merhuma Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz. Film Yönetmenleri Derneği İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI Esas No: 2005/71 / Karar No: 2006/35 Davacılar vekili Av. Mehmet Çakır tarafından davalılar aleyhine açılan satış suretiyle ortaklığın giderilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; Davanın kabulü ile, Nevşehir ili, Kozaklı ilçesi, Bağlıca Mahallesi Yeniyapan mevkii 283 ada, 25 parsel sayılı 6840 m2 büyüklüğündeki tarlanın açık arttırma ile satılmak suretiyle ortaklığın giderilmesine, satış bedelinin dava konusu taşınmaza ait tapu kaydı ile mahkememizin 2005/117116 Karar sayılı veraset ilamındaki hisseleri oranında taraflara dağıtılmasına, satış işlemleri için Kozaklı İcra Müdürü’nün görevlendirilmesine, satış bedeli ücretinden %09 (binde dokuz) harç alınmasına davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiklerinden AÜT uyarınca belirlenen 200 YTL maktu vekâlet ücretinin taraflardan tapu kaydı ve veraset ilamındaki hisseleri oranlarında tahsil edilerek davacılara verilmesine, davacılar trafından yapılan 322,50 YTL. yargılama giderinin tapu kaydı ve veraset ilamındaki hisseleri oranında üzerlerinde bırakılmasına HUMK. 437. maddesi gereğince 8 günlük yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar davalılar Fadime Ateş ve Sahriye Lengerli’ye tebliğ edilemediğinden Tebligat Kanunu’nun 28. maddesi gereğince karar yerine kaim olmak üzere adı geçen davalılara ilanen tebliğine, ilanın tebliğinden itibaren 1 hafta içinde kesinleşmiş sayılacağı ilanen tebliğ olunur. Basın: 13874 ATIF YILMAZ’a biz şimdi kucak dolusu sevgi sunuyoruz... Kendisine Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum... KOZAKLI SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN CUMOK’LARDAN GEÇMİŞ OLSUN DİLEĞİ Gazetemize yapılan bombalı saldırıyı gericiliğin çaresizliğinin bir dışa vurumu olarak değerlendiriyor ve geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. CUMOK OLUŞUM TEMSİLCİLERİ Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz Çankaya Belediye Başkanı İç Anadolu Belediyeler Birliği Başkanı Sayı: 2003/1005 Davacı Süleyman Sezer vs. vekili tarafından davalılar Ali İnce vs. aleyhlerine açılan verasetin iptali davasında; Kök miras bırakan Antalya Merkez Kızıltoprak Mah. 121 hanede nüfusa kayıtlı Hafız Hüseyin ve Şerife’den 1309 tarihinde doğan Arif’in Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1996/2299 esas 1997/73 karar sayılı mirasçılık belgesinde mirasçılarından Lütfiye Piyancı’nın tek çocuğunun Durali Pisbıyıklar olduğu kabul edilmiş olup, oysa Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1993/133 esas 1994/1137 karar sayılı veraset ilamında Dudu Şalgamcılar ve Durali Pisbıyıklar adında iki çocuğu olduğunun tesbit edildiği belirtilerek iki veraset belgesi arasındaki çelişkinin giderilmesi Lütfiye Piyancı’nın mirasçılarının saptanması gerçeğe aykırı olan mirasçılık belgesinin iptali ve kök mirasçılarından Hafiz Hüseyin ve Şerife’den 1309 tarihinde doğan Arif’in mirasçılık belgesinin verilmesi için açılan dava tebligat yapılamayan davalılar Ayten Tanrıöver, Nihal Göçmen, Rasime Yıldırım, Sabiha Erol, Hatice Erol, Fatma Erol, Ömer Erol, Ziya Erol, Fevziye Erol, Nafi Erol, Nadiye Yılmaz, Mahmut Yılmaz, Mürüvvet Yılmaz, Hikmet Güner, Sevim Önal, İhsan Güner, Kamile Güner, Fatma Güner, Berrin Güner’in adreslerine tebligat yapılmadığından mahkemece ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olup, adı geçenlerin duruşmanın bırakıldığı 6.7.2006 günü saat: 11.00’de mahkememizde hazır bulunmaları ya da kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri aksi halde yargılamanın yokluklarında yürütüleceği hususunda dava dilekçesi özeti ilanen tebliğ olunur. 24.4.2006 (Basın: 21694) ANTALYA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle