19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 2006 SALI 10 KAVŞAK ÖZGEN ACAR DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Askeri kamyon sivil araçlara çarptı. Kaçan ABD askerleri kalabalığa ateş açtı Arkeolojinin Laboratuvarı Türkiye Geçen yıl Türkiye’de yapılan 339 arkeolojik kazı ve yüzey araştırması gibi bir sayının dünyanın hiçbir yerinde benzeri yok. Çeşitli yokluklar içinde sürdürülen bu çalışmalar, Anadolu’nun eşsiz bir arkeoloji laboratuvarı olduğunu kanıtlar. Çanakkale’de 28’incisini izlediğimiz ‘‘Uluslararası Arkeoloji, Araştırma ve Arkeometri Çalıştayı’’ hakkında geçmiş yıllarda Amerika Arkeoloji Enstitüsü Başkanlığı da yapmış Prof. Dr. John Russel’ın, enstitünün dergisindeki yazısında ‘‘Keşke tüm ülkeler Türkler gibi böyle arkeoloji çalıştayları düzenleseler’’ sözü unutulamaz. Bu yıl da arkeologlar, sanat tarihçileri, arkeometri alanında çalışan bilim insanları, dünden itibaren beş gün boyunca Çanakkale’de bir yandan geçen yılın buluntularını, sorunlarını anlatırken bir yandan da hesap veriyorlar. Geçen yıl Bakanlığın bir önceki yıla kıyasla kazı ödeneklerini üç kat arttırarak 8.5 milyon YTL’ye çıkardığını öğrenmek, sevindirici bir açıklama idi. Ancak bu ödenekler devlet bütçesinden değildi. Kültür, Maliye Bakanlığı’na göre Türkiye’de üvey evlattı. Bereket Döner Sermaye İşletmesi (DÖSİM) vardı. Kültürel Varlıklar ve Müzeler Genel Müdürü Orhan Düzgün’ün açıklamaları, Türk kazı başkanlarını umutlandırdı. ABD’nin Kâbil kazası ? Afganistan’da sivillerin ölümüne yol açan ABD’ye tepki gittikçe büyüyor. ABD askeri kamyonunun sivilleri taşıyan araca çarpması sonucu 3 kişi ölünce, halk ayaklandı. Korkuya kapılan ABD askerlerinin açtığı ateş 1’i çocuk çok sayıda kişinin ölümüne yol açtı. Haberin duyulması üzerine Afganlar sokaklara döküldü. Dış Haberler Servisi Afganistan’ın başkenti Kâbil’de, ABD askeri kamyonunun içinde sivillerin bulunduğu araçlara çarpması ve kazada 3 kişinin ölmesinin ardından halk ayaklandı. Kaçmaya çalışan ABD askerlerinin kalabalığa ateş açtığı ve biri çocuk en az 4 Afgan’ın öldüğü iddia edilirken başkent büyük çaplı ABD karşıtı protestolara sahne oldu. Taliban güçlerine karşı birbiri ardına düzenlediği operasyonlarda çok sayıda sivilin ölümüne neden olan ABD’ye karşı Afgan halkının tepkisi büyüyor. Kâbil’de dün Amerikan askerlerini taşıyan bir kamyonun frenlerinin boşalarak kalabalığın içine dalması ve 3 kişinin ölümüne yol açması tetiği çekti. Polis, kamyonun trafiğin yoğun olduğu saatte işlek bir pazar yeri ve otobüs terminali yakınında sivillere ait 78 araca çarptığını, olayda 3 kişinin öldüğünü, 16 kişinin yaralandığını açıkladı. Kanatlı Denizatı Kanatsız Uçtu mu? Kültür ve Turizm Bakanlığı müfettişlerinin, beş aylık araştırmadan sonra Uşak Müze Müdürü Kazım Akbıyıkoğlu hakkında ‘‘katli vaciptir’’ fermanını Bakan Atilla Koç’a onaylattıkları, bir gazetemizde açıklandı. Haberden öğrendiğimize göre ‘‘Karun Hazinesi’’ndeki mitolojik yaratık ‘‘kanatlı denizatı’’ sahte idi. Sorumlu Müdür yalnız görevden değil, memuriyetten de uzaklaştırılacaktı. Müdürün avukatlığını yapacak değiliz. Medyanın, Cumhuriyet’e bomba atanlar ile Danıştay’a saldıranlar konusunda olmadık savlarla sergilediği Muzaffer Tekin’in yargı aşamasında salıverilmesini anımsatmakla yetineceğiz. Soruşturmayı ‘‘imzasız ihbar mektubu’’ üzerine başlatan Kültür Bakanı’na müfettişlerin raporunu okumadık. Başta Sayın Koç olmak üzere konuyla ilgili yetkililere bazı sorular sormamıza izin vereceklerine inanıyoruz. Acaba rapor, ‘‘söylentiler’’ dışında daha önce sorup da yanıt alamadıklarımıza ek olarak ‘‘bilimsel’’ içerikli şu sorulara yanıt veriyor mu? Karun Hazinesi olayını 36 yıldır soruşturan, izleyen bir gazeteci olarak bu soruların açık seçik yanıtları kamuoyuna açıklanırsa seviniriz. Aksi halde rapor inandırıcı olmayacaktır: 1. Kanatlı denizatı kaç ayar altın idi? Kayıtlarınızda ayar bilgisi var mı? ABD’den geldiğinde bunun kaç ayar altın olduğu saptadı mı? Bu bilgi yoksa sahteliği nasıl anlaşıldı? 2. Kesin dayanak olmayınca New York Metropolitan Sanat Müzesi’nden (MET) bu konuda bilgi istendi mi? Yanıt geldiyse eldeki nesnenin ayarı ile kıyaslandı mı? İstenilirse MET yetkililerinin ad ve adreslerini verebilirim. 3. Hazine Uşak’ta dört ayrı ‘‘tümülüsten (anıt mezar)’’ çıkan nesnelerden oluşuyor. Müfettişler, bunlardan birine MET’in neden ‘‘kuyumcu tümülüsü’’ dediğini herhalde biliyorlardır. Bilmeyenlere söyleyelim. Pek çok kuyumcu kalıbı ve bu kalıptan dökülmüş çeşitli altın takılar ve hatta bir parça altın külçe bir tümülüsten çıkmıştır. Eldeki öteki özgün altın parçalarla ayar kıyaslaması yapıldı da mı sahte olduğu anlaşıldı? 4. Altın, doğada genellikle gümüş ve bakır ile birlikte bulunur. Bu maddelerin hangi maden ocağından geldiğini gösteren, bir anlamda madenin parmak izi niteliğinde özellikleri vardır. Hazinedeki altın ve gümüş analizleri MET’te yapılmış, hatta bazı sonuçlar da 1984’te açıklanmıştır. Eldeki ‘‘kanatlı at’’ ile MET’in parmak izi analizleri kıyaslandı mı? Bu analizi yapacak dünyanın sayılı uzmanlarından, bu hazine üzerinde de çalışmış Amerika’da görevli bir Türk arkeoloğunun adını verebilirim. 5. Bu eserler İÖ 6. yüzyılda yapılmışlardı. O tarihlerde lehim bilinmiyordu. İki altın parçası birleştirilmek istendiğinde lehim yerine 23 ayar daha düşük altın kullanıyordu. Isı fazla kaçırıldığında parçalar eriyor, sanatçının çabası boşa gidiyordu. O dönemin kuyumcuları, altın parçaları birleştirmek için ilginç bir yapıştırıcı kullanıyorlardı. Bu yapıştırıcı, ‘‘mürekkepbalığının henüz sertleşmemiş kıkırdağı’’ idi. Bu teknik, özellikle ana parça üzerine bezeme amacıyla eklenen altın ‘‘granüle (damlacık)’’ yönteminde çokça uygulanıyordu. Günümüz kuyumcuları ise (bu yöntemi bilmedikleri için) lehim yeri belli olmasın diye 10 mikron altını elektrolizle kaplarlar. Bu uygulama da laboratuvar analizlerinde belirlenir. Özellikle kanatlı denizatının balığımsı gövdesinin altındaki sarkaçlar için de böyle bir analiz yapılmış mıdır? Nesnenin kalıbı çıkarılıp elbette yeniden dökülebilir. Sallantı saçaklar ayrı ayrı çalışılarak, ana gövdeye göre birleştirilmesinde antik yöntem mi yoksa günümüz Kapalıçarşı yöntemi mi uygulanmıştır? İstendiği takdirde bu konuda uzman bir Türk arkeoloğunun adını da verebilirim. 6. Saçakların ucundaki çiçek tomurcuklarının içinde bazı cam parça kalıntıları var. Bu kalıntılar yuvalarına ‘‘uhu’’ gibi nesnelerle mi tutturulmuş ki bunların sahteliğine karar verilmiştir? Elbette resimler üzerinde kıyaslama yapılabilir. Ancak, günümüz ‘‘bilim ve teknoloji’’ dünyasıdır. Bu satırları Çanakkale’deki çalıştaydan yazıyorum. Her yıl arkeologlar, kimyagerler, fizikçiler, karbon 14, ısı ışınlaması, nükleer analiz gibi araştırmalarını ‘‘arkeometri’’ bölümünde açıklarlar. Arkeolojinin temelinde ‘‘bilim’’ yattığına göre Bakanlık, Türk ya da yabancı bilim insanlarına neden başvurmamıştır? Başvurmuş ve ‘‘sahte’’ diye bir sonuç çıkmışsa bunu da kamuoyuna açıklamak gerekmez miydi? Unutmayalım, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘‘sahtecilik’’ konusunda uluslararası sabıkası var. O bakanlık değil mi, ‘‘sahte Picasso’’ tablolarını Resim ve Heykel Müzesi’nde özel bir odada olağanüstü güvenlik önlemleri altında törenle ziyarete açmakla kalmayıp dönemin başbakanı Bülent Ecevit’e de İspanya’da ‘‘Bizim de Picasso’larmız var!’’ dedirtmişti? Çünkü bilimselliğe başvurulmamıştı. Şimdi bu olayda bakanlığa nasıl inanılabilir? O zaman bu satırların yazarı ‘‘Picasso Skandalı’’ yazı dizisi ile tabloların sahteliğini kanıtlayınca, başta dönemin bakanı İstemihan Talay olmak üzere yetkililer utanç içinde kalmamışlar mıydı? Bakarsınız bu sefer tersi olabilir. Bir esere ‘‘sahte’’ diyebilmek için bütün bu soruların yanıtları ‘‘bilimsel’’ olarak aranmalıdır. Haydi yetkililer, Talay’ın akıbetine uğramayınız! Afganların, ABD’yi protesto için sokaklara dökülmesi üzerine Afgan polisi uyarı ateşi açtı. (Fotoğraf: AP) ğünü, ikisinin yaralandığını belirtti. Yerel basına göre ise ölü sayısı 2030. ABD ordu sözcüsü sadece kazayı doğruladı. Olayın duyulmasıyla birlikte yaklaşık 1000 kişiden oluşan öfkeli kalabalık sokaklara çıkarak ABD ve Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai karşıtı sloganlar attı. ‘‘ABD’ye ölüm’’, ‘‘Karzai’ye ölüm’’ diye bağıran göstericiler, ABD ve İngiliz büyükelçiliklerinin de yer aldığı diplomatik temsilciliklerin bulunduğu bölgeye doğru yürüyüşe geçti. Göstericiler kendilerini dağıtmak isteyen polise taş attı, araçları ve kontrol noktalarını ateşe verdi. Afgan güvenlik güçleri, başkentteki çoğu yolu trafiğe kapattı. Bir gösterici ‘‘Afganistan’ı atış talimi yapacakları bir poligon olarak görüyorlar’’ derken bir görgü tanığı da ‘‘Bu korkaklar, kendilerine taş atan kalabalığa mermi yağdırıp onları koyunlar gibi öldürdüler’’ diyerek ABD’ye tepkilerini dile getirdiler. Ellerinde bıçaklar olduğu belirtilen kimi Afgan göstericinin, ‘‘Amerikalılar nerede’’ diye bağırdıkları kaydedildi. Yabancı misyonların bulunduğu bölge civarında silah seslerinin duyulması üzerine BM, çalışanlarına sığınaklara gitmeleri uyarısında bulundu. açılmış olduğunu ancak bunun Afgan ya da ABD güçleri tarafından mı yapıldığı konusunda ellerinde rapor olmadığını kaydetti. Şiddet olaylarının ardından Afgan Meclisi günlük programını iptal ederek olağanüstü oturuma geçti. Afganistan’ın güneyinde son haftalarda ABD liderliğindeki koalisyon güçleri tarafından 2001 yılı sonunda Taliban rejiminin devrilmesinden bu yana militanlara yönelik en şiddetli saldırılar düzenleniyor. Bu ülkede 23 bin askeri bulunan ABD’nin geçen hafta düzenlediği hava saldırısında, resmi rakamlara göre en az 16, başka kaynaklara göre 34 sivilin ölmesinin, Taliban’a desteği arttırdığı yorumları yapılıyor. Helmand eyaletindeki Taliban milislerini hedef alan önceki günkü saldırıda da onlarca militanın öldüğü bildirildi. Yerel basın: Ölü sayısı 2030 Kazanın meydana geldiği yerde toplanan öfkeli kalabalık ABD askeri araçlarına taş attı ve çevredeki diğer araçları yaktı. ABD askerlerinin protesto gösterisi yapmaya başlayan kalabalığa ateş açması sonucu en az 4 kişinin öldüğü iddia edildi. Olay yerinde bulunan AFP fotoğrafçısı ABD ateşi sonucu yanında duran 2 kişinin öldüğünü, vurulan diğer 2 kişinin cesetlerini gördüğünü söyledi. Afgan polisi ilk yaptığı açıklamada, ABD ateşi sonucu bir göstericinin öldü Meclis olağanüstü oturuma geçti Afganistan’da NATO’nun çokuluslu barış gücünden yapılan açıklamada kazanın olduğu bölgeye helikopter gönderildiği ancak Afgan polisinin kalabalığın tepkisini gerekçe göstererek kendilerinden bölgeyi terk etmelerini istediği belirtildi. NATO yetkilisi olayla ilgili olarak kalabalığa yönelik bir uyarı ateşinin S TRATEJİK VİZYON BELGESİ PKK’ye karşı ortaklık yok ? ABD ile ortak hazırlanan belge üzerindeki çalışmalar tamamlandı. Onaylanmayı bekleyen belgede PKK konusuna doğrudan yer verilmedi. MAHMUT GÜRER İki Bakanı Savcıya İhbar Ediyoruz Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na, her ikisi de SBF’den kardeşim olan, Kültür ve Turizm Bakanı Koç ile İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’yu, binlerce kaçak kazı yapanlara yardım ettikleri suçlaması ile ihbar ediyorum. Yerli ve yabancı arkeologlar kazı izni almakta zorlanırken, doktorasını yapan bilim insanlarına kazı izni verilmezken, binlerce kişi Türkiye’de yüzlerce ören yerinde kaçak kazı yapıyor, tarihsel, kültürel, dinsel mirası yalnız kazmalarla deşmekle kalmıyor, dinamitliyorlar. ile sokaktaki çocuğu bile kaçak kazıya teşvik ediyor. Daha da vahimi! Adı bizde saklı, bir internet sitesinde tümülüslerin nasıl soyulacağı, çizimleri ile ballandıra ballandıra anlatılıyor. Samimiyetle söylüyorum, gençlerin üniversiteye arkeoloji öğrenmeye gitmelerine gerek yok, ‘‘internet cafe’’de girsinler bu siteye, alsınlar diplomalarını. Haberi okumuşsunuzdur. Gençlerin güncel olaylar ve kişiler hakkında katkıda bulundukları ‘‘ekşi sözlük’’ adındaki bir sitede ‘‘esrar’’ reklamı yapıldığı gerekçesi ile 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 23 Mayıs’taki kararına dayalı olarak Emniyet Genel Müdürlüğü siteye erişimi engelledi. Oysa yalnız Türklerin değil, tüm insanlığın ortak malı olan tarihsel, kültürel, dinsel miras talanına ve tahribatına göz yuman bu iki bakan ve yöneticileri, bu site hakkında benzeri uygulamayı yapmazlar, dedektörleri yasaklatmazlar. Bu arada mangalda kül koymayıp sıra girişim yapmaya gelince, bakanlığın vereceği ödeneğin kesilmesinden korkup üç maymunu oynayan bilim insanlarına değil bilim insanı, insan bile denilebilir mi acaba? Endonezyalı çocuk, kahvaltısını evinin enkazı üzerinde yapıyor. Binlerce kişi geceyi sokakta geçiriyor. (Fotoğraf: AP) Felakete yağmur da eklendi Dış Haberler Servisi Endonezya’nın Cava adasında cumartesi günü meydana gelen 6.3 büyüklüğündeki depremde ölenlerin sayısı 5 bin 100’ü geçti. Bölgeyi etkisi altına alan yoğun yağış arama kurtarma çalışmalarını olumsuz etkilerken, binlerce depremzede geceyi evlerinin enkazına sığınarak geçirdi. Birleşmiş Milletler (BM) sağ kalanlara ulaşma ve yardım götürme girişimlerini zamana karşı yarış olarak ifade etti ve yıkımı ‘‘çok büyük’’ olarak niteledi. Bölgede özellikle tıbbi malzeme sıkıntısı çekildiğini belirten yetkililer, temiz su bulunamamasının depremzedelerin sağlığını tehdit ettiğini söylediler. Cuma gecesinden bu yana bölgeyi etkisi altına alan şiddetli yağış, arama kurtarma çalışmalarını olumsuz etkiliyor. Merapi hareketlendi Deprem sonucu yaklaşık 200 bin kişinin evsiz kaldığı tahmin edilirken, çok sayıda depremzede dün geceyi barınacak yerleri olmadığı için evlerinin enkazına sığınarak geçirmeye çalıştı. Depremin merkez üssüne 70 kilometre uzaklıkta bulunan Merapi Yanardağı’ndaki faaliyetlerde artış kaydedildi. Yetkililer, depremin yanardağın içinde biriken magma yığınını arttırabileceği görüşünü dile getiriyor. Merapi Yanardağı’nda son haftalarda saptanan faaliyetler bölge halkını ve yetkilileri endişelendiriyor. Bölgeden on binlerce kişi tahliye edildi. Uzmanlara göre depremle Merapi Yanardağı’nın lav püskürtmesi arasında sıkı bir bağ bulunuyor. Endonezya’ya uluslararası yardımlar da sürüyor. ANKARA ABD ile önümüzdeki dönemde atılacak ortak adımların yer alacağı Stratejik Vizyon Belgesi’nde PKK’ye doğrudan yer verilmeyeceği öğrenildi. Konuya ilişkin bilgi veren üst düzey bir kaynak, PKK konusunun ayrı müzakere edileceğini belirterek ‘‘Terör örgütünün adı doğrudan belgede yer almayabilir. Ancak ABD ile Türkiye arasında PKK konusundaki işbirliği tabii ki sürecektir’’ dedi. ABD ile ortak hazırlanan Stratejik Vizyon Belgesi üzerindeki çalışmalar tamamlandı. Belgenin sadece onay süreci kaldı. Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre, belgede iki ülke PKK konusunda tam olarak anlaşma sağlayamadı. Bu nedenle iki ülke arasındaki ortak adımları belirleyecek olan siyasi nitelikli belgede, PKK konusuna doğrudan yer verilmedi. Belgede yer alan Terörle Mücadele başlığının altında iki ülkeden birinin terörist olarak tanımladığı oluşumu hem ABD hem de Türkiye’nin ‘‘terör örgütü’’ olarak kabul etmesi öngörülüyor. Bu kapsamda, iki ülke teröre karşı ortak mücadele verecek. Ancak bu durumun Ankara’nın elini PKK konusunda oldukça güçsüzleştireceği ifade ediliyor. Kıbrıs konusunda anlaşma sağlandı Üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi de belgede PKK konusunun yer almamasının şaşırtıcı olmaması gerektiğini vurgularken belgenin çerçeve olarak yapıldığını savundu. Belgede Kıbrıs konusunda anlaşma sağlandı. Edinilen bilgilere göre, Kıbrıs’a ilişkin olarak, Ankara’nın da istediği ‘‘ABD Türkiye’nin açıkladığı eylem planını destekler ve Kıbrıs Türk toplumu üzerindeki izolasyonların kaldırılması gerektiği görüşünü paylaşır’’ ifadesi üzerinde uzlaşıldı. Daha önce yapılan müzakerelerde ABD, izolasyonların kaldırılmasına ilişkin cümlenin sadece ‘‘ABD Türkiye’nin açıkladığı eylem planını destekler’’ şeklinde olması konusunda ısrarcıydı. IRAK’TA GÜNÜN BİLANÇOSU: 57 kişi ÖLDÜ Bugün Türkiye’de yıllık ‘‘metal dedektör’’ satışı, otomobil satışını geçti. Geçmişte gazetelerde ürkek ürkek çıkan detektör reklamları artık TV’lerde de boy gösteriyor. Ekteki fotoğrafa bakınız; bir dedektör satıcısı açık seçik, dükkânın önünde üç boyutlu iki el arasında bir define küpünün reklamı Elmek: oacar?superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 Dış Haberler Servisi Irak’ın başkenti Bağdat’ın kuzeyinde düzenlenen saldırılarda yaklaşık 57 Iraklı öldü. CBS televizyonu için çalışan iki gazeteci de Bağdat’ta düzenlenen bombalı saldırıda yaşamını yitirdi. Irak’ın başkenti Bağdat güne yine saldırıyla uyandı. Bağdat’ın 65 kilometre kuzeyindeki Sünni üçgeninde yer alan Bakuba’da, bir otobüs içine yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 11 kişi yaşamını yitirdi, 16 kişi de yaralandı. İlk saldırı, Bağdat’ın kuzeyindeki Halis kasabasında düzenlendi. Halkın Mücahitleri adlı İranlı muhalif örgütün kampına işçi taşıyan bir otobüs, bombalı saldırıya hedef oldu. Sal dırıda otobüsteki 10 kişi yaşamını yitirdi. Kazimiye semtinde de, bir araçtaki bombanın pazaryeri önünde patlaması sonucu 7 Iraklı öldü, 20 kişi yaralandı. Yine başkentte Sünnilerin gittiği Ebu Hanife Camisi yanına park etmiş bir bombalı aracın infilak etmesi sonucu 9 kişi hayatını kaybetti, 25’i de yaralandı. Bağdat’ta ABD askeri konvoyunu hedef alan bombalı saldırıda ise CBS televizyonu için çalışan 2 ABD’li gazeteci öldü, bir gazeteci de ağır yaralandı. Bağdat ve çevresindeki diğer saldırılarda da, 6’sı polis 11 kişi yaşamını yitirdi. Güneydeki Basra kentindeyse 2 İngiliz askeri öldürüldü. CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle