Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 2006 SALI 6 HABERLER Şeref salonundaki defter bazı siyasilerin özür dileme veya bağışlanma dilekçesine döndü SALI ORHAN BURSALI Ecevit’in ziyaretçileri Ömer Dinçer’in maaşını sordu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’in aylık ücretini sordu. Şimşek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde, Müsteşar Dinçer’in maaşının ve ek ödemelerle birlikte kendisine ödenen aylık ücretin ne kadar olduğunu öğrenmek istedi. Müsteşarlığa getirildikten beri Dinçer’e ödenen toplam para miktarının da açıklanmasını isteyen Şimşek, ‘‘Ömer Dinçer’in, ek ödemelerle birlikte maaşının 15 bin YTL’yi bulduğu iddiaları doğru mu’’ diye sordu. Ezberin Bozulması Danıştay’daki kanlı baskında katilin ‘‘türban için öldürdüm!’’ açıklamasının ertesi günü, şeriatçıdinci basında, boy boy ‘‘derin devlet ilişkileri ve fotoğrafları’’ ve öyküleri yayımlandı.. Dinci iktidar mensupları, ‘‘Olayı beyinlerimizde çözdük, şimdi delil arıyoruz’’ diyordu (Murat Yetkin, Radikal). Sadece dinci iktidarın üst düzey yöneticileri mi? İktidarın, her köşede yer tutan destekçileri de olayı ‘‘beyinlerinde çözmüş’’lerdi! Kolay yutulur bu öykünün üzerine atlayan atlayana! Dinci şeriatçı beyinlerin baş düşmanları ordusubay vb. olduğu için, onlar görevli basın! İnsanın ezeli ve ebedi yanılsamalara açık beynine daha önce yerleşmiş olan ‘‘derin devlet’’ şablonunun (folderdosya!) aydın kafalarda da varlığı, ebedi varlığı ortaya çıktı. Fotoğrafıyla, yazısıyla, öyküsüyle, emekli subayı ile, bu senaryolar beyindeki açık dosyanın içine hemen şıp diye düşüverdi! Ve prototip kalıp senaryolar köşelerde üretilmeye başlandı.. Yazarlarının siyasal kimliklerine bakıyorum: Hepsi bir şekilde AKP destekçisi.. Orduya, Cumhuriyete, (savunur görünse bile) Cumhuriyet gazetesine, emekli subaylara karşı AKP müttefiki.. İkinci cumhuriyetçi.. Mutlak (neye mal olursa olsun!) AB’ci. Kürtlerin bağımsızlığından yana.. Hepsi türbancı! Ve bazılarının bir niteliği de soykırımcı olmaları! AKP ile kurdukları bu müthiş ittifak, Danıştay’daki katliamda, yeraltından gayzer gibi gökyüzüne fışkırdı! ??? AKP beyinleri o kadar yıkıyor ki, ‘‘Ordunun müdahale dönemi bitmiştir’’ diyen ve sivil muhalefette yer alarak, siyasal faaliyetini sürdüren Emekli Tuğgeneral Doğu Silahçıoğlu da, Başbakan Erdoğan’ın ürettiği ‘‘Karanlık Çete’’nin başına getirildi! TV’yi zaplıyorum, Kanal 7’de, yukarıdaki ekipten bildik isimler, başlarında Yeni Şafak isimli gazetenin çift adlı yazarı, AKP’ce piyasaya sürülen senaryoları örüyor.. Tam günü ve zamanı; ya bugün, ya hiç, saldır saldırabildiğine! Hürriyet’e bakıyorum: İç İşleri Bakanı, Adalet Bakanı, Emniyet Genel Müdürlüğü, onların hiçbiri ‘‘Susurluk benzeri bir çete’’den bahsetmediklerini belirtiyorlar! Hürriyet soruyor: O halde derin çeteyi kim ileri sürdü? ??? Öğrendiklerimizi sıralayalım: 1) AKP zokasını, iktidara yağcılık ve menfaata açık durma gibi nedenlerle yutmaya her zaman hazır bir kamuoyu ve gazeteci yazar takımı var! 2) AKP, devlet içinde kendine bağlı bir gizli örgüt mü kurdu? Daha doğrusu emniyette, MİT’te veya bunlara bağlı ayrı bir birim olarak? Bu senaryoları kim üretti? 3) Dincişeriatçı basının basında esas ideolojik görevi pratikte artık yadsınamaz hale geldi.. Fethullahçı gazetenin anlı şanlı ve kimi de unvanlı yazarlarının da fonksiyonları açığa çıktı! 4) Ortalıkta gerçekleşmeyen bir senaryo var.. bu senaryonun köleleri şimdi yazdıklarını ne yapacaklar? 5) Yasal siyasal görüşler barındırmanın, emekli subaylar için yasak olduğu anlaşıldı! 6) Bu subayların, AKP’nin Fethullahçı, dincişeriatçı istihbarat ekiplerince sürekli gözaltında tutuldukları, izlendikleri, fotoğraflandıkları, fişlendikleri açığa çıktı! AKP, ordu ve subaylara karşı savaş içinde! 7) Olay örtbas edildi: Katilin Göztepe Camii gösterisinde bile varlığı kanıtlanan, dinci mukaddesatçı kimliği ve ‘‘Cinayeti türban için işledim’’ açıklamaları gözlerden saklandı ve unutturulmaya çalışıldı... Soykırımcılar, Kürtçüler, liberaller, eski solcular, ikinci cumhuriyetçiler de bu tuzağın kurulmasında işbirliği yaptılar.. ??? Danıştay baskını, Cumhuriyet için bir milat konumu kazandı. AKP’nin müthiş bir işbirliğine, sakinliğe ve desteğe ihtiyacı var: Yaşasın CHP; hızır gibi yetişti ve yeni sağa açılma politikasının gereği olarak Baykal Erdoğan ile el ele fotoğraflar çektirdi. AKP’de bir panik daha var: Dünkü Fethullahçı gazete Zaman’ın başlığı bunu çok iyi anlatıyor: Siyaset ve iş dünyasından çağrı: Birlik tablosu devam etmeli! Yani Erdoğan ve AKP iktidarını kurtarma tablosu! Gayret CHP! ‘Saldırı laik Cumhuriyete’ ? MERSİN (Cumhuriyet) Tarsus’ta sivil toplum kuruluşları ve bazı siyasi parti ilçe teşkilatları, gazetemize ve Danıştay’a yönelik saldırıları protesto etmek için ortak açıklama yaptı. Saldırıların laik Cumhuriyete yönelik olduğu kaydedilen açıklamada, ‘‘Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni böldürmeyeceğiz. Tek bayrak altında kardeşçe yaşayacağız. Birliğimizi, bütünlüğümüzü bozdurmayacağız’’ görüşlerine yer verildi. AHMET TAN ugün Bülent Ecevit’in uzun uykusuna yatmasının 13. günü. Önceki gün 82 yaşına basan eski Başbakan ve DSP’nin kurucusu Ecevit için eşi Rahşan Hanım, Ecevit’in hep ‘‘meslektaşlarım’’ dediği gazeteciler ile birlikte hastanenin karşı kaldırımında beyaz güvercinler uçurarak beyaz bir pasta kesti. Tam 82 beyaz güvercin mavi gökyüzüne bırakıldı. Siyaset demek simge demek. Güvercin, Ecevit’in kurduğu partinin simgesi. Tıpkı Ecevit’in kasketi gibi. Güvercinin ve kasketin gerçek sahibinin kim olduğunu halkımız biliyor. Belli ki kimi siyasetçiler bilmiyor. Zaten halkın bildiği birçok şeyi kimi siyasetçiler pek bilmiyor. Sözgelimi Sayın Başbakan da tuttu, AKP’nin bir toplantısında güvercin uçurdu. Güvercinli partinin genel başkanı Zeki Sezer ise haklı olarak isyan etti: ‘‘Sayın Erdoğan’’ dedi, ‘‘senin eline güvercin yakışmıyor. Sen alaca karga uçursan daha tutarlı olursun!’’ Aslında Tayyip Bey çok tutarlı. Artık ‘‘Ak’’lığı sadece adında kalmış olan partisinin adını da Ecevit’in ‘‘Ak günleri’’nden almıştı. B ? Ecevit’e karşı yaptıkları siyasal, duygusal veya beyhude/absürd yanlışlar nedeniyle gelip bunun için GATA’da ayrılan deftere özür, pişmanlık, elem, keder içinde olduklarını ifade eden sayın siyasiler veya kendisinden helallik talep edenler son derece saygın ve bugüne dek pek rastlanmadık bir tutum ve asalet sergiliyorlar. Bu, siyasette belki de bir ilktir. Onursal Başkanı Ecevit’i ziyarete gelenler arasındaydı. ORUMSUZLUĞUN YÜKÜ S Çevikçe, Şeref Salonu’ndaki ziyaretçi defterine şu satırları yazdı: ‘‘Sevgili Genel Başkanım, Sayın Başbakanım, Kendimi, sizin CHP’den gitmenize neden olan hareketin en önde gelen sorumlusu sayıyorum. O büyük hata, hem CHP’yi bugünkü duruma getirdi hem de sizin ülkeye daha etkin ve uzun hizmet vermenizi engelledi. Huzurunuza bu ciddi hatamızın ve sorumsuzluğumuzun yükünü ve elemini sonuna kadar taşıyacağımı belirtmek için geldim. Derin sevgilerimle. Erol Çevikçe’’ Kendisinden aldığımız izinle aktardığımız bu satırları keşke Ecevit de okuyabilseydi.. Öteki ziyaretçilerin isimlerini GATA’nın karşısında günlerdir 24 saat nöbette olan sevgili gazeteci meslektaşlarımız tek tek biliyorlar. Ama bu ziyaretçilerden bazılarının yazdıklarının özür veya helallik isteklerinin, onların izinleri olmadıkça açıklanmaması gerekir. Kimsenin kimseyi pişman olduğu için pişman etmeye hakkı olamaz. Söz konusu ziyaretçiler ve özellikle de uzun yıllar milletvekili, bakan veya parti yöneticisi olarak Ecevit’e yakın olanlar ve bir biçimde ondan koparak yollarını ayıranlar, elbette nedamet ya da helallik için Ecevit’in yatağa düşmesini beklemediler. Belli ki o talihsiz rüzgâr yüzünden geldiler.. Evet, onları Ecevit’e getiren, Ertuğrul Özkök’ün deyimiyle ‘‘Cumhuriyetimizin 11 Eylül’ü’’nün, Danıştay’a yani milletin vicdanına yapılan kanlı saldırının rüzgârıydı... Malum, insanları en çok korkutan rüzgâr, onların en saklı yerlerini açan rüzgârdır. Ecevit’in defterine düşülen örtülüörtüsüz siyasetçi özürlerine gelince... Bir siyasetçinin kendi günahlarını ortaya dökmesi elbette büyük bir medeni ve siyasi cesaret ister. Ama yine de bu türden cesaretin öteki siyasetçilere sirayet etme tehlikesi pek yok. Keşke olsaydı. Özet mi? Ecevit’e karşı yaptıkları siyasal, duygusal veya beyhude/absürd yanlışlar nedeniyle gelip bunun için ayrılan deftere özür, pişmanlık, elem, keder içinde olduklarını ifade eden sayın siyasiler veya kendisinden helallik talep edenler son derece saygın ve bugüne dek pek rastlanmadık bir tutum ve asalet sergiliyorlar. Bu, siyasette belki de bir ilktir. Çok şükür ki Ecevit’in Türk siyasetine kazandırdığı tek ‘‘ilk’’ de bundan ibaret değildir. İEcevit’in güvercinine ve kasketiKİ TÜR DEFTER ne talipliler artadursun, GATA’ya gelen ziyaretçiler de her siyasi lidere nasip olmayan türde cilt cilt birer armağan paketi oluşturuyor. Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde 11 gündür tutulan iki tür defter var. Birisi GATA’nın karşı kaldırımında kamp kuran ve elleri yüreklerinde günlerdir bekleşen partililerin çadırında tutuluyor. Bu defterlere yurttaşlar ve yurdun dört bir yanından gelen partililer şifa dileklerini ve duygularını yazıyor. Öteki defterler ise hastanenin şeref salonunda ve siyasetçilere ayrılmış durumda. Uzak ve yakın geçmişin tüm siyasetçileri son derece hürmetkâr ifadeler kullanarak şifa dileklerini bu deftere yazıyorlar. Elbette bugünküler de... Ama şeref salonunun bu defterleri bazı siyasiler için ise daha çok pişmanlık bildirme, özür dileme veya bağışlanma dilekçesine dönüşmüş durumda. CHP’nin Atatürk ve İnönü’den sonraki 3. genel başkanı olan ve daha sonra DSP’yi kuran Ecevit’in, yarım yüzyılı bulan siyasal yaşamında birlikte çalıştığı, sonra da kaderin yol ayrımına getirdiği bazı siyasetçiler belli ki işi Mahkemei Kübra’ya bırakmak istemiyorlar. Bülent Ecevit’e yurttaşların ziyaretleri dün de sürdü. ( AA) 30 derecede nöbet ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Geçirdiği beyin kanamasının ardından Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) ameliyat edilen ve komadan çıkamayan eski Başbakan, DSP Onursal Genel Başkanı Bülent Ecevit’in sağlık durumunda bir değişiklik yok. Ecevit’e yurt çapından ziyaretler, artan sıcaklarla birlikte azalmasına karşın dün de sürdü. Ecevit’in tedavi gördüğü GABaşbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın bu konudaki niyetlerini yazılı olarak belirleme ve Ecevit hakkındaki samimi duygularını öğrenme olanağı olmadı. İki lidere de defter uzatılamadı. Onlardan da bu yönde bir istek gelmedi. Böylece Erdoğan ile Baykal’ın Ecevit hakkındaki samimi hissiyat ve fikriyatını kendi el yazılarıyla belgeye dönüştürme fırsatı da kaçtı. TA’ya dün Karabük ve Safranbolu teşkilatlarından partililer geldi. Hastanenin karşısındaki duvarlara, üzerlerinde ‘‘Ecevit, dön bize’’, ‘‘İşçi köylü babası biz geldik’’, ‘‘Sen bu ülkenin kutupyıldızısın’’, ‘‘Senin adını dağlara, taşlara ve yüreklerimize yazdık’’ yazan pankartlar asıldı. Kurulan çadırlarda yurttaşlar, Ecevit’e mesajlarını yazmayı sürdürürken, bugüne kadar 20 cildin dolduğu bildirildi. rışma’’ ve ‘‘helallik alma’’ vesilesi olarak değerlendirmek istiyorlar. Kimileri ise yaptıkları siyasi yanlışlar, kabahatler ve hatalar için ya da sırt çevirdikleri, terk ettikleri için Ecevit’ten bazen mahcup, bazen de çok ‘‘harbi’’ bir biçimde özür diliyorlar. En açık sözlü (ve yazılı) olan ziyaretçilerden biri de Ecevit’in 1980’den önce kurduğu hükümetlerde bakan olarak görev yapan Sayın Erol Çevikçe. Karaoğlan CHP’sinin en önde gelen siyasetçilerinden olan Çevikçe, daha sonra Deniz Baykal ile bir olup Ecevit’e karşı bayrak açanların başında yer almıştı. CHP’li Çevikçe, GATA’ya DSP Sağda sürpriz ziyaret ? ANKARA (ANKA) Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, DYP’li Aydın Menderes ile görüştü. Mumcu’nun geçen hafta evinde ziyaret ettiği bildirilen Menderes, görüşme ile ilgili olarak ‘‘Sayın Mumcu takdir ettiğim bir siyaset adamımızdır’’ dedi. Menderes, ‘‘Siyasetin, siyasi partilerin yürüttükleri gidiş bu görüşmenin dışındadır. Günlük politikadaki ve partilerdeki gelişmeler üzerinde durulmamıştır. Kendisi zaten birlikte siyaset yapma gibi bir teklifle gelmemiş, bu gibi konular zaten söz konusu görüşmede hiç yer almamıştır’’ dedi. BARIŞ HELALLİK Siyasetçi ziyaretçiler, bu ziyaretlerini usturuplu bir üslupla bir tür ‘‘ba Gülen sorusuna bir cümlelik yanıt ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’li Mustafa Gazalcı, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Fethullah Gülen’in avukatlarına ‘‘Fethullah Gülen dinler arası barış ve hoşgörü için çalışıyor’’ gibi yoruma dayalı belge verdiğini hatırlatarak emniyetin böyle bir belge verme yetkisinin bulunup bulunmadığını sormuştu. Gazalcı’nın 8 soruluk önergesini tek cümle ile yanıtlayan Aksu, belgenin avukatların başvurusu üzerine bilgi edinme yasası kapsamında verildiğini savundu. ETKİNLİKLERLE KUTLANDI EMİNE ERDOĞAN’A ELEŞTİRİ: İstanbul’un fethinin 553. yıldönümü ANKARA/İSTANBUL (Cum tanbul’u ülke topraklarına katan huriyet) Cumhurbaşkanı Ahmet Fatih Sultan Mehmet’in, yenilikNecdet Sezer, İstanbul’un ev sa çi, ileri görüşlü kişiliği, barış ve hipliği yaptığı çeşitli uygarlıklar hoşgörü ortamını oluşturduğunu dan ve kültürlerden bugüne taşı ifade etti. nan mirası korumanın, dokusuna Başbakan Recep Tayyip Erdozarar vermeden geleceğe aktar ğan, İstanbul’un, insanlığın ortak manın, kendimize karşı olduğu kültür ve mirasında özel bir yere kadar, insanlığa karşı da sorum sahip olduğunu vurguladı. Erdoluluk olduğunu bilğan, dünyanın eski dirdi. ve en gözde kentle? Sezer, fethin Cumhurbaşkanı rinden biri olan İstarihin akışını Sezer, İstanbul’un fettanbul’un fethinin, değiştiren hinin 553. yıldönütarihin akışını değişinsanlığın önüne mü nedeniyle mesaj tirdiğini, yeni bir çayeni ufuklar açan ğın başlangıcı kabul yayımladı. Ortaçağın kapanmasını ve yebüyük bir dönüm edildiğini anımsattı. niçağın başlangıcını Kutlamalar kapsanoktası olarak simgeleyen İstanmında İstanbul Belganıldığını bul’un fethinin, sisradkapı’da düzenlevurguladı. temli, disiplinli, plannen törende fetih canlı çalışmalarla gerlandırıldı. çekleştirilmiş, siyasal ve askeri Vali Muammer Güler, Büyüksonuçlarıyla geleceğin biçimlen şehir Belediye Başkanı Kadir Topmesinde önemli rol oynadığına baş ve 52. Zırhlı Tümen Komudikkati çeken Sezer, İstanbul’un tanı Tümgeneral Muzaffer Cengiz fethinin, tarihin akışını değişti Arslan’ın katıldığı törende top ren, insanlığın önüne yeni ufuk atışları ve Mehteran Bölüğü’nün lar açan büyük bir dönüm nokta marşları eşliğinde yeniçeriler İssı olarak anıldığını vurguladı. İs tanbul’un fethini canlandırdı. Çağdaş ve laikliğe yakışır şekilde giyinin İstanbul Haber Servisi CHP İz kıyafetlerle Türk kadınını temsil etmir Milletvekili Canan Arıtman’ın meye kalktığına dikkat çeken İşardından Kadın Hakları Koruma ler, ‘‘Kendisinin bu kıyafetlerinDerneği de Başbakan Recep Tay den çağdaş Türkiye Cumhuriyeti yip Erdoğan’ın eşi Emine Erdo kadınları olarak utanıyoruz’’ ifağan’ın giyim tarzını eleştirerek Er desini kullandı. İşler, ‘‘Emine Erdoğan’ın çağdaş ve laik Türki doğan’dan, başındaki o acayip kapye’ye uygun şekilde giyinmesini is lamayı çıkarmasını ve çağdaş, laik Türkiye’ye yakışır bir şekilde giyintedi. mesini rica ediyoruz. Gazetemizi ziyaret eden Kadın Hakları ? Kadın Hakları Erdoğan gibi giyinen tüm AKP’li bakanlaKoruma Derneği GeKorume Derneği rın eşleri için de bu rinel Başkanı Gönül İşBaşkanı Gönül camız geçerli’’ diye ler, Erdoğan’ın kıyaİşler, Erdoğan’ın konuştu. fetini eleştiren ArıtCHP İzmir Milletman’ı destekledikleri kıyafetini eleştiren ni söyledi. İşler, der milletvekili Canan vekili Canan Arıtman, bir süre önce Emine nek olarak yaklaşık 1 Arıtman’ı Erdoğan’a bir mekyıl önce kendilerinin desteklediklerini tup göndererek giyim de Emine Erdoğan’a söyledi. tarzının Türk kadınıbir mektup yazıp 3 penı rencide ettiğini vurruk yollamayı düşündüklerini anımsatarak ‘‘Ancak son gulamış ve ‘‘Modern Türkiye Cumra bu girişimimizden vazgeçtik. huriyeti’nin kadınları tesettürsüz, Çünkü Emine Hanım’ın kendiliğin çağdaş, Batılı giyim tarzını benimden bu kıyafetlerden vazgeçerek semiştir. Giyim tarzınızı değiştirmeçağdaş bir kılığa bürünmesini bek yecekseniz dış gezilere katılmayın, ledik. Ama olmadı’’ dedi. Emine Er evde oturun. Bu halinizle Türkidoğan’ın özellikle uluslararası top ye’yi dünyada iyi temsil edemiyorlantılarda ve yurtdışı gezilerde bu sunuz’’ obursali?cumhuriyet.com.tr GENEL DEĞERLENDİRME RAPORU Hasta hakları ihlali ilk sırada ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı, 2005 yılı ihlal iddiası başvurularına ilişkin genel değerlendirme raporunu yayımladı. Rapora göre, geçen yıl en çok sağlık ve hasta hakkı, mülkiyet hakkıyla çalışma ve sözleşme hürriyeti ihlali iddialarıyla ilgili başvuru yapıldı. İnsan Hakları Başkanı Mustafa Taşkesen imzasıyla Başbakanlık Basın Merkezi tarafından yapılan açıklamada, kurullara 2004 yılında 847 başvuru yapılırken bu sayının 2005 yılı için yüzde 62 artarak 1377’ye ulaştığını kaydetti. AB’nin 2005 yılı Türkiye İlerleme Raporu’nda da belirtildiği gibi 2004 yılında hak ihlali başvurularının ciddi bir kısmını ‘‘işkence ve kötü muamele’’ iddialarının oluşturduğunu belirten Taşkesen, 2004 yılında işkence ve kötü muamele iddiasıyla 158, adil yargılama hakkı için 131, kişi hürriyeti ve güvenliği nedeniyle de 121 başvuru yapıldığını kaydetti. Taşkesen, geçen yıla ait verilere göre ise sağlık ve hasta hakkı ihlali iddiasıyla 211, mülkiyet hakkı ihlali iddiasıyla 208, çalışma ve sözleşme hürriyeti hakkı için de 203 başvuru yapıldığını belirtti. Ferhat Tunç’a destek ? İstanbul Haber Servisi Sanatçı Ferhat Tunç’un Özgür Gündem gazetesinde yayımlanan bir yazısı nedeniyle ‘‘adliyenin manevi şahsiyetine hakaret ettiği’’ gerekçesiyle yargılanmasına yarın saat 10.00’da Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek. Munzur Aydın ve Sanatçılar Platformu tarafından yapılan açıklamada, ‘‘düşünceyi yargılayan bir ülke’’ olma utancından bir an önce kurtulmak gerektiği ifade edilerek dayanışma çağrısında bulunuldu. CUMHURİYET 06 K